Ekonomi Politik
Yaklaşım
Ekonomik erk ile kültürel biçimler arasında dolaysız ve dolayımlanan
bağlantıları araştırır. Bu anlamda kitle iletişim araçlarının mülkiyeti, kontrolü medya sektörünün diğer sektörlerle ve devletle olan ilişkisi, tekelleşme, medya içeriğinin farklılaşması, metalaşma,
ticarileşme reklam ve kar güdüsünün
içeriğe etkisi gibi konuların sorgulaması
önemli konular olarak saptanmıştır.
Vincent Mosco(1996) ekonomi politik
yaklaşımın 1990’lı yıllardan itibaren dört temel ilgi alanı belirlemiştir. Bunlar
küreselleşme,
deregülasyon,
birleşme
sayısallaşma
Bağımlılık kuramlarının yoğun ilgi gördüğü dönemde, bu kuramların
iletişim alanına “medya emperyalizmi”,
“kültür emperyalizmi”, “kültürel
bağımlılık” gibi kavramlarla tercüme
edilmiştir.
Herbert Schiller bağımlılık kuramından hareketle iletişimin uluslararası
boyutunu inceler. Schiller’e göre medya ekonomik işlevlerinin yanı sıra ideolojik işlevler de üstlenmektedir. İnsanlara
manipülasyon yoluyla paketlenmiş bilinç
sunarak zihinleri yönlendirmektedir
Amerikan emperyalizminin
uluslararasılaşması için iletişime nasıl bir işlev yüklendiği ya da bu imparatorluğun varlığını sürdürmesinde iletişim
olanaklarının nasıl kullanıldığını deşifre etmeyi kendisine amaç edinmiştir. Bu
anlamda ABD’nin “enformasyonun serbest akışı” düsturu ile uluslararası iletişim
akışını, nasıl sadece ABD’den diğer ülkelere tek yönlü akışını meşrulaştırmak için
kullandığını bir anlamada gözler önüne
sermeye çalışmıştır.
Dallas Smythe ise izleyicilerin programlar üzerinden nasıl reklamcılara
pazarlandığını araştırmıştır.
Smythe(1977), kapitalizmin reklam
sayesinde pazarı kontrol ettiğini ve talebi istediği gibi kontrol edip yönlendirdiğini
belirtmektedir. Reklamlar, yaşam biçimleri
sembolik değerler ve zevkleri birleştirerek
aslında toplumda anlam sistemi yaratırlar.
Araçsalcı yaklaşım içinde çalışan Herman ve Chomsky ise özellikle haber medyasının ekonomi politiği üzerine yoğunlaşmıştır.
Araçsalcılar kapitalistlerin kamusal
enformasyon akışının kendi çıkarlarıyla uyumlu olması için pazardaki ekonomik güçleri nasıl kullandıkları üzerine
yoğunlaşırlar. Özel mülkiyetin kontrolünde
olan iletişim araçlarını sınıf tahakkümünün
araçları olarak değerlendirirler.
Herman ve Chomsky, Amerikan haber
medyasının ekonomi politiği üzerine
yoğunlaşmışlardır. Propaganda modeli
olarak adlandırdıkları bu modele göre
medya ve kültür birer endüstriyel alan
olarak işlev görmektedir.
Eleştirel ekonomi Politik Nedir?
Peter Golding ve Graham Murdock
1. bütüncüdür(holistic)
2. tarihseldir
3. merkezi olarak kapitalist teşebbüs ile devlet müdahalesi (public intervention)) arasındaki dengeyle ilgilenir.
4. adalet, eşitlik ve kamu yararı gibi
temel sorunlarla ilgilenmek için verimlilik
gibi temel konuların ötesine geçer
Anaakım ekonomi bilimi ekonomiyi ayrı ve uzmanlaşmış bir alan olarak
görürken, eleştirel ekonomi politik, ekonomik örgütlenme ile siyasal,
toplumsal ve kültürel yaşam arasındaki
etkileşimle ilgilenir.
Ekonomi politik: üç çekirdek görevi
Kültürel malların üretimiyle ilişkilidir, ekonomi politik, kültürel üretimin
kültürel tüketim silsilesi üzerinde
sınırlandırıcı bir etki yaptığı varsayımına
özel önem atfeder.
Medya ürünlerindeki mevcut temsillerin onların üretimi ve tüketimindeki maddi gerçeklerle bağlantılı ilişkilendirilme
biçimlerini göstermek için metinlerin
ekonomi politiğini inceleriz.
Eleştirel ekonomi politik özellikle
iletişimsel etkinliğin, maddi ve simgesel kaynakların eşit olmayan paylaşımı
tarafından yapılandırılma tarzlarıyla
ilgilenir.
İktidarın sürdürülmesi olarak anlam üretim
İletişimin ekonomi politiği için odak soru, kültürel üretim ve dağıtım üzerinde
kontrol uygulayan güçler sathındaki değişimlerin kamusal alanı nasıl
sınırlandırdığını ya da özgürleştirdiğini
araştırmaktır.
Bu pratikte dikkati iki anahtar konuya yöneltir:
Birincisi, bu tür kurumların mülkiyet yapısı ve etkinlikler üzerindeki kontrol açısından bu modelin sonuçlarıdır.
İkincisi, devlet düzenlemesi ile iletişim kurumları arasındaki ilişkinin
mahiyetidir.
Büyük şirketlerin yaptığı kültürel üretimin düzenli artan miktarı,
demokrasi kuramcıların ilgi kaynağı olmuştur.
Demokrasi kuramcılarına kamu
medyasının bir kamusal alan olarak
işlemesi gerektiği ideali ve tekelleşen
özel mülkiyet gerçeği arasında temelde
bir çelişki görmüşlerdir.