• Sonuç bulunamadı

Epilepsili Hastalar›n Beck Depresyon Ölçe¤i ile De¤erlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Epilepsili Hastalar›n Beck Depresyon Ölçe¤i ile De¤erlendirilmesi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Epilepsili Hastalar›n Beck Depresyon Ölçe¤i ile De¤erlendirilmesi

Evaluation of Epilepsy Patients with the Beck Depression Inventory

Mukadder MOLLAO⁄LU, Ertu¤rul BOLAYIR, Ayflenur TAfi

Epilepsi 2003;9(3):144-150

Dergiye gelifl tarihi: 15 Temmuz 2003 Düzeltme iste¤i: 21 Eylül 2003 Yay›n için kabul tarihi: 3 Ekim 2003 Cumhuriyet Üniversitesi Hemflirelik Yüksekokulu ‹ç Hastal›klar› Hemflireli¤i Anabilim Dal› (Mollao¤lu);

Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal› ((Bolay›r, Tafl).

‹letiflim adresi: Mukadder Mollao¤lu. Cumhuriyet Üniversitesi Hemflirelik Yüksekokulu ‹ç Hastal›klar› Hemflireli¤i Anabilim Dal›, 58040 Sivas.

Tel: 0346 - 219 10 10 / 1347 Faks: 0346 - 219 12 61 e-posta: mukadder@cumhuriyet.edu.tr

Amaç: Depresyon genellikle epilepsili hastalarda en s›k görülen psikolojik sorundur. Bu çal›flmada epilepsili hastalarda depresyon ve depresyonu et- kileyen faktörler de¤erlendirildi.

Hastalar ve Yöntemler: Epilepsili 130 hastaya (58 kad›n, 72 erkek; ort. yafl 30.6; da¤›l›m 17-65) Beck Depresyon Ölçe¤i (BDÖ) uyguland›. Epilep- si nöbetleri ILAE önerilerine göre s›n›fland›r›ld›.

Hasta grubunda epileptik nöbetlerin bafllad›¤›

yafl ortalamas› 18.8, ortalama hastal›k süresi 11.4 y›l idi. Nöbet tipi, nöbet s›kl›¤›, nöbetlerin or- taya ç›kt›¤› zaman, hastal›k süresi, kullan›lan an- tiepileptik tedavi ile BDÖ puanlar› aras›ndaki ilifl- ki de¤erlendirildi.

Bulgular: Çal›flma grubunda BDÖ puan ortala- mas› yüksek (20.95±11.29) bulundu; olgular›n sadece %30.8’inde BDÖ puan› 13’ün alt›nda idi.

Küçük yafltan itibaren nöbet geçirenlerde, dü- zensiz nöbeti olanlarda, ayda birden fazla nöbet geçirenlerde, e¤itim düzeyi ve gelir düzeyi düflük olanlarda, birden fazla antiepileptik ilaç alanla- rda depresyon puanlar› yüksek bulunurken, nö- bet tipi ile BDÖ puanlar› aras›nda anlaml› iliflki görülmedi (p>0.05).

Sonuç: Epilepsili hastalarda depresif belirtiler s›k görülmektedir; bu nedenle, hastalar›n bu yönden de de¤erlendirilmeleri, depresyonu art›r›c› risk faktörlerinin ortaya ç›kar›lmas› ve hastalara uygun e¤itim ve dan›flmanl›k hizmetlerinin verilmesi ge- rekir.

Anahtar Sözcükler: Günlük yaflam aktiviteleri; depresif hastal›k/tan›; epilepsi/psikoloji/rehabilitasyon; kiflilik en- vanteri; psikometri; sosyal uyum.

Objectives: Depression is generally the most com- mon psychological problem in epilepsy patients. This study was designed to assess depression and the factors that affect depression in epilepsy patients.

Patients and Methods: The Beck Depression Inventory (BDI) was administered to 130 epilepsy patients (58 females, 72 males; mean age 30.6 years; range 17 to 65 years). Seizures were classi- fied according to the ILAE recommendations. The mean age of onset of seizures was 18.8 years and the mean duration of disease was 11.4 years.

Correlations were sought between BDI scores and the type, frequency, and time of seizures, disease duration, and antiepileptic drugs.

Results: The mean BDI score was high (20.95±11.29) in the patient group, with only 30.8%

of cases having a total score below 13. Epileptic seizures since childhood, occurrence of seizures at irregular times, the frequency of more than one seizure a month, lower education levels and finan- cial income, and the use of more than one antiepileptic drug were significantly associated with higher scores. No correlation was found between BDI scores and the type of seizures (p>0.05).

Conclusion: It is concluded that depression symp- toms are common in epileptic patients. Hence, approach to epilepsy patients should include evalu- ation of patients concerning depression, investiga- tion of risk factors for depression, and provision of appropriate education and counseling.

Key Words: Activities of daily living; depressive disorder/

diagnosis; epilepsy/psychology/rehabilitation; personality inventory; psychometrics; social adjustment.

(2)

Depresyon, epilepsili hastalarda en ciddi ve en s›k rastlanan psikiyatrik bozukluk olma- s›na karfl›n, s›kl›¤›n› kesin olarak belirleyen epidemiyolojik çal›flmalar yoktur. Konuyla il- gili çal›flmalar daha çok temporal lob epilepsi- si olan hastalarda yap›lm›flt›r. Bir çal›flmada epilepsili hastalar›n %19’unda, di¤er bir çal›fl- mada %22.9’unda, baflka bir çal›flmada

%38’inde depresyon bulundu¤u bildirilmifl-

tir.[1-3]Epilepsili hastalarda psikopatoloji gelifli-

minde risk faktörleri olarak hastal›¤›n erken bafllamas›, nöbetlerin uzun sürmesi ve kötü kontrolü, temporal lob oda¤›, antiepileptik ilaçlar, düflük sosyo-ekonomik durum, iflsiz- lik, hastada ve ailesinde depresyon öyküsü- nün varl›¤› gösterilmektedir.[4,5]Ayr›ca, toplum içinde tekrarlayan üzücü bilinç kayb› hecme- leri, sayg›nl›¤›n azalmas›, özsayg›da azalma, ifl ve sosyal yaflamdaki baflar›s›zl›klar, evlilik sorunlar›, sosyal damgalanma, epilepsinin kronik bir hastal›k olmas› ve sürekli ilaç kul- lanma zorunlulu¤u hastalarda depresyon ne- deni olabilmektedir; ancak bütün bu nedenle- rin tek faktör olarak epilepside psikiyatrik bo- zukluklar›n oluflumunu aç›klamad›¤›, özellik- le depresyon gelifliminin karmafl›kve çok et- kenli süreçlere ba¤l› oldu¤u vurgulanmakta-

d›r.[1,3,5,6]Epilepsi ile duygulan›m bozukluklar›

aras›ndaki iliflkide, psikososyal faktörlerin ya- n› s›ra, adrenoreseptörler ve eksitatör alan›n etraf›nda oluflan inhibitör alan üzerinde de durulmaktad›r.[3-5] Bütün bu nörofizyolojik ve psikososyal etkilenimler sonucunda epilepsili bireylerin yaflam kaliteleri düflmekte, intihar e¤ilimleri artmakta ve yaflam süreleri k›sal- maktad›r.[7]Force ve ark.[8] intihar eden 26 epi- lepsili hastadan beflinde intihar nedeninin depresyon oldu¤unu bildirmifllerdir.

Bu çal›flma epilepsili hastalarda depresyon s›kl›¤›n› ve etkileyen faktörleri belirlemek ama- c›yla yap›ld›.

GEREÇ VE YÖNTEM

Araflt›rma, Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fa- kültesi Araflt›rma Hastanesi Poliklini¤i’nde en az bir y›l boyunca kesin epilepsi tan›s› ile teda- vi edilen, epilepsi d›fl›nda herhangi önemli bir t›bbi ve psikiyatrik sorunu olmayan, görüflme formundaki sorulara yan›t verebilecek durum- da olan, araflt›rmaya kat›lmaya istekli, antiepi- leptik tedavi gören epilepsili 130 hasta (58 ka- d›n, 72 erkek; ort. yafl 30.6; da¤›l›m 17-65) ile

yap›ld›. Hastalar›n tümü okuryazard›. Epilep- tik nöbetlerin bafllad›¤› yafl ortalamas›

18.8±14.2, ortalama hastal›k süresi 11.4±9.43 y›l bulundu.

Araflt›rmada 1961 y›l›nda Beck ve ark.[9]tara- f›ndan gelifltirilen Beck Depresyon Ölçe¤i (BDÖ) kullan›ld›. Ülkemizde ölçe¤in geçerlik ve güvenirlik çal›flmas› Hisli[10] taraf›ndan ya- p›lm›flt›r. Beck Depresyon Ölçe¤i, depresyonda görülen duygusal, biliflsel, fiziksel ve motor fonksiyonlara iliflkin belirtileri ölçmeye yara- yan 21 maddeden oluflur ve hastan›n kendini de¤erlendirmesine dayan›r. Depresyon derece- sini say›lara döken her bir madde, depresyona özgü bir davran›flsal örüntüyü belirlemekte ve dört dereceli kendini de¤erlendirme cümleleri- ni içermektedir. Bireyin iflaretlemifl oldu¤u her maddeye karfl›l›k gelen puanlar›n toplanmas›

ile depresyon puan› elde edilmektedir. Puan toplam›n›n yans›tt›¤› depresyon düzeyleri flu flekildedir: 0-13 puan depresyon yok; 14-24 pu- an hafif düzeyde depresyon, 25-44 puan orta düzeyde depresyon, 45 ve üzeri puan a¤›r dü- zeyde depresyon. Ölçekten al›nabilecek en yüksek puan 63’tür. Ölçek ülkemizde çok say›- da araflt›rma ve taramalarda kullan›lm›flt›r.[11,12]

Ayr›ca çal›flmada epilepsili bireylerin kiflisel ve hastal›¤›n baz› özelliklerini belirlemeye yö- nelik araflt›rmac› taraf›ndan gelifltirilen bir has- ta görüflme formu kullan›ld›.

Hastalar ayn› zamanda, sosyo-demografik özellikler, nöbet tipi, nöbet s›kl›¤›, nöbet geçir- di¤i zaman, hastal›k süresi, kullan›lan antiepi- leptik tedavi gibi özellikleri ve bunlar›n BDÖ puan›yla iliflkisi aç›s›ndan da de¤erlendirildi.

Çal›flma sonuçlar›n›n istatistiksel de¤erlen- dirmesi SPSS program› kullan›larak yap›ld›. ‹s- tatistiksel analizlerde, gruplanm›fl de¤iflkenle- rin frekans ve yüzdelik de¤erleri, say›sal de¤ifl- kenlerin aritmetik ortalama ve standart sapma- lar› hesapland›; iki grup ortalamas› aras›ndaki farklar› belirlemede normal da¤›l›mda “t-testi”;

ikiden fazla ortalaman›n karfl›laflt›r›lmas›nda normal da¤›l›mda; tek yönlü varyans analizi kullan›ld›.[13]

BULGULAR

Olgular›n %26.2’sinin parsiyel (n=34),

%73’ünün jeneralize tipte nöbet geçirdi¤i; jene- ralize nöbet kapsam›nda de¤erlendirilen olgu- lar›n %5.3’ünün (n=7) ise birden fazla nöbet ge-

(3)

çirdi¤i belirlendi (Tablo 1). Ayr›ca, örneklemi- mizdeki epilepsili bireylerin %14.6’s›n›n son bir y›lda nöbet geçirmedi¤i, yar›s›ndan fazlas›n›n (n=69, %53.1) ayda birden fazla nöbet geçirdi¤i görüldü (Tablo 1).

Çal›flma grubunda BDÖ puan ortalamas›

20.95±11.29 bulundu; olgular›n sadece %30.8’in- de BDÖ puan› 13’ün alt›nda idi.

Hastalar›n e¤itim düzeyi ile depresyon ara- s›ndaki iliflki de¤erlendirildi¤inde, e¤itim dü- zeyi düfltükçe puanlar›n yükseldi¤i ve olgula- r›n depresyon e¤ilimlerinin anlaml› derecede

artt›¤› görüldü (p<0.001; Tablo 2). Okuryazarla- r›n puanlar› da di¤er e¤itim düzeylerine göre farkl›l›k göstermekteydi (p<0.001). Okuryazar epilepsili bireylerin puanlar› ikiflerli olarak Tu- key yöntemine göre karfl›laflt›r›ld›; okur-yazar olanlarla, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite mezunlar› aras›nda anlaml› fark bulunmazken (p>0.05), okuryazar kifliler ile lise mezunlar›

aras›nda fark bulundu (p<0.001). ‹lkokul mezu- nu olanlar ile lise mezunu olanlar aras›nda fark bulundu (p<0.001); ancak, ilkokul mezunlar›- n›n depresyon puanlar› ile di¤er e¤itim düzey- leri aras›nda fark bulunmad› (p>0.05). Öte yan- dan, ortaokul ile lise ve üniversite; lise, üniver- site ve üniversite ile di¤er e¤itim düzeyleri ara- s›nda fark bulunmad› (p<0.05). Okuryazar ve ilkokul mezunu olanlarda depresyon görülme oran› lise mezunu olanlara göre daha yüksek idi. Bu bulgular, e¤itim düzeyi yükseldikçe epi- lepsili bireylerde depresyon e¤iliminin azald›-

¤›n› göstermektedir.

Çal›flmada di¤er bir bulgu olarak, gelir dü- zeyi düflük olanlar›n, gelir düzeyi yüksek olan- lara göre depresyon puanlar›n›n daha yüksek oldu¤u ya da gelir düzeyi yükseldikçe BDÖ toplam puan›n›n, yani depresyon e¤iliminin anlaml› derecede azald›¤› görüldü (p<0.001).

Epileptik nöbet tipi ile depresyon aras›nda- ki iliflki de¤erlendirildi¤inde, jeneralize tonik- klonik nöbeti olan hastalar›n BDÖ toplam puan ortalamas›, parsiyel nöbeti olanlara göre yük- sek olmakla birlikte, bu fark anlaml› bulunma- d› (p<0.05).

Nöbetlerin bafllama yafl› ile BDÖ toplam pu- anlar› aras›ndaki iliflki de¤erlendirildi¤inde, nöbetlerin 0-6 yafl döneminde bafllad›¤› kifliler- de BDÖ puan ortalamas›n›n di¤er y›llara göre TABLO 1

Epilepsili hastalar›n tan›t›c› özellikleri Say› Yüzde Ort.±SS Cinsiyet

Kad›n 58 44.6

Erkek 72 55.4

Yafl 30.6±13.5

Medeni durum

Evli 55 42.3

Bekar 70 53.8

Dul 5 3.9

Çal›flma durumu

Çal›fl›yor 39 30.0

Çal›flm›yor 91 70.0

Gelir (ayl›k/milyon TL) 160.9±124.8 E¤itim düzeyi

Okur-yazar 20 15.4

‹lkokul 53 40.8

Ortaokul 21 16.1

Lise 33 25.4

Üniversite 3 2.3

Nöbetlerin bafllama 18.8±14.2

yafl› (y›l)

Hastal›k süresi (y›l) 11.4±9.43

Nöbet tipi

Jeneralize 96 73.9

Parsiyel 34 26.1

Son bir y›lda geçirilen nöbet say›s›

Nöbet geçirmemifl 19 14.6

<1 nöbet/ayda 42 32.3

>1 nöbet/ayda 69 53.1 Antiepileptic tedavi flekli

Monoterapi 116 89.2

Politerapi 14 10.8

TABLO 2

Epilepsili hastalarda e¤itim düzeyleri ile Beck Depresyon puanlar› aras›ndaki iliflki

Beck Depresyon Kruskal- p Ölçe¤i toplam puan› Wallis E¤itim düzeyi

Okuryazar 23.45+12.23 (4)*

‹lkokul 19.60+9.20 (4)*

Ortaokul 18.52+12.34 26.06 p<0.001

Lise 11.96+6.58

Üniversite 9.33+3.51

*Kruskal-Wallis testine göre fark› yaratan grup.

(4)

daha yüksek oldu¤u; 13-18 yafl grubunun BDÖ toplam puan›n›n di¤er yafl gruplar›n›n puan ortalamalar›na göre daha düflük oldu¤u görül- dü. Bu durum, çocukluk döneminden itibaren epileptik nöbetleri olan kiflilerde depresyon gö- rülme oran›n›n daha yüksek oldu¤unu göster- mektedir.

Nöbet s›kl›¤› aç›s›ndan, en düflük BDÖ top- lam puanlar› son bir y›lda hiç nöbet geçirme- yenlerde bulundu; ayda birden fazla nöbet ge- çirenlerde ise puanlar›n en yüksek oldu¤u gö- rüldü (p<0.05).

Beck Depresyon Ölçe¤i toplam puan› ile epi- lepsili bireylerin gün içerisinde nöbet geçirdik- leri zaman aras›ndaki iliflki istatistiksel olarak anlaml› bulundu (p<0.05). En yüksek puan or- talamas› hem gece hem gündüz nöbet geçiren- lerde görüldü (Tablo 3).

Monoterapi uygulanan hastalar›n toplam pu- an› politerapi uygulanan hastalar›n puan›ndan düflük olmakla birlikte, fark istatistiksel olarak anlaml› de¤ildi (p>0.05). Di¤er yandan, düzenli antiepileptik ilaç kullanmayanlar›n toplam pu- an›, düzenli kullananlara göre anlaml› derecede yüksek bulundu (p<0.01; Tablo 4).

TARTIfiMA

Çal›flmam›zda yer alan olgular›n BDÖ puan ortalamas›n›n 20.95±11.29 oldu¤u, olgular›n sa- dece %30.8’inde depresyon belirtilerinin olma- d›¤› (<13 puan) belirlenmifltir. Beck Depresyon Ölçe¤i epilepsili hastalar için gelifltirilmifl bir ölçek olmamakla birlikte, literatürde epilepsili hastalarda depresyonun de¤erlendirilmesinde kullan›ld›¤› bildirilmifltir.[14-16] Epilepsili hasta- larda halihaz›rda kullan›lan psikiyatrik tan› öl- çütleri ile depresyon tam olarak tan›lanamad›¤›

için, depresyon belirtilerinin de¤erlendirilme- sinde BDÖ ve Hamilton Depresyon Ölçe¤i de kullan›lmaktad›r.[17-19] Beck Depresyon Ölçe-

¤i’nin epilepsili hastalarda depresyon belirtile- rinin de¤erlendirilmesi için gelifltirilmemifl ol- mas›, bu hastalarda duygudurumu ölçen epi- lepsiye özgü gelifltirilmifl ölçeklere gereksinimi ortaya koymaktad›r.

E¤itim düzeyi düflük olgular›m›zda dep- resyon görülme e¤iliminin daha yüksek oldu-

¤u, e¤itim düzeyi yükseldikçe depresyon pu- anlar›n›n anlaml› derecede düfltü¤ü görül- mektedir (Tablo 2). Tukey yöntemine göre gruplararas› karfl›laflt›rmalarda okuryazar ve

ilkokul mezunlar›n›n depresyon puanlar› lise mezunlar›na göre daha yüksek bulunmufltur.

E¤itim düzeyi ile depresyon aras›ndaki iliflki, olgular›n e¤itim düzeylerinin artmas› ile bire- yin dogmatik düflüncelerden uzaklafl›p epi- lepsi hastal›¤› hakk›nda do¤ru bilgiler edin- mesi, düzenli t›bbi kontrollere gitmesi, düzen- li ilaç kullanmas›, e¤itimle birlikte gelir düze- yinin daha yüksek olmas› gibi faktörlerle ilifl-

TABLO 3

Epilepsili bireylerin hastal›kla ilgili özellikleri ile Beck Depresyon Ölçe¤i

toplam puan› aras›ndaki iliflki

Ort.±SS t p

Nöbet tipi

Parsiyel 15.64±8.32

Jeneralize 18.62±10.93 1.52 0.13

Nöbetlerin bafllad›¤› yafl

0-6 22.30±12.29

7-12 17.17±10.22

13-18 14.35±8.94 2.48 p<0.05

19-24 19.85±11.36

25+ 18.41±9.33

Nöbet s›kl›¤›

Son bir y›lda nöbet yok 13.47±9.05

Ayda <1 16.54±10.51 3.41 p<0.05

Ayda >1 19.84±10.25

Nöbet geçirme zaman›

Yaln›z gece 14.95±6.81

Yaln›z gündüz 16.02±8.81 6.81 p<0.001 Hem gece hem gündüz 21.43±11.50

Uyanma s›ras›nda 9.09±3.70

TABLO 4

Epilepsili hastalar›n antiepileptik ilaç kullanma özellikleri ile depresyon puanlar›

aras›ndaki iliflki

Ort.±SS t p

Tedavi

Monoterapi 17.54+10.42 0.10 0.74

Politerapi 20.35+9.87

‹laçlar› düzenli kullanma durumu

Düzenli 13.50+6.77

Düzenli de¤il 21.02+11.39 4.36 p<0.01

(5)

kilendirilebilir. Literatürde, günümüze kadar epilepsili hastalarda depresyon gelifliminde risk faktörleri olarak, hastal›¤›n erken baflla- mas›, nöbetlerin uzun sürmesi ve kontrol edi- lememesi, temporal lob oda¤›, antiepileptik ilaçlar, düflük sosyo-ekonomik durum, iflsiz- lik, hasta ve ailesinde depresyon öyküsü ve cinsiyet fark› gibi faktörler üzerinde durul- mufltur.[5,14,16] Literatür bilgisiyle uyumlu bul- gular›n elde edildi¤i çal›flmam›z, e¤itim düze- yi düflük hastalar›m›z›n daha fazla dan›flman- l›¤a ve psikososyal deste¤e gereksinim duy- duklar›n› göstermifltir.

Çal›flma grubumuzdaki gelir düzeyi düflük epilepsili hastalarda depresyon görülme ora- n›n›n gelir düzeyi yüksek hastalara göre yük- sek olmas› literatürde de belirtildi¤i gibi[2,17]

depresyon için önemli bir risk faktörü olarak belirlenmifltir. Toplum içinde tekrarlayan bi- linç kayb› epizodlar›, sayg›nl›¤›n azalmas›, benlik sayg›s›nda azalma, ifl ve sosyal yaflam- daki baflar›s›zl›klar, evlilik sorunlar›, sosyal damgalanma, kronik hastal›kl› olma, sürekli ilaç kullanma zorunlulu¤u gibi faktörlerin ya- n› s›ra ifl bulamama, iflsizlik ve ekonomik s›- k›nt›lar›n epilepsili hastalar için depresyonun ortaya ç›kmas›nda önemli psikososyal faktör- lerdir.[2,5,14,16]

Temporal lob epilepsilerinde depresyonun daha fazla görüldü¤ü belirtilmifltir.[3,5,18]Quiske ve ark.[19]epilepsili 60 hasta üzerinde BDÖ’yü kullanarak yapt›klar› çal›flmada temporal lob epilepsili hastalarda depresyon görülme ora- n›n› di¤er epilepsi türlerine göre yüksek bul- mufllard›r. Roth ve ark.[2]ise di¤er epilepsi tip- leri ile temporal lob epilepsisinde depresyon görülme aç›s›ndan bir fark olmad›¤›n› bildir- mifllerdir. Çal›flma grubumuzda nöbet tipi ile depresyon aras›nda anlaml› iliflki elde edile- memesi, örneklemde temporal lob epilepsili hasta say›s›n›n az olmas›na (12 hasta) ba¤l›

olabilir.

Epilepsi nöbetlerinin bafllad›¤› yafl ile dep- resyon aras›ndaki iliflki incelendi¤inde, nöbet- leri yaflam›n ilk y›llar› olan 0-6 yafl›nda baflla- yanlarda depresyon puanlar› daha yüksek bu- lunmufltur. Jalava ve ark.[20] nöbetleri çocukluk döneminde bafllayan bireylerin psikososyal uyumlar›n›n daha az oldu¤unu bildirmifllerdir.

Bu bulgular, nöbetleri erken bafllayanlar›n ya da hastal›k süresi fazla olanlar›n depresyon aç›-

s›ndan öncelikli riskli grup olarak de¤erlendi- rilmeleri gere¤ini göstermektedir.

Çal›flmam›zda, nöbet s›kl›¤› ile depresyon puanlar› aras›nda pozitif bir korelasyon görül- dü. Nöbet s›kl›¤› artt›kça, depresyon puanlar›

artmaktad›r. Yap›lan çal›flmalarda nöbet s›kl›¤›

ile psikososyal problemler aras›nda önemli ilifl- ki bulunmufl; nöbet s›kl›¤›n›n artmas›yla birlik- te psikososyal sorunlar›n artt›¤› ve nöbet s›kl›-

¤›n›n psikososyal sorunlar için önemli bir risk faktörü oldu¤u belirtilmifltir.[4,5,21] Nöbet s›kl›¤›

d›fl›nda çal›flma grubundaki olgular›n hepsinin antiepileptik ilaç almas›, önemli bir k›sm›nda hastal›k süresinin 10 y›ldan fazla olmas› ve ço-

¤unun iflsiz olmas›, depresyon puan›n›n yük- sek ç›kmas›n› etkileyen di¤er faktörler olarak de¤erlendirilmifltir. Bu bulgu, nöbet s›kl›¤› faz- la olan bireylerin multidisipliner bir ekip anla- y›fl›yla daha iyi de¤erlendirilmesi, izlenmesi, sorunlar›n›n tan›mlanmas› ve sorunlara etkin çözümlerin aranmas› gerekti¤ini ortaya koy- maktad›r.

Hastalar›n nöbet geçirme zamanlar› ile dep- resyon görülme oran› irdelendi¤inde, hem gece, hem gündüz nöbet geçirenlerde depresyonun daha s›k yafland›¤› belirlenmifltir. Epileptik nö- betlerin ne zaman gelece¤inin bilinmemesi ve nöbetlerin kontrolsüz olmas›, epilepsili bireylere uzun süreli, ciddi problemler yaflatabilmektedir.

Nöbetin kendinden kaynaklanan etkilerinin ya- n› s›ra, nöbet geçirme olas›l›¤›na iliflkin endifleler ve hastan›n çevresindeki kiflilerin epileptik nö- betlere ve epileptik bireylere iliflkin olumsuz dü- flünceleri, davran›fllar› ve tutumlar› emosyonel sorunlar› kaç›n›lmaz hale getirmektedir. Hem gece hem gündüz nöbet geçirenlerde ve yaln›z gündüz nöbet geçirenlerde depresyonun daha çok görülmesinin nedeni nöbetlerin ne zaman gelece¤ine karfl›n yaflanan belirsizlik sonucu ki- flinin sosyal k›s›tlamalar ve psikolojik zorlanma- lara daha fazla maruz kalmas›d›r. Yaln›z gece ya da uyanma s›ras›nda nöbet geçirenlerde depres- yon görülme oran›n›n düflük olmas›n›n nedeni ise hastalar›n kendi ortamlar›nda, güvenli bir yerde ve baflkalar›n›n görmedi¤i, hatta belki kendilerinin bile fark etmedi¤i bir zamanda nö- bet geçirmeleri; böylece daha az psikososyal so- run yaflamalar›d›r.

Epilepsi hastal›¤› ile ilgili toplumun bilinç- lendirilmesi, nöbetleri tetikleyen faktörlerin

(6)

kontrolü ile nöbet s›kl›¤›n›n azalt›lmas› ve do- lay›s›yla antiepileptik ilaç kullanma süresinin azalt›lmas›, hastalara sosyal ve psikolojik des- te¤in art›r›lmas› gibi yaklafl›mlar›n, hastalar›n psikososyal sorunlar›n›n azalt›lmas›nda ve ya- flam kalitelerinin artt›r›lmas›nda önemli oldu-

¤u vurgulanm›flt›r.[5]

Antiepileptik tedaviye dirençli olgularda te- daviye eklenecek ikinci antiepilepti¤in s›n›rl›

say›daki hastada nöbet kontrolüne katk›s› ol- du¤u; buna karfl›n, antiepileptik say›s›n›n art- mas› ile depresyon dahil her türlü yan etki ris- kinin ve tedavi maliyetinin artt›¤› bildirilmifl-

tir.[22,23] Öte yandan, depresyonun varl›¤› da

hem nöbet kontrolunu güçlefltirebilir hem de hastas›na yard›mc› olamad›¤›n› düflünen heki- min kendini çaresiz hissetmesine ve daha çok ilaç kullanmas›na neden olabilir. Çal›flmam›zda politerapi hastalar›n›n BDÖ puanlar›n›n mono- terapi hastalar›na göre yüksek olmas› literatür bilgisi ile uyumlu bulunmufltur.

Çal›flmam›zda antiepileptik ilaçlar› dü- zenli kullananlar›n depresyon puanlar›n›n, düzenli ilaç kullanmayanlara göre anlaml›

derecede daha düflük olmas› (p<0.05) düzen- li ilaç kullanman›n nöbet s›kl›¤›n› azaltt›¤›n›

ve hastalarda psikososyal sorunlar›n daha az yaflanmas›na neden oldu¤unu göstermekte- dir. Uygun seçilmifl, yeterli dozda bir antiepi- leptik ilac›n kullan›lmas›, hasta ve ailesinin tedaviye uyumunu etkileyen e¤itim ve dan›fl- manl›k hizmetlerinin sunulmas› hastalar›n uyuncunu art›rabilir ve psikososyal sorunlar›

azaltabilir.

Özetle, çal›flmada yer alan epilepsili hasta- larda depresyon yayg›n bir sorun olarak belir- lenmifl ve yafl, nöbet geçirme zaman›, nöbet s›k- l›¤›, e¤itim düzeyi, ekonomik durum ve anti- epileptik ilaç say›s›n›n depresyon için risk fak- törleri oldu¤u saptanm›flt›r. Ülkemizde bir ruh sa¤l›¤› politikas›n›n bulunmamas›, ruh sa¤l›¤›

hizmetlerinin Genel Temel Sa¤l›k Hizmetleri ile bütünlefltirilmemifl olmas›; ruhsal bozukluklar- daki sa¤alt›m sorunlar› yan›nda, özellikle birin- cil ve üçüncül koruma konusundaki yetersiz- likler; depresyonun ele al›nmas› ve yönlendiril- mesindeki tan›, sa¤alt›m ve araflt›rma güçlükle- ri göz önüne al›nd›¤›nda epilepsili bireylerde depresif bozukluklar›n giderek yayg›nlaflaca¤›- n› öne sürebiliriz. Ayr›ca, epilepsi hastalar› ara- s›nda depresyon için riskli bireylerin uzun sü-

reli izlenmesiyle yürütülecek “kohort” çal›flma- lar sorunun çözümü yönünde de¤erli bilgiler sa¤layabilir. Hastal›kla bafl edemeyen, sosyal yaflant›s› düzensiz olanlar ve nöbet s›kl›¤› fazla olanlar›n daha genifl ele al›nmas›, daha fazla dan›flmanl›kla desteklenmesi ve e¤itimle güç- lendirilmesi gerekmektedir.

KAYNAKLAR

1. Alvarado L, Ivanovic-Zuvic F, Candia X, Mendez M, Ibarra X, Alarcon J. Psychosocial evaluation of adults with epilepsy in Chile. Epilepsia 1992;33:651-6.

2. Roth DL, Goode KT, Williams VL, Faught E. Physical exercise, stressful life experience and depression in adults with epilepsy. Epilepsia 1994;35:1248-55.

3. Victoroff JI, Benson F, Grafton ST, Engel J Jr, Mazziotta JC. Depression in complex partial seizures.

Electroencephalography and cerebral metabolic cor- relates. Arch Neurol 1994;51:155-63.

4. Schachter SC, Schomer DL (editors). The compre- hensive evaluation and treatment of epilepsy: a practical guide. Toronto: Academic Press; 1997.

5. Ar›k AC. Epilepsi ve depresyon. Sendrom-Epilepsi ve Klinik Nörofizyoloji Eki 1993;13-4.

6. Gehlert S. Perceptions of control in adults with epilepsy. Epilepsia 1994;35:81-8.

7. Mollao¤lu M, Durna Z, Eflkazan E. Epilepsili hasta- lar›n yaflam kalitesinin QOLIE-89 (Epilepside yaflam kalitesi ölçe¤i) ile de¤erlendirilmesi. Epilepsi 2001:3;73-80.

8. Force L, Jallon P, Hoffman JJ. Suicide and epilepsy.

Advances in epileptology. 1989;17:356-8.

9. Beck AT, Ward CH, Mendelson M, Mock J, Erbaugh J. An inventory for measuring depression. Arch Gen Psychiatry 1961;4:561-71.

10. Hisli N. Beck Depresyon Envanterinin geçerlili¤i üzerine bir çal›flma. Psikoloji Dergisi 1988:6:118-22.

11. Tunca E. Eflik alt› depresyon ve depresif bozukluk:

Genel medikal ve mental sa¤l›¤a özgü hastalar›n klinik özellikleri. Kriz Dergisi 1994;2:334-9.

12. Rezaki M. Bir sa¤l›k oca¤›na baflvuran hastalarda depresyon. Türk Psikiyatri Dergisi 1995;6:13-20.

13. LoBiondo-Wood, Haber J (editors). In: Nursing research: methods, critical appraisal, and utilization.

4th ed. St. Louis: Mosby; 1997. p. 327-50.

14. Beghi E, Spagnoli P, Airoldi L, Fiordelli E, Appollonio I, Bogliun G, et al. Emotional and affective distur- bances in patients with epilepsy. Epilepsy Behav 2002;

3:255-61.

15. Chavel SM, Westerveld M, Spencer S. Long-term outcome of vagus nerve stimulation for refractory partial epilepsy. Epilepsy Behav 2003;4:302-9.

16. Kanner AM. Depression in epilepsy: prevalence, clinical semiology, pathogenic mechanisms, and treatment. Biol Psychiatry 2003;54:388-98.

17. Becu M, Becu N, Manzur G, Kochen S. Self-help epilepsy groups: an evaluation of effect on depres- sion and schizophrenia. Epilepsia 1993;34:841-5.

18. Gilliam F, Kanner AM. Treatment of depressive disor- ders in epilepsy patients. Epilepsy Behav 2002;3:2-9.

19. Quiske A, Helmstaedter C, Lux S, Elger CE.

(7)

Depression in patients with temporal lobe epilepsy is related to mesial temporal sclerosis. Epilepsy Res 2000;39:121-5.

20. Jalava M, Sillanpaa M, Camfield C, Camfield P. Social adjustment and competence 35 years after onset of childhood epilepsy: a prospective controlled study.

Epilepsia 1997;38:708-15.

21. Buck D, Jacoby A, Baker GA, Graham-Jones S,

Chadwick DW. Patients’ experiences of and satis- faction with care for their epilepsy. Epilepsia 1996;37:841-9.

22. Eflkazan E. Epilepsilerde tan› ve tedavi. ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Komisyonu; Yay›n No: 8 1998. s. 57-85.

23. Sirven JI, Liporace JD. Yeni antiepileptik ilaçlar.

Sendrom 1997;102:70-5.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

[r]

[r]

Akvaristler için haz›rla- nan bal›k ve sucul bitki atlaslar›, bal›k türlerinin yaflad›klar› biyotop alanlar en detayl› bilimsel nitelikli kitaplardan daha fazla

Baumeister’a göre kendini be¤enme, tek bafl›na fazla olumlu bir fley olmad›¤› gibi,. baflkalar›n›n bir kiflinin zekas›, fizi¤i ya da erdemleri

Çal›flmaya Kahramanmarafl ili içinde özel diyaliz merkezle- rince takibi yap›lan ve düzenli olarak diyalize giren toplam 50 KBY'li hasta, herhangi bir böbrek veya kardiyak

de¤erlendirmek, oran›n› belirlemek, çomak parmak varl›¤› ile akci¤er kanseri tipleri, ek hastal›k varl›¤›, yaflam stili (sigara, alkol) cinsiyet, yafl gruplar›

Son y›llarda non-melanositik deri lez- yonlar›n›n ve tümörlerinin tan›s›nda da dermoskopik tan› yard›mc› bir yöntem olarak kullan›lmaya bafllanm›fl,