• Sonuç bulunamadı

ÜROGENİTAL SİSTEM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÜROGENİTAL SİSTEM"

Copied!
62
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÜROGENİTAL SİSTEM

ANATOMİSİ

(2)
(3)

ÜROGENİTAL SİSTEM (Systema urogenitale)

• Fizyolojik bakımdan değişik fonksiyon gören iki ayrı sistem, genellikle “Ürogenital Sistem" başlığı altında beraberce ele alınır ve incelenir.

• İdrarı meydana getiren ve bu idrar ile birlikte artık ve zararlı maddelerin dışarıya atılmasını sağlayan organların tümü "Organa urinaria" adı verilen bölümü oluştururlar.

• Üreme ile ilgili organların oluşturdukları diğer bölüm ise "Organa genitalia" adını alır.

(4)

• Erkeklerde dış genital organlar bölümünde,

idrar ve üreme yolları birleşirler.

(5)

• Bu sistemi meydana getiren organlarda idrar

yapılır ve idrar ile birlikte diğer artık ve zararlı

maddeler dışarıya atılır.

– Böbrek = Ren

– İdrar yolu = Ureter

– İdrar kesesi = Vesica urinaria – İdrar kanalı = Urethra

(6)

Böbrek (Ren)

• İki tanedir.

• Büyük bir fasulye şeklindedir. Karnın arka ve yan duvarlarında yer alır. Sağlam yapılı bir kapsül ile kuşatılmıştır. Buna capsula fibrosa adı verilir.

• Sol böbrek sağa göre biraz daha yukarıdadır. Çeşitli vasıtalar ile karın duvarına asılmışlardır.

• Bazı durumlarda bir miktar hareket edebilirler ve yer değiştirebilirler.

(7)

• Böbreklerin iç kenarlarında (medial kenar) derin bir çukur bulunur. Hilum renale adı verilen bu kısımdan, damarlar, sinirler ve idrar yolları böbreklere girer ve çıkarlar. Bu yapılar arasında aynı zamanda lenf damarları da yer alır. • Uzunlamasına kesi ile ikiye ayrılan

bir böbrekte, iki ayrı tabaka açık olarak görülür. Daha ince olan dış tabaka cortex renis adını alır. Böbreğin büyük kısmını oluşturan iç tabaka ise medulla renis adı ile tarif edilir.

(8)

• Böbrek korteksinden başlayıp, medulla renis içinde böbrek hilusuna doğru ilerleyen oluşumlara columnae renales

denir.

• Böbreklerde hilum renalis'de, küçük piramid şeklindeki çıkıntılar papillae renales adını alırlar.

• Kişilere göre sayıları değişik olmakla beraber, bunlar her bir böbrekte 8-10 adet civarında bulunurlar. Tepelerindeki 15-20 adet küçük deliklere foramina papillaria adı verilir.

(9)

• Böbreğin fonksiyonel birimi nefrondur.

• Bu yapılar böbreklerin idrar yapan morfolojik birimleridir. Her böbrekte yaklaşık olarak bir milyon civarında nefron bulunur.

• Pekçok nefron ortak açılma kanalları ile, böbrek papillaları üzerinde görülen deliklerle irtibat kurarlar.

• Böylece, yapılan idrar, idrar yollarının başlangıç yeri olan calices renalis'te

(10)
(11)
(12)

Böbrek Üstü Bezi (Glandula suprarenalis)

• Böbrek üstü bezi endokrin organlara aittir. Bir kapşon gibi böbreklerin üst uçlarına oturmuş olarak bulunurlar.

• Soldaki yarım ay şeklinde, sağdaki ise üç köşeli durumdadır.

• Hayat için çok önemli oluşumlardır. Otonom sinir sisteminin sempatik bölümü üzerine uyarıcı etki yapan adrenalin burada üretilir.

• Böbrek üstü bezinin hormonları,

karbonhidrat metabolizması, elektrolit metabolizması, cinsiyetin gelişmesi ve farklılaşması üzerine önemli etkiler yaparlar.

(13)

İdrar Yolu (Ureter)

• Böbreğin fonksiyonel birimi olan nefronlardan başlayan kanalcıklar, böbrek piramidlerinin tepelerinde küçük delikçikler ile irtibat kurarlar.

• Foramina papillaria adı verilen bu küçük delikler aracılığı ile, dışarıya atılacak idrar böbrek içinde ilk defa calices renales denilen küçük havuzlarda toplanır.

• Bütün calices renalesler biraraya gelerek böbrek hilusunda

pelvis renalis adı verilen büyük idrar havuzunu oluştururlar. • Bundan sonra pelvis renalis ureter (idrar yolu) ile devam

(14)

• Bu yol üzerinden nakledilen idrar mesanede toplanır.

• Ureter yaklaşık 30 cm kadar uzunluktadır. Pelvis renalis'ten başlayıp mesaneye kadar devam eder.

• Bütün uzunluğu boyunca üç yerde darlık yapar. Bu darlıklar klinik bakımdan önemlidir. Buralarda ve özellikle en dar yeri olan son kısmında, böbrek taşları çoğu zaman geçemez ve ağrılara sebep olur.

(15)

İdrar Kesesi (Vesica urinaria = mesane)

• Mesane, içi boşluklu kas yapılı bir organdır. Ritmik hareketler ile, üreter üzerinden iletilen idrar burada toplanır.

• Sıhhatli bir mesane bütünü ile tamamen dolduğunda göbeğe kadar yükselemez. Mesanenin doluluk durumu (kapasitesi) bireysel olarak değişir.

• Mesanenin boşaltılması işleminde karın kaslarının basıncı da önemli rol oynar.

(16)

• Erkekte mesanenin arka alt yüzü, bir

bölümünden

prostat

ile

komşuluk

gösterir. Yan kısımlarında ise meni

kesecikleri (

vesicula seminalis

) bulunur.

• Kadınlarda

komşuluk

biraz

daha

değişiktir. Arka alt yüz kadında

uterus'un

cervix

kısmı ve daha aşağıda ise

(17)

İdrar Kanalı (Urethra)

• Kadınlarda bu yapı (urethra feminina) çok kısadır ve sadece 3-5 cm kadardır. Vagina'nın ön duvarına ve clitoris'in arkasına açılır.

• Erkek uretrası (urethra masculina) daha uzundur. Mesaneden, ostium urethrae internum denilen açıklık ile başlar ve penis ucundaki ostium urethrae externum isimli delik ile sonlanır. Bu mesafe yaklaşık 20 cm kadardır.

• Erkeklerde bu yol üzerine, meni keseciklerinden (vesicula seminalis) gelen yollar açılırlar. Böylece idrar yolu ile, üreme yolu birleşmiş olur.

(18)

• Erkek uretrası uzunluğu boyunca; arka,

orta ve ön bölüm olmak üzere üç

kısımda incelenir (

Pars prostatica, pars

membranacae ve pars spongiosa

).

• En uzun kısmını meydana getiren ön

bölüm, bütünü ile penis içinde uzanan

parçasıdır.

Uzunluğu

ve

uzanışı

sırasındaki eğrilikleri nedeni ile erkek

uretrası kateter uygulamasında oldukça

uğraştırıcıdır.

(19)
(20)

20

Boşaltım sistemi veya üriner sistem homeostasise katılan en önemli organ sistemlerinden biridir.

* Vücut sıvılarının hacim ve içeriğinin,

* Kan basıncının, pH’nın, su ve elektrolit dengesinin düzenlenmesi,

*Hücrelerde metabolizma sonucu oluşan ve kana verilen artık ürünlerden, kanın arındırılması şeklindeki olaylar üriner sistemin fonksiyonlarıdır.

(21)

21

iDRAR OLUŞMASI

Nefronlarda idrar oluşmasında üç aşama vardır.

* Filtrasyon

* Geri emilme (reabsorbsiyon) * Salgılama (ekskresyon)

(22)

22

Filtrasyon

• İdrar oluşumunun ilk basamağıdır. Afferent arteriyol ile glomerul kapiller yumağına ulaşan kanın proteinleri ve hücreleri dışındaki tüm elemanları bowman kapsülü içine süzülür.

• Süzüntünün içeriği proteinler dışında hemen hemen plazmanın yapısı ile eşdeğerdir.

• Glomerul kapillerlerindeki filtrasyon hızı, birim zamanda süzülen plazma miktarı olarak tanımlanır.

• Birimi ml/ dk’dır ve kısaltılmış olarak GFR şeklinde gösterilir. GFR nin normal değeri 125 ml / dk’dır.

(23)

23

Buradan anlaşılan normalde böbreklerin 1 dakikada 125 ml plazmayı filtre ettikleridir.

Dakikada 125 ml olan filtrasyon miktarı günde 180 litreye eşdeğerdir.

Kanın plazma hacminin 3 litre olduğu dikkate alınacak olursa, bir günde kan plazmasının böbrekler tarafından 60 kez (180 / 3 =60) filtre edildiği anlaşılmaktadır. Böbreklerin filtre edilen plazma miktarı bu kadar yüksek iken günde çıkarılan idrar

miktarı ortalama 1-1,5 litre kadardır.

Buradan süzüntünün % 99’unun tübülüsleri geçerken geri emilerek tekrar kana verildiği anlaşılmaktadır.

(24)

24

GFR çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu faktörlerin

bazıları şu şekilde sıralanabilir:

a) Glomerul kapilleri içindeki kanın hidrostatik basıncının azalması filtrasyonu azaltır, yükselmesi artırır.

b) Glomerul kapillerindeki geçirgenlik artışları GFR'yi artırırr.

c) Bowman kapsülü içindeki sıvının basıncının artması filtrasyonu azaltır.

(25)

25

Geri Emilim (Reabsorbsiyon)

Filtrat içindeki su ve suda erimiş maddeler basit difüzyon ve aktif taşınma gibi bilinen taşınma yöntemleri ile önce tübülüs epitel hücrelerine buradan da kana geri emilirler.

Maddelerin geri emilmeleri organizmanın gereksinmesi doğrultusunda düzenlenmektedir. Geri emilimin % 90’ı proksimal tübülüs bölgesinde yapılmaktadır. Bu bölgede geri emilen maddeler, yarattıkları ozmotik güç ile bir miktar suyun da geri emilimini sağlarlar.

(26)

26

Bazı hormonlar tübülüslerden geri emilecek maddeler üzerine etkilidirler.

Bunlardan aldosteron distal tübül bölgesine etki ederek Na+ iyonunun geri

emilimini artırırken K+ iyonunun idrar ile atılmasını hızlandırır.

ADH ise toplayıcı kanalların suya olan geçirgenliğini kontrol etmektedir.

ADH varlığında toplayıcı kanallarda suyun geri emilimi artar ve konsantre idrar çıkarılır. ADH yokluğunda idrar ile çıkarılan su miktarının artması ile idrar dilüe olur.

(27)

27

Tübülüslerden aktif taşınma ile geri emilen maddeler için bir eşik değer söz konusudur. Bu duruma en iyi örnek glukoz taşınmasıdır.

Kan glukoz konsantrasyonu normal olduğu zaman glomeruslardan filtre olan glukozun hepsi proksimal tübülüs bölgesinde aktif taşınma ile geri emilir ve idrara hiç glukoz çıkmaz.

Kan glukoz konsantrasyonu normalden yüksek olduğu zaman aktif taşımada görev alan taşıyıcı moleküllerin doygunluğa erişmesi sonucu glukozun fazlası geri emilemez ve glukoz idrara çıkar.

Geri emilemeyip tübülüs sıvısı içinde kalan glukoz fazlası, ozmotik güç yaratarak suyu da beraberinde sürükler. Diyabetli hastalarda poliüri görülmesinin nedeni de budur.

(28)

28

Salgılama = Ekskresyon

İdrar oluşması sırasında bazı maddeler doğrudan tübülüs epitel hücreleri tarafından tübülüsler içine salgılanmaktadır. Penisilin bu tip maddelere iyi bir örnektir.

Bazı maddeler ise hem glomerul filtrasyon yolu ile hem de ekskresyon ile idrara çıkmaktadır.

(29)

29

KLIRENS KAVRAMI

• Böbreklerde idrar oluşturulması sırasında, kan plazması belli maddelerden arındırılmaktadır.

• Böbreklerin 1 dakika içerisinde herhangi bir A maddesini kaç ml plazmadan arındırdıklarını belirlemek için klirens değeri kullanılmaktadır. Klirens değerinin birimi ml/dk’dır ve aşağıdaki formüle göre hesap edilmektedir.

Plazma klirensi (pk) = Maddenin idrardaki konsantrasyonu (mg / ml) x Idrar hacmi (ml/dk) Maddenin plazmadaki konsantrasyonu (mg / ml)

• Örneğin: Bir A maddesinin idrardaki konsantrasyonu 2mg/dk, idrar volümü 1ml/dk ve maddenin plazma konsantrasyonu 0.01 mg / ml ise;

• A maddesinin klirensi = 2x1 / 0.01 = 200 ml/dk

• Bu sonuca göre böbrekler, A maddesini, 1 dakika içerisinde, 200 ml plazmadan arındırabilmektedir.

(30)

GENİTAL ORGANLAR (Organa genitalia)

• Erkek Genital Organları = Organa genitalia

masculina

• Penis ve scrotum

erkekte dış genital organları

yaparlar.

Testisler,

Epididymis,

Ductus

deferens, Vesicula seminalis ve Prostat

ise iç

genital organları oluştururlar.

(31)

Penis

• Penis silindirik bir yapıdadır.

• İki önemli görevi üstlenmiştir. Bir yandan

çiftleşme, öte yandan idrarı dışarıya atma işlevi bu organ tarafından sağlanır. • İdrar yolunun son kısmı, penisin yapısı

içinde bulunur.

• Çiftleşmenin normal olarak yapılabilmesi için penis özel bir yapıya sahiptir.

Cavernos yapılar sayesinde penisin

ereksiyonu sağlanır. Ancak bu yapının yanısıra peniste bir de spongios kısım vardır.

(32)

• Penisin serbest olan bölümü (pars libera penis) içinde idrar yolu (urethra) uzanır ve glans penis'in ucundaki delik ile (ostium urethrae externum) sonlanır.

• Penis derisi önde serbest bir bölüm ile sonlanır. Bu kısım glans penis üzerinde hareketli bir durum gösterir. Sünnet derisi (praeputium) denilen bu kısmın alt yüzünde toplanan birtakım ölü hücreler veya maddeler, temizliğin iyi yapılmadığı durumlarda

(33)

Scrotum

• Uylukta aşağıya doğru sarkan bir torba gibidir. Embriyonal dönemde aynı kaynaktan gelişen yapılar erkekte scrotum, kadında ise labium majus olarak teşekkül eder.

• Torba şeklindeki bu yapı içinde testisler bulunur. Sağ ve sol testisleri içine alan kısımlar ortadan bir bölme (septum scroti) ile iki ayrı kese haline dönüşmüştür.

• Scrotum duvarının yapısı içinde, özellikle düz kas liflerinden meydana gelmiş bir tabaka (tunica dartos) fonksiyonel öneme sahiptir.

(34)

• Bu tabakadaki kas liflerinin kasılmaları ve gevşemeleri ile, scrotumda küçülme ve gevşeme gibi durum değişiklikleri görülür.

• Bu durumda, özellikle sıcak ve soğuk ortama göre scrotum şekil değişikliği gösterir. Böylece scrotum içindeki sıcaklığın ayarlanması mümkün olur.

• Çünkü; normal olarak, scrotum içi ısısı, karın içi ısısına göre 2-2,5 derece kadar daha düşüktür. Bu ısı şartlarının testislerin normal fonksiyonları için aynı kalması gereklidir. Tunica dartos yapısındaki liflerin fonksiyonları ile ısı ayarlaması kolayca yapılır.

(35)

Testis (Orchis)

• Erkek iç genital organlarındandır. Çok hassas yapıları vardır.

• Basınca dayanamazlar ve fonksiyonlarını yitirirler. Burada üreme hücreleri ve önemli erkeklik hormonu yapılır.

• Aşırı sıcak ve soğuğa karşı da çok hassastırlar.

• Normal olarak gelişimini tamamlamış bir erkekte scrotumların içinde bulunmaları gerekir.

(36)

• Testisler dışarıdan sağlam yapılı bir örtü ile kuşatılmışlardır. Bu örtü testislerin yapısı içerisine birtakım bölmeler gönderir ve böylece testis yapısı içinde birtakım localar (lobuluslar) ortaya çıkar.

• Lobuluslar içinde testis kanalcıkları bulunur. Oldukça kıvrımlı bir yapı gösterirler. Bu kanalcıklar testislerin iç yüzlerinden dışarıya çıkarlar. Dışarıya çıkış yerine mediastinum testis adı verilir. Mediastinum testisten aynı zamanda organa girip-çıkan damar ve sinirlerde geçer. Testislerde yapılan üreme hücreleri, lobulusler içindeki kanallardan geçerek dışarıya nakledilirler ve epididymis denilen yere ulaşırlar.

(37)

Epididimis (Epididymis)

• Burası, spermiumların dışarıya iletilmesini sağlayan yolun başlangıcını oluşturur. Epididymis, hazırlanmış olan spermiumlar için bir toplanma yeridir.

Spermium Kanalı (Ductus deferens)

• Yaklaşık 40-50 cm kadar bir uzunluğu vardır. Epidimisin kuyruk kısmının ucundan başlar ve testisin arka kenarı boyunca yukarıya doğru yükselir.

• Esas görevi spermium'ların naklini sağlamaktır.

• Her iki yanda başlayıp, scrotumlardan yukarıya doğru yükselen ductus deferens'ler, canalis inguinalis (kasık kanalı) içine girerler.

• Kanaldan sonra pelvis boşluğuna dahil olurlar. Yollarına devamla, prostat içinden geçip idrar kanalına (urethra) açılarak sonlanırlar.

(38)

Meni Keseciği (Vesicula seminalis)

• Prostat ile birlikte erkek genital organlarının aksesuar oluşumudur.

• Küçük bir kese şeklinde oluşmuş, bir çift organdır. Uzunlukları yaklaşık 4-5 cm, genişlikleri ise 2-3 cm kadardır.

• Meni keseciği adı altında belirtilmesine rağmen, burada oldukça az miktarda meni depo edilir. Esas itibariyle salgı yapan bir organdır ve bu yüzden de glandula vesiculosa adı ile de belirtilirler.

(39)

• Bunların yapmış oldukları salgı, spermiumların canlılığı için gereklidir.

• Vesicula seminalis'ler, spermiumları nakleden ductus deferens'lerin sonuç kısımları ile dar bir boyun şeklinde birleşirler ve tek bir kanal haline geçerler. • Bu birleşmeden sonra oluşan yeni kanala

ductus ejaculatorius denir. Bu kanal, yaklaşık 2 cm kadar bir uzunluk ile prostat'ı geçer ve idrar kanalına (urethra) açılır. Bundan sonra erkeklerde idrar yolları ile meni yolları tek ve müşterek olarak devam eder.

(40)

Prostat (Prostata)

• Erkek dış genital organları ile ilgili spesifik salgı bezidir. Kestane şeklinde olup, urethra'nın arka kısmına oturmuştur.

• Salgılarını urethra'ya akıtan, 20-25 adet bezin birleşmesi ile prostatın esas yapısı ortaya çıkar. Bunların yapmış oldukları salgı bazik reaksiyonda olup, ince akıcı bir sıvıdır.

• Erkek dış genital organlarının spesifik bezleri içinde kabul edilen bir diğer yapı ise, glandula bulbourethralis adı verilen bezlerdir.

(41)

• Bunlara Cowper bezleri de denir. Yaklaşık 2-3 cm kadar olan çok ince kanalları ile, her iki bez urethra'nın başlangıç kısmına (pars prostatica urethra) ayrı ayrı açılırlar.

• Koyu ve alkali özellikte salgı yaparlar.

Bu salgı, ejakulasyondan önce

uretra'ya verilir ve böylece uretra mukozası üzerindeki idrar artıkların nötralizasyonu sağlanmış olur.

(42)
(43)

Kadın Genital Organları (Organa genitalia feminina)

• Kadın genital organları da erkeklerde olduğu gibi, iç ve dış genital organlar olmak üzere ayrılır.

• Kadın dış genital organları – Labium majus pudendi – Labium minus pudendi – Clitoris

– Bartholini bezleri – Vestibulum vaginae • Kadın iç genital organları

– Ovarium

– Tuba uterina – Uterus

(44)

Kadın Dış Genital Organları

• Kadın dış genital organlarının büyük dudakları (labium majus pudendi), rima pudenti adı verilen açıklığı iki yandan kuşatırlar.

• Bu yapı, erkeklerdeki scrotumlara tekabül eder. Her iki yandaki dudaklar önde ve arkada birleşerek sonlanırlar.

• Öndeki birleşme yerinin üst kısmında deri altında daha fazlaca yağ tabakası toplanmıştır.

• Burada hafif bir kabarıklık meydana gelir. Bu kabarıklığa mons pubis denir.

• Heriki labium majus arasında oluşan derin yarık vestibulum vaginae adını alır.

(45)

• Bu dar aralığa

vagina ve idrar yolunun

son kısmı (urethra)

açılır.

• Vestibulum vagina ile vagina arasında

ince yapılı zarsı bir perde bulunur. Buna

Hymen

denir.

• Vestibulum vagina adı verilen dar aralık,

her iki yandan tekrar iki küçük dudak

şeklindeki yapı ile çevrilmiştir. Bu küçük

yapılar, labium majus pudendi'lerin

altında saklanmış gibi dururlar.

(46)

• Normal olarak küçük dudaklar (labium minus pudendi) bu durumları ile dışarıdan görülmezler.

• Fakat bazı ırklarda küçük dudakların oldukça büyüyerek, dışarıya taştıkları da olur.

• Küçük dudakların önde birbirleri ile birleşme yerleri yakında bir çıkıntılı yapı oluşmuştur. Kavernos yapıdaki bu organ, erkeklerdeki penise tekabül eder.

(47)

• Büyüklüğü şahsa ve ırka göre değişik

olan bu yapı

clitoris

adını alır. Kadın dış

genital organları içinde çok hassas olan

bir oluşumdur. Genital sinirlerin uçları

burada yoğun bir sonlanma gösterir.

• Clitoris'in hemen altında idrar yolunun

dışarıya açılma deliği (ostium urethrae

externum) bulunur.

• Bunun için vestibulum vagina, hem idrar

yollarının ve hem de vagina'nin açılma

ağızlarının bulunduğu yerdir.

(48)

• İki küçük fasulye görünüşünde olan

Bartholini bezleri

de kadın dış genital

organları içinde yer alır. Bunlara

glandula

vestibulares majores

adı da verilir.

• Vestibulum'un giriş kısmının hemen

yakınlarında bulunurlar. Bu bezlerin

salgısı

vaginanın

ıslaklığını

ve

kayganlığını sağlar. Bunlar spesifik salgı

bezleridir.

(49)

• Kadın İç Genital Organları

• Ovarium'lar,

oval

birer

disk

şeklindedirler. Pelvis'in yan duvarlarında

kendi isimleri ile bilinen küçük çukurlara

oturmuşlardır.

• Normal olarak döllenmenin yapıldığı ve

döllenen yumurtanın geliştiği yerin her

iki yanlarından başlayıp, yukarıya ve dışa

doğru uzanan boru şeklindeki organlara

Uterus borusu (tuba uterina) adı verilir.

(50)

• Yaklaşık 10-15 cm kadar uzunluğunda ve yarım santim kalınlığında kas yapılı oluşumlardır.

• Uterus'un üst köşelerinden başladıktan sonra, her iki yanda karın boşluğuna serbest olarak huni şeklinde açılarak sonlanırlar.

• Huninin açılan kenarlarından ise püskül

görünümünde 10-15 adet çıkıntı ileriye doğru uzanır. Çıkıntıların çok önemli görevleri vardır. Ovarium'dan çıkan yumurtayı bu ince çıkıntılar alırlar ve uterus borusunun başlangıç kısmına (infundibulum) iletirler.

(51)

• Uterus ise sağlam bir duvar yapısına sahip, döllenmiş yumurtanın saklandığı bir haznedir. Daha sonra fetus'da burada gelişir.

• Gelişim sırasında bütün ihtiyaçlar buradan temin edilir. Doğum sırasında da, yine bu haznenin fonksiyonları ile yavrunun dışarıya çıkışı sağlanır.

• Gebeliğin devamı süresince uterus zaman zaman değişiklikler gösterir. Her şeyden önce; büyüyen yavruya yer sağlamak için uterus hacminde ve dolayısı ile duvarlarında önemli büyüme ortaya çıkar.

(52)

• Kadın iç genital organlarının bir diğeri ise

vagina'dır. Yaklaşık 10 cm kadar uzunlukta,

kas ve bağ dokusundan oluşmuş bir organdır. Genişleyebilir özellik gösterir.

• Vagina'nın yukarıdaki başlangıç kısmına, bir eldiven parmağı gibi uterus'un dar kısmı (cervix) sokulur. Burası portio vaginalis

adını alır.

• Portio vaginalis ile vaginae'nın duvarları arasında meydana gelen, çıkmaz şeklindeki aralığa ise fornix vaginae denir.

(53)

• Aşağıda

ise

vestibulum

vagina'da,

vagina'nın dışa açılma deliği Hymen ile

kapatılmıştır.

Fonksiyonel

olmadığı

zamanlarda vaginae'nın lümeni açık

değildir.

• Vagina yukarıda önde mesane, arkada

ise rectum ile yakın komşuluktadır. Bu

yakın komşuluk dolayısı ile doğum

yolunun

rektal

kontrolu

buradan

(54)
(55)
(56)
(57)
(58)

Meme

• Sayıları iki olan memeler, cilde bağlı olarak

süt salgısıyla görevli bezleri oluşturur.

• Bezlerin gelişmesi, buluğ çağına kadar her iki

cinste aynıdır. Bu çağda erkekte çok sınırlı

değişiklikler meydana gelir. Buna karşılık

dişide önemli bir gelişme başlar ve en yüksek

ifadesine hamilelik sırasında erişir.

• 40-45 yaşından sonra meme bezleri atrofik

tipte değişikliklere uğrar.

(59)

• Bu değişikliler, özellikle menopoz sonrasında belirginleşir. Histolojik görüş açısından meme bezi, yaklaşık 15-25 lobdan meydana gelen tübülo-alveoler bir bezdir.

• Bir lob ile diğeri arasında bağ dokusu bölmeleri ve özellikle yağ dokusu bulunur. Her lobun, karşısında bulunan deliğe açılan bir oluğu (ductus lactifer) vardır ve yine her lob, alveol (alveolus glandulae) adı verilen çok sayıda kese şeklinde oluşumlarla sonuçlanan lobçuklara bölünmüştür.

(60)

• Alveoller ve alveol kanalları (ductus alveolares) bezin salgılayan kısımlarını oluştururlar.

• Hamileliğin birinci bölümü süresinde epitel hücrelerinde kuvvetli bir çoğalma gözlenir. • Buna karşılık hamileliğin ikinci döneminde

hacimce artan epitel hücrelerin çoğalması durur ve alveoller içinde kolesterol adı verilen lipid bakımından son derece fakir bir salgının varlığı belirir.

(61)

• Salgı kanalları ve alveollerin büyümeleri çoğalmaları, östrojen ve progesteron gerektirir.

• Bu tarz salgılamanın başlaması ve bunun devamı, prolaktin hipofiz hormonu (PTH)

ile sağlanır. Bazı türlerde ise böbreküstü hormonlarından sağlanır. Bezden sütün dışarı çıkması ise, emmenin yol açtığı refleks bir mekanizma aracılığıyla oksitosin

(62)

Referanslar

Benzer Belgeler

• Mide özsularının akışı, besin maddelerinin vücuda alınışı ve özellikle mide çeperinin gerilmesiyle uyarılır.. Karnivor olan balıklardan turna balıklarında

Erkek jenital organları: • Scrotum, Testis, Epididyms: • Erkek üreme bezleri olan testisler oval biçimde bir çift bez olup Scrotum-skrotum adı verilen bir torba içinde

DERİ EKLERİ BEZLER Ter Bezleri Yağ Bezleri Meme Bezleri KILLAR.. 3-MEMELER VE SÜT BEZLERİ 2-YAĞ BEZLERİ.. 3-MEMELER VE SÜT BEZLERİ.. a) Vücut kılı:. b) Cinsiyet kılı (axillar

Bu noksanı senelerce evvel hisseden Mimarlar Birliği istanbul Şubesi inşaat işlerinde (Ölçü birliğini) temin etmek için bir komisyon toplamış ve bu ko- misyon bir

Böyle bir yenidoğanın öyküsünde, akraba evlili- ği, ailede yenidoğan bebek ölümleri ve kuşkulu dış genital yapı yanısıra inmemiş testis, hipospadias, küçük

• Serö-müköz salgı, seröz ve müköz salgı yapan bez epitel hücrelerinin birarada bir korpus glandule oluşturması,... • seröz ve müköz salgı yapan korpus glandulelerin

Primer testis tümörleri yaşlı köpeklerde çok görülmesine karşın, yaşlı boğalarda daha azdır.. Diğer türlerde ise ender olarak

Sıcak havalarda vücut sıcaklığının düşürülme- si için sadece terlemek yeterli olmaz.. Terin hızlı bir şekilde buharlaşması