• Sonuç bulunamadı

6N1K

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "6N1K"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 .

6N1K

www.erkankaya.com

(2)

2

6N1K

Her gün yeni bir gün için kalkar ve yapacağımız işlerle uğraşmak üzere yola koyuluruz.

Okula, İşyerine… vs. gitmek için belirli bir program dahilinde çıktığımız evimizden tekrar dönüşümüze kadar karşımıza çıkacak bir çok soru ve sorunlarla karşılaşırız çoğu zaman bunların üstesinden geliriz.

Peki bu soruları sorarken kullandığınız bir teknik var mı ? Nasıl Soru Sorulur? Soru Sormak zor mu?

Soru hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır.

Konuşmaya renk katan bir güzelliktir. İnsanları monotonluktan kurtaran zihnini harekete geçiren kelimeler dizinidir. Önemli olan bu kelimeleri doğru ve güzel bir şekilde dizmek, karşı tarafın anlayabileceği kısa öz anlaşılır sorular sorabilmektir.

Ne ? Neden ? Nasıl ? Ne zaman ? Nerede ? Kim ?

Yukarıda yazmış olduğumuz Soru dizini 5N1K olarak hayatımıza girmiştir. Hatta “Nereden”

sorusunu da ilave ederek 6N1K olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Bu bir planlamadır. Yöntem metot analiz anahtarı da denir.

Planlama yapmak yaşam tarzımız olmalıdır.

Plansız yapılan işlerin olumsuzlukla sonuçlandığı bir gerçektir. Başarısızlıkların ana nedeni düşünmeden, planlamadan yapılan işlerden kaynaklanmaktadır.

Hatta bazı firmalar bunu kural olarak iş hayatlarına geçirmişlerdir. Örneğin Vaillant Excellence Franchising (VEF) eğitimleri esnasında Bir İşin %60 nın düşünceden ve kalan %40 nın da çalışmaktan geçtiğini anlatmaktadırlar.

(3)

3 Yönetimin her aşamasında, İş analizlerinde 6N1K

kuralı uygulamaları sık sık görülmektedir.

Gazeteciler de haberlerini yazarlarken bu metodu kullanmaktadırlar.

6N1K Örnek

AKVARYUM DÜKKANI

Bugün mahallemize ilginç bir dükkan açıldı.

Adı: “Akvaryum”. Akvaryum balıkları satıyor.

Günlerdir dükkan açılış için hazırlanıyor.

Tabelasını astıkları gün “İlk müşteri ben olacağım.” dedim ve bu günün gelmesini iple çektim.

Sabah dükkan açılmadan önce kalktım.

Kahvaltımı pencereden baka baka yedim ki dükkanın açılışını kaçırmayım. Aydınlık yüzlü, ince bıyıklı, kirpi gibi dik saçlı, zayıf bir adam dükkanın önünde durdu, kapıyı açmaya başladı.

Ben de kahvaltımı yarıda bırakıp kendimi dışarı attım.

Koşarak dükkana girmeye çalışırken ayağım eşiğe takıldı, yuvarlandım. Dükkan sahibi nazik bir beyefendiydi. Beni elimden tutup kaldırdı. “Yavaş ol yavrum.” dedi. Heyecandan “İlk müşteriniz geldi mi?” diye garip bir soru döküldü dudaklarımdan. Dükkan sahibi sorumu sorunca gülümsedi. “Daha yeni açtım.” dedi. “Sen ilk müşterimsin.”

Mahallede açılan dükkanda ne satılıyor?

– Akvaryum balıkları satılıyor?

Çocuk ne zaman “İlk müşterisi ben olacağım.”

diyor ?

– Dükkanın tabelasını astıkları gün “İlk müşterisi ben olacağım.” diyor.

Dükkanın sahibi nasıl bir adammış?

– Dükkanın sahibi aydınlık yüzlü, ince bıyıklı, kirpi gibi dik saçlı, zayıf bir adammış.

Çocuk nerede düşüyor?

– Çocuk dükkan kapısının eşiğinde düşüyor?

Çocuk düşünce onu yerden kim kaldırıyor?

– Çocuğu yerden dükkan sahibi kaldırıyor

Dükkan sahibi niçin gülümsüyor?

– Dükkan sahibi çocuk garip bir soru sorduğu için gülümsüyor.

(4)

4 İki arkadaş,

Sigara içerken incil okunup okunmayacağı konusunda tartışmaya başlamışlar.

Sonuç alamayınca Papa’ya sorup izin almaya karar vermişler.

İkisi de Papa’nın yanına gidip sırayla sormuşlar.

- Papa Hazretleri, ben incil okurken canım sigara içmek istiyor.

İçebilir miyim?

Papa’nın cevabı: Oğlum İncil okunurken tanrıyla ilgilenmen lazım.

Tanrıyla ilgilenirken de dikkatin dağılmaması lazım.

O nedenle, incil okurken sigara içilmez.

İzin alanın sorduğu soru ise;

- Papa hazretleri, sigara içerken canım incil okumak isterse okuyabilir miyim?

Papanın cevabı; Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol incil okuma isteği duyarsan okuyabilirsin.

İşte, almak istediğiniz cevaba ve onaya göre soru sorma teknikleri.

Bu iki arkadaş sigaranın zararlarını düşünmüşler ve ikisi de sigara içmekten vazgeçmiş..:))

(5)

5 DOĞRU SORU SORMAK

Doğru soruyu sor ve beyninin hayatını yönlendirecek cevabı bulmasına izin ver.

Kişinin nasıl hissettiğini ve ne yaptığını saptayan, yani eylemlerini yönlendiren, yaşamını şekillendiren, olaylar değil yaşam deneyimlerini kendi kendine nasıl değerlendirdiği ve yorumladığıdır.

Düşünmek dediğimiz şey aslında bir dizi soru sorup cevaplamak... Bizim aslında her an yaptığımız şey sorular sorup, o soruların cevabını beklemek yada aramak. O halde, yaşamımızın kalitesini arttırmak istiyorsak kendi kendimize sormayı adet edindiğimiz soruları değiştirmek zorundayız.

Yapılan araştırmalarda başarılı gözüken insanla başarısız insanlar arasındaki fark; Başarılı insanların daha iyi sorular sormaları, dolayısıyla daha iyi cevaplar almaları. Aynı zamanda insanların yaşam kalitelerindeki fark, sürekli sordukları sorular arasındaki farktan gelir.

Özürlü insanların güçlü sorular sorarak belli alanlarda uzmanlaşarak, sağlıklı insanlardan çok daha başarılı sonuçlar elde ettiklerini görmüşsünüzdür. Neden ben tanrım? Ne yararı var? Denemeye ne gerek var? sorularını sormak yerine, bu durumu nasıl kullanabilirim? Beni sınırlıyormuş gibi gözüken özrüme rağmen, başkalarının hayatlarına nasıl katkıda bulunabilirim? sorularını sordukları için sınırlarını aşarak başarıyı yakalayabilmişlerdir.

Sorduğumuz sorular aynı zamanda bizim sınırlarımızı da belirler. Hayatımızdaki bütün sınırlarımızı kendi kendimize sorduğumuz sorular belirler, ilişkilerimizden gelirimize, yeteneklerimize kadar.

(6)

6 --DOĞRU SORU SORMAK—

Sorular, bilinçaltımızın dileklerimizi yerine getirmesine izin veren sihirli birer araçtır. O yüzden soru sorarken dikkatli olmalıyız.

Bilinçaltımız sorduğumuz soruları birer emir olarak algılar. Ve cevabını bulmak için otomatik bir program başlatır. Bilinçaltı olumsuz –me, -ma eklerini algılamaz. Bunu yapmaMAlıyım, dediğinizde bilinçaltı bunu yapmak istediğiniz bir şeymiş gibi algılar ve bunu yapmanız için elinden geleni yapar. Bu yüzden yapmak istemediğimiz şeylere değil, yapmak istediğimiz şeylere odaklanmalıyız.

Yalnız sorduğumuz sorular değil, sormadığımız sorularda hayatımızı etkiler.

Sorduğumuz sorular bizim odak noktamızı belirler. Karşınıza çıkan her türlü sorun için kullanabileceğiniz, sizi probleme değil çözüme odaklayacak olan soruları aşağıda bulabilirsiniz. Bu sorular sizi soruna değil, çözüme odaklayacaktır. Tabii ki kullanırsanız…

Problem çözen sorular:

Bu problemin harika yanı nedir?

Neler henüz mükemmel değil?

Bunu istediğim hale getirmek için neleri yapmaya istekliyim?

Bunu istediğim hale getirmek için neleri yapmamaya istekliyim?

Bunu istediğim hale getirmek için gerekenleri yaparken bu süreci nasıl zevkli kılabilirim?

O zaman bütün bunlardan çıkan sonuç, sürekli olarak sizi güçlendiren soruları sormakla ilgili alışkanlık kazanmanız gerekir.

Özellikle kriz anlarında güçlendirici soruları sormak gerekir.Her sabah uyandığımızda kendi kendimize otomatik olarak sorular sorarız. İşe gitmek zorunda mıyım? İşyerinde ne tür zorluklar beni bekliyor? Acaba trafik ne kadar kötü? sorularını sormak yerine, sabahları aşağıdaki soruları sorarak nasıl bir gün geçireceğinizi belirleyebilirsiniz. Unutmayın sorularınızın kalitesi gününüzün kalitesini belirleyecektir.

(7)

7 --DOĞRU SORU SORMAK—

Bu yazıyı okuyup geçenlerden olacağınızı sanmıyorum. Kendi kendine kazık atacak tiplerden değilseniz, bu soruları not alın ve sabahları kendi kendinize sorarak yaşamınızda bir fark yaratın. Bunu bugün yapın.

Ertelemeyin.

Güçlendiren sabah soruları

Şu anda hayatımda beni mutlu eden şey ne?

Şu anda hayatımda bana heyecan veren şey ne?

Şu anda hayatımda neyden gurur duyuyorum?

Şu anda hayatımda neye minnet duyuyorum?

Şu anda hayatımda en çok neyden zevk alıyorum?

Şu anda hayatımda adanmış olduğum şey ne?

Kimleri seviyorum? Kimler beni seviyor?

Bu soruların her birine birkaç cevap bulmaya çalışın. Eğer bir cevap gelmezse, ne olabilirdi kelimesini ekleyin. Örneğin, şu anda hayatımda mutlu eden bir şey olsaydı, ne olabilirdi?

Yaşamınızda gerçek anlamda bir değişiklik yaratmak istiyorsanız, bireysel gelişiminiz için bu soruları sormayı alışkanlık haline getirin. Bir süre sonra bu soruların alışkanlıkla otomatik olarak çıktığını göreceksiniz.

Unutmayın ki problemler, biz onları problem olarak gördüğümüz için vardır. Bir problemle karşılaştığımızda doğru soruları sorarak, probleme değil çözüme odaklanabiliriz.

Başarılı gözüken bir insanla, başarısız insanlar arasındaki bir diğer fark da; başarısız insanlar probleme takılır kalırlar. Problem onların odak noktası olur. Başarılı insanlarsa, problemle karşılaştığında doğru soruları sorarak hemen çözüme odaklanırlar. Bu durumu nasıl tersine çevirebilirim? Bu durumdan nasıl yararlanabilirim? Bu durumdan ne öğrenebilirim? Soruları bizi direk çözüme odaklayacaktır. Yapmamız gereken sadece soruyu sormak. Cevabını bilmek zorunda bile değilsiniz. Sadece doğru soruyu sormanız odak noktanızı değiştirecek ve çözüm kendiliğinden gelecektir.

Yazar: Erkan Şenol

Kaynak: http://www.atlasedu.com

(8)

8 İŞÇİ DEVİR TÜRLERİ

Günümüz iş hayatında Şirketlerin birleşmeleri (Ortak Girişim, Konsorsiyum, İş Ortaklığı) veya hisse devirlerinde, bazen nitelikli işçi bulmanın zorluğu sebebi ile işçi devri konusunu da beraberinde getirmektedir. Özellikle Holdingler ve Şirket Gruplarında yaşanan işçi devirlerinin ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirilmesi, söz konusu işçi devirlerine ilişkin doğabilecek risklerin ortadan kaldırılması açısından her işveren için önem arz etmektedir.

İşçi devri Bir Şirketten diğer şirkete geçen işçinin geçmişten gelen tüm özlük haklarının korunarak diğer bir firmaya devir edilmesi olarak tanımlanabilir.

İşçi Nakli uygulamada 3 şekilde karşımıza çıkmaktadır.

1- İşçi Nakli

2- İş Sözleşmesi Devri

3- İşyerinin veya Bir Bölümünün Devri

1-İŞÇİ NAKLİ

Aynı işverenin farklı ünvanlı şirketleri arasında gerçekleştirilmektedir. Diğer bir deyişle işçi nakli, grup veya holding bünyesinde yer alan birden çok şirket arasında işçi naklini ifade eder. (Ortak Girişimler, İş Ortaklıkları, konsorsiyumlar… vs. buna dahildir)

İşçi naklinde işverenin dikkat etmesi gereken husus işçinin yapılan bu nakil işlemine Muvafakat etmesidir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/41042 E. 2008/5622 K. sayılı 16.06.2008 tarihli kararında, “Geçici iş ilişkisinde dahi, devir anında işçinin yazılı rızası aranmaktadır. Hizmet akdi devrinde bu rızanın devir anında olması gerekir. Başlangıçta sözleşmede diğer grup şirketine nakil yetkisi verilmiş olması bu olguyu ortadan kaldırmaz.

Davacı hizmet akdi devri uygulaması yaratan davalı işverenin bu uygulamasına, rıza göstermiş değildir.” şeklinde hüküm vermiştir.

Yargıtay’ın, nakil sırasında işçinin rızasının aranması gerektiği yönünde çok sayıda kararı mevcuttur.

(9)

9 İŞÇİ DEVİR TÜRLERİ - 1-İŞÇİ NAKLİ

Ancak yine Yargıtay, işçinin rızasının alınıp alınmaması olgusunda da sınırlama getirmiş ve işçinin çalışma şartlarında değişiklik yapılıp yapılmadığının irdelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Buna göre, işçi nakli ile işçinin çalışma şartlarında olumsuz bir değişiklik meydana gelmiyorsa (örneğin işyerine ulaşım mesafesinde bir artış olmuyorsa, ücretinde herhangi bir indirime gidilmemişse vb.) bu durumda işçinin nakle muvafakat etme şartı aranmamakta ve işçiye bu suretle sözleşmesini feshetme hakkı tanınmamaktadır (Yargıtay 9.

Hukuk Dairesi 01.03.2000 tarihli 2000/2221 E.

2000/2417 K. sayılı ilamı)

Kanaatimiz nakil yapılırken işçinin muvafakat etmesi yönündedir.

İşçi ile yapılan hizmet sözleşmelerine, işverenin işçiyi başka yerlere nakledebileceğine dair hüküm koyması da işçi nakli yapılması açısından çok önemlidir.

İşverenin diğer şirketleri arasında geçiş yapan işçi naklinin geçici veya daimi olarak yapıldığı hususu ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2006 tarihli 2006/30168 E. ve 2006/34624 K. sayılı kararına göre, “4857 sayılı İş Kanununun 7. maddesinde, ‘işveren, devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçiyi; holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde veya yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırılması koşuluyla başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devrettiğinde geçici iş ilişkisi gerçekleşmiş olur’ şeklinde kurala yer verilmiştir.

Bu durumda İşçinin geçici olarak diğer bir şirkete gönderilmesi işçinin muvafakat etmesi ile mümkün olabilmektedir.

(10)

10 PAPA ve MOİZ

Yüzyıllar önce Papa bütün Yahudilerin Roma'yı terk etmeleri gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir.

Bunun üzerine Papa, Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir müzakere yapmalarını önerir.

Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler.

Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler. Ancak Moiz'in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle müzakerede konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler.

Papa kabul eder.

Müzakere günü geldiğinde, iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak üç parmağını gösterir. Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır. Papa parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir. Moiz ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir. Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca; Moiz de bir elma çıkartır. Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak:

"Ben pes ediyorum, Yahudiler kalabilirler", der.

Müzakere sonrasında Papa'nın etrafına toplanan kardinaller Papa'ya ne olduğunu sorduklarında Papa;

- Ben önce 3 parmağımı gösterip Kutsal Üçlüyü işaret ettim. Buna karşılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek tanrıyı tanıdığını söyledi.

- Ben parmaklarımı sallayıp başımın etrafında çevirerek tanrının bizim etrafımızda olduğunu gösterdiğimde o da oturduğu yeri işaret ederek tanrının onların durduğu her yerde olduğunu işaret etti.

-Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrının bizim günahlarımızı bağışladığını göstermek istediğim zaman da hemen bir elma çıkartıp bana ilk günahı hatırlattı.

-Adamın her şeye bir cevabı vardı. Ne yapabilirdim ki?

Tabi aynı sıralarda, Yahudi cemaati de Moiz'in etrafını sarmış ona nasıl başardığını soruyorlardı. Moiz:

- Önce bana 3 parmağını gösterip 3 gün içinde burayı terk etmemizi istedi. Ben de ona bir tekimizin bile ayrılmayacağımızı söyledim.

-Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizleneceğini söyledi. Ben de, hiç bir yere gitmeyip olduğumuz yerde kalacağımızı söyledim.

- Sonra ne oldu?, diye kalabalık heyecanla sordu.

- Valla, sonrasını ben de pek anlamadım. Adam biraz hiddetlendi ve öğle yemeğini çıkarttı.

Bunun üzerine ben de benimkini çıkarttım.

Hepsi bu!...

İnsanların ne konuştuğu değil, ne anladığı önemlidir...

(11)

11

İŞÇİ DEVİR TÜRLERİ

2- İŞ SÖZLEŞMESİNİN DEVRİ

Yargıtay, iş sözleşmesi devrini işçi, işveren ve hizmet akdini devralan işveren arasında gerçekleşen, işçinin bundan böyle devralan işverene hizmet vermesini öngören ve geçici iş ilişkisi kapsamında olmayan ve devir esnasında kurulması gereken üçlü ilişki olarak tanımlamıştır (9. Hukuk Dairesi, 16.06.2008 tarihli 2007/41042 E. ve 2008/15622 K. sayılı karar).

4857 Sayılı kanunda iş sözleşmesinin devri ile ilgili bir düzenleme bulunmaması sebebi ile 6098 sayılı Borçlar Kanunu 429.maddesi hükümleri uygulanacaktır.

6098 sayılı borçlar Kanunu 429.maddesi

“Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir. Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır.”

Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere İş sözleşmesinin devri için bazı şartların yerine gelmiş olması gerekmektedir.

• Sözleşmeye dayanan bir borç ilişkisinin varlığı,

• İşçinin, söz konusu sözleşme devrine ilişkin yazılı rızası

• Devir işlemiyle, devralan şirketin bütün hak ve borçları ile birlikte hizmet sözleşmesine taraf olmasıdır.

Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır.

İŞ SÖZLEŞMESİNİN DEVRİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

• İş sözleşmesinin devredilmesine ilişkin sözleşmenin devreden işveren ile devralan işverenin yanı sıra iş sözleşmesi devredilen işçi tarafından da imzalanması ya da işçinin iş sözleşmesinin devrine sonradan onay vermesi gerekmektedir.

• İş sözleşmesinin devri halinde iş sözleşmesi sona ermez. Sadece devreden işveren ile işçi arasındaki hukuki ilişki sona erer. İş sözleşmesi sona ermediğinden işçi iş sözleşmesinin devri nedeniyle kıdem ve/veya ihbar tazminatı talep edemez.

(12)

12

• İşçinin iş sözleşmesinin devrine onay vermesi halinde, işçi devir işlemine dayanarak iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez.

Ancak, işçi baştan sözleşmenin devrine rıza göstermez ise bu halde işçinin, çalışma koşullarında esaslı değişiklik gerekçesiyle, haklı nedenle fesih hakkı olacaktır. İşçinin devre rıza göstermemesi halinde, işverenin iş sözleşmesini geçerli nedenle ya da haklı nedenle fesih hakkı bulunmamaktadır

• İş sözleşmesinin devri halinde; devralan işveren, işçinin devreden (İlk) işverende işe başladığı tarihten itibaren hesaplanacak kıdem tazminatından, ihbar tazminatından ve yıllık ücretli izin alacağından sorumludur.

• Devreden işverene bağlı olarak çalışılmış olan dönemde doğan ve ödenmemiş işçilik alacaklarında ise (örn., ücret, prim,mesai vs.) bir görüş devreden işverenin kendi dönemi ile sorumlu olması gerektiği yönünde iken bir diğer görüş İş Kanunu md. 6 ile getirilen müteselsil sorumluluğun iş sözleşmesinin devrinde de kıyasen uygulanması gerektiği yönündedir.

SONUÇ

Yukarıda yer alan bilgiler ışığında, iş sözleşmesinin devrine ilişkin sözleşme hazırlarken, öncelik yapılması istenen hukuki işlemin gerçekten iş sözleşmesinin devri olup olmadığının, diğer üçlü ilişkiler (işyerinin devri, ödünç ilişkisi, alt işverenlik vs.) de göz önüne alınarak, değerlendirilmesi gerekmektedir.

Şayet, iş sözleşmesinin devri ise, (i) öncelikle geçerlilik şartı olarak işçinin devre ilişkin muvafakat vermesi ya da devir sözleşmesine taraf olması gerektiği, (ii) devralan işverenin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarından sorumlu olacağı, (iii) devreden işverenin ise kendi döneminde doğmuş ancak ifa edilmemiş olan borçlardan sorumlu olacağı unutulmamalıdır.

(13)

13 RESSAM VE ÖĞRENCİSİ

Renklerin ustası olan bir ressam öğrencilerine hayatın en önemli kurallarıyla ilgili çok önemli bir ders veriyor.

Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.

Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.

Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.

Üzüntüyle ustasına gitmiş.

Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış.

Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.

Öğrenci denileni yapmış.

Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış.

Sevinçle ustasına koşmuş.

(14)

14

“İLKİNDE İNSANLARA FIRSAT VERİLDİĞİNDE NE KADAR ACIMASIZ BİR ELEŞTİRİ SAĞANAĞI İLE KARŞILAŞILABİLECEĞİNİ GÖRDÜN.

HAYATINDA RESİM YAPMAMIŞ İNSANLAR DAHİ GELİP SENİN RESMİNİ KARALADI.

İKİNCİSİNDE ONLARDAN YAPICI OLMALARINI İSTEDİN.

YAPICI OLMAK EĞİTİM GEREKTİRİR. HİÇ KİMSE BİLMEDİĞİ BİR KONUYU DÜZELTMEYE CESARET EDEMEDİ.

EMEĞİNİN KARŞILIĞINI, NE YAPTIĞINDAN HABERİ OLMAYAN İNSANLARDAN ALAMAZSIN.

SAKIN EMEĞİNİ, BİLMEYENLERE SUNMA VE ASLA BİLMEYENLE TARTIŞMA .”

(15)

15

İŞÇİ DEVİR TÜRLERİ

3-İŞYERİNİN VEYA BİR BÖLÜMÜNÜN DEVRİ

4857 Sayılı İş Kanunu 6.maddesi

“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.

Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.

Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.

Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz.

Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.

Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz.”

Bir işyeri devrinden söz edebilmek için işyerini veya bir bölümünü ifade eden ekonomik birliğin bu kimliğini koruyarak devredilmesi gerekir. Yargıtay buna ilişkin verdiği bir kararında (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 06.04.2009 tarihli 2009/13501 E. ve 2009/9655 K. sayılı ilamı, “Devir, bir ekonomik bütünlüğü olan işletme veya işyeri ya da işyerinin bir kısmının kendi kimliğini koruyarak devrini ifade eder” şeklinde hüküm vermiştir.

Dolayısıyla kimliğini koruyarak ekonomik birliğin devrinde önemli olan, devredilen üretim faktörleri arasında işlevsel bağlılığın korunması ve başka bir organizasyon yapısına dahil olunduğunda, devralanın bu yolla aynı tür ekonomik faaliyeti devam ettirmesidir.

(16)

16

D A Ğ C I

Bir gün bir grup dağcı Yüksek bir yer bulur ve Tırmanmaya başlarlar, Aralarında kekeme olan bir dağcıya tüm eşyaları emanet etmişlerdir.

Tam tırmanma sırasında kekeme olan dağcı - Ça.., ça… ça…, ça….

Diğer dağcılar

- Yukarı çıkınca kendisini dinleyeceklerini söylerler.

Zirveye çıkmışlardır ki kekeme olan dağcı -Ça..,, ça.. çadırlar aşağıda kaldı..

Diğer Dağcılar bu duruma çok kızarlar ve Neden daha önce söylemedin diye çıkışırlar.

Şimdi onca mesafeyi tekrar inip bir daha çıkmak zorunda kalacaklardır.

Tüm dağcılar aşağıya inmeye başlamıştır.

Kekeme olan dağcı - Şa.., şa.., şa..

Dağcılar bu sefer yorgunluğun ve onca tırmanılmış mesafeyi inmenin kızgınlığı ile

- Seni aşağıya inince dinleyeceğiz Derler.

Aşağı indiklerinde tüm dağcılar yorgunluktan konuşamaz bitkin bir haldedir.

Kekeme dağcı da yorgun ve bitkin olmasına rağmen

- şa.., şa.., şa.., Şaka Yaptım der…

(17)

17 GEÇİCİ (ÖDÜNÇ ) İŞ İLİŞKİSİ

Kazanç amacı gütmeyen geçici iş ilişkisine 4857 Sayılı Kanunun 7.maddesinde yer verilmiştir.

Şirket grupları, holdinglere ait şirketler, Farklı şirketler tarafından kurulan İş Ortaklıkları, Ortak Girişimler, Konsorsiyumlar… vs. vasıflı iş gücü ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile veya Mali anlamda zor duruma düşen şirketlerin İşlerinin tekrar düzene girmesine kadar başka bir işveren vermesi gibi bir sebeple İşçilerini geçici olarak vererek geçici iş ilişkisi kurabilirler.

Geçici İş İlişkisi işçinin muvafakati alınarak;

Devir eden(Ödünç veren), Devir alan (Ödünç Alan) ve işçi arasında yapılan bir sözleşme ile karşılıklı anlaşmalar sonucu yapılabilmektedir.

Bir sözleşmeye dayanılarak yapılan Geçici iş ilişkisi en fazla 6 aylık süreyle yapılabilmektedir. Bu süreler en fazla 2 defa 6 aylık dönemler halinde uzatılabilmektedir.

Toplam 18 aylık süreyi geçememektedir. Fakat bu sürenin altında geçici iş sözleşmesi yapmak mümkündür. 6aylık sürelerin 7-8 aya 18 aylık

sürenin ise 19-20 aya çıkması mümkün değildir.

Geçici iş ilişkisi aynı işçi için farklı bir firma ile aynı şartlar altında yapılabilmektedir.

Örneğin : ABC İşletmesi 18 ayı dolduran XYZ Şirketi ile geçici iş sözleşmesini uzatamaz iken DFG Şirketi ile yeni bir geçici iş sözleşmesi yapabilmektedir.

18 ayı aşan ve üç tarafın rızası ile çalışmanın devam ettirilmesi sonucunda ise Geçici İş Sözleşmesi ile iş ilişkisi sona erer. İş sözleşmesi devrine dönüşür işçi devir alan işverenin işçisi olur.

Yargıtay işçinin yazılı izninin devir anında olmasını aramaktadır.

İşçinin yazılı izni geçici iş sözleşmesinde alındığı gibi uzatmalar da da istenilmektedir.

Geçici iş ilişkisini yapmak isteyen, işçisini geçici olarak başka bir firmaya devretmek isteyen işveren, işçinin yazılı rızasını almak zorundadır.

İşçi, yazılı rızası alınmadan ödünç vermek isteyen işverene karşı iş sözleşmesini haklı nedenle fesih edebilmekte ve tüm yasal haklarını işverenden alabilmektedir.

İşçiyi geçici olarak devir alan; grev, lokavt, toplu iş uyuşmazlığı devam eden işyerlerinde grev ve lokavtın uygulanması süresince işçi çalıştıramamaktadır. (Grev Lokavt Kanunu 39.maddesine göre niteliği bakımından sürekli

(18)

18 ---GEÇİCİ (ÖDÜNÇ ) İŞ İLİŞKİSİ ---

olmasında teknik zorunluluk bulunan işlerde faaliyetin devamlılığını; işyeri güvenliğinin, makine ve demirbaş eşyasının, gereçlerinin, hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin bozulmamasını; hayvan ve bitkilerin korunmasını sağlayacak sayıda işçinin kanuni grev ve lokavt sırasında çalışmaya, işverenin de bunları çalıştırmaya mecbur olması hariçtir)

Toplu işçi çıkarmaya gidilen işyerlerinde, çıkarma tarihinden itibaren 6 ay içinde toplu işçi çıkarmanın konusu olan işlerde geçici iş ilişkisi yapılamamaktadır. Burada 6 aylık süre söz konusu olduğundan, 6 aylık sürenin tamamlanmasından sonra toplu işçi çıkarmaya gidilen işyerlerinde geçici iş ilişkisi

kurulabilmektedir.

Geçici iş ilişkisinde işçi Ödünç veren işverenin işçisi olmaya devam etmektedir. Ancak İş görme edimini ödünç alan işverene karşı yerine getirmektedir. İşçinin ödünç alan işverenin talimatlarına uyma ve işine karşı sadakat borcu vardır. İşçinin kendi kusuru ile sebep olduğu zararlardan dolayı ödünç alan işverene karşı sorumluluğu vardır.

Geçici iş ilişkisinde işçinin ücretlerini ödünç veren işveren ödemektedir. Geçici iş sözleşmesi süresinde ödenmeyen ücret, pirim, ikramiye, sosyal yardımlar ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri, SGK Prim borçlarından dolayı her iki işveren de sorumludur. Ödünç alan işveren Kıdem-İhbar

tazminatı ve izin ücretinden sorumlu tutulamamaktadır.

Bu süre içerisinde ödünç iş ilişkisi kurulan işçiye işverenin eşit davranma ve işçiyi gözetme borcu vardır.

Geçici iş ilişkisinde yalnızca ödünç alan işveren işçiye talimat verebilmekteyken, asıl

işveren/alt işveren ilişkisinde her iki işveren de işçiye talimat verebilmektedir.

Geçici iş ilişkisinde uzatma olmaması halinde işçinin çalışacağı işyeri değişebilmekteyken, işveren/alt işveren ilişkisinde işçinin çalışacağı işyeri aynı kalabilmektedir.

İşçinin Sosyal güvenliğinin saplanması ve primlerinin ödenmesinde geçici iş sözleşmesi süresinde ödünç alan işveren, ödünç veren işveren ile müştereken ve müteselsilen sorumludur.

(19)

19 Hızlı, akıcı ve isteğe göre kişiselleştirilebilen

yeni nesil arayüzleri ile kolay kullanım sağlayan GO 3, esnek uygulama yapısı sayesinde KOBİ’lerin kullanım ihtiyaçlarını uçtan uca karşılıyor.

Logo GO 3 ile;

Finans Muhasebe Satış Satın Alma Stok Yönetimi

Raporlama gibi işlemlerinizi yapabilirsiniz.

Logo GO 3 Özellikleri

Stoklarınızı Kontrol Altına Alın

Anlık stok kontrolü, stok kartlarının yakından takibi, sınırsız sayıda barkod tanımı gibi özellikleriyle GO 3, stoklarınızı kontrol altına alarak, malzeme bazlı maliyetinizi takip etmenizi sağlıyor.

Satış ve Satın Alma Süreçleriniz Çok Daha Pratik

GO 3, siparişi sisteme girdikten sonra irsaliye ve fatura döngüsünü hızlıca tamamlamanızı ve sipariş durumunuzu anlık kontrol etmenizi sağlıyor. Aldığınız sipariş miktarı stoğunuzdaki sipariş miktarından fazlaysa otomatik olarak satın alma fişi oluşturabilir, satıcı bazında satış hedeflerinizi belirleyebilir ve bütün tedarik zincirinizi uçtan uca yönetebilirsiniz.

Tüm Finansal İşlemleriniz Hız Kazanıyor Cari hesaplarınız üzerindeki tüm işlemleri, banka, kredi kartı, çek ve senetlerin takibi ve kasa işlemlerinizin hızlıca gerçekleşmesini sağlayan GO 3, tüm nakit akışlarınızı pratik ve hızlı bir şekilde yönetilmesini sağlıyor.

Güçlü Muhasebe Alt Yapısı ile Kayıtlarınız Güvende

Yasal mevzuata tam uyumlu yapıda olan GO 3 ile tüm kayıtlarınızı güven içinde yönetebilir,otomatik oluşan hesap planınızı dilediğiniz gibi tanımlayabilirsiniz. Diğer modüllerle entegre çalışan muhasebe modülü ile muhasebeleştirilen belgelerin fişlerinin otomatik olarak oluşmasını sağlayabilirsiniz.

Ayrıca e-Beyanname özelliği ile vergilendirme dönemlerinizde hız kazanabilirsiniz.

(20)

20 Bordro Süreçlerinizi Gözünüzde Büyütmeyin

GO 3 ile entegre çalışan Bordro Plus, işletmelerin sicil ve ücret yönetimi gereksinimlerini tam anlamıyla karşılıyor.

Hızlı ve Esnek Raporlama Çözümleriyle Tanışın GO 3’ün sunduğu interaktif ve esnek raporlama aracı ile aklınıza gelen tüm raporları kolayca oluşturma imkanı ile tüm verileriniz her zaman elinizin altında olur.

İş Zekası ve CRM Çözümleri ile Kusursuz Entegrasyon

GO 3 ile kusursuz entegrasyona sahip olan Logo Mind İş Zekası Çözümü ile farklı kaynaklardan elde edilen verileri detaylı analiz edebilirsiniz. Satış - Pazarlama veya teknik ekiplerinizin randevu, görüşme, teklif, satış gibi iş süreçlerini ise Logo CRM üzerinden GO 3 ile entegre olarak takip edebilirsiniz.

e-Devlet Çözümleriyle Güvenli e-Dönüşüm Platformu

GO 3; e-Fatura, e-Defter ve e-Arşiv gibi e- Devlet uygulamalarıyla tam entegre olarak çalışabiliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

In Islamic societies that do not function as a structure based on class, instead of a concept expressing such a class directly, different and more general

11.6.2013 Yurtdışında İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan alacak davasında “Yurtdışı müteahhitlik işlerinde işçi ile işveren arasında yapılan

Taraflar, birleşme işleminin gerektirdiği duyuru metninin birleşmenin onaylanacağı genel kurul toplantılarının tarihinden en az otuz gün önce ilan edilmesi, Devralan

İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü

2/6’ya göre, “Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin

yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin ol- makla beraber doğrudan üretim organizasyo- nu içerisinde yer almaması”, “üretimin zorunlu bir unsuru olmayıp asıl iş

Ayrıca taraflar arasından akdedilen yazılı veya sözlü hizmet sözleşmesinin (bundan böyle “HİZMET SÖZLEŞMESİ” olarak anılacaktır.) eki niteliğindeki işbu

a) Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon