• Sonuç bulunamadı

Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlarHazırlayan: Dr. Ertan Ural

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlarHazırlayan: Dr. Ertan Ural"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

JACC Heart Fail 2013;1:21

JACC Cardiovasc Interv 2012;5:149

www.who.int

Eurointervention 2013 Jan 28

[Epub ahead of print]

www.nj.com www.justice.gov

Atriyum fibrilasyonu ve kalp yetersizliğinin birlikte bulunduğu durumlarda beta bloker kullanımının sağ kalım üzerine belirgin bir yararı olmadığı bildirildi. Bu amaçla kalp yetersizliği tedavisinde kullanı-lan beta blokerlerden metoprolol, bisoprolol, nebivolol ve karvedilolle yapılmış plasebo kontrollü ran-domize klinik araştırmalar dikkate alındı. Başlangıçta sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu <%40 olan ve atriyum fibrilasyonu bulunan hastalar metaanalizle incelendi. Bu tanıma uyan toplam 1677 hastanın 842’si beta bloker, 835’i plasebo kontrolü altında idi. Bu hasta grubunda beta blokerler mortaliteyi azaltmadı (OO=0.86 GA 0.66-1.13, p=0.28). Oysa sinüs ritminde olan hastalarda mortalite yararı oldukça belirgindi (OO=0.63, GA 0.54-0.73, p<0.0001). AF grubunda beta bloker tedavi hastaneye yatışları da azaltmıyordu. Günlük pratiğimizde bir değişiklik yapmak için erken ancak bu metaanaliz bir sonraki kılavuzu değiştirebilecek gibi görünüyor.

Geliştirilen bir yöntemle, orta dereceli koroner arter darlıklarında anjiyografi görüntülerinden yararla-nılarak, damar içerisine yerleşmeden akım rezervi ölçüp, lezyonun ciddiyeti hakkında karar vermenin mümkün olduğu bildirildi. Bu amaçla kararlı koroner hastalığı olup, elektif anjiyoplasti bekleyen 19 hastaya rotasyonel koroner anjiyografi yapıldı. Standart fraksiyonel akım rezervi (FFR) ölçümleri ya-pılarak hemodinamik olarak önemli olan lezyonlara stent konuldu. Değerlendirilen otuzbeş ölçümün karşılaştırılmasında, anjiyografi yöntemi ile bakılan akım rezervi klasik FFR’a ±0.06’lık bir yanılma payı olacak kadar yakın bir doğrulukta (korelasyon 0.84, duyarlılık %86, özgüllük %100) tahminde bulundu. Şu an için doğruluk payı kabul edilebilir olmakla birlikte, süre olarak yeni işlemin saatler alması ve bir teknik eleman gerektirmesi günlük pratiğe girmesi için büyük engel oluşturuyor. Bu engellerin aşılması ile yeni yöntem gelecekte FFR’ın yerini alacak gibi görünüyor.

Dünya Sağlık Örgütü yeni yayınladığı kılavuzlarda hipertansiyona bağlı inme ve kardiyovasküler ris-ki azaltmak için, günlük sodyum ve potasyum alımına dair tavsiyelerde bulundu. Buna göre günlük olarak yiyeceklerden alınması gereken sodyum miktarı en çok 2 g ya da tuz olarak 5 g, günlük olarak yiyeceklerden alınması gereken potasyum miktarı ise en az 3.5 g olmalı şeklinde belirtildi. Ülkemizde günlük tuz tüketiminin 18 g civarında olduğu dikkat alınırsa, gidilmesi gereken çok yol var. Bu konuda T.C. Sağlık Bakanlığının duyarlılığı ve yürüttüğü eylem planı takdire değer.

[http://www.who.int/nutrition/publications/guidelines/sodium_intake/en/; http://www.who.int/nutrition/ publications/guidelines/potassium_intake/en/]

Avrupa Kardiyoloji Derneği, perkütan koroner girişimlerde radiyal yaklaşımın standart olması gerek-tiğine dair bir bildiri yayınladı. Girişimsel kardiyologlar arasında ülkemizde de giderek yaygınlaşan radiyal yaklaşımın tavsiye edilmesinde, özellikle klinik çalışmalarda kanamaların daha az olması etkili oldu. Radiyal yaklaşımın diğer avantajı ise işlem sonrası erken ayağa kalkma olarak gösterile-bilir. Bununla birlikte tartışmanın karşı tarafında olanlar radiyal yaklaşımla işlem başarısının nispeten daha düşük, kanama ile ilgili avantajın ise kullanılan antikoagülan ile ilgili olduğu savını öne sürüyor-lar. Böyle zorlayıcı bir tavsiyenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. Doğrusu girişimsel kardiyoloğun kendini rahat hissettiği biçimde işlemlerini sürdürmesidir diye düşünüyorum.

İsmini vermek istemediğim bir kardiyolog tanısal amaçlı bazı tetkikler için, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesindeki hastaları para karşılığında özel bir kuruluşa sevk ederek, haksız gelir elde ettiği gerekçesiyle 5 yıla kadar hapis ve yaklaşık 450000 TL para cezası ile yargılanıyor. Yine isimlerini burada belirtmeyeceğim iki ayrı özel sağlık kuruluşu da yine SGK hastalarına endikasyonsuz stent yapmaktan dolayı suçlu bulunarak, ağır para cezasına çarptırıldı. SGK’nın gördüğü zarardan dolayı yapılması elzem olan tetkik ve tedavileri paket kapsamına alıp para ödemeyeceğini bildirmek ya da ödeme koşullarını sağlık kurumlarını bürokratik engellerle boğacak ya da işlemlerin yapılmasını engelleyecek düzenlemeler getirmek yerine, düzgün çalışanla ahlaksızı ayırt etme yoluna gitmesi sevindirici. Bir de bunu Türkiyemizde başarsak. Çünkü bu doğru yaklaşım örnekleri maalesef ül-kemizden değil. [http://www.nj.com/middlesex/index.ssf/2013/02/cardiologist_from_edison_admit. html; http://www.justice.gov/opa/pr/2013/January/13-civ-023.html]

Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlar

Hazırlayan: Dr. Ertan Ural

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

(2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önce miyokart enfarktüsü (ME) geçirmiş hastalarda, kısa süreli steroid olmayan antienflamatuvar ilaç kullanımının dahi ölüm ve tekrar ME gelişimini

Aspirinin yıllık kanama sıklığı %2.6 idi, bu temel alındığında kanama açısından HR klopidogrel için 1.33, varfarin için 1.23, aspirin-klopidogrel için 1.47,

Defibrilasyon sonrası kalp masajı hemen sonlandırılan hastalarda, kalp masajına bir süre daha devam edilenlere göre VF’nin daha erken tekrar ettiği (başarılı

İkincisi ve daha önemli olanı, NP kılavuzluğunda tedavi olanların hedef beta-bloker ve ACE inhibitörü dozlarına, geleneksel takip grubuna göre neredeyse iki kat daha fazla

Otuz günlük ölüm, miyokart enfarktüsü ya da hedef damar revaskülarizasyonundan oluşan son nokta iki grup arasında fark göstermedi (yeniden yükleme grubunda %6.7’ye

Bu amaçla, iki ayrı çalışmada, birinde diyabetik olan (325 kişi) diğerinde diyabeti bulunmayan (220 kişi) orta düzeyde proteinüri ve hiperlipide- misi olan ve en az üç

Konuyla ilgili büyük randomize klinik çalışmalar gelene kadar, grip aşısını 40 yaş üzeri akut koroner olay riski yüksek olanlara da yaptırmak akılcı görünüyor..

Örnek olarak, daha önce gastrointestinal kanama (GİK) geçiren bir kimsede birlikte kullanım yarar getiriyorken, GİK riski düşük birinde birlikte kullanım tavsiye edilmiyor.