• Sonuç bulunamadı

Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlarHazırlayan: Dr. Ertan Ural

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlarHazırlayan: Dr. Ertan Ural"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Kardiyol Dern Arş - Arch Turk Soc Cardiol 2011;39(4):353 353

Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlar

Hazırlayan: Dr. Ertan Ural

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Toplum genelinde tuz kısıtlamasına gitmenin kardiyovasküler (KV) ölümleri artırabileceği bildirildi. Başlangıçta KV hastalığı olmayan yaklaşık 3700 kişide başlangıç ve takip sıra-sında 24 saatlik idrar sodyum atılımı ölçüldü. Medyan 7.9 yıl takip sırasıra-sında, KV ölümler 24 saatlik sodyum atılımı ile ters orantılı olarak artış gösterdi. Üçlük dilimler halinde en düşük sodyum atılımı olan gruptan yükseğe doğru sırasıyla KV ölüm sıklığı %4.1, %1.9 ve %0.8 idi. En düşük sodyum atılımı için HR 1.56 (CI 1.02-2.36, p=0.04) bulundu. Bunun yanında, artan sodyum atılımı ile takipte kan basıncı artışı belirgin değildi. Bilinen hipertansiyon veya kalp yetersizliği olanlarda tuz kısıtlaması mutlaka yapılmalı. Ancak, toplum genelinde tuz kısıtlamasını önermek bu çalışma ile tartışmaya açılmış bulunuyor.

Daha önce miyokart enfarktüsü (ME) geçirmiş hastalarda, kısa süreli steroid olmayan antienflamatuvar ilaç kullanımının dahi ölüm ve tekrar ME gelişimini artırdığı gösterildi. Bu amaçla, 30 yaş üzeri ve daha önce ME geçirmiş olan yaklaşık 84 bin hasta steroid olma-yan antienflamatuvar ilaç kullanıp kullanmamalarına göre ayrılıp, ölüm ve tekrarlaolma-yan ME yönünden değerlendirildi. İlaç kullanımı tedavinin daha başında ölüm ve tekrar ME riskini artırmış olarak bulundu (ilk 7 günde HR 1.45; CI 1.29-1.62) ve bu risk tedavi süresince devam etti (90 gün sonra HR 1.55; CI 1.46-1.64). Steroid olmayan antienflamatuvar ilaç kullanmak için güvenli bir süre yok. Bu nedenle, daha önce ME geçirmiş bir hastada mut-laka gerekli olduğunda, bu çalışmada en yüksek riske sahip olduğu gösterilen diklofenak (HR 3.26) kullanımından özellikle uzak durulmalı. Bunun yerine, daha düşük riske sahip naproksen tercih edilmeli. Düşük dozda ve mümkün olan en kısa süre için kullanmalı. Amerikan Gıda İlaç Dairesi (FDA) nonvalvüler atriyal fibrilasyonda kullanıma sunulan yeni bir antikoagülan olan dabigatranın inmeyi önlemede warfarine daha üstün, ancak daha fazla kanama yapan 150 mg’lık dozuna onay vermişti. Oysa, inmeyi önlemede warfarin kadar etkili, ancak daha az kanamaya neden olan 110 mg’lık doza onay vermemişti. Bunun nedenleri bir yazıyla açıklandı. Buna göre, özellikle riskli olduğu düşünülen yaşlılar, böbrek işlevleri bozulmuş olanlar ve kanama geçirenler olmak üzere, üç grubun yeniden gözden geçirildiği, bu üç grup için de 150 mg dozun yarar/risk oranının daha iyi olduğu belirtildi. Ayrıca, 110 mg’lik dozu hekimlere seçenek olarak sunmanın, kanama riskini göze almama-yı düşünecek tutucu hekimleri bu dozun tercihine yönlendireceği ve bunun da halk sağlığı açısından daha büyük bir sorun olan inme ile daha fazla karşılaşılacağı kaygısının da bu kararda etkili olduğu bildirildi. Oldukça akla yakın bir analiz, Sağlık Bakanlığı’nın onay aşamasında dikkate alacağını umuyorum.

POISE Çalışması. Kardiyovasküler (KV) risk taşıyan hastalarda kalpdışı cerrahi sonrası rutin

EKG ve hasar belirteç takibinin asemptomatik miyokart enfarktüsünü (ME) göstermek için gerekli olduğu gösterildi. Bu amaçla, 45 yaş üzerinde, KV risk taşıyan ve kalpdışı cerrahi uygulanacak yaklaşık 8300 hasta EKG ve hasar belirteçleri tayini ile takip edildi. Takip eden 30 gün içinde ME %5 oranında gözlenirken, bunların dörtte üçü ilk 48 saatte ortaya çıktı. Miyokart enfarktüslerinin %65’i asemptomatikti; ME geçirenlerde 30 günlük mortalite belirgin olarak yüksekti (%11.6’ya karşı %2.2, p=0.001). Bu sonuçlara göre, semptom olup olmama-sını beklemeksizin, tüm riskli hastaların ameliyat döneminde EKG ve hasar belirteç ölçümleri ile takibi sağlanabilirse, ölümlerin bir kısmını önlemek mümkün olabilir.

New England Journal of

Medicine

2011;364:1788

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu amaçla baypas cerrahisine giden yaklaşık 4100 hasta aspirini kesme zamanlarına göre erken kesenler (>6 gün, 2298 kişi) ve geç kesenler (cerrahi öncesi 5 gün içinde,

Aspirinin yıllık kanama sıklığı %2.6 idi, bu temel alındığında kanama açısından HR klopidogrel için 1.33, varfarin için 1.23, aspirin-klopidogrel için 1.47,

Defibrilasyon sonrası kalp masajı hemen sonlandırılan hastalarda, kalp masajına bir süre daha devam edilenlere göre VF’nin daha erken tekrar ettiği (başarılı

İkincisi ve daha önemli olanı, NP kılavuzluğunda tedavi olanların hedef beta-bloker ve ACE inhibitörü dozlarına, geleneksel takip grubuna göre neredeyse iki kat daha fazla

Otuz günlük ölüm, miyokart enfarktüsü ya da hedef damar revaskülarizasyonundan oluşan son nokta iki grup arasında fark göstermedi (yeniden yükleme grubunda %6.7’ye

Bu amaçla, iki ayrı çalışmada, birinde diyabetik olan (325 kişi) diğerinde diyabeti bulunmayan (220 kişi) orta düzeyde proteinüri ve hiperlipide- misi olan ve en az üç

Konuyla ilgili büyük randomize klinik çalışmalar gelene kadar, grip aşısını 40 yaş üzeri akut koroner olay riski yüksek olanlara da yaptırmak akılcı görünüyor..

Örnek olarak, daha önce gastrointestinal kanama (GİK) geçiren bir kimsede birlikte kullanım yarar getiriyorken, GİK riski düşük birinde birlikte kullanım tavsiye edilmiyor.