İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi, daha önce Yargıtay'ın iptal ettiği Fikirtepe ve Kağıthane'nin Cendere
Deresi'nde kentsel dönüşüm projesini onayladı. Belediye Başkanı Topbaş, projede "vatandaşların katılımı sağlanacak"
diyor ama, uzmanlar eski deneyimlere işaret ediyor
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis'nde onaylanan Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi'ni ETHA'ya değerlendirdi.
YARGITAY İPTAL ETMİŞTİ
TMMOB'a bağlı Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, dönüşüm kararının iktidar partisi ve ana muhalefet partilerinin ortak kararı olduğuna dikkat çekti. Fikirtepe'ye ilişkin kentsel dönüşüm projelerinin daha önce birkaç defa daha plan yapıldığını hatırlatan Muhçu, planların taşıdığı olumsuzluklar nedeniyle davalar açıldığını ve bu davalar sonucunda bu plan değişikliklerinin iptal edildiğini belirtti.
Muhçu, iptallere ilişkin, "Çünkü bölgeye büyük bir yapılaşma yoğunluğu getiriyordu. Ayrıca Fikirtepe önemli bir tarihsel geçmişin yaşandığı, İstanbul'un tarihsel kökenlerinin olduğu bir alan. Bu özellikleri yok sayan, plan dengelerini gözardı eden kimi olumsuz nitelikleri nedeniyle, yargı tarafından iptal edilmişti" dedi.
Büyükşehir Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edilen plan kararlarının benzer nitelikler taşıdığına dikkat çeken Muhçu şöyle devam etti: "Planlamanın bölgedeki vatandaşlarla anlaşarak, birlikte yapacaklarını söylüyorlar. Zaten her kentsel dönüşüm projesi öncesi bu tür açıklamalar yapılıyor. Sonunda da görüyoruz ki, kentsel dönüşüm projeleri kentin üzerine yükler getirirken orada yaşayanların ise sürgün edilmesini getiriyor."
GEÇMİŞ DENEYİMLER SÖYLEDİKLERİ GİBİ OLMADIĞINI GÖSTERİYOR
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın "Vatandaşlarla birlikte yapacağız" şeklindeki açıklamalarına işaret eden Muhçu, bunun projenin ruhuna aykırı olduğunu ifade etti.
Muhçu ekliyor: "Sizin plan aşamasında, plan yapım sürecinde yurttaşlarla diyalog içinde olmanız gerekir. Plan kararları alırken de vatandaşın söz hakkının olması gerekir. Siz plan yapım sürecinde ve karar aşamasında orada yaşanları dışlamışsınız, ancak biz dönüşümü hayata geçirirken onları dışlamayacağız diyorsunuz. Bu gerçekçi değil.
Zaten onları dışlayarak sürece başlamışsınız."
Geçmiş deneyimlerin, devam eden dönüşüm sürecinin getireceklerini tahmin etmenin zor olmadığını kaydeden Muhçu,
"Nitekim Tarlabaşı'nda, Sulukule'de, Gülsuyu'nda ve İstanbul'un birçok yerinde gündeme gelen kentsel dönüşüm projelerinde de aynı şeyler yaşanmıştı. Önce vatandaşlar haklarının verileceği ve bunun güvence altına alındığı duygusunu yaşamışlar ve projeyi alkışlamışlardır. Fakat dayatılan kentsel dönüşümün aslında bir hak gaspı ve esas olarak da bazı çevrelere rant sağlayan bir proje olduğunu gördüklerinde de karşı tutum almışlar, davalar açmışlar ve demokratik yollardan tepkilerini dile getirmişlerdir. Benzer bir sürecinde Fikirtepe ve Cendere'de yaşanmayacağının bir güvencesi yoktur" dedi.
AVRUPA İZİN VERİLMEZKEN...
İşgal edilen kamu arazilerinin satışının gündeme getirilmesinin öngörülen kentsel dönüşümün bu alanlarda gerçekleştirlmesi için bir adım anlamına gelmediğini belirten Muhçu, Beykoz'da Alman-Türk Üniversitesi'nin yapımına izin verildiğini açıkladı.
Muhçu, şöyle devam etti: "Kentsel dönüşüm kararları bölgedeki plan dengelerini bozan, bölgeye yoğunluk getiren bölgenin özgün koşullarını gözardı eden kimi nitelikler taşıması nedeniyle pek çok sorunlar taşımaktadır. Beykoz'da doğal sit alanı olan orman alanı ve boğaz bölgesinde kalan alanda Türk-Alman Üniversitesi yapılmasına olanak tanıyan plansal değişiklikler yapıldı. Bu karar orada ki bitki örtüsünü ortadan kaldıran ve çeşitli sorunlar teşkil edecek özellikler taşımaktadır. Söz konusu plan değişikliği Almanya'da yapılacak olsa bütün Almanya ayağa kalkar ve
Almanya'daki kamu yönetimi böyle bir plana asla izin vermezdi. Bir orman alanının betonlaşmasına zemin hazırlayan
uygulamaları Avrupa ülkelerinde kabul görmezken, Türkiye'de bir orman alanının betonlaşması kabul görebilmektedir.
Bu kamu yönetimleri ve şehircilik adına düşündürücü bir süreç anlamına gelmektedir."
'HANGİ KANUN NEDEN YAPILMIŞ
Türkiye'de kamuya gelir temin etmek bahaneleriyle kamu varlıklarının satışlarının yapıldığını söyleyen Muhçu, "Pek çok kamu varlığı bu anlayışla satılarak elden çıkarılmış ve heba edilmiştir" dedi.
"Bu tür alanlar ya önceden imara açılarak satışa çıkarılıyor, ya da satılarak imara açılıyor" diyen Muhçu, bu politikaların sonucunda kaybedenin ise her zaman halk olduğuna dikkat çekti.
Muhçu, "Söz edildiği gibi kamuya ciddi bir mali kaynak aktarımı olmuyor. Tam aksine kimi özel gayrılan çevrelerin kasalarına ciddi servet transverinin yaşandığı bir süreç yaşanıyor. Aynı anlayış doğrultusunda pek çok yasa tasarısı görüşülmektedir.
Bizde bu süreci yakından takip ediyoruz. Ancak o kadar çok konuda değişikler yapılıyor ki hangi konunun hangi kapsamda yapıldığını anlamak bile başlı başlına bir sorundur" dedi.
TOPBAŞ PROJEYİ ANLATIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'de onaylanan Kadıköy Fikirtepe kentsel dönüşüm porjesi, 48 bin 665 kişinin yaşadığı bölgede, 1,5 milyon metrekarelik alanı kapsıyor.
Projenin vatandaşların katılımıyla yapılacağını söyleyen İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, projenin diğer ilçelerde de uygulanacağını açıklayarak "Deprem riskini ortadan kaldırmak adına İstanbullulara ve riskli alanlara fırsat vermeye çalışıyoruz. Bu da şehrin yenilenmesi için bir şans olarak kullanılabilecek. 2011 yılında ağırlıklı olarak ve devam eden yıllarda, İstanbul artık deprem riskini gerilerde bırakacak" dedi.
haberlink-20-01-2011
