Kürdistan Bölgesel Yönetimi
Meclis Seçimleri
Koalisyon Tartışmaları ve Türkiye’ye Etkisi
DOÇ. Dr. Veysel Ayhan Doç. Dr. Aziz Barzani
KOALİSYON TARTIŞMALARI VE TÜRKİYE’YE ETKİSİ
COPYRIGHT © 2013 IMPR IMPR İletişim Adres: Mustafa Kemal Mah. Barış Sitesi
2093 (74) Sok. No: 46 Çankaya-Ankara (Eskişehir Yolu AB Bakanlığı Arkası) Telefon: +90 312 287 70 16
DOÇ. Dr. VeyselAYHAN DOÇ. Dr. Aziz BARZANİ
EYLÜL 2013, ANKARA IMPR Başkanı IMPR Irak Kürdistanı Araştırmaları Direktörü
2002’de “Lübnan, Suriye ve İsrail İlişkilerini Belirleyen Dinamikler”, çalışması ile yüksek lisansını; 2005 yılında, “Petrol ve Güvenlik: Orta Doğu’daki Krizlerin Ekonomi Politiği” adlı teziyle doktora eğitimini tamamlamıştır. 2012’de yayınlanmış Arap Baharı: İsyanlar, Devrimler ve Değişim adlı kitap çalışmasının yanı sıra Irak ve Kürtler üzerine yayınlanmış çok sayıda makalesi ve kitapları bulunan Ayhan, halen IMPR’nin Başkanlığını sürdürmektedir.
Dr. Aziz Hassan Barzani
2002 tarihinden itibaren Erbil’deki Salahaddin Universitesi’nde Öğretim Üyesi olan Sayın Barzani, Master çalışmasını “Irak Kürdistanı’nda Kürt ulusal hareketleri: 19391945” teziyle tamamlamıştır. Sayın Barzani 2008 tarihinde, “ABD ve Irak’ta Kürt Sorunu: 1961-1975” teziyle doktorası tamamladıktan sonra Salahaddin Üniversitesin’de İ.İ.B.F. Dekanı olarak akademik ve idari çalışmalarda bulunmuştur.
Kuruluşundan itibaren IMPR’nin Irak Kürdistanı Direktörü olarak akademik çalışmalarını sürdüren Dr. Barzani, Arapça, Soranice, Kurmanci, İngilizce dillerini iyi derecede bilmektedir.
GİRİŞ 5
KÜRDISTAN PARLAMENTOSU’NUN YAPISI VE TEMSILIYET 6 KÜRDİSTAN HÜKÜMETLERİ 7
2013 MECLİS SEÇİMLERİ SİSTEMİ 11
2013 SEÇİMLERİNİN ARDINDAN MECLİSTE TEMSİL EDİLEN PARTİLER 11
PARTÎYA DEMOKRATA KURDİSTANÊ-PDK (KDP) 12
YEKÎTIYA NIŞTIMANÎ YA KURDISTANÊ-YNK (PUK-KYB) 12
GORAN (DEĞİŞİM) 13
YEKGİRTÛ ÎSLAMÎ KÜRDİSTAN (KÜRDİSTAN İSLAMİ BİRLİK) 13
KOMELA İSLAMÎ KURDİSTAN 14
2013 SEÇİM SONUÇLARI 14
KDP, GORAN VE PUK ARASINDA KOALİSYON TARTIŞMALARI 16
SEÇİM SONUÇLARININ TÜRKİYE-ERBİL İLİŞKİLERİNE ETKİSİ 17
21 Eylül 2013’de Kürdistan bölgesi Irak’ın demokratikleşme sürecine daha çok katkı sağlaması beklenen dördüncü parlamento seçimini başarıyla gerçekleştirdi. Erbil, Süleymaniye ve Dohuk’ta halkın sandık başına gittiği saatlerde Bağdat’taki politikacılar ise gelecek yıl yapılması beklenen parlamento seçimlerinin ülkede yaşanan şiddet olayları nedeniyle ertelenebileceğini ifade etmekteydiler. Seçim günü Irak’ın değişik bölgelerinde meydana gelen ve en az 90 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kendi içinde istikrara sahip olmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktaydı.
Ancak seçimlerden hemen sonra 29 Eylül’de İçişleri Bakanlığına yönelik düzenlenen intihar saldırısı, Erbil’deki istikrarın bazı güçler tarafından istenmediğini ortaya koymaktadır. 7 kişinin yaşamını yitirdiği ve yaklaşık 70 kişinin yaralandığı saldırı, Erbil’deki demokrasi güçlerine yöneltilmiş bir tehdit olarak algılanmaktadır.
Bu durum geniş katılımlı bir koalisyonun kurulmasıyla da sonuçlanabilir.
Diğer yandan Mesut Barzani’nin liderliğini yaptığı KDP’nin yeni seçimdeki başarısı, Bağdat’a karşı merkezi hükümet ile ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklarda, özellikle geçen son yıllarda petrol kontratları, Kerkük sorunu vb konulara ilişkin Barzani’nin kararlı duruşu konusunda, Erbil’in pozisyonunu güçlendirecektir. Aynı şekilde Türkiye ile daha güçlü ilişkiler kurmak isteyen KDP’nin hükümetteki ağırlığı, gelecek dört yıl içinde Türkiye’nin özelde Kürdistan genelde de bölge politikalarında güçlü bir müttefikle hareket etmesine yol açacaktır.
Seçimlerin doğrudan Kürt bölgesindeki siyasete de büyük etkisi olacağı açıktır. PUK’nin Celal Talabani sonrası yeni lider ortaya çıkartamayışı, Goran’ın seçimlerden ikinci parti olarak çıkması ve Süleymaniye’de PUK’nin Goran karşısında zayıflamasının hem yeni hükümet kurulması sürecinde hem de PUK’nin mirasının nasıl paylaşılacağı konusunda farklı tartışmaları beraberinde getireceği açıktır. Seçimlere ilişkin bir diğer önemli nokta ise PKK ile ilişkili PÇDK’nin bölgedeki yerel seçimlere katılmasıdır. PÇDK’nin siyasal alanda toplumsal gruplarla ilişki kurmasına yol açan gelişme orta dönemde PÇDK’nin de bir güç olarak ortaya çıkması açısından önemlidir. Böylelikle Irak Kürtlerinin siyasal mücadelesinde uzunca bir aradan sonra ilk kez Türkiye kökenli bir partinin de yer aldığı dikkat çekmektedir.
GİRİŞ
KÜRDİSTAN PARLEMENTOSUNUN YAPISI VE TEMSİLİYET
Kürdistanlı Partiler 688 Sayılı kararın ardından Irak yönetiminin Kürdistan bölgesinden çekilmesi ile oluşan otorite boşluğu sorununu gidermeye yönelik harekete geçmiş ve bir geçiş yönetiminin oluşturularak özgür ve demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesine karar vermiştir. Kürdistanlı Partiler oluşan otorite boşluğunu halk oyuyla seçilmiş bir Meclis yönetim biçimiyle giderme kararı aldı. Bu doğrultuda demokratik ve özgür bir seçime gidilmesi için yargıç, avukat ve siyasal parti temsilcilerinden oluşan özel bir komite kuruldu.
Bu özel komite 23.12.1991 ve 28.01.1992 tarihleri arasında düzenledikleri bir dizi toplantının ardından Kürdistan Ulusal Meclisi Seçim Yasasını hazırladı. 105 Sandalyeden oluşturulan Kürdistan Ulusal Meclisi’nde azınlıkların temsilini sağlamak için kendilerine özel 5 kişilik bir kota tanındı. Kürt olmayan azınlıkların kotası daha sonra 111’e çıkartılan sandalye sayısı ile 11 parlamentere çıkartılacaktır. Ayrıca kadınların temsili için de %30’lık kadın kotası konuldu. Meclis seçimlerinin 4 yılda bir düzenlenmesi yasa ile kararlaştırıldı.
Kürdistan Ulusal Meclisi’ni belirlemek için yaklaşık bir milyon seçmen 19 Mayıs 1992’de Irak tarihinde ilk kez gerçekleştirilen seçimlerde oy kullandı. 4 Haziran 1992’de ilk toplantısını gerçekleştiren Kürdistan Ulusal Meclisi resmi olarak çalışmalarına başlamıştır.
İlk Kürdistan Parlamentosu seçimleri, seçim yasasına da uygun bir şekilde başarıyla gerçekleştirildi. İlk seçim sonuçlarına göre en fazla oyu alan iki parti olan KDP ve KYP toplam 105 olan parlamento sandalyelerinden 100 tanesini yarı yarıya bölüşürken, kalan 5 sandalye ise Hıristiyan azınlıklar kotasında tahsis edildi. 2 Mayıs 1994 yılında baş gösteren iç çatışmalar nedeniyle ikinci Parlamento seçimleri zamanında yapılamamıştır. Bir sonraki seçimler 15 Aralık 2005’te yapıldı ve son seçimler de 25 Temmuz 2009 tarihinde gerçekleştirildi. 2009 seçimlerinde Parlamentodaki dağılımda değişmiştir. 111 sandalyeye çıkartılan Meclis’te 11 sandalye doğrudan azınlık kotası olarak belirlendi. Asuri, Süryani ve Keldanilere toplam 5 sandalye verilirken, 5 sandalye Türkmenlere ve 1 sandalyede Hıristiyan olmalarına rağmen etnik düzeyde kota tahsisine gidilmiş ve bölgede yaşayan Ermenilere verilmiştir.
Kürdistani Liste 59
Goran Hareketi 25
Reform ve Hizmet Listesi 13
Kürdistan İslamcı Hareketi/Irak 2
Özgürlük ve Sosyal Adalet Listesi 1
Al-Rafidain Listesi 2
Keldani, Süryani ve Asuri Halklar Konseyi 3 Kürdistan Demokratik Türkmen Hareketi 3
Türkmen Reform Listesi 1
Bağımsız 1
Tablo 1. 2013 Eylül seçimlerinden önceki Kürdistan Ulusal Meclisinde Partilerin sandalye sayısı
KÜRDİSTAN HÜKÜMETLERİ
1991 yılında Irak güçlerinin bölgeden çekilmesinden sonra KDP ve PUK arasında varılan uzlaşı itibariyle 688 Sayılı kararda belirtilen 3 Vilayette Meclis seçimlerini takiben bir hükümet oluşturulmasına karar verilmişti. Kürdistan Parlamentosunun 1993 yılında aldığı 3 nolu yasa ile Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin yürütme yetkisini oluşturularak, bakanlıkların kurulması için geniş bir program oluşturuldu. Bakanlıklar ve görev alanları önceki Irak yönetim organizasyonlarının mekanizmaları temelinde düzenlendi. Örneğin, Irak Hükümeti döneminde Kuzey Vilayetleri Genel Sağlık Müdürlüğü olarak hizmet veren yapı Kürdistan Sağlık Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırıldı. Bunların dışında, merkezi Irak hükümeti ile yaşanan sorunlar ve bazı ihtiyaçlar nedeniyle 4 yeni bakanlık daha kuruldu.
Bunlar; İnsani Yardım ve İşbirliği Bakanlığı (bölgedeki varlığı giderek artan STK ve BM görevlileriyle irtibatı sağlamak adına), Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bakanlığı ( bölgede yıkımdan etkilenmiş alanların yeniden yapımıyla ilgilenmek için), Peşmerge Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı. Kürdistan Parlamentosunun 1993 yılında çıkardığı 3 nolu yasa ile kurulan bakanlıklar ve ilgili yasal düzenleme numarası aşağıdaki tabloda gösterildiği gibidir.
Bakanlık Adı Yasa
Kabine 3
Eğitim 4
Peşmerge 5
İçişleri 9
Kültür 11
Adalet 12
Finans ve Ekonomik İşler 13 Belediyecilik ve Turizm 15 Sağlık ve Sosyal İşler 1
Ulaşım ve İletişim 2
Enerji ve Sanayi 5
Vakıflar ve Diyanet 7
Tarım ve Sulama 10
Yeniden Yapılanma ve Kalkınma 11 İskan ve Kamusal Hizmetler 13 İnsani Yardım ve İşbirliği 20
Tablo 2. Kürdistan Parlementosu Bakanlıklar Kanunu
4 Temmuz 1992’de Kürdistan’daki ilk hükümeti kuran Dr. Fuad Masum’un listesi Kürdistan Ulusal Meclisinde onaylanarak göreve başlamıştır. İlk kabine üyeleri aşağıdaki isimlerden oluşmaktaydı:
İsim Pozisyon Parti
Fuad Masum Başbakan PUK
Dr. Roj Nuri Şawaise Başbakan Yardımcısı KDP
Muhammed Emin Mevlüt Sanayi ve Enerji Bakanı PUK
Emin Abdulrahman Yardımcısı KDP
Şefko Bekas Kültür Bakanı PUK
Ahmed Salar Yardımcısı KDP
Muhammed Teyfik İnsani Yardım Bakanı PUK
Kemal Kerküki Yardımcısı KDP
İdris Hadi Saleh Ulaşım ve İletişim Bakanı KDP
Feyeradun Rafiq Yardımcısı PUK
Younadim Yusuf İskan ve Kamusal İşler Bakanı ADM
Tayyib Jabir Emin Yardımcısı PUK
Nesih Gafur Eğitim Bakanı KDP
Osman Hasan Yardımcısı PUK
Qadir Aziz Tarım Bakanı KDP
Akram Izzat Yardımcısı KDP
Kemal Mufti Peşmerge Bakanı PUK
Azad Fettah Yardımcısı KDP
Maruf Ra’uf Adalet Bakanı Bağımsız
Salah al-Din Hafidh Finans ve Ekonomik İşler PUK
Salah Dalo Yardımcısı KDP
Kaffia Süleyman Şehircilik ve Turizm
Bakanı PUK
Salih Ahmed Yardımcısı KDP
Kamal Şakir Sağlık Bakanı KCP
Abd al-Ahad Afram Yardımcısı KDP
Muhammed Mulla Qadi Vakıflar ve Diyanet İşleri KDP
Muhammad Salih Yardımcısı PUK
Ma’amoon Brifkani Yeniden Yapılanma ve
Kalkınma KDP
Huseyin Sincari Yardımcısı PUK
Yunus Rosebayani İçişleri Bakanı KDP
Ahmed Şerif Yardımcısı PUK
Tablo 3. 4 Temmuz 1992’de Kürdistan’daki ilk hükümeti kuran Dr. Fuad Masum’un listesi
Demokratik bir yönetim anlayışı ile hareket eden Kürdistan hükümeti zaman içerisinde hükümet değişikliğini de demokratik yöntemlerle gerçekleştirmiştir. PUK’den Kosrat Resul Ali’nin Dr. Fuad Masum yerine Başbakanlığa getirildiği ikinci kabinede 25 Eylül 1993’te görevine başladı. Böylelikle Kürdistan tarihinde demokratik yöntemlerle hükümetlerin değiştirilmesi geleneği de hayata geçmiş olmaktaydı.
2003 yılındaki ABD’nin Irak Savaşı sonrası Irak’ta Saddam rejiminin devrilmesi ve daha sonra Ekim 2005’te kabul edilen yeni Irak Anayasası ile Federasyon sistemi getirilmiş ve Kürdistan Ulusal Meclisi başta olmak üzere, hükümet ve diğer organları Anayasal bir statü elde etmişti.
2009 Kürdistan Ulusal Meclisi seçimlerinden sonra Altıncı Kürdistan Hükümeti, Behram Salih’in
İsim Pozisyon Parti
Neçirvan Idris Barzani Başbakan KDP
Imad Ahmed Tayfur Başbakan Yardımcısı PUK
Falah Mustafa Bakir Dışişleri Sorumlusu KDP
Kubat Talabani Koordinasyon Bakanı PUK
Sirwan Baban Tarım ve Su Kaynakları Bakanı Bağımsız Kawa Mahmud Şakir Gençlik ve Kültür Bakanı Komünist Parti
Asmat Muhamad Halid Eğitim Bakanı KDP
Kamil Ali Aziz Diyanet İşleri Bakanı Kürdistan İslam Hareketi
Yasin Şeyh Abu Bakir Elektrik Bakanı KDP
Bayiz Said Talabani Finans ve Ekonomi Bakanı PUK
Rekawt Hama Raşhid Sağlık Bakanı PUK
Ali Said Yüksek Öğretim ve Bilimsel
Araştırmalar Bakanı PUK
Kamaran Ahmed Abdullah Yeniden Yapılanma ve İskan
Bakanı PUK
Şervan Haidary Adalet Bakanı KDP
Karim Sincari İçişleri Bakanı KDP
Asos Najib Abdullah Emek ve Sosyal İlişkiler Bakanı PUK Sabah Ahmed Muhammed Şehitlik ve Anfal İşleri Bakanı PUK
Dilşad Şahap Turizm ve Şehircilik Bakanı KDP
Dr. Aşti Havrami Doğal Kaynaklar Bakanı KDP
Cafer Mustafa Ali Peşmerge Bakanı PUK
Ali Sindi Planlama Bakanı KDP
Sinan Çelebi Sanayi ve Ticaret Bakanı Türkmen kotasından Johnson Siyavuş Ulaşım ve İletişim Bakanı Bağımsız, Hıristiyan
kotasından Dr. Fuad Hussein Başkanlık Divanı Başkanı Bağımsız Fawzi Franso Toma Hariri Bakanlar Kurulu Divan
Başkanı
Mohammad Qaradaghi Kabine Sekreteti
Herish Muharam Yatırım Kurulu Başkanı
Tablo 4. 5 Nisan 2012 tarihinde göreve başlamış olan mevcut yedinci Kürdistan Bölgesel Yönetimi hükümeti
2013 MECLİS SEÇİMLERİ SİSTEMİ
Irak Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçimlerden sonra yapılan açıklamada 111 sandalyeli Meclis için toplam 1.129 adayın yarıştığı ifade edilmiştir. %30’nun kadın ve 11 sandalyenin de azınlıklara ayrıldığı Meclis seçimlerinde yaklaşık 2.800 bin seçmenin oy kullanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.
Yüksek Seçim Kuruluna göre seçimlere katılım ise toplamda %73.9 olurken söz konusu oran Duhok’ta
%76, Süleymaniye’de %73 ve Erbil’de de %71.7 olmuştur. Ancak Kürdistan Bölgesinde gerçekleşen seçimlerin temel özelliği 3 vilayetin de bir seçim bölgesi olarak kabul edilmesi ve tercihli oy sisteminin kullanılması olmuştur. Böylelikle alınan oy sayıları toplam milletvekili sayılarına bölünerek her partinin çıkartacağı milletvekili sayısı ve vilayetteki parlamenter sayısı belirlenmiş olunmaktadır.
Dolayısıyla KDP’nin Duhok’ta almış olduğu oyların doğrudan Süleymaniye ve Erbil’deki sandalyelerini de etkilemektedir. Tüm bölgede temsilde adalet olgusu üzerine kurulan sistem, parlamenterlerin eşit oylarla seçilmesini öngörmektedir. Örneğin, Türkiye’de İstanbul ile Bartın’dan seçilen milletvekillerinin aldığı oy arasında oldukça önemli bir fark bulunmaktayken, Kürdistan bölgesinde Süleymaniye ile Duhoklu parlamenter arasında oldukça sınırlı bir fark bulunmaktadır. Böylelikle tüm bölge genelinde milletvekillerinin eşit sayıda oy alarak temsil edilmesi sağlanmış olunmaktadır.
Diğer yandan bölgedeki azınlıkların de temsil edilmesi önemli olduğundan kota sistemi uygulamasına gidilmiştir. Öte yandan azınlıklara ayrılan 11 sandalye ise yalnızca azınlık oylarıyla değil, bölgede yaşayan tüm seçmenlerin oy vermesine göre oluşturulmuştur. Böylelikle Duhok’tan Hıristiyanlara ayrılan kotadan aday olan milletvekili adayına KDP veya PUK seçmeninin de oy vermesi sağlanmış olunmaktadır.
Bununla birlikte partilerin kendi listelerinde de Hıristiyan ve Türkmen aday gösterebildiklerini belirtmek gerekir. Ayrıca, azınlık adaylarının seçiminde kotanın belirlendiği bölgedeki diğer adaylarda oy verebilir. Böylelikle herhangi bir parti azınlık kotası içinde de kendi desteklediği adayın kazanmasını sağlayabilir. Ancak tercihli oy kullanıldığından genellikle seçmenler tercih haklarını azınlık adayları yerine kendi destekledikleri aday için kullandıklarını da belirtmek gerekir.
2013 Seçimlerinin Ardından Mecliste Temsil Edilen Partiler
2013 seçimlerine bağımsız, koalisyon ve parti olarak toplam 31 aktör katılmıştır. Meclis seçimlerinde en az oyla temsil edilme hakkı elde eden aday ise Ermeni kotasından Meclise girmeyi hak eden aday almıştır. Ermeni kotasından Meclise giren Aram Davud toplam 111 oy almıştır. Diğer yandan PÇDK ise yaklaşık 3600 civarında oy almıştır. 2009 seçimlerinde Parlamentoda 1 sandalye ile temsil edilme hakkı elde eden Irak Türkmen Cephesi ise ciddi bir oy kaybına uğrayarak Meclisteki sandalyesini
Partîya Demokrata Kurdistanê-PDK (KDP-Kürdistan Demokratik Partisi)
1946 yılında Mustafa Barzani tarafından Muhabbad Kürt Cumhuriyeti’nde kurulan KDP, kısa sürede Irak, Suriye ve Türkiye’de de örgütlenmiştir.
Baas rejimiyle uzun yıllar mücadele eden KDP’nin liderliğini 1979 yılındaki vefatına kadar Mustafa Barzani yapmıştır. Mustafa Barzani’nin ölümünden sonra partinin başına ilk önce İdris Barzani geçmiştir.
Başbakan Neçirvan Barzani’nin babası olan İdris Barzani’nin 1987’de kalp krizi sonrası yaşamını yitirmesi ise 2009 yılındaki başkanlık seçimlerinde oyların yaklaşık %70’ini alarak Bölgesel Yönetimin Başkanı olarak seçilen ve halen bu görevine devam etmekte olan kardeşi Mesut Barzani geçti. Aynı yıl yapılan parlamento seçimlerine KDP, stratejik müttefiki PUK (Kürdistan Yurtseverler Birliği) ile ortak bir liste oluşturarak katıldı. Bu liste ile 111 sandalyeli Kürdistan Parlamentosunun 59 sandalyesini kazanmayı başaran taraflar, bu sayede Kürdistan Bölgesel Yönetiminde iktidar ortakları oldular. KDP oldukça merkezi ve muhafazakar bir parti olsa da, hem sağ hem sol görüşten üyeleri de bünyesinde barındırmaktadır. KDP’nin temel politikaları arasında milliyetçilik ve geleneksellik bulunmaktadır. KDP’ye muhalif kesimler partinin Bölgesel Yönetimdeki ana güç merkezlerini kendi kontrolü altına aldığını ileri sürmelerine karşın KDP öncülüğünde bölgede gerçekleşen ekonomik kalkınma, partinin halk desteğini artırmıştır. 13.
KDP Kongresinde Mesut Barzani bir kez daha Genel Başkan seçilirken, Neçirvan Barzani’de Başkan Yardımcısı olarak seçilmiştir. Partinin toplam 15 kişiden oluşan Polit Büro yapısı vardır. Polit büro üyeleri arasında Partinin siyasi okulunun başında yer alan Masrur Barzani ve Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’de bulunmaktadır. Ayrıca KDP’nin toplam 51 kişiden oluşan Merkez Yönetim Kurulu bulunmaktadır.1
Yekîtiya Niştimanî ya Kurdistanê-YNK (PUK-KYB Kürdistan Yurtseverler Birliği)
Kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan PUK (The Patriotic Union of Kurdistan), 1 Haziran 1975’de 1979 yılında Celal Talabani önderliğinde bir araya gelen bir grup devrimci isim tarafından kurulmuştur. Kurucuları arasında halen Kürdistan Bölge Başkanı Yardımcılığını yürüten Kosret Resul, Goran Hareketinin lideri Newşirvan Mustafa ve Ahmed İbrahim gibi isimler gelmektedir.
sosyalist değerleri benimseyen gençlik hareketleri Barzani’nin 1975’de Baas karşısında yenilgisinin ardından PUK’u kurma kararı almışlardır. Başlangıçta güçlü toplumsal eğilimlere sahip olan partinin daha sonra bu yönü etkisini kaybetti ve grup içerisinde birçok farklı bakış açısı ortaya çıkmaya başladı.
1990’ların başında patlak veren iç savaşın ardından PUK ve KDP uzlaşmaya vardı ve 2007 yılında bir Stratejik Antlaşmaya imza attı. Parti içinden bir grup eski liderin partiden ayrılarak Nawshiran Mustafa önderliğinde Değişim Hareketi (Goran) adıyla yeni bir parti kurmasının ardından büyük bir kriz yaşayan PUK, 2009 seçimlerine KDP ile ittifak halinde katıldı. Bunun bir sonucu olarak, PUK kalesi olan Süleymaniye’de büyük bir oy kaybı yaşadı ancak KDP ile ittifakı sayesinde hükümette kalmayı başarmıştır. 2009 seçimlerinde PUK’un 29 sandalyesine karşılık Goran seçimlerden 25 sandalye ile çıkmıştır. Seçimlerin ardından PUK Genel Sekreter Yardımcısı Behram Salih 2 yıllık bir dönem için Başbakan olarak atanmıştı. Ancak, Behram Salih’in Başbakanlığı döneminde de Süleymaniye’ye istenen ekonomik yatırımların yapılmadığı yönünde ciddi eleştiriler gerçekleştirilmiştir. 2013 seçimlerinin hemen ardından Behram Salih yaptığı açıklamalarla PUK içinde yeni bir ayrışmanın da sinyallerini vermiştir.2
Goran (Değişim)
Goran olarak da bilinen Değişim Hareketi, 2009 yılında PUK’tan ayrılan Novşirvan Mustafa tarafından kuruldu. Her ne kadar 2009 kurulmuşsa da Partinin Komala olarak Germiyan bölgesinde iyi bir örgütlenmeye sahip olduğu ve PUK’u oluşturan eğilimlerden biri olduğu bilinmektedir. Ancak, resmi düzeyde bir hareket olarak ortaya çıkan partinin 2009 seçimlerine katılmasıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardığını belirtmek gerekir.
Kuruluşundan kısa bir süre sonra 2009 yılındaki Parlamento Seçimlerine katılan Goran büyük bir sürpriz yaparak koptuğu PUK’un sadece 4 sandalye gerisinde kalarak 25 sandalye kazandı. Kısa bir süre sonra Goran, Mecliste ana muhalefet partisi pozisyonuna yükseldi. İktidar ortakları PUK ve KDP’ye yönelttiği güçlü eleştiriler ve değişim çağrılarıyla Goran, Kürdistan halkının önemli bir bölümünün desteğini kazanmayı başardı. Dört yıllık kabine dönemlerinde koalisyon hükümetine sürekli eleştiriler yönelten Goran, hem KDP hem PUK’u yolsuzluk yapmak ve yozlaşmakla suçladı. Goran liderleri, seçimlerden sonra hükümette ortaklık almaları durumunda bakanlıklardan parlamentoya kadar bütün kurumlarda reforma gideceklerini belirtmişlerdir.
Yekgirtû Îslamî Kürdistan (Kürdistan İslami Birlik)
ılımlı bir parti görüntüsü vermektedir. 1990’lı yıllarda hayır ve sosyal faaliyetler yoluyla grup, Kürdistan Bölgesi genelinde üye sayısını büyük bir oranda artırdı.
Önceki iki kabinede de kendine yer bulan grup, hem bakanlık hem de başka düzeylerde pozisyonlar elde etmiştir. Ancak, 2009 seçimlerinden sonra parti, PUK ve KDP’nin koalisyon taleplerini geri çevirerek muhalif cepheye katıldı.
Biri İslamcı diğer ikisi seküler olmak üzere üç parti ile işbirliği halinde 2009 seçimlerine giren Yekgirtû’nun bu kararı daha sonra liderleri tarafından stratejik bir hata olarak kabul edilecekti. Son yıl yapılan parti kongresinde, hareketin liderleri arasındaki ciddi görüş farklılıkları gün yüzüne çıktı. Partinin seküler bir çizgiye geçmesi yada katı İslamcı tutumunu sürdürmesi arasında karşılıklı argümanlar öne sürüldü. Bu tartışma hareketin üst düzey bazı yetkililerinin istifa etmesine yol açtı. Bunlardan biri de partinin başkan yardımcı Hadi Ali3 idi.
Aynı kongrede Muhammad Bahaddin de gönüllü olarak Başkanlık görevinden feragat etti. 2012 Mayısında gerçekleşen seçimlerde Partinin liderliğine Burhan Muhammed Faraj seçilmiştir. 2013 seçimlerinde oy kaybına uğrayan Meclis dışında kalan partilerden dolayı milletvekili sayısını gene de artırmıştır.
Komela İslamî Kurdistan
Komela, Ali Bapir liderliğinde Kürdistan İslami Birliğinden(KİB) kopan bir grup üst düzey isim tarafından 2001 yılında kuruldu. Kurulduğu andan itibaren Komela, KİB’in duruşunu tasvip etmeyen çok sayıda radikal ve aşırıcı isme bünyesinde yer açmıştır. Bu tutum, grubun 2003 yılında Amerikan bombardımanına maruz kalmasına yol açtı. Grubun lideri Ali Bapir ise aynı süreçte Amerikan askerleri tarafından yakalanarak iki yıl hapse mahkum edildi.
Komela üyeleri 2009 seçimlerinde parlamentoda 4 sandalye kazandılar. Ancak grup hükümeti boykot kararı aldı ve Goran’ın liderlik ettiği muhalif cepheye katıldı. Komela’nın yaşadığı içsel krizlerin nedeni olarak genç liderler ve daha radikal olan yaşlı liderler arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürmektedir.
2013 Seçim Sonuçları
2013 seçimlerinin ardından hükümet kurulması için 111 sandalyeden 56 parlamenterin yeni hükümete güven oyu vermesi gerekmektedir. Halı hazırda hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak sayıda milletvekilliği elde etmiş değildir.
Seçimlerin ardından partilerin aldığı oy oranlarına göre bir dağılım gerçekleştirildiğinde milletvekilliklerinin dağılımı da şu şekilde olmaktadır.
KDP 38 Sandalye
Goran 24 Sandalye
PUK 18 Sandalye
Yekgirtû 10 Sandalye
Komela İslami 6 Sandalye
Kürdistan İslam Hareketi 1 Sandalye Kürdistan Sosyalist Partisi 1 Sandalye Kürdistan Şuî Partisi 1 Sandalye
Tablo 5. 2013 Seçimleri Milletvekili Dağılımı
KDP 2013 seçim başarısı üzerine güçlü bir hükümet kurmaya çalışacağı seçimlerden sonra yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Ancak KDP’nin nasıl bir koalisyona yöneleceği aynı zamanda diğer partilerin de vereceği tepkiyle doğrudan ilişkilidir. Bilindiği üzere KDP’nin 2006’dan beri Celal Talabani önderliğindeki PUK (seçimlerde üçüncü olan) ile stratejik bir anlaşması var. Bu anlaşma gereği iki parti Erbil’de ve Bağdat’ta bir ortaklık kurmuşlardı. Aslında bu ortaklık, Bağdat’ta Cumhurbaşkanlığı, Başbakan yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı gibi konularda Kürt tarafının elini güçlendiriyordu. Bunun yanı sıra bu anlaşma Irak Kürdistanı’nın istikrar ve güvenliği konusunda önemli bir rol oynadı. Bugün sorulan soru ise KDP yeni Kürt Hükümeti için PUK ile devam etmeye hazır mı? Ya da güçlü bir hükümet kurmak için seçimlerde ikinci parti olan Goran Hareketini mi tercih edecektir. Ya da her iki parti ile bir birlik koalisyonu mu kuracaktır? Birinci soruya bakacak olursak, eğer Talabani’nin partisini yeni hükümetin içinde göremezsek stratejik anlaşmanın geleceği tartışmaya açılmış olunacaktır. Stratejik anlaşmanın sona ermesi ve PUK’nin dışarıda kalması sonucu Goran daha da güçlenebilir. Öte yandan 1992’den beri iktidarda olan PUK’nin tüm bu olanlardan sonra parlamentoda muhalif olarak çalışabilmesi mümkün mü? Ve bu önemli soru esasında doğrudan PUK’in (üçüncü parti olduktan sonra) siyasi geleceği ile de ilgilidir.
Halı hazırda Behram Salih liderliğinde parti içi tartışmaların yaşanmaya başladığı dikkat çekmektedir.
Ve şayet Cumhurbaşkanı Talabani’nin sağlığı ile ilgili öngörülmeyen bazı durumlar yaşanırsa ne olacak? Diğer taraftan, Goran Hareketi KDP ile stratejik bir anlaşmaya yapmaya hazır olup olmadığı ise belirsizliğini korumaktadır. Her ne kadar seçim sürecinde Goran lideri Noşirvan’ın seçimlerden sonra muhalefette kalmayacaklarını açıklamışsa da, koalisyona katılım konusunda ön şartlara sahip olum olmadığı bilinmemektedir. KDP’nin bakış açısına göre, PUK ile işbirliği yapmak daha rahat. Nitekim, KDP liderliği seçimlerden önce PUK’nin oy oranına bakılmaksızın koalisyon kurmaya hazır olduklarını PUK’e aktarması önemlidir.
Diğer yandan Kürdistan bölgesinde gerçekleşen seçimlerin yalnızca üç vilayette gerçekleştirildiğine dikkat çekmek gerekir. Her ne kadar PUK söz konusu seçimlerde oy kaybına uğramışsa da PUK’nin halı hazırda Kerkük ve Diyala’da önemli bir ağırlığının olduğunu belirtmek gerekir. Diğer yandan Goran Hareketi de Erbil’de ikinci parti olarak seçimlerden çıkmışsa da Dohuk’ya bir varlık gösteremediği gibi 2009 seçimleriyle karşılaştırıldığında da oy oranlarında bir artış yaşanmamıştır. Aksine oy oranlarında bir düşüş yaşanmıştır. Goran için ikinci büyük sorun ise PUK’nin Celal Talabani’siz girdiği ilk seçimlerde varlığını koruduğunu göstermesine karşın Goran’ın Noşirvan Mustafa olmadan varlığını nasıl sürdüreceği sorunudur.
Dolayısıyla Goran Hareketinin lidere bağlı bir parti olarak varlığını sürdürmesi durumunda 4 yıl sonraki seçimlerde nasıl bir durumun ortaya çıkacağını tahmin etmek oldukça güçtür.
Tabi bu noktada dikkat çeken bir diğer olguda Başbakanlığın hangi parti de kalacağıdır. Seçim sonuçları açık bir şekilde göstermektedir ki her 3 vilayette de temsil edilen KDP olmuştur.
Dohuk’ta oyların yaklaşık %70’ini alan KDP, Erbil’de de oyların yaklaşık %44’ünü almayı başarmıştır. Süleymaniye’de Goran ve PUK’nin ardından 3. parti olan KDP’nin oy oranı ise yaklaşık %14 olmasına karşın, 2009 seçimleriyle karşılaştırıldığında yaklaşık 30 binlik bir
KDP, Goran ve PUK Arasında Koalisyon Tartışmaları
oranının da yaklaşık %21 olduğunu belirtmek gerekir. Dolayısıyla demokrasinin bir gereği olarak her 3 vilayette de halkın desteğini arkasına olan KDP’nin Başbakanlığı alması olağan ve kabul edilebilir bir olgu olacaktır. Halı hazırda PUK’nin Neçirvan Barzani’nin gelecek dönem de Başbakan olarak kalmasını desteklemeye hazır olabilir. Fakat eğer Goran Hareketi aynı şartları kabul ederse, O zaman KDP ikinci partiyi de tercih edebilir. Ancak, Goran’la kurulacak olan koalisyon hükümetinde Bakanlıkların dağılımında KDP’nin daha fazla taviz vereceği de açıktır.
Bu yüzden Goran Hareketi’nin KDP ile müzakere yapacağı öngörülmektedir. Bana göre, Erbil’de yeni hükümette yer alabilmek için bazı esneklikler sağlamaya hazır olduğunu belirtecektir.
Diğer yandan seçimlerin ardından PUK içinde KDP ile koalisyon kurulmaması yönünde yeni bir eğilim ortaya çıkarsa ve bu durum parti içinde 2. bir bölünme hareketine yol açarsa bölgenin demokrasisi açısından vahim sonuçlar ortaya çıkabilir. Özellikle Süleymaniye’nin temsil edilmediği bir hükümet yapısının gelecekte Süleymaniye-Erbil çatışmasına yol açması kuvvetle muhtemeldir. Bundan dolayı KDP’nin koalisyon ortağı olarak PUK veya Goran’ı yanına almaya çalışacağı da açıktır. Nitekim sorun hükümeti kurma sorunu olmadığını belirtmek gerekir. Aksi durumda KDP, İslami partiler ve azınlık sandalyeleri ile hükümeti tek başına kurma hakkı elde edebilir. Ancak, böyle bir senaryonun henüz tartışılmadığını belirtmek gerekir.
Halkın beklentisi büyük koalisyonun kurulması olsa da, hükümet yapısının belirlenmesinde KDP’nin daha büyük taviz vermesi gündeme gelebilir. Goran ve PUK’nin yanı sıra İslami Partilerin de koalisyona katılması durumunda KDP’nin hükümet kararları üzerindeki etkisi sınırlanacaktır. Çak parçalı bir koalisyon yapısının tek elden yönetim anlatışını sınırlayacağı ve kısır tartışmaların yaşanmasına yol açacağı düşünülebilir.
Sonuç olarak KDP’nin liderliğinde yeni bir koalisyon yapısının tartışılmaya başlandığını belirtmek gerekir. Ancak bu noktada KDP’den ziyade PUK ve Goran’ın seçimlerin hemen ardından nasıl bir değişim ve strateji belirleyeceği KDP’nin tavrından daha önemli hale gelmektedir.
Kürdistan ile gerçekleşen ekonomik, siyasi, diplomatik ve güvenlik işbirliği Kürdistan bölgesinin siyasi istikrarının doğrudan Türkiye için de hayati bir öneme sahip olmasına yol açmış bulunmaktadır.
Türkiye’nin yeni başında demokratik değerlere ve kurumlara sahip bir Kürt bölgesinin varlığı Türkiye’nin de ekonomik, güvenlik ve siyasal çıkarları ile örtüşmektedir. Düzenli, adil ve şeffaf bir şekilde gerçekleşen Meclis seçimleri Türkiye’nin güney sınırlarının istikrar ve güvenlik kaynağı olarak kalmasına yol açmaktadır. Nitekim seçim sonuçlarına AK Parti’nin verdiği olumlu tepki de salt KDP’nin başarısına verilen tepki olarak algılanmaması gerekilir. AK Parti döneminde gelişen ekonomik ve siyasi ilişkilerin bölgesel istikrar ve demokrasinin gelişimine katkı sağladığını belirtmek gerekir.
Seçim Sonuçlarının Türkiye-Erbil İlişkilerine Etkisi
Dolayısıyla KDP tarafından kurulacak yeni Kürt Hükümetini destekleme konusunda Türkiye’nin pozitif bir destek sunacağı öngörülmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin Kürdistan bölgesine yönelik izlediği dış politikanın başarı elde ettiği de görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında ifade etmeliyiz ki Goran Hareketi’nin son bir kaç ay içindeki Türkiye’ye yakınlaşma arzuları, Ankara’da Goran Hareketi’ne ve Türk tarafına yakın bazı Kürt akademisyenler arasındaki görüşmeler sayesinde Goran Hareketi’nin KDP ile kurulacak yeni hükümette Türk tarafının desteğini isteme sinyalleri olmuştur. Türk tarafı için ayrıca, Dışişleri bakanlığının geçen yıl Eylül ayında Goran Hareketi’nin liderine Ankara’yı ziyaret etmesi için resmi davet gönderdiğini ifade etmeliyiz. Her ne kadar Goran Hareketi İran ile de iyi bir ilişki kurmuşsa da, iktidar ortağı olacak ise Türkiye ile de yakın bir işbirliği kurmaya yöneleceği öngörülmelidir. Ayrıca İran’ın da Goran’ı yeni hükümette yer alması için destekleyeceği düşünülmektedir.
IMPR KADROSU
Doç. Dr. Veysel Ayhan IMPR Başkanı
Doç. Dr. Aziz Hassan Barzani IMPR Direktörü, Irak Kürdistanı Araştırmaları Merkezi Yrd. Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek IMPR Direktörü, Orta Doğu & Demokratikleşme
Dr. Kaan Dilek IMPR Direktörü, Şii Araştırmaları Merkezi
Esra Demir IMPR Direktörü, Körfez Araştırmaları Merkezi
Nazlı A. Algan IMPR Direktörü, Humanitarian Merkezi
Abdennour Toumi IMPR Direktörü, Kuzey Afrika
Prof. Dr. Kamuran Reçber IMPR Danışmanı, Uluslararası Hukuk Prof. Dr. Muzaffer Ercan Yılmaz IMPR Danışmanı, Çatışma & Çözüm Doç. Dr. Mehmet Dalar IMPR Danışmanı, Orta Doğu & Afrika
Doç. Dr. Ali Yaman IMPR Danışmanı Alevilik Çalışmaları
Yrd. Doç. Dr. Müslüm Basılgan IMPR Danışmanı Orta Doğu & Afrika’nın Politik Ekonomisi Yrd. Doç. Dr. Jotiar Mahmut IMPR Danışmanı, Irak Kürdistanı
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu IMPR Danışmanı Orta Doğu & Yönetişim Yrd. Doç. Dr. Devrim Ümit IMPR Danışmanı, Arap-İsrail Çatışması
Dr. Kemal Kaya IMPR Danışmanı, Güvenlik & Savunma
Dr. Bayer Dosky IMPR Danışmanı, Duhok Üniversitesi, Öğretim Üyesi
Dr. Ümit Kılınç IMPR Danışmanı,Uluslararası Hukuk & İnsan Hakları
Çetiner Çetin IMPR Danışmanı, Irak & Suriye
Hakan Demir IMPR Danışmanı, Enerji, Petrol & Gaz
Şükri Kırboğa IMPR Danışmanı, Suriye & Arap Muhalefeti
Özkan Gökcan IMPR Uzmanı, Irak Kurdistanı
Mehmet Öztürk IMPR Uzmanı, Afrika Boynuzu & Kuzey Afrika
Ceng Sağnıc IMPR Uzmanı, Iran and Irak Kürtleri
Fatih Şen IMPR Uzmanı, Afrika
Uğur Çil IMPR Körfez Araştırmaları Uzmanı
Erhan Parlak IMPR Uzmanı, Suriye Kürtleri
Başak Atalay IMPR Araştırmacısı, Arap-İsrail Çatışması
Ümit Algan IMPR Araştırmacı, Basra Körfezi
Hatice İbis IMPR Araştırmacı, Orta Doğu’da Hıristiyan Azınlıklar
Muzaffer Kural IMPR Araştırmacı, Basra Körfezi
Yurdanur Kuşçu IMPR Araştırmacı, Basra Körfezi
Hakim Bakır IMPR Araştırmacı ABD-Orta Doğu İlişkileri
Musa Umutcan Yüksel IMPR Okul, İran & Suriye
Muhammed Atmaca IMPR Editörü
RAPOR IMPR
21 Eylül 2013’de Kürdistan bölgesi Irak’ın demokratikleşme sürecine daha çok katkı sağlaması beklenen dördüncü parlamento seçimini başarıyla gerçekleştirdi.
Erbil, Süleymaniye ve Dohuk’ta halkın sandık başına gittiği saatlerde Bağdat’taki politikacılar ise gelecek yıl yapılması beklenen parlamento seçimlerinin ülkede yaşanan şiddet olayları nedeniyle ertelenebileceğini ifade etmekteydiler. Seçim günü Irak’ın değişik bölgelerinde meydana gelen ve en az 90 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kendi içinde istikrara sahip olmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktaydı.
Ancak seçimlerden hemen sonra 29 Eylül’de İçişleri Bakanlığına yönelik düzenlenen intihar saldırısı, Erbil’deki istikrarın bazı güçler tarafından istenmediğini ortaya koymaktadır. 7 kişinin yaşamını yitirdiği ve yaklaşık 70 kişinin yaralandığı saldırı, Erbil’deki demokrasi güçlerine yöneltilmiş bir tehdit olarak algılanmaktadır.
Bu durum geniş katılımlı bir koalisyonun kurulmasıyla da sonuçlanabilir.
Diğer yandan Mesut Barzani’nin liderliğini yaptığı KDP’nin yeni seçimdeki başarısı, Bağdat’a karşı merkezi hükümet ile ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklarda, özellikle geçen son yıllarda petrol kontratları, Kerkük sorunu vb konulara ilişkin Barzani’nin kararlı duruşu konusunda, Erbil’in pozisyonunu güçlendirecektir.
Aynı şekilde Türkiye ile daha güçlü ilişkiler kurmak isteyen KDP’nin hükümetteki ağırlığı, gelecek dört yıl içinde Türkiye’nin özelde Kürdistan genelde de bölge politikalarında güçlü bir müttefikle hareket etmesine yol açacaktır.
Seçimlerin doğrudan Kürt bölgesindeki siyasete de büyük etkisi olacağı açıktır.
PUK’nin Celal Talabani sonrası yeni lider ortaya çıkartamayışı, Goran’ın seçimlerden ikinci parti olarak çıkması ve Süleymaniye’de PUK’nin Goran karşısında zayıflamasının hem yeni hükümet kurulması sürecinde hem de PUK’nin mirasının nasıl paylaşılacağı konusunda farklı tartışmaları beraberinde getireceği açıktır.
Seçimlere ilişkin bir diğer önemli nokta ise PKK ile ilişkili PÇDK’nin bölgedeki yerel seçimlere katılmasıdır. PÇDK’nin siyasal alanda toplumsal gruplarla ilişki kurmasına yol açan gelişme orta dönemde PÇDK’nin de bir güç olarak ortaya çıkması açısından önemlidir. Böylelikle Irak Kürtlerinin siyasal mücadelesinde uzunca bir aradan sonra ilk kez Türkiye kökenli bir partinin de yer aldığı dikkat çekmektedir.