• Sonuç bulunamadı

Türk halkının tarihe dönmesinden hiç hoşlanmadı. Aslında hoşlanmadığı, Kürt özgürlük hareketi dışında da politik bir aktörün ortaya çıkmasıydı.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türk halkının tarihe dönmesinden hiç hoşlanmadı. Aslında hoşlanmadığı, Kürt özgürlük hareketi dışında da politik bir aktörün ortaya çıkmasıydı."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gezi Parkı’ndan başlayan ve ülkenin 79 kentinde 2,5 Milyon kişinin gösteri yapmasına yol açan Cumhuriyet tarihinin en büyük kitle eylemi bazı Kürtlerin psikolojik dengesini bozdu. Bazı

Kürtlerin diyorum, genelleme yapmıyorum. Tersi yönde düşünenler az değil. Haziran ayı sonunda Brüksel’de yapılan diasporadaki çözüm konferansında da görüldüğü gibi, her taraf Gezi’yi öven sloganlarla doluydu.

Bazı Kürtler diye kastettiklerimden birisi Cahit Mervan’dır.

Türk halkının tarihe dönmesinden hiç hoşlanmadı. Aslında hoşlanmadığı, Kürt özgürlük hareketi dışında da politik bir aktörün ortaya çıkmasıydı.

Bu nedenle, Gezi Parkı ve ülke sathına yayılmış eylemleri Ergenekon ile ilişkilendirdi.

Başlangıçta kendisi bu konuda yalnız değildi. Selahattin Demirtaş da benzeri bir saptama yapmıştı ama İmralı ziyaretinden sonra tutumunu değiştirdi.

Gelelim daha somuta…

Cahit Mervan, “Bir ‘solcunun’ sefaleti” başlıklı yazısında, Özgür Politika gazetesinde yazı yazan ve Demirtaş’ın Gezi Parkı’na ilişkin değerlendirmesini eleştiren bir kişiye çatıyor.

Aşağıda yaptığım alıntıdaki üsluba dikkat ediniz:

“Bir başkası ise, bir Kürt derneğinde verdiği seminerde ‘Kürtlere bir türlü bu işleri anlatamadık’

diyecek kadar misafir olmanın sınırlarını aştıktan sonra Gezi Direnişine ilişkin, hem de Kürtlerin gazetesinde yazdığı bir yazıda BDP eş genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı o dönem KCK Yürütme Konseyi Başkanı olan Murat Karayılan ile vurmaya kalktı.”

(2)

Bu kişiler kimdir, bilmiyorum, ama burası önemli değil. Önemli olan iki nokta var:

Birincisi: Kürt derneğinde seminer vermeye çağrılan bir kişi, her kim ise, ne konuşacağını Cahit Mervan’dan öğrenecek değildir. Köy ağası misali sanki evine konuk çağırmış da ona nasıl davranacağını öğretiyor…

Cahit Mervan başkalarına terbiye dersi vermeden önce kendi terbiyesine bakmalıdır.

İkincisi: Murat Karayılan ve Abdullah Öcalan Gezi Direniş’ini olumlu değerlendirdiler.

Cahit Mervan ise Gezi’yi Ergenekon olarak görüyor.

Kimse o arkadaş, onu eleştirmesini biliyorsun.

Abdullah Öcalan’ı da eleştirsene…

Eleştiremezsin, haddine mi düşmüş!

Cahit Mervan ile aramızdaki asıl fark da buradadır.

Eğer Abdullah Öcalan Gezi direnişini Ergenekon’a bağlayan bir görüşe sahip olsaydı, kendisini açıkça eleştirirdim. Bunun tehlikeli bir görüş olduğunu da belirtirdim.

Bunun ardından ne olabilir?

(3)

En kötüsünü düşünelim: Kürtler arasında herkes Cahit Mervan gibi düşünmeye başlar ve beni aforoz ederler.

Etsinler, yıllardan beri Kürt hareketinden herhangi bir beklentim olmadı.

Ne verecek bana Kürt hareketi?

Bol miktarda okur mu; ihtiyacım yok, zaten var.

Tanınmışlık mı; zaten fazlasıyla tanınıyorum.

Kürt hareketinden “ekmek de yemiyorum”.

O zaman neden çekineceğim?

Bunların tam tersi Cahit Mervan için geçerlidir.

Kürt hareketi dışında bir hiçtir. Kayda değer bir birikimi olmadığı için ancak Kürt hareketinin eteklerine yapışarak varlığını sürdürebilmektedir.

Burada bir konu daha var:

Kimdir Cahit Mervan?

(4)

Gerilla komutanı ya da önemli bir kurumun sorumlusu mu?

Hayır, hiç birisi değil…

Benzerlerinde de rastladığımız yönteme başvuruyor ve Kürt hareketinin gölgesini kendi gölgesi gibi pazarlıyor.

Sanki Kürtleri temsil ediyormuş gibi Kürtler adına konuşuyor ve başkalarının da buna inanacağımı sanıyor.

Kendini olmadığı bir şey gibi göstermek zorunda, başka çaresi yok…

Kürtleri ben değil Cahit Mervan aptal yerine koyuyor.

Kanıtı gayet açık:

Zenith adlı bir dergi kapağına Kürdistan haritası basmış ve Cahit Mervan da bir yazısında

“Zenith adlı önemli bir Alman dergisinin” yaptığını okurlarına duyurmuş.

Ben de bir yazımda isim vermeden dalga geçtim.

“Gezi Parkı-Taksim ve buradan yayılan, 79 ilde 2,5 Milyon kişinin katıldığı Cumhuriyet tarihinin en büyük ve yaygın eylemliliği dünyanın her tarafında ses getirdi.

(5)

Bu derginin adını duymamıştım, ama madem ki Kürdistan’ı kapak yapmış, mutlaka önemli bir dergidir!

Der Spiegel gibi önemli bir dergi Gezi Parkı’nı hem de Türkçe olarak kapak yaptı ve dergi tarihinde ilk kez Türkçe sayfalara yer verdi.

Die Zeit gibi 500 bin tirajlı Almanya’nın en çok satan ve entelektüel yönü gelişkin haftalık gazetesi birkaç hafta boyunca Gezi’ye birinci sayfasında yer verdi.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Süddeutsche Zeitung ve başkaları gibi önemli günlük gazeteler günlerce birinci sayfalarında Gezi’ye yer verdiler.

Almanya televizyon kanallarında Gezi Parkı’ndan yayılan direniş günlerce ilk sırada yer aldı.

Buna karşılık yapılacak olan, adını bile duymadığım Zenith adlı “önemli” dergiden söz etmek değil, Rojava gazetelerin arka sayfalarında bile neden konu olmuyor, diye sormaktır.”

Bu yazıda “bunalıma giren kişi” olarak söz ettiğim Cahit Mervan’dır.

Evet, belirlemesi doğrudur, burada isim vermeden kendisiyle dalga geçiyorum. Yıllardır Almanya’da yaşayan birinin Zenith’in adını çok kişinin duymadığı küçük bir dergi olduğunu bilmemesi mümkün değildir. Ama ne gam! Cahit Mervan, eylemiyle, Kürtleri aptal yerine koymuyor mu? “Biraz översin, ajitasyon yaparsın, inanırlar”, diye düşünüyor.

(6)

Kürt hareketinde böyle uydurmacılar da bulunuyor.

Gerçekte Kürt hareketinin yakasından düşmeleri gerek, ama oraya tutunmak zorundalar, çünkü bu hareketin dışında hiçbir şey olamazlar.

Kürt olmaktan başka bir özellikleri bulunmuyor.

Devam edelim:

Rojava’da yaşanılan katliam konusunda BDP’nin AKP’ye tavır almamasını halen eleştiriyorum.

BDP’nin Rojava konusunda gerekeni yapmadığını belirttiğim yazı 2 Ağustos tarihinde yazılmış.

Cahit Mervan’ın okuma yazma bildiğini sanıyorum. “Kürtler yalnız mı, yalnızsa neden” yazısının hangi tarihte yazıldığı, yazının başında görülebiliyor.

Ceylanpınar’dan önce yazılmış bir yazıyı, “BDP Ceylanpınar’da var” diye eleştirmek, Cahit Mervan’a özgü bir kurnazlıktır ve normaldir.

Dedim ya, o herkesi aptal sanıyor!

Türk halkıyla birlikte demokratik bir ülke kurmak isteyen Kürtler, Gezi Parkı ile yeni bir politik aktörün ortaya çıkmasına sevindiler.

Lafta böyle görünen ama gerçeklikte bunu istemeyenler ise Gezi Parkı’ndan hiç hoşlanmadılar.

(7)

Kürtlerin eylemlere katılımı yeterli değildi, ama katıldılar, Türklerle birlikte mücadele ettiler.

Yaralandılar, gaz yediler, coplandılar ve birbirlerini daha iyi tanımaya başladılar.

Bunun Cahit Mervan’ı üzdüğünü görüyorum.

Kendisi daha çok üzülecektir!

Bu kişiler Kürt Özgürlük Hareketi’nde herhangi bir şeyi belirlemiyorlar.

Bakmayın Kürtler adına konuştuklarına, kendileri gibi düşünmeyenlerin sayısı hayli fazladır ve sıkıntıları da zaten bu nedenledir.

Sonuç olarak, “Bir ‘solcunun’ sefaleti” yazısında Cahit Mervan kendi sefaletini iyi sergilemiş doğrusu…

Bu da bir başarıdır!

Yazının başlığı, Kardeş Türküler Grubu’nun Gezi Parkı ile ilgili şarkısının adıdır.

Biraz değiştirerek, Yavaş gel Cahit Mervan yavaş, yerler yaş” da denilebilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

maddesi ile Resmi Gazetenin 2 Kanunsa- ni 929 tarih ve 224 numaral~~ say~s~ nda ne~rolunan (Bulgaristan dahilinde- ki gayri Bulgar ve gayri Hiristiyan ahaliden kendi

Elektronöromiyografi'sinde (EMG); üst ekstremitelerin etkilendiği (ulnar ve median motor sinir ileti hızı <50 m/sn, ulnar motor sinir amplitüdü: 5,3 mV ve median motor

C ¸ alıs¸mamızdan elde edilen ˙Invol¨ut e˘grisinin birim Darboux vekt¨or¨un¨un birim k¨ure y¨uzeyi ¨uzerinde c¸izdi- ˘gi e˘grinin Sabban c¸atısına g¨ore

/ Tıpkı benim gibi o da/ çok uzaklarda kalan bir ağacın altında / Unutmuş o- labilir uykusunu/ Onu da benim gibi deli etmiştir, deli./ Her solukta .alıp da memleket

Since the participants in this study consider “Guidance and in service training” as primary, the education supervisors in Turkey can be considered as close to contemporary

HDL-kolesterol düzeyi ise metabolik sendromlu grupta kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük bulundu (p< 0.001). 4) Serum total sialik asid düzeyleri metabolik

Sosyalist hareketin önümüzdeki süreçte iklim, gıda, su gibi ekolojik krizin tüm görünümlerine yönelik emekçiler/aşağıdakiler ve canl ı yaşamı lehine

Konya İmam Hatip Lisesi’sinde görevli Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Efendi’nin sağlık problemleri ile ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından