• Sonuç bulunamadı

Böbrek Kanseri Tedavi Kılavuzu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Böbrek Kanseri Tedavi Kılavuzu"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Böbrek Kanseri Tedavi Kılavuzu

Böbrek kanserinin tüm evreleri için minimal invaziv tedavi opsiyonları ve hedeflenen tıbbi tedavilerle ilgili ayrıntılı bilgiler.

İçinde:

(2)

Doğru Seçim: Cleveland Clinic

Çok bilim dallı bir yaklaşımla Cleveland Clinic Glickman  Üroloji ve Böbrek Enstitüsü ve Taussig Kanser Enstitüsü,  mevcut tüm cerrahi ve tıbbi seçenekleri keşfetmek  için işbirliği içinde çalışmaktadır. Böylece böbrek tedavi  programımızın her hastada başarılı bir sonuç verebilmesi  sağlanmaktadır.

Her ne kadar birçok böbrek kanseri tedavi seçeneği olsa  da, doktorların tecrübesini hesaba katmanız gerekir. Son on  yıldır Cleveland Clinic’in üroloji programı U.S.News & World Report’un «ABD’nin En İyi Hastaneleri» listesinde ülkenin  en iyi iki programından biri olarak yer almaktadır. Taussig  Kanser Enstitüsü ise U.S.News & World Report tarafından  Ohio’da 1 numara olarak seçilmiştir. Gerek Glickman gerek  Taussig enstitüleri, özellikle böbrek kanseri ve diğer ürolojik  kanserlerin araştırma ve tedavisine odaklanan doktorlar ve  bilim insanlarına ev sahipliği yapmaktadır.

İkinci bir görüş almak ister misiniz?

Bir Cleveland Clinic böbrek kanseri uzmanından ikinci bir görüş almak isterseniz, MyConsult hizmetimizle internet üzerinden güvenli bir şekilde ikinci tıbbi görüş sunuyoruz. Her ne kadar sigorta tarafından karşılanamayabilen ücretli bir hizmet olsa da, konsültasyon için Cleveland’a gelmenizden daha ucuz olabilir. MyConsult hizmetimizle ilgili ayrıntılı bilgi için, clevelandclinic.org/myconsult adresini ziyaret edebilir veya 800.223.2273, dahili 43223 numarasını arayabilirsiniz.

Açık ve laparoskopik kısmi nefrektomi (böbreği koruyan  cerrahi) dahil olmak üzere böbrekle ilgili birçok cerrahi  tekniğin öncülüğünü yapmış olduğumuzdan, böbrek kanseri  tedavileri alanında dünyanın en geniş tecrübesine sahibiz. 

Metastatik böbrek kanseri için yeni hedefe yönelik tedavilerin  geliştirilmesinde önemli rol oynayan Cleveland Clinic,  cerrahi tedaviyi yeni hedefe yönelik moleküler tedavilerle  birleştirerek lokal ilerlemiş veya metastatik böbrek kanserli  hastalarda daha iyi sonuçlar elde etme çabasına liderlik eder.

(3)

Cerrahi Prosedürler

Açık Kısmi Nefrektomi

Cleveland Kliniği’nde son 30 yıl içinde 3000’den fazla açık kısmi nefrektomi ameliyatı yapılmıştır.

Geçmişte, böbrek tümörleri sadece böbreğin tamamıyla birlikte çıkarılabiliyordu (radikal nefrektomi). Ancak doktorlar, birçok hastada böbreğin komple çıkarılmasına gerek olmadığını farkettiler. Uygun bir şekilde seçilen hastalarda kanserin tekrarlama riski, kısmi nefrektomilerde daha yüksek değildi.

Cleveland Clinic’te, sadece hastalıklı kısmı çıkararak böbreği koruyan, böylece yaşamda daha ileride gerekebilecek böbrek dokularını muhafaza eden kısmi nefrektomi yaklaşımının öncülüğünü yaptık. Bu prosedüre «nefron (böbrek) koruyucu cerrahi» de denilmektedir.

Prosedür genellikle tümörleri 7 cm’den küçük olan hastalarda, ve kronik böbrek hastalığı, taş, enfeksiyon, yüksek tansiyon ve diyabet riski gibi, böbreğin gelecekteki işleyişini olumsuz etkileyebilecek böbrek veya sağlık sorunları olan hastalarda yapılmaktadır. Böbrek kanseri tedavisinde uzun süreden beri altın standardı tedavi olarak kabul görmüştür ve normal böbrekten mümkün olduğunca fazlasını muhafaza etmenin faydalarını gösteren birçok veri mevcuttur.

Bazı hastalar tümör haricinde iki normal böbreğe sahip olsalar da, tümörün çıkartılması için elektif (seçmeli) kısmi nefrektomi adı verilen ameliyatı tercih edebilirler. Elektif (seçmeli) kısmi nefrektomi rutin bir hal almıştır ve hem böbrek fonksiyonunun korunmasına izin vermekte, hem uzun vadede böbrek yetmezliği riskini azaltmaktadır.

Doğru Tedaviyi Seçmek

Böbrek kanseri teşhisi konulduğunda, gerekli tedavi adımlarının hemen atılması gerekir. Bu kılavuz, Cleveland Clinic’te sunulan böbrek kanseri tedavi seçeneklerine genel bir bakış sunmaktadır. Kişisel tedavi planınızı incelerken size bir kaynak olarak kullanılmalıdır. Sorular sormanın ve en iyi tıbbi tedavileri aramanın bir hasta olarak hakkınız olduğunu unutmayın.

Çoğu böbrek kanseri hastası için ameliyat halen en yaygın tedavi seçeneğidir. Diğer prosedürler ikincil tedaviler olarak, veya hastada olabilecek diğer hastalıklar nedeniyle cerrahinin mümkün olmadığı vakalarda birincil tedavi olarak sunulabilir.

Cleveland Clinic’te, kişiselleştirilmiş cerrahi tedavi planlarında hastalara açık ve laparoskopik teknikler sunulmaktadır.

Laparoskopik yaklaşıma tüm hastalar uygun olmayabilir.

Ancak Cleveland Clinic’te her iki tedavi yönteminde de dünyadaki en geniş deneyime sahibiz.

Standart açık teknik – Bitişik organlara en az düzeyde hasar verilerek hastanın yan kısmında bir kesi yapılarak, ya böbreğin tamamı (nefrektomi), veya böbreğin sadece tümörün bulunduğu kısmı (parsiyel nefrektomi) çıkarılır.

Laparoskopik (minimal invaziv) teknik – birkaç santimetreden büyük olmayan kesiler yapılır ve böbreklerin yakınından karnın içine doğru ince borular yerleştirilir. Video ve cerrahi enstrümanlar boruların içinden geçirilip yerleştirilerek, cerrahın vücut içindeki prosedürü gerçekleştirmesi sağlanır.

Cleveland Clinic olarak, sadece hastalıklı

kısmı çıkararak böbreğin geri kalanını

koruyan parsiyel (kısmi) nefrektomi

yaklaşımının öncülüğünü yaptık.

(4)

Laparoskopik Parsiyel Nefrektomi

Cleveland Clinic bu türde gerçekleştirdiği 1000’den fazla ameliyatla bu teknikte dünyanın en geniş tecrübesine sahiptir.

Geleneksel nefrektominin aksine, laparoskopik parsiyel

nefrektomi ameliyatında sadece küçük kesiler gerekir. Cerrah bu kesilerin içinden güçlü bir laparoskop (yüksek büyütme oranlı bir mini kamera) ve özel cerrahi enstrümanlar geçirerek ameliyatı yapar ve kanserli kütleyi çıkarır. Bu prosedür özellikle yüksek düzeyde uzman bir lararoskopi cerrahının elinde, açık teknikle aynı boyutta tümörleri olan hastalarda yapılabilir. Ancak her hasta bu minimal invaziv yaklaşıma uygun değildir.

Laparoskopik kısmi nefrektomi cerrahisi yaklaşık 2-2,5 saat sürer ve hastanede yatış süresi büyük tümörlerde bile genellikle sadece bir gecedir.

Cleveland Clinic ürologları, teknik açıdan daha gelişmiş olan bu nefrektomi yaklaşımının hastalara önemli avantajlar sağladığına inanmaktadır:

• Potansiyel barsak komplikasyonlarından kaçınma

• Hastanede daha kısa süreli kalış (genç ve sağlıklı hastalarda bir gün) ve daha hızlı iyileşme

• Ameliyat sonrasında daha az ağrı ve ağrı kesicilere daha az ihtiyaç

• Normal aktivitelere ve işe daha hızlı geri dönüş

• Geleneksel nefrektomiye oranla daha az yara izi yapan daha küçük kesiler

Robotik Parsiyel Nefrektomi

Robotik yöntemin 2000’de ortaya çıkışı ve FDA tarafından onaylanması, özellikle zor pozisyonlarda yer alan böbrek tümörlerinde daha hassas ve 3 boyutlu görüntülü laparoskopi avantajları sunmasıyla ürolojik cerrahide devrim yarattı. İlk başlarda sadece radikal prostatektomi için kullanılmış olan bu yöntemin renal ve pelvik cerrahi alanındaki uygulamaları ve avantajları yeni yeni anlaşılıyor. Cleveland Clinic’te, robotik parsiyel nefrektomilerde korunan böbreğe daha az hasar verilmesini sağlayan bir tekniğe öncülük ettik. Şu anda ABD’nin en büyük robotik parsiyel nefrektomi serilerinden birine sahibiz ve bu yöntemi düzenli olarak mükemmel sonuçlarla uygulamaya devam ediyoruz.

«Böbrek kanserinin yönetiminde daha iyi tedaviler ve daha güvenli, daha az girişimsel cerrahilerle çığır açıldı; ama hastasıyla ilgili ve kendini işine adamış bir doktor hâlâ en önemli unsur olmaya devam ediyor.»

Steven C. Campbell, MD, PhD Glickman Üroloji ve Böbrek Enstitüsü’nde Cerrahi ve İhtisas Programı Direktörü

Laparoskopik robotik prosedür sırasında, cerrah bunun gibi bir konsolda oturarak bir ekranı izler ve robotun kollarına kumanda eder. Robot kollar, ameliyathanenin diğer tarafında yer alan hastanın üzerinde çalışır.

(5)

Laparoscopic Single-Port Nephrectomy

Ekibimiz ürolojik hastalıklar için tek port veya yara izsiz cerrahi alanında lider konumdadır.

Minimal invaziv cerrahi alanında yeni bir ilerleme olan tek port prosedüründe, hastanın göbek deliğinde tek bir kesi yapılır.

Cerah, bu tek kesi veya diğer adıyla «port» içinden video ve cerrahi enstrümanları geçirerek prosedürü yapar. Bu yeni tekniğin ilk avantajı, cerrahi için giriş noktası olarak göbek deliğinin kullanılması nedeniyle hastada gözle görülebilir bir yara izinin kalmamasıdır. Bu cerrahi yaklaşımın diğer avantajları, diğer laparoskopik prosedürlerin avantajlarıyla aynıdır. Yine diğer laparoskopik tekniklerde olduğu gibi bu yaklaşım da her hasta için uygun değildir.

Basit Nefrektomi

Basit nefrektomi, tek bir böbreğin alınmasıdır. Enfeksiyon, taş, obstrüksiyon, displazi ve renal vasküler hipertansiyon gibi son evre böbrek hastalığına (böbrek yetmezliği) yol açan iyi huylu hastalıkları olan kişiler için uygundur.

Bilateral Nefrektomi

Bilateral nefrektomi, her iki böbreğin alınmasıdır. En çok polikistik böbrek hastalığı (PKD) olan hastalara uygulanır, ancak potansiyel olarak renovasküler hipertansiyon ve böbrek kanseri tedavisinde de kullanılabilir.

«Hastaları sadece aklımız ve ellerimizle değil,

kalbimizlede tedavi ediyoruz. Bu ise hem hasta hem doktor açısından fark yaratıyor.»

Dr. Jihad H. Kaouk

Glickman Üroloji ve Böbrek Enstitüsü Gelişmiş Laparoskopik ve Robotik Cerrahi Merkezi Direktörü ve Cerrahi Doçenti

Tek port nefrektomi ameliyatından 3 hafta sonra hastanın karnında hemen hiçbir yara izi kalmadı.

(6)

Cerrahi Sonrasındaki Beklentiler

Hastalığın tekrar etmesi, tüm böbrek kanseri hastalarının ortak kaygısıdır. Ameliyat geçiren hastalar, ameliyattan sonra en az iki yıl boyunca her altı ayda bir kontrole tabi tutulur. Bu kontroller genellikle tam fizik muayene, kan tahlilleri, akciğer filmleri ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi şeklinde yapılır.

Şu anda preoperatif (neoadjuvan) veya postoperatif (adjuvan) tedavinin (radyasyon, bağışıklık tedavisi veya kemoterapi) böbrek kanserinde tekrarlama riskini azalttığına dair bir kanıt yoktur.

Tedavi hastayı kanıtlanmış bir fayda olmadan toksisiteye maruz bırakabileceğinden, bu tür böbrek kanseri tedavileri sadece bir klinik çalışmanın parçası olarak verilmelidir. Devam etmekte olan klinik çalışmalarda, lokal ileri böbrek kanseri hastalarında tümörü kan akımından mahrum bırakan yeni oral ilaçlar (hedefe yönelik ajanlar) test edilerek, bunun kanserin nüksetme riskini azaltıp azaltamayacağına bakılmaktadır.

Radikal Nefrektomi

Radikal nefrektomide böbrek ve beraberindeki adrenal bez (böbreğin yukarısında) çıkarılır. Bu yöntem geçmişte genel olarak standart böbrek kanseri tedavisi yaklaşımı olarak kabul edilmişti.

Son çalışmalar ayrıca, hastalık metastaz yapmış (yayılmış) olsa bile kanserli böbreği çıkarmanın birçok hastada fayda sağladığını göstermiştir. Bu durumda ameliyat kanserin çoğu böbrekte olan genç ve sağlıklı hastalarda yapılmaktadır. Metastatik hastalığı olan (kanseri yayılmış) tüm hastalarda yapılması uygun değildir.

Laparoskopik radikal nefrektomi, 12-15 cm büyüklüğündeki lokalize renal tümörlerin çoğu için mükemmel bir minimal invaziv tedavidir. Cleveland Kliniği, ABD’de retroperitoneal (karın zarının arkasında) yaklaşımının laparoskopik radikal nefrektomi için sürekli kullanıldığı tek tıp merkezidir. Bu cerrahi yaklaşımın avantajları, diğer laparoskopik prosedürlerin avantajlarına benzemektedir.

(7)

Hedefe Yönelik Moleküler Tedavi

Hedefe yönelik tedavide, kanserli hücrenin büyümesinde önemli olduğu kanıtlanan spesifik moleküler yolları engelleyen veya bunlara müdahale eden ilaçlar kullanılır. Hedefe yönelik tedavinin amacı, kanserli hücreleri öldürmek ve bunu yaparken normal hücreleri korumaktır (oysa kemoterapide genellikle, hızla büyüyen normal hücreler de öldürülür). Ne var ki, gerçek anlamda hedefe yönelik olan ve sadece kanser hücrelerini etkileyen bir tedavi şu anda yoktur. Yine de hedefe yönelik tedavilerin yan etkileri kemoterapininkilere kıyasla çok daha rahat yönetilebilmektedir. Ayrıca kemoterapiye cevap vermeyen böbrek kanseri gibi durumlarda da etkileyici bir aktivite göstermişlerdir.

Anjiyojenez inhibitörleri, tümörlerin etrafında yeni kan damarlarının oluşumunu engelleyerek, yani büyüyen tümörleri

‘aç bırakarak’ tümörün büyümesini ve yayılmasını azaltan, hedefe yönelik moleküler ajanlardır (antikanser ilaçlar). Bu görev için tasarlanmış birçok farklı ilaç vardır: örneğin sorafenib (Nexavar®), sunitinib (Sutent®) ve temsirolimus (Torisel®).

Diğer iki hedefe yönelik tedavi bevasizumab (Avastin®) ve everolimus (Affinitor®), hâlâ araştırma aşamasındadır ve böbrek kanseri için henüz ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmamıştır.

Yukarıda belirtilen ilaçlar gibi moleküler ajanlar; tümörlerin az ya da çok küçülmesini sağlayabilir, kanserin ilerlemesini geciktirebilir ve muhtemelen hastanın ömrünü uzatabilir. Şu an itibarıyla hangi ilacın daha etkili olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Ancak çoğu vakada bu ilaçların kemoterapi veya immünoterapiden daha etkili olduğu düşünülmekte ve ileri böbrek kanseri hastalarının çoğunda en gelişmiş tedavi olarak kabul edilmektedirler.

İmmünoterapi

Son yirmi yıldır böbrek kanseri tedavisi, Taussig Kanser Enstitüsü’ndeki doktor bilimadamlarının da değerli katkılarıyla, interferon ve interlökin-2 gibi ajanların kullanımıyla nonspesifik immün modülasyon üzerine odaklandı. Araştırmacılarımız halen bu yaklaşımın potansiyel olarak güçlü antitümör özelliklerini araştırmakta, hastalara daha fazla yardım edebilmek için yeni hasta seçme yöntemleri ve kombinasyon tedavileri kullanılmaktadır.

Cerrahi Olmayan Tedaviler

(8)

«Böbrek kanseri hastalarında tedavi, karşı karşıya kaldıkları tıbbi sorunların çeşitliliği nedeniyle

büyük önem taşıyor. Tıptaki son gelişmeler özellikle yeni yaklaşımlarla hastalara gerçek anlamda yardım edilebildiği için son derece tatmin edici. Bu gelişmelerin üzerine yenilerini inşa edebilmek için araştırmaların daha da ilerletilmesi gerekiyor.»

Brian I. Rini, MD

Cleveland Clinic Lerner Tıp Fakültesi, Case Western Reserve

Üniversitesi’nde Doçent Doktor ve Taussig Kanser Enstitüsü’nde Klinik Araştırmalar Yardımcı Direktörü

Kemoterapi

Böbrekte ve vücudun tamamında kanser hücrelerini yok etmek için bir dizi kemoterapi ajanı geliştirilmektedir. Ne yazık ki renal hücreli karsinomun bu ilaçlara karşı bilhassa dirençli olduğu kanıtlanmıştır. Her ne kadar daha etkili ilaçlar geliştirmek için araştırmalar devam etse de, böbrek kanserinin tedavisinde cerrahi ve hedefe yönelik tedaviler altın standart olmaya devam etmektedir.

Radyasyon Tedavisi

Yüksek enerjili radyasyon, bilgisayar hesaplamasıyla oluşturulan sıkıca odaklanmış bir ışın şeklinde hastanın böbrek kanseri hücrelerine verilir. Böbrek kanserinde radyasyon öncelikle, beyinde ağrılı yayılmış kanseri olan hastalara ikincil bir tedavi olarak kullanılır. Bu yüksek düzeyde özelleştirilmiş radyasyona

«gamma-knife» (gamma bıçağı) cerrahi adı verilir. Bu yöntem böbrek kanserinden gelen beyine yayılmaları kontrol etmede dikkat çekici bir başarı göstererek, hastaların hedefe yönelik tedavi alabilmesi için daha iyi bir hastalık kontrolü sağlamıştır.

Yenilikçi Tedaviler

Kriyoablasyon

Kriyoablasyon, böbrek tümörünü hızla -40 C’ye dondurup ardından hızla buzunu çözerek tahrip eder. Bu süreçte hücrelerin membranları ve iç işleyişleri bozularak kan akımı, oksijen ve sudan mahrum kalmaları sağlanır. Bu işlem ikinci bir kez tekrarlanarak, geriye kalmış olabilecek selüler prosesler de imha edilir. Bu prosedür genellikle laparoskopik yolla yapılır ve en çok, yaşı veya diğer tıbbi sorunları nedeniyle ameliyata uygun olmayan hastalar için uygundur.

Radyofrekans Tümör Ablasyonu (RFA)

RFA elektrik akımlarıyla tümörü ısıtarak doğrudan hücre ölümüne, tahribine ve kan beslemesinin yıkımına neden olur.

Çoğu RFA prosedürü, radyografi kılavuzluğunda perkütan yolla (ciltten geçerek) yapılabilir. Bu prosedür de en çok, yaşı veya diğer tıbbi sorunları nedeniyle ameliyata uygun olmayan hastalar için uygundur.

(9)

Tecrübe Önemlidir

Böbrek kanseri için birçok tedavinin temeli, Cleveland Clinic’te atıldı. Renal tümörlerin çıkarılmasında altın standart tedavi olan kısmi nefrektomi; böbrek ameliyatına minimal invaziv veya laparoskopik yaklaşımlar; ve böbrek kanseri için birçok hedefe yönelik terapötik ajanın onaylanmasıyla sonuçlanan geliştirme çalışmaları, bunlardan sadece bazılarıdır.

Kısmi nefrektomi, hastalara daha fazla böbrek dokusu ve fonksiyonunu muhafaza edebilme avantajını sunuyor. Şimdiye dek yaptığımız 4000’den fazla kısmi nefrektomiyle bu alanda dünyadaki tüm merkezlerden daha fazla deneyime sahibiz.

Bizim deneyimimizse, hastaların daha iyi sonuçlar elde etmesi anlamına geliyor.

Böbrek cerrahisinde minimal invaziv veya laparoskopik yaklaşımlar da burada geliştirildi. Cerrahlarımız böbrek hastalığı vakalarının çoğunda laparoskopik seçenekler öneriyor. Bugün artık ekibimiz, uygun bulunan hastalarda sadece göbek deliğinde küçük bir kesi gerektiren tek port cihazının kullanıldığı bir laparoskopi tekniği önererek yine alanında liderlik ediyor.

Cleveland Clinic’te, dünyanın diğer tüm hastanelerinden daha fazla laparoskopik renal ve adrenal cerrahi prosedür gerçekleştiriliyor.

Cerrahi Yayınlar ve Sağkalım Oranları

Cleveland Clinic, sağlıkla ilgili kararlarınızı bilgilenerek

alabilmeniz için ameliyat sayıları ve sağkalım oranlarını bilginize sunar. Böbrek kanseriyle ilgili ameliyat deneyimimizi ayrıntılarıyla öğrenebilmeniz için Glickman Üroloji ve Böbrek Enstitüsü’ndeki cerrahlar her yıl Outcomes (Sonuçlar) kitapçıklarını yayınlar. Bu kitapçıklar hastalara ve sevk eden doktorlara dağıtılır. Outcomes kitapçığı, çalışma sonuçlarının dış dünyaya tümüyle şeffaf bir şekilde açık olabilmesi için, kurumumuzdaki doktorlar tarafından yapılan ameliyat ve tıbbi tedavilerle ilgili istatistiki bilgiler verir.

Cleveland Clinic’teki herhangi bir tıbbi veya cerrahi bilim dalının Sonuçlar kitapçıklarını incelemek için clevelandclinic.org/quality adresini ziyaret edin.

Şimdiye dek yaptığımız 4000 ’den fazla kısmi nefrektomi ameliyatıyla, Cleveland Clinic olarak dünyanın tüm hastanelerinden daha deneyimliyiz.

Klinik Çalışmalar Hakkında

Böbrek kanserinde daha fazla yeni tedavi geliştirme çabasıyla, Taussig Kanser Enstitüsü’nün doktor bilim insanları şu anda 20’den fazla klinik çalışma yürütmektedir. Bu çalışmalar sadece bir hastanın elde edeceği sonucu optimize etmenin ötesinde, tüm dünya genelinde böbrek kanseri hastalarının tedavilerini iyileştirecek kritik ilerlemeler kaydetme anlamında önemlidir.

Doktorlarımızdan biriyle görüşerek bir kanser klinik çalışmasına katılım için değerlendirilmek isterseniz, lütfen 216.444.7923 veya 866.223.8100 numaralı telefonları arayarak randevu alın.

(10)

Tedavinizin seyri hakkında doktorunuza bilgi vereceğiz

Cleveland Clinic’te, kadrolu çalışmayan ve kurumumuza hasta sevkeden doktorlara DrConnect hizmeti sunuyoruz.

Güvenli, internet üzerinden web tabanlı hizmet sayesinde doktorunuz Cleveland Clinic’te gördüğünüz tedavi hakkında gerçek zamanlı bilgi alabilir. Bu bilgiyi edinmek için doktorunuzun DrConnect hesabı açması gerekiyor. Bunun için lütfen kendisinden clevelandclinic.org/drconnect adresini ziyaret etmesini veya drconnect@ccf.org adresine e-posta göndermesini isteyin.

Uluslararası Hastalar

Cleveland Clinic Küresel Hasta Hizmetleri (Global Patient Services), Cleveland Clinic’e ABD dışından gelen hastalar için ek hizmetler sunmaktadır. Hasta hizmetleri temsilcilerimiz tıbbi randevularınızın programlanmasını kolaylaştırır ve koordine eder; konaklama hizmetlerinde yardımcı olur ve hastanede kalışınız sırasında çevirmenler ayarlar. Randevu almak için 001.216.444.8184 numaralı telefonu arayın veya interna@ccf.org adresine e-posta gönderin.

Böbrek kanseriyle ilgili başka sorularınız mı var?

Bu kılavuzu inceledikten sonra hâlâ aklınızda kalan sorular varsa, Cleveland Clinic Kanser Cevap Hattı (Cancer Answer Line) size yardımcı olabilir. İki uzman onkoloji hemşiresi ve elemanları, size bilgi verebilir ve kanserle ilgili sorularınızı yanıtlayabilir.

Cancer Answer Line, Pazartesi-Cuma günleri saat 08.00-16.30 arasında hizmet vermektedir. Lütfen 216.444.7923 veya ücretsiz 866.223.8100 numaralı telefonu arayın. Lütfen unutmayın:

Sadece İngilizce cevap verilmektedir.

Hemen Randevu Alın

Bir Cleveland Clinic böbrek kanseri

uzmanından konsültasyon randevusu almak için, lütfen 800.223.2273, dahili 45600

numaralı telefonu arayın veya clevelandclinic.org/

appointments adresini ziyaret edin.

Uluslararası hastalar aşağıdaki numarayı

aramalıdır: 001.216.444.8184

(11)

Notlar

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

______________________________________________________________

(12)

ayakta hastalar için bir klinik, 1000'den fazla personelli yatak, bir eğitim kurumu ve bir araştırma enstitüsü bulunmaktadır.

© The Cleveland Clinic Foundation 2009

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu durum ameliyat yarasının daha uzun olmasına, geçici veya kalıcı ileostomi veya kolostomi gereksinimine ve hastanede kalış süresinin uzamasına neden

Çocuklarda, böbrek kanseri gelişimi için çok önemli olan, Wilms tümör proteini (Wt1) olarak bilinen transkripsiyon faktöründeki bir mutasyon nedeniyle

Bilinen renal arter stenozu olan veya şüphe edilen hastalara COVERSYL PLUS reçete edildiği durumlarda bazı hastalarda tedavinin kesilmesi ile düzelecek bir böbrek

Akut böbrek yetmezliği, çeşitli etkenlere bağlı olarak, böbrek işlevlerinin ani olarak bozulmasını anlatan bir terimdir.. Hastalığın genellikle ilk fark eçlilen

Yapılan operasyona göre açık prose- düre geçme oranları değerlendirildiğinde, renal kistektomi- de %8, basit nefrektomide %11, radikal nefrektomide %23 oranları izlendi..

Sağ böbrek üst-orta zondaki kist tam olarak lokalize edildikten sonra ilk olarak Ge­.. rato fasiası

Açık parsiyel nefrektomi uygulanan hastaların ortalama kitle boyutu 3,3±1,8 cm olup radikal cerrahi yaklaşımlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede

Sekonder hiperparatiroidili hastalarda PTX, PTH değerinde dramatik düşme, serum P ve Ca düzeyleri kontrolünde iyileşme, SHPT ile ilişkili semptomlarda azalma, yüksek