Sayın kaymakamım sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Türkiye’nin en ücra köşelerinden biri olan Iğdır doğumluyum. İlkokulu köyümde yani Iğdır’ın bir köyünde, ortaokulu Kars’ta o zaman Iğdır Kars’a bağlıydı. Yatılı okudum. Onu özellikle söylemek isterim. Daha sonra yatılı başka bir okulu kazandım. Ankara’da Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’ni kazandım. Ankara’da üç sene lise eğitimini tamamladıktan sonra yine Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavını kazanarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Maliye Bölümü’ne girmeye hak kazandım. Ve 1992 yılında da oradan mezun oldum. Ancak daha önceden mezun olduğum Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nden kaynaklı bir mecburi görevim vardı. Bu mecburi hizmetimden kaynaklı, bir buçuk sene Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nde çalıştım. Memur olarak çalıştım. Sonnra 1994 yılında İçişleri Bakanlığı Kaymakamlık adayı sınavını kazandım. 1994 yılından itibaren değişik yerlerde kaymakamlıklar ve vali yardımcılığı yaptıktan sonra Manisa’nın Ahmetli ilçesinde kaymakam olarak geldim. Sonra Muğla’dayım. Muğla’nın Milas ilçesinde bir seneyi aşkın burada çalışıyorum.
Büyüklerimiz küçüklere genellikle böyle bir soru yöneltir: “-Büyüyünce ne olacaksın? Hangi mesleği seçeceksin?” diye. Hatırlıyor musunuz siz bu soruya ne cevap vermiştiniz?
Çocukluğumda hep doktor olmak isterdim. Klasik soru bu. Klasik sorunun cevabında ise herkes etrafındaki mesleğe özenir. Doktor olma istediğimi söylerdim.
Eğitim-öğrenim hayatınız boyunca karşılaştığınız zorluklar ve yaşamış olduğunu sıkıntılar nelerdir? Bunları bizimle paylaşır mısınız?
Biz Anadolu’nun en ücra köşesinden yola çıkarak belli bir yere gelen insanlarız.
Allah’a şükür Türkiye Cumhuriyeti insanların emeğini heba etmeyen insanların emeğini değerlendiren ve onların çalışkanlığıyla, başarısıyla ölçüp bir yerlere getiren yönetim tarzı. Bu manada da ben devletime şükrediyorum. Allah devletimize zeval vermesin diyoruz ya. Bu Anadolu’daki tabir çok güzel bir tabir ben hep yatılı okudum. (Iğdır Kars’a bağlı o zaman) Bütün imkânlarımızı devlet
sağladı. Üç sene yatılı okul süreci daha Ankara Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi.
Bir genel müdürlüğünün tek lisesiydi. Ondan kaynaklı imkânlar boldu, çoktu.
Ama bu imkânlar bizlerin eğitimi için, bizlerin yetiştirilmesi için milletimizin vergilerle sağlanıyordu. Okumamız için gerekli materyaller sağlanıyordu fakat insanın gönlünden bir şeyler geçer mi geçer. Genç gibi, çocuk gibi. Belki bu kapsamda birtakım ihtiyaçlarımız olmuştur. Fakat asıl zorluğu aileden uzak, anne-babadan uzak bir yerlerde okumak ondan kaynaklı bir aile özlemi.
Zorluklar bunlar diyebilirim. Üniversitede ekonomik sıkıntılarla birlikte kendi imkânlarınla ayakta kalabiliyorsun. Devletin verdiği burslar vardı fakat bu zaman ki gibi yüksek değildi. Aldığımız burslar bizi bir iki yemeğe götüren bir burstu. O bursu aldığımızda bir iki yemeğe giderdik ve biterdi. Yine de şükür, eğitimimizi bir şekilde tamamladık. Ekonomik sıkıntılar içinde ailenin katkısı çok büyük.
Allah’a şükür buralara kadar geldik. Kaymakamlık manevi tatmini çok yüksek olan bir meslek maddi bir tatmini bırakarak söylüyorum. Bu manada da geldiğim yer itibariyle çekmiş olduğumuz bu sıkıntıların heba olmadığını, boşa gitmediğinden dolayı şükrediyorum.
Sayın kaymakamım İngiltere’de sekiz ay İngilizce ve mesleki konularda eğitim almışsınız bu imkânı ve başarıyı nasıl elde ettiniz?
Kaymakamlık stajları sırasında bir dönem İngilizce verilir Ankara’da. Bu kurs sonunda bazı zamanlar sekiz ay bazı zamanlar on iki ay bazı zamanlar yüksek lisans yapmak maksatlı yurtdışına gönderir bakanlık. Bu kapsamda bizde İngiltere’ye sekiz ay gitmiştik. Buda bizim yönetim esnasında ufkumuzun geliştiği ve gelişmesi adına çok büyük bir fırsat. Yaptığımız hizmetler de yeni yerler görebilmek, İngilizcemizi belli bir aşamaya getirmek, onun ötesinde belli seminerler ve kurslar almak adına ötesinde çok önemli. Oradan aldığınız bilgi birikimini gerek ülkemizde uygulama fırsatı bulduğumuzdan dolayı büyük bir imkân olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak tamamen devletimizin sunmuş olduğu bir imkân.
Bende çok istiyorum yurt dışında Amerika veya İngiltere de okumak inşallah,bu konuda çalışmanın büyük bir etkisi var değil mi?
Şöyle söyleyebilirim kaymakamlık adayını kazanmak sınavla olur bizim sınava girdiğimiz dönemde altı bin kişi sınava girdi. Dört yüz yada üç yüz doksan beş kişi kazandı. Yüz on dokuz kişi mülakat sonucu alındı. Şunu söylemek isterim, çalışmadan mümkün olmuyor her şey kendiliğinden gelmiyor. Çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız ama bunun ötesinde şansınızın da yaver gitmesine nasip diyoruz. Nasibinizde olması gerekir, tek başına çalışmak bazen yetmiyor. Ama çalışacağız.
İlk görev yeriniz neresiydi? Ve kaç yaşındaydınız? Göreve ilk başladığınızda neler hissetmiştiniz?
Kaymakam olduktan sonra ilk görev yerim Muğla-Kavaklıdere yani yine bu ildeydim ve 26 yaşındaydım.
Muğla daha önce çalıştığım bir bölge olduğu için Milas’a isteyerek geldim.
Bundan dolayı mutluyum tabi ve Muğla gibi bir yerde çalışacaksınız ve Bodrum’un dibindesiniz ve Milas gibi çok tarihi ve kültürel değeri yüksek olan bir ilçede çalışacaksınız. Bunun vermiş olduğu bir heyecan bir sevinç var tabi.
Hala o sevinç ve o heyecan devam ediyor.
İlçemizdeki eğitim ve spor faaliyetleri ile ilgili yapılan ve yapılacak olan çalışmalar ve projeler hakkında bilgi verir misiniz?
Yöremizde ekonomik imkânların çeşitli olması sebebiyle eğitime verilen önemin gerektiği kadar iyi durumda olmadığını düşünüyorum. Tarım, madencilik, turizm gibi gelir kolları nedeniyle gençler kısa yoldan para kazanabiliyorlar.
Önümüzdeki süreçte inşallah liselerin bir yerde toplanması projesi var. İnşallah olursa fiziki altyapımız biraz daha iyileşmiş olacak. Fen lisesinin açılmış olması da eğitimin kalitesini artıracaktır. İki tane özel okulun bulunması ve bir tanesinin de inşaat halinde olması eğitim de rekabeti artıracak ve kamu okullarımızı da tetikleyecektir. Rekabetin başarıyı getireceğini eğitimin seviyesini yükselteceğini düşünüyorum.
Sportif altyapımız aslında spor çeşitliliği olarak bakıldığında çok iyi durumda.
Belki Türkiye’nin birçok yerinde olmayan spor dalları ilçemizde kulüpleşmiş belli altyapısı var, okulları var okulları derken spor salonları kapsamında bunlar çalışılıyor. Kendi okullarımızda bunların altyapısı var ve belli başarılar elde ediyoruz. İlçemizde bir güreş eğitim merkezinin olması büyük bir başarıdır. Spor altyapısı olarak çok iyi olmayabiliriz belki sizin ortaokulunuzda (Dr. Mete Ersoy) bir spor salonun olması büyük bir başarı, büyük bir avantaj. İyi kullanılması gerekir. Her okulda bulunmuyor. Aslında her ilçede doğru dürüst yok. Mesela ilçemizde eski bir spor salonumuz var, çok yetersiz, yenisini de inşallah önümüzde ki sene ihale edeceğiz. Önümüzde ki yıl içerisinde spor salonu yapılacak. Hazırlığı yapıldı, ihalesi yapılacak. Onun yanında bir gençlik merkezi ihalesi çıktı. 7 Ocak’ta ihalesi yapılacak. Önümüzde ki 2 sene içerisinde belki Milas Muğla’nın en iyi altyapısı olan ilçelerden birisi olacak zaten öyle bir durumdayız ama daha iyi olacağımızı düşünüyorum çünkü belediyenin de bir yatırımı var.
Dr. Mete Ersoy’un eğitim-öğretim ile ilgili ilçemize kazandırdıklarını ve başarılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dr. Mete Ersoy ilçemiz adına büyük bir nimet. Aslında Milaslı olmayan ancak Milas’taki eğitime gönül veren bir insandır. Belli bir yaşa gelmesine rağmen, belli hastalıkları olmasına rağmen, muhtemelen son nefesine kadar Allah uzun ömür versin, sağlıklı uzun ömür versin son nefesine kadar Milas’taki eğitimi düşünen, kafa yoran bir kişi. Ben, yazın buraya geldiğinde ziyaretine de gittim.
Hayatta iken Milas’ta bir kompleks kurduğunu; eğitim kompleksi ve bununla ilgili elinden gelen her şeyi yapacağını söyledi. Her insan bir şekilde ölecek.
Öteki dünyaya gittiğinde de burada bu eğitimin devam etmesi ile alakalı bir şey yapmak düşüncesinde olan bir insan. Bir vakıf kurmak istiyor. Yani elindeki o doktorluk mesleği ile kazandığı ve onu da değerlendirerek belli bir aşamaya getirdiği mal varlığının bir kısmını yine eğitime öğrencilere bağışlayıp vakfedip onların eğitimlerini devam ettirmek için ayıran bir adam. Ben minnettarım ona, keşke bu tür insanları sayısı artsa keşke her okulun böyle bir tane hamisi olsa.
Dr. Mete Ersoy bir tane değil dört tane anaokulu, ilkokulu, ortaokulu, lise yani dört tane aslında kampüs kurmuş bir insan. Keşke her ekonomik durumu iyi olan insan bir tane okul yapabilse ve hamisi olarak ta devam edebilse ama
inşallah bu örnekler artar. Bunun için Dr. Mete Ersoy’a minnettar olmamız gerektiğini düşünüyorum yani şahsım olarak ve kaymakam olarak söylüyorum, bu ilçenin yöneticisi olarak söylüyorum. Herkesin o insana minnet duyması gerektiğini düşünüyorum. Ve siz öğrencilerden bu tür kişileri unutmamanızı istirham ediyorum. Bu insanlar eli öpülesi insanlar kolay kolay yetişmiyor. Yani çalışarak uğraşarak bir şeyler kazanmışlar. Ve kazandıklarını getirmişler ve Milas’a harcamışlar. Para harcamak kolay değil ve bunu bu insanlar yapıyor.
Sayın kaymakamım Iğdırlı birisi olarak ve Mardin vali yardımcılığını yapmış bir olarak Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde öğrenci arkadaşlarımızın karşılaştığı zorluklar ve sıkıntılar nelerdir? Bu konu ile ilgili gözlemleriniz ve görüşleriniz nedir?
Güneydoğu, Doğu Anadolu özellikle terörün, özellikle etnik terörün artması ile birlikte bu bölgelerde maalesef sıkıntı yaşandı. 1984 yılından itibaren bölgede bir etnik terör yaşandı ve artarak devam etti. Sonra işte şu an milli bir duraksama dönemi yaşıyor. Şimdi bu bölgeler aslında çok güzel iyi bölgeler mesela Mardin dünyada sayılı yerlerden birisi. Dünya Kültür Mirası Listesine girebilecek bir yer. Yani Mardin orada yaşayan insanlar için söylüyorum, değişik kökende millette insanlar var. Aslında bunlar barış içerisinde yaşarken daha sonraki dönemlerde yaşanan terörden kaynaklı sıkıntılar yaşamış maalesef insanlar yerlerinden, yurtlarından edilmişler. Şu an ilçemizde dahi o bölgeden, terörden kaçan insanlar mevcut. Türkiye’nin değişik yerlerinde de bu mevcut.
İnsan için en güzel şey doğduğu yerde yaşamaktır. Daha sonra keyfi olarak çekip gitmek ayrıdır, burada yaşanılan sıkıntılardan dolayı gitmek farklıdır. Buralara gelen insanların birçoğunda terörden kaçma, ekonomik sıkıntılardan kaçma ön planda.
Şimdi buraya gelen insanlar önce hayata tutunacaklar, hayata tutunmak ne demektir hiçbir şeyiniz yok iken Milas’a gelip bir iş edineceksiniz, bir yuva kuracaksınız. Bu bir ekonomik zorluk gerektiriyor, ekonomik bir mücadele gerektiriyor. Belki çocukların ailelerinin ekonomik mücadeleleri çocukların eğitimini etkiliyordur, belki sosyal yaşantısını etkiliyordur, belki çocukluk çağını yaşamadan ergenlik çağına, büyüklük çağına girmiş oluyorlar. Yani bu manada bunların çok sorunları olduğunu düşünüyorum. Yörede de hala buna yakın
sıkıntılar olduğu malum. Yani Mardin’e vali yardımcısı olarak gittiğimde 2002- 2004 yıllarıydı orada görev yıllarımdı.Okul tamirine başlamıştık o zaman yıkılan, yakılan birçok okul vardı. Düşün köylerde 10-15 okul kapatılmış. Kapatılmış derken okullar kapanmış, yakılmış. Orta da okul yok, insan yok sıkıntılı süreçti.
Biz o zaman 2002-2004 yıllarında yüzlerce okullu tamir ettirdik. Yani ülkemiz böyle sıkıntılı dönemleri yaşadı. Eğitim öğretim görmeden, okuma yazma bilmeden bu süreci tamamlayıp anne baba olan birçok insan var. Topluma adapte olacaklar çocuk yetiştirecekler. Demek istediğim gençler sizlerin bizlerin yaşamadığı o güzelim gençlik yıllarını geçirmiş oldular. Birde Doğunun ve Güneydoğunun başka sıkıntıları da var. İklim şartları mesela buralar kadar kolay değil. Sert geçiyor. İklim şartları olarak özellikle Doğu Anadolu zor, sıkıntılı bir bölge ama Türkiye’nin batısı yaşamak olarak daha kolaydır.
Sayın kaymakamım şu an devam etmekte olan altyapı çalışmaları bizleri olumsuz şekilde etkiliyor. Yoların çamurlu olması ulaşımda sıkıntı yaratıyor.
Bu konuda alınacak önlemler ve çözümler nelerdir?
Milas yıllar önce 1950-1960’larda yapılması gereken işleri yada daha sonraki yıllarda yapılması gereken işleri şimdi yapıyor. Ama yapılması mı gerekiyor evet yapılması gerekiyor. Şimdi bu sorunun giderilmesi gerekiyor muydu, evet gerekiyordu. Teknik bir kısım eksiklikleri var. Belki bu proje 6 ayda bitmesi gereken bir işti ama 6 ayı geçeli bir 6 ay daha oldu. Yani bu kadar sürede bitirilecek bir proje değildi. Belki bu proje 3-4 senede ama insanlara hissettirmeden yavaş yavaş yapılacaktı, sokak sokak, bir sokağa girilecekti 3-5 günde bitirilecekti. Şimdi 20 yerde 25 yerde aynı anda çalışıyorlar çünkü cezalı duruma düşecekler. Hızlı bir şekilde buradan çıkmak istiyorlar.
İş çok büyük bir iş içinde yağmur suyunun bertarafı onun için borular döşeniyor, kanalizasyon hatları yenileniyor, yağmur suyundan kaynaklı ızgaralar, rögarlar yapılıyor onun ötesinde kanalizasyondan kaynaklı parsel bağlantıları yapılıyor ve bunlar ayrı ayrı yapılıyor yani bu kadar büyük bir iş kısa sürede yapılmak istenince karşımıza böyle bir sıkıntı, durum ortaya çıkıyor. Biz de etkileniyoruz. Bu işin içerisinde altyapı var üst yapı yok. Üstyapı dediğimiz parke taşı, asfaltların yapılması yada kaldırımların yapılması bu işin içerisinde yok perişan olunuyor. İlçe belediyesi bu konuda çalışmaya başladı.
Ben burada bir orkestra şefi gibiyim bu işin yatırımcısı ve yapımcısı İller bankası.
Denetimi yapan büyükşehir belediyesidir. İlçe belediyesi de üstyapı ile ilgileniyor. Kaymakamlığın organize ettiği bir iş değil ancak biz devletin temsilcisi olmamızdan kaynaklı kurumlarla belli aralıklarla bir araya geliyoruz.
Sizin bu sıkıntınızı en kısa zamanda belediye başkanına ileteceğim, belediyenin ilgili kurumlarına ileteceğim. Alt yapıda sadece Hayıtlı Mahallesi kaldı ama bu işlerin üst yapı çalışmalarıyla birlikte bir sene daha süreceğini düşünüyorum.
Bunun dışında ana yol üzeri kavşak yapımı projeleri de gündemimizdeki konulardan birisidir.
