• Sonuç bulunamadı

Görsel İletişim ve İmge

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Görsel İletişim ve İmge"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Görsel İletişim ve İmge

Sibel ONURSOY

2. Baskı

(2)

Prof. Dr. Sibel ONURSOY GÖRSEL İLETİŞİM VE İMGE

ISBN 978-605-241-960-1

Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© 2022, PEGEM AKADEMİ

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. AŞ'ye aittir. Anı- lan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan ki- taplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

Pegem Akademi Yayıncılık, 1998 yılından bugüne uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten uluslararası akademik bir yayınevidir. Yayımladığı kitaplar; Yükseköğretim Kurulunca ta- nınan yükseköğretim kurumlarının kataloglarında yer almaktadır. Dünyadaki en büyük çevri- miçi kamu erişim kataloğu olan WorldCat ve ayrıca Türkiye’de kurulan Turcademy.com ve Pegemindeks.net tarafından yayınları taranmaktadır, indekslenmektedir. Aynı alanda farklı yazar- lara ait 1000’in üzerinde yayını bulunmaktadır. Pegem Akademi Yayınları ile ilgili detaylı bilgilere http://pegem.net adresinden ulaşılabilmektedir.

1. Baskı: Eylül 2019, Ankara 2. Baskı: Mart 2022, Ankara Yayın-Proje: Zeynep Güler Dizgi-Grafik Tasarım: Sibel Onursoy

Kapak Tasarım: Sibel Onursoy

Baskı: Ay-bay Kırtasiye İnşaat Gıda Pazarlama ve Ticaret Ltd. Şti.

Çetin Emeç Bulvarı 1314. Cadde No: 37A-B Çankaya/ANKARA Tel: (0312) 472 58 55

Yayıncı Sertifika No: 51818 Matbaa Sertifika No: 46661

İletişim

Macun Mah. 204. Cad. No: 141/A-33 Yenimahalle/ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50

Dağıtım: 0312 434 54 24 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net WhatsApp Hattı: 0538 594 92 40

(3)

Sibel ONURSOY

Sibel Onursoy, 1968’de Niğde’de dünyaya geldi. Lisans eğitimi- ni 1989’da Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde, yüksek lisansını 1993’de aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim-iş Grafik Anabilim Dalında, dok torasını 2001’de Gazetecilik Anabilim Dalında (Online haber yayımcılı- ğında görsel tasarım boyutu konulu tezi ile) tamamladı. Onursoy, halen Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, Basın Ya- yın Bölümü Basın Yayın Tekniği Anabilim Dalında Profesör Doktor olarak görev yapmaktadır. Akademik ilgi odakları; görsel iletişim, görsel okuryazarlık, grafik tasarım, gazete ve dergi yayın tasarımı, e-yayıncılık, sosyal ve yeni medya iletişim çalışmalarıdır. Ayrıca uluslararası yoğunlaştırılmış Erasmus projelerine (IP) katıldı. Bu- nun yanı sıra, göz takibine (eye-tracking) bağlı okuma davranışı ve bu davranıştaki sosyokültürel unsurların etkisini inceleyen Bilim- sel Araştırma Projelerinde (BAP) yürütücü ve araştırmacı olarak görev aldı.

(4)
(5)

ÖN SÖZ

Görsel İletişim ve İmge, görsel mesajların iletişim sürecine odak- lanan kapsamlı bir araştırma-inceleme kitabıdır. Anlam aktarımını geliştiren görsel imgelerin, görülenlerin ötesinde barındırdığı ileri ve karmaşık anlamlarını ortaya çıkarmak ve daha ötesine geçebil- mek için temel açıklamalar içermektedir. Bir görsel imgeyi, görün- tüyü oluşturmak kadar, kullanılan ve paylaşılan görüntünün yara- tabileceği etkilerin sorumluluğunu almak, karşı karşıya kalınan bir görseli okumak, anlamlandırmak, yorumlamak ve ötesinde daha neler olduğunu bilmeyi gerektirmektedir. Kitap görsel iletişimde görsel imgenin rolü üzerine odaklanarak, görsel imgelere nasıl an- lam yüklendiğini, süreci ve anlamın nasıl tüketildiğini incelemekte- dir. Görsellerin gücünü kullananların neyi, kimlere, hangi kanalları kullanarak ve nasıl etki yaratabileceğini açıklamaktadır.

Görsel İletişim ve İmge, medyanın ve medya için çalışanların (ga- zete, televizyon, web vs.) tipik koşullarını içermekte; medyadan vatandaşa, üretim şirketlerinden müşteriye doğru gerçekleşen güç kaymasını tasvir etmektedir. Okurlar, izleyiciler, web ziyaretçileri, mobil kullanıcılar günümüzde önceki nesillerden tamamen farklı, etkileşimli katılımcılar olma arzusundadır. Bugün imge yaratmanın yeni şartları (fotoğraf, film, illüstrasyon, dijital imgeler vs.) bireysel olarak üretilebilen, amatörlüğün hâkim olduğu ve cömertçe kulla- nılabildiği bir alana genişlemiştir. Bu kitapta yapılmaya çalışılan, kişisel bir tonda, örnek görsellerle destekleyerek, görsel iletişim sürecini anlaşılır bir şekilde tanımlamak, izleyicide eleştirel tepkiyi cesaretlendirmek ve onu görünmeyen tehlikelere karşı uyarmaktır.

Bu hem etik açıdan hem de ekonomik açıdan izleyici için yararlıdır.

Görsel İletişim ve İmge, görsel iletişim, görsel okuryazarlık, gaze- tecilik, grafik tasarım, sinema, film, basın fotoğrafçılığı, multimed- ya tasarımı, yaratıcı reklamcılık, halkla ilişkiler, web, sosyal medya ile ilgilenen öğrencilere, ait oldukları hızla değişen ve görsellerle donatılan çevre hakkında daha fazla bilgi ve fikir edinmek isteyen kişilere hitap etmektedir.

Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü mezunu olmak ve ardından İletişim Bilimleri Fakülte si’nde gazetecilik üzerinde çalışmak, görsel iletişim alanına odaklanmamı sağladı. Haber ya da bilginin üretilmesi, işlenmesi, aktarımıyla ve özellikle de gör- sellerin buradaki rolüne ilişkin düşüncelerim bu kitapta yer al- maktadır. Bu kitaptaki bölümlerde kuram, uygulama ve örnekleri

(6)

vi Görsel İletişim ve İmge

birleştirmeye çalıştım ve deneyimlerimi topladım. Bu benim için heyecan verici, hevesli, verimli bir yolculuk oldu. Bu yolculukta benden gece gündüz desteklerini esirgemeyen en başta değerli eşime, kızıma, oğluma, anne ve babama teşekkür ederim. Akade- mik hayatıma dokunmuş ve aramızdan ayrılmış olan tez babam Prof. Dr. Uğur Demiray’a, Sayın Prof. Tevfik Fikret Uçar’a, bölüm arkadaşım Sayın Prof. Dr. İncilay Cangöz’e bu kitabın ortaya çıka- rılmasındaki değerli katkılarından dolayı teşekkür ederim. Bana inanan, destekleyen çevremdeki tüm öğrencilerime, dost ve ya- kınlarıma ayrıca teşekkür ederim.

Sibel Onursoy Eskişehir, 2022

(7)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ... v

GİRİŞ... 1

Birinci Kısım GÖRSEL İMGE İLE İLGİLİ KAVRAMLAR... 7

1. GÖRSEL İLETİŞİM... 8

Görsel İmge Nedir?... 12

Görsel İmgenin Özellikleri... 17

Görsel İmge ve Dil... 23

Görsel İletişimin Özellikleri... 26

2. GÖRSEL OKURYAZARLIK... 31

Görsel Okuryazarlık Nedir?... 32

Görsel Okuryazarlığın Önemi... 35

Görsel Okuryazarlık Kuruluşları... 40

3. TEMEL GÖRSEL ELEMANLAR... 42

Renk... 42

Form... 56

Derinlik... 66

Hareket... 75

4. GÖRSEL TEORİLER... 79

Duyusal Teoriler... 80

Gestalt yaklaşımı... 80

Kurmacılık (Konstrüktivizm)... 86

Ekolojik yaklaşım... 89

Algısal Teoriler... 91

Semiyotik... 91

Bilişsel yaklaşım... .... 108

İkinci Kısım GÖRSEL İMGE VE İLETİŞİM... 113

5. GÖRSEL İLETİŞİM KAYNAKLARI... 114

Görsel İmge Üreticileri... 114

6. GÖRSEL İMGE VE MESAJ... 123

Görsel Retorik... .... 130

Görsel Mesaj... .... 137

Görsel Mesajın Koşulları (Bağlam)... 141

Görsel Çerçeve Kapsamı... 155

7. GÖRSEL İLETİŞİM KANALLARI... 158

Analog Görsel İletişim Kanalları... 161

(8)

viii Görsel İletişim ve İmge

Dijital Görsel İletişim Kanalları... 175

Görsel Manipülasyon... 180

Dildışı Sayısal Gösterge Sistemleri... 191

8. ALICILAR... 196

9. GÖRSEL ETKİ... 209

Bilişsel Etkiler... 210

Tutumsal Etkiler/Eğilimler... 213

Davranışsal Etkiler... 219

Sonuç... 233

Kaynakça... 236

(9)

Anlam imgeye nasıl giriyor?

Nerede sona eriyor? Ve sonlanırsa, ötesinde ne var?

-Roland Barthes

GİRİŞ

M

edeniyetin başlangıcından bu yana görsel farkındalık, ile- tişim ve anlama için kilit bir bileşen olmuştur. İnsanların yarattığı görsel çizimler ve semboller, ilk başlangıcından beri an- lam iletme açısından önem taşımıştır.

Görsel imge aslına benzer. Bu benzerlik, farklı tarih dönem- lerinde farklı gelişmeler göstermiştir. İmgelerin, mağara duvar- larına saptanarak başlayan yolculuğu, Orta çağda farklı yüzeyler üzerinde devam etmiştir. Aslına tıpatıp olan benzerlikleri bir dö- nem egemenlik bile kurmalarına neden olmuştur. Örneğin, im- paratorun gitmediği yerlerde, imgesine tapınıldığı görülmüştür (Freedberg, 1991). Farklı yüzeyler üzerine çizilerek ya da boya- narak oluşturulan görsel imgelere gerçek(miş) gibi davranılması, onlardan korkulmasına da neden olmuştur. Örneğin, Orta çağda

“Hiçkimse Tanrı’yı resmedemez. O, sadece kalplerde yaşatılır” anla- yışı gelişmiştir. Bu anlayışın hâkim olduğu ikonoklazm (put kırıcı) dönemi, böyle bir tepki dönemidir. Bu dönemde, insanların dini ve politik güdülerle planlı olarak kendi sembol ve anıtlarına sal- dırdığı görülmüştür. İslamiyet’te de aynı temelde, görsel imgeye karşı benzer bir “suret yasağı” ile karşılaşılır.

Onsekizinci yüzyılda Rönesansın ardından gelen Aydınlanma Çağı, Ortaçağ Avrupasında egemen olan din, kilise baskısı ve feo- dal anlayışıya karşıt olan, insan ve bilimi temel alan bir yeniden doğuş dönemidir. Aydınlanma çağının toplumu dönüştürmesiyle birlikte görsel imgenin zincirlerinin kırıldığı görülür. Görsel im- genin Romantizm, Klasisizm, Realizm gibi sanat akımlarının peşi sıra yolculuğu, iki boyutlu düzlemde yaratılışının ardından sine- ma sanatına sonra video sanatına ve günümüzde de her türlü di- jital (sayısal) görsel anlatıya evrilmiştir. Dünya, görsel-işitsel bir dilin kendine özgü kurallarıyla açıklanabilecek hızla akıp giden bir sürecin içine girmiştir. İnsanlar yorumları anlamlandırmak, ileri anlamları, matematik ve kimya formülleri gibi karmaşık

(10)

2 Görsel İletişim ve İmge

fikirleri, mimari planları oluşturmak için görsel imgelerden ya- rarlanır. Dilsel ve resimsel elemanların karışımı, kavramsal ya- pılar ve açıklayıcı sunumlar için iyi bir araçtır. Anlamın üretilip paylaşılması için oluşturulmuş olan simgesel sistem olan dilin yanında, bireyin zihinsel sürecinde işlenen görsel imgenin kulla- nımı, anlam aktarımını geliştirir. Hatta çağdaş Batı toplumlarında imgelerin merkezde bulunduğu “göz merkezli” toplumların oluş- tuğu sonucuna varılmıştır (Rose, 2001: 7). Görselliğin merkeze oturması, görsellerin nasıl anlamlandırıldıklarını, anlamlandır- manın nasıl sonuçlandığını ve anlamlandırmanın ötesinde nasıl etki yaratabildiğinin bilinmesini gerekli kılmaktadır.

Kültür kuramcısı W.J.T. Mitchell (1994), metin ve sözcüklerin kültürler üzerindeki, özellikle de Batı kültüründeki yüzyıllar sü- ren hakimiyetinin artık sona erdiğini belirterek, metin ile imge arasında kurulan başarılı ilişkiyi “Resimsel dönemeç” (pictorial turn) olarak vurgulamıştır (11). Resimsel dönemeç, kitle iletişi- minde felsefî kurgulardan en kaba üretimlerine kadar, kültürün her seviyesinde benzersiz bir güçle varlığını hissettirir; görsel imgeler sürekli olarak yeni biçimlerle ortaya çıkar. Video ve si- bernetik teknolojisi, elektronik olarak yeniden üretilebilen ya- nılsamalar ve görsel simülasyonlar, bu yeni biçimlerin gelişimi- ni hızlandırır. Diğer taraftan imgenin yükselişi korku ve endişe vericidir (15). İmge insan yapısıdır, insan bilincinin ürünüdür ve toplumda belli bir işlev görmek amacıyla inşa edilir. İnsan zihni bir yere kadar dirense de kendine gösterilenlerden az ya da çok etkilenir.

Aslında teknolojik gelişmelerin görsel ortamımızı bu denli ça- buk ve etkili değiştireceği tam olarak öngörülememiştir. Örneğin fotoğraf makinesi kısa süre önce, uzman kişiler dışında pek az kişinin kaliteli resim üretebildiği özel bir cihaz konumunda iken, artık akıllı telefonlar gibi elektronik cihazlarda bir bileşen duru- muna gelmiştir. Görsel imgeler kâğıda basılmak yerine, daha çok uygulamalara yüklenmek, paylaşılmak üzere oluşturulmaktadır.

“We are social” ve “Hootsuit” tarafından hazırlanan 2019 Ocak verilerine göre toplam Türkiye nüfusunun % 99’u televizyon izleyicisi ve % 63’ü aktif sosyal medya kullanıcısıdır. Günlük or- talama 2 saat 46 dakika sosyal medya kullanılırken, ortalama 3 saat 9 dakika televizyon izlenilmektedir. Youtube, sosyal medya platformları arasında en aktif kullanılan durumundadır ve arama

(11)

Giriş 3 sorgulamalarında ilk sırada gelmektedir. Bu sonuçlar insanların

görsellikle ilişki boyutlarının büyüklüğünün ip uçlarını yansıtır.

Fotoğraf ve video gibi milyonlarca görüntü izlemeye, paylaşma- ya, görsel içerik oluşturmaya, yükleme fırsatı sunan belli uygula- malar, görsel imgelerin yükselişinde basamak oluşturur. Sadece bazı uygulamalara görsel yükleme ve paylaşmanın çok ötesinde, çok farklı durumlar da yaşanmaktadır; örneğin Fransa’daki Las- caux mağarasındaki tarih öncesi hayvan figürlerini görmek için, sayısal ortamda sanal bir tura katılmak yeterli olabilmektedir (http://archeologie.culture.fr/lascaux/en). Dahası sanal gerçek- lik (VR-virtual reality) gözlükleri son yıllarda oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Göz yanılmaları sayesinde görüntüyü daha gerçekçi olarak algılatmak için tasarlanmış bu teknolojik gözlükler, kullanıcının gerçeklik ile bağlantısını kopararak tama- men sanal gerçekliğin yaratıldığı bir ortamda “var olma” hissini yaşatır. Ayrıca öğrenciler, �ğretmenler ve araştırmacılar kaliteli görsel materyallerin bulunduğu geniş bilimsel arşivlere sahip sayısal kütüphanelere, oturduğu yerden interneti olan mobil ci- hazlarla erişim sağlayabilir. Dijital Milli Kütüphane’deki (mkutup.

gov.tr) elyazması eserlerin görüntülerine, eski yazılı gazetelere, yaklaşık 20 bin afişe ya da NASA’nın dünya ve uzayla ilgili imgele- ri içeren (Visible Earth) koleksiyonuna (visibleearth.nasa.gov) ve sayısal kataloglara ulaşabilir.

Ekran tabanlı görsel dünya, özellikle günümüz gençlerinin ço- ğunun doğal ortamına dönüşmüştür. Günümüzün teknoloji ve kül- türü, çok tartışılıyor olsa da, önceki okuryazar nesillere göre, “gör- sel sezgileri daha güçlü” iletişimcilerin yani “görsel öğrenici”lerin ya da Prensky’nin (2001) deyimiyle “dijital yerli ve göçmenlerin”

oluşmasını sağlamıştır.

Yeni medya iletişimde açık değişimlere sahne olmuştur. Lev Manovich’in (2001) deyimiyle analog medya artık sayısal temsil- lere dönüşmüştür. Medya ürünlerinin sayısal kodlara dönüşümü, belli algoritmalarla içeriklerin değiştirilebilmesi, buna ilaveten bilgisayarın dünyayı modelleme tarzı, veriler üzerinde işlem ya- pılabilmesi, kültür oluşumunu ve kültür içeriğini de etkilemekte- dir. Manovich’in “yeni medya objeleri” olarak isimlendirdiği yeni medyayla ilgili her şey, hem kültürel, hem de fiziksel olarak gerçek dünyada var olan nesneleri referans alarak, onları temsil ve inşa etmektedir. Kültürün üretimi, dağıtımı ve iletişimin bilgisayar aracılı formlarına doğru kayması bizlere Manovich’in deyimiyle

Referanslar

Benzer Belgeler

岐伯曰:專言臟腑也,陽陰氣不和,臟腑有過剛之失,兩

Muhammed ve Ali’yi temsil eden yazısal birimlerin uzantıları ola- rak husule gelen eller ve gül gösterenleri, öncelikle, siyah zemin üzeri- ne beyaz konumlarıyla

Sonuç olarak; tüm resim ve metinlerin yerleştirilmesinde zemin-fon ilişkisine dikkat edildiği, resimlerin metnin içeriği ile kısmen paralel olarak konumlandırıldığı,

Elde edilen verilere göre, uzmanların büyük bir çoğunluğu geleneksel Türk halk müziği üfleme çalgı eğitimine başlamak için uygun olan yaş aralığını

This enables storing satellite images as vector objects into spatial database systems and utilizing the advanced built-in spatial functions and queries developed by the

HIES (n=3) patients showed significantly lower levels of IL-17 secretion compared to healthy subjects (n=4) regarding the CD45+RA naive T cells cultured in Th17

Keywords: ISO 14001, OHSAS 18001, cleaner production, health and safety, management, environment, risk assessment, documentation, materials, methods, manufacturing,

85 milyon liralık özvarlığı ve 1500 personeli ile yurdumuzun büyük sanayi kuruluşlarından biri olan BOZKURT, pamuklu, terilenli, yünlü dokuma ima­ lâtı,