• Sonuç bulunamadı

Türkiye 2023 te küresel güç olacak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye 2023 te küresel güç olacak"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye 2023’te küresel güç olacak

Mayıs 14, 2015 - 5:54:00

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muğla Mitingi'ne katılarak konuşma yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Türkiye bütün bu tuzakları aşıp 2023'te gerçek bir küresel güç olacak'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muğla mitinginde yaptığı konuşmasına, Muğla ve ilçelerini selamlayarak başladı. Davutoğlu, Muğla'nın her zaman milletin yolunda gidenlerin

yanında olduğunu söyledi.

Muğla'nın hem bakanlığı döneminde geldiği hem de Başbakan olduktan sonra ilk ziyaret

gerçekleştirdiği illerden biri olduğunu belirten Davutoğlu, "Bakan olarak geldiğimde 'Ben Muğla'nın bakanıyım, bütün bu Toroslar'daki yiğitlerin, bacıların bakanıyım' demiştim. Şimdi Başbakan olarak söylüyorum, 'ben bütün illerimizde olduğu gibi Muğla'nın Başbakanıyım, Muğla'nın milletvekiliyim"

diye konuştu.

"7 Haziran'da Muğla'da destan yazıyor muyuz, Muğla'da AK Parti'yi birinci parti yapıp yüzde 50'yi aşıyor muyuz?" diye soran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Darbecilerin, vesayetçilerin, bütün tuzak kuranların işi bitecek inşallah. AK Parti Muğla'da tek parti inşallah. Aziz Muğlalılar, bu diyarı vatan yapanların çocukları, Menteşe Bey'in çocukları, Turgut Reis'in çocukları, Kuvayımilliye şehitlerinin çocukları. Menderes demokrasi davasında yola çıktığında bütün Ege gibi şehit Başbakanımızın arkasında duran Muğla. Bakın nereden geliyorum biliyor musunuz?

Yassıada'dan geliyorum. Menderes'in, şehit Başbakanımızın, şehit bakanlarımızın orada yargılandığı, hapse atıldığı, manen işkenceye tabi tutulup sonra da idam sehpasına götürüldüğü

Yassıada'dan geliyorum."

Bugün 14 Mayıs olduğunu anımsatan Davutoğlu, bu tarihin hem siyasi hem ekonomik anlamda önemli olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, 14 Mayıs 1950'de tek parti döneminin kapandığını ve Demokrat Parti'nin milli iradeyle işbaşına geldiğini belirterek, "Adnan Menderes, Celal Bayar Demokrat Parti ile birlikte 10 yıl kesintisiz ülkeyi kalkındırdılar. Sadece kalkındırmakla yetinmediler, ülkeye özgürlük

(2)

getirdiler. Ezan-ı Muhammedi'yi aslına döndürdüler. Kuran okumak, Kuran öğretmek konusundaki yasakları kaldırdılar. Memlekette özgürlük havası esmeye başladı" dedi.

"Şimdi de emaneti Torosların çocuğu olarak alan benim"

Başbakan Davutoğlu, Cumhuriyet tarihinde 10 yıl kesintisiz hem özgürlüklerin arttığı hem ekonominin kalkındığı iki dönem bulunduğuna bildirdi. Davutoğlu, bunlardan birisinin Adnan Menderes

yönetiminde 1950'lerdeki Türkiye olduğunu söyledi. Diğerinin de 2002'den bugüne kadar partisinin kurucu Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı ile başlayan ve bugüne kadar gelen süreç olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Şimdi de emaneti Torosların çocuğu olarak, sizlerin temsilcisi olarak alan benim. Bendenizle devam edecek istikrar ve güven" diye konuştu.

Davutoğlu, o günden bugüne ülkede hep iki büyük akım olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biri özgürlükleri, milli değerleri, demokrasiyi savunan Demokrat Parti çizgisiyle bugüne kadar gelen AK Parti ile devam eden çizgi ve rahmetli Özal'la, rahmetli Menderes'le, Necmettin Erbakan hocamızla, Cumhurbaşkanımızla bugünlere kadar gelen çizgi. Bir de onun karşısındaki hep şer cephesi, ihtilal cephesi, darbe cephesi. Şimdi bugün Kenan Evren vefat etti diye bir anda CHP darbe karşıtı oldu.

Adnan Menderes'i idam sehpasına gönderen parti, hangi partiydi? CHP o zaman darbeyi destekledi.

Adnan Menderes idam sehpasına giderken, CHP, iktidar yolunu açmak için bunlara sessiz kaldı. Şimdi bugünlere gelip darbe karşıtlığı yapmak kolay. Darbe günlerinde neler yaptıklarına bakmak lazım. CHP 27 Mayıs'ta darbecilerle yanyana durdu. TBMM'de dönüp, CHP Genel Başkanı'na Mısır'daki darbeyi de kastederek 'siz her zaman darbelerin yanında oldunuz' dediğimde çıkıp alnı açık bir şekilde 'biz darbelere karşı durduk' diyemedi. Niye diyemedi biliyor musunuz? 27 Mayıs'ta destek verdiler, 28 Şubat'ta ikna odalarında bacılarımızın başörtüsüyle uğraşan rektör yardımcısını milletvekili yaptılar."

"CHP de HDP de aynı şeyi söylüyor"

Adnan Menderes'ın ülkede imam hatipleri yaygınlaştırdığını belirten Davutoğlu, "Şimdi getirdikleri projelerle imam hatipleri kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye'de dini özgürlükler Adnan Menderes ile birlikte en geniş anlamda ama zorlu mücadelelerle yaşanmaya başlandı" dedi.

Davutoğlu, şimdi CHP'nin de HDP'nin de aynı şeyi söylediğini ve "Diyanet'i kaldıralım" dediklerini belirtti.

Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Söyledikleri karşılığı olmayan vaatler dışında hiçbir projeleri yok bunların. Torosların yiğitleri dinimizle, imanımızla, milletimizle, vatanımızla uğraşanlara prim verir mi? Hadlerini bildirir mi? Hadlerini

bildirmek için gerektiğinde sandıklarda yeni bir tarih destanı yazar mı? İşte 7 Haziran'a giderken dikkat ediniz bütün bu darbe ve vesayet çetesi aynı cephede buluştular. Bakın CHP Genel Başkan danışmanı diyor ki 'HDP'nin barajı geçmesi için gerekirse onlara destek vereceğiz.' HDP, CHP ne derse aynısını söylüyor. 'Diyanet'i kaldıracağız' diyor, o da aynısını söylüyor. İmam hatiplerle uğraşıyor, onlar da. Bundan sonra bunların partisinin adı CHDP. Aynı kaptan su içiyorlar, aynı sözleri söylüyorlar.

Çünkü bunların birisi Türk Baası, birisi Kürt Baası, Esed zihniyeti var bunlarda, Esed zihniyeti."

Bugün çok önemli, tarihe kayıt düşecek bir açıklamanın daha geldiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün gazetelerde yayınlandı hani 27 Mayıs'ı, 28 Şubat'ı, 12 Eylül'ü, 27 Nisan'ı örnek alıp da 17, 25 Aralık'ta yargı üzerinden darbe yapmaya kalkan savcılar var ya bunlardan 4'ü meslekten ihraç edildi.

(3)

Çünkü bütün meseleleri savcılık yapmak, hukuk adamlığı yapmak değil, hükümete karşı komplo kurmaktı. Yazdıkları iddianamede bu paralelciler 'dönemin Başbakan'ı diyerek o zaman Sayın

Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, daha hüküm ortaya konmadan iddianame hazırladılar."

Başbakan Davutoğlu, Muğla mitinginde yaptığı konuşmada, HSYK tarafından görevden ihraç edilen savcılardan birinin, "Bu iktidarın sonu da Adnan Menderes'in sonu gibi olacak" dediğini aktararak, bu sözleri sarf edenlerin, AK Parti'yi tanımadığını kaydetti.

AK Parti'nin tehditlerden yılmayan, geri adım atmayan bir yapısı olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz bu yola gerektiğinde kefenimizle çıkmış, başımızı koymuşuz. Baş veririz ama baş eğer miyiz?

Darbecilere, vesayetçilere, paralelcilere yol verir miyiz? Bu kendini bilmez savcı kendisini Salim Başol zannediyor. Yassıada hakimi zannediyor. Aynı mantık. Diyor ki 'Adnan Menderes'in akıbeti onları bekliyor'. Eğer kaderde Adnan Menderes gibi bu millet için şehit olmak varsa canımız, başımız üstüne.

Muğla'dan İstiklal Harbi'nde en çok şehit veren ilimizden sesleniyorum, Kuvayımilliye diyarından sesleniyorum; eğer bu millet için şehadet alnımıza yazılmışsa, biz Hazreti Mevlana çocukları Şebiarus gibi, düğün gecesi gibi karşılarız."

"Bunlar yalnız değil, arkalarında uluslararası işbirlikçileri var"

Davutoğlu, içinde bulunduğumuz günleri bir imtihan zamanı olarak gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Savcı böyle diyor, bizi güya tehdit ediyor. O tehditlerin gereken cevabını veririz. Ama bakıyorsunuz Bahçeli diyor ki 'iktidara gelirsek o savcıları görevine iade edeceğiz". CHP'liler, HDP'liler diyor ki, bir çok milletvekili, 'bu savcıları göreve iade edeceğiz'. Tuzağı görüyor musunuz irfan sahibi, hikmet sahibi Muğlalılar? Eskiden bir paralel vardı, şimdi bir de üçgen var; CHP, HDP, MHP. Bunlar paralelle üçgeni birleştiriyorlar. Peki biz neyiz? Biz dümdüz istikamet üzerinde yürüyen sırat-ı müstakim yolcularıyız. Ama bunlar yalnız değil, arkalarında uluslararası işbirlikçileri var."

Türkiye'nin, Adnan Menderes'in iktidara geldiği 1950 yılından 1960'a kadar olan sürede ve son 10 yıl gibi çok hızlı büyüdüğünün altını çizen Davutoğlu, her yerin karayolları ile döşendiğini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, "Biz Adnan Menderes'in yaptığı yolları bölünmüş yol, otoyol haline getirdik.

Türkiye'deki en büyük üniversiteleri o kurdu, ODTÜ, İstanbul Teknik Üniversitesi. Biz de Türkiye'nin 81 iline üniversite kurduk. Biz iktidara geldiğimizde 73 üniversite vardı, şimdi 193" dedi.

"Tek parti döneminde çocuklarına evde Kur'an okutanlar karakola götürülürdü"

Muhalefetin konuştuğunu, AK Parti'nin ise icraat yaptığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Nasıl Menderes döneminde, Demokrat Parti döneminde tek parti zulmü bittiyse, 28 Şubat zulmünü de biz bitirdik. Tek parti döneminde çocuklarına evde Kur'an okutanlar karakola götürülürdü. Biz bu Toros Dağları'nda neler yaşandığını biliriz. Benim dedem de babama Kur'an okuttuğu için götürülmüştü.

Ama Demokrat Parti bu zulmü bitirdi. 28 Şubat'ta da aynı şekilde başörtülü kardeşlerimize zulmedildi.

Başı açık kardeşlerimiz eğer üniversitelerde başörtülülere yardım ettilerse, onlara zulmedildi. Bütün bu zulümleri kim bitirdi?"

"Demokrat Parti'ye kurulan tuzak neyse aynı tuzak AK Parti'ye kurulmaya çalışıldı"

Tek parti zulmünü Demokrat Parti'nin, 28 Şubat zulmünü ise AK Parti'nin bitirdiğini anlatan Davutoğlu,

"İşte bu zulümleri bitirdik, ülkede kalkınma hamlesi yaptık ya, Türkiye'ye serpildi ya, dev ayakları

(4)

üzerinde yükselmeye başladı ya, aynı 1950'lerde olduğu gibi, şimdi Demokrat Parti'ye kurulan tuzak neyse aynı tuzak AK Parti'ye kurulmaya çalışıldı. Aynı tuzak bize kuruluyor, kalkınan Türkiye'yi engellemek için" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan iki sene önce 14 Mayıs 2013'te Türkiye IMF'ye olan son taksitini, borcunu ödedi. Biz iktidarı aldığımızda Türkiye IMF önünde borç almak için bekliyordu. Türkiye'ye başbakanlar değil, Başbakan Yardımcısı olan Bahçeli değil, IMF memurları yön veriyordu. IMF'nin önünde bekleyen Türkiye'den IMF'ye borç veren güçlü ve muktedir Türkiye'ye kim getirdi?

14 Mayıs 2013'te IMF'ye borcumuzu ödemişiz, Türkiye ayakları üzerinde doğrulmuş, üçüncü köprünün, üçüncü havalimanının ihalelerini yapmışız, inşaatları başlıyor, Türkiye dünyada yükselen bir yıldız olarak yola devam ediyor. Yine faizler yüzde 5'e düşmüş, Türk ekonomisi altın çağını yaşıyor, Gezi provokasyonlarını başlattılar. Vandallar sokağa döküldü. Tuzağın esası şu; 2013'te başladılar ki 2015'te genel seçimlere kadar gidecek olan mahalli seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti'yi sendeletsinler, genel seçimlerde de darbe vursunlar. Bütün hesap buydu."

AK Parti'nin vandallara boyun eğmediğini, meydanı onlara bırakmadığına vurgu yapan Davutoğlu,

"Gezi'de bırakmadık, partimizin kapatılma davasında bırakmadık, ey yiğit Muğlalılar şimdi biz meydanları onlara bırakır mıyız? Bir daha, Demokrat Parti'de olduğu gibi, Türkiye'nin yükselişini durdurabilirler mi?" diye sordu.

"Hepsi toplanıp tek bir şeyi hedeflemek istiyorlar, AK Parti'yi zaafa düşürmek"

Davutoğlu, "Baktılar Gezi'de durduramadılar, arkasından 17-25 Aralık'la bu Pensilvanya çetesini devreye soktular. Bir tuzak daha kurdular. Şimdi her bir ayrı parti zannediyorsunuz ama Pensilvanya ve paralel çete 30 Mart öncesinde geldi ve dedi ki 'Nerede, AK Parti'nin karşısında hangi parti

güçlüyse onu destekleyin'. Görüyor musunuz tuzağı? Hepsi toplanıp tek bir şeyi hedeflemek istiyorlar, AK Parti'yi zaafa düşürüp Türkiye'nin yükselişini durdurmak" diye konuştu.

Türkiye'nin yükselişinin bütün tuzaklara karşın devam edeceğini ifade eden Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Artık Türkiye 1950'lerin, 60'ların Türkiyesi değil, hesap edemedikleri o. Her bir vatandaşı milli irade için oyunu, gücünü, gerekirse canını ortaya koyabilecek bilinçte, şuurda bir Türkiye var. Bunu bilmeliler. 30 Mart mahalli seçimlerinde bizi durduramadılar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde durduramadılar. Şimdi 7 Haziran'a doğru giderken Türkiye bir taraftan uluslararası ekonomik krize rağmen ülkeyi büyütürken, bütün engelleri birer birer aşarken, tekrar bu üçlü çete ve arkasındaki paralel çete devreye girdi. Dikkat edin, CHP, HDP ve paralelciler. Paralelin en önemli ismi gidiyor, Diyarbakır Belediye Başkanı ile kapalı kapılar ardında konuşuyor. Neyi konuşuyorlar biliyor musunuz?

'Ne yapıp edelim de Türkiye'yi kaosa sürükleyelim. Bir senaryo içinde, AK Parti iktidarına zarar vererek Türkiye'yi düşüşe geçirebilir miyiz?' Bütün meseleleri bu. Şöyle bir senaryo düşünün, hiçbir zaman olmayacak ama, düşünün ki bu üçü hükümet kurmaya kalktı Türkiye'de, Allah aşkına Türkiye'de herhangi bir huzur kalır mı?"

Muğla mitinginde konuşan Davutoğlu, Türkiye'yi Irak ve Suriye'ye benzetmek isteyen her partinin etnik ve mezhep ayrımcılığı yaparak bir kesime hitap ettiğini söyledi.

Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin bütününe hitap eden, Muğla'da yaptığı bu heyecanlı mitingi aynı coşkuyla Erzurum'da, Bitlis'te, Bingöl'de yapabilen parti hangi parti. 81 ilde miting yapabilen, halkla kucaklaşan parti hangi parti?" sorularına alandakiler, "AK Parti" diye cevap verdi.

(5)

CHP'nin Orta Anadolu ve Doğu Anadolu'da olmadığını, sadece sahillerden oy aldığını, MHP'nin ise sadece İç Anadolu'da olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Buralarda milliyetçilik dersi vermeye kalkan Bahçeli, Türkiye'nin yaklaşık üçte birinde neredeyse miting yapamıyor, bırakın miting yapmayı gidemiyor" diye konuştu.

HDP'nin batıda barıştan, demokrasiden bahsettiğini, doğuda 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi barajı aşamaması halinde sivil direnişle tehdit etmeye kalktığını belirten Davutoğlu, "Biz bu tehditlere boyun eğer miyiz? Türkiye'nin her yerinde bu al bayrağı dalgalandırır mıyız?" dedi.

Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin her yerinde al bayrağı dalgalandıran tek parti... Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde, milli birliği, Cumhuriyeti, değerlerimizi koruyan tek parti... Özgürlükleri koruyan tek parti..."

sözlerini alandakiler "AK Parti" diye tamamladı.

"Onlar Türkiye'yi namerde muhtaç etmişti"

Davutoğlu, 2002'de Türkiye'de esnafın kasa kırdığını, çiftçilere bütün desteklerin kesildiğini, iş adamlarının bir gecede yüzde 7 bin faiz ödediğini anlattı.

AK Parti'den önce Türkiye'nin kendi silahını yapamayan, hibe olarak tank, insansız hava aracı almaya çalıştığını dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"O Türkiye'den bugün kendi ATAK helikopterini yapan kudretli bir Türkiye doğdu. ATAK

helikopterlerimiz geçen hafta hizmete girdiler. İlk hizmetlerini de Başbakanlık uçağına sağında ve solunda eşlik ederek yaptılar. O kadar gurur duydum ki şehit Fethi beyi, şehit pilotlarımızı düşündüm ve orada milletim adına şükür secdesine gidecektim. İki kanadımızda yüzde 100 Türk yapımı ATAK helikopterleri uçtu. Tankı bir ülkeden alıyorduk, başka bir ülkeye tamire gönderiyorduk. Şimdi TSK'nın onurunu, şerefini yücelten ALTAY tankları hizmete giriyor. Aynı şekilde, inşallah 2023'te bu Toroslarda, bu Yörük Türkmen obalarının ufuklarında Türk yapımı milli savaş uçağımız uçacak. Onlar Türkiye'yi namerde muhtaç etmişti. Yerli savaş uçağını yapan kim? Milli helikopteri, insansız hava aracını, milli tankı, milli savaş gemisini yapan kim?"

"Çiftçilerimizin tek kuruşu gecikmedi"

Davutoğlu, Türkiye'nin yücelmesi, esnafın, çiftçinin, ülke genelinde çalışanların emeklerinin zayi olmaması için gece gündüz gayret sarfettiklerini vurguladı.

Tarımsal desteğin 2002 yılında 1,8 milyar lira olduğunu anımsatan Davutoğlu, geçen yıl 10 milyar lira verdiklerini, bu yılki 10 milyarlık destekten 6,4 milyarını ödediklerini kaydetti. Davutoğlu,

"Çiftçilerimizin tek kuruşu bir gün dahi gecikmedi, gecikmeyecek" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hollanda ile Konya'yı kıyaslamasını eleştiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu ezberlemiş, benzetmek istemem ama Türkiye'nin her yerinde papağan gibi aynı şeyleri tekrar ediyor. 'Hollanda'nın tarım ihracatı Konya'dan fazla' diyor. Halbuki orada dersini vermiştim, tekrar ediyorum. Biz iktidara geldiğimizde 22,3 milyar dolar olan tarımsal hasıla toplamı 61 milyar dolara çıktı. Hollanda'nın toplam üretimi 15 milyar dolar. Bir türlü öğrenemedi. Matematik bilmiyor.

Sadece Konya'nın toplam üretimi 10 milyar lira. İhracatta da zaten Hollanda 70 milyar dolar ithal ettiği için, aldığı ürünü paketleyip başka yere satıyor, kendi üretmiyor. Birisi bunun eline kağıt vermiş, tekrar edip duruyor. Siz bunlara bir matematik dersi verecek misiniz?"

Muğla'nın Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı, önemli bir turizm merkezi olduğuna dikkati

çeken Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiğinde 14 milyon olan turist sayısının 36 milyona yükseldiğini

(6)

belirtti. Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin turizm gelirinin de 12 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktığını kaydetti.

Türkiye'nin tarım hasılasında Avrupa'nın en büyük, turizmde dünyanın 6. büyük ülkesi olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Tarımda ve turizmde hamle üstüne hamle yaptık. Bu kategorilerde artık Türkiye dünya liginde. İnşallah 2023'e de Türkiye, dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasında girecek" diye konuştu.

Bir ülkenin şerefinin parasının değeriyle ölçüldüğünü ifade eden Davutoğlu'nun, "6 sıfırı kaldıran AK Parti'dir diyecek misiniz?" sorusuna, alanda toplananlar "Evet" karşılığını verdi.

Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiğinden bu yana vizesiz seyahat edilen ülke sayısının da 42'den 67'ye çıktığını söyledi.

Türkiye'nin bütün bu tuzakları aşıp 2023'te gerçek bir küresel güç olacağını vurgulayan Davutoğlu,

"Hem özgürlükleri koruyacağız, hem demokrasiyi koruyacağız, hem Adnan Menderes'in açtığı çığırda kim karşımıza çıkarsa çıksın 'milli irade' diyeceğiz, hem ekonomimizi dünyanın en rekabetçi en güçlü ekonomileri arasına sokacağız" dedi.

Muğla mitinginde konuşan Davutoğlu, Türkiye yükselirken Muğla'nın da bundan hak ettiği payı aldığını ve almaya devam edeceğini, Muğla'ya bazı müjdeler vereceğini ve yapılan hizmetleri paylaşacağını belirterek, iktidara geldiklerinde kentte 4 bin 500 olan dersliğin 6 bin 416'ya, 24 olan acil ambulans sayısının 68'e, 90 kilometre olan bölünmüş yolun 318 kilometreye çıktığını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, Muğla'nın bir turizm merkezi olduğunu hatırlatarak, iktidara geldiklerinde yetersiz olan terminal binalarını yenilediklerini ve yolcu sayısının arttığını, Muğla'nın havaalanları ve duble yollarıyla örnek teşkil ettiğini belirtti.

İktidara geldiklerinde Muğla'nın toplam ihracatının 40 milyon dolardan 343 milyon dolara yükseldiğini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Biz iktidara geldiğimizde Muğla'da organize sanayi bölgesi yoktu, doğalgaz yoktu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'ne 8 fakülte, 2 enstitü, 3 yüksekokul ve 25 araştırma enstitüsü açtık. Sağlıkta gerçek bir devrime imza attık. 14 sağlık ocağı, 5 devlet hastanesi, ilçelerde devlet hastaneleri açtık.

30 köprü ve viyadük, 5 adet bölünmüş yollarla bütünleşmiş projeleri hayata geçirdik. İnşallah 475 yatak kapasiteli hastaneyi en kısa zamanda açıyoruz. Son geldiğimde Muğla'da çifte minareli kampüs camisinin temelini atmıştık, şimdi Ramazan ayından önce inşallah açıyoruz. Muğla'ya bağlı ortaca ve Datça devlet hastanelerinin yapıyoruz. Bodrum, Milas, Fethiye ve merkezde gençlik ve spor

salonları yapıyoruz. Muğla'ya benim bir borcumdu, daha önce 2012 yılında Dışişleri Bakanı iken kongre için geldiğimiz kapalı spor salonunun yetersiz olduğunu gördüm, orada söz verdim 'yeni bir spor salonu Muğla'ya yapacağız' diye. Şimdi gururla söylüyorum, inşallah en geç Ağustos ayında 3 bin 500 kişilik spor salonu hizmete açılıyor. Ağız ve diş sağlığı merkezini açıyoruz. Ören ve Datça'da yat limanı açıyoruz, Dalaman'da yeni yat limanı projesi geliştiriyoruz. 8 adet gölet ve sulama projesini hayata geçiriyoruz. Sizin yakından takip etiğiniz Göcek-2 Tüneli bitiriliyor. Göcek-1 Tüneli,

yap-işlet-devret usulü olduğu için ücretli ama Dalaman ile Fethiye'yi birleştiren, Muğla ile Antalya arasında bağ kuran Göcek-2 Tüneli, Muğlalılara ücretsiz olacak inşallah."

''Yollar itibarıyla bütün ilçelere tek tek zikredeceğim ki Muğlalılar hiçbir ilçeyi ihmal etmediğimizi görsünler'' diye Muğlalılara seslenen Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Milas-Bodrum ayrımı Güllük yolu yapılıyor, Milas-Yatağan yolu yapılıyor. Milas-Yatağan ayrımı Turgut yolu yapılıyor. Akçaova-Yatağan ayrımı Kavaklıdere yolları yapılıyor. Muğla-Marmaris yolu acil çıkış

(7)

rampası yapılıyor. Özel bir müjde, bütün bürokratik engelleri aştık. Dalaman-Acıpayam yolu da

inşallah en kısa zamanda yapılacak, projelendirildi. Seydikemer-Burdur-Antalya bölünmüş yolu ihaleye çıkıyor. Muğla Üniversitesine dört müjdem daha var. Seydikemer'de Muğla Üniversitesine bağlı 4 yıllık uygulamalı bilimler yüksek okulu kuruyoruz. Fethiye'de işletme fakültesini açıyoruz, tarım ve yaşam bilimleri fakültesini inşallah en kısa sürede açacağız. Milas'ta veterinerlik, Menteşe'de sağlık bilimleri fakültelerini açıyoruz. Yatağan'da adalet sarayı... Ayrıca bir proje var ki doğrudan takip ettiğim bir proje... Muğla'da bir çok önemli yatırıma imza attı, binlerce ev yaptı. 850 konutluk yeni bir projeyle, eski Muğla evlerini bugüne taşıyacak yerel mimariyle yeni bir TOKİ projesi başlatıyoruz. Muğla mimarisinin güzelliğini gelecek nesillere aktaracağız."

"Bunların hiçbiri seçimi kazanacağına inanmıyor"

Davutoğlu, alanda asılı olan "hikmetle konuşan, nefretle konuşmayan Toroslar'ın oğlu" yazılı pankartı okuyarak, "Evet biz hikmetle konuşuruz. Herkesi güzel sözle bu yola çağırırız. Muğlalılar, 7 Haziran'a kadar kentteki bütün kardeşlerimizi, vatandaşlarımızı hikmetle, güzel sözle bizim kutlu yürüyüşümüze çağıracak mısınız? İster CHP'li, ister MHP'li, ister HDP'li olsun hepsine gidip, 'bırakın bu işbirlikçi çeteleri takip edenleri, milletin yoluna gelin' diyecek misiniz? 'Menderes'in bugünkü takipçilerinin peşinde yürüyün' diyecek misiniz? Şimdi tam bizim yörük obalarının göç vakti... Sahilden yaylalara doğru çıkıyoruz. 7 Haziran'a bir kutlu göç yapmaya var mısınız? Katar katar, kafile kafile Türkiye'nin demokrasi yaylasına çıkmaya var mısınız? Bir yörük şöleni yapmaya var mıyız? Bu kardeşinize, Torosların sizin gibi bu evladına Muğla'dan güzel bir hediye verecek musunuz? Hediyenin en güzeli Muğla'da birinci parti olmak ve yüzde 50'yi aşmaya var mıyız?" diye sordu.

Alandan "evet" yanıtını alan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"7 Haziran'da AK Parti seçimlerde birinci parti olmazsa ve seçimleri kaybederse, ben 7 Haziran gecesi saat 12 bile olmadan görevimi başka asil bir kardeşime devretmeye hazırım. Ama söylüyorum onlara;

12 seçim kaybetmiş Bahçeli'ye, 7 veya 8 seçim, referandum kaybetmiş Kılıçdaroğlu ve bir çok seçimlere kaybetmiş HDP ve Demirtaş'a soruyorum 'siz var mısınız?' onlara soruyorum, 'eğer seçimi kaybederseniz koltuklarınızı bırakır mısınız' diyorum, hiç cevap yok. Bir tek Demirtaş yarım ağız dedi ki 'eğer kaybedenin sorumlusu ben olduğum anlaşılırsa bırakabilirim.' Nasreddin Hoca'nın hikayesi gibi... Şöyle, şöyle, şöyle olursa belki...Bu ne demek biliyor musunuz, bunların hiçbiri seçimi kazanacağına inanmıyor, onun için bu meydan okumaya cevap veremiyorlar. Ama şöyle düşünüyorlar, 'ah bir kriz çıksa, AK Parti bu krizden, kaostan zayıflasa, bir takım tuzaklar kurulsa da fırsat bu fırsat deyip iktidara gelsek.' Siz bu tuzaklara fırsat verir misiniz? Tuzak kuranın tuzağını başına çarpar mısınız? Böyle bize adnan Menderes'in, şehit Başbakanımızın akıbetini gösterenlere, 'bu ülkede darbe, vesayet hiçbir şekilde olmayacak' diyecek misiniz? Paralelcilere 'maskelerinizi indirin, öyle meydana gelin' diyecek misiniz? Biz size ve Türkiye'ye güveniyoruz.''

''Biliyoruz ki 7 Haziran'da da siz emaneti bize vereceksiniz, hiç korkumuz, şüphemiz yok'' değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

''Biz millete, millet bize inanmış. Kılıçdaroğlu milleti kandırmak için 'bana 4 yıl verin yeter' diyor. Siz Recep Tayip Erdoğan'ı, şimdi beni dinliyorsunuz, biz hiç sizden 4 yıl, 4 gün, 4 saat istedik mi? 'Emaneti bize verin, hakkını veririz' dedik. İster 4 yıl, ister bizden sonra da devam edecek AK Parti liderleriyle 40 yıl, isterse 400 yıl... Biz zamana bağlı değiliz, biz millete bağlıyız, Allah'a bağlıyız. Bu, niye 4 yıl istiyor biliyor musunuz? Biz Hazineyi, kasayı tam takır almıştık, doldurduk. Sizin dualarınız bereketlendi doldurduk, alın terinizle vergi verdiniz doldurduk, bu gelecek müflis tüccar gibi kasayı boşaltıp. Bak yapıyor o hareketi, Muğlalı biliyor nasıl yaptığını. Bunun bir adı çarkçı diğer adı da SSK'da olduğu gibi karla aldığını zararla devredecek. 'Ben bir başarı hikayesiyim' deyip SSK'yı batıran bu adama, yola, gittiği sandığı, kaydolduğu kendi aday olduğu sandığı bulamayan bu genel müdüre ülkeyi teslim eder misiniz?"

(8)

Muğla'daki "vatanperver CHP'li kardeşlerine" seslenmek istediğini belirten Davutoğlu, "Siz ve biz Cumhuriyet'in yolcularıyız, çocuklarıyız. Cumhuriyet'i yüceltmek bizim görevimizdir. Kuvayımilliye ile Cumhuriyeti hakim kılmak bizim görevimizdir. O güzel, o müşfik cumhuriyetimizi kim kudretli kıldı?

Üzerinde Türkiye cumhuriyeti mührü olan pasaportu, Türk lirasını kim değerli kıldı? Cumhuriyetçilik, oturduğunuz yerden ideolojik birtakım sözler sarfetmek, slogan üretmek değildir. Cumhuriyetçilik, Cumhuriyeti yüceltmektir, Türkiye Cumhuriyeti'ni yüceltmektir. 2023'e giderken isteğimiz, MHP, CHP'ye gönül vermiş, oy vermiş vatandaşlarımıza bir muhasebe yapmalarıdır. Türkiye ve

Cumhuriyet'in geleceği ancak ve ancak güvenin, istikrarın, huzurun devamıyla olur. Perde gerisinden Pensilvanya ile dini istismar ederek dolaylı siyaset yapan çetelerle işbirliği yapan CHP, Cumhuriyet'i savunabilir mi? MHP, açık bir şekilde Türkiye'de 2002'de verilen emaneti tamamlamayıp 3- 3,5 yılda kaçıp giden Bahçeli'ye tekrar emanet verilir mi? Madem ki yapacağın hizmet vardı, niye bıraktın?"

diye konuştu.

Kendilerinin milleti hiç yalnız bırakmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Siz bize emaneti verdiniz. Bu emanete hakkıyla riayet ettiğimize Allah huzurunda şahit misiniz? Bu vatanın her santimetre karesine gidip milli birliği savunduk mu? Dünyanın her yerinde Albayrağa sığınanlara yardımcı olduk mu?

Albayrağı yücelttik mi? Şahit misiniz? 7 Haziran'da emaneti tekrar bize vermeye hazır mısınız?

Koalisyon heveslilerine, ülkeyi kaosa götürmek isteyenlere '90'lı yılları biliyoruz, sizin dönemleri, eski Türkiye'yi biliyoruz, size yol vermeyiz' diyecek misiniz? Kaos tuzakları kuranlara, tuzaklarını başlarına çalmaya hazır mısınız?" diye sordu.

Vatandaşlardan "evet" yanıtı alan Başbakan Davutoğlu, "Allah dilinize, yüreğinize güç versin. Allah yar ve yardımcımız olsun" diyerek konuşmasını tamamladı.

Mitingden notlar...

Milas-Bodrum Havalimanı'ndan Muğla'ya helikopterle gelen Davutoğlu, mitingin yapıldığı Eski Garaj Meydanı'na seçim otobüsüyle geçti. Davutoğlu'na, yol boyunca vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Konuşma yaptığı platforma eşi Sare Davutoğlu'yla çıkan Başbakan Davutoğlu,

Muğlalıları selamladı.

Miting alanının çevresine büyük Türk bayrağı ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun posterlerinin asıldığı görüldü.

Mitinge, AB Bakanı Volkan Bozkır, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, bazı AK Parti milletvekilleri adayları ile teşkilat yöneticileri katıldı.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşması mitinge katılan gençler tarafından sık sık "Muğla seninle gurur duyuyor" ve "AK Parti Muğla'da tek parti" sloganlarıyla kesildi.

Konuşmasının ardından, milletvekili adaylarıyla el ele tutuşan ve vatandaşlara karanfil atan Davutoğlu, yaklaşık 15 dakika partisinin adaylarıyla görüştü.

(9)

Türkiye 2023’te küresel güç olacak

Mayıs 14, 2015 - 5:54:00

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muğla Mitingi'ne katılarak konuşma yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Türkiye bütün bu tuzakları aşıp 2023'te gerçek bir küresel güç olacak'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muğla mitinginde yaptığı konuşmasına, Muğla ve ilçelerini selamlayarak başladı. Davutoğlu, Muğla'nın her zaman milletin yolunda gidenlerin

yanında olduğunu söyledi.

Muğla'nın hem bakanlığı döneminde geldiği hem de Başbakan olduktan sonra ilk ziyaret

gerçekleştirdiği illerden biri olduğunu belirten Davutoğlu, "Bakan olarak geldiğimde 'Ben Muğla'nın bakanıyım, bütün bu Toroslar'daki yiğitlerin, bacıların bakanıyım' demiştim. Şimdi Başbakan olarak söylüyorum, 'ben bütün illerimizde olduğu gibi Muğla'nın Başbakanıyım, Muğla'nın milletvekiliyim"

diye konuştu.

"7 Haziran'da Muğla'da destan yazıyor muyuz, Muğla'da AK Parti'yi birinci parti yapıp yüzde 50'yi aşıyor muyuz?" diye soran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Darbecilerin, vesayetçilerin, bütün tuzak kuranların işi bitecek inşallah. AK Parti Muğla'da tek parti inşallah. Aziz Muğlalılar, bu diyarı vatan yapanların çocukları, Menteşe Bey'in çocukları, Turgut Reis'in çocukları, Kuvayımilliye şehitlerinin çocukları. Menderes demokrasi davasında yola çıktığında bütün Ege gibi şehit Başbakanımızın arkasında duran Muğla. Bakın nereden geliyorum biliyor musunuz?

Yassıada'dan geliyorum. Menderes'in, şehit Başbakanımızın, şehit bakanlarımızın orada yargılandığı, hapse atıldığı, manen işkenceye tabi tutulup sonra da idam sehpasına götürüldüğü

Yassıada'dan geliyorum."

Bugün 14 Mayıs olduğunu anımsatan Davutoğlu, bu tarihin hem siyasi hem ekonomik anlamda önemli olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, 14 Mayıs 1950'de tek parti döneminin kapandığını ve Demokrat Parti'nin milli iradeyle işbaşına geldiğini belirterek, "Adnan Menderes, Celal Bayar Demokrat Parti ile birlikte 10 yıl kesintisiz ülkeyi kalkındırdılar. Sadece kalkındırmakla yetinmediler, ülkeye özgürlük

(10)

getirdiler. Ezan-ı Muhammedi'yi aslına döndürdüler. Kuran okumak, Kuran öğretmek konusundaki yasakları kaldırdılar. Memlekette özgürlük havası esmeye başladı" dedi.

"Şimdi de emaneti Torosların çocuğu olarak alan benim"

Başbakan Davutoğlu, Cumhuriyet tarihinde 10 yıl kesintisiz hem özgürlüklerin arttığı hem ekonominin kalkındığı iki dönem bulunduğuna bildirdi. Davutoğlu, bunlardan birisinin Adnan Menderes

yönetiminde 1950'lerdeki Türkiye olduğunu söyledi. Diğerinin de 2002'den bugüne kadar partisinin kurucu Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı ile başlayan ve bugüne kadar gelen süreç olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Şimdi de emaneti Torosların çocuğu olarak, sizlerin temsilcisi olarak alan benim. Bendenizle devam edecek istikrar ve güven" diye konuştu.

Davutoğlu, o günden bugüne ülkede hep iki büyük akım olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biri özgürlükleri, milli değerleri, demokrasiyi savunan Demokrat Parti çizgisiyle bugüne kadar gelen AK Parti ile devam eden çizgi ve rahmetli Özal'la, rahmetli Menderes'le, Necmettin Erbakan hocamızla, Cumhurbaşkanımızla bugünlere kadar gelen çizgi. Bir de onun karşısındaki hep şer cephesi, ihtilal cephesi, darbe cephesi. Şimdi bugün Kenan Evren vefat etti diye bir anda CHP darbe karşıtı oldu.

Adnan Menderes'i idam sehpasına gönderen parti, hangi partiydi? CHP o zaman darbeyi destekledi.

Adnan Menderes idam sehpasına giderken, CHP, iktidar yolunu açmak için bunlara sessiz kaldı. Şimdi bugünlere gelip darbe karşıtlığı yapmak kolay. Darbe günlerinde neler yaptıklarına bakmak lazım. CHP 27 Mayıs'ta darbecilerle yanyana durdu. TBMM'de dönüp, CHP Genel Başkanı'na Mısır'daki darbeyi de kastederek 'siz her zaman darbelerin yanında oldunuz' dediğimde çıkıp alnı açık bir şekilde 'biz darbelere karşı durduk' diyemedi. Niye diyemedi biliyor musunuz? 27 Mayıs'ta destek verdiler, 28 Şubat'ta ikna odalarında bacılarımızın başörtüsüyle uğraşan rektör yardımcısını milletvekili yaptılar."

"CHP de HDP de aynı şeyi söylüyor"

Adnan Menderes'ın ülkede imam hatipleri yaygınlaştırdığını belirten Davutoğlu, "Şimdi getirdikleri projelerle imam hatipleri kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye'de dini özgürlükler Adnan Menderes ile birlikte en geniş anlamda ama zorlu mücadelelerle yaşanmaya başlandı" dedi.

Davutoğlu, şimdi CHP'nin de HDP'nin de aynı şeyi söylediğini ve "Diyanet'i kaldıralım" dediklerini belirtti.

Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Söyledikleri karşılığı olmayan vaatler dışında hiçbir projeleri yok bunların. Torosların yiğitleri dinimizle, imanımızla, milletimizle, vatanımızla uğraşanlara prim verir mi? Hadlerini bildirir mi? Hadlerini

bildirmek için gerektiğinde sandıklarda yeni bir tarih destanı yazar mı? İşte 7 Haziran'a giderken dikkat ediniz bütün bu darbe ve vesayet çetesi aynı cephede buluştular. Bakın CHP Genel Başkan danışmanı diyor ki 'HDP'nin barajı geçmesi için gerekirse onlara destek vereceğiz.' HDP, CHP ne derse aynısını söylüyor. 'Diyanet'i kaldıracağız' diyor, o da aynısını söylüyor. İmam hatiplerle uğraşıyor, onlar da. Bundan sonra bunların partisinin adı CHDP. Aynı kaptan su içiyorlar, aynı sözleri söylüyorlar.

Çünkü bunların birisi Türk Baası, birisi Kürt Baası, Esed zihniyeti var bunlarda, Esed zihniyeti."

Bugün çok önemli, tarihe kayıt düşecek bir açıklamanın daha geldiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün gazetelerde yayınlandı hani 27 Mayıs'ı, 28 Şubat'ı, 12 Eylül'ü, 27 Nisan'ı örnek alıp da 17, 25 Aralık'ta yargı üzerinden darbe yapmaya kalkan savcılar var ya bunlardan 4'ü meslekten ihraç edildi.

(11)

Çünkü bütün meseleleri savcılık yapmak, hukuk adamlığı yapmak değil, hükümete karşı komplo kurmaktı. Yazdıkları iddianamede bu paralelciler 'dönemin Başbakan'ı diyerek o zaman Sayın

Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, daha hüküm ortaya konmadan iddianame hazırladılar."

Başbakan Davutoğlu, Muğla mitinginde yaptığı konuşmada, HSYK tarafından görevden ihraç edilen savcılardan birinin, "Bu iktidarın sonu da Adnan Menderes'in sonu gibi olacak" dediğini aktararak, bu sözleri sarf edenlerin, AK Parti'yi tanımadığını kaydetti.

AK Parti'nin tehditlerden yılmayan, geri adım atmayan bir yapısı olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz bu yola gerektiğinde kefenimizle çıkmış, başımızı koymuşuz. Baş veririz ama baş eğer miyiz?

Darbecilere, vesayetçilere, paralelcilere yol verir miyiz? Bu kendini bilmez savcı kendisini Salim Başol zannediyor. Yassıada hakimi zannediyor. Aynı mantık. Diyor ki 'Adnan Menderes'in akıbeti onları bekliyor'. Eğer kaderde Adnan Menderes gibi bu millet için şehit olmak varsa canımız, başımız üstüne.

Muğla'dan İstiklal Harbi'nde en çok şehit veren ilimizden sesleniyorum, Kuvayımilliye diyarından sesleniyorum; eğer bu millet için şehadet alnımıza yazılmışsa, biz Hazreti Mevlana çocukları Şebiarus gibi, düğün gecesi gibi karşılarız."

"Bunlar yalnız değil, arkalarında uluslararası işbirlikçileri var"

Davutoğlu, içinde bulunduğumuz günleri bir imtihan zamanı olarak gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Savcı böyle diyor, bizi güya tehdit ediyor. O tehditlerin gereken cevabını veririz. Ama bakıyorsunuz Bahçeli diyor ki 'iktidara gelirsek o savcıları görevine iade edeceğiz". CHP'liler, HDP'liler diyor ki, bir çok milletvekili, 'bu savcıları göreve iade edeceğiz'. Tuzağı görüyor musunuz irfan sahibi, hikmet sahibi Muğlalılar? Eskiden bir paralel vardı, şimdi bir de üçgen var; CHP, HDP, MHP. Bunlar paralelle üçgeni birleştiriyorlar. Peki biz neyiz? Biz dümdüz istikamet üzerinde yürüyen sırat-ı müstakim yolcularıyız. Ama bunlar yalnız değil, arkalarında uluslararası işbirlikçileri var."

Türkiye'nin, Adnan Menderes'in iktidara geldiği 1950 yılından 1960'a kadar olan sürede ve son 10 yıl gibi çok hızlı büyüdüğünün altını çizen Davutoğlu, her yerin karayolları ile döşendiğini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, "Biz Adnan Menderes'in yaptığı yolları bölünmüş yol, otoyol haline getirdik.

Türkiye'deki en büyük üniversiteleri o kurdu, ODTÜ, İstanbul Teknik Üniversitesi. Biz de Türkiye'nin 81 iline üniversite kurduk. Biz iktidara geldiğimizde 73 üniversite vardı, şimdi 193" dedi.

"Tek parti döneminde çocuklarına evde Kur'an okutanlar karakola götürülürdü"

Muhalefetin konuştuğunu, AK Parti'nin ise icraat yaptığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Nasıl Menderes döneminde, Demokrat Parti döneminde tek parti zulmü bittiyse, 28 Şubat zulmünü de biz bitirdik. Tek parti döneminde çocuklarına evde Kur'an okutanlar karakola götürülürdü. Biz bu Toros Dağları'nda neler yaşandığını biliriz. Benim dedem de babama Kur'an okuttuğu için götürülmüştü.

Ama Demokrat Parti bu zulmü bitirdi. 28 Şubat'ta da aynı şekilde başörtülü kardeşlerimize zulmedildi.

Başı açık kardeşlerimiz eğer üniversitelerde başörtülülere yardım ettilerse, onlara zulmedildi. Bütün bu zulümleri kim bitirdi?"

"Demokrat Parti'ye kurulan tuzak neyse aynı tuzak AK Parti'ye kurulmaya çalışıldı"

Tek parti zulmünü Demokrat Parti'nin, 28 Şubat zulmünü ise AK Parti'nin bitirdiğini anlatan Davutoğlu,

"İşte bu zulümleri bitirdik, ülkede kalkınma hamlesi yaptık ya, Türkiye'ye serpildi ya, dev ayakları

(12)

üzerinde yükselmeye başladı ya, aynı 1950'lerde olduğu gibi, şimdi Demokrat Parti'ye kurulan tuzak neyse aynı tuzak AK Parti'ye kurulmaya çalışıldı. Aynı tuzak bize kuruluyor, kalkınan Türkiye'yi engellemek için" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan iki sene önce 14 Mayıs 2013'te Türkiye IMF'ye olan son taksitini, borcunu ödedi. Biz iktidarı aldığımızda Türkiye IMF önünde borç almak için bekliyordu. Türkiye'ye başbakanlar değil, Başbakan Yardımcısı olan Bahçeli değil, IMF memurları yön veriyordu. IMF'nin önünde bekleyen Türkiye'den IMF'ye borç veren güçlü ve muktedir Türkiye'ye kim getirdi?

14 Mayıs 2013'te IMF'ye borcumuzu ödemişiz, Türkiye ayakları üzerinde doğrulmuş, üçüncü köprünün, üçüncü havalimanının ihalelerini yapmışız, inşaatları başlıyor, Türkiye dünyada yükselen bir yıldız olarak yola devam ediyor. Yine faizler yüzde 5'e düşmüş, Türk ekonomisi altın çağını yaşıyor, Gezi provokasyonlarını başlattılar. Vandallar sokağa döküldü. Tuzağın esası şu; 2013'te başladılar ki 2015'te genel seçimlere kadar gidecek olan mahalli seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti'yi sendeletsinler, genel seçimlerde de darbe vursunlar. Bütün hesap buydu."

AK Parti'nin vandallara boyun eğmediğini, meydanı onlara bırakmadığına vurgu yapan Davutoğlu,

"Gezi'de bırakmadık, partimizin kapatılma davasında bırakmadık, ey yiğit Muğlalılar şimdi biz meydanları onlara bırakır mıyız? Bir daha, Demokrat Parti'de olduğu gibi, Türkiye'nin yükselişini durdurabilirler mi?" diye sordu.

"Hepsi toplanıp tek bir şeyi hedeflemek istiyorlar, AK Parti'yi zaafa düşürmek"

Davutoğlu, "Baktılar Gezi'de durduramadılar, arkasından 17-25 Aralık'la bu Pensilvanya çetesini devreye soktular. Bir tuzak daha kurdular. Şimdi her bir ayrı parti zannediyorsunuz ama Pensilvanya ve paralel çete 30 Mart öncesinde geldi ve dedi ki 'Nerede, AK Parti'nin karşısında hangi parti

güçlüyse onu destekleyin'. Görüyor musunuz tuzağı? Hepsi toplanıp tek bir şeyi hedeflemek istiyorlar, AK Parti'yi zaafa düşürüp Türkiye'nin yükselişini durdurmak" diye konuştu.

Türkiye'nin yükselişinin bütün tuzaklara karşın devam edeceğini ifade eden Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Artık Türkiye 1950'lerin, 60'ların Türkiyesi değil, hesap edemedikleri o. Her bir vatandaşı milli irade için oyunu, gücünü, gerekirse canını ortaya koyabilecek bilinçte, şuurda bir Türkiye var. Bunu bilmeliler. 30 Mart mahalli seçimlerinde bizi durduramadılar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde durduramadılar. Şimdi 7 Haziran'a doğru giderken Türkiye bir taraftan uluslararası ekonomik krize rağmen ülkeyi büyütürken, bütün engelleri birer birer aşarken, tekrar bu üçlü çete ve arkasındaki paralel çete devreye girdi. Dikkat edin, CHP, HDP ve paralelciler. Paralelin en önemli ismi gidiyor, Diyarbakır Belediye Başkanı ile kapalı kapılar ardında konuşuyor. Neyi konuşuyorlar biliyor musunuz?

'Ne yapıp edelim de Türkiye'yi kaosa sürükleyelim. Bir senaryo içinde, AK Parti iktidarına zarar vererek Türkiye'yi düşüşe geçirebilir miyiz?' Bütün meseleleri bu. Şöyle bir senaryo düşünün, hiçbir zaman olmayacak ama, düşünün ki bu üçü hükümet kurmaya kalktı Türkiye'de, Allah aşkına Türkiye'de herhangi bir huzur kalır mı?"

Muğla mitinginde konuşan Davutoğlu, Türkiye'yi Irak ve Suriye'ye benzetmek isteyen her partinin etnik ve mezhep ayrımcılığı yaparak bir kesime hitap ettiğini söyledi.

Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin bütününe hitap eden, Muğla'da yaptığı bu heyecanlı mitingi aynı coşkuyla Erzurum'da, Bitlis'te, Bingöl'de yapabilen parti hangi parti. 81 ilde miting yapabilen, halkla kucaklaşan parti hangi parti?" sorularına alandakiler, "AK Parti" diye cevap verdi.

(13)

CHP'nin Orta Anadolu ve Doğu Anadolu'da olmadığını, sadece sahillerden oy aldığını, MHP'nin ise sadece İç Anadolu'da olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Buralarda milliyetçilik dersi vermeye kalkan Bahçeli, Türkiye'nin yaklaşık üçte birinde neredeyse miting yapamıyor, bırakın miting yapmayı gidemiyor" diye konuştu.

HDP'nin batıda barıştan, demokrasiden bahsettiğini, doğuda 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi barajı aşamaması halinde sivil direnişle tehdit etmeye kalktığını belirten Davutoğlu, "Biz bu tehditlere boyun eğer miyiz? Türkiye'nin her yerinde bu al bayrağı dalgalandırır mıyız?" dedi.

Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin her yerinde al bayrağı dalgalandıran tek parti... Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde, milli birliği, Cumhuriyeti, değerlerimizi koruyan tek parti... Özgürlükleri koruyan tek parti..."

sözlerini alandakiler "AK Parti" diye tamamladı.

"Onlar Türkiye'yi namerde muhtaç etmişti"

Davutoğlu, 2002'de Türkiye'de esnafın kasa kırdığını, çiftçilere bütün desteklerin kesildiğini, iş adamlarının bir gecede yüzde 7 bin faiz ödediğini anlattı.

AK Parti'den önce Türkiye'nin kendi silahını yapamayan, hibe olarak tank, insansız hava aracı almaya çalıştığını dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"O Türkiye'den bugün kendi ATAK helikopterini yapan kudretli bir Türkiye doğdu. ATAK

helikopterlerimiz geçen hafta hizmete girdiler. İlk hizmetlerini de Başbakanlık uçağına sağında ve solunda eşlik ederek yaptılar. O kadar gurur duydum ki şehit Fethi beyi, şehit pilotlarımızı düşündüm ve orada milletim adına şükür secdesine gidecektim. İki kanadımızda yüzde 100 Türk yapımı ATAK helikopterleri uçtu. Tankı bir ülkeden alıyorduk, başka bir ülkeye tamire gönderiyorduk. Şimdi TSK'nın onurunu, şerefini yücelten ALTAY tankları hizmete giriyor. Aynı şekilde, inşallah 2023'te bu Toroslarda, bu Yörük Türkmen obalarının ufuklarında Türk yapımı milli savaş uçağımız uçacak. Onlar Türkiye'yi namerde muhtaç etmişti. Yerli savaş uçağını yapan kim? Milli helikopteri, insansız hava aracını, milli tankı, milli savaş gemisini yapan kim?"

"Çiftçilerimizin tek kuruşu gecikmedi"

Davutoğlu, Türkiye'nin yücelmesi, esnafın, çiftçinin, ülke genelinde çalışanların emeklerinin zayi olmaması için gece gündüz gayret sarfettiklerini vurguladı.

Tarımsal desteğin 2002 yılında 1,8 milyar lira olduğunu anımsatan Davutoğlu, geçen yıl 10 milyar lira verdiklerini, bu yılki 10 milyarlık destekten 6,4 milyarını ödediklerini kaydetti. Davutoğlu,

"Çiftçilerimizin tek kuruşu bir gün dahi gecikmedi, gecikmeyecek" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hollanda ile Konya'yı kıyaslamasını eleştiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu ezberlemiş, benzetmek istemem ama Türkiye'nin her yerinde papağan gibi aynı şeyleri tekrar ediyor. 'Hollanda'nın tarım ihracatı Konya'dan fazla' diyor. Halbuki orada dersini vermiştim, tekrar ediyorum. Biz iktidara geldiğimizde 22,3 milyar dolar olan tarımsal hasıla toplamı 61 milyar dolara çıktı. Hollanda'nın toplam üretimi 15 milyar dolar. Bir türlü öğrenemedi. Matematik bilmiyor.

Sadece Konya'nın toplam üretimi 10 milyar lira. İhracatta da zaten Hollanda 70 milyar dolar ithal ettiği için, aldığı ürünü paketleyip başka yere satıyor, kendi üretmiyor. Birisi bunun eline kağıt vermiş, tekrar edip duruyor. Siz bunlara bir matematik dersi verecek misiniz?"

Muğla'nın Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı, önemli bir turizm merkezi olduğuna dikkati

çeken Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiğinde 14 milyon olan turist sayısının 36 milyona yükseldiğini

(14)

belirtti. Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin turizm gelirinin de 12 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktığını kaydetti.

Türkiye'nin tarım hasılasında Avrupa'nın en büyük, turizmde dünyanın 6. büyük ülkesi olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Tarımda ve turizmde hamle üstüne hamle yaptık. Bu kategorilerde artık Türkiye dünya liginde. İnşallah 2023'e de Türkiye, dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasında girecek" diye konuştu.

Bir ülkenin şerefinin parasının değeriyle ölçüldüğünü ifade eden Davutoğlu'nun, "6 sıfırı kaldıran AK Parti'dir diyecek misiniz?" sorusuna, alanda toplananlar "Evet" karşılığını verdi.

Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiğinden bu yana vizesiz seyahat edilen ülke sayısının da 42'den 67'ye çıktığını söyledi.

Türkiye'nin bütün bu tuzakları aşıp 2023'te gerçek bir küresel güç olacağını vurgulayan Davutoğlu,

"Hem özgürlükleri koruyacağız, hem demokrasiyi koruyacağız, hem Adnan Menderes'in açtığı çığırda kim karşımıza çıkarsa çıksın 'milli irade' diyeceğiz, hem ekonomimizi dünyanın en rekabetçi en güçlü ekonomileri arasına sokacağız" dedi.

Muğla mitinginde konuşan Davutoğlu, Türkiye yükselirken Muğla'nın da bundan hak ettiği payı aldığını ve almaya devam edeceğini, Muğla'ya bazı müjdeler vereceğini ve yapılan hizmetleri paylaşacağını belirterek, iktidara geldiklerinde kentte 4 bin 500 olan dersliğin 6 bin 416'ya, 24 olan acil ambulans sayısının 68'e, 90 kilometre olan bölünmüş yolun 318 kilometreye çıktığını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, Muğla'nın bir turizm merkezi olduğunu hatırlatarak, iktidara geldiklerinde yetersiz olan terminal binalarını yenilediklerini ve yolcu sayısının arttığını, Muğla'nın havaalanları ve duble yollarıyla örnek teşkil ettiğini belirtti.

İktidara geldiklerinde Muğla'nın toplam ihracatının 40 milyon dolardan 343 milyon dolara yükseldiğini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Biz iktidara geldiğimizde Muğla'da organize sanayi bölgesi yoktu, doğalgaz yoktu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'ne 8 fakülte, 2 enstitü, 3 yüksekokul ve 25 araştırma enstitüsü açtık. Sağlıkta gerçek bir devrime imza attık. 14 sağlık ocağı, 5 devlet hastanesi, ilçelerde devlet hastaneleri açtık.

30 köprü ve viyadük, 5 adet bölünmüş yollarla bütünleşmiş projeleri hayata geçirdik. İnşallah 475 yatak kapasiteli hastaneyi en kısa zamanda açıyoruz. Son geldiğimde Muğla'da çifte minareli kampüs camisinin temelini atmıştık, şimdi Ramazan ayından önce inşallah açıyoruz. Muğla'ya bağlı ortaca ve Datça devlet hastanelerinin yapıyoruz. Bodrum, Milas, Fethiye ve merkezde gençlik ve spor

salonları yapıyoruz. Muğla'ya benim bir borcumdu, daha önce 2012 yılında Dışişleri Bakanı iken kongre için geldiğimiz kapalı spor salonunun yetersiz olduğunu gördüm, orada söz verdim 'yeni bir spor salonu Muğla'ya yapacağız' diye. Şimdi gururla söylüyorum, inşallah en geç Ağustos ayında 3 bin 500 kişilik spor salonu hizmete açılıyor. Ağız ve diş sağlığı merkezini açıyoruz. Ören ve Datça'da yat limanı açıyoruz, Dalaman'da yeni yat limanı projesi geliştiriyoruz. 8 adet gölet ve sulama projesini hayata geçiriyoruz. Sizin yakından takip etiğiniz Göcek-2 Tüneli bitiriliyor. Göcek-1 Tüneli,

yap-işlet-devret usulü olduğu için ücretli ama Dalaman ile Fethiye'yi birleştiren, Muğla ile Antalya arasında bağ kuran Göcek-2 Tüneli, Muğlalılara ücretsiz olacak inşallah."

''Yollar itibarıyla bütün ilçelere tek tek zikredeceğim ki Muğlalılar hiçbir ilçeyi ihmal etmediğimizi görsünler'' diye Muğlalılara seslenen Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Milas-Bodrum ayrımı Güllük yolu yapılıyor, Milas-Yatağan yolu yapılıyor. Milas-Yatağan ayrımı Turgut yolu yapılıyor. Akçaova-Yatağan ayrımı Kavaklıdere yolları yapılıyor. Muğla-Marmaris yolu acil çıkış

(15)

rampası yapılıyor. Özel bir müjde, bütün bürokratik engelleri aştık. Dalaman-Acıpayam yolu da

inşallah en kısa zamanda yapılacak, projelendirildi. Seydikemer-Burdur-Antalya bölünmüş yolu ihaleye çıkıyor. Muğla Üniversitesine dört müjdem daha var. Seydikemer'de Muğla Üniversitesine bağlı 4 yıllık uygulamalı bilimler yüksek okulu kuruyoruz. Fethiye'de işletme fakültesini açıyoruz, tarım ve yaşam bilimleri fakültesini inşallah en kısa sürede açacağız. Milas'ta veterinerlik, Menteşe'de sağlık bilimleri fakültelerini açıyoruz. Yatağan'da adalet sarayı... Ayrıca bir proje var ki doğrudan takip ettiğim bir proje... Muğla'da bir çok önemli yatırıma imza attı, binlerce ev yaptı. 850 konutluk yeni bir projeyle, eski Muğla evlerini bugüne taşıyacak yerel mimariyle yeni bir TOKİ projesi başlatıyoruz. Muğla mimarisinin güzelliğini gelecek nesillere aktaracağız."

"Bunların hiçbiri seçimi kazanacağına inanmıyor"

Davutoğlu, alanda asılı olan "hikmetle konuşan, nefretle konuşmayan Toroslar'ın oğlu" yazılı pankartı okuyarak, "Evet biz hikmetle konuşuruz. Herkesi güzel sözle bu yola çağırırız. Muğlalılar, 7 Haziran'a kadar kentteki bütün kardeşlerimizi, vatandaşlarımızı hikmetle, güzel sözle bizim kutlu yürüyüşümüze çağıracak mısınız? İster CHP'li, ister MHP'li, ister HDP'li olsun hepsine gidip, 'bırakın bu işbirlikçi çeteleri takip edenleri, milletin yoluna gelin' diyecek misiniz? 'Menderes'in bugünkü takipçilerinin peşinde yürüyün' diyecek misiniz? Şimdi tam bizim yörük obalarının göç vakti... Sahilden yaylalara doğru çıkıyoruz. 7 Haziran'a bir kutlu göç yapmaya var mısınız? Katar katar, kafile kafile Türkiye'nin demokrasi yaylasına çıkmaya var mısınız? Bir yörük şöleni yapmaya var mıyız? Bu kardeşinize, Torosların sizin gibi bu evladına Muğla'dan güzel bir hediye verecek musunuz? Hediyenin en güzeli Muğla'da birinci parti olmak ve yüzde 50'yi aşmaya var mıyız?" diye sordu.

Alandan "evet" yanıtını alan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"7 Haziran'da AK Parti seçimlerde birinci parti olmazsa ve seçimleri kaybederse, ben 7 Haziran gecesi saat 12 bile olmadan görevimi başka asil bir kardeşime devretmeye hazırım. Ama söylüyorum onlara;

12 seçim kaybetmiş Bahçeli'ye, 7 veya 8 seçim, referandum kaybetmiş Kılıçdaroğlu ve bir çok seçimlere kaybetmiş HDP ve Demirtaş'a soruyorum 'siz var mısınız?' onlara soruyorum, 'eğer seçimi kaybederseniz koltuklarınızı bırakır mısınız' diyorum, hiç cevap yok. Bir tek Demirtaş yarım ağız dedi ki 'eğer kaybedenin sorumlusu ben olduğum anlaşılırsa bırakabilirim.' Nasreddin Hoca'nın hikayesi gibi... Şöyle, şöyle, şöyle olursa belki...Bu ne demek biliyor musunuz, bunların hiçbiri seçimi kazanacağına inanmıyor, onun için bu meydan okumaya cevap veremiyorlar. Ama şöyle düşünüyorlar, 'ah bir kriz çıksa, AK Parti bu krizden, kaostan zayıflasa, bir takım tuzaklar kurulsa da fırsat bu fırsat deyip iktidara gelsek.' Siz bu tuzaklara fırsat verir misiniz? Tuzak kuranın tuzağını başına çarpar mısınız? Böyle bize adnan Menderes'in, şehit Başbakanımızın akıbetini gösterenlere, 'bu ülkede darbe, vesayet hiçbir şekilde olmayacak' diyecek misiniz? Paralelcilere 'maskelerinizi indirin, öyle meydana gelin' diyecek misiniz? Biz size ve Türkiye'ye güveniyoruz.''

''Biliyoruz ki 7 Haziran'da da siz emaneti bize vereceksiniz, hiç korkumuz, şüphemiz yok'' değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

''Biz millete, millet bize inanmış. Kılıçdaroğlu milleti kandırmak için 'bana 4 yıl verin yeter' diyor. Siz Recep Tayip Erdoğan'ı, şimdi beni dinliyorsunuz, biz hiç sizden 4 yıl, 4 gün, 4 saat istedik mi? 'Emaneti bize verin, hakkını veririz' dedik. İster 4 yıl, ister bizden sonra da devam edecek AK Parti liderleriyle 40 yıl, isterse 400 yıl... Biz zamana bağlı değiliz, biz millete bağlıyız, Allah'a bağlıyız. Bu, niye 4 yıl istiyor biliyor musunuz? Biz Hazineyi, kasayı tam takır almıştık, doldurduk. Sizin dualarınız bereketlendi doldurduk, alın terinizle vergi verdiniz doldurduk, bu gelecek müflis tüccar gibi kasayı boşaltıp. Bak yapıyor o hareketi, Muğlalı biliyor nasıl yaptığını. Bunun bir adı çarkçı diğer adı da SSK'da olduğu gibi karla aldığını zararla devredecek. 'Ben bir başarı hikayesiyim' deyip SSK'yı batıran bu adama, yola, gittiği sandığı, kaydolduğu kendi aday olduğu sandığı bulamayan bu genel müdüre ülkeyi teslim eder misiniz?"

(16)

Muğla'daki "vatanperver CHP'li kardeşlerine" seslenmek istediğini belirten Davutoğlu, "Siz ve biz Cumhuriyet'in yolcularıyız, çocuklarıyız. Cumhuriyet'i yüceltmek bizim görevimizdir. Kuvayımilliye ile Cumhuriyeti hakim kılmak bizim görevimizdir. O güzel, o müşfik cumhuriyetimizi kim kudretli kıldı?

Üzerinde Türkiye cumhuriyeti mührü olan pasaportu, Türk lirasını kim değerli kıldı? Cumhuriyetçilik, oturduğunuz yerden ideolojik birtakım sözler sarfetmek, slogan üretmek değildir. Cumhuriyetçilik, Cumhuriyeti yüceltmektir, Türkiye Cumhuriyeti'ni yüceltmektir. 2023'e giderken isteğimiz, MHP, CHP'ye gönül vermiş, oy vermiş vatandaşlarımıza bir muhasebe yapmalarıdır. Türkiye ve

Cumhuriyet'in geleceği ancak ve ancak güvenin, istikrarın, huzurun devamıyla olur. Perde gerisinden Pensilvanya ile dini istismar ederek dolaylı siyaset yapan çetelerle işbirliği yapan CHP, Cumhuriyet'i savunabilir mi? MHP, açık bir şekilde Türkiye'de 2002'de verilen emaneti tamamlamayıp 3- 3,5 yılda kaçıp giden Bahçeli'ye tekrar emanet verilir mi? Madem ki yapacağın hizmet vardı, niye bıraktın?"

diye konuştu.

Kendilerinin milleti hiç yalnız bırakmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Siz bize emaneti verdiniz. Bu emanete hakkıyla riayet ettiğimize Allah huzurunda şahit misiniz? Bu vatanın her santimetre karesine gidip milli birliği savunduk mu? Dünyanın her yerinde Albayrağa sığınanlara yardımcı olduk mu?

Albayrağı yücelttik mi? Şahit misiniz? 7 Haziran'da emaneti tekrar bize vermeye hazır mısınız?

Koalisyon heveslilerine, ülkeyi kaosa götürmek isteyenlere '90'lı yılları biliyoruz, sizin dönemleri, eski Türkiye'yi biliyoruz, size yol vermeyiz' diyecek misiniz? Kaos tuzakları kuranlara, tuzaklarını başlarına çalmaya hazır mısınız?" diye sordu.

Vatandaşlardan "evet" yanıtı alan Başbakan Davutoğlu, "Allah dilinize, yüreğinize güç versin. Allah yar ve yardımcımız olsun" diyerek konuşmasını tamamladı.

Mitingden notlar...

Milas-Bodrum Havalimanı'ndan Muğla'ya helikopterle gelen Davutoğlu, mitingin yapıldığı Eski Garaj Meydanı'na seçim otobüsüyle geçti. Davutoğlu'na, yol boyunca vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Konuşma yaptığı platforma eşi Sare Davutoğlu'yla çıkan Başbakan Davutoğlu,

Muğlalıları selamladı.

Miting alanının çevresine büyük Türk bayrağı ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun posterlerinin asıldığı görüldü.

Mitinge, AB Bakanı Volkan Bozkır, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, bazı AK Parti milletvekilleri adayları ile teşkilat yöneticileri katıldı.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşması mitinge katılan gençler tarafından sık sık "Muğla seninle gurur duyuyor" ve "AK Parti Muğla'da tek parti" sloganlarıyla kesildi.

Konuşmasının ardından, milletvekili adaylarıyla el ele tutuşan ve vatandaşlara karanfil atan Davutoğlu, yaklaşık 15 dakika partisinin adaylarıyla görüştü.

Referanslar

Benzer Belgeler

Muğla Tarım ve Or- man İl Müdürlüğü, Koordi- nasyon ve Tarımsal Veriler Şubesi tarafından koordine edilen kadın çiftçi çalışma- larında her geçen yıl farklı

lı, Muğla’daki antik kentlerin önemine vurgu yaparak, bu protokol ile Muğla İl Kültür Turizm Mü- dürlüğünün ilgilen- diği antik kentlerin diğer kurumlarla

Türkiye Kış Şampiyonası Katılım Barajını Geçti DAMLA KAYA 98 Denizli Pev Kolej Spor Kulübü 1:32.81 DENİZ CAN 98 Kulaç Yüzme Ihtisas Spor Kulübü 1:33.56 DİLA DARICI 98

Borlu bileşikler ve çeşitli su itici maddelerle muamele edilen cennet odununda emprenye sonrası elde edilen tam kuru özgül ağırlık değerleri Çizelge 3*de verilmiştir..

Her şeyden önce her ikimizde ve Türkiye ve Avrupa Birliği olarak da bu meselenin Türkiye’yle Avrupa Birliği’nin sorumluluğunda gelişmemiş, ama Türkiye-Avrupa

Bu kapsamda 16 Temmuz Salı günü FTSO Hizmet Binası Meğri Salonunda Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu tarafından odamıza 100 yılda 100 kadın

13 10.12.2018 Stratejik Plan Hazrlk ÇalƔmalar kapsamnda 2021Ͳ2025 dönemi

Beden eğitimi ve spor, fiziksel ve zihinsel sağlığın teminatıdır ve sadece fiziki güçle yapılan bir etkinlik değildir. Etik kurallara bağlı kalarak aklın ve