Tiirk Kareliyol Dem Arş 2000; 28: 329
Editöre Mektup Akut Miyokard
İnfarktüsünde Stent Seçimi
Nasıl Olmalı?
TKD Arşivinin Ocak 2000 sayısındaki Dr. Vedat Ko- ca ve arkadaşlarınca yazılan "Akut Miyokard infark- tüsünde Primer Stent Uygulamasının Hastane İçi So-
nuçları" (TDK 2000; 28: 101-105) başlıklı makalede,
hastaların hastanedeki yarış döneminde oluşan reok- lüzyon, reinfarktüs, iskemi tekran ve mortalitenin
azalması ile ilgili bilgiler artmaması bakımından de-
ğerlidir. Ancak, akut miyokard infarktüsü'nde (AMI)
kullanılacak stent seçimi ile ilgili değerlendirmelerde açıklık getirme ve bazı katkılarda bulunmamızın uy- gun olacağını düşündük.
Birçok randomize, kontrollü yapılan çalışmalarda,
AMI'nün tedavisinde perkütan translüminal koroner anjiyoplasti (PTKA) sonuçlarının trombolitik ajania- ra göre k1sa süreli sonuçlarının daha iyi olduğu bildi-
rilmiştir. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, AMI'nde PTKA uygulamasında trombolitik tedaviye göre hastane mortalitesini %44 azalttığı gösterilmiş
tir. Ancak uzun süreli takiplerde (6 ay) restenez oranı
%50'Iere varmakta, bunların %I 0-1 5'inde ise total oklüzyon oluşturmaktadır (I). O nedenle, yeni revas- külarizasyon (stent) işlemlerine gerek duyulmuştur.
İnfarktüslü artere stent uygulamasının PTKA'ya göre,
kısa ve uzun süreli (2) etkilerinin iyi olduğu gösteril-
miştir. Primer PTKA uygulanan ve suboptimal sonuç
alınan olgularda stent işlemi uygulanmaktadır. Ancak seçilen stent dizaynının kısa ya da uzun süreli sonuç- lar üzerine etkisinin de önemli olduğu bilinmelidir.
Özellikle, seçilen stentin radial force'nun iyi ve stent
yerleştirildiğinde plak prolapsusunun olmaması gere- kir (3). Suboptiınal PTKA sonrası coil dizayıılı stent
kullanılacak olursa, metal arter oranının düşük olma-
sı nedeniyle (örneğin victory stentte bu oran %7,5- 9,5) tubuler dizayıılı stent'e göre plak prolapsusu (3) ve subakut trombüs riski daha yüksek görülmektedir
(4). Yapılan diğer bir çalışmada, tü bu ler stent uygula-
ması ile (Palmaz-Schatz), coil stent'e (Gianturko-Ro- ubin, Wictor) göre işlem sonrası daha büyük lümen açıklığının sağlandığı gösterilmiştir (5). Stent işlemi sonrası daha küçük akut stent recoilinin bulunması, dolayısıyla geniş akut tümen açıklığının sağlanması,
uzun süreli koroner stentin açıklığı ile paraleldir (6).
Yapılan bu çalışınada ise PTKA sonrası, olguların
64'de (%78) suboptimal sonuç, 14'de (%17) tıkanma
tehdidi ve 4'ünde (%5) ise akut tıkanma nedeniyle stent implante edildiği bildirilmektedir. Olgulara top-
lam 86 stent yerleştirilmiş olup, bunun 44'ünü coil
dizayıılı (yarısından fazla) stent oluşturmaktadır. Oy- sa, PTKA sonrası suboptimal sonuç alınan olgu sayı
sı 64 (%78) olup, bunların hepsine tezyon morfolojisi uygun ise rubuler desing'li stent takılınası gerekirdi.
Keza PTKA sonrası gerek tıkanma tehdidi olan ve gerekse akut tıkanan olgularda da ve lezyonların
morfolojisine göre tubuler dizayıılı stent tercih edil- meliydi. Bu çalışmada morfolojik özelliklere göre, hangi dizayıılı stent yerleştirildiği konusunda yeterli bilgi verilmemiştir. Stent yerleştirilen olguların, stent
sonrası (hastanede kaldığı sürece) akut ya da subakut stent oklüzyonunun olmamasına rağmen, özellikle coil dizayıılı stent'te akut ya da subakut stent oklüz- yon riskinin yüksek olduğu bilinmektedir.
Bu nedenle, AMI'nde primer PTKA sonrası subopti- mal sonuçlar alındığında, tercih edilecek stent de-
sign'ları, orijinal slotted tube stent Palmaz-Schatz stent) ve ikinci jenerasyon tubuler stent (crossflekx LC, BX, crownl, multilink, NIR, jostent, Be-stent vs.) olmalıdır. Ancak primer PTKA sonrası oluşan tı
kanma tehdidi ve tortüous tezyonlarda coil stent ter- cih edilmelidir (6).
Sonuç olarak, primer PTKA uygulanan AMI'Iü olgu- larda, suboptimal sonuç elde edilirseradial force'u iyi olan tubüler design'li stentler tercih edilmelidir. An- cak, primer PTKA sonrası tıkanma tehdidi olan ve de
kıvrımlı lezyonlarcla ise coil design'li stent ilk planda
düşünülmelidir.
Doç. Dr. A. ÜNALIR, Y. Doç. Dr. B. GÖRENEK Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Kardiyoloji AbD, Eskişehir
Kaynaklar
ı. Bauters C, Khanoyan P, MC Faoiden Ep, et al: Res- tenosis after delayed ccoronary angioplasty of the culprit vessel in patients with a recent myocardial infaretion trea- ted by thromboysis. Circulation 1996; 91: 1410-18 2. Bauters C, Lablanche JM, Belle EV, et al: Effects of coronary stenting on restenosis and occlusion after angiop- lasty of the cutprit vessel in patients w ith resent myocardial infaretion 1997; 96: 2854-8
3. Jost C: Stentting in Europe, what lessons can we learn?
Development of a stcnt classication system bused on a sur- very of European elinical expeniences. Cathet Cardiovasc Diagn. 1998; 45:217-32
4. Inoue K, Kakomura N, Fukuki M, et al: Comparison of early and Iate results after coil and slotted - tube stent implantation. Angiographic and pathologi study. J. Am Co ll Cardiol 1998; 31: 316 (Abs tr Suppl).
S. Okabe T, Asakura Y, Ishikawa S, et al: Evaluation of scaffolding effects of five different typen of stent by intra- vascular ultrasound analysis. Am.J. Cardiol 1999;84:981-6 6. Fischman DL, Leon MB, Baim, et al: A andomized comparison of coronary stent placement and balloon angi- oplasty in the treatment of coronary arıery disease. N Eng J Med 1994; 331:496-501
329