Doğu’daki 6 ilde, akciğer kanserine neden olan radon gazı ölçümü başlatılınca önce Ermenistan’daki santralden sızıntı olduğu haberi yayıldı ve büyük panik yaşandı
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki 6 ilde Ermenistan’ın başkenti Erivan yakınlarındaki Metzamor Nükleer Santralı’ndan sızıntı olduğu yolundaki haber bölge halkına ve Türkiye’ye kısa süreli panik yaşattı. Haber valilik ve araştırma yapan uzmanlar tarafından yalanlandı. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Asistanı Bekir Doğan, yaptıkları çalışmanın nükleer sızıntı veya Metzamor’la ilgisi olmadığını belirtti. Bekir Doğan, “Doğu’daki binalarda bulunan radon gazını ölçmek için çalışma başlattık” dedi. Iğdır Valiliği de, kamu binalarında ve bazı evlerde radon gazı ölçüm çalışmaları yapıldığını doğruladı. Bekir Doğan, bölgedeki radon gazı ölçümlerini yüksek lisans tezi olarak hazırladığını bildirdi.
Kanser vakaları arttı
Iğdır’daki çalışmalarında Metzamorla ilgili ölçümler yapılmadığını bunun sorumlusunun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu olduğunu belirten Bekir Doğan, “Radon gazı binaların içindeki çatlaklarda, boyalardan kaynaklanan gaz. Gaz ölçümleri için Iğdır’a gittik. 100 dedektör yerleştirdik, bazı basın yayın organları konuyu saptırmış. Yok kaçak varmış.
Metzamorla alakalı ölçüm alınmamıştır” dedi.
Iğdır’da yaptıkları inceleme sırasında sınırda olan bazı köylerde kanser vakalarının yoğunluğundan şikayet edilmesi üzerine Alican Köyü’nden su ve toprak numunesi aldıklarını anımsatan belirten Bekir Doğan, “Kanser vakalarının sebebini belirlemek için toprak ve su numeneleri aldık. Bunları ben topladım. Numuneleri inceleyip kanser sebeplerini araştıracaktık. İnsanları Metzamor’dan sızında var diye tedirgin etmenin gereği yok” diye konuştu.
Evlerdeki görünmez tehlike RADON
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO The World Health Organization) yeni yayınladığı rapora göre dünyadaki akciğer kanserinin %15’ine radon gazı neden oluyor.
WHO, radon gazı ile ilgili sağlık risklerini ve akciğer kanseri vakalarını azaltmak için Uluslararası Radon Projesini hayata geçiriyor. Evlerimizdeki radon, iyonlaştırıcı radyasyona maruz kaldığımız ana kaynaktır ve insanların maruz kaldığı doğal oluşan radyasyonun %50 sinden sorumludur. On binlerce akciğer kanseri ölümü radonla
bağdaştırılabilir. Radon kaynaklı akciğer kanseri daha çok sigara içinler arasında gözükmektedir. Radon kimyasal olarak etkisizdir, doğal olarak ortaya çıkan bu radyoaktif gaz kokusuz ve renksizdir. Radon gazı topraktan havaya kolaylıkla sızar ve iyonlaştırıcı radyasyon yayar. Sonuç olarak, bu partiküller solunum yollarımıza yerleşebilir ve DNA’ya zarar vererek akciğer kanserine yol açabilir. Evlerimizdeki radon konsantrasyonu binalarımızın altındaki kayalarda ve topraklarda bulunan radon üreten uranyum miktarına, evlerimizi geçişi kolaylaştıran yapı altındaki hava aralıklarına ve iç ortam ve dış ortam hava değişimi sayısına bağlıdır. Radon gazı evlerimize bina çatlaklarından, zemindeki boşluklardan ve drenajdan girer. Bu yüzden, radon seviyesi bodrum katlarda, kilerlerde ve toprakla temas eden zeminlerde daha fazladır. Evlerde radona daha az maruz kalmak için bina çatlaklarını kapatmak ve toprağa yakın katları havalandırmak gerekir.
gazetevatan.com 24.01.2011