• Sonuç bulunamadı

CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve TEDAVİ YAKLAŞIMLARI"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

(2)

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık;

Başlıca bulaşma yolunun koruyucu bariyer olmadan penisin ağıza, vajinaya ya da anüse penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel ilişkinin neden olduğu bir grup bulaşıcı hastalıktır.

Ülkelerin çoğunda sık rastlanır ve çoğunun

bildirimi zorunludur.

(3)

Bir toplumun bedensel yönden sağlıklı bireylere sahip olması çok önemlidir.

Bu nedenle bireyler hastalıklardan korunmalı, hastalananlara erken tanı hizmeti verilmeli, tedavileri yapılmalıdır.

BULAŞICI HASTALIKLAR söz konusu olunca

ise ERKEN TANI ve TEDAVİ daha büyük bir

(4)

Çünkü bulaşıcı hastalıklar çeşitli şekillerde, sağlam kişilere bulaşarak bir anda toplumu tehdit eden boyutlara ulaşabilmektedir.

Bulaşıcı hastalıklar ortaya çıktıktan sonra alınan önlemler kimi zaman yetersiz kalabilmekte,

daha büyük boyutlarda sağlık sorunlarına ve hatta yaşamın yitirilmesine neden

olabilmektedir.

(5)

Hastalıkların kontrol ve tedavisi için yapılan yıllık harcamaların 3.5 milyar doları geçtiği

bildirilmektedir. Bunun yanı sıra;

Gelişmekte olan ülkelerde CYBH ilk 5 hastalık içinde yer almaktadır.

Yine gelişmekte olan ülkelerde kadınların

(6)

Tüm bu hastalıkların fizyolojik, ekonomik ve

sosyal sorunlara neden olması sonucu kadının ve erkeğin yaşam kalitesi düşmektedir.

Ayrıca bu gibi hastalıklar ülke için de büyük

ekonomik yük getirmektedirler.

(7)

Başlangıçtan beri CYBH’a ilgisizliğin nedeni;

CYBH’lar ölümcül değildir

Tanı ve tedavileri güç ve pahalıdır

Bu hastalıkların nedeni değiştirilmesi güç cinsel davranışlar idi ve uğraşmak zordu

Aile planlaması ve AÇSAP programları içinde CYBH’a öncelik tanınması bu hizmetleri

alanlara karşı bir damgalama oluşmasına

(8)

Bugün üreme sağlığı düzeyini yükseltmede

temel koşullardan birinin cinsel yolla bulaşan

hastalıklardan korunma ve kontrolü olduğu

bilinmektedir

(9)

CYBH artışında;

Erken yaşta cinsel hayatın başlaması

Çok eşlilik

Ülkeler arası seyahat imkanı

Para ile sex

Gebelikte veya doğum sonrasında bebeğe anne veya kan ürünleri yoluyla geçmesi

Tanı ve tespit yöntemlerinin artması

(10)

Vakaların yaklaşık üçte biri 25 yaşın altındaki gençlerdir. Her iki cins de CYBH’a duyarlıdır. Ancak birçok CYBH erkeklerden kadınlara geçmektedir.

Bu hastalıklar kadınlarda belirti ve bulgu vermeksizin seyredebilir. Bu nedenle kadın ve çocuklar risk altındadır.

Kadınlarda en önemli komplikasyon PID ve sonucunda tubalarda daralma, infertilite ve

ektopik gebeliktir.

(11)

CYBH’a neden olan20’den fazla mikroorganizma vardır ki; bunların bakteri, virüs, mantar ya da

parazit gibi çeşitleri olup genital, oral, anal optalmik veya sistemik belirtilere yol

açabilmektedir. Bunlar;

Genital ülser, genital siğil, akıntı, üretrit, vajinit,

servisit, enteri, hepatit, artrit

(12)

CYBH’ların Önlenmesi

CYBH giderek artmaktadır. Ancak bunların bir kısmı kolaylıkla önlenebilir. CYBH’ın

kontrolüne yönelik iki temel çalışma vardır:

1.CYBH’ın sıklığı ve vaka sayısını azaltmak

2.CYBH konusunda tanı ve tedavi yeterliliklerini geliştirerek, bu hastalıklara bağlı

komplikasyon ve sekelleri önlemek

(13)

DSÖ’nün CYBH’ların Önlenmesine Yönelik Yaklaşımı

1. Sağlıklı cinsel davranış biçimleri desteklenmeli

2.Kondom yaygın olarak ulaşılabilir ve

maddi olarak karşılanabilir kılınmalıdır.

3.CYBH konusunda erken ve etkili bir tanı

tedavi yaklaşımı geliştirilmeli

(14)

DSÖ’nün CYBH’ların Önlenmesine Yönelik Yaklaşımı

4. Hastaların ve eşlerinin sağlık

hizmetlerinden hemen yararlanabilmeleri için gereken düzenlemeler desteklenmeli

5.Bazı “sessiz”hastalıkların (gebelikte sifiliz, HIV-AIDS) tanısı için tarama

testleri uygulanmalıdır.

(15)

CYBH’ların Önlenmesini Güçleştiren Nedenler

CYBH’lar ikinci basamak hizmeti olarak ele alınıp birinci basamak hizmetlerinde

atlanmaktadır.

CYBH taşıyıcılarının çoğunda belirti yoktur

Riskli cinsel davranışı değiştirmek zordur

(16)

CYBH’ı Önlemede Temel Hedefler

CYBH’a yönelik hizmetlerin birinci basamak sağlık hizmetiyle bütünleştirilmesi

Erken ve etkin tedavi

Eğitim, iletişim ve görüşme becerilerinin geliştirilmesi. Bu amaçla;

*CYBH’ın tanıtımı

*Yüksek risk taşıyan davranışlar ve sonuçları

*Düşük risk taşıyan davranışlar

*Verilen tedaviye uyumun önemi

*Cinsel eşin de tedavi olması

(17)

CYBH’ı Önlemede Temel Hedefler

Hizmet sunumunda tıp etiği ilkelerine ve hasta haklarına uygun davranılması

Sürekli kalite gelişimi yaklaşımının uygulanması

CYBH’ların önlenmeleri konusunda ilgili tüm

çevrelerle ilişki kurulması

(18)

Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler

Cinsel davranış biçimlerini değiştirmek ve

güvenli cinsel yaşam biçimlerini desteklemek amacıyla sağlık eğitimi verilmesi

Hastaların tedavisine yönelik doğru yaklaşımların belirlenmesi

Bulaşma açısından riskli olan hedef grupların,

(19)

Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler

Antenatal dönemde HIV, sifiliz ve gonore vakalarının saptanması

Yeni doğanlarda gonokok konjoktivitine yönelik profilaksi yapılması

Asemptomatik ya da semptomatik olduğu

(20)

Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler

Cinsel eşin tedavi edilmesi ve danışmanlık verilmesi

Kondom kullanımının desteklenmesi

(21)

Cinsel Eş Tedavisinde Temel İlkeler

Hastanın eş/eşleri belirti vermese de tedavi edilir

Aynı patolojik etkene yönelik tedavi edilir

Hasta ve eş /eşlerine hastalık, korunma

(22)

EPİDEMİYOLOJİK ÖZELLİKLER

CYBH çoğunlukla, özellikle de kadınlarda belirtisizdir.

Sağlık kurumlarında standart tanı-tedavi

uygulanmadığı için doğru tedavi edilemezler.

Gelişmiş ülkelerde bile diğer sağlık sorunları ile başvuranlar CYBH yönünden

araştırılmazlar.

CYBH’ın tedavisi için standart yeterli sağlık

(23)

EPİDEMİYOLOJİK ÖZELLİKLER

Doğru tanı alanlarsa tedaviye tam uymayıp iyileşemezler

CYBH’a karşı ön yargılar nedeniyle hastalar

alternatif tedavi ararlar.

(24)

CYBH komplikasyonları

Kadınlarda kronik pelvik ağrı ve infertilite

Yenidoğanlarda körlüğe giden göz enfeksiyonları, pnömoni

Kadınlarda sepsis, ektopik gebelik ve servikal kansere bağlı ölümler

Erkeklerde üretral darlık ve infertilite

Sosyal sonuçlar

(25)

Konunun toplum sağlığı açısından önemi

vurgulanmalı, kontrol ve korunma programları

özellikle de gençler olmak üzere tüm yaş ve

cinsiyet gruplarına yöneltilmelidir

(26)

Önemli bir sorun da Klamidya, Gonore, Trikomonas gibi yaygın görülen enfeksiyonların

%40-60 oranında asemptomatik seyretmesidir.

Sağlık kuruluşlarında da asemptomatik vakalarda ileri tetkikler yapılmamaktadır.

Asemptomatik vakalar ise bulaşmaya neden olmaktadır.

CYBH açısından ilişkiye giren herkes risk

altında ve hassastır. Bu nedenle eşler birlikte

(27)

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

AIDS

GONORE

SİFİLİZ

GENİTAL HERPES ENFEKSİYONU

KANDİLOMA AKİMUNATA

GRANÜLOMA İNGUİNALE

ŞANKROİD

LENFAGRANULOMA VENEROUM

(28)

HIV/AIDS Epidemiyolojisi ve Korunma

1983’de AIDS’e neden olan HIV virüsü bulunmuştur.

Asemptomatik enfeksiyondan AIDS’in ortaya

çıkışına kadar geçen süre ortalama 10 yıldır.

(29)

HIV / AIDS’ın Bulaşma Yolları

Cinsel yolla bulaşma

Kan ve kan ürünleri ile bulaşma

1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden

önce HIV yönünden değerlendirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.

Ülkemizde ise 1987 yılından beri tüm kan ve

(30)

HIV / AIDS’ın Bulaşma Yolları

Anneden bebeğe bulaşma; %20-30’dur.

Sağlık personeline bulaşma; %0.3’dür HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen, sadece kan, semen ve vajinal

sekresyonlar ile bulaşmaktadır. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı saunayı, havuzu,

banyoyu ve tuvaleti paylaşmak, ter, sivrisinek

ısırığı, telefon kulaklığı, gözyaşı ile

(31)

KORUNMA

Eğitim ve bilgilendirme

Kondom kullanılması

Kan ve kan ürünlerinin verilmeden önce mutlaka HIV bakılması

Gebelerde HIV bakılması

Sağlık personelinin eğitimi ve korunması

(32)

GONORE

Oldukça ciddi bir enfeksiyondur.

Yenidoğana doğum sırasında bulaşabilir ve sonuçta “gonoreal oftalmi” ortaya çıkar.

Gonococcus Neisseria gonorrhoeae’nin neden olduğu bir genito-üriner yol enfeksiyonudur.

Hayatı tehdit etmez ancak hastalık tedavi

edilmezse üst genital bölgeye yayılarak salfingo

(33)

GONORE

Gonoreli kadınların %60’ının asemptomatik olduğu tahmin edilmektedir.

Çok eşli cinsel ilişki ve kondomun

kullanılmaması tüm veneral hastalıklar gibi gonore riskini de artırmaktadır.

Estrojen düzeyinin düşük olduğu dönemler olan menarştan önce ve menopozdan sonra

(34)

GONORE

Gonore tedavisini iki faktör etkilemektedir.

Bunlar;

Büyük miktarda mikroorganizmanın daha önce penisilin ve tetrasiklin gibi

antibiyotiklerin kullanımıyla direnç kazanmış olması ve gonoreli kişinin klamidya

enfeksiyonu geçirme sıklığıdır.

(35)

GONORE

Enfeksiyonun en sık yayılma şekli, endoservikal kanaldan endometriuma, fallop tüplerine ve

peritona yayılmadır.

Menstruasyon sırasında endoservikal kanal dilate olduğu, servikal plak atıldığı ve menstrual

akıntıdaki serum ve nekrotik dokular organizmanın

beslenmesini sağladığı için direk yayılım

(36)

GONORE-Klinik Değerlendirme

En sık görülen belirtiler dizüri, sık idrar ve pürülan vajinal akıntıdır.

Akıntıya bağlı vulvada ödem, kırmızılık, yanma, kaşıntı ve ağrı gelişebilir.

Abdominal ağrı ve kramp, üst genital organların etkilendiğini gösterir. Akut salfinjitte bilateral

şiddetli alt abdomen ağrısı ve ateş ortaya çıkar.

Abdominal ağrı, ateş ve karında hassasiyet

PID’ye işaret eder.

(37)

GONORE-Klinik Değerlendirme

Teşhis, hastanın hikayesi, fizik muayenesi ve kültürde N.gonorenin tespiti ile konur.

Kültür için örnek, organizmanın en çok barındığı yer olan endoserviksten alınmalıdır.

Kültür için en uygun zaman organizmaların

çoğaldığı menstruasyon sırasıdır.

(38)

GONORE-Tedavi

Yüksek doz penisilin ile tedavi edilir. Tedavi sona erdikten sonra 7. ve 14. günlerde kültür alınarak izlenmesi tedavinin başarılı olup

olmadığını kontrol etmek bakımından önemlidir.

(39)

GONORE-Tedavi

Hemşire hastaya hastalığın nasıl bulaştığı, aldığı tedavinin etkileri, yan etkileri ve

takibinin nasıl yapılacağı ve kendi bakımını nasıl sağlayacağı konularında bilgi vermeli, enfeksiyonun tekrarlama olasılığını, eşinin enfeksiyon ile ilişkisini ve tedavi olması

gerektiğini tartışmalıdır.

Tedavi süresince cinsel ilişkiden kaçınması

(40)

SİFİLİZ

Sifiliz, Treponema pallidum adlı bir spiroket nedeniyle oluşmaktadır. Üç evreden

oluşmaktadır.

Primer sifilizin ilk belirtisi, genital bölge, anüs

veya oral kavitede gelişen ağrısız şankr’dır. Bu ilk aşamada serolojik test genellikle negatiftir.

Tedavi edilmemişse şankr yaklaşık 6 haftada

iyileşir. Bu süreçte hastalık oldukça bulaşıcıdır.

(41)

SİFİLİZ

Şankr kaybolmasına rağmen, spiroket canlıdır ve vücudun tüm bölümlerine kan yoluyla

taşınır.

Enfeksiyonun başlangıcından yaklaşık 2 ay sonra enfekte bireyler sekonder sifiliz

belirtileri gösterir. Bu belirtiler, dalak ve

karaciğerde büyüme, başağrısı, anoreksiya ve

genel vücut kızarıklığıdır. Bu süreçte vulva

(42)

SİFİLİZ

Tedavi edilmemişse, hastalık, birkaç yıl sürebilecek olan latent faza geçer.

Latent fazı izleyen üçüncü evre sifiliz, kalp, kan damarları ve santral sinir sistemini

etkileyebilmekte ve “general paralysis” ve

“psychosis” ile sonuçlanabilmektedir.

(43)

SİFİLİZ-tanı ve tedavi

Şankr’dan alınan örnekteki spiroketin

belirlenmesi ve serolojik testle konmaktadır.

En sık kullanılan test, Veneral Disease

Research Laboratory (VDRL) serum testidir.

Enfeksiyona cevap olarak üretilen antibadilerin

varlığını ortaya koyan bir testtir.

(44)

SİFİLİZ-tanı ve tedavi

Sifilizin tüm aşamalarının tedavisi penisilinledir.

Kadın gebe değilse Tetrasiklin alternatif olarak

kullanılabilir.

(45)

GENİTAL HERPES

Herpes Simplex Virüs (HSV) neden olmaktadır.

HSV’nin iki tipi vardır. Tip I ve Tip II. HSV II

genital lezyonlara neden olmaktadır. Bulaşma ise, enfekte kişi ile direk temasla olmaktadır.

Primer enfeksiyondan sonra 2-20 gün içinde

vulva, perine veya perianal bölgede veziküller

görülür. Başlangıç lezyonları vulvada şiddetli

ağrı ve gerginliğe neden olabilir. Disparonaya

görülebilir.

(46)

GENİTAL HERPES

Enfeksiyonun başlangıcında, ateş, keyifsizlik, lenf nodlarında büyüme gibi grip benzeri

belirtiler olabilir.

Semptomlar hafiflediğinde virüs sinir

ganglialarında sessizce bekler ve periyodik olarak yeniden aktive olur. Bu aktivasyon genellikle stres, ateş ve menstruasyon dönemlerinde olmaktadır.

Tekrarlayıcı episodlar, başlangıç episodları kadar yoğun ve ağrılı olmamakla birlikte

bulaşıcıdır.

(47)

GENİTAL HERPES-tanı

Tanı, klinik belirtiler, semptomlar, vezikülden

alınan sıvının viral kültürü ile konmaktadır

(48)

GENİTAL HERPES-tedavi

Antiviral bir ilaç olan Acyclovir, semptomların ve tekrarlayıcı episodların azaltılması ve

baskılanmasına yardım eder

Kadın, lezyonların olduğu dönemde cinsel

ilişkiye girmemesi yönünde uyarılır

(49)

Örnek Soru:

Cinsel yolla bulaşan hastalıklara ait

komplikasyonlar nelerdir ?

Referanslar

Benzer Belgeler

Chlamydia infeksiyonları- nın laboratuvar tanısında en iyi yöntem olarak bilinen hücre kültürü, günümüzde yerini özgül- lüğü ve duyarlılığı daha yüksek, çabuk

Üretral akıntı ve genital ülser için geliştirilmiş tanı ve tedavi akış şemalarının özellikle gelişmekte olan ülkelerde kullanımı önerilmektedir.. Vajinal akıntı

Özellikle seyahat sırasında cinsel ilişki yaşama ihtimali daha yüksek olanlar; gençler, erkekler, tek başı- na ya da aynı cinsten bir grupla seyahat edenler, kendi

Ancak bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda genital lezyonlar tedaviye dirençlidir ve bu hastalar nüks açısından daha yüksek risk altındadır (23). Erkeklerde HPV

Son dönemdeki çalışmalarda HCV enfekte erkeklerde sperm miktarında azalma, anormal morfoloji ve düşük motilite gözlenmiştir (Şekil 2b, Tablo 2) (3).. Viral

Yorum: Hemşirelerin CYBH bilgi durumları ve AIDS bilgi puanı yüksek olmasına rağmen, bu hastalıklardan cinsel yolla bulaşa yönelik korunma için kullanılan yöntem yüzdesi

Lokal hijyen grubu ola- rak ele alınan hastalara Gynoflor vajinal tablet veril- miştir ve bu hastaların %54 ü (60 tanesi) kür, kalan hastaların 9 tanesinde Bakteriyel vajinozis,

• HPV genellikle cinsel yolla, enfekte kişilerin deri ve mukoz membranlarına direkt temas ile