• Sonuç bulunamadı

KARDİYO-VASKÜLER CERRAHİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KARDİYO-VASKÜLER CERRAHİ"

Copied!
98
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARDİYO-VASKÜLER CERRAHİ

VE

(2)

kemikleri

akciğerler

KALP

Kalp apeksi 5. interkostal aralığın orta klavikula ile kesiştiği yerde, tabanı ise 2.

kostanın arkasında olan asimetrik bir koniye benzer ve

2/3 si sternumun solundadır.

Kalp, mediyastinum boşluğunda yer alan ortalama 300gr ağırlığında, çizgili kaslardan oluşmuş, perikard adı verilen torba içinde bulunan organdır. Kalbin tepesi (apeks) ventriküller, tabanı ise atriyumlardan oluşur. Left side Right side Aorta Heart Lngs

© Mayo Foundabon for Medea! Education and Research. All nqhts reserved

kaburga göğüs kemiği

(3)

Kalp 3 Tabakadan Oluşur ;

etrafındaki koroner perıkard arter ve (kalbin mıyokarda uzanan dalı kese) kalp kası (ventrikül duvan) endokard (ic katman) mıyokard (kalp kası) epikard (dış katman)

(4)
(5)

Sistemik ve Pulmoner Dolaşım

ılbe giren damarlara "ven", çıkan damarlara ise arter" denir.

Sağ atriyuma gelen venöz kanın, triküspit kapaktan geçerek sağ ventriküle boşalması ve buradan da pulmoner arterlere pompalanıp akciğerlere giderek temizlendikten sonra pulmoner venlerle sol atriuma

dönmesine Pulmoner Dolaşım denir.

Akciğerlerden pulmoner venlerle sol atriyuma gelen temiz kan, mitral kapaktan sol ventriküle geçer ve oradan da aorta ile tüm bedene yayılır. Kirli kan ise VCİ ve VCS sağ atriyumda toplanır.

Buna Sistemik Dolaşım denir.

Aort Vena Kava Superior Pulmoner Arter Sol Atrium Pulmoner Venler Pulmoner Venler Sağ Atrıum Sağ Ventrıkül Sol Ventrikül Vena kava Inferior

(6)

Koroner Sirkülasyon

Kalbin kendi dolaşımına "koroner sirkülasyon"

denir.

Aort kapağının hemen üstünden aortadan ayrılan

sağ ve sol koroner arterler (A. Coranaria cordis

sinistra ve dextra) tekrar ikişer dala ayrılarak tüm

(7)

Sol tına Kurona Arter

Sag

Si rku mil e k s Arter

U b t U Ü D r i l l

Diag onal

Uallar Sol rjıı İnon Arler

Arka İnen Arter Koroıtcr Arter

(8)

Kalbin İleti Sistemi

r SİNOATRİAL NOD (SA) r ATRIOVENTRİKULER NOD (AV) HİS DEMETİ

m

URKİNJE LİFLERİ

|

VENTRIKUL SISTOLU

(9)

Kalbin Çalışmasının Düzenlenmesi

Otoregülasyon: Kalp kası ne kadar gerilirse, kasılması da o kadar

kuvvetli olur Buna starling yasası denir. Kalbin gerilmesi ve kasılması

kalbe dönen kan miktarı ile ilişkilidir.

Baroreseptörler ve kemoreseptörler: Arkus Aorta ve Karotis Sinüslerde bulunurlar.

Hormonal düzenleme: ADH, renin, anjiyotensin, aldosteron kardiyovasküler sistemin çalışmasını düzenleyen hormonlardır.

(10)

► Sinirsel kontrol: Kalp hızı ve ritminin nörohormonal kontrolü aşağıdaki gibidir. ► ► ► ►

Efferent Lifler: İmplusları medulla oblangatadaki kardiyak merkezden kalbe taşırlar. Bunun sonucunda kalp hızı ve ritmi organizmanın değişen gereksimine uyum sağlamış olur.

Sempatik Lifler: Kalbin kasılma gücünü ve hızını arttırırlar. Kalpteki sempatik sinir uçları uyarıldığı zaman, buradan norepinefrin salgılanmaya başlar, bunun sonucunda ise kalp hızı ve kontraksiyon gücü artar.

Parasempatik Lifler: Kalbin hızını azaltarak kalp kasının dinlenme süresini uzatırlar. Parasempatik lifler kalbe nervus vagus yolu ile gelirler. Uyarı olduğu zaman vagal sinir uçlarından asetilkolin salgılanarak kalp hızını azaltır refrektör periyodu uzatır.

(11)

\

Kalp Çalışması Üzerine İyonların Etkisi

Na+,K+,Ca++,ve H+ kalbin çalışmasını etkileyen iyonlardır.

Na+'nın Etkisi: Kan hücre içi sıvı arasındaki ozmotik ilişkileri sürdürmek için gereklidir ve bunların azlığı kalpte uyarı oluşumunu seyrekleştirir ve kalbi yavaşlatır.

K+'un Etkisi: Kalp kasının repolarizasyonunu, yani diyastolünü sağlar. Vücut sıvılarında K+yetersiz ise kalp sistolde durur.

Ca++'nın Etkisi: K+'un tersi bir etkisi olan Ca++'un fazlası, sistolü zorlaştırır. Normal yoğunlukta olması ise sistolü kolaylaştırır.

H+'nun Etkisi: H+ yoğunluğu arttığı zaman sistol kısalır,diyastol uzar, sonunda kalp diyastolde durur. H+ yoğunluğu azaldığı zaman ise sistol uzar, diyastol kısalarak sonunda kalp sistolde durur.

(12)

KALP HASTALIKLARINA ÖZEL

BELİRTİ VE BULGULAR

► göğüs ağrısı,

► nefes darlığı (dispne),

► yorgunluk,

► çarpıntı,

► baygınlık ve

(13)

HASTANIN ÖZGEÇMİŞİ

Hastanın özgeçmişinde şunlar öğrenilmelidir:

► çocukluk hastalıkları,

► enfeksiyon hastalığı geçirip geçirmediği,

► kalp hastalığı dışında kronik hastalıkların varlığı,

► kullandığı ilaçlar,

► beslenme alışkanlığı,

► sigara-alkol vb alışkanlıkları,

► günlük yaşam biçimi, iş yaşamı araştırılır.

► Bunların yanı sıra aile öyküsünde (soy geçmişi), hipertansiyon, koroı hastalığı, diyabet vb gibi hastalıkların olup olmadığı da öğrenilir.

(14)

\

KALP CERRAHİSİNDE TANI VE

HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI

(15)

TANI YÖNTEMLERİ

Laboratuar Testleri

► Tam Kan Sayımı

► Kardiyak enzimler

► Koagülasyon testleri

► Serum lipitleri

► Serum elektrolitleri

► Kan Üre Nitrojen

(BUN) Grafik yöntemler ► Elektrokardiyografi (E ► Holter monitörü ► Ekokardiyografi ► Eforlu EKG ► Transözofageal ekokardiy (TÖE/ Tİ) Radyolojik yöntemler > Göğüs filmi > Fluoroskopi > Kalp kateterizasyonu > Anjiokardiografi

(16)

\

KALBIN CERRAHI GİRİŞİM GEREKTİREN

HASTALIKLARI

(17)

HASTALIKLAR • KAH • Kapak Hastalıkları • Kalp Tümörleri • Perikarditler • Kalp Travmaları CERRAHİ TEDAVİ (AÇIK-KAPALI) • CABG • Kapak Cerrahisi • Kalp Transplantasyonu

(18)

Koroner Arter Hastalıkları

Arteria Coronaria Cordis Dextra (sağ)

coronary artery

coronary artery

Arteria Coronaria Cordis Sinistra (sol)

OcurrAw coronary artery Destal nght' coronary artery Left anterior descendng coronary artery

(19)

► En sık karşılaşılan neden atherosklerozdur.

► Atheroskleroz; arterin intima tabakasında lipid, karbonhidrat, fibröz

doku, bazı kan elemanları ve kalsiyum gibi maddelerin birikmesi

sonucunda media tabakasında da değişikliklere neden olan patolojik bir durumdur.

► Arteriyoskleroz; arterlerin atheroskleroz nedeniyle elastikiyetini

(20)

Koroner Arter Hastalıklarının Gelişiminde Rol

Oynayan Risk Faktörleri

\ ► ► ► ► ► ► ► ► Kalıtım: Yaş Cinsiyet Çevre Sigara

Hipertansiyon ve Diabet Serum kolestrolünde yükselme

(21)

Atardamar Ani Kardiyak Ölüm _y Akut Miyokard İnfarktüsü

v_r

KAH

-Anjina Pektoris

Myokard iskemisine bağlı olarak gelişen KAH'nın üç klinik şekli vardır:

Yağlı Plak

Kro n er Çatlayan Plak Üzerine Oturmuş Kan Pıhtısı

Sol Kroner Atardamar

(22)

CABG Cerrahi Tedavi Medikal Tedavi Balon Kılavuz tel. Balon Kılavuz tel Aorta Bypass grafts Blocked coronary Balon Plak Stent Balon Anjiyoplasti (PTCA)

(23)

Pulmonary semilunar valve Pulmonary artery

Aortic semilunar valve Opening of coronary artery

Coronary artery

Aorta

ventricle Right ventricle

Tricuspid valve Mitral valve

The valves of the heart viewed from above. The atria are removed to show the mitral and tricuspid valves.

(24)
(25)

Stenoz

(26)

Normal heart Mitral valve stenosis Left atrium Mitral valve Left ventricle Normal valve Narrowed valve

(27)

► Mitral ve triküspit kapak sistolde kapalı, diyastolde ise bu kapaklar açıktır.

► Pulmoner ve aort kapaklar sistolde açıktır, diyastol sırasında kapalıdır.

► Kapak hastalıklarında darlık (stenoz) oluşmuşsa kanın ileri akışı engellenir.

► Yetmezlik (regürjitasyon) olmuşsa, kapağın tam olarak

(28)

\

KALP TÜMÖRLERİ

Primer ve sekonder olarak sınıflandırılan kalp tümörleri benign ya da malign olabilir.

> Miksomalar: Sıklıkla sol atriyumu tutar ve her yaşta görülür. Ani ölümler

aritmi ve pulmoner venöz dönüşün baskılanmasına bağlı gelişir.

> Rhabdomiyoma:Genellikle bebek ve çocuklarda görülür.

> Fibroma: Çocukluk çağında görülür ve cerrahi tedavi sonuçları olumludur.

> Anjiosarkom:Genç ve orta yaş erkeklerde sık görülür.

(29)

PERİKARDİTLER

► Perikard yaprakları ve/veya perikard boşluğunda oluşan inflamatuar

değişikliklere perikardit denir.

► Kronik perikartitlerlerde bazen perikard yaprakları kalbin hareketini engelleyecek kadar kalınlaşır.

► Ventriküllerin diyastolik dolumları yetersiz olur. Juguler vende dolgunluk, asit ve

hepatomegali görülebilir.

(30)

Normal pericardium

Cardiac muscle Fibrous pericardium

Pericardial cavity Visceral pericardium

Parietal pericardium

/ PERICARDITIS */ is caused / by excess fluid in the pericardial cavity following an inflammation Pericardium

(31)

KALP TRAVMALARI

► Kalp yaralanmaları künt ya da penetran travmalara bağlı olarak gelişir.

► Künt travmalar sonucu duvar rüptürü oluşursa akut kalp tamponadı bulguları

(sistolik kan basıncında düşme, diyastolik basınçta ve venöz basınçta artma, kalp seslerinin derinden gelmesi) görülür acil girişim gerektirir.

► Penetran kalp yaralanmalarından hemen sonra genellikle ani ölüm görülür.

(32)
(33)

• • • •

KALBE İLİŞKİN CERRAHİ GİRİŞİMLER

VE

(34)

\

Kalp cerrahisinde ameliyatlar temel olarak üç

şekilde yapılır:

1- Kapalı kalp ameliyatı

2- Açık kalp ameliyatı

(35)

\

Kapalı Kalp Ameliyatı

► Kapalı kalp ameliyatlarında ekstrakorporeal sirkülasyon

(ECC<ekstracorporeal transfüzyo> kalp-akciğer makinesi) cihazı kullanılmadan, kalp ve akciğerler çalışırken yapılan ameliyatlardır.

Örneğin

(36)

ECC kullanımın dört temel amacı vardır

► Dolaşımı, kalp ve akciğerden

uzaklaştırarak kansız bir ortamda çalışmayı sağlamak

► Kalp ve akciğer dinlenmekteyken bedenin tüm 02 gereksinimini ve gaz değişimlerini sağlamak

► Kanı soğutmak, ısıtmak ve filtre etmek

► Oksijenlenmiş filtre edilmiş kanın arteriyel sisteme vermek

(37)

pompa

filtre

(38)

gogus atardamarı

KORONER ARTER BYPASS GREFT (CABG)

► Koroner arter bypass greft cerrahisi tıkanmış olan bir ya da daha fazla koroner arterlere safen ven ya da internal mamarian arter (IMA) ile bypass yapılarak myokardın

revaskülarizasyonunun sağlanmasıdır.

► Bypass köprü anlamına gelmektedir. Safen ven ya da IMA koroner arterin tıkalı olan kısmının distal ve proksimal ucuna dikilerek tıkalı kısım iptal edilir ve dolaşım yeni yoldan sağlanır.

radial arter

koroner arterlerdeki

(39)

KALP KAPAĞI HASTALIKLARINDA CERRAHİ

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

(40)

Kalbin kapak hastalıklarında üç tip kapak tamiri

yapılır.

\

> Annüloplasti: Genişlemiş annülüsün tamiridir. Dikiş ya da protez halka kullanılarak annülüs daraltılır.

> Valvüloplasti: Yırtılan kapak yaprakçıklarınm dikilerek tamir edilmesidir.

(41)

Kapak Replasmanı

Valvül replasmanı için mekanik (yapay) ya da biyolojik kapaklar kullanılır.

Biyolojik kapaklar olarak en çok domuzdan elde edilen kalp kapakları (heterogreft) kullanılır.

Biyolojik kapakların tromboemboli riski daha azdır, ancak kullanım süresi daha kısadır ve yapısal yetmezlikler, kalsifikasyonlar yapay kapaklara göre daha sık görülür.

(42)

Kalp Nakli

► Kalp nakli, hastalıklı bir kalbin

sağlıklı bir verici kalbiyle değiştirildiği bir ameliyattır.

► Kalp, beyin ölümü gerçekleşmiş fakat yaşam desteğinde olan vericiden

alınmaktadır.

► Kalp alındıktan sonra alıcıya takılana kadar özel bir koruyucu buzlu sıvı

(43)

HETEROTOPiK KALP NAKLİ vericinin aortası vericinin sag vericinin pulmoner arteri vericinin sol alıcının aortası alıcının pulmoner arteri alıcının sağ

(44)

Kalp nakli

Kalp nakli yapılmadığında ölme

ihtimali çok yüksek olan bu hastaların

%80’i nakilden sonraki 2 yıl içinde

hayatta kalmaktadır. Ancak bu oran 5

yılda %70’lere, 10 yılda %50’ye

düşmektedir.

Başkasından nakledilen kalbi

vücudun reddetmemesi için ömür

boyu

immünosupresif

ilaçlar almak

gerekmektedir.

Bu da hastayı enfeksiyonlara ve

kansere yatkın hale getirmektedir.

(45)
(46)

\

(47)

Psikolojik

Hazırlık

Fizyolojik

Hazırlık

(48)

1: Doku perfüzyonunu sürdürmek ve yaşamsal bulguların stabilitesini sağlamak

2: Göğüs drenajını sağlamak ve solunum fonksiyonlarını sürdürmek

3: Sıvı elektrolit dengesini sağlamak ve yeterli beslenmeyi sürdürmek

AMELIYAT SONRASI

BAKIM

4: Böbrek fonksiyonlarını sürdürmek

5:Ağrıyı gidermek

6: Nörolojik fonksiyonları sürdürmek

7: Hastaya psikolojik destek verme

8: Hareketi sağlamak

(49)

\

TABURCU OLACAK HASTANIN EĞİTİMİ

► Hastaya sternumun iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı ve bu süre içinde 2 kilodan fazla ağırlık kaldırmaması ve taşımaması ve bu sürede dikişlerin gerilme olasılığı

nedeniyle araba kullanmaması

► Diyetle protein ve vitaminden dengeli, Na+ ve kolesterolden düşük diyet alması

► Greft ve yapay kapak takılan hastalar ömür boyu antikoagülan ve antiagregan kullanacaklarından, bu hastalara ilaçların kullanım çizelgesi oluşturulur ve belirli aralıklarla INR-PTZ' nin ölçülmesinin önemi açıklanır.

► Hastaların kanamalardan korunması konusunda (diş çekimi, enjeksiyonda ince iğne kullanımı, çarpmalardan korunma) eğitim verilir.

► Safen venin greft olarak kullanıldığı durumlarda, ödemi önlemek, venöz tonüsü

sağlamak için bacaklar elevasyona alınır; kas pompasına yardımcı olmak için birkaç hafta varis çorabı giymeye devam edilir. Varis çorabının nasıl giyileceği öğretiliı

(50)
(51)

VASKÜLER SİSTEM

ANATOMİSİ

• Aorta

Arterler

Arteriyoller

Kapiller( mikrosirkülasyon)

Venüller

Venler

(52)

Kas kontraksiyonu ile oluşan güç

kompartmanlar arasındaki venlere

basınç uygular

kapaklar ileri doğru açılır

venöz kan sistemik venlere doğru

ilerler

(53)

LENFATİK DAMARLAR

• Görevi hücreler arası boşluktaki ekstraselüler sıvıyı kan dolaşımına geri taşımaktır.

• İmmün sistemle birlikte çalışarak yabancı cisim invazyonuna karşı koruyucu filtre görevi görür.

(54)

Damar Duvarlarının Yapısı

İNTİMA •Endotelden oluşur •Kanın aktığı düzgün pürüzsüz yapıyı oluşturur. MEDİA

•Bağ dokusu ve düz kaslardan oluşur.

•Büyük arterlerde en kalın tabaka olup elastik lifler içerir.

Strok volüm olarak pompalanan kanı barındıracak kadar esneklik ve

konstrüksiyona sahiptir.

ADVENTİSYA

•Arterlerde oldukça incedir ama büyük venlerde en kalın tabakadır. •Elastik ve kollojen liflerden zengin bağ dokudan meydana gelir.

(55)

Vasküler Sistemin

Görevleri

• Dokuların dolaşım gereksinimini karşılamak

( gaz alışverişi ve dokuların metabolik gereksinimi)

• Kapiller filtrasyon ve reabsorbsiyonu sağlamak

• Hemodinamik direnç ve kan akımını sağlamak

(56)

PERİFERİK DAMAR HASTALIKLARININ ETİYOLOJİSİ VE

PATOFİZYOLOJİSİ

• Tüm damar hastalıklarında, O2 eksikliği ya da lenf ve venlerde staz nedeniyle sıvı

ve artık ürünlerin birikimine bağlı olarak dokularda hasar oluşması sonucu kanın damarlarda akışı etkilenir.

• Kanın yeterli ve düzenli akmasını etkileyen faktörler ; - Damarların durumu

- Kan akım hızı

- Dokuların metabolik gereksinimleri - Sinir siteminin etkisi yer alır.

(57)

PERİFERİK DAMAR HASTALIKLARINDA RİSK

FAKTÖRLERİ

• Yaş

• Atheroskleroz

• Hiperlipidemi

• Sigara bağımlılığı

• Hipertansiyon

• Şişmanlık

• Fiziksel aktivitelerde yetersizlik

• Duygusal stres

(58)

ARTERLERİN CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN

(59)

ANEVRİZMALAR

• Anevrizma arter duvarının yapısının bozulması sonucu damarın lokal olarak zayıflaması ve dilatasyonu ile sonlanan, ilerleyici ve geri dönüşsüz bir hastalıktır.

(60)

Anevrizmaların Sınıflandırılması

Yapılarına göre anevrizmalar;

• Damar duvarının tüm tabakalarını tutan anevrizmalara gerçek anevrizmalar

denir.

• Yalancı (Psödo) anevrizma; damar duvarının zedelenmesi ve yırtılması sonucu

gelişen fibröz dokulardan ve trombüsten oluşan, kapsülle çevrilir bir kesedir.

Şekillerine göre anevrizmalar;

• Sakküler anevrizmalarda genişleme, damar duvarının bir yüzünde küçük lokalize bir alanda oluşur.

• Fusiform anevrizmalarda damar duvarının tüm çevresinde yavaş gelişen bir genişleme söz konusudur.

• Dissekan anevrizmalar : aort intimasının yırtılması sonucu damar duvarını

(61)

TORASİK AORT

ANEVRİZMALARI

• Torasik aort anevrizmalarının %95’ini asenden aort anevrizmaları oluşturur. • Arkus aorta anevrizmaları, trakea, bronşlar, pulmoner arter ve büyük venler gibi çevre dokulara baskı

yapılabilir. Sol rekürrent sinir basısı nedeniyle ses kısıklığı, genellikle ilk belirtidir.

• Cerrahi tedavide anevrizma greft replasmanı ile onarılır.

• Desenden aorta anevrizmalarında ameliyat sonrası en önemli

komplikasyon spinal kord iskemisine bağlı gelişen paraplejidir.

(62)

ABDOMİNAL AORT

ANEVRİZMASI

• Çoğunlukla asemptomatiktir.

Belirti ve bulguları:

• Sırt, yan ve karın ağrısı (anevrizma lumbal sinirlere, vena cavaya, duedenuma bası yaptığı için),

• Karında ağrılı ya da ağrısız pulsasyonlar hissedilir,

• Karında kitle

• Ayaklarda ödem (vena kavaya basıya bağlı)

(63)

ABDOMİNAL AORT ANEVRİZMASI

• Karında, sırtta, yanda ve pelviste şiddetli

ağrı; epigastrik yakınmalar, umblikal ve perineal bölgede ekimoz; karında gerginlik ve şok belirti ve bulguları anevrizma rüptürünün belirti ve bulgularıdır.

• Rüptür, peritoneal boşluğa, mezentere, periton arkasına, vena kava inferiora,

(64)

Cerrahi Tedavi

• AAA’ında hastanın durumuna göre elektif cerrahi ya da acil cerrahi uygulanabilir. Elektif cerrahi sırasında hastanın yaşamını kaybetme olasılığı %5 iken, rüptür oluştuktan sonra bu olasılık daha fazladır.

• Cerrahi teknik olarak, anevrizmalı kısmın alt ve üstüne klemp konularak anevrizma eksizyonu yapıldıktan sonra çıkarılan alana damar grefti

konur. AAA’da insizyon ksifoidden simfisiz pubise kadar uzanır. Elektif cerrahiden sonra hastanın 5

yıl yaşama olasılığı %50-65 arasında değişir. Ameliyat edilen desenden aort anevrizmalı bir hastanın ameliyat öncesi

(65)

Aort Anevrizması Cerrahisinin Komplikasyonları

• Akut MI

ve

ventriküler aritmiler

• Pnömoni ve atelektazi

• Emboli :

Renal arteri, alt ekstremite arterlerini ve mezanterik (ileus)

arteri tıkayabilir.

• Gastrointestinal motilitenin azalması

ve

paralitik ileus

• Renal iskemi

• Spinal kord iskemisine

• Greft hemoraji

(66)

Hemşirelik Bakımı

• Ameliyat sonrası ile karşılaştırmak için, ameliyat öncesi dönemde periferik nabızlar alınarak kaydedilmelidir.

• Greftin alt kısmında nabızların alınıp alınmadığı belli aralıklarla kontrol edilmelidir.

• Ekstremitelerde, arter tıkanıklığına bağlı olarak nabızların alınamayışı, ağrı solukluk ve soğukluk varsa hemen cerraha haber verilir.

• Ameliyattan sonra; araba kullanmamaları, ağır kaldırmamaları, itmemeleri ve çekmemeleri, bedeni geren (uzanmayı gerektiren) egzersizler yapmamaları

(67)

PERİFERAL ANEVRİZMALAR

• Periferal anevrizmalar daha çok alt ekstremite arterlerinde ve en sık

olarak da popliteal arterde görülür.

• Birey diz altında şişlik ve rahatsızlıktan yakınır. Bu şişlikte pulsasyon

hissedilir.

• Trombüs oluşumu ve iskemi gelişimi sonuçta gangren ve ekstremite

kaybına gidebilir.

• Popliteal anevrizmalarda cerrahi olarak bypass yapılır ve sonuçlar

oldukça iyidir.

(68)

PERİFERİK ARTER

HASTALIKLARI

(69)

KRONİK ARTER TIKANIKLIĞI

• Arter lümeninde darlık ya da endotel hasar vardır.

• Periferik arterleri tıkayıcı hastalıklar genellikle atheroskleroz, emboli, trombüs, travma, vazospazm, inflamasyon nedeniyledir.

• Belirti ve bulgular:

• İntermittent klaudikasyon, • Dinlenme ağrısı,

• Periferik nabızların kaybı pozisyona bağlı olarak ekstremitede renk değişikliği, • Trofik değişiklikler,

(70)

Cerrahi

(devam):

• Hastanın kendi

toplardamarının ya da

yapay greft kullanılarak

bypass yapılması

• (Femoropopliteal bypass

greft)

(71)

AKUT ARTER TIKANMASI

Akut arter tıkanması belirti ve bulguları ani olarak ortaya çıkar.

• Ekstremite iskemi ve doku nekrozu nedeniyle ağrılıdır.

• Sinir dokusu iskemisi varsa, ekstremitede parestezi ve anestezi oluşur. • Kanlanmanın azalmasına bağlı tıkanıklığın distali soğuktur.

• Kan akımı, kollateraller tarafından kısmen sağlansa da ekstremiteler soluk renktedir. Olay ilerledikçe cilt nekrozu sonucu siyanoz görülür.

(72)

TEDAVİ VE BAKIM

• Distal pıhtı yayılımını engellemek için en kısa zamanda heparinize edilir. • Cerrahi tedavi, iskemi başladıktan sonra 8-12 saat içinde uygulanmalıdır. • Cerrahiye karar verildikten sonra hasta ılık ortamda tutulur ve ekstremite travmalardan korunur.

Embolektomi lokal anestezi ile yapılır. Arter, proksimal ve distalinden

kontrol altına alınır ve damara kesi yapılarak Fogarty balon kateteri ile emboli çıkarılır.

Komplikasyonlar; rüptür, intima zedelenmesi ve pıhtının parçalanıp distal embolilere neden olmasıdır.

• İşlemden sonra genellikle 2-7 gün antikoagülan tedavi uygulanır.

• Cerrahi girişim dışında, fibrinolitik ilaçlarla da trombüs ve emboli çözülmeye çalışabilir.

(73)

TROMBOANJİTİS OBLİTERANS

(BUERGER HASTALIĞI)

• 1908’de Leo Buerger tarafından tanımlanan bu hastalık, özellikle genç erkeklerde görülür.

• Buerger; alt ekstremitelerin orta ve küçük boy arter ve venlerini tutan ve zamanla tıkanmalara yol açan inflamasyonlu bir damar hastalığıdır.

• Ekstremitelerin distalinden başlayan hastalık, yukarı doğru ilerler.

• Etiyolojisi: Buerger hastalığının nedeni bilinmemektedir. Yaş, cinsiyet, otoimmün sistem ve sigara ikincil etiyolojik faktörlerdir.

(74)

Tedavi ve Bakım

• Buerger hastalığında tedavi ve bakımın temel amaçları; hastalığın ilerlemesini önlemek,

vazodilatasyonu sağlamak, ağrıyı gidermek ve hastaya duygusal destek olmaktır.

• Ağrı için hastaya Buerger-Allen egzersizleri yaptırılabilir.

• Bu egzersizlerin yapılması kollaterallerin gelişmesinde rol oynar.

(75)

Tedavi ve Bakım

• Vazodilatasyonu sağlamak ve kan akımını artırmak için sempatektomi (sempatik ganglionektomi) yapılabilir.

• Hastaya trombositlerin yapışmasını önleyici ve fibrin çözücü ilaçlar da verilebilir. • Hastada his kaybı varsa yanıklar oluşabileceğinden ekstremiteye doğrudan sıcak uygulama yapılmamalıdır.

• Buerger’de ekstremitede ülserler geliştiyse yara iyileşmesi ya çok güç olur ya da yaralar iyileşmez.

• Yara iyileşmesi olmuyorsa ya da yara enfekte olduysa, ağrı kontrol edilemez boyutlarda ise, gangren geliştiyse, konservatif tedavi olarak amputasyon

(76)

RAYNOUD HASTALIĞI

• 1862’de Raynoud tarafından

tanımlanan bu hastalık, özellikle el ve

ayaklarda küçük arter ya da

arteriyollerin konstriksiyonu sonucu

ekstremitede intermittent solukluk, siyanoz ve ısı değişikliği ile

(77)

Tedavi ve Bakım:

• Tedavi, konservatiftir.

• Amaç, düz kaslarda relaksasyon

sağlamak, spazmı çözmek ve arteriyel kan akımını artırmaktır.

• Kalsiyum antagonistleri, vazospastik

atakları geciktirdiği ve süresini kısalttığı için kullanılır.Bunun yanı sıra, sempatik sinir

aktivitesini azaltmak amacıyla vazodilatörler ve alfa adrenerjik reseptör blokörleri verilir.

• Sempatektomi bazı durumlarda önerilebilir. Ancak işlemden iki-üç yıl

sonra belirtilerin yeniden ortaya çıkması, sempatektomi uygulamasını sınırlamaktır.

(78)

ARTERİYOSKLEROZİS OBLİTERANS

• Arterlerin tunika, intima ve media tabakalarında daralma ve tıkanmanın söz konusu olduğu bir hastalıktır.

• Atheramatöz plaklar çoğu kez kan akımına doğru çıkıntı yaparlar yüzeyleri pürtüklü olduğundan kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırarak trombüs ve emboliye neden olurlar.

• Genellikle femoral, iliak ve popliteal arterleri tutar. Hiperlipidemi, sigara, hipertansiyon, diyabet ve stres predispozan faktörlerdir.

(79)

ARTERİYOSKLEROZİS OBLİTERANS

• Tedavi: Vazodilatörler ve antikoagülanlar tıbbi tedavi olarak önerilebilir. • Tıkanmanın derecesi, yeri ve yaygınlığına göre cerrahi tedavi olarak

embolektomi, endarterektomi, arteriyel bypass greft ve gerekirse amputasyon uygulanır.

• Endarterektomi; arter duvarındaki arteriosklerotik plağın ve pıhtının

çıkarılmasıdır. Kesi yerine venöz greft konursa “patch greft” denir.

• Bypass greft; arterin tıkalı kısmın üst ve altına yapay maddelerden ya da

safen ven köprü (ikinci bir yol) yapılmasıdır.

• Bypass greft, yapıldığı yere göre (örneğin, aortabifemoral bypass gibi) isimlendirilir.

(80)

ARTER AMELİYATLARI SONRASI BAKIM

• Embolektomi, endarterektomi, arteriyel bypass greft gibi ameliyatlardan sonra,

özellikle etkilenen ekstremitede dolaşımın yeterli olmadığı çok iyi izlenmelidir.

• Cerrahi girişim yapılan bölgenin altında kalan cilt, ısı ve renk değişikliği açısından

(81)

• Periferik nabızlar ameliyat öncesi ile karşılaştırılmalı ve ilk 24 saat, saatte bir kaydedilmelidir.

(a) nabız alınamaması trombüsü düşündürmeli

(b) Periferik nabız yerleri nabzı bulma kolaylığı için kalemle işaretlenmelidir

(c) nabızlar zor alınıyorsa Doppler kullanılmalı

(82)

• Yara bölgesinde drenaj, kızarıklık ve ödem olup olmadığına bakılmalıdır.

Dolaşımın engellenmemesi için

(a) iki saatte bir pozisyon değiştirilmeli

(b) bacaklar üst üste konmamalı

(83)

VENLERİN CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN

HASTALIKLARI VE BU HASTALIKLARIN

(84)

DERİN VEN TROMBOZU

(DVT)

• Tromboz oluşumu;

Venöz staz Hiperkoagülabilite

(85)

Belirti ve bulgular

DVT’unda en tipik belirti ve bulgular

• Alt ekstremitede tek taraflı ağrı, • Ödem

• Kızarıklık • Isı artması

• Ekstremitelerde güçsüzlük ve uyuşma

(86)

Tedavi ve Bakım

• Heparin, oral antikoagülanlar ve fibrinolitik ajanlar (tıbbi tedavide)

• Venöz trombektomi, şemsiye işlemi ya da filtre uygulaması (cerrahi)

• Yatak istirahati, bacak elevasyonu, ılık uygulama

(87)

VARİS (VARİKOZ VENLER)

• Varis, sıklıkla bedenin alt kısımlarında bulunan venlerdeki kapakların yetersizliği sonucu venlerin anormal şekilde kıvrılması

ve genişlemesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır.

• Variste en sık rastlanan belirti ve bulgular, ayakta kalınca varisli vende yanma, ağırlık, aşağı doğru çekme hissi, bacakta kaşıntı ve

ödemdir. Varikoz vende inflamasyon varsa

(88)

Tedavi ve Bakım

• Varislerin tedavisinde konservatif tedavi,

skleroterapi, endovenöz lazer tedavisi ve cerrahi tedavi yer alır.

• Varis çorabı, en iyi elastik desteği sağlar. • Çorabın etkin olabilmesi için, bireye uygun ölçülerde olması gerekir.

• Varis çorabı eksternal kompresyon yaparak kas pompasının etkinliğini arttırır ve dilate yüzeyel venlerde venöz dönüşü kolaylaştırır.

(89)

Hasta varis çorabını giyerken şu noktalara dikkat etmelidir

• Yataktan kalkmadan önce, bir süre bacaklar kalp seviyesine getirilerek venler boşaltılmalı

• Çorap el içinde toplanmalı, ayaklar yataktan sarkıtılmadan, bacaklar yukarı doğru sıvazlanarak çorap giyilmeli

• Külotlu varis çorabı giyiliyorsa, çorap her iki bacakta diz eklemini geçtikten sonra ayağa kalkarak çorabın kalça kısmı yerleştirilmelidir

• Gece yatmadan önce çorap çıkarılmalıdır.

• Ayrıca varisli olan hastalar uzun süre ayakta durmamalı ve günde birkaç kez bacaklar elevasyona alınmalıdır.

(90)

Cerrahi tedavi

• Ameliyattan 24-48 saat sonra hasta ayağa kaldırılır ve yatmaktan çok yürümeye teşvik edilir.

• Yattığı sürelerde bacaklar elevasyona alınmalıdır. Hasta, ağrısı, ödemi yoksa ameliyat sonrası üçüncü gün hastaneden çıkarılabilir.

• Hastanın, yürüme egzersizlerini ve elastik desteği (varis çorabı) ameliyattan sonra üç hafta sürdürmesi gerekir. Yaşlı bireylerde bu süre daha uzun

tutulmalıdır.

• Cerrahi sonrası görülebilen komplikasyonlar; kanama, enfeksiyon, sinir harabiyeti ve DVT’dur.

(91)

LENFATİK SİSTEMİN CERRAHİ GİRİŞİM

GEREKTİREN HASTALIĞI VE BU HASTALIĞIN

TEDAVİ VE BAKIMI

(92)

LENFÖDEM

Lenfödem, lenfatik sistemin obstrüksiyonu ve

disfonksiyonu sonucunda,

interstisiyel mesafede aşırı miktarda sıvı birikiminin olduğu bir hastalıktır.

(93)

Belirti ve

Bulgular

• Ödem

• Yorgunluk

• Ciltte kalınlaşma

• Lenfanjit

• Selülit

(94)

TEDAVİ

1. Doğru cilt bakımı

Öncelikle deride enfeksiyon gelişmesi

önlenmelidir. Bu amaçla titiz bir tırnak, el ve kol cildi bakımı yapılmalıdır.

2. Lenfodrenaj masajı

Masaj proksimalden distale doğru yapılmalı

3. Basınç pompaları

(95)

TEDAVİ

5. Egzersizler ve pozisyonlama (elevasyon)

· Sık sık oturmalı veya uzanarak dinlenmeli

· Otururken kol omuz hizasını geçmeyecek şekilde ve bütünüyle yastık üzerinde

desteklenmiş olmalı; yatarken de kol yastıkla yükseltilmeli

· Aşırı sıcak suyla yıkanmamalı, saunaya, buhar odalarına girmemeli · Şömine, soba gibi doğrudan ısı kaynakları önüne oturmamalı

(96)

Cerrahi tedavi

• Lenfödem tedavisinde yaygın olarak uygulanan eksizyonel ameliyatlarda, deri, subkutan doku ve derin fasia çıkarılarak bacağa deri greft konur.

• Ödemli dokular enfeksiyona yatkın

olduklarından, lenfödemli hastalarda enfeksiyon belirti ve bulguları açısından

(97)

PERİFERİK DAMAR HASTALIKLARINDA HEMŞİRELİK BAKIMI

• Damar hastalıklarında hemşirelik bakımının dört temel hedefi vardır:

1- Dokulara yeterli kan akımını sağlamak 2- Cilt bütünlüğünü korumak

3- İskemik ağrıyı azaltmak

(98)

Referanslar

Benzer Belgeler

p- Mevzuatta Genel Kurulca yapılması belirtilen diğer görevlerin yerine getirilmesi,.. Yönetim Kurulu 9 asil 5 yedek üye olarak Genel Kurulca seçilir. Yönetim Kurulu

A 53-year-old male patient under- went femoropopliteal bypass operation with the use of a bovine mesenteric vein graft for left superficial femoral artery occlusion.. He developed

Abdominal aort anevrizmasý tanýsý ile aorto-iliyak stent greft kullanýlan bir hastamýzda iþlem öncesi kritik alt ekstremite iskemisi ile beraber yüzeyel femoral arter

Abdominal aort anevrizmasý nedeniyle elektif olarak ameliyat edilen hastalarda perioperatif morbidite ve mortaliteyi etkilediði bildirilen baþlýca faktörler preoperatif

Effect of Ultrasonic Treatment on Properties of Aqueous Dispersions of Inorganic and Organic Particles in Presence of Water-Soluble Polymers, International Journal

[17] bildirdikleri olgu sunumunda yüz ağrısı, burun kanaması ve burun tıkanıklığı bu- lunan 43 yaşındaki kadın hastanın BT’sinde sağ nazal kavitede üst

Preoperatif 24 saat önce yapýlan embolizasyondan sonra ameliyata alýnan hastaya, sol eksternal karotis arterin askýya alýnmasýndan sonra Weber-Ferguson insizyonu ile Le-Forte

Ven görüntüleme cihazı destekli damar yolu açmanın 0-3 yaş arası çocuklarda işlem başarısı ve ağrı düzeyine etki- sinin incelendiği çalışmada, hasta başına düşen