EBEVEYN VE ÇOCUKLAR ARASINDAKİ
İLETİŞİM,ANA-BABA TUTUMLARI, DUYGUSAL
VE DAVRANIŞSAL SORUNLAR
Ailede ve toplumda kişilerarası iletişim:
Birbirleriyle etkileşim içinde olan kişilerin, birbirlerine iletecekleri ‘’mesajları’’ vardır. Karşılıklı uyarıcı ve tepkilerle, etkileşim süreci böylelikle devam eder. İletişim; ‘’insanlar arasında,
anlamları ortak kılma süreci’’ dir.
Tam olarak ‘’iletişim’’; herhangi bir davranış değişikliği meydana getirmek amacıyla, bireylerin fikir, bilgi, haber, tutum, duygu ve becerilerini akla gelebilecek türlü yollarla bir başkasına aktarma, iletme ve paylaşma sürecidir.
İletişim;
1-) İç-Ruhsal İletişim 2-) Kişilerarası İletişim
3-) Kitle İletişim olarak üç kategoride incelenmektedir.
İletişimin ilk ve en önemli basamağı, ‘’ kişinin kendini tanıması’’, bilmesi ve kendisiyle iletişim
kurmasıdır. Kişi, kendini tanımadan, olaylar karşısındaki tepkilerin niteliğini bilmeden başkaları ile
‘’sağlıklı iletişime girmesi’’ mümkün olmaz.
-İletişim sürecinde, ‘’kaynak kişi’’ ; başkasıyla paylaşacak bir fikir, duygu, istek, sorun veya bir
habere sahip olan ve iletişim başlatan kişidir. ‘’Mesaj’’ ; kaynak kişinin, diğer kişiye iletmek istediği kavram, duygu, düşünce ve sorunlarını temsil eden gözlemlenebilir sembollerdir.
-Mesajın alıcı tarafından anlaşılması için kaynak kişinin iletmek istediği mesajı, alıcının yaşantısına giren sembollerle kaynak kişinin iletmek istediği mesajı, alıcının yaşantısına giren sembollerle
ifade etmesi gerekir. Uygun şekillerde hazırlanan mesajın, uygun bir yolla, alıcının duyu organlarına iletilmesi gerekir. Buna ‘’iletim’’ denir.
-Çeşitli kanallarla alıcıya iletilen mesaj, önce duyu organları tarafından alınır, duyu sinirleri ile alıcıya iletilen mesaj, önce duyu organları tarafından alınır, duyu sinirleri ile sinir alımları halinde beyne gönderilir, orada duyu haline çevrilir, algılanır, algılanan bu mesaj, alıcının beyin
hücrelerinde iz bırakır. Bu işe ‘’yaşantı’’ denir. Alıcının, kaynak kişiye gösterdiği tepki, yanıt ve ipucuna ‘’geri bildirim’’ adı verilir.
-Mesajın kapsamına ilişkin durumun benimsendiği, benimsenmediği tutum, özellikle
duygularının niteliği ve değerlendirmesinin dayandığı ölçütler, alıcıdan mesajdan dolayı ortaya çıkan tepkiler, ancak ‘’geri bildirim’’ sayesinde açıklık kazandırır.
-Kişiler arası iletişimde, gönderilen mesaja karşı cevap ya da tepki olarak üç temel seçenek söz konusudur: ‘’Kabul etme’’ , ‘’Reddetme’’ ve ‘’ Umursanmama’’ olarak ifade edilmiştir.
-İletişim; ‘’algılama ve yorumlara’’ işlemi olup; belli bir zaman dilimi içinde yaşayan kişilerin,
‘’geçmiş deneyimleri’’ ve geleceğe ilişkin ‘’ beklentileri’’ vardır. Bireyin geçmiş yaşantıları, şu an ki yaşam durumunu, çevresi, çevredeki kişileri algılayışı ve yorumlayışını etkileyecektir. Bu gelişmiş yönüyle insan; sadece izlenimleri kaybeden boş bir kağıt değil, onları algılayan, yorumlayan ve önceki yaşantılarıyla bağıntı kura bir varlıktır.
-Algılama; kişileri tartarak bir gözlem ve yargıya varmadır.
‘’Sözsüz iletişim’’; beden diliyle yapılır ve şu işlevleri vardır:
1-) Kişiler arası iletişimde duygu ve tavırları yansıtır.
2-) Sözsel iletişimde söylenenleri tamamlar ve destekler.
3-) Sözlü iletişimin yerini alır doğrudan mesaj iletir.
-Etkileşimi paylaşan kişilerin davranış ve tutumlarına göre ‘’savunucu iletişim ’’ ve ‘’açık iletişim ’’
Olmak üzere, iki tür iletişim türü vardır.
-Mesaj iletme aşamasında, bireysel farklılıklar, kullanılan kelime, cümle, sözsüz hareketler, mimik ve jestler, ses tonu ‘’anlamı’’ önemli ölçüde etkiler.
Ana-baba Tutumları:
-Her insanın, çocukluk yaşantıları boyunca farkında olarak ya da bilinçdışında edindiği deneyimler, anne-baba çocuk rolleriyle ilgili belleğinde iz bırakmış kalıntılar, içselleştirilmiş yaşam şemalardır.
-Çocukların benlik değeri, anne-babasının ona yönelttikleri tutumlar ve davranışların sonucudur.
-Anne-baba tutumlarını kısaca sırasıyla gözden geçirecek olursak;
1-) Destekleyici ve güvenilir,
2-) ‘’Gevşek tutumu ‘’ benimseyen anne-babalar, 3-) ‘’Aşırı koruyucu’’ anne-babalar,
4-) ‘’Baskıcı’’ anne-babalar,
5-) ‘’Kararsız ve tutarsız’’ anne-babalar olarak sıralayabiliriz.
Duyan, V., Yolcuoğlu, İ.G., Artan, T. (2017). Dünü, Bugünü, Yarınıyla İnsanı Anlamak (İnsan Davranışının Kökenleri ve Sosyal Çevrenin Etkileri). Nar Yayınevi, İstanbul