İletişim
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ide bir söz
Yunus EMRE
Yaşamak sanat,beraber yaşamak büyük sanattır.
Edward Said
İletişim, duygu ve düşünce alış-
verişidir.
İletişim uzmanları söylediği- miz sözlerin iletişimimizin
ancak % 10 ‘unu oluştur-
duğunu söylüyorlar. % 30’unu çıkardığımız sesler , %
60’ınıysa vücut dilimiz
meydana getiriyor. İletişim sözden ibaret değildir.
Ergenlik çağındaki
genci etkili bir şekilde nasıl dinlersiniz!
Gençlerin sizi
dinlemesi için nasıl konuşmanız gerekir?
DİNLEME
Etkili iletişim daha iyi dinleme ile başlar.
Dinleme becerilerinizi, aktif bir dinleyici haline gelerek
geliştirebilirsiniz.
Aktif dinleme, konuşan ki- şinin ne demek istediğini ve neler hissettiğini anla- mayı kapsar. Bu, daha
sonra ne söyleyeceğinizi düşünmek yerine,
konuşa-nın söylediklerine odaklaş-mayla ilgilidir.
Aktif bir dinleyici olma, karşınızdakine özen ve ilgi gösterdiğinizi
belirtir. Ayrıca, iletişim kurmanın önündeki
engellerin gide-
rilmesinde de yardımcı olur.
M.Ö.480 yılında İran ve Yunan donanmaları Salamis limanında karşı karşıya gelmişlerdi.
Savaştan evvel yapılan bir toplantıda Atinal’lı Temistokles, körfezin içinde savaş yapılmasını ileri sürdü. Amirale göre İran gemileri
büyüktü,dar bir körfezde savaş yapamazlardı.
Ancak Temistokles bu fikrini bağıra bağıra
söyleyince, Baş Amiral Oribad buna kızmış ve bastonunu kaldırıp Temistokles’in üzerine
yürümüştü. Temistokles başını eğmiş ve şöyle demişti:
Ana ve babaların çocuklarına
bağışlayabilecekleri en güzel miras, günlük
zamanlarından bir kaç dakikadır.
O.A. Batista
Aktif bir şekilde
nasıl dinlersiniz?
Dikkat etme
Dinlediğinizi göstermek
için, yaptığınız işi bırakınız ve tüm dikkatinizi
karşınızdakine veriniz..
Çocuğunuzu konuşmaya özendiriniz
Çocuğunuzu, duygu ve
düşünceleri hakkında daha
fazla konuşmaya özendiriniz.
Baş sallamak, sözcükleri
tekrarlamak. “evet” ya da “hı- hı” demek öğrencinizin
konuşmayı sürdürmesini
özendiren basit yöntemlerdir.
Ayrıca, çocuğunuzun daha
ayrıntılı konuşmasında yanıtı açık bırakılmış sorular da özendirici
olacaktır. Sözgelimi; “Bu konuda neler hissediyorsun” sorusu,
yanıtı açık bırakılmış bir soru iken,“Sinirli misin?” sorusu
yalnızca evet ya da hayır yanıtını gerektirdiğinden, yanıtı belli bir
Söyleneni yansıtınız
Gencin söylediklerinin arka- sındaki anlam ve duyguları yakalamaya çalışınız.
Duyduklarınızı kısaca tekrar ediniz ve gencin neler
hissedebileceğini kendi
sözcüklerinizle ifade ediniz.
Konuyu doğru anlayıp
anlamadığınızı kontrol ediniz
Konuyu doğru anlayıp
anlama-dığınızı öğrenmek için özet açıklamanızın
ardından “Öğle değil mi?”;
“Seni yanlış anlamadım değil mi?” gibi sorular sorunuz.
KONUŞMA
Konuşma şeklimiz, başkalarının me-sajlarımızı alış ve kabul ediş biçimini etkilemektedir. Bazen verdiğimiz mesajlar açık
olmamakta ya da başka gereksiz mesajlarla karışmak-tadır. Bu
‘iletişim engelleri’, dinleyiciyi savunmaya ve karşı koymaya
itebileceğinden, etkili konuşmanın önünde engel oluşturabilir.
Genç böyle hissettiğinde, büyük bir olasılıkla dinleme- yecek ya da davranışını
değiştirmede istekli olmaya- caktır. Kaçınılması gereken yaygın iletişim engelleri
aşa-ğıda belirtilenleri kapsamak-tadır:
Amacından saptırma
Bu, konunun dışına çıkmak
ya da mevcut konuyla ilintisi olmayan diğer sorunları gün- deme getirmektir. Sözgelimi;
bir arkadaşına davetle ilgili tartışırken, gencin ev ödevi yapma alışkanlıklarını
günde-me getirmek gibi.
Geçmişi gündeme getirme
Bu, geçmişteki sorunları gündeme getirmek ve
onları mevcut tartışmaya dahil etmektir.
Suçlama
Bu, genci, sorunun kaynağı olmakla suçlamaktır.
Sözgelimi;“Her zaman evin düzenini bozuyorsun.” gibi sözler söylemek.
Karakteri yok etme
Bu, gence adlar takmayı ya da karakterini
sorgulamayı
kapsamaktadır. Tembel, aptal,düşüncesiz ya da
bencil bu konudaki yaygın
Akıldan geçenleri okuma
Bu, gencin bir şeyi neden yaptığını varsaymaktır.
Sözgelimi; “Bunu beni
üzmek için yaptın” ya da
“Bunu yapmanın yanlış
Genelleme yapma
Bu, ‘hiçbir zaman’ ve ‘her zaman’gibi abartı ya da
genelleme içeren sözcükler kullanmayı kapsamaktadır.
Sözgelimi; “Hiçbir zaman çalışmıyorsun” gibi.
Etkili bir şekilde nasıl konuşulur
Daha etkili bir şekilde konuş- maya ilişkin bazı öneriler aşa- ğıda belirtilmektedir. Bu
öneriler ayrıca, sözü edilen iletişim en-gellerinden
kaçınmanızda da yardımcı olacaktır.
"Her zaman doğruyu söyle;
ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın."
Açık olunuz
Duygu ve düşüncelerinizi açık ve özlü bir şekilde ifade ediniz.
Uzun açıklamalar, gereksiz ne- denler göstermeler ve
tartışma mesajınızı gizleyebilir ve gencin sizi anlamasını daha da zorlaş-tırır.
Saygılı davranınız
Gence saygı gösterdiğinizde mesajınızı duyma, anlama
ve ona göre davranma
olasılığı daha fazla olacaktır.
Eleştirel, kaba ve sert ses tonuyla ileti-len mesajlar daha az etkilidir.
Nezaket insana para
kazandırmaz, ama her şeyi satın alır.
Montaigne
Günlük etkileşimlerden en iyi
şekilde yararlanınız
Gün boyunca doğal olarak yapılan
konuşmalar size dinleme ve konuşma olanağı vermektedir.Bu sık sık ortaya çıkan olumlu konuşma olanakları,
birbirinize daha yakın hissetmenizde size ve çocuğunuza yardımcı olabilir.
Zorlu konuşmalar için plan yapınız ve hazırlıklı olunuz
Karmaşık ve hassas konuların üstesinden gelmek zorunda kal- manız durumunda, plan yapma iletişimi geliştirebilir. Planlı ko-
nuşmalar, sorunları çözmek, bil- gileri paylaşmak, sınırları belir-
lemek ya da sorumluluk vermek gibi belli amaçlar taşımaktadır.
Sevgi tedavi eder;
alanları da verenleri de.
Karl A.Menninger
Yumuşatma
Yumuşatma, söylediklerinizi daha etkili kılmanın bir
başka yöntemidir. Mesajınızı yumu-şatmak için, önce
söyleye-ceklerinizin etkisini ve daha sonra en iyi
söyleme yöntemi-ni düşününüz.
Mesajınızı yumuşatma sırasında,çocuğunuzla ilişkinize, kendi görüşü- nüzden ya da kısa
dönem-li hedefinizden daha fazla öncelik
tanıyınız.
Bu konuları tartışmanızın gerekmesi durumunda,
mesajınızı yumuşatmanın yararı olur.Aşağıdaki öne- riler bunu gerçekleştir-
menizde yardımcı olacak- tır.
Nazik olunuz
Temel görgü ve terbiye kuralları ile nezaket, yakın ilişkide ilk yok olan unsurlardan bazılarıdır.
Uzun süre-dir tanıdığınız kişilere karşı davra-nışlarınızın nasıl
değiştiğini düşünü-nüz. Şu anda onlara ilk tanıştığınız-daki kadar nazik davranıyor musu-nuz?
Amaç, günlük ilişkilerde tüm toplumla daha
önceden olduğu gibi aynı düzeyde ince ve
nazik bir şekilde iletişim
kurmaktır.
Sevilmeyen yol kalabalık da olsa
ıssızdır.
Olumlu şeylerle başlayınız
Tüm iletişimlerinize olum-lu bir şey ile
başlayınız. Bu durumda gencin mesajınızı alma olasılığı çok daha
fazladır.
Mesajın kısa ve basit olmasını sağlayınız
Mesaj ne kadar kısa olursa, so- nuç o kadar olumlu olacaktır.
Uzun konuşmalar ya da tartış- malar, özellikle gencin davranı- şını değiştirmesini istemeniz
durumunda yararlı değildir.
Sorumluluk üstleniniz
‘Ben’li konuşmalar yaparak duygu ve isteklerinizin
sorumluluğunu üstleniniz.
Sözgelimi, “Odadan çıkarken ışığı söndürmen gerekir”
yerine, “Odada kimse yokken ışık kapalı olursa çok memnun olurum” diyebilirsiniz.
Birinci ifadede ‘sen’ vurgulan- makta ve sorumluluk ve suç gence yüklenmektedir. ‘Sen’li ifadeler ayrıca, tartışmaya ya da karşı koymaya yol açabilir.
Sözgelimi genç; “Işıkları neden her zaman benim
söndürmem gerekiyor?” gibi bir yanıt verebilir.
Duyguları paylaşınız
Duygularınızı gençle paylaşma, bir mesajı daha kabul edilebilir kılabilir. Konuyla ilgili olarak ne kadar duyarlı olduğunuzu
iletmeniz durumunda, genç mesajı daha kolay alabilir.
Sevgi sessiz bir kuştur;uçar kalp
denizinde.
Beydeba
KÜLTÜRÜMÜZDE İLETİŞİM
Bir selamla selamlandığınız vakit, siz ondan daha güzeli ile selamı alın, yahut aynıyla karşılayın. Şüphesiz ki Allah her şeyin hakkını gerektiği gibi arayandır
(Nisa, 86)
"Sizden biriniz meclise geldiği zaman selam verdiği gibi,
ayrılırken de selam versin.
Çünkü birinci selam
sonrakinden daha faziletli değildir.“
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Çocuklarınızla çocuklaşınız.
Hadis-i Şerif
Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. İman
etmeyince de cennete
giremezsiniz. Aranızda sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi;
selamı yaygınlaştırın.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Birbirimize söylediğimiz sevgi sözcükleri, yüreğimizin gizli
cennetinde depolanır.
Bir gün yağmur olarak düşer, ya da etrafa çiğ gibi yayılır.
Böylece dünyamız yeşillenir.
“Tatlı dil yılanı deliğinden
çıkarır.”
Prof.Dr.Özcan Köknel’e göre 4 tip genç
vardır.:”Birinci tip , içinde yaşadığı
çevrenin bütün davranış kalıplarını aynen sürdürür. İkincisi çevresini değiştirip bu çevrede çeşitli iletişim araçlarıyla kendini yeniler.
Üçüncüsü, kendi dünyasını ku-rar, bu dünya içinde hiçbir sorumluluk almaz.
Dördüncüsü, devamlı
kendi iç dünyası, çevresi ve toplumla evrensel ve çağdaş ilişki içinde
olandır ki,bu ideal gençlik
tipidir.
İdeal baba eşinin ve çocu- ğunun yanında elinden
geldiğince çok vakit geçir- melidir. Kendi zevki için
eşinin ve çocuklarının gele-
ceğini, dolayısıyla kendi uzun süreli mutluluğunu yak-
mamalıdır.
Anne ve babalar ço-
cuklarınızın psiko-sos- yal yönden sağlıklı
olabilmeleri için şu
alışkanlıkları kazan-
dırın.
1-Okuma alışkanlığı kazandırın.
2-Çocuğunuzu sanat zevkiyle yetiştirin.
3-Bir sporla ilgilenmesini sağlayın.
4-Çocuğunuza vermeyi ve paylaşmayı öğretin.
5-Çocuğunuza kendi toplumunuzun kültürel değerlerini de verin.
6-Çocuğunuzun eğitimiyle
yakından ilgilenin.
Öğrenmenin de maliyeti var
Önceden öğrenen
indirimli fiyattan öğrenir.
Otoriteden öğrenen
özgürlük bedeliyle öğrenir
Deneyerek öğrenen etiket
fiyatından öğrenir
Hayattan öğrenen gecikme zammıyla öğrenir
Hayattan da öğrenemeyen boşa gitmiş hayatıyla
öğrenir.
Arthur Miller
İletişim Uygulamaları
---Bunun yerine...
- Baba: Banyoda işin bittikten sonra ışığı söndürmeni sana kaç kere söylemek
zorundayım!!!
---Durumu anlatın...
- Baba: Banyodaki ışık açık kalmış.
---Bunun yerine...
- Anne: Şu köpeği hala dışarı çıkarmadın. Bir köpeğin olmasını hak etmiyorsun!!!
---Durumu anlatın...
- Anne: Fatoş, köpeğin kapının dibinde bir aşağı bir yukarı yürüyüp duruyor.
İnsanlar size nerede hatalı olduğunuzu söylerken,
gerekeni yapmak zordur.
Yetişkinlerin sorunu dile getirip, açıklık kazandırmaları,
çocukların o anda yapmaları gerekeni, kendi kendilerine
bulmalarına yardımcı olacak bir ortam hazırlar.
---Bunun yerine...
- Baba: Eğer seni bir daha duvarlara yazı yazarken yakalarsam, sopayı
yiyeceksin!!!
---Bilgi verin...
- Baba: Duvarlara yazı yazılmaz.
Yazmak için kağıt kullanabilirsin.
---Bunun yerine...
- Anne: Ev işlerine birazcık yardımcı olmak hiç aklına gelmez değil mi?
---Bilgi verin...
- Anne: Şimdi aksam yemeği için sofra
kurulmuş olsaydı, gerçekten çok iyi olurdu.
Bilgi verilmesini kabullen-
mek, suçlamaya katlanmak- tan daha kolaydır. Çocuklar, olan biten hakkında bilgi-
lendirildikleri zaman, çoğun- lukla yapılması gerekeni
anlarlar.
---Bunun yerine...
- Anne: Deminden beri size pija- malarınızı giymenizi söylüyorum.
Oysa sizin yaptığınız tek sey,etrafı dağıtmak. TV izlemeye başlama-
dan pijamaların giyileceği konusun- da anlaşmıştık. Fakat ben buna
yönelik davranışta bulunan birilerini göremiyorum...
---Bir sözcükle özetleyin...
- Anne:
Ayrıntılardan arındırılmış mesajlar, çocuğun
sorunun çözümüne
yönelik davranmasını
hızlandırır.
---Bunun yerine...
- Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna):
Öğretmen kompozisyonunu nasıl buldu?
Matematik yazılısından kaç aldın? Bugün hangi derslere çalışman gerek? Oynamaya çıkacak mısın? Hırkan neden kirlendi?
Düştün mü yoksa?....
---Çok fazla soru sormayın...
- Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna):
Selam tatlım. Seni gördüğüme sevindim.
Çok fazla soru, kişinin özel yaşamına fazlasıyla karışılı- yormuş hissine kapılmasına neden olabilir. Çocuklar,
konuşmak istedikleri zaman onu dinleyecek birinin olduğu güvenini duymak isterler,
konuşmaya zorlanmak değil!