• Sonuç bulunamadı

Preeklampsi Etyolojisinde Androjenlerin Rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Preeklampsi Etyolojisinde Androjenlerin Rolü"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Preeklampsi Etyolojisinde Androjenlerin Rolü

Burçak TOK, A.R›za SÖZENO⁄LU, Ergun B‹LG‹Ç, Kadir GÜZ‹N, Nefle YÜCEL

ÖZET

Erkek olman›n hipertansiyon etyolojisindeki yerinden yola ç›karak, androjenlerin preeklampsi etyolojisindeki rolünü araflt›rd›k. 30 preeklamptik ve 20 kontrol grubu hastas›yla çal›fl›ld›. Preeklamptik hastalarda kriter olarak 6 saat ara ile ölçülen 2 tansiyon arteryel de¤erinin 140/90 mmHg ve üzeri olmas› ve/veya ödem olmas› flart› arand›. Kontrol grubu ise yine üçüncü trimestrdeki gebelerden oluflmufl dahili, obstetrik problemleri olmayan hastalard›. Her hastadan serumda SHBG, E2, serbest ve total testosteron, DHEA-s, androsteno- dion bak›ld›. Preeklamptik grupta total testosteron ve andro- stenodion de¤eri yüksek bulundu. Ancak, bu parametrelerin preeklampsi erken tan›s›nda bir belirteç olarak kullan›lmas›

için daha fazla çal›flmalara ihtiyaç oldu¤u düflüncesindeyiz.

Anahtar kelimeler: Preeklampsi, androjenler

SUMMARY

The Role of Androgens in Preeclampsia

The role of androgens in preeclampsia was investigated based on the role of being male in the etiology og hyperten- sion. We had 30 patients in the preeclamptic group and 20 patients in the control group. Preeclampsia was based on two criteria. 1. The concordant measured blood pressure with an interval of 6 hours had to be equal or higher than 140/90 mmHg and/or edema had to be visualized. The control group consisted of pregnant woman being in thirth trimestr without any internal or obstetric complains. SHBG, E2, DHEA-s, androstenodion, free and total testosteron was measured in the serum of each patient. In the preeclamptic group total testosteron and androstenodionlevels were significant high.

But we need more scientific investigation in order to use this parameters as markers in the early diagnosis of preeclamp- sia.

Key words:Preeclampsia, androgens

SSK Göztepe E¤itim Hast. Uz. Dr.*; Maltepe Üniv. Yard. Doç. Dr.**; SSK Göztepe E¤itim Hast. fief Yard. Uz. Dr.***; fief Doç. Dr.****

Preeklampsi, klasik olarak gebeli¤in 20. haftas›ndan sonra ortaya ç›kan, hipertansiyon, ödem ve proteinüri ile karakterize bir sendrom olarak tan›mlanmaktad›r.

Tüm gebeliklerin % 5-7’sinde görülür ve hala etyopato- genezi tam olarak anlafl›lamam›fl bir hastal›k olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Prematürite, intrauterin geliflme gerili¤i, perinatal asfiksi ve plesanta dekolman› gibi komplikasyonlara yol açan preeklampsi ve eklampsi, gebelikte maternal morbidite ve mortalitenin önde ge- len nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir (1,2). Maternal ve fetal morbidite ve mortalitenin yüksek ol- mas› nedeniyle, hastal›¤›n önceden belirlenip, önlem- lerin al›nmas› gerekmektedir. Fakat, etyolojideki belir- sizlik hastal›¤›n önceden belirlenmesi konusunda s›k›nt›

oluflturmaktad›r. Preeklampsi ile ilgili yap›lan çal›flma- lar›n amac›, hastal›¤›n tan›s›n› erken koymak ve prog- nozu belirlemektir. Bu konuda literatürde pek çok bi- yokimyasal ve hematolojik parametrelerin preeklampsi ile ilgisi araflt›r›lm›flt›r. Literatürde normotansif gebe-

lere oranla preeklamptik gebelerde serum androjen se- viyelerinin daha yüksek oldu¤u tespit edilmifl, bunun preeklampsi etyopatogenezindeki rolü ile ilgili daha ge- nifl çal›flmalara ihtiyaç oldu¤u üzerinde durulmufltur (3-

6). Biz de bu çal›flmam›zda, literatür ›fl›¤›nda normotan- sif gebelere oranla preeklamptik gebelerde 3. trimestr maternal serum testosteron, estradiol, dehidroepiandro- jen sülfat, seks hormon ba¤layan globulin ve serbest androjen indeksi de¤erlerini karfl›laflt›r›p, preeklampsi etyopatogenezinde serum androjenlerinin rolü olup ol- mad›¤›n› araflt›rmay› amaçlad›k.

MATERYAL ve METOD

Çal›flmam›za Ocak 2003-May›s 2003 tarihlerinde Göztepe SSK E¤itim Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i- ne baflvuran 30 preeklamptik ve 20 normal gebe dahil edildi.

Preeklamptik hastalarda kriter olarak 6 saat ara ile ölçülen 2 tansiyon arteryel de¤erinin 140/90 mmHg ve üzeri olmas›, spot idrar örne¤inde (++) ve üzeri proteinüri olmas› ve/veya

KL‹N‹K ARAfiTIRMA Jinekoloji-Obstetrik

Göztepe T›p Dergisi 19: 26-29, 2004

26

ISSN 1300-526X

(2)

ödem olmas› flart› arand›. Kontrol grubumuz ise yine pre- eklamptik hastalar gibi üçüncü trimesterdeki gebelerden oluflmufl ve dahili-obstetrik problemleri olmayan hastalard›.

Her iki grupta bulunan hastalardan serumda SHBG, E2, ser- best ve total testosteron, DHEA-s, androstenodion örnekleme- si için kuru tüpe turnike yard›m› ile 5cc venöz kan al›nd›. Kan örnekleri ayn› gün bekletilmeden laboratuvarda 2500 g gü- cünde 20 dak. santrifüje edilerek serumlar› ayr›ld›. IMMU LITE marka ticari cihazda radioimmunoassay yöntemi ile örnekler çal›fl›ld›. Hiçbir hasta demir ve vitamin preparatlar›

d›fl›nda klini¤imize baflvurmadan önce antihipertansif tedavi veya hormon ilac› kullanm›yordu. Olgular›n hiçbirinde daha önceden bilinen bir hipertansiyon hikayesi yoktu. Sadece iki olguda klinik ve laboratuvar bulgular›yla kan›tlanm›fl PCOS mevcut idi. Çal›flma grubumuzdaki preeklamptik hastalar hos- pitalize edilerek antihipertansif ve/veya proflaktik antikonvul- sif medikal tedaviye al›nd›. Fetal iyilik hali kardiyotokografi ve US kontrolleri ile de¤erlendirildi. Sonland›r›lma endikas- yonu olan olgularda do¤um gerçeklefltirildi. Preeeklampsi ve kontrol grubunda yafl, parite, gravida, tansiyon arteryel, hor- mon de¤erleri her iki grup için ayr› ayr› karfl›laflt›r›ld›. Çal›fl- mada elde edilen bulgular de¤erlendirilirken, istatistiksel ana- lizler için SPSS (statistical Package for social sciences) for windows 10,0 program› kullan›ld›. Çal›flma verileri de¤erlen- dirilirken tan›mlay›c› istatistiksel metodlar›n (ortalama, stan- dart sapma) yan›s›ra niceliksel verilerin karfl›laflt›r›lmas›nda ise ki-kare testi kullan›ld›. Niteliksel verilerin karfl›laflt›r›lma- s›nda ise ki-kare testi ve Fisher exact ki-kare testi kullan›ld›.

Sonuçlar % 95’lik güven aral›¤›nda de¤erlendirildi.

BULGULAR

Çal›flmaya kat›lan olgular›n demografik özelliklere göre da¤›l›m Tablo 1’de görülmektedir. Gruplara göre yafl ortalamalar› ve gravidalar› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k görülmedi (p>0.05). Çal›flma grubu olgular›n›n gestasyon yafllar› kontrol grubuna göre an- laml› derecede düflük bulundu (p<0.01). Kontrol grubu- nun parite düzeyleri ise çal›flma grubuna göre anlaml›

derecede yüksekti (p<0.01). Çal›flma grubu olgular›n›n sistolik ve diastolik tansiyonu kontrol grubuna göre an- laml› derecede yüksek bulundu (p<0.01). Sigara içme durumuna ve PCO varl›¤›na göre gruplar aras›nda ista- tistiksel olarak anlaml› fakl›l›k yoktu (p>0.05). Normal T‹T’e sahip olgular kontrol grubunda görülmekte, ça- l›flma grubu olgular›n›n hiç birinde normal T‹T bulgusu

görülmedi. Hemoglobin, hematokrit, platelet ve lökosit de¤erleri gruplara göre istatistiksel olarak anlaml› fark- l›l›k göstermedi (p>0.05). SGOT de¤erleri ise çal›flma grubunda kontrol grubuna göre anlaml› düzeyde yüksek bulundu (p<0.05). Total testosteron de¤eri çal›flma gru- bu olgular›nda anlaml› düzeyde yüksek bulundu (p<

0.01). Serbest testosteron, DHSA-S, E2ve SHBG dü- zeyleri ise gruplara göre anlaml› farkl›l›k göstermedi (p>0.05). Androstenedion olgular› da çal›flma grubunda ileri düzeyde anlaml› derecede yüksek bulundu (p<

0.01). Tablo 2‘de androgen düzeylerinin gruplara göre da¤›l›mlar›n› görmekteyiz.

Do¤um flekillerine ve do¤an bebeklerin cinsiyetlerine göre da¤›l›mlar› gruplara göre anlaml› farkl›l›k göster- medi (p>0.05). Do¤um a¤›rl›¤› çal›flma grubu olgula- r›nda ileri düzeyde anlaml› derecede düflük bulundu (p<

0.01). Bebek boy ölçümleri de çal›flma grubu olgular›n- da anlaml› düzeyde düflüktü (p<0.05). Çal›flma ve kon- trol grubunda fetus cinsiyetlerine göre androgen düzey- leri istatistiksel olarak anlaml› bulunmad› (p>0.05).

Gruplar›n IUGR ölçümleri aras›nda çal›flma grubunun lehine istatistiksel olarak ileri düzeyde anlaml› farkl›l›k görüldü (p<0.01). Çal›flma grubunun % 33.3’ünde visü- el semptom, % 66.7’sinde bafla¤r›s› görüldü.

TARTIfiMA

Preeklampsi, gebelikle iliflkili vasküler hiperreaktivite, hiperkoagülasyon ve gebelikte mobidite ve mortalitenin major nedenidir. Uzun çal›flmalar sonucu hastal›¤›n patogenezi belirlendiyse de, hastal›¤›n etyolojisi hala bilinmemektedir. Bu konuda baz› teoriler öne sürül- müfltür (7): Endotelyal hücre hasar›,azalm›fl plesental perfüzyon, de¤iflmifl vasküler reaktivite, prostasiklin ve tromboksan aras›ndaki dengesizlik, genetik faktörler, artm›fl sinir sistemi irritabilitesi, uterin iskemi vs.

Tablo 1. Demografik özelliklere göre da¤›l›m.

Yafl (y›l)

Gestasyon yafl› (hf) Gravida

Parite

Çal›flma Grubu 30.06±6.32 34.14≠4.36 2.80±1.95 1.21±0.89

Kontrol Grubu 28.40±6.61 37.45±2.91 1.95±0.94 2.44±1.29

p 0.375 0.009**

0.077 0.005**

**p<0.01 ileri düzeyde anlaml›

Tablo 2. Androgen parametrelerinin gruplara göre de¤erlen- dirmesi.

T. testosteron S. testosteron DHEA-S E2

SHBGAndrostenedion

Çal›flma Grubu 1.46±1.22 2.80±1.28 55.57±46.37 3471.4±7276.0 242.43±308.24 4.93±1.01

Kontrol Grubu 0.56±0.37 4.57±10.06 36.81±18.61 1525.0±766.2

180.0±0.00 2.82±0.93

p 0.002**

0.178 0.083 0.170 1.000 0.001**

**p<0.01 ileri düzeyde anlaml›

B. Tok, Preeklampsi Etyolojisinde Androjenlerin Rolü

27

(3)

Son zamanlarda hastal›¤›n sempatik ve vasküler hiper- aktivite durumu oldu¤u gösterilmifltir (8). Preeklampsi- nin vasküler hiperreaktivitesi, anjiotensin II duyarl›l›¤›- n›n de¤iflmesi ve eikosanoid seviyeleri ile yönetilir (9-

11). Ayr›ca, trombositler de daha kapsaml› çal›flmalarda konuya dahil edilmifllerdir (4,12). Preeklampside bugün kabul edilen temel anormallik, pressor hormonlarla eikosonoidlere karfl› oluflan genel arteriel konstrüksiyon ve vasküler duyarl›l›k art›fl›d›r. Bu vasküler reaktivite de¤iflikli¤inin nedeni bilinmemektedir. Bir varsay›ma göre, vazokonstrüksiyonnun nedeni, vasodilatatör prostaglandinlerin (PGI2) göreceli veya mutlak yeter- sizli¤idir ve bu durum baz› gebelerde dolafl›m uyumu bozuklu¤una yol açmaktad›r (13,14). Preeklampsi olgu- lar›nda, normal hastalara k›yasla PGI2 türevlerinin böbreklerden at›lmas› veya PGI2’nin plesentadaki kan damarlar›nca yap›m› düflüktür ve TxA2 düzeyleri yük- selmifltir (15).

Baz› ba¤›ms›z çal›flmalar, androjenlerin flafl›lacak flekilde preeklampsidekine benzer fizyolojik de¤ifliklik- lere neden oldu¤unu göstermektedir. Erkek popülas- yonda dolafl›mdaki yüksek androjen düzeyleri ve d›flar›- dan verilen androjenlerin invitro ve invivo olarak hiper- tansiyonla ba¤lant›s› kurulmufltur (15,16). Bunlara ek olarak, hayvan çal›flmalar›nda testosteron tedavisinin araflidonik asit ve norepinefrine cevab› h›zland›rd›¤›

gösterilmifltir (15). Androjenler, prostasiklin yap›m›n›

invitro azalt›p tromboksan dahil eikosanoid yap›m›n›

art›rmaktad›r. Böylelikle, preeklampsideki benzer vasküler daralmay› destekleyici bir tromboksan-pros- tasiklin oran› ortaya ç›kar. Son zamanlarda yap›lan bir çal›flma, bu oran›n preeklampside daha yüksek oldu¤u- nu göstermifltir (17). Preeklampside serum inhibin sevi- yesinin art›fl›, dolaflan androgen seviyelerini art›r›yor olabilir. Ayn› zamanda, inhibinin hamile olmayanlarda (polikistik over sendromu öyküsü olan) ovarian teka hücrelerindeki androjen yap›m›n› art›rarak serum androjenlerini yükseltti¤i de gösterilmifltir (18). PCOS görülen kad›nlarda, vücut kitle indeksinden ba¤›ms›z olarak preeklampsi s›kl›¤›nda art›fl oldu¤u da bildiril- mifltir (19). Preeklampsi hikayesi olanlarda 17 y›l sonra testosteron seviyelerinin artabilece¤inin gösterilmifl olmas›, persistan bir metabolik defektin olabilece¤ini gösterir (4). Yap›lan çal›flmalarda, androjenlerin invitro olarak prostasiklin yap›m›n› azalt›p, tromboksan dahil eikosanoid yap›m›n› art›rd›¤› gösterilmifltir (15). Ajayi ve ark. (20), erkeklerde premenapozal kad›nlara göre trombotik kardiyovasküler hastal›klar›n daha s›k görül-

dü¤ü gerçe¤inden yola ç›karak yapt›klar› çal›flmada, plazma testosteran seviyeleri ile trombosit TxA2resep- törleri aras›nda pozitif korelasyon oldu¤unu göster- mifllerdir.

Hamile olmayanlar ile k›yasland›¤›nda, hamilelerde se- rum androjen seviyelerinin yükselmifl oldu¤u gösteril- mifltir. Bu çal›flmada da biz serum androjenlerinin yük- seldi¤ini preeklamptik hamilelerde gösterdik ve istatis- tiksel olarak da anlaml› bulduk. Hamilelerde dolafl›m- daki androjenler plasentada mikrozomal enzimlerle aro- matik transformasyon sonucu östrojenlere dönüflür. Bir normal gebelik ilerledikçe plesantal enzim aktivitesinin art›fl›na ba¤l› olarak androjenler düflme e¤ilimine, östro- jenler ise yükselme e¤ilimine girer (21,22). Biz bu çal›fl- mada, plasental aromataz enzim aktivitesini ölçemedik, fakat Hahnel ve ark. preeklampsi etyolojisi ile ilgili yüksek testosteron seviyelerine plasental aromataz en- zim eksikli¤inin neden oldu¤unu göstermifllerdir (23). Preeklampsi etyopatogenezinde androjenler, özellikle testosteronun önemli oldu¤unu gösteren çal›flmalarda, preeklamptiklerde hemokonsantrasyona ba¤l› bir yük- seklik olabilece¤i ya da bir fetal üretim kayna¤› ola- bilece¤i (fetal cinsiyete göre) iddia edilmifltir. Fakat, bizim çal›flmam›zda da fetal cinsiyetlere göre testos- teron seviyelerinde her iki grup aras›nda istatistiksel olarak anlaml› bir farkl›l›k saptanmad›. Bu bulgu, lite- ratürle uyumlu bulundu (24). Preeklampside hemokon- santrasyona ba¤l› testosteron yüksekli¤i söz konusu olsayd› serbest östriol ve DHEA-S düzeylerindede art›fl beklerdik. Çal›flmam›zda E3 ve DHEA-S düzeyinde istatisitksel olarak anlaml› bir farkl›l›k saptanmad›.

Literatürde androjenlerin, preeklampsi etyolojisinde rolü olabilece¤i ile ilgili çok az yay›n vard›r. En kap- saml› araflt›rma, 1999 y›l›nda Michael ve ark. taraf›ndan yap›lm›flt›r (4). Bu araflt›rmada, preeklamptik primi- gravid hastalarda, serum total testosteron ve serbest testosteron de¤erlerinin normotansif gebelere göre yük- sek oldu¤u saptanm›flt›r. Çal›flmada, her iki grubun ma- ternal yafl, gestasyonel yafl ve vücut kitle indeksleri eflit tutulmufltur. Çal›flmam›zda, preeklamptik grup daha obez ve ödeme ba¤l› daha kilolu oldu¤u için vücut kitle indeksi de¤erlerini eflit tutamad›k. Literatür ile uyumsuz serbest testosteron seviyelerimiz BMI de¤iflikli¤ine ba¤l› olabilir. Ancak, total testosteron de¤erimizdeki yükseklik literatürle uyumlu ç›km›flt›r (4). Sonuçlar incelendi¤inde, her iki grupta da SHBG, E2, serbest

Göztepe T›p Dergisi 19: 26-29, 2004

28

(4)

testosteron, DHEA-s, de¤erlerinde anlaml› bir farkl›l›k saptanmad›. Ancak, total testosteron ve androstenodion de¤erleri preeklamptik çal›flma grubunda istatistiksel olarak anlaml› düzeyde yüksek bulundu.

Serin ve ark.’n›n yapt›¤› bir çal›flmada da, 3. trimestr androgen düzeylerinin postpartum 6. haftadaki de¤i- flimleri de¤erlendirilmifl. Sonuç olarak da, 3.trimestrde- ki preeklamptik gebelerde, normotansif gebelere oranla anlaml› derecede yüksek bulunan serbest ve total testos- teron de¤erlerinin, do¤umdan sonraki 6. haftada an- laml› derecede düfltü¤ü tespit edilmifl. SHBG, DHEA-s, androstenodion ve E2düzeylerinde anlaml› bir de¤iflim görülmemifltir (25). Androjenler, hemodinamik de¤iflim- leri preeklampsidekine flafl›lacak kadar benzer biçimde yönetir ve bu gebeliklerde yüksek inhibin seviyesi, pla- sental enzim kusuru ve yüksek androjen seviyesi için stimulus gösterir. Bu nedenle, testosteronun yönetici veya kuvvetlendirici rolü preeklampsi patofizyoloji- sinde olas›d›r. Böyle bir etki, polikistik over sendromu olan hastalarda yüksek preeklampsi gelifltirme riskini de aç›klar (26).

Sonuç olarak, preeklampsi etyopatogenezinde androjen- lerin rolünün oldu¤unu söyleyebiliriz. Literatürde an- drojenlerin rolü ile ilgili çok az yay›n vard›r ve bu ya- y›nlar androjenlerin preeklampsi etyopatogenezinde öneminin oldu¤u yönündedir. Biz çal›flmam›zda, bu konuda literatürle uyumlu testosteron ve androstenodi- on art›fl›n› preeklamptik gebelerde saptad›k. Fakat ileri araflt›rmalarla gebelik öncesi, 1, 2 ve 3. trimester ve postpartum serum androjen de¤erleri ile birlikte, trom- boksan A2, prostaglandinler veya onlar›n metabolitleri, serum inhibin-A ve inhibin-B düzeyi ve plasental aro- mataz düzeylerinin de de¤erlendirilebildi¤i daha genifl çal›flmalar sonunda androjenlerin preeklampsinin etyo- patogenezinde rolü ile ilgili net bilgiler elde edilecektir.

KAYNAKLAR

1. Chesley LC: Diagnosis of preeclampsia Obst. And Gynecol; Mar;

65(3):423-425, 1985.

2. Davey DA. MC Gillivray I: The classification and definition of hypertensive disorders of pregnancy. Am. J. Obstet. Gynecol; 892, 158, 1988.

3. Hannele Leivuori; Evidence of high circulating testosteron in women with prior preeclampsia. Journal of Clinical Endocrinology and Metabolizm; 1997.

4. Michael T. Acromite, Christos S. Mantzoros, Richard E.

Leach, Janet Hurwitz, MA, and Leonard G. Dorey: Androgens in preeclampsia. AM J Obstet Gynecol 180:60-3, 1999.

5. Buster JER.J. Chang, D.L. Preston, R.M. Elashoff L.M.

Cousins, G.E. Abraham, CJ Hobel, and JR: Marshall, ‹nterrela-

tionships of circulating maternal steroid concentrations in normal third trimester pregnancies. I. C21 steroids; progesteron, 16 hydrox- yprogesterone, 17 hydroxyprogesterone, 20 dihydroprogesterone, pregnenolone, pregnenolone sulfate, and 17-hydroxy-pregnenolone. J Clin Endocrinol Metab 48:133, 1979.

6. Loriaxux, D. L., H. J. Ruder, D. R. Knab, and M.B: Lipsett, Estrone Sulfate, estrone, estradiol,and estriol plazma levels in huma pregnancy, J. Clin Endocrinol Metab 35:887, 1972.

7. Higgins JR and Brennecke SP: Preeclampsia-still a disease of theories? Curr Opin Obstet Gynecol 10:129-133, 1998.

8. Shobel HP, Fischer T, Heuszer K, Geiger H, Schmieder RE:

Preeclampsia: a state of sympathetic overactivity. N Engl J Med 335:1480-5, 1996.

9. Downing I, Shepherd GL, Lewis PJ: Reduced prostacyclin pro- duction in pre-eclampsi (Goodman RP, Killam AP, Bransh AR, Branch RA.

10. Goodman RP, Killam AP, Bransh AR, Branch RA:

Prostacyclin production during pregnancy: comparison of production during normal pregnancy and pregnancy cpmplicated by hyperten- sion. Am J Obstet Gynecol 142:817-22, 1982.

11. Gant NF, Whorley RJ: Hypertension in pregnancy: concepts and management. New York: Appleton p.1, 1980.

12. Dejong CL, Dekker GA, Sibai BM: The renin angiotensin aldosteron system in preeklampsia; a reviev. Clin Perinatol 18:683- 711, 1991.

13. Maternal mortalite ve morbidite Aksu MF, fien C; Preeklampsi’de Mortalite ve Morbidite; ‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Komisyonu 15:17-44, 1999.

14. Friedman SA, Taylor RN, Roberts JM: Pathophysiology of preeklampsia. Clin Perinatol 18:661-682, 1991.

15. Baker PJ, Ramey ER, Ramwell PW: Androgen-mediated sex differences of cardiovascular responses in rats. Am J Physiol 235:H242-6, 1978.

16. Bachman J, Feldmer M, Ganten U, Stock G, Ganten G:

Sexual dimorphism of blood pressure: possible role of the renin- angiotensin system. J Steroid Biochem Mol Biol 40:511-5, 1991.

17. Muttukrishna S, Knight PG, Groome NP, Redman CW, Ledger WL: Activin A and inhibin A as possible endocrine markers for preeklampsia. Lancet 349:1285-8, 1997.

18. Pigny P, Cortet-Rudelli C, Duhamel A, Deroubaix-Allard D, Racadot A, Dewilly D: Serum alpha-inhibin levels in polyciystic ovarian syndrome: relationship to the serum androstenedione level. J Clin Endocrinol Metab 82:1939-43, 1997.

19. American College of Obstetricians and Gynecologists.

Hypertension in pregnancy. Washington: The college, Technical Bulletin No:218, 1996.

20. Ajayi AA, Mathur R, Halushka PV: Testosteron increases human platelet Tromboksan A2 receptor density and agregation responses. Circulation Jun 1; 91(11):2694-2698, 1995 .

21. Gant NF, Hutchinson HT, Siiteri PK, MacDonald PC: Study of the metabolic clearance rate of dehiydroisoandrosterone sulfate in pregnancy. Am J Obstet Gynecology 111:555-63, 1971.

22. Buster JE, Chang RJ, Preston DL, et al: Interrelationships of circulating maternal steroid concentrations in the third trimester preg- nancies. J Clin Endocrinol Metab 48:139-42, 1979.

23. Hahnel ME, Martin LD, Michael CA, Hahnel R: Metabolism of androstenedione by placental microsomes in pregnancy hyperten- sion. Clin Chim Acta 181:103-8, 1989.

24. Johan Arnt Sterier, MD, Magnar Ulstein, MD, PhD, and Ole L. Myking, MD, PhD: Human Chorionic Gonadotropin and Testosterone in normal and Preeclamptic Pregnancies in Relation to Fetal Sex. Obstet Gynecol 100:552-6, 2002.

25. Serin IS , Kula M, Basbug M, Unluhizarci K, Gucer S, Tayyar M: Androgen levels of preeclamptic patients in the third trimes of pregnancy and six weeks after delivery. Acta Obstet Gynecol Scand 80(11):1009-13, 2001.

26. Urman B, Sarac E, Dogan L: Pregnancy in infertilite PCOD patients:complications and outcome. J Reprod Med 42:501-5, 1997.

B. Tok, Preeklampsi Etyolojisinde Androjenlerin Rolü

29

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çal›flma, ameliyathane personelinin büyük oranda anestezi ve anesteziyolog kavramlar›n› bildikleri, anes- tezinin önemini gerek kendi deneyimleri gerekse izle-

Çal›flmam›zda, TG ve VLDL serum düzeyleri preeklamptik gebelerde ista- tiksel olarak anlaml› düzeyde yüksek bulduk ve hiper- trigliseridemnin preeklampsi patogenezinde rol

TSSB belirtileri yeniden yaflam, kaç›nma ve total puanlamas›n›n hasta grubunda istatistiksel olarak anlaml› düzeyde daha yüksek oldu¤u izlendi, fakat

Etkileflimsel liderler, her ne kadar mübadele ve ödül vaadinde bulunan kifliler olsalar da, özgeniflletim de¤erleri yüksek olan kiflilerin ihtiyaçlar›na dönüflümsel

Ayn› flekilde Amerikan toplumunda M‹ sonras› depres- yon bulgular› olan hastalar›n %6-22’si majör depresyon düzeyinde iken K›rflehir ilinde benzer hasta grubunda

Ekibin vurgulad›¤› bir nokta da, Mars’›n gerek bugünkü, gerekse sözü edilen eksen kaymalar›nda oluflan kuzey kutuplar›n›n, gezegenin bugünkü ekseninin hemen kuzeyinde

Birbirleriyle akrabal›klar› farkl› dere- celerde olan birçok hayvan›n genomunu ortaya ç›karmak, insan evrimindeki temel ad›mlar› anlamak bak›m›ndan çok önemli..

Mitolojide kimera, tek bedende çok kimlikli yarat›k, a¤z›ndan alevler püskürten bir aslana benzeyen yarat›¤›n bafl› aslan, gövdesi keçi ve kuyru¤u y›lan fleklinde