• Sonuç bulunamadı

At TRANSPLANT

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "At TRANSPLANT"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1996; 6 182

~:ilJKSEK A_TEŞLE BAŞVUR.AI'J REN At TRANSPLANT ASYON Hi\.Sl'ALi\.RIND ı:~

SİPROFLOKSASİNİN İtK SEÇENEI< Ol.AR.AK I<ULLANIMI

CIPROFLOXACIN USAGE AS THE FIRST CHOICE IN THE P ATIENS VVITH RENAL TRANSPLANTA TION WHO ADMITTED FOR HIGH FEVER

SUMMARY

Ya.man TOKAT

Ad;ıım USLU

Abdiilkadir ÜNSAL

Ercan

MuratK~LKÇ Banş ÇORUrvıtu

Özdemir

YARARBAŞ

The e:Hicacy of the dprofloxadn as the fiı:st choice antibiotic for patients who were ad~

miUed with high fever following renal tnmsplantation were studied. 71 patients who weı:e

admitted to Ege Organ T:ransplantation and Resea;ch Center with high fever from January 1994 to March 1995 we:re inchı.ded in this The age range was between 15 to 55 years. All patients who were operated in mu center had received 1 gr. Cefazolin Sodium as perioperative antibiotic prophylaxis, All were gi.veru dpmfloxacin 1.0gm/day orally or 400 mg/day intravenously on admission. Among 71 48 had urinary trad in- fedicms, 10 (14%) had upper respiratory trad infedions, 5 had pneumonia, had enl:eritis and 2 (3%) had sepsis. Microorganisms were isolated in the cuHure groıwths. 67% of the isolates were sensitive to dprofloxadn. Antibiotic regimen were changed in 18 patients according to the resistant isolates (12 patients) and mycotic-parasitic growths (6 paıtients). All patients, but one vvho died of candida sepsis, were recovered. No microorganisms were iso- lated in 29 patients. 19 of them were recovered dpn:ıfloxadn treatment, while 10 patients required a second antibiotic depend:ing on the pmgres5ion and severity of the in- fecHon. Ciproloxacin was effective in 60% and 75% of all patients as a single agent or in a combination :respectively.

Genel Cemıhi Kliniği Ana Bilim Dalı (Doç.Dr.Y Tokal, Dr. M Kılıç, Prof.Dr.Ö Yararbaş)

Organ Nakli Uygulama ve Araşıınıı" Merkezi (Op.Dr./\ Uslu, Op.Dr.B Çorumlu)

Nefroloji Ana Bilim Dalı (Dr.A Ünsal, Uz.Dr.E Ok) Ege Üniversilesi Tıp fakülıesi 35100-Bornova iZMiR

(2)

SSK TEPECiK HAST DERG i 996 Vol. 6 f'lo. 3 i83

Cipmfloxadn was most effe.ctive in Udnary Trad Infed:ion (UTI). 69% of patients wen::

completely cured by ciprofloxacin alone. This rate is l.mproved to 79% when a second anti s biotic is ad d ed. Seri o us si de effeds were not observect As the UTI's are in the eHological fac~

tor in most of the posttnmsplant infedions dprofloxadn may be used. as the first choice ani:i- biotk in patients whom "We:re admitted to the hospital wil:h high feve:r., hut if a respiratory infection is suspected dp:rofloxadı:ı. should not be chesen as the first line anti~

biotic.

(Key<Nords:.Infedions, CompHcation, Nosocomial Infection, Uri.na:ry Infection)

ÖZET

Renal transplantasyon sonrası yüksek ateqle başvuran hastalarda siprofloksasinin etkinliği araştırıldı. Ege Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezine Ocak 1994 ile Mart 1995 yıllan arasmda yüksek ateşle başvuran 71 hasta çalışmaya almd.ıo Yar:ı sının 15 ile 55 arasmda ldL Merkezimizele opere edihnifi ti.irn. hastalara perioperatif dönemde intravenöz 1 gram sefazolin sodyum uyglandı. Külhi.r sonucu beklemneksizin, hastalara 100 ıxıg/ gün sip- roHoksasin oral olarak veya 400 mg/ gün intravenöz olarak başlandı. Olguların %59'unda kültürlerde üreme saptamrken, 29 hastada üreme olmadı. 71 hastanm 48'inde idrar yolu lO'unda (%14) üst solunum enfeksiyoııli, 5'inde pnömoni, :3'ünde (0/ı4)

2'sinde rnevcuttu, Kültürlerde en çok üreyen Eschericiacoli idi. Üreme olan kültürlerin %67'sinde üreyen bakteriler idi.

olan kültürlerin %67'sinde üreyen bakteriler siprofloksasine

tedavisi Bu hastalarm 12'sinde dirençli bakteri varlığı, 6'sında ise mik- üreme deği~tirme nedeni idi. Kandida sepsisi nedeni ile kaybedilen bir hasta tü.ın

tedavi sonucu Kültürde üreme saptanmayan 29 olgunun. l9'unda sip- rofloksasin tedavisi esnasmd.a klinik yanıt almdı. 10 hastada ise hastalığı şiddeti veya Her- lernesi nedeni ile ikinci bir cı . .ntibiyotiğe'gerek duyuldu. Tek olarak siprofloksas:in hastaların

%60'mda, kombine edildiğinde ise 0A>75'iı.ı.de etkili oldu. Siprofloksasin en çok yolu en- feksiyonlannda etkili idi İdrar yolu enfeksiyonu olan hastaların %69'u sadece si.profloksasLn ile

verdiler. İkinci antibiyotik eklendiğinde bar;an oram %79'a çıktı.. Hastalarm hiçbirinde ciddi bir yan rasHanılmadı. İdrar enfeksiyonlan renal transplarıtasyon sonrası yüksek ate~le başvuran hastalarda etiyolojide ilk sırayı aldığmdan bu tür en- feksiyonlarda etkili ve g"i.ivenilir bir aı.ı.tibiyotik olan siprofloksasiniı.c ampirik tedaviele ilk seçenek olarak kulla.nılmas:rrn önermekteyiz. Solunum ait enfeksiyon tanısı kon-

cluğunda siprofloksasinin dü~ük olduğundan ilk aşamada tercih edilmelidir.

(.A .. nahtar Sözcükler: Enfeksiyon Komplikasyon, Nözokomiyal Enfeksiyon/ Ürirıer

Renal 'cranaspla.ntasyon, temelnal dönem böbrek hastalarında diya.Uz ile kar~ı.la~hnldı­

bir yaşaı.Jl. kalitesi sağlayan ucuz bir imunosupresyon allındaki ınocw='cı." enfeksiyon ve greft rejelr,.siyoııJ.a_rı

en sık rastlanEm kornpli.lçasyonlardrr (1). En- hala transplantasyonlu en önemli ölüxn nedenidir. Yüksek hu hastalarda dairrıa anlcırnlı olup,

sonrası illz 6 ay içerisinde or- dönemlerin üzerinde önemle

gerekir (2). Bu çalışmada renal

traıısplcı.ntasyon sonrası 1 ila 6 içerisinde

yüksek ile ba.şvurcın sip~

rofloksasinin ilk olarak kullanLrm

arat_ıhnldı.

GEREÇ ve YÖI'-ITElv1

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Na!:Ji ve Axaştrana.Merkezine LL1994 ila 1.3.1995 ta- rihleri yüksek ateş ile 71

(3)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1996 VoL 6 i\lo. 3

renal transpla.rltasyon hastası çalışmaya alındı.

Hastaların yaşları, 15 ile 53 arasında değiş­

mekte ve yalnızca bir olgu 15 ya~ında olup ya~

ortalaması 34 idi. Çalışmaya katılan 33 kadın

ve 38 erkek hastad;:m 63 olgu kendi mer- kezimizde, 8 olgu ise yurtdışında ya da yurt- içinde başka merkezlerde transplanrasyon uy-

gulanmı~ hastalardı. Merkezimizde transplant

yapılaı< hastalarda peroperaili başlayıp ilk 24 saat devam eden sefazolin sodyum profilaksisi Hiç bir hastaya post operatif dönemde Trimetoprim/Sulfametoksazol prof- laksisi uygulanınadı. Bu çalışmaya yalnızca

yüksek ateş ile başvuran ve glomeruler filt- rasyon oranı>40 ml/ dk olan nom1okalemik hastalar alınmıştır. Merkezimizde renal trans- plantasyon uygulanan hastalarda mesane pe- roperatuar %0.l'lik Klorarnfenikol solusyonu ile yıl(anmış ve her hastada üretral kateter 5 gün süre ile tutulmuştur.

Yüksek tanımı olarak ardış1ı.\ 2 gün süren ve 38°C üzerinde seyreden vücut ısısı

kabul edildi. Organ Naldi Polikliniğlınize bu yakmma ile gelen hastalardan kan, idrar, boğaz

sürüntüsü balgam, gaita ve varsa kateter ucu kültürleri alırldı. Alınan kültürlerin mikolojik, parazitolojik ve mikrobiyolojik incelemeleri

yapıldı. Hastaların viral ınarkırlan, CMV an- tijeni ve serolajik tetkikleri bakıldı. Olguların akciğer grafileri ve gereğinde ultrasonografi ve

bilgisayarlı tomografi çekildi. Klinik durum~

larına göre hastalar yatırılarak veya ayaldcm te- daviedildileri.

Tolere edebilen hastalara 1000 mg/ gün oral,

ağızdan beslenemeyen genel durumu bozuk

184

hastalara ise 400 mg/ gün damar yoluyla sip~

rofloksasin uygulandı. Kültür antibiogramla-

rında siprofloksasLne duyıı_rlı ınikroorganizma

tespit edilen veya üreme olmamasına

klinik seyrinde iyileşme saptanan olgularda bu ortalama 10~ 14 gün devam edildi.

Kültür antibiogra.."'Tida siprofloksasine orta de~

recede duyarlılık saptanan hastalarda ise te- daviye ikinci ve duyarlı bir antibiyotik eklendi.

Geri kalan olgularda ise antibiogram ve klinik seyre uygun tedavi deği~iklildleri yapıldı.

Tedavi tamamlandıktan sonra hastalardan tek- rar kan, idrar ve balgam kültürleri alınarak sip- rofloksasinin etkinliği araştırıldı.

SONUÇ VE BULGULAR

Yapılan incelemelerde 48 olguda idrar infeksiyonu (İYE), 10 olguda üst solunum enfeksiyonu (ÜSYE), 5 olguda pnömoni, 3 ol- guda gastroenterit ve 2 olguda sepsis saptandı (Şekil 3 hasta ise ameliyat sorırası erken

IYE USYE PNM GE Ates Sepsis

ŞEKiL 1: Yüksek ateşle başvuran hastalada görülen en-

dönemde yüksek ateq nedeniyle siprofloksaslıı.

tedavisine alındı. Bu hastaların biri tr<ms~

plantasyandan 5 ay sonra koledokta darlık ne-

2: Kültürlearde üreyen mikroorganizmelann ve Siprofloksasin'e dirençli suşlan n oranı

(4)

SSK TEPECiK HAST DERG 1996 Vol. 6 No. 3

deniyle opere ed~ veT-Tüp üzerinden ko- ledpk rekonstrüksİyonu uygula.nm.ıg, diğer

ikisi ise transplant sonrası erken dönemdeidrar

kaçağı nedeni ile double-J stent yerleştir~

olgulardı. Bakteri üreyen 36 hastada en sık karşılaşıl~ mikroorganizma E. Coli (o/oSO) idi

(Şekil 2). Ureyen mikroorganizmaların %67''si siprofloksasine duyarlı bulundu. Diğerleri adı altında toplanan grupta 4 hastada Canelicia Al- bicans, birer hastada ise Cryptococcus ne- ofonnans ve Giardia Intestinalis saptandı.

Kültür antibiogramlarda 12 hastada mik- roorganizma siprofloksasine dirençliidi (%33).

Bu grup ve mikolojik-parazitolojik üreme sap- tanan diğer grupta tedavi protokolleri

değiştirildi. 29 hastada üreme olmadı. Bu has-

taların 19'unda tek başına siprofloksasin te- davisi ile klinik ve laboratuvar bulgularında

düzelme elde edildi. Klinik gidiş, laboratuar testleri ve diğer incelemeler doğrultusunda diğer 10 hastaya ikinci bir antibiyotik ekienedi (%14). Bu olgularda gözlenen yüksek ateşlidö­

nemlerden serolojik olarak kanıtlayaınamıza rağmen Influenza A, Respiratuar Sinsisyal Virüs, Parainfluenza 1 ve 2 gibi virüslerin so- rumlu olabileceği düşünüldü ve olası bir pi- yojenik bakteriyel superenfeksiyonun önlene- bilmesi amacıyla siprofloksasin tedavisi uy-

gulandı. Kandida sepsisi nedeniyle eksitus olan bir olgu hariç tüm hastalar şifa ile iyileştiler.

Siprofloksasinin tek başına kullanıldığı has- talarda %60,. ikinci bir antibiyotikle kom- binasyonunda ise %75 başarı elde edildi.

Siprofloksasinin tek başına en çok idrar yolu enfeksiyonlarında etkili olduğu saptandı

(%69). Bu sistemde diğer antibiyotiklerle kom- binasyonunda %79 başarı elde edildi. Üst so- lunum yolu enfeksiyonlarıda tek başına kul-

lanıında %50, ikili kombinasyonlarcia ise %100 etkin olduğu gözlendi. Bu olguların kan, idrar ve balgam kültürlerinde yalnızca bir vakada

üreıne saptandı ve Streptokokus pneuınonia

izole edildi. Pnömoni tespit edilen beş olguda

başarısız kalındı. Bu olguların üçünde sıra­

sıyla Pseudoınonas aeroginosa, Koagülaz ( +) Stafulokokus aureus ve Salınonella spesies üredi. Söz konusu bakterilerin tümü sip- rofloksasine dirençli idi. 2 olguda CMV an- tijeninin pozitif olması nedeni ile CMV

185

pnöınoniti düşünüldü ve hastalara Gansiklovir tedavisi uygulandı. Pnöınonili. hastalarda ta- davi protokolünde yapılan değişiklikler son-

rası %60 başarı elde edildi. Hiç bir olguda ilaca

bağlı belirgin yan etkiler ve kan kreatinin düzeylerinde anlamlı değişimler gözlenmedi.

TARTIŞMA

Transplantasyonlu olgularda yüksek ateş

çok anlamlı bir fizik bulgudur. Özellikle ame- liyat sonrası ilk 6 ay içinde gözlenen ateşli pe-

riyo~arın üzerinde önemle durulması gerekir (2). Ureıni ve kortikosteroid kullanıını en- feksiyona karşı yüksek ateş yanıtını baskılasa

da renal transplanili bir olguda gözlenen ateş,

ilaç hipersensitivitesi veya alogreft en- feksiyonun habercisidir (3). Geniş bir seride 174 transpalanlı olguda ortaya çıkan 194 ateşli

dönemin %74'ünden enfeksiyon ve yalnızca

%13'ünde alogreft reddi sorumlu tutulmuştur

(4). Bu tip olgularda greft ve hasta yaşamı açısından ampirik tedavi uygulama zo-

runluluğu bu tarz çalışınalarda kontrol grubu

oluşturulmasını etik açıdan mümkün kılına­

ınaktır. Kontrol grubu olarak bazı çalışınacılar

transplantasyon uygulanınaınış ancak sıklıkla

idrar yolu enfeksiyonu bulunan hastaların te- davi sonuçlarını sunmaktadırlar (7). Benzer bir

çalışmada, transpalant sonrası erken evrede yüksek ateş ile başvuran olguların %90'ında

idar yolu enfeksiyonu ve greft enfeksiyonu tes- pit edilmiştir (2.).

Uygulanan cerrahi teknikten bağımsız ola- rak gelişen ciddi enfeksiyonların insidansı

transplantasyonu takıben 3 hafta sonra baş­

layıp, sekizinci haftada zirveye ulaşınakta ve

altıncı aya kadar progresif olarak azalmaktadır

(5). Bu riskli dönemde antibiyotik proflaksisi

uygulanınayan veya yetersiz uygulanan ol- gularda %35 ile %79 arasında değişen oran- larda idrar yolu enfeksiyonlarıyla karşılaşıl­

maktadır (1,5,6). Bu olgularda predispozan faktör olarak ameliyat öncesi uzun dönem he-

ınodiyaliz tedavisi ve ameliyat sonrası 6 gün ve üzeri ınesane kateterizasyonu sorumlu bu-

lunmuştur (1,5,6). Seriınizde yüksek ateş ile

başvuran hastalarda idrar yolu enfeksiyonu görülme oranı %68'dir.

(5)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1996 VoL 6 No. 3

Cohen ve ark transplant olgularında en sık kar~ıla~ılan mikroorganizmaların gr enterik b asiller (E.Koli, Klebsiella, Proteus) ile Psöudomonas Aeruginosa ve Stafilokokus Au- reus olması nedeniyle, yüksek ate~ ile

ba~vuruyu takiben ba~langıç ampirik rejimi için bir kinolon türevi (norfloksasin, sip- rofloksasin) ile bir üçüncü jenerasyon se- falosporin koınbinasyonunu önermektedir Aynca transplant sonrası erken evrede gözlenen bakteriyel pnömorJlerden Stafilokkus aureus ve gram (-) enterik hasillerin sorumlu

tutulması da bu kombinasyonun kullarumıru

destekler niteliktedir (2). Bu tip bir kom- binasyonun penisillinaz üreten ve üretmeyen Stafilokokus aureus ve epidermidis'te etkili

olduğu bilinmektedir. Aynca siprofloksasin'in metisiline dirençli stafilokoklard.a V ankamisine alternatif olabileceği gösterilmi~tir Bizim serimizde kültür antibyogram sonucuna üreme tespit edilen E.Koli ve 9 Staf. aureus) 2'7 olgumuzun 20'sinde su~ların siprofloksa- sL.'1e duyarlı olduğu saptanmı~hr. 9 Sta- filokokus aureus olgusuntın 6'sında pe- nisillinaz üretmeyen su~lar, 3'ünde ise ko- agulaz ( +) ve metisiline dirençli su~lar izole

edilmi~tir. Grekos ve ark renal transplantas- yon soruası idrar yolu enfeksiyonu saptanan 26 olgunun idrar kültürlerinde %62 oranında E.Koli ve %38'ide ise Proteus mirabilis, Kleb~

siella ve Staf. aureus izole etmi~lerdir. Bu

çalı~mada tüm o lgulara 500 mg

1

gün dozda 10 gün süre ile siprofloksasin verilmi~ ve trans~

plantasyon uygulanmayan idrar yolu en- feksiyonlu olgularla karşla~tınlmı~tır. %54 hastada tam iyile~me ve %38'inde ise idrar kültürlerinde menfile~me saptanmı~ olup, kontrol grubunda bu oranlar sırasıyla %68 ve

%28 olarak bulurunu~l:ur (7).

Güncel bir çalı~mada, renal transplant

alıcılarında ortaya çıkan idrar yolu en-

feksiyonlannı önlemede siprofloksasin, tri~

metroprirn-sulfametoksazole e~değer etkinlik- te bulunınu~ ve profilakside %'75 oranında ba~an sağlanmı~tır. Siprofloksasin uygulanan

vakalcı_rın yalnızca %14'ürıde

pnömoni gözlemni~ ve tedaviye pentamidin aerosollaeri ile bu oran

dü~ürülmü~tür ilaç toksisitesi ve

"186

dirençli enfeksiyon trirnetoprirn-sulfaı--netok­

sazol grubunda %25 oranında kar~ıla~ılırken

bu oran siprofloksasin grubunda %6 olarak bu·

lurunu~tur. Normal populasyoncia olduğu gibi

taransplaı<t olgularının bir kısmJnda yüksek

ate~ten Pnömokoklar, Influenza A, RSV ve Pra- rainfluenza gibi toplum kökenli enfeksiyöz et- kenler sorumludur. Transplantlı olgtılarda bu tip enfeksiyon insidansının normal populas-

yondarı farklı olmadığı. ve etkenierin redde

acmadığı saptarımı~hr. Bu vakalarda kesin taroya ulaşılmasa bile piyojenik bakteryel su- perenfeksiyon riskirun yüksek olması ne- deniyle antibiyotik profilaksisinin. uygulanması

önerilinektedir (2). Transplant olgularında

gözlenen, klinik ve radyolojik konsolidasyon bulgusunun e~lik etmediği trakeobron~it geliı:ıiminden streptokokus pneumonia ve He- mophilus Infl.uenza gibi etkenler sorumlu bu-

lunmu~tur. Belirgin ate~ ve in- seyreden alt solunum yolu

enfeksiyonlarında ise etkenler sLklık sırasına

Pnömokoklar, Stafilokokus Aureus, Le- ve gram (-) hasillerdir Bu ol- gularda eritromisin, sefuroksim ve bir ami- noglikozid kombinasyonunun etkin bir tedavi

olduğu. saptanmı~hr (2). Non-spesifik ajanlar ile ortaya çıkan febril pnömonik sendromda, pnömoni tanısı konan hastalarda irnunglobulin ile kombine ediliniş Seftazidirn'in de tedavide

başarılı sonuçlar verdiği bildirilmiştir Se-

riınizde yüksek ate~le olgularda am- pirik siprofloksasin tedavisi ile total ba~arı orarnnın %60 bu .rejimin özellikle üst sollmum yolu enfeksiyonları veya pnömo,~

nilerle %50'den az bir sağlan1ası siprof- loksasinin sollınum yollarına ait enfeksi-yon- larda ampirik tedavide ideal seçenek olma-

dığını dü~ündünnektedir. Ancak transplan- tasyon soruası ilk ay içerisinde %50 den fazla olguda üriner sistem enfeksiyonunun görülmesi, bu enfeksiyonun en önemli bal<- teriyemi nedeni olması (10) ve siprofloksasin'in ana etken olan Enterabakter grubu ve sta- filokokus aureus üzerindeki yüksek etkisi; ne- deni bilinmeyen yüksek ateş ile ba~vuran ol- gularda siprofloksasinin tedavide ilk seçenek olarak err.rJ.yetle kullanılabilecek bir an-

sonucu oıtaya

(6)

SSK TEPECiK HAST DERG 1996 Vol. 6 No. 3

KAYNAKLAR

1. Lapclıık MS, Fılho A.C., Peslana JOA, Fıllıo APS, Wey SB; Risk factors for nosocomial ıırinary tract and postoperative

woıınd infections in renal transp/ant patients: A matched-pair

aıse-control study: J Urol.1992; 147: 994-8.

2. Colıen J, Hopkın J, Kurtz J: Iııfectious conıpliaıtioııs after renal transplaiıtatioıı. In: Kidney Transplantation, P.J. Morris ed. WB. Plıiladelplıia. Saııııders Co; 1995; 364-86.

3. Kennedy CA, Panosiaıı CB: Iııfectious compliaıtioııs of

kidııey traıısplantatioıı. In: Handbook of Kidney Trans-

plaııtation, G.M. Daııovitc/ı, ed. Bostan. Little, Browıı and Co;

1992 ; 210-37.

4. Peterson PK, Anderson RC: Infection in renal transplani recipients; current approac/ıs to diagıwsis, tlıerapy and pre- vention. Amf Med 1986; 81 (suppl1A): 2-10.

5. Tolkoff-Rııbiıı NE, Rubiıı RH: Iııfedioıı in the organ transplani recipient. In: Organ Transplantation and Rep- laement. Ceıilli G.J. ed. Plıiladelplıia 1 st. ed JB Lippincolt co.

1988; 445-61.

6. Rantar C, Fernaııdez C., Diaz C, et.al.: Cliniaıl, epi-

denıiologic and microbiologic study of ıırinary iııfedioıı in pa-

tieııts witlı renal transp/ant at a specialized center in Argentina.

Ardı Esp Urol1993; 46 (6): 473-8.

187

7. Grekas D. Tlıanas V, Dioudis C, Aliyanis P. Toıırkantoııis

A: Treatment of urinary trad infections with ciprojloxacin after renal transplantation. Int J Clin Pharm Ther Toxicol1993 ; 31 (6): 309-11.

8. Hibberd PK, Tolkoff-Rubin NE, Doraıı M, et al: Tri-

metlwrprim-sııifametlıoxazol compared witlı ciprojloxaciıı for the prevention of urinan; tract infection in renal trasplant recipients.

A double-blind, randomized control/ed trial. J Curr Clin Trials 1992 ; 11 : 15.

9. Peterson PK, Biıifoıır HH Jr, Fryd DS: Fever in renal transp/ant recipients: causes, progıwstic significance and chan- ging patterns at the University of Minnesota Hospital. Am J Med 1981 ; 71 : 345.

10. Bennett WM, Beck CH Jr., Young HH, Russell PS: Bac- teriuria in tlıe first moııtlı fallawing renal transplantation. Arch Surg 1970; 101 :453.

11. Türkınen F, Deınirci N, Titiz I, Giizey D.: Böbrek trans- plantasyim lanııda akciğer enfeksiyonlarının keınoprojlaksi

sonuç/an. Diyaliz Transplantasyon ve Yanık. 1994 ; 7 (3) : 11-5.

12. Hovard RJ. Sıırgical infections. In: Principles of Sur- gery. Schwarts, Shires and Spencer eds. 6 th ed. New York: Mc Graw Hill Co. 1994; 164-65.

Referanslar

Benzer Belgeler

Renal Transplant Bekleyen Ağır Mitral Yetmezlikle Olguda Kapak Replasmanı* Yrd.. Ünal

Bu çalışmada, pediatrik renal transplant alıcılarında, transplantasyon sonrası dönemde, idrar ve plazma örneklerinden, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (rtPCR) ile

Biyodizel üretmek için at ık yağ toplayan şirketle yemek firmalarının atık yağları yeniden kullandığını ya da merdivenaltı yemek.. firmalar ına sattığını

Penil protez cerrahisi sonrası lokal enfeksiyonlu hastalarda konservatif tedavi; etkili bir seçenek.. Penil protez implantasyonu (PPI), organik erektil dis- fonksiyon

Olgunun yatýþýnda alýnan iki kan kültüründe Salmonella enteritidis (duyarlý: ampisilin, sefotaksim, kloramfenikol, siprofloksasin, trimetoprim-sülfametoksazol) ve ayný

Benzer şekilde malign lezyon gelişimi ile transplantasyon sonrasi geçen süre, cilt tipi, sigara ve alkol kullanimi arasinda da istatiksel açidan anlamli herhangi bir

Periyodik tablodaki elementler; iletkenlik, saydamlık, parlaklık, tel ve levha haline geti- rilebilme, fiziksel hal, elektron almaya yat- kınlık, kırılganlık gibi

Çalışmada Kuzey Kore resmi devlet ideolojisi olan Juche, felsefi temelleri çerçevesinde, Marksizm-Leninizm ve Maoizm ile kıyaslanarak incelenecektir.. Bu kapsamda,