• Sonuç bulunamadı

Güneş Sistemi’nin Yeni GöçerleriKaradeliğin Fotoğrafı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güneş Sistemi’nin Yeni GöçerleriKaradeliğin Fotoğrafı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ocak 2000 7 Galiba, Güneş Sistemi, özellikle de dış gezegen-lerin oluşumu konusundaki bil-gilerimizi tümüyle gözden geçirmemiz gerekecek. Jüpiter’in

uzaklarda oluşup sonra Güneş’e yaklaş-tığı yolundaki savın yankıları yatışma-dan, dış Güneş Sistemi’nin öteki devle-rinden Uranüs ve Neptün’ün asıl göç-menler olduğu öne sürüldü. İki “gaz devi” Jupiter ve Satürn, kayadan çekir-dekler ve çevrelerindeki büyük kütleli hidrojen ve helyum katmanlardan olu-şuyor. Uranüs ve Neptün’se “buz de-vleri”. Kaya çekirdeklerin çevresinde buzdan kalın bir manto, en dışta da in-ce bir gaz katmanı var. Ancak bunların yeri, bir soruyu gündeme getirmektey-di: Uranüs’ün Güneş’e uzaklığı, 2,9 milyar, Neptün’ünki ise 4,5 milyar km. Güneş’i oluşturan gaz ve toz diski, bu

uzaklıklarda bir hayli inceleceğinden, gezegenlerin bugünkü kütlelerine eriş-meleri için geçecek zamanın, Güneş Sistemi’nin yaşını aşması gerekiyor.

Queens Üniversitesi’nden Edward Thommes ve Martin Duncan ile, ABD’nin Güneybatı Araştırma Enstitü-sü’nden Harold Levison’un geliştirdik-leri tez, bu açmaza çözüm getiriyor.

Bilgisayar çalışmalarına göre, hem Uranüs, hem de Neptün, daha büyük kardeşleri Jüpiter ve Satürn yakınların-da, onlar gibi kayadan çekirdekler ha-linde oluşmaya başlıyorlar. Sonraysa Jü-piter ve Satürn’ün, ya da birinin gaz toplayıp büyümesi üzerine kütleçekim-sel sapan etkisiyle uzaklara savruluyor-lar. Uranüs ve Neptün, önce birkaç yüz bin yıl karmaşık ve kararsız yörüngeler-de dolaşıyorlar. Daha sonraysa, Sa-türn’ün ötesindeki disk içinde bulunan küçük cisimlerle kütleçekim etkileş-meleri sonucu dışarıya göçerek, bugün-kü yörüngelerine yerleşiyorlar.

Araştır-macılar, Güneş’i oluşturan gaz bulutu içinde dar bir kuşağa oturttukları dört kayalık çekirdeğin, modellerin %50’sin-de bugünkü konumlarına geldiklerini belirtiyorlar. Sonuçta geliştirilen modelde dört dev gezegen de Güneş’e 5 -10 Astronomik Birim (1 AB, Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı=150 milyon km) uzaklıklar arasındaki bir kuşak içinde oluştuğu öne sürülüyor. Daha önceleri, Uranüs ve Neptün’ün Güneş’e 10-20 AB uzaklıktaki bir kuşak içinde ortaya çıktıklarına inanılıyordu. Bugünse iki “buz devi” Güneş’e 19 ve 31 AB uzak-lıkta bulunuyorlar.

5 AB uzaklıkta gerek gaz ve toz dis-kinin kalınlığı, gerekse de yörünge hızı çok daha yüksek olacağından, bu mo-delde gezegen oluşumu için geçmesi gereken süre o ölçüde kısalıyor ve Ura-nüs ile Neptün’ün oluşım bilmecesi de böylece çözülmüş oluyor.

Nature, 9 Aralık 1999 NASA basın bülteni, 7 Aralık 1999

Gökbilimciler, birkaç yıla kadar gökadamız Samanyolu’nun merkezin-de bulunduğuna inanılan merkezin-dev kara merkezin- de-liğin “fotoğrafını” çekebileceklerini açıkladılar. Bilgisayar modellerine gö-re fotoğraf, karanlık bir gölge olacak.

Johns Hopkins ve Arizona üniver-siteleriyle, Almanya’daki Max Planck Radyoastronomi Enstitüsü gökbilim-cileri, Çok Geniş Taban İnterferomet-resi (VLBI) tekniğiyle, Samanyolu merkezindeki Sagittarius A* kara de-lik adayının olay ufkunu görüntüleye-bileceklerine inanıyorlar. Olay ufku, çapı kara deliğin kütlesine göre deği-şen ve içine düdeği-şen hiçbir cismin kur-tulamayacağı bir küre. Olay ufkunun içine düşen her cisim, ya da parçacık, merkezde “tekillik” diye adlandırılan nokta tarafından çekilerek yok oluyor. Olay ufkundan ışık bile kaçamadığı için, kara delikler gözle görülemiyor; varlıkları ancak çevreye yaptıkları et-kiden anlaşılabiliyor. Kara delikler, dev yıldızların ya da büyük gökadala-rın merkezlerinde bulunan büyük gaz bulutlarının çökmesinden oluşuyor-lar. Samanyolu merkezinde 3 milyon Güneş kütleli bir kara delik bulundu-ğunu gösteren işaretler var: Küçük bir

bölgeden gelen çok şiddetli radyo dal-gaları ve bu bölge çevresinde dönen yıldızların olağanüstü hızları.

VLBI, yeryüzünün değişik bölge-lerinde bulunan teleskoplarla aynı noktanın gözlenmesi ve elde edilen verilerin bilgisayar aracılığıyla birleşti-rilmesi temeline dayanıyor. Sonuçta, Dünya boyutlarında bir radyoteles-kopla elde edilebilecek görüntü çözü-nürlüğüne ulaşılabiliyor. Milimetre dalga boylarında uygulanan VLBI tek-niğiyle, Samanyolu’nun bize 25 000 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve aradaki kalın gaz ve toz bulutlarıyla perdele-nen merkez bölgesinin ayrıntılı görün-tüleri sağlanmış.

Max Planck Enstitüsü’nden Heino Falcke VLBI tekniğinin günümüzde erişebildiği çözünürlükle, Berlin’den bakılarak Los Angeles’teki bir hardal tohumunun izlenebileceğini söylüyor. Ancak araştırmacı, “kara deliği görün-tüleyebilmek için, tohum üzerindeki bir çiziği de görebilmeliyiz” diyor. Ay-nı ensititünün müdürü ve VLBI prog-ramının yöneticisi Anton Zensus, ge-rekli duyarlılığa birkaç yıl içinde ulaşı-lacağını belirtiyor. Araştırmacılar, bü-yük teleskoplarla kurulacak daha

ge-niş bir ağın ve milimetre dalga boylu VLBI tekniğinin daha duyarlı duruma getirilmesiyle, istenen çözünürlüğün elde edilebileceği görüşündeler.

Görüntüleme için geliştirilen ku-ramsal model, olay ufku yakınlarında-ki ışınımın, kara delik kütleçeyakınlarında-kiminin aşırı biçimde büktüğü uzay-zamanda aldığı yolun izlenmesi temeline daya-nıyor. Bir anlamda, karadelik yakınla-rında yayımlanan bir fotonun, izleyici-nin gözüne kadar izlediği yol hesapla-nıyor. Modeli geliştiren Johns Hop-kins araştırmacılarından Eric Algol, “kara deliğin çevre koşulları olarak hangi parametreleri alırsak alalım, so-nuçta elde ettiğimiz görüntü simülas-yonu hep bir gölge oldu” diyor.

NASA basın bülteni, 14 Aralık 1999

Güneş Sistemi’nin Yeni Göçerleri

Karadeliğin Fotoğrafı

Bilgisayar model-lerinde kara delik olay ufku çevresinde oluşan gölge (üstte). Neptün M87 gökadasının merkezin-deki dev kara delikten fışkıran radyo dalgaları.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gökkuşağına benzeyen bu renkler mineralin yapısındaki çok ince katmanlar arasından yansıyan güneş ışınlarının birbirleriyle etkileşmesi sonucu

Sonunda tüm kütle bir noktada toplandığı için var olan kütlenin çevresinde olan her şeyi (ışık dahil) içine alıp yutmaya başlar.. Bu ölü yıldıza kara

Dünya, Güneş ile Ay arasına girince gerçekleşen

Yukarıdaki tüm kelimeleri bulduktan sonra boşta kalan harfleri sırayla aşağıdaki

Yukarıdaki tüm kelimeleri bulduktan sonra boşta kalan harfleri sırayla aşağıdaki

2.Hafta Güneş sisteminin oluşum kuramları, gezegenlerin genel özellikleri, Gezegen - cüce gezegen ayrımı, Plüto'nun farklılığı 3.Hafta Yer 4.Hafta Ay 5.Hafta Merkür

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde 2002- 2003 öğretim yılından bu yana okutmakta olduğum AST207 Güneş Sistemi dersi için

2- Tek eksende azimuth açısına göre güneĢi izleyen 33º eğimli sistem 3- Kuzey- Güney yönünde 6º eğimli bir eksenli güneĢ izleyicili sistem 4- Ġki eksenli (yatay-