• Sonuç bulunamadı

Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği VIII. Yuvarlak Masa Toplantısı Değerlendirme Raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği VIII. Yuvarlak Masa Toplantısı Değerlendirme Raporu"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği VIII. Yuvarlak Masa Toplantısı Değerlendirme Raporu

“Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği” temalı sekizinci yuvarlak masa toplantısı, Hayata Destek Derneği (STL), İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sosyal İnovasyon Merkezi tarafından organize edildi. Konuyla ilgili paydaşların bilgi paylaşımında ve işbirliğinde bulunmalarını hedefleyen toplantı, 30 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde 19 kurumdan toplamda 37 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıyla ilgili özet bilgiyi aşağıda, toplantı katılımcı listesini ve sunumlarını da ekte bulabilirsiniz.

Toplantının moderatörlüğü İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Pınar Uyan ve Sosyal İnovasyon Merkezi’nden Suat Özçağdaş tarafından yapıldı. Özçağdaş, oldukça karmaşık olan bu sorunu tek bir grubun çözmesinin mümkün olmadığına dikkat çekerek aynı masa etrafında toplanan kurumlar olarak hep birlikte bir şeyler yapmanın önemini ve gerekliliğini vurguladı.

Toplantının başlangıcında katılımcı kurumlar 2015 yılı içerisinde yapmış oldukları çalışmaları ve 2016 yılı içerisinde gerçekleştirecekleri faaliyetleri anlattı.

Toplantıya Katılan Kurumların Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Konusundaki Faaliyetleri

Hayata Destek Derneği: Mevsimlik gezici tarımda çocuk işçiliğiyle mücadele alanında sürdürdüğü çalışmalar kapsamında ihtiyaç analizleri ve alternatif geçim kaynakları araştırmaları yaptı. UNICEF ve Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliği ile 11 Mart’ta “Türkiye'de Çocuk İşçiliği Sorunu: Suriye’den Gelen Mülteciler Sonrası Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” başlıklı ulusal düzeyde bir konferans düzenlendi. “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil!” kampanyası kapsamında “23 Nisan’da 23 Çocuktan Meclis’e mektup var!” sloganıyla çalışan çocukların yazdığı mektupların kamuoyu ve ilgili Bakanlıklarla paylaşıldığı bir sosyal medya kampanyası gerçekleştirdi. 2015 yılında Viranşehir’de mobil olarak başladığı çalışmalarını 2016 Şubat ayında açılan Toplum Merkezi aracılığıyla kalıcı bir biçimde yürütmeye başladı. Nisan ayı ortasında başlayan mevsimlik göç ile birlikte Viranşehir Toplum Merkezi, Eylül ayına kadar çalışmalarına ara verdi. Çocuk hakları alanında çalışan kurumların oluşturduğu uluslararası bir federasyon olanTerres des Homes (TDH) ile yapmış olduğu işbirliği ve kapasite geliştirme eğitimleri ile birlikte kurumsal düzeyde Çocuk Koruma Politikaları ve Davranış Kurallarını oluşturuldu.

Mevcut İnsan Kaynakları ve İletişim prosedürlerini çocuk koruma politikaları çerçevesinde yeniden düzenlendi. UNICEF’in desteği ile 2017 yılı sonuna kadar Hatay, Urfa, Viranşehir, Adana ve Düzce’de psiko- sosyal destek, farkındalık arttırma ve vaka çalışmaları gerçekleştirecek.

İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (İPUD): IPUD, 2016 pamuk üretim sezonuna Üretici Birimlerin, çiftçilerin ve işçilerin İnsana Yakışır İş prensibi kapsamında kapasitesini arttırmayı hedefleyerek başladı. İzmir ve Şanlıurfa’da iyi Better Cotton lisanslı pamuk üretiminden sorumlu olacak Üretici Birim yöneticilerine ve

(2)

Saha Kolaylaştırıcılarına İnsana Yakışır İş Prensibi kapsamında 2 günlük Eğitici Eğitimleri verildi. Konuyla ilgili eğitimler; çocuk İşçiliği, istihdam koşulları, iş sağlığı ve güvenliği, zorla çalıştırma, ayrımcılık, örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşme hakkı gibi konu başlıklarını kapsıyor. Eğitimlerin içeriği ve materyalleri Adil İş Derneği (FLA) ile geliştirildi. Bu eğitimleri takiben yaygınlaştırma eğitimleri kapsamında Adana, Aydın, Diyarbakır, Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Hatay illerinde Better Cotton kapsamı altında pamuk ekimi yapılan çiftçilerin arazilerinde; 400’den fazla kişi (çiftçi, işçi) eğitildi. Yaygınlaştırma eğitimleri sezon boyunca devam edecek.

UTZ: Hollanda merkezli olan kurum kakao, çay, kahve, fındık alanında dünyada iyi tarım uygulamaları ve sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar yürütüyor. Kurum aynı zamanda bu alanda çalışanların şartlarının düzeltilmesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi ile ilgili standartların belirlenmesi ve uygulanması konusunda faaliyet gösteriyor.

Genç Hayat Vakfı: Üç yıldır Düzce’de ‘Fındık Bahane’ adlı proje ile mevsimlik gezici tarımda çocuk işçiliğinin önlenmesi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Proje her yıl farklı ihtiyaçlara cevap vermeyi hedefliyor. İlk yıl, çocuk işçiliğinin önlenmesi amacıyla yaz okulu eğitimleriyle başlayan proje, bugün izleme değerlendirme raporlarının sonuçları ve değişen ihtiyaçlarla birlikte Şanlıurfa sahasını da kapsayacak. Buna göre, kadın istihdamının yaratılması, öğretmen eğitimleri ve dayıbaşlarının eğitimleri konularında çalışmalar yapılacak.

Ahmet Şahap (Harran Üniversitesi, Coğrafya Bölümü): Harran Üniversitesi’nden Sedat Benek Hoca ile birlikte çalışmalar yürütüyor. Suriyeli iş gücünün sektörel dağılımı ve Urfa’ya yansıması konulu bir proje üzerinde çalışıyor. Daha öncesinde Türkiye’de pamuk sektöründeki çocuk işçiliği ve Suriye’deki iç savaşın Türkiye’nin güneydoğusuna etkileri konularında çalışmalar gerçekleştirdi.

Sosyal İnovasyon Merkezi: 2013 yılından beri Hayata Destek Derneği ve Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile birlikte Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği Yuvarlak Masa Toplantılarının ev sahipliğini yürütüyor. Maya Vakfı ile birlikte Suriyeli mülteci çocuklar için sosyal çalışmalar yapıyor. Son olarak Avrupa Parlamentosu’nda konuyla ilgili düzenlenen toplantıda farkındalığı artırmaya yönelik bir çalışma gerçekleştirdi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi: “Adana’da Mevsimlik Tarım İşçilerinin Çocuklarının, Çocuğun İyi Olma Hali Perspektifinden Yaşam Koşullarının İyileştirilmesi Projesi”

Şubat ayında resmi olarak başladı. Çukurova Kalkınma Ajansı’nın proje ortağı olduğu proje kapsamında ilk bir yıl içerisinde saha araştırması yapılması, ikinci ve üçüncü yıllarda ise bir eylem planı ortaya koyulması hedefleniyor.

Olam Progıda: Fındık ihracatı yapan Olam Progıda, 2011 yılından bu yana fındıkta çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için çalışmalar yapıyor. ILO’nun Ordu’daki dört METİP alanında gerçekleştirdiği projesine destek veriyor. 2015 yılında Akçakoca’nın Esma Hanım Köyü’nde mevsimlik tarım işçisi çocuklara ve bahçe sahiplerinin çocuklarına yönelik sosyal entegrasyonu amaçlayan bir yaz okulu çalışması gerçekleştirdi. Eski bir köy okulunun tadilatını gerçekleştirip Halk Eğitim Merkezi’nin de desteğiyle yaklaşık 30 öğrenciye hızlandırılmış yaz okulu çalışmasının yanı sıra sosyal çalışmalarla destek verildi. Bu yıl, yaz okulu çalışmasının sürdürülebilirliği amaçlanıyor. Aynı zamanda her yıl hasat zamanından önce köylerde çiftçilere ziraat mühendisleri aracılığıyla zirai eğitimler verip, çocuk işçiliği ve tarımda iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bilgilendirme çalışmaları gerçekleştiriyor. Hasat döneminde ise mevsimlik tarım işçisi ailelere yönelik bilgilendirme ve farkındalık artırma, çocuklara yönelik ise çocuk haklarına dair bilinçlendirme ve gelişimlerine destek olacak eğitim faaliyetleri gerçekleştiriyor.

(3)

Ferrero Rocher – Oltan Gıda: İyi Zirai Uygulamalar ve İyi Sosyal Uygulamalar konularında eğitimler gerçekleştiriyor. Üç yıldır devam eden projede, bu yıl sosyal uygulamalar alanına ağırlık verilecek ve konu ayrı bir birim olarak ele alınacak. Sahada bulunan ekipler, beş şehirde fındıkla ilgili iyi zirai uygulama ve iyi sosyal uygulama eğitimleri veriyor. Aynı zamanda mevsimlik tarımda çocuk işçiliği konusunda da çalışmalar yapıyor.

Fındık-Sen: 2016 yılı Şubat ayında 69 ülkeden 400 delegenin katılımıyla İzmir Seferihisar’da gerçekleştirilen Dünya Çiftçiler Yolu Yarıyıl Toplantısı’nın (La Via Campesina) ev sahipliğini üstlendi.

Dünyada ve Avrupa’da mevsimlik tarım işçiliğinden çok göçmen tarım işçiliği kavramı kullanıldığına dikkat çeken Fındık-Sen, bu toplantıda terimsel olarak mevsimlik tarım işçiliğinin de tartışmalarda yer almasını sağladı. Mayıs ayında da Antalya’da Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü’nün (FAO) 30. yıl Konferansı’na sivil toplum örgütleri adına ev sahipliği yaptı. Toplantıda, mülteci sorunun bir gıda sorununu da beraberinde getirdiğine dair tartışmalar gerçekleştirildi. Her iki organizasyonda da mevsimlik tarım işçiliğinde kadın emeğinin sömürüsü ve çocuk işçiliği konuları ele alındı.

FLA (Adil Emek Derneği): Tarım, tekstil ve sanayi alanında çalışmalar yapıyor, akreditasyon programları bulunuyor. Tarım alanında Türkiye’den dört firmanın üyeliğini bünyesinde barındırıyor. (Olam Progıda, Nestle, Balsu, Syngenta) Firmaların sosyal uygunluk programları geliştirebilmeleri için teknik destek sağlıyor ve her sene uygunluk denetimlerini gerçekleştiriyor.

Kalkınma Atölyesi: Bir önceki Yuvarlak Masa Toplantısı’nda hazırlık aşamasında olan ‘Türkiye’de Mevsimlik Tarımda Göçmen İşçiler Raporu’nu tamamladı. Karadeniz, Ege ve Güneydoğu Bölgeleri’nde 13 ilde yapılan çalışmanın çıktıları yakın zamanda paylaşılacak. Adil Emek Örgütü (FLA) ile birlikte pamuk tedarik zincirinde çocuk işçiliği üzerine yürüttükleri çalışmanın fabrika ziyaretleri ve tedarikçilerle görüşme süreçleri devam ediyor. 1 Haziran itibariyle araştırma, savunu ve insani yardım alanlarında faaliyet gösterecek olan Adana ofisi açılacak ve özellikle Domlar olmak üzere Suriyelilere yönelik çalışmalar yürütülecek. Yalnızca Adana özelinde değil tüm Çukurova Bölgesi’nde faaliyet gösterecek.

Cemre Yaşkeçeli (SGDD-ASAM): Devam ettiği yüksek lisans programında çocuk işçiliği konusunda dönem sonu makalesi yazıyor. Mevsimlik tarımda çalışan çocuklar da bu makalenin alt başlıklarından birini oluşturuyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB): Mevsimlik tarım işçileri, Suriyeliler ve Ezidilerle ile ilgili çalışmalar genellikle yerel Tabip Odaları üzerinden yürütülüyor. Bursa, Manisa gibi mevsimlik tarım işçilerinin geldiği yerlerdeki Tabip Odaları konuyla ilgili raporlar hazırlıyor, karşılaştıkları sorunlarla ilgileniyor. Geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır Tabip Odası, Ezidilerin sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadıkları güçlükler nedeniyle çeşitli çalışmalar yürüttü. TBMM Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’nun talebi üzerine TTB tarafından konuyla ilgili komisyonda sunum yapıldı ve komisyon için rapor hazırlandı.

Mevsimlik tarım işçileri sağlık hakkına erişim ve özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerine ulaşılabilirlik açısından TTB’nin en önemli gündemlerinden birisini oluşturuyor. TTB’nin sağlık hakkı çalışmaları, gebelik bakımı, çocukların aşılanmasının yanı sıra kayıtlara geçmeyen Suriyeli anne ölümleriyle ilgili bilgiye erişim gibi konuları içeriyor. Etik Kurul Raporlarının Sağlık Bakanlığı onaylı olması gerekliliği nedeniyle saha çalışmaları yapılamıyor. İstanbul’da düzenlenen Dünya Tabipler Birliği’nin ‘Göç, Savaş ve Sağlık Sempozyumu’ (http://www.warmigrationhealth.com/) için Suriyeli çocukların ele alındığı bir kitapçık hazırlandı ve geliştirilmesi hedefleniyor. TTB, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında ‘Mesleki Sağlık ve Güvenlik’ adlı bir dergi çıkarıyor, bu derginin önümüzdeki sayılarından birinin konusu da çocuk emeği olacak, Suriyeli çocuk işçiliğiyle ilgili de konuların ele alınması hedefleniyor.

(4)

Kuvvet Lordoğlu (Kocaeli Üniversitesi): 2015 yılında Göç İdaresi ile mevsimlik tarımda çalışan düzensiz göçmen işçilerle ilgili bir projede çalıştı. 500 üzerinde anket ve yaklaşık 100 derinlemesine görüşmenin yapıldığı ve Rize, Aksaray, Polatlı ve Urfa olmak üzere 4 ili kapsayan proje Ocak ayında tamamlandı ve rapor haline getirildi; Göç İdaresi’yle yapılan sözleşme sebebiyle araştırmanın sonuçları henüz paylaşılamıyor. 2015 Nisan ve Mayıs aylarında Suriyelilerin çalışma hayatlarıyla ilgili Hatay, Kilis, Urfa, Antep ve Mardin’de bir araştırma çalışmasında bulundu. 2015 Kasım ve Aralık aylarında, Neuchâtel Üniversitesi’nden İbrahim Soysüren ile birlikte Kocaeli’nde çalışan yabancı işçilerin sınır dışı edilmemek İçin geliştirdiği stratejiler üzerine bir araştırma yaptı. <

UNICEF: Bu sene çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda tematik bir program yürütüyor. Daha önce çocuk koruma ve eğitim kapsamında yapılan çalışmalar, çocuk işçiliği odaklı tematik alanda yeniden yapılandırılıyor.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği: Çocuk işçiliğiyle ilgili bir proje yürütüyor, Hayata Destek Derneği’nin çocuk işçiliğiyle ilgili çalışmalarını takip ediyor.

Inditex Grubu: Zara, Massimo Dutti gibi firmaların da içinde yer aldığı bir firma, çocuk işçiliğiyle ilgili çalışmalar yürütmeyi planladıkları için Yuvarlak Masa Toplantılarına katılmaya başladı.

İlk bölümün ardından moderasyonu yürüten Pınar Uyan Semerci, Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Hayata Destek Derneği ve Sosyal İnovasyon Merkezi ile Yuvarlak Masa Toplantılarının ilk kurgulandığı zamanda açık bir çağrıyla yola çıkıldığını belirterek başlangıçta toplantılara dahil olan kamu kurumlarının süreç içerisinde kaybedildiği tespitini grupla paylaştı. Bununla bağlantılı olaral Yuvarlak Masa Toplantılarını Ankara’da yapılması ihtimali de gündeme getirildi.

Suriyeli Çocuk İşçilerin Genel Durumu ve Mevsimlik Tarımda Çocuk İşçiliğine Yansıması Sunumlar:

Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci 2012 TÜİK rakamlarına göre halihazırda var olan yaklaşık 900.000 Türkiyeli çalışan çocuk ve kronikleşmiş çocuk işçiliğinin yeni bir sorun olmadığını, Suriyeli çocuk işçilerin iş gücüne katılmasıyla sorunun giderek büyüdüğünü vurguladı. Bu rakamların toplumsal cinsiyet sorununu yansıtmadığının ve kız çocuklarının ev içinde verdiği emeği kapsamadığını belirtti. Uyan, Hayata Destek Derneği, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve UNICEF işbirliği ile 11 Mart’ta gerçekleştirilen Türkiye’de Çocuk İşçiliği Sorunu: ‘Suriye’den gelen mülteciler sonrası mevcut durum ve çözüm önerileri konferansından önemli bilgileri toplantı katılımcılarıyla paylaştı. Konferans sırasında mülteci çocukların karşılaştığı çok boyutlu sorunların çalışmanın yanısıra sosyal uyum, eğitime erişim gibi farklı boyutları olduğunuda belirtti. Konferans kitapçığında paylaşılan bilgilere ek olarak Uyan, mülteci çocuk işçiler konusunda ülke genelinde veri eksikliği bulunduğunu, Türkiyeli çalışan çocuklar konusunda var olan bilgilerin gerçeği yansıtmakta yeterli olmadığını, çocuk işçiliğiyle ilgili verilerin toplumsal cinsiyet boyutunu içermediğini belirtti. TÜİK’in 2012 araştırmasının sonuçlarına göre ortaya koyduğu bir milyon çalışan çocuğa karşın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2016 yılında açıkladığı 183.000 çalışan çocuk ve 380 mevsimlik tarım işçisi çocuk rakamlarının gerçeği yansıtmadığının altını çizen Uyan, veri kirliliğini aşabilmek ve doğru bilgilerle çözüm yoluna gitmek için sistematik, iyi planlanan ve yürütülen araştırmaların öneminin altını çizdi. Çocuk emeğinin gerçekten bir problem olarak görülmesinde de sorun olduğunu ifade eden Uyan, çocuğun ev işleri ve üzerindeki bakım yükünün çocuk işçiliği olarak ortaya konmuyor olmasının önemli bir sorun olduğunu belirtti.

(5)

Konferansın son oturumunun ilgili Bakanlıklar ve kamu kurumlarından temsilcilerin çocuk işçiliğiyle mücadelede kendi programlarını paylaşmaları ve ortak akıl yürütme tartışmasına ayrıldığını belirten Uyan bu amaca ulaşılamadığını ancak önemli bir başlangıç olarak çocuk emeğinin sömürüsünün geldiği kabul edilemez boyutların ortaya konduğunu ifade etti. Bundan sonrasında atılacak adımlardan en önemlisinin hem STK’ların hem de kamu kurumlarının çocuk işçiliğiyle mücadeleye yönelik somut müdahaleler üzerine düşünmek olduğunu belirtti. (Ek 1)

Hayata Destek Derneği Proje Yöneticisi Zeynep Ekin Aklar Hatay ve Şanlıurfa’da derneğin yaptığı ihtiyaç analizi, odak grup çalışmaları ve geçim kaynakları araştırmaları ışığında Suriyeli çocuk işçiliğine ilişkin verileri sunumunda paylaştı (Ek 2). Ülke genelinde ve Hatay ve Şanlıurfa özelinde mültecilerin demografik bilgilerini aktaran Aklar, mültecilerin sayılarının hızla arttığını ve kayıt dışı mültecilerin de varolduğunu gözeterek verilerin değişkenliğinin altını çizdi. Hatay ve Urfa’da yaşayan mültecilerin kalıcılığı, istihdamı ve gelir seviyesine dair önemli bilgilerin yanı sıra Urfa’da ailelerin %47’sinde, Hatay’da ise

%41’inde okula gidemeyen en az bir çocuk bulunduğunu ve eğitime erişememelerinin sebeplerini yansıttı.

Kız çocuklarının eğitime erişim oranının, oğlan çocuklarına oranla daha az olduğunu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin burada bir kez daha ortaya çıktığını paylaştı. Ayrıca Urfa’da ailelerin %15’inde, Hatay’da ise ailelerin %24’ünde en az bir çalışan çocuk bulunduğunu ve bu çocukların yaş ortalamasının sırasıyla 14 ve 15 olduğunu belirtti. Çocukların çalışma nedenlerinin genelde yoksulluk, eve gelir sağlayan başka bir bireyin olmaması ve ev ekonomisine katkıda bulunmak zorunluluğu olduğunun altı çizildi. Hatay ve Urfa’da çalışan çocukların çoğunluğunun haftada 6 veya 7 gün, günde 8 ila 12 saat arası çalıştığını belirten Aklar, çalışan çocukların karşılaştığı ihmal ve istismar risklerini ve ailelerin bu risklerden haberdar olduklarını paylaştı.

Sunumun ayrıntılı metni konferans kitapçığında, sunumun kendisi de bu rapora ek olarak bulunmaktadır.

Hayata Destek Derneği’nin yaptığı araştırmaların kapsamı, amacı ve metodları aktarıldı. İhtiyaç analizi araştırmalarının ve odak grup görüşmelerinin Hayata Destek Derneği tarafıdan sahalara girmeden ve girdikten sonra periyodik olarak gerçekleştirildiği belirtildi. Buna ek olarak, geçim kaynakları araştırmalarının kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi ve istihdam olanaklarının artırılmasının yöntemlerini ortaya koymaya çalışan bütüncül bir yaklaşım içermeyi hedeflediği paylaşıldı. Görüşülen kadınların yerelde çalışma imkanları olsaydı çocuklarını göç yoluna çıkarmayacaklarını belirttiklerine de değinildi. Tarım emeğinin feminizasyonu, kadınların yerel ekonomiye dahil olamamasının yarattığı sorunlar ve konuyla ilgili iyi uygulamalar konuşuldu.

Hayata Destek Derneği Program Koordinatörü Gonca Girit Mcdaniel derneğin İstanbul’da gerçekleştirdiği ihtiyaç analizi araştırmalarının sonuçlarından kesitler paylaştı. Altı ilçede yapılan araştırma Suriyeli nüfusun yoğunluğu baz alınarak yapıldı. İstanbul’da şu anda 394.000 kayıtlı Suriyeli’nin bulunduğu ancak resmi olmayan rakamların yaklaşık 600.000 civarında olduğunun tahmin edildiğini belirtti. Verilerdeki büyük farklılıkların İstanbul’daki Suriyelilerin %20’sinin henüz kayıt olmamış olması, %5’ininse kaydolmayı hiç bir koşulda istememesi sebebiyle ortaya çıktığını açıkladı. Sınırda kayıt yaptıran veya henüz kayıt yaptırmamış Suriyelilerin İstanbul’da kayıt yaptırmakta zorlanması sebebiyle sosyal hizmetler ve temel hizmetlere ulaşamadıklarını, Suriyelilerin %30’unun Kürtçe, %15’inin Türkçe konuştuğu (Türkmen etnik kökenleri nedeniyle) ve geri kalanların ise Arapça konuştuğu belirtildi. Suriyelilerin yerleşecekleri yerleri etnik kökenleri, aile ağları ve akrabalık ilişkileri vasıtasıyla bölgesel olarak ve iş olanaklarını da gözeterek seçtikleri paylaşıldı. Suriyeli nüfusun istihdam durumları, gelir seviyesi ve yaşam koşullarına dair bilgiler paylaşan Mcdaniel, İstanbul’da bulunan Suriyeli ailelerin %27’sinde en az bir çalışan çocuk olduğunu belirtti. İstanbul genelinde çocukların sadece %15’inin okula kaydı olduğunu ve eğitime erişimde ortaya çıkan engeller arasında çocuk işçiliğinin önemini açıkladı. Çalışan çocukların %50’sinin tekstil sektöründe,

%30’unun hizmet sektöründe, %18’inin ise mobilya üretimi, oto tamiri gibi iş olanaklarının olduğu sanayide çalıştığını belirtti. Özellikle Küçükçekmece ilçesinde 12 yaşından büyük her çocuğun çalıştığını vurgulayan

(6)

Mcdaniel, neredeyse bütün atölyelerde Suriyeli çocukların çalıştırıldığının gözlemlendiğini ancak atölyelere girmekte ve buralarda gözlem yapmakta zorluk çekildiğini açıkladı. Çocukların yetişkinlerden daha az, neredeyse yarı yarıya maaş aldığı, ayrıca atölye sahiplerinin Suriyelilere tanınan çalışma izni için maliyet sebebiyle başvuru yapmayı düşünmedikleri bilgisini de paylaştı.

Mcdaniel’ın paylaştığı bilgilere ilişkin Türkiye’de mültecilere yönelik entegre bir bilgi toplama sisteminin eksikliği nedeniyle ülke genelinde güvenilir veriler bulunmadığının altı çizildi. Sivil toplum kuruluşlarının ise ancak bulundukları alanlarda araştırma yapabildiği ve araştırmalar sırasında yerelde engeller ile karşılaşabildiği belirtildi. Bu noktada STK’lar arası koordinasyonun önemi de vurgulandı. Konuyla ilgili çözümün yaklaşım değişikliği gerektirdiği ve Suriyelilerin artık geçici olmadıklarının kabul edilerek ve entegre edilmeleri gerektiği vurgulandı. Özellikle eğitim kanalıyla entegrasyonun gerçekleştirilebileceği ve çocukların doğru eğitim şartlarında, sosyal hizmetler ve psikososyal destekler kapsamında entegre edilebileceği belirtildi. Okullarda sosyal uyumun eğitimde karşılaşılan problemlerden biri arasında olduğu ve Suriyeli öğretmenlerin ise kendi işlerinde çalışmakta ve öğrencilere erişmekte zorluk çektikleri belirtildi.

Çocukların hukuki durumu, vatansızlık ve doğum kayıtlarının yapılmaması gibi önemli engellerin de bulunduğu ve bu engellerin aşılmasında STK’ların rolünün önemi de tartışıldı.

Çocuk İşçiliğiyle Mücadelede Savunuculuk Stratejileri ve Öneriler

 Yuvarlak Masa toplantılarının başladığı günden bu yana sürece dahil olan kamu kurumları bugün gelinen noktada kaybedilmiş gibi görünüyor, gerek Bakanlık düzeyinde gerekse yerel düzeyle kamu kurumu temsilcilerinin geri kazanılması ve süreçlere tekrar dahil edilmesi gerekli.

 Savunuculuk kapsamında toplumda farkındalık yaratmanın yanında Bakanlık düzeyinde yapılacak olan görüşmelerde somut taleplerde bulunulmalı. Aynı şekilde yerel düzeyde de ilişkiler güçlendirilmeli ve destek alınmalı.

 UNICEF’in çocuk işçiliği özelinde geliştirmiş olduğu 4 başlıklı strateji çerçevesi yol gösterici olmalı.

Yapılacak savunuculuk çalışmaları, yoksulluk ile mücadele, eğitim, sosyal normlar üzerine çalışma ve özel sektörle prensipler oluşturma ve uygulanma başlıkları altında ilerlemeli.

 Çocuk işçiliğinin temel iki olgusu olan yoksulluk ve yoksunluk kavramlarına odaklanılmalı, hane gelirini arttırıcı stratejilerin üretilmesi, yetişkinlerin iş gücüne katılımının desteklenmesi, şartlı nakit transferi gibi hedefli gelir desteklerinin arttırılması yönündeki çalışmalara ağırlık verilmeli.

 Tarım girdilerinin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede sadece küçük çiftçiye çocuk çalıştırmamasını talep etmek sorunu çözmeye yetmiyor. Bu sebeple Türkiye’deki tarım politikalarının tartışılacağı tematik toplantılar yapılmalı.

 Yapılan savunuculuk kampanyalarında hedef göstermek ve negatif bir dil kullanmak yerine, sorunun çözümünde başrol oynayan paydaşları cesaretlendirecek bir söylem oluşturulmalı ve pozitif bir dil kullanılmalı.

 Talepler ve hedeflerin (örn: tekrar bir komisyon kurulması) takibi sıkı bir şekilde yapılmalı, konuyla ilgili sorumluluğu olan kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları hatırlatılmalı. Toplum temelli ve kendi içinde denetim mekanizmalarının olduğu bir sistem kurulması savunulmalı.

(7)

 Özel sektörün tedarik zincirindeki aktörler tartışma sürecine dahil edilmeli. İhracatçı Birlikleri gibi kurumlar Yuvarlak Masa Toplantılarına davet edilmeli ve sorun birlikte tartışılmalı.

 Ziraat Odası, İş-Kur ve Valilik gibi mevsimlik tarım işçilerinin ücretlerinin belirlendiği komisyonlarda yer alan, konuyla doğrudan bağlantılı olan kurumlarla ilişkilerin geliştirilmesi önemli çünkü bu kurullar aynı zamanda o ilde hangi üründe en az kaç yaşındaki çocukların çalışabileceğini de belirliyorlar. Bu gibi kurumların çalışmalarına Yuvarlak Masa katılımcılarından temsilciler de katılabilmeli.

 Mevsimlik tarım özelinde; çocukların tarla ve bahçelerden uzak tutulması ve eğitimden kopmaması için aileleriyle birlikte göçe çıkmasını engelleyecek adımlar atılmalı. Örneğin; iyi bir şekilde denetlenen ve çocukların barınabileceği yatılı okulların, yatakhanelerin veya başka olanakların sağlanması ve maddi destek sağlanması.

 Göçe çıkan çocukların gittikleri yerlerde okula nakil işlemlerini kolaylaştıracak mekanizmaların kurulmasının teşviki ve takipçisi olunmalı. Bunun yanında bölge okullarındaki eğitmen ve öğretmenlerin sürece dahil edilerek önyargı ve ayrımcılıkla mücadele edilmesi ve çocukların entegrasyonun sağlanması konusunda çalışmalar yapılmalı.

 Tarlada 15 yaş altı çocukların çalışmasının yasal olmadığı güçlü biçimde dile getirilmeli.

 METİP alanlarında çocuklara yönelik projelerin hayata geçiriliyor olması oradaki çocukların olması gereken şartlarda yaşadıkları anlamına gelmiyor. Bu sebeple tarım işçilerinin kamp alanlarının çocukların ihtiyaçları ön planda tutularak iyileştirilmesi ve düzenlenmesi talep edilmeli.

 METİP alanlarında var olan sorumluluk boşluluğunun ortadan kaldırılması için şu an yetkili olan Büyükşehir Belediyelerine yetki ve sorumlulukların hatırlatılması, muğlaklıkların ortadan kaldırılması ve belediyeler ve ilgili yerel otoritelerle işbirliklerinin geliştirilmesi göz önüne alınmalı.

Genel Değerlendirme ve Sonuçlar

Bir önceki toplantıda Yuvarlak Masa Toplantılarının bir platforma dönüştürülmesi yerine olduğu haliyle kalmasıyla yönünde ortak bir karar alınmıştı. Ancak bu toplantıda hedefler doğrultusunda daha somut şeyler ortaya koyabilmek için bir platform oluşturulmasının gerekliliği tartışıldı ve oluşturulacak bu platormun temel yapısına dair görüşler ortaya koyuldu. Buna göre; Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği Yuvarlak Masa Toplantısı katılımcıları arasından başka bir çekirdek yapı kurularak çocuk işçiliği sorununu temel bir sorun olarak gören ve çözümü için her türlü tedbiri almaya gönüllü olan birey, kurum ve kuruluşlarla birlikte oluşturulacak platformun çerçevesinin belirleneceği bir toplantı yapılmasının gerekliliği dile getirildi. Platformun çalışma alanının çizilmesi için belirli sayıda temel hedefin saptanması ve ortak bir metin oluşturularak kurumlara metnin kabulu çağrısında bulunulması, böylece kurumlararası iletişimin kolaylaşacağı ve eyleme geçilebileceği vurgulandı.

Çocuk işçiliği sorunuyla ilgili tüm aktörlerin davet edildiği uluslararası düzeyde büyük bir organizasyonda sorunu her boyutuyla ele alarak belirlenen hedeflerle baskı oluşturulması fikri görüşüldü.

Nihai tüketici davranışını değiştirecek kampanyalarla da özel sektör ve tedarik zincirleri üzerinde baskı kurulmasının yollarının aranması üzerine hemfikir olundu.

(8)

Marmarabirlik’in yayında olan “Küçük Güzeldir” reklam filmiyle ilgili Marmarabirlik Yönetim Kurulu’na iletimek üzere çocuk işçiliği sorunun gerçeklerini ortaya koyan bir çerçeve çizilerek reklam filminin yayından kaldırılmasını talep eden ortak bir metin hazırlanmasına karar verildi.

Toplantının son bölümünde yoğun olarak yeni oluşturulması planlanan platform üzerine fikirler ortaya koyuldu ve tartışıldı. Yeni bir oluşumun daha fazla zaman ve kaynak gerektireceği konusuna dikkat çekilerek ortaya koyulacak emeğin karşılıksız kalmaması gerektiğinin altı çizildi. Bu konuda herkes sorumluluk almaya hazır olduğu takdirde Mevsimlik Gezici Tarımda Yuvarlak Masa Toplantıları’nın kolaylaştırıcı ve ev sahibi konumundaki kurumlar olan Hayata Destek Derneği, Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Sosyal İnovasyon Merkezi’nin gerekli zaman ve kaynak konusunda çalışmaya hazır olduğu dile getirildi. Ayrıca Adil Çalışma Örgütü bu konudaki çalışmalara destek vereceğini belirtti.

Ekler

1- Konferans raporu: ‘Türkiye'de Çocuk İşçiliği Sorunu: Suriye’den Gelen Mülteciler Sonrası Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri’

2- Sunum: Hatay ve Urfa’da Yaşayan Suriyeli Çocukların Eğitim ve Çalışma Durumları

3- Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği VIII. Yuvarlak Masa Toplantısı Katılımcı Listesi

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplantının Adı : 24 th European Conference on Information Systems Katılan Merkez Üyesi :Meltem Özturan. Tarih

Gebze Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Giresun Üniversitesi Rektörlüğüne Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğüne Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne

Düzenleyen Merkez Üyesi : Aslı Sencer Tarih : 27 Şubat 2018 Düzenlendiği Yer : Boğaziçi Üniversitesi Katılımcı Sayısı : 70. Sunulan Bildiri Adedi

Öğretmeye Yönelik İnançları ve Sınıf Yönetimi Uygulamaları Merkez olarak içinde bulunduğumuz İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi çatısı altında

Pozitif Yaşam Destek Merkezi’nin yukarıda yer alan tüm hizmetleri, yalnızca HIV ile yaşayan kişiler ve yakınlarına (aile, partner, yakın arkadaş vb.)

Katılan Merkez Üyesi : Ahmet Onur Durahim, Aslı Sencer, Aslıhan Nasır, Bilgin Metin, Birgül Kutlu Bayraktar, Ceylan Onay Şahin, Meltem Özturan, Sona Mardikyan.

Birimde yürütülen tüm süreçlere (kalite güvencesi, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme, toplumsal katkı, yönetim sistemi, uluslararasılaşma) paydaş

önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde eğitim ve öğretim çalışmalarına katkıda bulunmak ve desteklemek, bu eğitim programlarına yönelik uygulama ve