• Sonuç bulunamadı

BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

DESTANLAR VE MASALLARMasal

Resimleyen: Uğur Altun

Koray Avcı Çakman

(2)
(3)

BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

Koray Avcı Çakman

Resimleyen: Uğur Altun

(4)

Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri

Son Okuma: Egem Atik Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir

Tasarım Uygulama: Recep Eren

1. Basım: 1000 adet, Nisan 2015 ISBN 978-975-07-2524-1

© Can Sanat Yayınları A.Ş., 2015

Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Can Sanat Yayınları Yapım ve Dağıtım Tic. ve San. A.Ş.

Yayıncı Sertifika No: 31730

Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75 - 252 59 89 Faks: 252 72 33

cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com

Kapak Baskı: Azra Matbaası; Sertifika No: 27857 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok Kat: 3 No: 3/2

Topkapı, Zeytinburnu, İstanbul

İç Baskı ve Cilt: Türkmenler Matbaacılık; Sertifika No: 12584 Adres: Maltepe Mah. Gümüşsuyu Cad.

No:16 Topkapı, İstanbul

(5)

Bu kitabın sahibi:

...

1. Basım: 1000 adet, Nisan 2015 ISBN 978-975-07-2524-1

© Can Sanat Yayınları A.Ş., 2015

Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Can Sanat Yayınları Yapım ve Dağıtım Tic. ve San. A.Ş.

Yayıncı Sertifika No: 31730

Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75 - 252 59 89 Faks: 252 72 33

cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com

Kapak Baskı: Azra Matbaası; Sertifika No: 27857 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok Kat: 3 No: 3/2

Topkapı, Zeytinburnu, İstanbul

İç Baskı ve Cilt: Türkmenler Matbaacılık; Sertifika No: 12584 Adres: Maltepe Mah. Gümüşsuyu Cad.

No:16 Topkapı, İstanbul

(6)

Koray Avcı Çakman

Kaplumbağa uykudayken, tavşan dağa küsmemişken, tilki henüz kurnazlığa alışmamış, yedi cüceler Kaf Dağı’na kaçmamışken karlı bir kış günü doğdum ben… Başucumda kitaplarla büyüdüm.

Kitaplar en yakın arkadaşım oldu. Gün geldi beni düş dünyalarına uçurdular, gün geldi hüznümü unutturdular. Sonra ben de kitaplar

yazdım, çocuklar düşlerle büyüsün, yüzleri gülsün diye…

Yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitapları:

Eşekliğini Unutan Eşek, Flamingo Günlüğü, Işığın Çocuğu Arel

(7)

İçindekiler

Üç Kardeş, 7

Bir Keloğlan Bir De Eşeği, 17 Gülçiçek, 29

Keloğlan Keleş Oğlan, 37 Padişahın Kızı, 45 Keloğlan Saf Oğlan, 53

BİR KELOĞLAN

BİR DE EŞEĞİ

(8)
(9)

7

Üç Kardeş

Evvel zamanda Zenginler sarayda Altın kaplarda

Etli, türlü yemek yer, Ballı, tatlı hoşaf içermiş.

Fakirler, fukaralar Çorabı yamalılar, Toprak taslardan Kırık çanaklardan Çorba içermiş.

Az gittim, uz gittim Dere tepe güz gittim

Fakirin evinde çorba kaşıkladım.

Uykumda ballı hoşaf sayıkladım.

Üç gün üç gece yol arşınladım.

(10)

Koray Avcı Çakman BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

8

Tam sarayın kapısını çalacakken Azgın bir fırtına çıktı birden Uçtum, savruldum

Durdum, duruldum

Sonra bir masal uydurdum.

Çok eski zamanlarda, köyün birinde üç kardeş yaşarmış. Büyük oğlanla ortanca oğlan güçleri, kuv- vetleriyle övünürmüş sürekli… Büyüğü, baltayla bir vuruşta ulu çınarları yere serermiş. Anası yakacak üç, beş odun istese o neredeyse ormanı yüklenir ge- lirmiş.

Ortanca oğlan, koca koca kayaları dağdan aşağı bilye gibi yuvarlarmış.

Küçük oğlansa ağabeylerinin bu yaptıklarına şa- şırmakla kalmaz, bir de için için üzülürmüş. Acırmış kesilen ağaçlara, yerinden yurdundan koparılıp yu- varlanan kayalara…

Büyük ağabey bir gün ormana giderken kardeşini de çağırmış:

“Gel de yiğitlik öğren ağabeyinden. Koca ağaçları patır patır nasıl deviriyorum gör,” demiş. Küçük oğ- lan, “Olur ya belki ağabeyimi ikna ederim, onca ağacı kesmekten vazgeçiririm,” diye düşünerek takılmış ağabeyinin peşine…

Az gitmişler, uz gitmişler; çayır çimen düz gitmiş- ler. Ormana varır varmaz ağabey soluklanmadan, “Ya

(11)

Koray Avcı Çakman BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

9 Allah!” deyip baltasına sarılmış.

“Dur, yapma ağabey!” demiş küçük oğlan. “Ağaç- ların da canı var. Baksana gövdelerinde yeni sürgün- ler güneş arar.”

O daha sözünü bitirmeden ağabeyi kahkahalarla gülmeye başlamış.

“Hah hah ha! Yoksa ağaca mı acırsın? Yiğit dedi- ğin hem kuvvetli hem de taşyüreklidir. Bu halinle sen

(12)

Koray Avcı Çakman BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

10

hiçbir zaman yiğit biri olamazsın!”

Böyle demesiyle ağabeyin koskoca ağacı yere de- virmesi bir olmuş.

Küçük oğlan sanki ağacın çığlıklarını duymuş.

Duymuş da böyle acımasız bir ağabeyi olduğu için yerde yatan cansız kütükten, dalda öten ibibikten utanmış.

Ertesi gün bu kez de küçük ağabeyi oğlanı yanına çağırmış:

“Bugün benimle dağlara sen de gel. Gel ki koca koca kayaları nasıl deviriyorum gör… Gör ki sen de öğrenesin,” demiş.

Oğlan, ağabeyinin ulu kayaları yuvarlamasını, ka- yalarla derelerin önünü kapatma tutkusunu bir türlü anlamazmış. “Büyük ağabeyime sözüm geçmedi ama belki küçük ağabeyime geçer de onu bu kötü huyun- dan vazgeçiririm,” diyerek ağabeyiyle birlikte çayır- ları çimenleri aşmış, başı bulutlu dağlara tırmanmış.

Dağın tepesine varır varmaz ağabeyi koca bir ka- yaya belini dayamış.

“Bak şimdi şu yuvarlanmaz, yıldırım bile düşse yerinden oynamaz sanılan koca kayayı nasıl yuvarla- yacağım. Gör de alkışla beni,” demiş böbürlenerek.

“Aman ağabey, canım ağabey… Kime ne ispat- layacaksın ki? Gücün kuvvetin belli zaten. Bırak şu garip kayayı. Kim bilir oyuğunda hangi kartal yuva

(13)

Koray Avcı Çakman BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

11 yapar? Hem koskoca kaya yuvarlanınca belki aşağı- daki ırmağın yatağını kapar,” demiş küçük oğlan.

Ama ağabeyi oğlanı dinlememiş, koca koca ka- yaları yuvarladıkça yuvarlamış. Kayalar yuvarlanmış, ağabey naralar atmış. Bu haliyle sanki vahşi bir hay- vana benziyormuş.

Günler geceleri, geceler günleri kovalamış. Bir gün güpegündüz gök kararmış. Ne koca bir çınarı sırtına yüklenen büyük oğlan ne de kayaları patır patır camdan bilye gibi yuvarlayan ortanca oğlan ne olduğunu anlamış.

Küçük oğlanla anası da avludaymış:

“Gökte bir bulut bile yokken nedir bu fırtına, nereden çıktı bu yağmur? Bunda bir hal var a oğul!”

demiş anası.

Yalnız onlar değil, köydeki herkes şaşkınmış.

Günler geceler geçmiş. Sanki köyün üzerine kosko- ca bir gölge inmiş. Artık gecesi de aynıymış köyün, gündüzü de… Gündüzün ışık olmayınca, güneş gör- meyince ne ekinler boy vermiş ne de diğer bitkiler büyümüş. Köylüler bakmışlar ki bu böyle olmayacak,

“Yiğitler yola çıksın. Karanlığın çaresine baksın,” de- mişler.

Büyük ağabeyle ortanca ağabey ve kendini yiğit belleyen kim varsa hep birlikte yola koyulmuşlar. At- larını dörtnala karanlığa doğru sürmüşler.

(14)

Koray Avcı Çakman BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

12

Aradan değil günler, haftalar, aylar geçmiş. Ama ne gün ışımış ne de gidenler geri dönmüş. Köyde genç de yiğit de kalmamış. Yalnız küçük oğlan var- mış. Bir gün küçük oğlan anasına, “Ben de gidiyo- rum,” demiş. Anası önce buna karşı çıkmış:

“İki oğlumu karanlık aldı. Sen de gidip beni yal- nız koyma a oğul. Bu yürek üç acıya nasıl dayansın?”

demiş. Demiş de oğlanın kararlılığını görünce çaresiz yolundan çekilmiş.

Oğlan karanlığa doğru sürmüş atını. Bir dağ aşmış, iki soluklanmış. İki soluklanmış, üç ırmak aşmış. Sonunda bir de bakmış, köylerini karartan şey, karşısında duruyor. Bu, boyu ulu dağları aşan koskoca bir devmiş; köyün üzerine vuran karanlık da onun gölgesiymiş.

Oğlan, dev onu göremeden hemen geri çekilmiş.

Atını uzaktaki bir ağaca bağlamış. Heybesini sırtına atmış. Bir köşeye gizlenip devi gözlemeye başlamış.

Çok geçmeden, ağabeylerinin ve kendilerini yiğit bellemiş olan diğer gençlerin niçin köye dönemedik- lerini anlamış. Meğer dev, onları birer birer yakalayıp kafeslere kapatmış.

Küçük oğlan ne yapsın? Gizlendiği yere sinmiş ve devin uyumasını beklemiş. Devin horultusu yedi dağı sarınca da hiç düşünmeden devin üzerine tırmanma- ya başlamış. O tırmandıkça dev birazcık kaşınmış.

Oğlan, soluğu devin cebinde almış. Devin kocaman

(15)
(16)

BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

ISBN 978-975-07-2524-1

Koray Avcı Çakman

YAŞ 8 9 10 +

Gökten üç elma düşmüş

Bu kitaptaki masallar bilmediğimiz diyarlardan bilmediğimiz zamanlardan sesleniyor bizlere. Her masalda olduğu gibi bu kitaptaki masallarda da iyilerle kötüler

bir araya geliyor, adalet yerini buluyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Bu çalıĢmada aerobik bakteriler için kullanılan klasik kültür yöntemiyle ülkemizde bulunan bazı sert kene türlerinin bakteri florasının (bakteriyom)

(1) oxLDL may induce radical-radical termination reactions by oxLDL-derived lipid radical interactions with free radicals (such as hydroxyl radicals) released from

Dördüncü hasat döneminde sırasıyla kateşin, rutin ve eriositrin miktarı en yüksek flavon olarak bulunurken en düşük miktar sırasıyla, apigenin, kuarsetin, kaemferol

Ordered probit olasılık modelinin oluĢturulmasında cinsiyet, medeni durum, çocuk sayısı, yaĢ, eğitim, gelir, Ģans oyunlarına aylık yapılan harcama tutarı,

Laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) son yıllarda primer bariatrik cerrahi yöntem olarak artan sıklıkla kullanılmaktadır. Literatürde, LSG’nin kısa dönem sonuçları

Ayrıca, hidrofilleştirme işleminin ananas lifli kumaşlar üzerine etkisinin değerlendirilebilmesi için direk ham kumaş üzerine optimum ozonlu ağartma şartlarında