• Sonuç bulunamadı

Süne Mücadelesinin Trakya Bölgesi Ekonomisine Olan Katkıları Üzerine Bir Araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Süne Mücadelesinin Trakya Bölgesi Ekonomisine Olan Katkıları Üzerine Bir Araştırma"

Copied!
55
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 1. GİRİŞ

Günümüzde ülkeleri uğraştıran önemli sorunlardan biri, hızlı nüfus artışı ve beraberinde getirdiği beslenme sorunudur. Bugün Dünya nüfusunun önemli bir kesiminin beslenme sorunu ile karşı karşıya olduğu bilinen bir gerçektir.

Dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşın dünyanın yüzölçümü ise değişmemektedir. Aksine toprak erozyonu, yeni yerleşim yerlerinin açılması, yeni fabrikaların kurulması, artan araç sayısına paralel olarak, yeni yolların açılması sonucu; tarıma elverişli alanlar giderek azalmaktadır. Dünyanın yüzölçümü sınırlı olduğundan, beslenme ihtiyacını karşılayacak üretim için, yeni alanların tarıma açılması mümkün olmadığına göre, yapılacak iş birim alandan elde edilecek ürün miktarını artırmaktır. Tarımda verimliliğin artırılması ve elde edilen ürünlerin muhafazası yönünde, bitki hastalık ve zararlıları ile mücadele etmek önemli bir zorunluluk haline gelmiştir.

Yapılan çalışmalar, gelişmekte olan ülkelerde, bitki hastalık ve zararlıları nedeniyle hasat öncesi ürün kaybı % 30-60, hasat sonrası ürün kaybı ise % 5-15 arasında değişebildiğini göstermektedir. Bazı bölgelerde hasat öncesi; bitki hastalık ve zararlıları ile yeterince mücadele yapılmadığından, meydana gelen ürün kaybı % 90‘lara varabilmektedir.

Bu verilerden de anlaşılacağı gibi, tarımsal mücadelenin üretim miktarını artırmada hayati bir önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Türkiye gibi tarımsal üretimi yüksek olan ve GSYH’sının yaklaşık %10’nunu tarımın oluşturduğu bir ülkede ürün kayıplarının azaltılması son derece önemlidir (Anonim, 2012).

Türkiye tarımsal üretiminde hububat üretimi büyük önem taşımakta ve hububat üretim potansiyeli yüksek olan ülkeler arasında yer almaktadır. Hububat grubu içerisinde yer alan ve üretiminde en önemli paya sahip olan buğday ise stratejik bir öneme sahiptir. Bu yüzden buğday üretiminin devletçe desteklenmesi gerekmektedir.

Türkiye buğday üretiminin yıllara göre değişmekle birlikte %10-15’lik bir bölümünü sağlayan Trakya Bölgesi’nde buğday üretiminin önündeki en büyük sorun süne (Eurygaster integriceps Put.) zararlısıdır. Bu zararlı buğday ve arpa gibi tahıllara zarar verdiği için temel bir besin maddesi olan buğday ekili alanlarda kayda değer önemli zararlara neden olmuştur. Süne’nin salgın seyri ile zararlı olduğu ekolojik koşullar dikkate alındığında, bölgede tahıl üretiminin gelecekte de tehditte olacağı kaçınılmazdır.

(2)

2

Türkiye’de uygulanan tarım politikasının araçlarından olan “devlet eliyle tarımsal mücadele” süne zararlısına karşı 1987 yılından beri Trakya Bölgesi’nde uygulanmaktadır. Bu uygulamada Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü elemanları ve Trakya Bölgesi Tarım İl Müdürlükleri söz konusu tarihten itibaren sünenin yayılmasına ve verdiği ekonomik zararın önlenmesine karşı uğraş vermektedirler.

Bu araştırmanın amacı, buğdayın önemli bir zararlısı olarak görülen sünenin gelişimini Trakya Bölgesi’nde inceleyerek üreticiye olan ekonomik etkilerini değerlendirerek meydana gelen ekonomik kayıplara karşı devletin yürüttüğü çalışmaların sonuçlarını karşılaştırarak sorunları belirlemek ve çözüm önerileri sunmaktır.

Bu araştırma sekiz bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm olan “Giriş”’de araştırmanın önemi ve amacı ortaya konulmuştur.

İkinci bölümde konu ile ilgili olarak yurtdışı ve yurtiçinde yapılmış diğer araştırmalar hakkında bilgiler verilmiştir.

“Materyal ve Yöntem” bölümü olan üçüncü bölümde, araştırmada kullanılan materyalin nereden ve nasıl toplandığı ile araştırmada kullanılan yöntemler açıklanmıştır.

“Süne Zararlısı Hakkında Genel Bilgiler” adlı dördüncü bölümde ise sünenin Dünyada ve Türkiye’de yayılışı ve yaşayışı ilgili teknik bilgiler yer almaktadır.

Beşinci bölümde, Trakya Bölgesi’nde süne zararlısına karşı yapılan mücadele çalışmaları ayrıntılı bir biçimde incelenmiştir.

Saha çalışmalarının yer aldığı altıncı bölümde, süne zararlısından etkilenen üreticilerle yapılan anket bulguları ve un sanayicileri ile yapılan birebir görüşmeler yer almaktadır.

Yedinci bölümde, Tarımsal mücadelenin ekonomik yönü ve Trakya Bölgesi incelenmiştir.

Araştırmanın amaçları arasında yer alan süne zararlısının verdiği ekonomik kayıpların neler olduğunu açıklayan bir bölüm olan 8.bölümde süne zararlısının buğday bitkisini nasıl etkilediği incelenmiştir.

Dokuzuncu bölüm olan son bölümde ise, önceki bölümlerdeki bulgulara dayanılarak araştırmanın sonucu hakkında genel değerlendirme yapılarak önerilerde bulunulmuştur.

(3)

3 2. KONU İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR

Yapılan literatür taramasında bu araştırmanın konusunu esas alan çalışmalara yani sünenin verdiği zararları ekonomik olarak değerlendiren ve inceleyen çalışmalara pek rastlanılamamıştır. Daha çok süne zararlısını biyolojik ve ekolojik açıdan inceleyen çalışmalara rastlanılmıştır.

Yine de konuyla dolaylı olarak ilgili olan belli sayıda çalışmalar olduğu belirlenmiştir. Bu bilgilerin ışığı altında bu çalışmanın kazandığı önem daha da belirgin bir biçim almaktadır. Konu ile dolaylı ve direkt ilgili olan çalışmalar aşağıda gösterilmiştir.

Lodos, N., 1961 yılında yaptığı “Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de Süne Problemi Üzerinde İncelemeler” isimli çalışmada süne ile ilgili daha çok teknik bilgiler bulunmaktadır. Bu çalışmada sünenin coğrafi yayılışı, biyolojisi, ekolojisi, gelişimi ve yaptığı zararlar üzerinde durulmuştur. Çalışmanın bir bölümü de süne zararlısının yaptığı ekonomik tahribata ayrılmıştır. Lodos N., sünenin buğdayın en büyük düşmanı olduğunu ısrarla belirterek, sünenin buğdayda yaptığı ekonomik kaybın en az % 15-20’ler düzeyinde olduğunu ifade etmiştir.

Şimşek, Z., 1988 yılında yaptığı “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Süne Mücadelesinde Tahmin ve Uyarı Çalışmaları” isimli çalışmada daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki süne mücadelesinden söz edilmiştir. Bu çalışmada daha çok erken uyarı çalışmalarının süne ile mücadeledeki önemine yurtiçi ve yurtdışı literatürlerin sonuçlarına dayanarak değinmiştir.

Salcan, Y., 1989 yılında yaptığı “Türkiye’de Süne Mücadelesinin Bugünkü Durumu” isimli çalışmada, Türkiye genelinde sünenin görülme yerleri ve yaptığı tahribatlar hakkında bilgiler vererek yapılan mücadele hakkında Tarım Bakanlığınca yapılan çalışmaları açıklamıştır.

Melan, K., 1989 yılında yaptığı “Trakya Bölgesinde Yumurta Parazitlerinin Süne Mücadelesindeki Önemi ve İlaçlı Mücadele Uygulamalarının Parazitler Üzerine Etkileri” isimli çalışmasında, Trakya’da 1982 yılına kadar sorun olmayan sünenin (Eurygaster spp.) ilk defa 1983 yılında dikkati çekmeye başladığını, 1986-1988 yıllarında salgın yaptığını ve hububatta önemli zararlara neden olduğunu, bilinçli olarak yapılan ilaçlı mücadele sonunda salgının önlendiğini, salgının önlenmesinde yumurta parazitlerinin (Trissolcus spp.) önemli rol oynadığını ve bölgenin parazitlerin yaşamasına oldukça uygun olduğunu belirtmiştir.

(4)

4

Öncüer, C., Kıvan, M., 1995 yılında yaptıkları “Tekirdağ ve Çevresinde Eurygaster (Heteropa : Scutellridae) Türleri, Tanımları, Yayılışları ve Bunlardan Eurygaster integriceps Put.’in Biyolojisi ve Doğal Düşmanları Üzerinde Araştırmalar”

isimli çalışmada bazı süne (Eurygaster) türlerinin Trakya Bölgesindeki illerindeki yayılış ve yoğunlukları saptanmıştır. Tekirdağ’da yaygın olarak bulunan E.integriceps’in biyolojisi, davranışları ve doğal düşmanları üzerinde durulmuştur.

Yapılan araştırmalar neticesinde Tekirdağ’da E.integriceps’in 4 yumurta parazitoitinin, 4 ergin parazitoitinin, ve bir fungal hastalık etmeninin bulunduğu saptanmıştır. Yumurta parazitoitlerinin 1990 ve 1991 yıllarında % 56.8-100 parazitleme oranıyla süne populasyonunu baskı altına aldığı görülmüştür.

Çıtır, A., 2000 yılında Tekirdağ’da yapılan “Agroenviron 2000” isimli sempozyum kitabında yayınlanan, “Evaluation of Control Means of Sunn Pests Eurygaster spp. on Wheat in Trakya Region and Their Effects on Other Agricultural Practices” isimli çalışmasında Trakya bölgesinde süne zararlısına karşı yapılan ilaçlı mücadele ve 15 tür biyolojik mücadelenin sonuçlarını değerlendirmiştir.

Erbay, E.R., ve Gaytancıoğlu, O., 2003 yılında yaptıkları “Süne Zararlısının Buğdayın Kalitesi ve Ekonomik Değeri Üzerinde Neden Olduğu Kayıplar” isimli araştırmada, Tekirdağ’da süne gelişiminin ve süne zararlısının buğdayda yaptığı fizyolojik ve ekonomik zararları tespit etmişlerdir. Tekirdağ’da süne için yapılan masraflar incelenerek ekonomik analiz yapılmış, sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konulmuştur.

Gül., A., Hassan., A.A., Kutuk., H., ve ark., 2004 yılında yaptıkları “Shifting From Aerial To .Ground Spraying In Sunn Pest Control In The Trace Region of Turkey: Farmers’ Perception And Problems” isimli çalışmalarında, Trakya Bölgesinde buğday üretimi, tohum kalitesi ve çiftçilerin algısı yönünden politika değişikliğinin etkisi araştırılmıştır. Araştırmada, 2002 ve 2003 yıllarında bölgede havadan ilaçlama uygulamasının yapılmadığı belirtilmiştir.

Özberk, I., Atlı, A., Pfeiffer, W., ve ark., 2005 yılında yaptıkları “The Effect of Sunn Pest (Eurygaster Integriceps) Damage on Durum Wheat: Impact in the Market Place” isimli araştırmalarında, Şanlıurfa emtia piyasasında makarnalık buğday fiyat tahminini etkileyen faktörlere bakılmıştır. Yapılan varyans analizi sonuçlarından tüm faktörlerin (tüccarlar, çeşitler ve haftalık piyasa fiyatları) ve etkileşimlerin istatistiki olarak önemli bulunduğu ortaya konulmuştur.

(5)

5

Hamoud, H.H., Mona, N.E., ve ark., 2004 yılında yaptıkları “A Socio- Economic Study of Integrated Pest Management of Sunn-Pest on Wheat In Syria”

isimli araştırmalarında, Suriye’de buğdayda süne ile kimyasal mücadelede ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri analiz etmişlerdir. Araştırmada ankete katılan çiftçilerin

%67’sinin Tarım Bakanlığı’nın püskürtme uygulamasından memnun olmadığı, bunun nedeninin ise püskürtmenin geç ve eksik yapılmasından ve pestisitlerin etkisizliğinden kaynaklandığı saptanmıştır.

Atri, A., ve Amir-maafi, M., 2006 yılında yaptıkları “A Decision Support System For Management Of Sunn Pest (Eurygaster Integriceps Puton.) In Wheat”

isimli araştırmalarında, karar destek sisteminin zararlıları kontrol etmek amacıyla çiftçiler ve acenteler için geliştirildiğini belirtmişlerdir. Bu sistemin ise, iklimsel durumlar, zararlının biyoloji ve populasyon dinamikleri, örnekleme yöntemleri ve buğday çeşitleri gibi önemli faktörlere dayalı öneri verebileceği belirtilmiştir.

Gül,, A., Akbay, C., ve Direk, M., 2006 yılında yaptıkları “Sunn Pest Control Policies and Effect of Sunn Pest Damage on Wheat Quality and Price in Turkey”

isimli çalışmalarında, süne zararlısının Türkiye’deki buğday fiyatlarına etkisini hedonik fiyat yöntemiyle analiz etmişlerdir. Araştırma sonucunda, süne zararlısının çok etkili bir faktör olduğu ve buğday fiyatlarında önemli azalışlara neden olduğu belirlenmiştir.

Koçak, E., 2008 yılında Konya’da yapılan “Ülkesel Tahıl Sempozyumu” isimli sempozyum kitabında yayınlanan, “Türkiye’de Süne Mücadelesi’nde 80 yıl (1928- 2007)” isimli çalışmasında mücadelenin resmi olarak başladığı 1928 yılından günümüze kadar geçen 80 yıllık süreçteki mücadeleyi ele almıştır. Ayrıca süne’ye karşı, 1928–1954 yılları arasında yapılan fiziksel mücadele uygulamaları ile 1955 yılından günümüze kadar devam eden ve sadece nimf dönemi ve sabit bir ekonomik zarar eşiği ve emgi oranı temel alınarak yapılan kimyasal mücadele uygulamaları değerlendirilmiştir. Yapılan araştırma sonucunda, ülkemizde kimyasal mücadelenin başlangıcından itibaren sünenin nimf dönemi hedef alınarak uygulanmakta olduğu, fakat ilaçlanan alanların sürekli artış göstermesi nedeniyle gerekçeleriyle birlikte farklı dönemde mücadele uygulaması önerilmiştir.

İslamoğlu, M., Küçükcongar., M., ve ark., 2011 yılında Kahramanmaraş’ta yapılan “Türkiye IV. Bitki Koruma Kongresi” isimli kongre kitabında yayınlanan, “Süne Mücadelesinde Çiftçi Davranışları: Kahramanmaraş ve Kilis Örneği” isimli

(6)

6

çalışmalarında Kahramanmaraş ve Kilis illeri Süne mücadelesinde, üretici ve devlet arasındaki ilişkileri, üreticilerin sosyo-ekonomik faktörleri, çiftçilerin tutum ve davranışlarının mücadeledeki başarısı üzerindeki etkilerini incelenmişlerdir.

Araştırma sonucunda süne mücadelesinde bilinçli bir mücadele yapmada süne konusunda eğitim, üreticilerin süne mücadelesi için yeterli ekipmana sahip olma veya temin etme, süne mücadelesi için verilen desteklerin yeterli olması gibi faktörlerin etkili olduğu belirlenmiştir.

İslamoğlu, M., Kornoşor., S., ve Tarla Ş., 2011 yılında yaptıkları “Türkiye’de Süne (Eurygaster spp. (Hemiptera: Scutelleridae) mücadelesindeki gelişmeler (1928- 2010)” isimli çalışmalarında süne ile mücadelenin başladığı 1928 yılından günümüze kadar geçen süreçteki mücadele stratejilerini ele almışlardır. Araştırmada süne mücadelesinin devlet tarafından 1928 yılından beri değişik yöntemler kullanılarak devam ettiği belirtilmiştir. Ayrıca 2001 yılında itibaren, özellikle Süne yumurta parazitoitlerinin etkin ve yaygın olduğu bölgelerden başlamak üzere yer aletleri ile mücadele yapılmaya başlandığı ve uçakla kimyasal uygulamanın 2006 yılından sonra yasaklandığından bahsedilmiştir.

Özkan, N., 2011 yılında yaptığı “Tekirdağ İli Saray İlçesi Köylerinde Çiftçilerin Buğday Zararlısı Sünenin Biyolojik Mücadele Bilgileri Üzerine Bir Araştırma” isimli araştırmada, çiftçilerin süneye ve diğer zararlılara karşı biyolojik mücadele konusunda ne kadar bilgi sahibi olduğu ve ne kadarını uyguladıkları hakkında bilgi sağlamak amacıyla 55 çiftçi ile anket yapmıştır. Araştırma sonucunda çiftçilerden elde edilen bulgulara göre, zararlılarla en yaygın mücadele şeklinin kimyasal ilaç kullanımı (%75) olduğu ortaya çıkmıştır.

Noori, H., Shahrokhi, S., 2012 yılında yaptıkları “Economic levels for Sunn pest, Eurygaster Integriceps Put. (Het. : Scutelleridae) on wheat in Iran” isimli araştırmalarında, İran’da sünenin yıkıcı ve zararlı bir haşere olduğu, buğday ve arpada verimi ve kaliteyi azalttığı belirtilmiştir. Süne kontrolü için zararlının ekonomik zarar eşiği (EIL) belirlenmiştir. Sonuçta süne yoğunluğu ile verim kaybı arasındaki korelasyon anlamlı çıkmış ve verim kaybının 247 kg/ha (4%) ile 773.1 kg/ha (12.38) arasında olduğu tespit edilmiştir.

(7)

7 3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1 Materyal

Araştırma materyali birincil ve ikincil verilerden elde edilmiştir. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli Tarım İl Müdürlüklerinin Süne mücadelesi ile ilgili olarak 2012 yılında yürüttüğü çalışmalardan elde edilen bilgiler araştırmanın birincil veri kaynağını oluşturmaktadır. Üreticiler ile yüz yüze görüşülerek anket çalışması yapılmıştır.

Ayrıca Un sanayicileri ile de yüz yüze görüşülerek sorunlar ve çözümler belirlenmiştir.

Bunun yanında kamu ve özel sektör kuruluşlarından toplanan bilgiler ve istatistiklerle, konu ile ilgili olarak yayımlanmış eser ve benzeri belgeler araştırmanın ikincil veri kaynağını oluşturmuştur.

3.2. Yöntem

3.2.1 Örneklemede Kullanılan Yöntem

Trakya Bölgesi’nde sünenin buğdaya verdiği zararın boyutlarını, üretici düzeyinde tespit edebilmek için üreticilerden anket yoluyla bilgi toplanmıştır.

Araştırma alanı Trakya Bölgesinin büyük bir kısmını oluşturan üç il ve bu illerde yer alan 683 köy olduğu için, bu köylerdeki üreticilerin seçimi oldukça önemlidir.

Çizelge 3.1. Araştırma Bölgesinde Yer Alan İllere Bağlı Köylerden Anket Uygulanacak Köylerin Seçimi

İller

Köy

Sayısı Toplam Ekilen Buğday Arazi Miktarı (da)

İl Tarım Arazisinin Trakya Geneli İçindeki Oranı (%)

Anket Uygulanan Köy Sayısı

Edirne 248 1.322.160 33.5 11

Tekirdağ 258 1.593.280 40.3 14

Kırklareli 177 1.033.270 26.2 9

Toplam 683 3.948.710 100.0 34

Kaynak: Tarım İl Müdürlükleri kayıtları (2012)

Araştırıcıların zaman ve ekonomik olanakları bütün köylere gitmeye izin vermediğinden, Trakya bölgesini temsil edecek şekilde 683 köyden %5 örnekleme oranı (Düzgüneş ve ark, 1983) ile örnek çekimi yoluna gidilmiş ve toplam 34 köy (683x0.05) araştırma kapsamına alınmıştır. 34 köyün illere dağılımında ise, Çizelge 1’den de görüleceği gibi, araştırma kapsamındaki 3 ilin 2012 yılındaki toplam buğday arazisi dikkate alınmıştır. Her ilin toplam buğday arazi miktarı üzerindeki payına göre 34 köy oransal olarak illere dağıtılmıştır.

(8)

8

Çizelge 1’den de anlaşılacağı gibi 34 köyün 14 tanesi Trakya bölgesinde en fazla buğday arazisine (%40.3) sahip olan Tekirdağ, 11 tanesi Edirne, 9 tanesi de Kırklareli illerinden rastgele seçilen örneklerden oluşmuştur.

Araştırma kapsamına giren 34 köy ve illeri belirlendikten sonra her köyden görüşülecek üreticilerin tespitine geçilmiştir.

Alder ve Roessler (1977), 300 bölgenin her birinden 5 seçmen almakla GALLUP’un çok sağlıklı seçim tahminlerinde bulunduğunu ve daha büyük bir örnek alındığında (1500’ün üzerinde) tahminlerde değişme olmadığını ifade etmişlerdir.

Bu araştırmada da benzer bir yol izlenmiş ve araştırma kapsamına alınan her köyden 5 üreticiye anket uygulanmıştır. Bu şekilde 34 köyden 170 üreticiyle anket yapılmıştır. Araştırma kapsamındaki üreticilere uygulanan toplam 170 adet anket için çeşitli programlar (Excel, SPSS) yardımıyla genel bir veri tabanı oluşturulmuş ve sorulan sorulara göre genel bir kodlama planı yapılmıştır. Anketler bu kodlama planına göre bilgisayara girilmiştir.

3.2.2 Ekonomik Analizde Kullanılan Yöntem

Bu bölümde süne zararlısı ile yoğun bir şekilde mücadelenin yapıldığı bir yıl olan 2011 yılı verileri kullanılarak süne için yapılan masraflar dikkate alınmıştır. Bu masraflar 2011 yılı Mayıs ayı piyasa fiyatları dikkate alınarak ekonomik analize tabi tutulmuştur. Bu fiyatlar hakkında daha iyi karar verebilmek ve enflasyonun neden olduğu değer kayıplarını da görebilmek için cari fiyatlar aynı zamanda ABD Doları'na çevrilerek verilmiştir. Sünenin buğday verimine ve çiftçi gelirine yapacağı maliyetler ise hiç mücadele yapılmamış gibi kabul edilerek üretici gelirini ne derece etkilediği ekonomik olarak tespit edilmeye çalışılmıştır.

Hesaplamalarda Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli İl Müdürlüğü, Bitki Koruma Şubesi kayıtları dikkate alınmıştır.

4. SÜNE ZARARLISI HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Bu bölümde sünenin dünyada, Türkiye’de ve araştırma bölgesi olan Trakya’da yayılışı hakkındaki bilgilerin yanısıra, sünenin biyolojisi ve ekolojisi ile ilgili bilgiler de yer almaktadır.

(9)

9 4.1 Sünenin Tarihsel Gelişimi 4.1.1 Sünenin Dünyada Yayılışı

Süne (Euryguster integriceps Put.) dünyada oldukça geniş bir yayılma alanına sahip bulunmaktadır. Ortada Türkiye olmak üzere Batıda Trakya ve Yunanistan, Kuzeyde Kafkasya ve Moskova’nın kuzeyi, Doğuda Türkistan ve Özbekistan, Güneyde ise Şiraz, Bağdat ve Şaneş’e kadar uzanır.

Yayılan bu bölge içinde; Kuzey Kafkasya’da Krasnador, Sivastopol, Güney Ukrayna, aşağı Volga Havzaları; Orta Asya’da Türkistan ve Özbekiztan’ın bazı yerleri; İran’da Tahran, İsfehan, Tebriz, şiraz ve Kermen Şah kısımları; Irak’ın Kuzeyinde Süleymaniye ve Musul civarı ile Suriye’de Halep’in Kuzey ve Doğu kısımları ve Hama en çok süne tehlikesine maruz kalmış bölgelerdir (Lodos, 1961).

4.1.2 Sünenin Türkiye’de Yayılışı

Süne ilk defa 1927 – 1929 yılları arasında Güney Anadolu, 1939–1941 yılları arasında da Güneydoğu Anadolu Bölgesinde salgın yapmış ve aralıklı olarak günümüze kadar devam etmiştir. Devlet 1928 yılından itibaren süne mücadelelerine başlamış ve bu dönemde el, kalbur ve atrap ile süne toplatarak mücadele yapmaya çalışılmıştır. Bu uygulama 1954 yılına kadar devam etmiştir.

1941 yılından itibaren sünenin kışladığı bitkilerin alev makinesi ile yakılması önerilmiş; ancak doğanın tahrip edilmesine neden olduğundan 1954 yılından itibaren bu uygulamadan vazgeçilmiştir.

Süne 1987 yılından itibaren Trakya, Orta Anadolu, İç Ege bölgelerinde salgınlar yaparak hububatın en önemli zararlısı durumuna gelmiştir (Anonim, 1997).

4.1.3 Sünenin Trakya’da Yayılışı

Süne, ilk kez Trakya’da 1982 yılından itibaren mücadeleyi gerektirecek yoğunluğa ulaşmıştır.

1987 yılında Trakya Bölgesi’nde hiç beklenmeyen ilginç bir süne salgını meydana gelmiş, ekim alanlarının yanısıra, özellikle Tekirdağ’da denize ve şehrin üzerine süne toplu iniş yapmıştır. Bu inişler 28 Mart 1987 tarihinde başlamış ve 20 Nisan 1987 tarihine kadar devam etmiştir. Denize inen sünelerin dalgalarla sahile vurduğu ve sahilde 24 km uzunluğunda ve 20 cm genişliğinde “Ölü Süne Bandı”

oluşturduğu gözlenmiştir. Bu beklenilmeyen salgının başlıca nedenleri arasında, Trakya Bölgesi’ne yakın komşu ülkeden getirilen süneye hassas Sadova buğdayının

(10)

10

bölgede geniş çapta ekilmesi, aynı yıl Meriç nehrinin yatağının değiştirilerek çeltik alanlarının susuzluktan kuruma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılması, dolayısıyla yerli kışlakların yanı sıra komşu ülke kışlaklarından da süne akınının olması sayılabilir.

Sünenin ani salgını karşısında, uçak sayısının yetersizliği, geniş alanlara yapılan süneye karşı mücadelenin kısa zamanda bitirilme mecburiyeti, ekipman, eleman ve su yetersizliği gibi nedenlerden dolayı 1987 yılında ULV (Ultra Low Volume) uygulamalarına geçilmiştir. Aynı yıl sünenin diğer bölgelerde de yoğunluk göstermeye başlaması üzerine toz formülasyonlu ilaçlar kullanılmasına karşın, 1987 yılından itibaren ULV ve konvansiyonel sistemle havadan ilaçlama ağırlık kazanmıştır. ULV formülasyonlu insektisitlerin belirlenen dezavantajlı yönlerinden (havada askıda kalmaları, rüzgar nedeniyle sürüklenerek istenmeyen alanlara taşınması, faydalıların ölümüne ve doğal dengenin bozulmasına neden olması) dolayı kademeli olarak 2000’li yıllarda azaltılmıştır. Bu çerçevede polikültür alanlarda kesinlikle uygulanmamış, konvansiyonel uygulamalara ağırlık verilmiştir.

Süne mücadelesinde bölgede 2002 yılında özellikle Süne yumurta parazitoitlerinin etkin ve yaygın olduğu alanlardan başlamak üzere yer aletleriyle kimyasal mücadele yapılmaya başlanmıştır.

Süne mücadelesi 2007-2008 yıllarında Devlet Yardım Mücadelesi şeklinde yürütülmüş, 2009 yılında ise Yönetimli Çiftçi Mücadelesi (YÇM)’ne geçilmiştir. Devlet Yardım Mücadelesi, mücadele için gerekli ilaç, alet ve teknik yardımın devletçe, iş gücünün bir kısmının ise üreticilerce karşılanarak yürütülen mücadele şeklidir.

Yönetimli Çiftçi Mücadelesi (Entegre ve Kontrollü Mücadele) ise, mücadelede gerekli ilaç, alet, vasıta gibi tüm girdilerin üreticilerle karşılanarak zararlının tanımı, mücadele zamanı, mücadele metodu ve ilaçlama zamanı gibi konularda teknik yardımın devlet tarafından yapıldığı üreticilerce yürütülen mücadeledir.

4.2. Süne’nin Tanımı

Dünyada Eurygaster cinsine bağlı 15 tür, ülkemizde ise 7 tür bulunmaktadır.

Bunlardan Euryguster intepriceps put, E. maura L.,E. austriaca schrk. Adı verilen 3 süne türü ekonomik düzeyde zarar vermektedir.

Trakya, Güney, Güneydoğu Anadolu bölgesinde hakim olan tür, E. integricep put.’dur. Öte yandan Ege ve Orta Anadolu bölgesinde hakim olan tür ise E.

maura’dır. Bu türler Şekil 1’de gösterilmiştir.

(11)

11

E. Austriaca Schrk. E. İntegriceps put. E. Maura L.

Şekil 1. Süne Türleri

4.2.1 Süne Zararlısının Hayat Dönemleri

Süne zararlısı, yumurta ile çoğalır. Sünenin yumurtadan çıkmış haline nimf, daha sonraki haline ise “ergin” ismi verilir.

4.2.1.1 Ergin

E. integriups erginleri genel olarak toprak renginde, bazen tamamen siyah, bazen kırmızımsı, bazen kirli beyaz, bazende bu renklerden bir kaçının karışımı olan alacalı desenli renklerdedir. Vücudu yassı ve ovaldir. Hortumu yaklaşık 2 mm uzunlukta olup, başın alt kısmında bulunur. Antenleri 5 segmentlidir. Vücut uzunluğu 10 – 12,5 mm’dir.

E. maura erginleri, görünüş olarak E. integriceps’e çok benzer. Ancak vücudunun daha geniş ve pronotum arka yan kenarının sivrice olması ile E.

integriceps’ten ayrılır. Vücut Uzunluğu 9 – 11 mm‘dir.

E. austriaca, daha yassı ve büyük olması ile önceki iki türden kolaylıkla ayrılır.

Vücut uzunluğu 11 – 14 mm dir.

Bu üç türün ergin erkeklerinde, genital (cinsel) segment yamuk biçimde tek plakadan ibarettir. Dişilerde ise genital segment üç çift plakadan meydana gelmiş olup, orta kısmında yumurta kanalı bulunmaktadır.

4.2.1.2 Yumurta

Kışlamış erginler tarlaya göç ettikten 5–6 gün sonra yumurtlamaya başlar. Bir dişi 80–150 adet yumurta bırakabilir. Yumurtalar 12-14 adetlik muntazam 2–3 sıra halinde graminea familyasına dahil bitkilerin yapraklarının üst yüzüne bırakılır (Şekil 2). Bırakıldıkları zaman filizi yeşil renktedir, 3– 4 gün sonra ise esmerleşirler. 5 gün

(12)

12

sonra vücutlarında siyah dairemsi bir leke oluşur. Bu döneme “çapa dönemi” denir.

Çapa döneminden 7 – 8 gün sonra nimfler çıkar.

Şekil 2. Yeni Bırakılmış Süne Yumurta Paketi

Şekil 3 : Yumurta Çapa Dönemi

4.2.1.3 Nimf

Yumurtadan çıkan bireylere, erginlere benzediği için “nimf”(küçük yavru) denilmektedir. Sünede 5 değişik nimf dönemi bulunmaktadır (Şekil 4). Birinci dönemdeki nimfler; yumurtadan çıktığı sırada sarımsı yeşil renkte olup, baş kısmında kırmızı renkli çapa şeklinde bir leke bulunur. Yaklaşık 2 saat sonra renk esmerleşir.

Çıktığı yumurta paketi etrafında toplu olarak bulunurlar. Beslenemezler. Boyları yaklaşık 2 mm’dir.

İkinci durumdaki nimfler 2–3 mm boyunda olup, başaklara tırmanmaya başlar.

Hortumları sokup emecek şekilde gelişmiştir.

Üçüncü dönemdeki nimfler; yaklaşık 3,5 – 4,5 mm boyunda olup, rengi önceki dönemlere oranla daha açıktır. Tamamen başaklarda beslenirler.

(13)

13

Dördüncü dönemdeki nimfler; 5–6 mm boyunda olup, rengi sarımsı beyazdır.

Bu dönemden itibaren erginlere çok benzerler.

Beşinci dönemdeki nimfler; gerek boy ve gerekse şekil itiberiyle ergine benzerler. Vücut uzunluğu yaklaşık olarak 7–9 mm’yi bulmaktadır.(TAGEM, 1997).

Şekil 4 Sünede Nimf Dönemleri

1.Dönem

2. Dönem

3. Dönem

(14)

14

4 ve 5. Dönem

4.3. Sünenin Yaşayışı

Süne yılda tek döl verir. Erginlerin, aktif ve pasif olmak üzere iki hayat dönemi bulunur. Pasif dönemdeki erginler yazın bir kısmı ile sonbahar ve kış mevsimlerinin tamamını ve yine ilkbaharın bir kısmını uyuşuk halde genellikle dağların yüksek yerlerinde geçirir. Bu pasif dönem, ortalama 9 ay kadar sürer. Ancak bu dönemi de iki kısma ayırmak mümkündür. Birincisi Temmuzdan Ekim veya Kasım ayına kadar olan süredir. Buna “yazlanma dönemi” ismi verilir. İkincisi Ekim–Kasım ayından Mart veya Nisan ayına kadarki süredir. Buna da “kışlama dönemi” denir.

Yazlama döneminde yarı uyuşuk halde olan süne’ler, kışı geçirdikleri yerlerin (kışlak) en yüksek noktalarında bulunma eğilimindedirler.

Şekil 5 Süne Kışlaklarının Genel Görünüşü

Yazlanma döneminde yarı uyuşuk halde olan süne’ler, kışı geçirdikleri yerlerin (kışlak) en yüksek noktalarında bulunma eğilimindedirler.

(15)

15 4.3.1 Kışlaklara Göç ve Kışlama

Havanın iyice ısınması ve hububatın hasat olgunluğuna gelmesiyle birlikte, yeni nesil erginler bulundukları tarlalardan daha yüksekteki hububat alanlarına göç etmeye başlarlar. Bazı durumlarda göç eden süneler belirli tarlalardan toplanarak kalabalık guruplar oluştururlar. Bunlar yaylalar ve dağ eteklerindeki hububat tarlalarında konaklarlar, buralarda kaldıkları 1–2 gün içinde buğdaylarda emgi yaparak % 100’e varan oranda zarar verirler.

Daha sonra süneler konakladıkları son alanlarını da terk ederek yazı geçirmek üzere daha yükseklere çekilirler. Yazlanma dönemini tamamlayan erginler, havanın soğuması ile birlikte dağların biraz daha aşağısındaki kışlama yerlerine çekilirler.

Ancak Trakya ve Ege bölgesi gibi kış aylarının nispeten ılıman geçtiği yerlerde süneler tarla kenarlarında veya tarlaya yakın tepeliklerdeki bitki altlarında da kışı geçirebilirler. Kışlağa göçle birlikte süne’nin aktif dönemi sona erer. Kışlağa gelen süne’ler; yere dökülmüş meşe yapraklarının altlarında, geven bitkisinin kökleri etrafında yumuşak toprağın içerisinde (2–4 cm derinliğe), kirpi otu, ayı kulağı (verbascum spp.) gibi bitkilerin altlarında da kışı geçirirler.

Yaz aylarında oburca beslenmesi sonucu depolanan vücut yağı, 9 aylık bu pasif dönemde ölçülü olarak kullanılır. Geriye kalan enerjisi ile takip eden yılın ilkbaharında tahıl ve mera alanlarına göç ederler. Bu erginlere “kışlamış ergin” denir.

4.3.2 Kışlaklardan Hububat Tarlalarına Göç

İlkbaharda havanın 15oC erişmesiyle birlikte süneler, kışlaklardan hububat ekili olanlara doğru göç etmeye başlarlar.

Göç genellikle Ege, Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Trakya’da Mart sonu ve Nisan ayında; Orta Anadolu bölgesinde ise Nisan sonu ve Mayıs ayı içerisinde görülmektedir.

Bölgelerin ekolojik koşullarına bağlı olarak kışlaklar genellikle 1–4 haftada boşalır. Göçler çoğunlukla öğleden önce 10–12 saatlerinde olmaktadır. Rüzgarın yönüne bağlı olarak uçuş istikametini belirleyerek buğday ekili alanlara yönelmektedir.

Kışlamış erginler, havanın açık, sakin ve sıcak olduğu zamanlarda normal beslenmelerini ve faaliyetlerini sürdürürler. Havanın soğuk, yağışlı ve şiddetli rüzgârlı

(16)

16

dönemlerinde bitkilerin diplerine veya toprak yüzeyine inerek, yarık ve çatlaklarda gizlenirler.

4.3.3 Çiftleşme ve Yumurta Bırakma

Hububat tarlalarına yerleşen süneler beslenmelerini sürdürürken, diğer taraftan çiftleşmeye ve yumurta bırakmaya başlarlar. Bu süre yaklaşık olarak 1,5–2 ay sürer. Sonunda faaliyetlerini tamamlayarak doğal olarak ölmektedirler.

Bir dişi hayatı boyunca ortalama 80 adet yumurtayı 5–6 defada bırakır. Uygun koşullarda 150 ve daha fazla yumurta da bırakabilir.

Dişiler yumurtalarını 12–14 adetlik ve 2–3 sıralı halinde buğdaygillerinin yapraklarının alt yüzüne bırakırlar. Bazen yabancı otların tüysüz olan yapraklarının alt yüzüne de bıraktıkları görülmüştür.

Yumurtaların yoğun olarak bırakıldığı süre 2–3 haftadır. Yumurtaların açılma süresi iklim koşullarına sıkı sıkıya bağlıdır. Sıcaklık ne kadar yüksek olursa, yumurtaların açılma süresi o oranda kısalır. Tarla koşullarında yumurtalar yaklaşık olarak 2–3 haftada açılır.

5.3.4 Nimf Dönemleri

Yumurtadan çıkan nimfler genellikle 5–6 gün ara ile 5 gömlek de değiştirerek 5 nimf dönemi geçirirler. Birinci dönem nimfler, çıktıkları yumurta paketi yanında toplu olarak bulunurlar. Bu dönemde beslenemezler. 4–6 gün sonra gömlek değiştirerek ikinci döneme girerler. İkinci dönem, nimfler başaklara tırmanmakla beraber, bitkinin yere yakın kısımlarında da bulunurlar. Bunların hortumu, bitkileri sokup emecek şekilde geliştiğinden, süt olum dönemi başlangıcından itibaren danelerde beslenmeye başlarlar.

Üçüncü dönem nimfler, başaklarda yoğun olarak beslenmeye ve zarar yapmaya başlarlar. Dördüncü dönem nimfler başaklarda, oburca beslendiğinden danelerdeki zarar giderek artar. Beşinci dönem nimfler, en uzun dönem olup 6–10 gün sürmektedir. Bu dönemdeki nimfler, ergine tamamen benzerler ve son defa gömlek değiştirerek yeni nesil ergin olurlar. Nimf’in yeni nesil ergin olabilmesi için 30 güne ihtiyaç vardır.

(17)

17

4.3.5 Sünenin Barındığı Bitkiler (Konukçular)

Sünenin beslendiği bitkiler başta buğday olmak üzere, arpa, çavdar, yulaf ve bunların yabani formları ve diğer bazı buğdaygil türleridir. Arpanın erken olgunlaşması nedeniyle, bu bitkide beslenen sünelerin zararı ekonomik düzeyde olmamaktadır. Süneler arpanın sertleşmesi ile birlikte buğdaylara geçer. Çavdarı arpaya tercih ederse de, çavdar ve yulaf sünenin zarar yaptığı yerlerde sınırlı olarak etkilenir.

4.3.6 Sünenin Doğal Düşmanları ve Etkinlikleri

Sünenin doğada populasyonunu baskı altında tutan faktörlerden iklim ve besinin yanısıra, doğal düşmanları da önemli bir yol oynamaktadır. Rutubetli geçen sonbahar ve kış aylarında hastalık etmenleri nedeniyle, kışlaklarda kitle halinde süne ölümleri meydana gelebilmektedir. Sünenin doğal düşmanlarından yumurta parazitoidlerinin etkinlikleri oldukça yüksektir. Bu nedenle parazitlenmenin yüksek olduğu hububat tarlalarında kimyasal mücadele yapmaya gerek kalmadan, süne zararı biyolojik mücadele ile önlenmektedir. Süne’nin ülkemizde saptanan doğal düşmanları takım olarak Hymenoptera, Diptera, Heteroptera, Acarına ve Aves’dir(Şekil 6-7-8-9).

Şekil 6 Parazitoid Çıkmış Yumurta Paketi

(18)

18

Şekil 7 Parazitli Yumurta Paketi

Şekil 8 Sünenin Yumurta Parazitoidleri

Şekil 9 Sünenin Ergin Parazitoidleri

(19)

19 5. TRAKYA’DA SÜNE MÜCADELESİ

Trakya’da süne mücadelesi, 1982 yılında sünenin bölgede görülmesiyle birlikte başlamıştır. Bu mücadele daha önceki yıllarda “Devlet Yardım Mücadelesi”

şeklinde yürütülmekte iken, 2009 yılından itibaren “Yönetimli Çiftçi Mücadelesi (YÇM)”ne geçilmiştir. YÇM kapsamında, teknik bilginin devletçe sağlanması dışındaki süne mücadelesi uygulamalarının tamamı hububat üreticileri tarafından yürütülmektedir. Süne zararlısı Trakya’nın tüm il ve ilçelerinde görülmekle birlikte Şarköy ve Lalapaşa gibi bazı ilçelerde yüksek parazitlenme nedeniyle, süne mücadelesi yapılacak oranda bir zarar yoktur.

2011 yılında Edirne ilinde 1 kontrolör, 19 ekip ve 83 teknik elemanın, Tekirdağ ilinde 19 ekip, 19 araç ve 75 teknik elemanın, Kırklareli ilinde 15 ekip ve 58 elemanın katılımı ile süne mücadelesi yapılmıştır. Trakya Bölgesi’nde illere göre 2011 yılında yapılan süne mücadelesinde izlenen yöntemler aşağıda açıklanmıştır.

5.1. Tekirdağ İlinde Süne Mücadelesi

Tekirdağ’da süne mücadelesi, 2011 yılında İl ve İlçe Müdürlükleri ekipleri tarafından gerçekleştirilerek 1.673.000 dekar alanda uygulanmıştır.

Mart-Nisan 2011 tarihlerinde aynı kışlaklarda teknik talimat doğrultusunda İlkbahar kışlak sürvey çalışmalarından sonra, kışlamış Ergin, Kıymetlendirme, Yumurta, Parazit ve Nimf Sürveyleri çalışmaları yapılmıştır.

5.1.1 Kışlak Sürveyi (Sayımı)

Sürvey deyimi kısaca sayım yapmak anlamındadır. Yani birim alandaki süne varlığı yapılan sayımla yani sürvey çalışması ile belirlenir. Kışlak sürvey çalışması, süne’nin kışlaklardaki yoğunluğunu ve buna bağlı olarak epideminin (salgın) şiddetini bir yıl önceden tahmin edebilmek için yapılır.

Süne mücadelesinde; mücadele yapılacak alanın, kullanılacak ilaç, alet, ekipman ve personel giderlerinin tahmini için kışlak sürveyleri son derece önemlidir.

Bu çalışma, Sonbahar döneminde Eylül-Ekim, İlkbahar döneminde ise Mart ve Nisan aylarında yapılır. Bu aylarda kışlaklarda meşe, çam, kirpi otu, güven, ayıkulağı v.b.

bitkilerin etrafında 1/16 m2 lik (25 cm x 25 cm ) çerçeve kullanılarak m2 deki süne yoğunluğu saptanır. Kışlaklarda süne populasyon yoğunluğu saptandıktan sonra;

önceki yılların populasyon yoğunluğu ve ilaçlı mücadele yapılan alanların

(20)

20

karşılaştırılması yapılarak, ayrıca populasyon yoğunluğunu olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen canlı ve cansız tüm faktörler de dikkate alınmak suretiyle, ilaçlanması beklenen alanlar kabaca tahmin edilir.

İlde 2011 yılı süne mücadelesi çalışmaları Ekim-Kasım 2010 tarihinde mevcut kışlaklarda Sonbahar ergin süne sayımları ile başlamıştır.

5.1.2 Kaba Sürvey

Kaba sürveyi; kışlamış erginler, kışlaktan ovaya göç etmeye başladıktan sonra sürvey ekiplerinin, sorumlu olduğu bölgeyi tanımaları ve sünenin dağılımı ile yoğun olarak iniş yaptıkları alanları tespit etmek için yaptıkları sürveydir. Kaba sürvey çalışmalarına başlamak için; sünenin kışlaktan ovaya göç seyri izlenmektedir. Bu amaçla bölge veya ili temsil edebilecek şekilde bir veya iki kışlak belirlenir.

Tekirdağ’da genel olarak kullanılan kışlaklar Işıklar, Karacahalil, Güzelköy ve Uçmakdere’dir. Bunun için köylerin hububat ekiliş alanları ünitelere (A–B) ayrılır. Bir köye ait toplu hububat ekiliş alanları veya büyük bir hububat tarlası seçilerek, ünite içine giren tarlanın en az 1/4’ünde sayım yapılır. Sayım için 1/4 m2‘lik (50 cm x 50 cm) çerçeve kullanılır. Genellikle ünitelerde,

1 – 15 da arasında 3 – 5 sayım 15 – 50 da arasında 6 – 8 sayım 50 – 200 da arasında 9 – 12 sayım

200 da arasında 13 – 15 sayım yapılarak not edilir.

Kaba sürvey yaklaşık 1 hafta sürer. Kışlaklardaki kışlamış ergin popülasyonu’nun %90’dan fazlası kışlakları terk ettiği günlerde, kaba sürvey aşamasına son verilerek, kıymetlendirme sürveyine geçilir.

Tekirdağ ilinde kışlamış erginlerin 2011 yılında ovaya ilk iniş tarihi 22.03.2011 tarihinde başlamıştır.

5.1.3 Kıymetlendirme Sürveyi

Bu sürveyin amacı; süne populasyon yoğunluğunu tespit ederek mücadele yapılacak alanların belirlenmesidir. Bu sürvey 10 gün içerisinde bitirilecek şekilde planlanır. Her ekip (3 kişi) sorumlu olduğu alanın tümünde kıymetlendirme sürveyi yapar. Kıymetlendirme sürveyi; kaba sürveyde yoğunluğun yüksek olduğu yerde yapılır. Bir bölgenin her köyündeki bütün ekili tarlalar göz önüne alınarak üniteler

(21)

21

oluşturulur. Süne’nin ovadaki dağılımı homojen’dir. Bu nedenle her tarlada sayım yapılmasına gerek yoktur. Ünitedeki tarlaların 1/3’ünde sayım yapılması yeterlidir.

Sürvey sahalarındaki krokilerin hazırlanmasında; köye ait ünitelerin hepsi belirtilerek sınırlandırılır. Ayrıca bir ünitede kaç tarla varsa bunların birbirine ve yola olan uzaklıkları belirtilir. Ünite içindeki tarlaların hangisinde sayım yapıldığı taranarak büyüklükleri Şekil 10 ve Şekil 11’de gösterilmiştir.

Şekil 10. Tarlada Sayım Göstergesi

1-15 dekar arasında 8-12 sayım 15-30 “” “” 12-16 “”

50-200 “” “” 16-24 “”

200-800 “” “” 24-32 “”

800 da ve üstü 32-40 sayım yapılır.

75 m20 m

20m 50m

(22)

22

Şekil 11. Arazide Süne Sürvey Raporu Krokisi

Köy :

Mevkii : Sürvey Tarihi

Ekip No : Sürvey Nevi :

Ekip Şefi Diğer Teknik Elemanlar (İmza)

(23)

23

Sürvey yapılan üniteyi bulabilmek için ilgili mirengi (yol, akarsu, enerji hattı v.s.) noktaları belirtilir. 06.05.2011 tarihinde Tekirdağ ilinde kıymetlendirme sürveyi başlamıştır. Toplam 1.999.900 dekar alanda kıymetlendirme sürveyleri yapılmıştır (Çizelge 5.1).

Çizelge 5.1 2011 Yılı Kışlamış Ergin Sürvey Sonuçları (Yoğunluk KE/m2) 0,1-0,2 0,3-0,4 0,5-0,6 0,7-0,8 0,9-1,9 2,0-2,9 3<

224.000 636.450 255.555 443.645 437.250 3000 - Kaynak : Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

Çizelgeden’de görüldüğü gibi, kıymetlendirme sürveyi sonucunda m2‘de 0,3- 0,4 arasında süne yoğunluğu daha fazladır. Bu oran 636.450 dekar olarak tespit edilmiştir.

5.1.4 Yumurta Parazitlenme Sürveyi

Kıymetlendirme sürvey sonuçlarına göre kışlamış ergin yoğunluğu m2’de ortalama 0,8 ≤ olan tarlalarda yumurta parazit sürveyi yapılır. Bu durum gerektiğinde 0,5’e kadar çekilir.

Parazitlenme sürveyi’ne süne yumurtalarının %20-30’u çapa dönemine geldiğinde başlanır (kahverengi yuvarlak leke tamamen kaybolmuş, çapa gelişmiş, kapak üçgeni beyaz).

Her köy bir ünite kabul edilir. Her ünitenin farklı yön ve yerinde bulunan en az 3 tarlasında (buğday tercih) 1/4 m2’lik çerçevelerle en az 20 yumurta paketi bulununcaya kadar sayım yapılır.

Yumurta parazit sürveyi bir hafta içerisinde tamamlanır. Bunun için, 1-15 da 8-12 sayım

15-20 da 12-16 “”

50-250 da 16-24 “”

200-800 da 24-32 “”

800 ≤ da 32-40 sayım yapılır.

Yumurta paketleri zarflar içerisine alınarak 5 gün değerlendirilir. Çizelge 5.2’de süne yoğunluğu ile yumurta parazitlenmesi arasındaki ilişki gösterilmiştir.

(24)

24

Çizelge 5.2 Süne Yoğunluğu İle Yumurta’daki Parazitlenme Arasındaki İlişki Süne Yoğunluğu (Adet/m2) Parazitlenme Oranı (%)

0,8 40

1,0 50

1,5 70

Kaynak : Özkan ,1998

Çizelge 5.2’den de anlaşılacağı gibi m2’de 0.8 oranındaki süne yoğunluğunun

%40 oranındaki parazitlenme süne zararını kontrol eder. Bu durumda ilaçlı mücadeleye gerek yoktur. Çizelge 5.3’de de süne yoğunluğu ile yumurta parazitlenmesi arasındaki ilişki gösterilmiştir.

Çizelge 5.3 Süne Yoğunluğu İle Yumurta’daki Parazitlenme Arasındaki İlişki

İlçe Süne Yoğunluğu

(Adet/m2)

Parazitlenme Oranı (%)

Merkez 0.67 29

Çerkezköy 0.90 23

Çorlu 0.32 -

Malkara 1.04 34

Hayrabolu 0.72 38

M.Ereğlisi 0.23 -

Muratlı 0.37 -

Saray 0.49 36

Şarköy 0.70 47

Ortalama 0.60 23

Kaynak : Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

Tekirdağ ilinin Çorlu, M.Ereğlisi ve Muratlı ilçelerinde süne yoğunluğu çok düşük olduğundan parazitlenme olmamıştır. Süne zararlısının en çok Malkara ilçesinde olduğu görülmektedir. En çok parazitlenme ise %47 ile Şarköy ilçesinde gerçekleşmiştir (Çizelge 5.3).

5.1.5 Nimf Sürveyi

Kıymetlendirme sürveyinde mücadele eşiğine yakın kritik seviyedeki süne yoğunluğu gösteren alanlarda, 1-3 dönem nimfler kontrol edilerek 1/4 m2 (50x50 cm’lik) çerçevelerle her ünitede gerektiği kadar sayım yapılarak 4-5 dönem nimf ve yeni nesil erginlerin yoğunluğu bulunur.

Tekirdağ’da kimyasal mücadeleye karar vermek için son aşama olan nimf sürveyleri 04.06.2011 tarihinde başlamıştır.

(25)

25

Yapılan sürveyler sonucunda m2’de 10 ve üzerinde nimf yoğunluğu bulunan sahalar tespit edilerek kimyasal mücadele programına alınmıştır.

5.1.6 Kimyasal Mücadele

Bu sürveyler sonucuna göre Tekirdağ’da yer ve aletleriyle 03.06.2011 tarihinde kimyasal mücadeleye başlanmış, 20.06.2011 tarihinde ilaçlamaya son verilmiştir. İl genelinde yer aletleriyle yaklaşık 10.735 lt ilaç kullanılmış ve toplam olarak 715.680 dekar alan ilaçlanmıştır. Çalışmalarda 19 ekip olmak üzere toplam 75 teknik eleman görev yapmıştır. İlaçlamada ise 6.000 adet yer aleti kullanılmıştır.

Hasattan sonra il merkezi ve ilçelerden alınan buğday örneklerinden rastgele seçilen iki örnek Ankara Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsüne gönderilerek süne emgi analizi yapılmıştır. Bu analizlerde emgi oranının % 0,0 - % 0,6 arasında olduğu görülmüştür (Çizelge 5.4). Bu oranlar Tekirdağ genelinde süne zararlısı ile yapılan savaşın başarılı olduğunu göstermektedir.

Çizelge 5.4 Tekirdağ İli 2011 Yılı Süne Mücadelesi Emgi Oranı İlçe Mücadele Yapılan Alanlardaki

Emgi Oranı (%)

Merkez 0.32

Çerkezköy 0.39

Çorlu 0.25

Hayrabolu -

Malkara 0.30

M.Ereğlisi -

Muratlı -

Saray 0.39

Şarköy 0.58

İl Ortalaması 0.37

Kaynak : Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

5.2. Edirne İlinde Süne Mücadelesi

Edirne’de Süne Mücadelesi çalışmaları, 83 teknik elemandan oluşturulan 19 ekip ve 1 kontrolör ekibiyle yürütülmüştür. 01/02/2011-10/03/2011 tarihleri arasında İl genelinde süne mücadelesine yönelik çiftçilere eğitim çalışması yapılmıştır.

02/05/2011 tarihinde kıymetlendirme sürveyine başlanılmış ve 12.05.2011 tarihinde tamamlanmıştır. Yumurta sürveyine ise 24.05.2011 tarihinde kademeli olarak başlanılarak 7 günde tamamlanmıştır. 07.06.2011 tarihlerinde kademeli olarak

(26)

26

başlanan ve 17.06.2011 tarihinde tamamlanan Nimf Sürvey Sonuçlarına göre İlaçlamalara 07.06.2011 tarihinde başlanmış ve 251.200 dekar alanın ilaçlanması önerilmiştir. Toplam 137.950 dekar alan ilaçlanmıştır.

Mart-Nisan 2011 tarihlerinde aynı kışlaklarda teknik talimat doğrultusunda İlkbahar kışlak sürvey çalışmalarından sonra, kışlamış Ergin, Kıymetlendirme, Yumurta, Parazit ve Nimf Sürveyleri çalışmaları yapılmıştır.

5.2.1 Kıymetlendirme Sürveyi

02.05.2011 tarihinde Edirne ilinde kıymetlendirme sürveyi başlamıştır. Toplam 1.682.185 dekar alanda kıymetlendirme sürveyleri yapılmıştır (Çizelge 5.5).

Çizelge 5.5 2011 Yılı Kışlamış Ergin Sürvey Sonuçları (Yoğunluk KE/m2) 0,1-0,2 0,3-0,4 0,5-0,6 0,7-0,8 0,9-1,3 3<

232.695 481.130 139.660 227.200 583.300 18.200 Kaynak : Edirne Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

Çizelgeden’de görüldüğü gibi, kıymetlendirme sürveyi sonucunda m2‘de 0,9- 1,3 arasında süne yoğunluğu daha fazladır. Bu oran 583.300 dekar olarak tespit edilmiştir.

5.2.2 Yumurta Parazitlenme Sürveyi

Edirne İli süne yoğunluğu ile yumurta parazitlenmesi arasındaki ilişki gösterilmiştir (Çizelge 5.6).

Çizelge 5.6 Edirne İli Yumurta Parazit Sürveyi Sonuçları İlçe Parazitlenme Oranı

(%)

Merkez 56

Enez 40

Havsa 46

İpsala 59

Keşan 59

Lalapaşa -

Meriç 88

Süloğlu 84

Uzunköprü 63

Ortalama 62

Kaynak : Edirne Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

(27)

27

Edirne ilinin Lalapaşa ilçelerinde süne yoğunluğu çok düşük olduğundan parazitlenme olmamıştır. En çok parazitlenme ise %88 ve %84 oran ile Meriç ve Süloğlu ilçelerinde gerçekleşmiştir (Çizelge 5.6).

5.2.3 Kimyasal Mücadele

Bu sürveyler sonucuna göre Edirne’de yer ve aletleriyle 07.06.2011 tarihinde kimyasal mücadeleye başlanmış, 17.06.2011 tarihinde ilaçlamaya son verilmiştir. İl genelinde yer aletleriyle yaklaşık 2.174 lt ilaç kullanılmış ve toplam olarak 137.950 dekar alan ilaçlanmıştır. Çalışmalarda 19 ekip olmak üzere toplam 83 teknik eleman görev yapmıştır. İlaçlamada ise 1.400 adet yer aleti kullanılmıştır.

Hasattan sonra il merkezi ve ilçelerden alınan buğday örneklerinden süne emgi analizi yapılmıştır. Bu analizlerde emgi oranının % 0,0 - % 0,4 arasında olduğu görülmüştür (Çizelge 5.7). Bu oranlar Edirne genelinde süne zararlısı ile yapılan savaşın başarılı olduğunu göstermektedir.

Çizelge 5.7 Edirne İli 2011 Yılı Süne Mücadelesi Emgi Oranı İlçe Numune Adedi Mücadele Yapılan

Alanlardaki Emgi Oranı (%)

Merkez 79 0

Enez 29 0.36

Havsa 44 0

İpsala 23 0

Keşan 71 0.43

Lalapaşa 82 0

Meriç 23 0

Süloğlu 20 0

Uzunköprü 114 0

Toplam 485 -

İl Ortalaması - 0.46

Kaynak : Edirne Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

5.3. Kırklareli İlinde Süne Mücadelesi

Kırklareli’de süne mücadelesi, 2011 yılında İl ve İlçe Müdürlükleri ekipleri tarafından gerçekleştirilerek 1.334.580 dekar alanda uygulanmıştır.

(28)

28

Mart-Nisan 2011 tarihlerinde aynı kışlaklarda teknik talimat doğrultusunda İlkbahar kışlak sürvey çalışmalarından sonra, kışlamış Ergin, Kıymetlendirme, Yumurta, Parazit ve Nimf Sürveyleri çalışmaları yapılmıştır.

5.3.1 Kışlak Sürveyi (Sayımı)

2011 yılı süne yoğunluğunun tahmini amacıyla yapılan sonbahar kışlak sürveyi, ildeki mevcut kışlaklardan 10 kışlakta 01–17 Kasım 2011 tarihleri arasında 1/16 m2’lik çerçeveler ile sayım yapılmıştır. Yoğunluk 4,96 adet/m2 olarak tespit edilmiştir. Önceki yıl yoğunluğu 5,40 adet/m2 olup, kışlaklarda önceki yıla göre yoğunlukta %8,87 oranında azalma olmuştur (Çizelge 5.8).

Çizelge 5.8 Sonbahar Kışlak Sürvey Sonuçları

Kışlak Adı

2007 Yoğunluk ( Adet/m2)

2008 Yoğunluk ( Adet/m2)

2009 Yoğunluk ( Adet/m2)

2010 Yoğunluk ( Adet/m2)

2011 Yoğunluk ( Adet/m2)

Merkez Paşayeri 6,0 5,2 6,4 4,8 4,0

Merkez Kadıköy 3,6 2,4 2,4 2,4 2,8

Merkez Kızılcıkdere 5,6 5,2 4,0 2,8 2,4

Merkez Üsküp 2,8 2,0 2,8 2,8 3,2

Babaeski Kumrular 9,6 8,8 8,4 9,2 7,2

Kofçaz Karameztepe 2,4 2,0 2,8 3,2 2,8

Kofçaz Sivridikme 2,8 1,6 2,4 2,8 2,8

Lüleburgaz Sakızköy 10,0 9,2 8,8 8,4 8,0

Pınarhisar Tozaklı 8,0 6,8 6,4 8,0 8,8

Vize Pazarlı 8,0 7,2 6,8 9,6 7,6

İL ORTALAMASI 5,88 5,04 5,12 5,40 4,96

Lüleburgaz ilçesi, Tekirdağ ili kışlaklarından etkilenmektedir. Bu nedenle kışlaklardan inişler esnasında güneyden esen şiddetli rüzgârlardan, Lüleburgaz ilçesi Tekirdağ iline sınır olan köyleri rüzgâr istikametine göre etkilenmektedir.

(29)

29

Sonbahar kışlak sürveyinde yüksek yoğunluk gösteren 10 kışlakta 4 Nisan - 4 Mayıs 2011 tarihleri arasında 1/16 m2’ lik çerçeveler ile ilkbahar sayımları yapılmıştır.

Yapılan sayımlarda ilk inişlerin 04 Nisan tarihinde, azami inişlerin 28-29 Nisan tarihlerinde olduğu ve inişlerin 03 Mayıs tarihi itibariyle son bulduğu tespit edilmiştir.

Kışlaklarda 2011 yılında % 2-3 oranında doğal ölüm gözlenmiştir.

5.3.2 Süne Parazitoit Üretimi (Trissolcus spp.)

Kıymetlendirme Sürveyleri öncesi Kırklareli İl Müdürlüğü bünyesinde kurulan Süne Parazitoit Üretim Merkezinde parazitoit üretiminde kullanılmak üzere toplam 15.000 adet ergin süne toplanmıştır. İllerden gönderilen toplam ergin süne miktarı 5.000 civarındadır. 2011 yılında iklim koşullarının serin ve yağışlı geçmesi nedeniyle süne erginlerinin kışlaklardan tarlalara geçişleri gecikmiştir. Mevsim normallerinin altında seyreden sıcaklık değerleri, bulunan ergin süne sayısını azaltmıştır.

Parazitoit Üretim Merkezinde 2011 yılı üretimi 550.000 adet olup; 23- 24.05.2011 tarihlerinde; Merkez İlçede (1 köyde) Kavakdere köyünde 550 dekar alana toplam 550.000 adet parazitoit salınmıştır.

5.3.3 Kıymetlendirme Sürveyi

İnişlerin son bulması ile birlikte sünelerin yayılmasını takiben 07 Mayıs 2011 tarihinde Kıymetlendirme sürveyine başlanmış ve 19 Mayıs 2011 tarihi itibariyle çalışmalar bitirilmiştir. 205 Köyde ( İlçe Merkezleri dahil ) planlanan çalışmalar 183 köyde gerçekleştirilmiştir. 22 köyde 2011 yılında ekiliş olmayışı nedeni ile sürvey yapılmamıştır. Sürveyi yapılan köylerdeki toplam ekim sahası 1.334.580 dekar olup bu sahanın 492.375 dekarında sürvey yapılmıştır. (Çizelge 5.9).

(30)

30

Çizelge 5.9 2011 Yılı İlçeler Bazında Kıymetlendirme Sürveyi Genel Sonuçları

İlçeler

0,0-0,49 Arasi Toplam

Alan (Dekar)

0,5-0,59 Arasi Toplam

Alan (Dekar)

0,6-0,69 Arasi Toplam

Alan (Dekar)

0,7-0,79 Arasi Toplam

Alan (Dekar)

0,8 Ve Yukarisi

Toplam (Dekar)

Genel Toplam (Dekar) İl Merkezi 155.300 73.500 30.350 2.000 2.000 263.150

Babaeski 120.500 53.000 16.000 0 0 189.500

Demirköy 580 0 0 0 0 580

Kofçaz 2.600 12.200 9.700 18.500 0 43.000

Lüleburgaz 221.000 65.650 159.250 58.700 59.500 564.100

Pehlivanköy 40.800 8.000 0 0 0 48.800

Pinarhisar 75.000 2.000 4.000 0 40.500 121.500

Vize 250 11.700 14.000 24.000 54.000 103.950

Toplam 616.030 226.050 233.300 103.200 156.000 1.334.580 Kaynak : Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2011

Çizelgeden’de görüldüğü gibi, kıymetlendirme sürveyi sonucunda toplamda m2‘de 0,0-0,49 arasında süne yoğunluğu daha fazladır. Bu oran 616.030 dekar olarak tespit edilmiştir.

5.3.4 Yumurta Parazitlenme Sürveyi

Süne Yumurta Parazitoitlenme Sürveyine 27 Mayıs 2011 tarihinden itibaren başlanmış olup, Kıymetlendirme sürvey sonuçlarına göre İl bazında 277 ünitede Yumurta Parazitoitlenme sürveyi yapılmıştır. Çalışmalar 27 Mayıs – 02 Haziran 2011 tarihleri arasında Merkez, Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pınarhisar, Pehlivanköy ve Vize ilçelerinde yapılmıştır. Sürvey 7 gün içinde bitirilmiştir. İl ortalaması % 62,3 olarak tespit edilmiştir (Çizelge 5.10).

(31)

31

Çizelge 5.10 Yumurta Parazitlenme Sürvey Sonuçları İlçe Parazitlenme Oranı

(%)

Merkez 52.5

Babaeski 74.3

Demirköy 57.7

Kofçaz 84.1

Lüleburgaz 63.4

Pehlivanköy 57.1

Pınarhisar 55.9

Vİze 53.8

Ortalama 62.3

Kaynak : Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

Çizelgede parazitlenme oranının en yüksek Kofçaz ilçesinde (%84.1), en düşük ise Kırklareli İli Merkez ilçesinde (%52.5) olduğu görülmektedir.

5.3.5 Nimf Sürveyi

Kıymetlendirme ve yumurta sürvey sonuçlarına göre kritik sahalarda İlçe Merkezi, Babaeski, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar ve Vize ilçeleri 06.06.2011, Kofçaz ve Demirköy İlçeleri 08.06.2011 tarihinden itibaren başlamak üzere 182 köyde nimf sürveyi yapılmıştır. Tüm ilçelerde sürvey sonrası bir ekip nimf sürveyi yapılan sahalarda nimf kontrollerine devam etmiştir.

Çizelge 5.11 Nimf Sürvey Sonuçları

İlçe Köy Sayısı Nimf Sayısı (En Düşük-

En Yüksek adet/m2)

Merkez 40 2.1-10.0

Babaeski 36 1.0-14.0

Demirköy 4 1.0-1.9

Kofçaz 16 1.6-4.3

Lüleburgaz 38 1.0-11.0

Pehlivanköy 9 2.7-4.3

Pınarhisar 16 1.4-10.1

Vİze 23 1.2-11.8

182 (toplam)

Kaynak : Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2012

(32)

32

Çizelgede nimf sayısının en düşük-en yüksek 1.0-14.0 adet/m2 arasında değiştiği görülmektedir. Nimf sayısının en çok olduğu ilçe ise Babaeski’dir.

5.3.6 Kimyasal Mücadele

Kırklareli ilinde 2011 yılı Bitki Koruma Programında yer alan Süne Zararlısına karşı yapılan kıymetlendirme, yumurta parazitoitlenme ve nimf sürveyleri sonucunda;

117.500 da. sahada kimyasal mücadele yapılmıştır.

İl genelinde toplam 5 ilçede, 18 köyde, 86.123 da. sahada süneye karşı kimyasal mücadele yapılmıştır.

Mücadele 10.06.2011 tarihinde başlamış ve 23.06.2011 tarihinde bitmiştir.

Mücadelede il genelinde 1.127 üreticiye reçete yazılmıştır. Mücadelede 1.045 litre Alphacypermthrin 100 g/l, 264,8litre Deltamethrin 25 g/l, 96,6 litre Lambda- Cyhalothrin 50 g/l, 21 litre, Gamma Cyhalothrin 60g/l etkili maddeli ilaçlar olmak üzere 1.427,4 litre ilaç kullanılmıştır.

İlde süne emgi analizi yapılmıştır. Bu analizlerde emgi oranının % 0.0 - % 1.0 arasında olduğu görülmüştür (Çizelge 5.12).

Çizelge 5.12 Kırklareli İli 2011 Yılı Süne Mücadelesi Emgi Oranı İlçe Mücadele Yapılan Alanlardaki

Emgi Oranı (%)

Merkez 0.5

Babaeski 0.8

Demirköy -

Kofçaz -

Lüleburgaz 0.9

Pehlivanköy 0.4

Pınarhisar 1.0

Vize 0.6

İl Ortalaması 0.86

Kaynak : Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları, 2011

(33)

33 6. ARAŞTIRMA BULGULARI

Bu bölümde, süne zararlısının üreticiye ve sanayicilere verdiği gelir kayıplarını değerlendirebilmek için 170 üretici ile yapılan anketlerin sonuçları yer almaktadır.

Trakya Bölgesi’nde süne mücadelesi devlet tarafından üreticiye dağıtılan ilaçlarla ve verilen bilgilerle yapılmaktadır.

Araştırmanın bu bölümünde yer aletleriyle yapılan mücadelenin üretici gelirine etkileri incelenmiştir.

6.1. Üretici Düzeyinde Bulgular

6.1.1. Yer Aletleriyle Yapılan Mücadele

Mücadele yapılacak araziler Tarım İl Müdürlüğü elemanlarınca tespit edilip bu arazilerin sahiplerine süne ilaçları ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Bu dağıtım esnasında ilaçların kullanım şekli, kullanım dozu ve korunma yöntemleri hakkında da gerekli bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler verildikten sonra ilaçlama üreticiler tarafından yapılmaktadır. Üretici bazında yapılan çalışmada, Trakya Bölgesi’nde süneye maruz kalan köylerdeki üreticiler seçilmiştir.

Üreticiler tarafından yer aletleri (sırt pülverizatörü, traktör kuyruk milinden hareketli pülverizatör vb.) kullanılarak yapılan ilaçlamanın etkili olup olmadığı üretici düzeyinde araştırılmış ve elde edilen bulgular aşağıdaki çizelgelerde gösterilmiştir.

6.1.2 Önerilen Doza Uyma

170 üretici ile yapılan anket çalışmasında üreticilerin bir bölümünün ilaçlamada (% 52.4) Tarım İl Müdürlüğü’nün önerdiği şekilde, bir bölümünün ise (35.3) kutu üzerinde yazılı olan miktara göre ilaçlama yaptığı anlaşılmıştır.

Çizelge 6.1 Üreticilerce Süne Mücadelesinde Önerilen Doza Uyma Durumu Doz Belirleme ve Uygulama Üretici Sayısı Oran (%)

Kutu üzerinde yazılı miktara göre 60 35.3

Arkadaşımın tavsiyesine göre 14 8.2

Kendi isteğime göre 7 4.1

Tarım İl Müdürlüğünün önerdiği şekilde 89 52.4

TOPLAM 170 100.0

(34)

34

Çizelge 6.1’den de anlaşılacağı üzere genelde önerilen dozlarda ilaçlama yapılmaktadır. Önerilen doza uymayıp arkadaşlarının kullanımına ve kendi isteğine göre ilaç kullananların oranı son derece düşüktür.

6.1.3 Doz Ayarlarken Kullanılan Yöntemler

Süne ilacının uygulama dozunu belirlemek de oldukça önemli bir konudur. Bu konuda üreticilerin genelde ilaç ambalajının içerisindeki standart ölçeği tercih ettiği (%65.9) anlaşılmaktadır. Bazı üreticilerin standart ölçek yerine eski alışkanlıklardan ötürü bardak kullandıkları veya göz kararı ile ilacın miktarını ayarladıkları da yapılan anketlerden anlaşılmıştır.

Çizelge 6.2 Süne Mücadelesinde Dozu Tespit Ederken Kullanılan Yöntemler Doz Belirleme Yöntemi Üretici Sayısı Oran (%)

Standart ölçek kullanma 112 65.9

Bardakla 17 10.0

Göz kararı 30 17.6

İlaç kapağı 11 6.5

TOPLAM 170 100.0

6.1.4 Üreticinin İlacın Zararlı Etkilerinden Korunma Düzeyi

Kullanılan birçok kimyasal madde gibi süne ilaçlarının da birtakım yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkiler baş dönmesi, mide bulantısı, göz yaşarması, yüksek ateş, uyuşukluk, geçici görme bozuklukları gibidir. Bu yan etkileri azaltabilmek için üreticiler maske takma, tülbent bağlama vb. konularda aydınlatılmaktadır. Bu önlemleri üreticilerin ne oranda uyguladıkları Çizelge 6.3’de gösterilmiştir.

Çizelge 6.3 Süne Mücadelesinde Önlem Alma Yöntemleri

Önlem alma yöntemi Üretici Sayısı Oran (%)

Maske takma 90 53.0

Tülbent bağlama 21 12.4

Gözlük takma 31 18.2

Önlem almıyor 28 16.4

TOPLAM 170 100.0

(35)

35

Çizelge 6.3’den de anlaşılacağı üzere üreticilerin %53 gibi büyük bir çoğunluğu yer aletleri ile süne ilacı uygularken önlem olarak maske takmaktadırlar.

Bu da üreticilerin zaman zaman ilaçların yan etkilerinden olumsuz yönde etkilenmemelerine neden olmaktadır.

6.1.5 İlaçlamada Kullanılan Yer Aletleri

Üreticilerce yapılan süne mücadelesinde genelde traktör kuyruk milinden hareketli pülverizatör (%84.1) kullanılmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre kullanılan yer aletleri Çizelge 6.4’de gösterilmiştir. Çizelgeden de anlaşılacağı gibi genelde traktör kuyruk milinden hareketli pülverizatörden sonra sırt pülverizatörü kullanılmaktadır. Bu aletin kullanılması insan sağlığı açısından olumsuz etkiler de doğurabilmektedir. Bu aletin kullanımı ayrıca bir işgücüne de gereksinim doğurmaktadır.

Çizelge 6.4 Süne Mücadelesinde Kullanılan İlaçlama Makinaları

İlaçlama Makinası Üretici Sayısı Oran (%)

Traktör kuyruk milinden hareketli pülverizatör (TARAL) 143 84.1

Sırt pülverizatörü 24 14.1

ULV cihazı 3 1.8

TOPLAM 170 100.0

6.1.6 İlaçlama Sonrası Ambalajın İmha Yöntemleri

Tarımsal mücadelede kullanılan zirai ilaçlar kimyasal maddeler içerdiğinden sadece insanlara zarar vermezler. Bu ilaçlar doğal kaynaklar ve diğer canlılar üzerinde olumsuz etkilere yol açabilirler. Kullanılan ilaçların ambalajları genelde doğaya rastgele atılmaktadır. Özellikle arılar, kuşlar ve balıklar tarımsal ilaçlara karşı çok duyarlı olduğundan ilaçlar kullanıldıktan sonra arta kalan ambalajlar talimatlara uygun olarak imha edilmelidir (Kubaş ve ark., 2001).

Araştırma sonuçlarına göre kullanılan ilaçların imha yöntemleri Çizelge 6.5’de gösterilmiştir.

(36)

36 Çizelge 6.5 Boş İlaç Ambalajlarının İmha Şekilleri

İlaç Ambalajı İmha Yöntemi Üretici Sayısı Oran (%)

Tarla kenarına atılıyor 15 8.8

Toprağa gömülüyor 20 11.8

Yakılıyor 84 49.4

Çöpe atılıyor 51 30.0

TOPLAM 170 100.0

Çizelge 6.5’den de anlaşılacağı gibi üreticilerin % 49.4’ü boş ambalaj kutularını yakmakta, %30’u ise çöpe atmaktadır. Üreticilerin boş ambalajları rastgele atmamaları çevre koruma konusundaki duyarlılığın geliştiğini göstermektedir.

6.1.7 Diğer Araştırma Bulguları

Bu bölümde de üreticilerin süne hakkındaki bilgi düzeyleri ölçülmüştür.

Üreticilerin neredeyse tamamı (% 98.8) süneyi tanıdığını söylemiştir. Bunun en önemli nedeni süne zararlısının yaklaşık 27-28 yıldır bölgeye zarar vermesidir.

- Üreticilerin %71.2’si devletçe yapılan süne mücadelelerinde memnun olduklarını söylemişlerdir. Buna karşılık % 28.8’lik gibi bir oranda üreticinin memnuniyetsizliği bulunmaktadır. Memnun olmayan üreticiler, ilaçların çevreye zarar verdiğini ifade ederek süne ile mücadele için başka yöntemler bulunması gerektiğini ifade etmişlerdir.

- Üreticilerin %85.3’ü yapılan ilaçlamanın süne zararlısına karşı iyi bir uygulama olduğunu ve ilaçlama sayesinde kendilerinin süneden etkilenmediklerini söylemişlerdir.

- Üreticilerin %96.5’i süne mücadelesi yapmak için yeterli zirai aletinin bulunduğunu belirtmişlerdir.

- Üreticilerin %66.5’i süneden dolayı buğdayda verim kaybı yaşadığını ifade etmişlerdir. Sünede verim kaybı yaşayan üreticilerin %56’sı verim kayıplarının

%10’dan az olduğunu, üreticilerin %17’si ise %10-30 arasında olduğunu söylemişlerdir.

-Üreticilerin %67.6’sı süneden dolayı buğday fiyatında azalma olduğunu,

%32.4’ü azalma olmadığını belirtmişlerdir. Azalma olduğunu söyleyen üreticilerden

%41.2’si azalmanın %10-20 arasında olduğunu belirtmişlerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Trakya bölgesi lojistik hizmetlerin sunumu açısından önemli avantajları olan bir bölge olup, bölge içinde Tekirdağ ili ön plana çıkmakta ve üretim ve

[r]

Yanma odası boyunca elde edilen radyal sıcaklık dağılımları dikkate alındığında, özellikle yanma odasının ortalarından sonra % 45 CH 4 - % 55 CO 2

37ºC´de 24 saat inkübasyon sonunda kolostrum ekstraktlarının mikroorganizmalara karşı antibakteriyel aktivitesinin olup olmadığının belirlenmesi için disk etrafındaki

Türkiye’de üretimi yapılan tahıl ürünleri içinde en büyük paya sahip olan buğday, Türkiye için önemli bir tarım ürünüdür.. Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de

Osmanl~~ tarih- lerinin kendisinden ancak birkaç cümle ile söz etti~i, ço~u kez de zaman~nda ayn~~ ad~~ ta~~yan di~er pa~alarla kan~urd~~~~ bu Köse Mustafa Pa~a, devletin

Daha önce yapılmış çalışmalardan yararlanılarak, öğrencilerin ders çalışma alışkanlıklarını, coğrafya dersi ile ilgili değerlendirmelerini, problem çözmede

A study of the reproductive performance, milk yield, milk constituents, and somatic cell count of Holstein- Friesian and Montbeliarde cows. Effects of somatic cell count