• Sonuç bulunamadı

Kişi başına buğday tüketimimizi böyle kabul eder ve nüfusa oranlarsak ülke olarak yıllık 14-15 milyon ton buğday üretmemiz gerekmektedir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kişi başına buğday tüketimimizi böyle kabul eder ve nüfusa oranlarsak ülke olarak yıllık 14-15 milyon ton buğday üretmemiz gerekmektedir"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İnsan beslenmesinde Asya ülkeleri için pirincin önemi ne ise Türkiye için buğdayın da önemi odur.

Bizler buğdaydan yapılan ekmeği yer yaşamımızı sürdürürüz. Bu nedenle buğday bizim ülkemizin insanları için önemlidir. Bizler buğdaydan yalnız ekmek yapmayız, buğdaydan bulgur, bisküvi, makarna, irmik, nişasta yapar onlarla besleniriz. Buğdayı una dönüştürür, undan unlu mamuller yaparız. Başta ekmek olmak üzere bisküvi, bulgur, makarna, irmik bizim temel besin maddelerimiz, unlu mamuller ise alışkanlıklar ve kültürümüzdür. Bu nedenle buğday yaşamımızın ve kültürümüzün vazgeçilmezidir.

Uzmanlara göre kişi başına buğday tüketimimizin yaklaşık olarak 195-207 kg olduğu söyleniyor. Kişi başına buğday tüketimimizi böyle kabul eder ve nüfusa oranlarsak ülke olarak yıllık 14-15 milyon ton buğday üretmemiz

gerekmektedir. Üretimin devamlılığı için ise yıllık 2 milyon tona yakın tohumluk ihtiyacımız var. Hayvan yemi karışımında da yaklaşık 2 milyon ton buğday kullanmaktayız. Bu kullanım miktarlarına göre toplam buğday ihtiyacımız yaklaşık 18-19 milyon ton civarında. Bu miktar sadece iç tüketim ile ilgili miktardır, bir de, yıllık 2-2,5 milyon ton un ihraç eden sanayimizin ihtiyacını da buna eklersek toplam ihtiyacımız 20-21,5 milyon tona yükselir.

İklim koşullarına bağlı olarak yıllık üretimimiz 16 ile 21,5 milyon ton arasında değişmektedir.

Bizim için bu kadar öneme sahip buğdayı doğal koşulların belirlemesine terk etmemek için doğal koşullara dayanaklı tohum yetiştirme amaçlı araştırma yapmaya, doğal koşulların üretim üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için sulama olanaklarını arttırmaya, toprağın su tutması için kimyasal gübre yerine doğal gübre kullanmaya ihtiyacımız vardır.

Bunun gerçekleşmesi için devlet merkezli politikalara pek tabii ki, üretimin sürmesi için kamu olarak eğiticilik, önderlik ve öğreticiliğin yanında fiyat desteği ile üretimi teşvik etmemiz gerekmektedir.

İhtiyaçlarımızı belirledikten sonra hükümetlerin buğday konusunda uyguladığı politikalara bir göz atalım.

Şu anda çiftçilerimiz hükümetlerin uyguladığı yanlış fiyat politikaları nedeniyle 2 milyon hektar alanda üretim yapmaktan vazgeçmiştir. Peki bu topraklar ekiliyor olsa ne olurdu? Bu topraklar ekiliyor olsa dekar başına ortalama 200 kg verimlilik üzerinden hesapladığımızda Türkiye’nin bu yılki buğday üretimi 4 milyon ton daha fazla olması gerekirdi. Ancak buğday fiyatları maliyetlerin altında belirleniyor.

Hükümetler tarafından belirlenen buğday fiyatı ile maliyet karşılaştırmasını Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) yapmış ortaya çıkan bulgular şöyle:

2000 yılında buğdayın fiyatı 0,10 krş/kg olarak belirlenmiş, maliyet 0, 12 kr/kg olarak gerçekleşmiş.

2001 yılında buğdayın fiyatı 0,16 krş/kg, maliyet 0, 20 kr/kg, 2002 yılında buğdayın fiyatı 0,23 krş/kg, maliyet 0, 26 kr/kg, 2003 yılında buğdayın fiyatı 0,32 krş/kg, maliyet 0, 32 kr/kg, 2004 yılında buğdayın fiyatı 0,37 krş/kg, maliyet 0, 34 krş/kg, 2005 yılında buğdayın fiyatı 0,35 krş/kg, maliyet 0, 40 kr/kg, 2006 yılında buğdayın fiyatı 0,37 krş/kg, maliyet 0, 41 kr/kg, 2007 yılında buğdayın fiyatı 0,42 krş/kg, maliyet 0, 48 kr/kg, 2008 yılında buğdayın fiyatı 0,50 krş/kg, maliyet 0, 61 kr/kg, 2009 yılında buğdayın fiyatı 0,50 krş/kg, maliyet 0, 61 kr/kg,

2010 yılında buğdayın fiyatı 0,55 krş/kg, maliyet 0, 62 kr/kg olarak gerçekleşmiştir.

Bu veriler bize 2003 yılında maliyet ile buğday fiyatının denk belirlendiğini, 2004 yılında buğday fiyatının maliyetten daha yüksek belirlendiğini diğer sekiz yılda ise buğday fiyatlarının maliyetin altında belirlendiğini göstermektedir.

Buğday fiyatlarının maliyetin altında belirlendiğini ZMO başka verilerle de kontrolünü/sağlamasını yapıyor. Yapılan sağlama hesabı da buğday fiyatlarının maliyetin altında belirlendiğini gösteriyor. Hesap şöyle: 2000-2010 yılları arasında buğday maliyeti %412, girdiler %588, enflasyon %352 buğday fiyatı ise %335 oranında artmış…

Buğday verimliliğindeki bir diğer etken sulamadır. Başka bir deyişle sulama doğal koşullarının olumsuz etkisini

(2)

azaltmaya yarar. Ancak Sulama konusunda yararlı çalışmalarına tanık olduğumuz Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü IMF’nin isteğiyle kapatıldı. Sulama işi İl Özel İdarelerine devredildi. Sulama suyu önce para karşılığı temine ve ardından da suyun fiyatı sürekli arttı(rıldı). Yoksul çiftçiler suyla toprağı ve bitkiyi buluşturmakta güçlük çekiyor.

Artezyen vurup suyu çıkarmak isteyen çiftçiler de her yıl art(tırıl)an elektrik fiyatları ve mazot fiyatları karşısında çaresiz.

Bütün bu yanlış politikalar nedeniyle Türkiye temel besin maddesi olan buğday konusunda ithalatçı konuma geriletildi.

çiftçilerin mesleğini yapma arzusu köreldi, çiftçiliği terk etmeye başladı. Bu yanlış gidişat AB’nin isteği olan kırsaldaki nüfusun %5-8’lere çekilmesiyle örtüşüyor, ancak Türkiye gerçeği ve çiftçilerin ve halkın ihtiyacı ile çelişiyor.

*Veriler: “Buğday Alım Fiyatları Yine Maliyetin Altında Kaldı” Tarım ve Mühendislik Dergisi, sayı 89-92/2009- 2010’dan derlenmiştir.

KARASABAN-05-11-10

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önce buraya yapmak istedi ği AVM projesi, mahkeme kararıyla iptal edilen İbb’nin yeni bir plan hazırlayarak, Kadıköy’de yap ılaşmaya açılmayan son alanlarından

Sentetik kimyasal liflerin sağlamlık ve iyi elastikiyet özelliği ile doğal liflerin sağlıklı giyim özelliği birleştiğinde kaliteli ürün elde edilir. Selülozik kimyasal

Rakamlarının çarpımı 24 olan üç basamaklı en küçük doğal sayı ile iki basamaklı en küçük tek doğal sayının çarpımı kaçtır4. Bir lokantada bulunan 32

16.09.2012 Haberiniz olmadan, doğal haliniz ile çekilen kareler duygularınızı, mimiklerinizi ve hareketlerinizi daha güzel yansıtıyor.. Ancak işin içersine poz vermek girince,

Fırsat Öğretimi İstek belirtme Dil ve iletişim becerilerini destekleme Öğrenci öğretmene yaklaşır Öğretmen öğrencinin tepkide bulunmasını sağlar Çevre

A) Beş yüz on altı milyon beş yüz on dört bin yüz yirmi üç B) Beş yüz on dört milyon beş yüz on altı bin yüz yirmi iki C) Beş yüz on altı milyon beş yüz on dört bin üç

D) Heyelan E) Deprem.. 1815 yılındaki Tambora Dağı’ındaki püskürme Dünya’da bugüne kadar bilinen en büyük volkanik aktivitedir. Bunlardan 11.000- 12.000

Proöstrus başlangıcından sonraki 11 ve