• Sonuç bulunamadı

19. Yüzyıl Başında Uluslararası Siyasi Gelişmeler 4. HAFTA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "19. Yüzyıl Başında Uluslararası Siyasi Gelişmeler 4. HAFTA"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4. HAFTA

19. Yüzyıl Başında Uluslararası Siyasi Gelişmeler

(2)

• Bu hafta on dokuzuncu yüzyıl başlarında gerçekleşen ve yüzyılın devamında Osmanlı’nın geleceğini belirleyecek uluslar arası nitelikli belli başlı siyasi gelişmelere göz atacağız.

• Viyana Kongresi (1815)

• Napolyon Savaşları’nın yarattığı kaosa son verme amacı taşıyan Viyana Kongresi yüzyılın karakterini biçimlendiren kararların verildiği bir dönüm noktasıdır. Avrupa’da statükonun restore edilmesi ve düzenin tesisi adına kabul edilen Avrupa Uyumu (the Concert of Europe) ilkesi gereği Avrupalı devletler birbirleriyle uyum içinde hareket etme kararını açıklarlar. Avrupa uyumu, Avrupalı devletlerin kendi aralarında sürekli muhafazasına çalışılacak bir güç dengesinin kurulmasını ve hiçbir Avrupalı devletin diğerlerini yok edecek kadar güçlenmemesini ve hiçbir Avrupa devletinin diğerleri tarafından yok edilecek kadar zayıflamamasını esas kabul eden bir ilkeye işaret eder.

(3)

Mora isyanı, Yeniçeri Ordusunun Sonu ve Navarin Baskını (1821-1827)

Avrupa uyumu ilkesinin sınanması için zemin oluşturan ilk mesele 1821’de Osmanlı toprakları üzerinde patlak veren Yunan (Mora) İsyanı olacaktır.

İsyanın Yeniçeri güçleri tarafından altı yıl gibi uzun bir süre bastırılamaması 1826’da Sultan II.

Mahmud’un bu orduyu ortadan kaldırmak için aradığı meşrulaştırıcı gerekçe olacaktır. İsyanı destekleyen iki önemli dış unsur söz konusudur. Bunlardan ilki, Ortodoksluk mezhebi ortak paydası üzerinden Çarlık Rusyası iken diğeri de Helen uygarlığına Avrupa ve Hıristiyan uygarlık anlayışı açısından hem bir “başlangıç” hem de bir “öncülük” Avrupa filhelen (Helen sever) kamuoyunun baskısıdır. Sultan, isyanı bastırması için Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın desteğini talep etmiştir. Mısır topraklarında Fransa modelini esas alan modern bir vergilendirme sistemi ve askeri yapılanma inşa eden Mehmed Ali Paşa, karşılığında Girit ve Suriye Valiliklerinin kendisine verilmesi sözüyle Mora isyanına müdahale etmiş ve kısa süre içinde Yeniçerilerin yıllar boyu kontrol altına alamadığı isyan sonlanma noktasına gelmiştir.

Bunun üzerine Rusya’nın Mehmed Ali Paşa kuvvetleri karşısına tek başına çıkarak Yunan bağımsızlığını sağlayan devlet olmasının Avrupa Uyumunu bozacağına karar veren diğer Avrupalı büyük devletler (great powers) birlikte hareket etme kararı almış ve Rusya’nın önderliğindeki Bileşik Avrupa donanması, 1827’de Mısır ve Osmanlı donanmalarını Navarin’de yakmıştır. Böylece Osmanlı devleti kara ordusundan sonra deniz gücünü de kaybetmiş ve savunmasız bir halde kalmış oluyordu.

(4)

• 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Yunan Krallığı’nın Kuruluşu

• Navarin baskını sonrası Avrupalı güçler Osmanlı devletinden Yunan bağımsızlığını tanımasını talep etmiş ve söz konusu talebin reddi halinde Rusya bu durumu savaş ilanı gerekçesi kabul edeceğini ilan etmiştir. Henüz güçlü ve manevra yetisi yüksek yeni bir kara ordusunu harekete geçirebilecek halde olmayan ve donanması da Navarin’de kül olmuş bulunan Osmanlı devleti muhtemel bir savaş halinde kendisini savunacak askeri güçten yoksun bulunmasına rağmen Rusya’nın ültimatomunu reddedecek ve böylece 1828-29 Osmanlı-Rus savaşı başlayacaktır. Sonucu baştan belli olan böyle bir savaşa girme kararının verilmesinin arkasında devletin mesaj verme kaygısının rolü büyüktür. Bu kararla Osmanlı devleti ayrılıkçı eğilimler gösteren tebaasına herhangi bir dış destek edinerek isyan etme ve bağımsızlık ya da özerklik talebinde bulunma eğilimine boyun eğmeyeceği mesajını vermek istemiştir. Söz konusu savaş beklenildiği gibi kısa sürede Osmanlı’nın aleyhine dönecek ve Edirne Anlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanacaktır.

Anlaşma ile kısa süre öncesine kadar Osmanlı egemenliği altında bulunan topraklarda bağımsız bir Yunan Krallığı’nın kurulması tescil edilmiştir.

(5)

• Mehmed Ali Paşa İsyanı (1832-1833)

• Osmanlı devletinde on dokuzuncu yüzyılın başı itibarıyla yaşanan bunalıma yeni bir halka daha eklenecek ve bu kez tehlike Avrupa’lı büyük devletlerden ya da ayrılıkçı gayrimüslüm azınlıklardan değil, bizzat devletin bir kulundan yani Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’dan gelecektir. Kendisine verilen Suriye valiliği sözünün unutulduğunu gerekçe göstererek ve aslında Osmanlı hanedanının içinde bulunduğu zaafiyeti değerlendirmek isteyen bir merkez kaç gücün tahta çıkma arzusunu yansıtan bir girişimle Mehmed Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki askeri birliklerini Anadolu’da ileri harekata geçirecek ve kısa sürede karşısına çıkan Osmanlı ordusunu yenerek İstanbul’a doğru ilerleyecektir.

(6)

• Hünkâr İskelesi Antlaşması (1833)

• Mehmed Ali Paşa ordusunun İstanbul’a yürüyüşü devam ederken ve payitahtta bir hanedan değişikliğinin an meselesi olduğu anlaşılınca Sultan II. Mahmud dışarıdan bir destek arayışına girişecek ve Rusya tarihinde ilk kez ordularını savaşmaksızın Boğazlardan geçirerek İstanbul ile Mehmed Ali Paşa orduları arasında bir tampon bölge oluşturup krizin çözülmesini sağlayacaktır. Bu yardımı sayesinde İstanbul’da görülmemiş düzeyde nüfuz elde eden ve karşılığında Osmanlı Devleti ile Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzalayan Rusya ilgili antlaşmanın gizli maddesi sayesinde söz konusu nüfusunu gelecekte de sürdürmeyi garanti altına almış görünmekteydi.

(7)

• Karşılıklı işbirliği anlaşması olarak imzalanan Hünkâr İskelesi’nin gizli maddesi, Rusya’nın dahil olduğu olası bir savaşta, Osmanlı’yı Rusya’nın savaş halinde olduğu devletlere boğazları kapatmakla yükümlü kılmaktaydı. Böylelikle, muhtemel bir savaş halinde Rusya’nın Karadeniz’de güvenliği sağlanmış olacaktı ki bu durum Avrupa güçler dengesini ve Avrupa uyumunu kökünden sarsan bir nitelikteydi.

(8)

• Palmerstonculuk

• Hünkâr İskelesi Antlaşmasının gizli maddesi Londra’da duyulunca haber Dışişleri’nde adeta bomba etkisi yarattı.

Osmanlı devleti üzerinde artan Rusya nüfuzunu Doğu Akdeniz’deki askeri, ekonomik, stratejik çıkarlarına büyük bir tehdit olarak algılayan Britanya, dönemin dışişleri bakanı Lord Palmerston’un adıyla anılan ve bir yüz yıla yakın süreyle kraliçe’nin hem muhafazakâr hem de liberal hükümetlerince uygulanmaya devam edecek olan yakın doğu siyasası inşa edildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Akif Paşa’nın aksine o dönemde Mülkiye Nazırı olan Pertev Paşa, önemli işlerinde Sadık Rıfat Paşa’ya çok güvendiği için onu tercih etmiştir.. Ancak Akif

Rusya siyasi kriz yaşadığı Ukrayna’ya nükleer yakıt ve doğalgaz sevkiyatını kısarken, Türkiye’de iktidarın “Akkuyu Rusya’ya ba ğımlılığımızı

The major goals were to assess the composition and temporal variation of ambient fungi in Hualien City and to examine the effects of meteorological factors, air pollutants,

Rh (-) aleli (alel: her biri, bir karakterin farkl› flekilde be- lirlenmesine neden olan, tek bir gen bölgesinin iki ya da daha fazla say›da olabilen alternatif

Fakat yine de Adalar ve onların “Kaptan Köşkü” olan Büyükada, hem tarihin, hem doğa­ nın kalan son nimetlerini, Adalı veya şehirden ge­ len

Öyleyken, Tazminat şairleri milletin uykusunu ölüm diye yazdılar, ve, milleti uyandır­ mak için, ona, «öldün» diye haykırdılar.. Vâkıa uyuyan milletleri ses

Ayrıca işgallere karşı Osmanlı yanlısı bazı Kürt aşiretlerinin direnişini, siyasi ve askeri güçten yoksun olan İran Hükümetinin diplomasi trafiği üzerinde

‘harsh and frustrated trying to defend himself and to excuse himself at some points but he did not mention the source of his defense. In the book, Mehmed Izzet, who admits that