Kan hastalıkları ve kanama bozuklukları
• Şekilli elemanlar ve plazma
• Şekilli elemanlar; eritrositler (alyuvarlar), lökositler (akyuvarlar) ve kan pulcukları (trombositler)
• Eritrositler oksijen, karbondioksit ve hidrojen iyonları taşır
• Lökositler savunmadan sorumludur
• Trombositler kanın pıhtılaşmasını sağlar
• Kan hastalıkları eritrositler ve lökositler
• Kanama bozuklukları tormbositler, pıhtılaşma faktörleri, damarsal ve fibrinolitik problemlerle ilgilidir.
Eritrositlerle ilgili hastalıklar
• Anemi:
Periferik kanda eritrosit sayısının azalması
sonucunda kanın oksijen taşıma kapasitesi azalır.
Demir eksikliği anemisi; kan kaybı sonucu
Eritrosit yapımının baskılanması sonucu klinik
olarak demir, B-12 vitamini (pernisiyöz anemi) ve folik asit eksikliği anemileri gelişir.
• Aplastik anemide sitotiksik ilaçların etkisi ile kemik iliği aktivitesi baskılanır. Artmış yıkım
nedeni ile hemolitik anemi gelişir. Klinik olarak talasemi, glikoz-fosfat dehidrojenaz eksikliği anemisi ve orak hücreli anemi görülür.
• Teşhis kan tablosunun değerlendirilmesi
• Tedavi sebebe yöneliktir.
• Anemide ağız bulguları; dilde atrofi, glossit,
yanma ve ağrı, tat bozukluğu, dudak köşesinde ragatlar, ağız mukozasında solukluk
• Demir eksikliğinde dil papillaları atrofiye
uğrayıp dil yüzeyi parlak ve pürüzsüz görülür.
• Sebepsiz, lokal, atipik ve tedaviye cevap vermeyen ülserasyonlar ile birlikte oral kandidiyazis gelişir.
• Talasemide özellikle üst çene kemik iliği
belirgin şekilde büyür. Dişeti inflamasyonu, diş dizilim ve kapanış bozuklukları gelişir.
• Tüm anemilerde dental tedaviler kan
tablosunun düzeldiği ve stabil hale geldiği dönemde yapılır. Cerrahi işlemler öncesi
antibiyotik proflaksisi (orak hücreli anemi ve talasemi) yapılmalıdır.
• Orak hücreli anemide oksijenizasyon gerekir.
• Sedatif olarak kullanılan nitröz oksit pernisiyöz anemiye neden olabilir.
• Polistemi:
Eritrositlerin normalden fazla üretilmesidir.
Tromboz gelişebilir.
Dişetlerinde ödem ve kanama görülür.
Kanamaya eğilimlidir, cerrahi işlemlerden sonra kanama kontrolü ve takip gereklidir.
Lökositlerle ilgili hastalıklar
• Lösemi:
kanı oluşturan hücrelerin neoplastik hastalığıdır.
• Genetik faktörler, radyasyon ve çeşitli kimyasallar
• Dişetlerinde kontrol edilemeyen kanama ve tedaviye cevap vermeyen enfeksiyonların varlığı lösemi tanısını düşündürmelidir.
• Lökopeni:
lökosit sayısının normalden az olmasıdır.
Çeşitli ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar ve lösemi gibi nedenlerle gelişir.
• Klinik olarak enfeksiyona yatkınlık artar.
• Lökositoz:
lökosit sayısının artmasıdır. Vücutta
enfeksiyon varlığına işarettir. Ayrıca lösemide de lökositoz görülür. Sebebin araştırılması gerekir.
• Lenfoma:
lenforetiküler dokunun malign neoplastik değişimi sonucu lenf düğümlerini etkileyen ve farklı organlara da yayılabilen bir hastalıktır.
• Hodgkin ve non-hodgkin lenfoma
• Erken tanıda diş hekimleri dikkatli olmalı, hayat kurtarıcı olabilir.
• Ağız bölgesi tutulumu olanlar ile kemoterapi veya radyoterapi tedavisi alan hastalar dental tedaviye başvurabilirler.
• Myeloma:
Plazma hücrelerinin malign hastalığıdır.
Dental radyograflarda zımba ile delinmiş görünümü veren lezyonlar görülür.
Kanama bozuklukları
• Trombosit sayısının normalden fazla olması trombositoz, az olması ise trombositopeni
• Trombositopenide pıhtılaşmayı engelleyip
kanamaya eğilimi arttırır. İlaçlar, enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemi hastalıkları gibi nedenlere bağlı gelişebilir.
• Trombositopati trombosit fonksiyon bozukluğu
• Hemofili:
X kromozomuna bağlı kalıtımsal hastalık
Pıhtılaşma faktörlerinden Faktör VIII (hemofili A) ve Faktör IX (hemofili B) eksiklikleri ile oluşur.
• Kadınlar taşıyıcıdır. Hastalık erkeklerde ortaya çıkar.
• Pıhtılaşma meydana gelmez ve
durdurulamayan kanamalar meydana gelir.
• Dental tedavilerden önce eksik faktörün replasmanı gerekir.
• Dişetlerinde durmayan kanamalar meydana gelebilir.
• Heparin ve warfarin kullanımı
• Aspirin kullanımı
• Vitamin K eksikliği (kanama zamanı uzar)
• Karaciğer fonksiyon bozukluğu
• Dental tedaviler sırasında enfeksiyon gelişmesi ve kanama riski vardır.
• Tedavi tipi, kullanılan metot ve ilaçların seçimi hastanın genel sağlık durumunu etkiler.
Hemodinamik hastalıklar
• Ödem:
damar dışına çıkıp dokular arasında biriken
sıvının damar içerisine geri dönememesi ile doku içinde şişlik oluşturmasına ödem denir.
• Enflamasyon, sodyum veya su tutulması, lenfatik damarlarda tıkanma, düşük plazma
protein basıncı ve kan hidrostatik basıncındaki ani yükselmeler
• Hiperemi:
yaralanma sonucu arteryel damar ağının genişleyerek kanla dolması sonucu oluşan kızarıklık.
Genellikle aktif ve lokalizedir. kalp yetmezliği gibi durumlarda pasif olarak gelişirse konjesyon
• Hemoraji:
kanın patolojik olarak damar dışına çıkması, kanama
• Vasküler yaralanmalarda büyük damar kanamaları
• Deride noktasal kanama odakları peteşi, orta
büyüklükte olursa purpura adını alır. Daha büyük kanama renklenmelerine ise ekimoz denir.
• Kanamanın doku içerisinde kitlesel birikinti yapmasına hematom denir.
• Emboli:
kan yolu ile uzak bölgelere taşınan damar içi katı, sıvı veya gaz kütleleridir.
• Uzun süre yatan hastalar, cerrahi işlemler sonrası, yanık veya kırık gibi ağır travmalar, kalp yetmezliği gibi durumlarda emboli riski vardır.
• Emboli sonucu infarktüs gelişebilir.
• Şok:
ağır kanama, yaygın travma, büyük yanıklar, ağır miyokard infarktüsü veya mikrobiyal sepsis sonucu gelişen ağır hipotansiyon ve hipoksi.
• Kalp kaynaklı (kardiyojenik), sıvı eksikliğine bağlı (hipovolemik), zehirlenme sonucu (toksik),
enfeksiyon sonucu (septik) veya allerjik reaksiyon sonucu (anafilaktik) olarak 5 temel tipi vardır.
• Bilinç bulanıklığı veya kaybı, hipotansiyon, hızlı ve zayıf nabız, hızlı ve yüzeysel solunum, ciltte solukluk ve nemlilik, endişe ve huzursuzluk
durumu, baş dönmesi, dudak çevresinde solukluk veya morarma görülür.