eski bronz çağında
ankara ve civara
Cavit AVCI Türk ve islâm Eserleri
Müzesi Asistanı M.Ö. III. ve II. binyıllar boyunca Anadolu'da yaşayan kavimler, en eski Ana-dolu Medeniyetini Ankara ve civarında kurmuşlar ve Eski Çağ medeniyetine hâ-kim olan Mezepotamya ve Mısır medeni-yetleri yanında üçüncü bir faktör olarak biraz daha geç devirlerde Akdeniz mede-niyetleri camiasına katılmışlardır.
Klâsik tasnifte M.Ö. III. ve II. binyıl-lar Eski Bronz çağını içine almaktadır.
Ankara civarı bölgesi kuzey kenar dağlarla Tuz gölünün kurak sahası arasın-da kalan bölgedir. Buraarasın-da ortalama yük-sekliği bin metreyi bulan büyük yaylalar \ızanır. Bu yaylaların arasım Yeşilırnıak, Kızılırmak ve Sakarya nehirleri mecraları-nın teşkil ettiği vadiler ayırmaktadır. Bun-lardan Kızılırmak havzası ile Tuz gölü ara-şında kalan bölgede mevcut yüzlerce höyük bu bölgenin M.Ö. III. ve II. binyıllarda ne kadar kesif bir iskâna sahip olduğunu göstermektedir. Bölgemizin hemen güne-yinde bulunan büyük bir tuz gölünün mev-cudiyeti ve bunun gittikçe kurumasıyla bü-yükçe bir gölün teşekkül etmesi ve niha-yet bu sahanın kuzeyden ve güneyden dağ-larla çevrili olması bahsi geçen bölgeyi kapalı havza haline koymaktadır.
I Burada mevcut bozkırlar ziraat için elverişsiz olduğu gibi ormanlardan da mah-rumdur. Buna rağmen bilhassa Eski Çağ-larda Anadolu'da en kesif iskân bölgesi olarak Orta Anadolu ve Ankara civarı gö-rülür. Zira böyle bir kapalı havza siyasi bir topluluğun emniyetini sağlamağa elve-rili bir durum yaratmaktadır. Gerçekten de burada yerleşen bir topluluk siyasî bir-lik kurmakta güçlük çekmemiştir.
Bugünkü bilgimize göre Ankara yöre-sinde Eski Bronz çağı buluntularım veren sekiz yerleşme yeri tesbit etmekteyiz.
1 — Karaoğlan 2 — Etiyokuşu 3 — Ahlatlıbel 4 — Polatlı i 5 — Bitik 6 — Gordion 7 — Koçumbeli '{ 8 — Yazır Höyük
Ankara ve civarının Eski Bronz çağı yerleşmelerinde, şimdiye kadar elde edilen buluntularına göre; sözkonusu istasyonların • Önemlerini kısaca şöyle özetliyebiliriz.
Karaoğlan, Ahlatlıbel, Etiyokuşu ve diğer yerleşmelerin buluntularına göre M. ö . III. binin 2. ci yarısında Ankara civarı-nın arkeolojik buluntuları büyük bir önem
kazanmaktadır. Bunlardan karaoğlan ise ' en geniş stratigrafi'yi vermektedir.
Karaoğlan'm V.c. ve V.b.'de çanak
Karaoğlanda bulunan pişmiş topraktan mühürler ve bir başka sürahi
«Ahlatlıbel» kazısında ele geçen idollerden bir kaçı
çömlek elde yapılmıştır. Hamurunun içine saman, çakıl ve kum karıştırılmış, dışı kır-mızı veya devetüyü renkte, içi siyah bazen de dışı rengindedir. V.b bundan bir yangın tabakası ile ayrılmakta olup çanak çöm-lekte bir zenginlik ve tekniğinde bir ince-lik vardır.
Ahlatlıbel'de üst tabakadaki duvar-lar ile alt tabakadaki duvarduvar-ların istikamet-leri ayrı ayrıdır. Çanak-çömlekte tabakala-ra göre bir ayrılık yoktur. Aynı kaplar hem üstte hemde altta bulunmuştur. Ahlatlıbel-de Karaoğlan'ın intikal safhasına sokulan beyaz boyalı kaplarına raslanılmamıştır.
Etiyokuşu yerleşme yeri bakımından değişiktir. Burası Çukursuyu kenarında IV. zamana ait pleistosen graviyeler üzerine oturmuştur ve aşağı yukarı 1,5 metre kalm-lığındadır. Her üç tabakadaki çanak-çöm-lek birbirinden büyük fark göstermez. Yal-nız en alt tabakadaki çanak çömleğin Kal-kolitik çağ ile ilgili olabileceği kaydedil-miştir.
Yuvarlak kaplara Etiyokuşu ve Kara-oğlan'da raslanılmış, Ahlatlıbel ve Koçum-beli'nde raslanılmamıştır. Ahlatlıbel ve Koçumbeli yerleri bakımından birbirlerine çok benzer. Fakat Ahlatlıbel bir kale ka-rekterindedir. Bunun yanında Ahlatlıbel. Etiyokuşu ve Koçumbeli muayyen bir devri ihtiva eden daha eksi ve daha sonraki is-kânı ihtiva etmeyen düz yerleşme yerleri olarak birbirine çok benzer.
Karaoğlan'ın siyah üzerine beyaz bo-yalı kaplarına diğer üç istasyonda raslanıl-mamıştır. Buna mukabil Koçumbeli'nin bo-yalı kapları ise gene diğer üç istasyonda bulunmamıştır. Bu dört istasyon kendi aralarında toplu olarak incelendiği zaman bir birlik gösterir. Bu kültürün yayılışı ba-kımından bir inceleme yaparsak; Doğuda ve Kızılırmak kavsi içerisinde benzerlerinin az olduğunu görürüz. Aynı husus batı için de söylenebilir. Yanlız Polatlı biraz daha fazla benzerlik gösterir.
Geniş ağızlı sığ çanakların omphalos şeklinde çıkıntılı olanları Ahlatlıbel, Ka-raoğlan, Etiyokuşu, Polatlı ve Koçumbeli'-nde bulunmuştur. Polatlı da; Ahlatlıbel, Etiyokuşu ve Karaoğlan kaplarının benzer-leri az da olsa Kapadokya boyalıları ile yanyana bulunmuştur.
Sözkonusu yerleşmelerde ele geçen idoller oldukça büyük bir yekûn tutar. Po-latlı höyüğünde bulunan tek idol diğerleri-ne benzerlik göstermekle beraber çok il-ginçtir.
Netice olarak şunları sıralamak müm-kündür.
1 — Anadolu Eski Bronz çağı şehir devletlerinde umumiyetle bir şehir suruna raslanırken; Ankara civarının sözkonusu çağında sur kalıntılarına raslanılmamıştır. Ancak; bu civarın eski sakinleri emniyet altında yaşayabilmek için evlerini bir müs-tahkem mevki şeklinde yapmağa mecbur
kalmışlardır. Meselâ Etiyokuşu; Eski Bronz çağının son devrinin sakinleri evlerinin daha mukavemetli bir temelle başladığını görüyoruz. Diğer taraftan Ahlatlıbel'de bir-birine yapışık evlerin dış duvarlarının bir sur teşkil etmesi de bunu doğrulamakta-dır.
2 — Ankara civarının yukarıda bahsi geçen höyüklerinden hiç birinde mabet bakiyelerine raslanılmamıştır. Ancak ma-betlerin bulunmayışı, Eski Bronz çağı sa-kinlerinin dini inançlarının olmadığı anla-mına gelmemelidir.
3 — Eski Bronz çağının bu yerleş-melerinde görülen çanak-çömlek umumi-yetle elde imâl edilmiştir. Yanlız; bazı hö-yüklerde meselâ Polatlı I-b katında çöm-lekçi çarkından çıkmış çömleklere de ras-lanılmıştır. Polatlı da Ahlatlıbel, Koçum-beli, Etiyokuşu ve Karaoğlan kaplan ile benzerlerinin Kapadokya boyalı kera'mik-leri ile yanyana bulunmuş olması bir ba-kıma bura sakinleri ile çok azda olsa bir ilgileri olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Neticede; Ankara civarının Eski Bronz çağında bir şehir kültürü vardı. Buranın halkı henüz bir mabette toplanıp birlikti ayin yapmasını bilmiyorlardı. Fakat bazı cisimlere totem olarak tapıyorlardı. Arala-rında iş bölümü çoktan meydana gelmiş-ti. Sanatkârlar; kilden ve madenden
kapka-caklar, silâhlar, ok uçları, damga mühür-leri imâl ediyorlardı. Ziraat ve dokuma san'atı da eskiye nazaran hayli ilerlemişti. Ancak Ankara civarı Eski Bronz çağı sa-kinleri yazının başlaması ile tarihi devir-lere geçecek ve diğer kavimlerle kaynaşa-rak ileride daha büyük medeniyetlerin ku-rulmasında büyük katkıları olacaktır.
BİBLİYOGRAFYA
Alkım, U. BAHADIR : Anatolie I, Arc-haelogia Mundi, 1968. Ceneve. Arık, Remzi OĞUZ : «Karaoğlan
Höyü-ğü» Belleten 111, Sayı 9. s. 27-42. Arık, Remzi OĞUZ : «1942 de Türk Tarih
Kurumu Adına Yapılan Bitik Kazısı»
Belleten VII, Say: 30 (1944) s. 350-354.
Kansu, Şevket AZİZ : Etiyokuşu Hafriyatı
Raporu 1937, Türk Tarih Kurumu
Ya-yınları, V. Ser. Nr. 3. Ankara 1940 Kınal, F1RUZAN : Eski Anadolu Tarihi,
Ankara 1962.
Koşay, Hamit ZÜBEYR : «Türkiye: Cum-huriyeti Maarif Vekâletince Yaptırılan Ahlatlıbel Hafriyatı «Türk Tarih
Arke-oloğya ve Etnografya Dergisi II, 1934
s. 3-100.
Lloyd, SETON ve Gökçe, N U R İ : «Exca-vation at Polatlı» Anatolien Studies I. (1951) s. 21-75
Tezcan, BURHAN : 1964 Koçumbeli
Ka-zısı, Ankara 1966. Orta Doğu Teknik