• Sonuç bulunamadı

Rahmet ve Çatışma Bağlamında ISLAM MEZHEPLERI. (Uluslararası Sempozyum- Bildiriler) Editörler: HalitÇALIŞ. AliBAYER. Duran Ali YILDIRllvf

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Rahmet ve Çatışma Bağlamında ISLAM MEZHEPLERI. (Uluslararası Sempozyum- Bildiriler) Editörler: HalitÇALIŞ. AliBAYER. Duran Ali YILDIRllvf"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rahmet ve Çatışma Bağlamında

• •

ISLAM MEZHEPLERI

(Uluslararası Sempozyum-Bildiriler)

Editörler:

HalitÇALIŞ

AliBAYER Duran Ali YILDIRllvf

(2)

Uluslararası Rahmet ve Çatışma Bağlamında İslam Mezhepleri Sempozyumu (25-27 Mart 2016 Karaman)

Karaman jslami İlimler Derneği Yayınlan . Sempozyum/Kongre Yayın No: 1

Şubat2017

ISBN: 978-605-82823-0-8

Baskı:

SebatOfset

Fevzi Çakmak Mah. Hacbayram Cad. No:57 (Kara tay/Konya) Tel: (0332) 342 0153

~.S.No:16198

Kapak:

YakupAKYÜZ

Redaksi yon:

AliBAYER

www.islammezhepleri.kmu.edu.tr

(3)

Fetva-Mezhep ilişkisi ve Fetva Kurullan

Ekrem KELEŞ

Değerli Hocalanm, muhterem ilim adamlan, sevgili öğrenciler, hanımefendiler,

beyefendiler hepinizi hfumetle muhabbetle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. '

Cenab-ı hakkın selameti, bereketi üzerinize olsun.

Muhterem hocalanm, değerli dinleyenler ilk önce huzurunuıda Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesini, başta sayın rektörümüz olmak üzere bütün katkısı olan hocalanmızı ve İslami ilimler fakültemizi bu sempozyumdan dolayı tebrik ediyorum. Din İşleri yüksek Kurulunun alanıyla doğrudan ilgili, çok önemli bir sempozyum bu. Bu yüzden de kurulumuz burada. Ben kendimi ilim adamlan sınıfından saymıyorum. Ama burada üç tane ilim adamımızla temsil ediliyor. Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerimizle çok önem

verdiği. Kurulumuıda bu toplantıya. Ben özellikle tebrik etmek istiyorum ve teşekkür

ediyorum.

Fetva kurullan ve mezhep, mezheplerin içtihat müessesinin bir sonucu olarak

oluştuğunu ve asırlar boyunca bir mercii olarak Müslümanların dini konulardaki problemlerini çözdüğünü biliyorsunuz, hepimizin malumu. Dolayısıyla fetvanın tarifi, usulü, konsepti bunlar üzerinde durmadan ben, günümüzdeki uygulamaya yönelik, özellikle Türkiye'de Din İşleri Yüksek Kurulunun uygulamalarına yönelik bazı hususlan sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şartların zorlamasıyla belki de biraz bu modern dönem getirdiği şartların zorlamasıyla münferit olarak verilen fetvaların ortaya çıkardığı sohınlann zorlamasıyla fetva kurullan

teşekkül ehrieye başladı. Osmanlı dönernindeki fetvahanenin belki de bir yansıması olarak, ilginçtir Osmanlı coğrafyasında hep dfuu'l-ifta!ar, dfuu'l-ifta adı altında bu kurullar oluşmuş. Mısır'da dfuu'l-ifta, Filistin'de dfuu'l-ifta, Ürdün'de dfuu'l-ifta, Lübnan'da daru'l-ifta, bazı körfez. ülkelerinde dfuu'l-iftalar. Bunun yanında bazı ülkelerde Mecmeu'l- Fıkhi'l-İslfuni adıyla oluşumlar meydana gelmiş. Suudi Arabistan' da, az önce Mehmet Ali

Hocarruzın ifade ettiği heyet-i kibar-ı ulema var ama bir de rabıtaya bağlı olarak Mecmeu'l-Fıkhi'l-İslanu var. Yine aynı şekilde Mecmeu'l-Fıkhi'l-İslanu Ed-Düveli var, İslam fıkıh akademisi malumunuz. Sudan'da Mecmeu'l-Fıkhi'l-İslanu. Muhtemelen yine bunların etkisiyle Hindistan'da Mecmeu'l-Fıkhi'l-İslanu oluşmuş vaziyette. En son yine Irak'ta Hanefi mezhebi ağırlıklı olarak, Ehl-i Sünnet' in Mecmeu'l-Fıkhi'l-İslanu şeklinde bir oluşum. meydana geldi. Kuzey Afrika' da genellikle el-Meclisü'l-A'Ia. li şuuni'l­

İslanuyye tarzında bu ad altında Fas, Tunus, Cezayir, o cenahta bu tür isimlerle oluşumlar var. Bu oluşumlar biraz daha ihtiyaçlar yine zorladı, Avrupa'da el-Meclisü'l-Avrubbiyyi'l- İfta ve'l-Buhus, Avrupa fetva meclisi, Amerika'da Mecmeu'l-Fukahai-ş-Şeria bi Amerika.

Herkese bu şekilde bir takım oluşumlar, fetva kurullan oluşmaya başladı. Üst üste

koyduğumuz zaman resmi veya bir takım uluslararası kuruluşlara mensup veya

Müslümanların özel teşebbüsleriyle oluşmuş olan bu fetva kurullanru üst üste koyduğumuz zaman Din İşleri Yüksek Kurulumuıda şimdi bunun bir çalışması da

yapılıyor. Her bir uzmarumıza bu kurullardan birisini veriyoruz, inceliyor. Topladığuruz

• Dr., Diyanet İşleri Başkanlığı

(4)

iO

zaman yaklaşık otuzun üzerinde kırka yakın bu tür bir oluşum meydana geldiğini

görüyoruz.

Değerli dinleyiciler, bu fetva kurullarını oluşmaya iten sonuçlarla ilgili isterseniz pratik bir iki örnek vereyim. Geçen sene İsveç'te oruç vakitleriyle ilgili, namaz ve oruç vakitleriyle ilgili ilmi bir toplanh yapıldı. Bir heyet İsveç'in en kuzeyine gitti ve orada

güneşin batınadığı bölgelerde nasıl oruç vakti belirlenecek, nasıl namaz vakti belirlenecek.

Bu hususla ilgili bir çalışma yaph. Yirmi dört saat güneş batmıyor. Altmış alhno enlemden itibaten batınamaya başlıyor. İşte kırk yedinci enlemden itibaren de yatsı ve imsak vakitleri oluşmamaya başlıyor. Şöyle bir tablo ortaya çı.kh: İsveç'in en kuzeyindeki o

şehirde, ismi aklıma gelmedi şimdi, Müslümaniann sayısından fazla görüş ortaya çıkmış.

Bu tablo, Avrupa'run birçok yerinde şimdi oruç ve namaz vakitleriyle ilgili olarak ortaya

çıkmış vaziyette. Böyle bunları görüyoruz, çeşitli alanlarda.

Din İşleri yüksek Kuruluna ben yeni başladığımda, arkadaşlarımızla birlikte Haseki'den geldik, orada uzman olarak göreve başladık. Din İşleri Yüksek Kurulu üyemiz bizi ziyarete geldi. Bir vatandaş geldi, soru sordu bir hocamıza. Üç talakı aynı anda vermiş ve karısının boş olup olmadığını soruyor. Tabii aynı zamanda ben usulü de ben bu örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım. Tabii Hanefi mezhebine göre, dört mezhebe göre bir celsede aynı anda tek lafızla verilen üç talak, üç talak olarak geçerli oluyor ve üç talak birden gitmiş oluyor. Ama İbn Teymiyye, İbn Kayyım el-Cevziyye ve sahabeden bazı zevata dayanan bu bir görüşe göre de üç bir defa da aynı mecliste verildiği zaman bir olarak geçerli oluyor. Önceleri Din İşleri Yüksek Kurulunda üçü aynı anda verince üç olarak geçerli olur şeklinde fetvalar verilirken; daha sonra, 1980'li yıllara doğru Din İşleri

yüksek Kurulunda İrfan Hocamız format oluşturmuş. Bu formata göre dört mezhep

imamının da d§hil olduğu ilimierin büyük bir çoğunluğıına göre bir mecliste tek sözle verilen üç talak, üç olarak muteber olur. Ancak sahabeden falan faİan falana göre İbn Teymiyye, İbn Kayyım el-Cevziyye' ye göre bu üç bir olarak geçerli olur diyerek tercihi müsteftiye bırakan bir format. Adam dinledi hocamızı. Hocamız açıkladı ona. Ama bunun sonucunda dedi ki adam; Hocam, benim karım boş mu, değil mi? Hocamız bu sefer örnek üzerinden anlatmaya başladı. Dedi ki; bak, bir otoyol var. Bu otoyol I<apalı. Bu otoyoldan sen gidemiyorsun. Ama bir servis yolu var, burada. Bu servis yolundan gidebilirsin.

Hocarn ben servis yolu falan bilmem; benim karım boş mu değil mi? Vatandaş mercii anyor. Ve bu merci de kendisine net söz söyleyecek, net fetva verecek bir şey bekliyor, cevap bekliyor. Dolayısıyla, fetva kurullannın bu manada önemi, gerçekten ağırlığını,

kendisini hissettiriyor.

Bu ihtiyaçlarla oluşmuş fetva kurullan, sözgelimi Din İşleri Yüksek ~urulu, her bir fetva kurulunun da kendi usulü aslında nasıl fetva vereceğine ilişkin bir şekilde, kendi mevzuahnda veya efendime söyleyeyim usulünde derç ediliyor, yazılıyor. Mesela Din İşleri Yüksek Kurulunun nasıl fetva vereceği sorularak Diyanet işleri Başkanlığının kanununu, muhterem başkarumız burada. Onun gayretleriyle çıkarılan kanunda çok güzel bir şekilde yazılmış vaziyette. İslam dinin temel bilgi kaynaklarını, metodolojisini, tarihi tecrübesini, güncel talep ve ihtiyaçlan dikkate alarak dini sorulan cevaplandırmak ve dini konularda karar vermek. Çok güzel bir çerçeve çizilmiş vaziyette. Din İşleri Yüksek Kuruluyla ilgili böyle bir çerçeve çizilmiş. Ama uygulamada, uygulamada nasıldır, şimdi

Din İşleri Yüksek Kurulunda usul? Uygulamalarda genellikle klasik meselelerde, büyük ölçüde Hanefi mezhebine bağlı kalınarak cevaplar veriyor. Bu da tabidir. Osmanlı

döneminin Şeyhülislamlığın devamı olarak oluşmuş olan bir kurulda ve halkın büyük

çoğunluğıınun Hanefi olan bir ülkede elbette bu şekilde olması da gerekir. Ancak Şafii ise,

(5)

özellikle memleketimizde Şafii mezhebine mensup insanlarda var, malumunuz. Şafii ise soruyu soran,. ona Şafii mezhebine göre cevap verilir veya farklı bir mezhebe göre cevap istiyorsa ona göre cevap verilir. Hanefi mezhebinin içerisinde, Hanefi mezhebine bağlı kalınarak, tamamen Hanefi mezhebinin içerisinde mezhebe bağlı kalınarak tamamen Hanefi mezhebinin görüşüne bağlı kalarak ama güncel meselelere geldiği zaman değişmeye başlıyor. Güncel meselelerde bütün fetva kurullannda, muhterem dinleyiciler, bütün fetva kurullannda aşağı yukarı şöyle bir tablo var: bir havuz var. Bu havuzda

birikmiş bir yığın fetva var. Bu fetvaların içerisinden hangisi müsteflinin problemini çözüyorsa, hangisi ona daha uygun geliyorsa genellikle o islikamette bir cevap verilmeye çalışılıyor. Üşüşen bir yığın sorun karşısında bir bakıma o sorulara cevap yetişlirmeye yönelik olarak bu tür çevaplar veriliyor. Osmanlı döneminde fetva gerçekten, az önce hocam gerçekten güzel bir şekilde anlatb, çok muhkem bir yapıya sahip. Müstefli geliyor, müstefli güzelce dinleniyor. Onu dinleyen memur, soruda yer alması gereken bütün

urısurlan sorunun içerisine derç ediyor. Soru muhkem bir şekilde oluşturulduktan sonra

Şeyhülislam'a sunuluyor. Şeyhillislam bunu inceliyor, soruyu bütün urısurlar sorunun içerisinde yer almış ve bunun peşinden tek kelimelik veya bir cümlelik, bir iki kelimelik cevaplar; caizdir, caiz değildir, helaldir, haramdır şeklinde net cevaplar veriyor. Soru uzun; cevap kısa bir format var. Şimdi tam tersine dönmüş vaziyette. Soru kısa; cevap uzunca oluşmaya başladı günümüz uygulamasında. Niçin öyle oluyor? Çünkü günümüzde nasıl oluyor, ya bizzat gelip soruyu soruyor, cevabını alıyor. Şu anda müftülüklerirniz bu hizmeti veriyor. Ya telefonla soruyor ya mektupla soruyor ki eskiden daha çok mektupla sorular geliyordu. Artık şu anda e-posta yoluyla sorulan sorular ön plana çıkmış vaziyette. Din İşleri Yüksek Kuruluna yıllık olarak e-postayla gelen soruların hacmi, ortalama elli bin civarındadır. Bu dini bilgilendirme platformu oluşturulmadan

önce yaklaşık yüz yirmi bin civanndaydı, yıllık olarak gelen soru sayısı. Ama bu platform

oluşturulduktan sonra orada soruyu yazmaya başlayınca aşağıda benzer soru ve cevaplan hemen karşısına çıktığı için, aynı bu arama motorlarındaki mantıkla. Dolayısıyla, soruyu sormaktan birçok müstefti vazgeçiyor. Biz başvuruları takip ediyoruz. Acaba yaklaşık

olarak günlük başvuru oluyor diye. Bu platformu kapatmadan önce, şimdi tekrar açılacak yakında inşallah, yeni bir dizaynla. Kapatmadan önce yaklaşık, ortalama, giinlük, almış ile yüz bin arasında bir giriş olduğunu görüyoruz. Bu güzel bir rakam. Halkımızın

bilgilenme, dini konularda bilgileome ve teveccühünü Türkiye' de bu Din İşleri Yüksek Kuruluna güveni de ortaya koyan güzel bir teveccüh olmuş oluyor.

Muhterem hocalarım, değerli dinleyiciler, fetva kurullarırun bir takım ortak özellikleri var. Aşağı yukarı herkesin uyguladığı. Biraz önce arz ettiğim gibi genellikle sorulan cevaplama usulü aynı yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Araplarda el-hattu's-Sahin ve el-

hattu'l-mübaşir olarak ifalie edilen doğrudan telefonla sorulan sorulara verilen cevaplar, mektupla sorulan sorulara verilen cevaplar, e-posta yoluyla sorulan sorulara cevaplar ki son zamanlarda artık yoğun bir şekilde kullanılıyor.

Bunlar pratik olarak halkm sorulaoru cevaplıyor. Burada benim arz etmek istediğim

bir diğer husus: sorulan soruların büyük çoğunluğu mesela Türkiye'de olsun, Avrupa Fetva meclisine olsun, 'yöneltilen soruların büyük çoğunluğu çok özgün yani fetva verilecek sorular olmaktan daha ziyade istişare mahiyetinde, dini istişare mahiyelinde, yüzde doksan, doksan beşi ilmihal bilgileri çerçevesinde kalan ve birçoğu dini istişare

mahiyetinde yöneltilen sorulara verilen cevaplardan oluşuyor. Ama özellikle iktisadi alanla ilgili hususlarda, hukuki alanlarda önemli sıkıntılar var. Hukuki alanla ilgili olarak ben şu hususu ifade etmek istiyorum: Türkiye'de, Avrupa Fetva meclisi dahil buna,

\

151

(6)

Amerika dahil ve bir bakıma İslam'ın hukuki hükümlerinin uygulanmadığı ülkelerde önemli sıkıntılar yaşanmak~adır. Bu kurullar fetva veriyor, vermiş olduklan fetva hukuki sonuçlar doğuracak nitelil<te .sonuçlar teşkil ediyor. Gerçi kendisine söyleniyor, bu işin dini mahiyetteki cevabı oluyor ama işin hukuki yüzü de var. Sözgelimi, senin harunun boş

oluyor, dinen söz gelim.i, bu kurullardan birisi. Ama öbür taraftan mahkeme onu boş saymıyor. Bunun nasıl bir sonucu olacak? Bu husus hakikaten bizi de çok düşündüren,

üzerinde düşündüğümüz konulardan birisi. Nasıl hareket edeceğimiz hususunda kendimizi zorluyoruz. Bununla ilgili bir iki örnek vereyim. Biz 1940'lı yillarda bir takım

cevaplar vermiş, 401ı SO'li yıllarda. Mesela kansıyla çekişirken gazabı şedit halde tehevvürden kansına üçten dokuza dediği ve sonra pişman olduğundan malılas-ı şeri

bulunup bulunmadığı diye işte sorulmuş Din İşleri yüksek Kuruluna. Şöyle deıniş; mederli kanunun neşrinden sonra tehaddüs eden talak meselelerin hal ve faslı mahkemeye aittir.

Üçü birden ika edilirse yalnız bir vaki olur diyen fukahanın kavli bu günkü mevzuata uygun olduğundan bu yolda· şifahen cevap verilmesine ve keyfiyetin Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı arzına. İşte Din İşleri yüksek Kurulu böyle cevap vermiş. Yine 1948' de mesela, bu benzer bir cevapta, bu medeni kanunun neşri tarihinden beri nikah ve talak meseleleri mahkemeye ait olduğu cihetle müftülüğe dilekçe ile müracaat edenin istidasına

bu suxetle meşruhat verilerek red d edilmesine diyerek şeyler verilmiş. Yani o mu doğruydu şu anda bizim yaptığımız mı doğru. İşin doğrusu hakikaten bir

değerlendirmekte gerekiyor.

Şimdi, değerli hocalanm, ilginç bir iki örnek vermek istiyorum. Bu, Avrupa Fetva Meclisi ile ilgili. Şartların nasıl etkilediğini göstermek üzere. Bu bizzat okuinayayım. Sözlü olarak, zihnimde kalan şekliyle aktarayım. Vakitten kazanmak için. Mesela kan koca

;2 diyelim ki Hıristiyan ya da Yahudi, hanım Müslüman oluyor. Şimdi bunu sorarsanız

birçok yere, birçok fetva kuruluna İslam dünyasındaki, derhal · ayrılmalan gerekir.

Efendime söyleyeyim, falan gibi cevaplar verir. Ama, Avrupa Fetva Meclisi buna demiş ki;

hayır, ayrılması gerekmez. Devam eden bir evlilik var. Bu evlilik devam ederken hanım

Müslüman olmuş, devam eden bu evliliğin yıkılmaması gerekir. Evliliğe devam edebilir

demiş. Mesela bu şekilde fetva verıniş. Aynı şekilde mesela, çok ilginçtir, yani Müslüman

ıniras meselesinde Müslüman kafire; kafir Müslümana ınirasçı olup olmama. Yine_ Avrupa Fetva Meclisi demiş ki; Müslüman, Avrupa da Müslüman olanlar var, gençler falan var.

Anneleri babalan ölüyor, birçok servet kalıyor. Onu almasın mı? Yok, ınirasçı olabilir. Onu

alsın istikametinde şey yapmış, fetvalar verıniş. Bu tür, pratiğe yönelik bir şekilde birçok çözüm üreten fetvalar. Yine mesela, Avrupa da köpekler yaygın vaziyette, evlerde köpekler var. Bunlarla ilgili olarak köpeğin necis olup olmadığı istikametinde, köpek, köpek salyası ve atıkların dışında geriye kalan noktalar necis değildir istikametinde İslam fıkhının çerçevesi, hududu içerisinde cevaplar vermiş. Cuma namazının öğleden önce

kuşluk vaktinde kılınabileceği, ikindiden sonrada kılınabileceği istikametinde Avrupa Fetva Meclisi fetva veriyor, bu konularla ilgili. Pratik hayatın ortaya koyduğu hususlara çözüm olabilecek, böyle net cevaplar veriyor. Burada bir de şu hususu ifade etmek istiyorum: tabü gönül arzu ediyor ki hakikaten içtihat müessesesi ki hepsi bunu kullaruyorlar. Genellikle fetva kurullan içtihad-ı cemai, toplu içtihat şeklinde bu tabirler

kullarulıyor. Eğer bu yapılacaksa, bunun da muhakkak surette bir usul çerçevesinde

yapılması gerekiyor. Ortaya konan fetvanın muhakkak bir usule dayalı olarak cevabının oluşturulması, bir içtihat usulünün olması gerekiyor. Şimdi, ale! acele verilen birtakım

cevaplarda bir usulsüzlükte ortaya çı.kabiliyor. Bir konu da diyelim ki, falan mezhebin usulüyle bir başka konu da falan mezhebin usulüyle, eğer yeni yapılacak olan içtihatlarda

(7)

böyle usulsüzlük yerine daha usule dayalı bir içtihat metodunun muhakkak surette

geliştirilmesi gerekiyor. Fetva kurullan da bu istikamette çalışmalamu yapıyorlar.

Din İşleri Yüksek Kurulu, ülkemizde, değerli dinleyidler, hakikaten önemli bir işieve sahip16 kurul üyesi ve şu anda SO kadar uzman ve uzman yardıması var. İnşallah bu sayı daha da artacak. Yeni oluşturacağı ilmi çalışma guruplaoyla birlikte ilahiyat fakültelerinden de hocalanmız katılacağı çalışma gruplaoyla birlikte ülkemizin dini

hayatında önemli bir işlev görecektir. Eğer böyle bir mercii olmasa bu takdirde ben Ali

Hocamın, Başkarunun burada bir sözünü sizinle paylaşmak istiyorum: bu bazı televizyon \ kanallaoyla ilgili olarak, yani hakkaten bazen en zararsız olanlar sahte bal satanlar mı?

Denilecek noktada verilen fetvalar, efendime söyleyeyim hepiniz takip ediyorsunuz, bu televizyon üzerinden pazarianan ve dini duyguların istismar edildiği tablolar. Bunun

yanında usulsüz bir şekilde, az önce ho cam bahsetti, Su u di Arabistan' da daha çok seslendirilen selefi yaklaşım çerçevesinde hemen efendime söyleyeyim, bir cevap, ayet hadis zikretmek suretiyle, bu ayet ve hadisin ibaratu'n-nassı mı, işaretu'n-nassı mı, delaletu'n-nassı mı zahiri mi yani nesi dikkate alınarak o hadis orada zikredildi veya o ayet orada zikredildi? İrtibah nedir, o konuyla ilgili olarak diğer ayet ve hadisiere

başvuruldu mu? Burada daha ziyade saydeliye metoduyla eczaaya gidip bir ilaç alan insan gibi bir hadis veya bir ayeti alıp cevaba yerleştirip, efendime söyleyeyim, onu da bir fetva diye halka surımanın riskleri ve tehlikeleri bütün hocalanmızın nezdinde malumdur.

Bunun yerine belli bir ciddiyeti olan, usule bağlı, sistematik fetva verilmesi için gereken

çalışmaların hızla yapılması ve güncel dini hususlarda toplumun aydınlatılması büyük önem arz ediyor. Bunu yapamadığımız takdirde ilim adamlan olarak bu yapılmadığı

takdirde İslam fıklurun yavaş yavaş hayalımızdan çekileceği, belki sadece ibadet

hayabmızla sırurlı hale geleceğini öngörmek çokta böyle bir kehanet sayılmaz. Ben 153 muhterem başkanım çok teşekkür ediyorum, bütün hocalanmıza ilim adamlanmıza. Ve

Karaman' da bu şekilde bir ilgiyi görmekten de büyük bir mutluluk duyduğumu, hemşerilerimden bu ilgiyi görmekten büyük bir mutluluk duyduğumu ifade _ederek sözlerime son ve.rip hepinizi hürmetle muhabbetle tekrar selamlıyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

ﷲا لﻮﺳر ﺎﻧﺪﻴﺳ ﻰﻠﻋ مﻼﺴﻟاو ةﻼﺼﻟاو ،ﷲ ﺪﻤﳊا ﻟا ﱃإ ﺎﻬﺘﺟﺎﺣ ﻲﻔﻜﻳ ﺎﲟ ﻪﺘﺟوز ﻰﻠﻋ ﻖﻔﻨﻳ نأ جوﺰﻟا ﻰﻠﻋ ﺐﳚ (ِﻪِﺘَﻌَﺳ ْﻦِﻣ ٍﺔَﻌَﺳ وُذ ْﻖِﻔْﻨُـﻴِﻟ) :ﻞﺟو ﺰﻋ ﷲا لﻮﻘﻟ ﻚﻟذو

Mesele: Zeyd Hind’i meclis-i şer‘e ihzâr ve yüzüne dava edip ve Hind-i mezbûre[nin] tasarruf eylediği ev Hind’in zevci[nin] olup “Benim ammım olan Amr’ın

Biz İslam Ceza Hukukunda önemli suçlardan biri olan içki içme suçu ve cezasını ele alacağız ve içki içmeye verilen cezaların uygulamada nasıl varlık

kendi mezhebinde abdesti bozup İmam Şafii veya İmam Malik içtihadında abdesti bozmayan meselelerde onların mezhebiyle amel etmesinin caiz olmayacağını,u bir diğer

Mesele: 23 Zilkade Tortum Haci Ahmet Ağa Asker Mustafa Yediyle Hind arâzî-i emîriyyeden tapu ile tasarrufunda olup muâdün li’l-inbat olan çayır yerini zevci müteveffanın

Bu törende doyasıya eğlenen halk, Sadrazam’a ve eserlerine uzun ömür vermesi için dualar eder (Bkz. O güne kadar Drina Nehri’nin bir kıyısından öbür kıyısına ancak

“Zeyd, Hind’i şu kadar akçe mehr-i muaccel tesmiyesiyle tezevvüc etdik- ten sonra Zeyd Hind’e mehr-i muaccelini vermemekle Hind nefsini Zeyd’e teslim etmeyüb kendi

1 Fetvahane Tarafından Muteber Kabul Edilen Dört Fetva Mecmuası ve Nuklılleri 1 FETAVA-YI ALİ EFENDi 1 Sırf Nukulden Oluşan Fetava-yı Ali Efendi Mecmuaları 1