Solunum Sistemi
Dicle Aras
Alveollerde Gaz Değişimi
O değişimi: Standart atmosfer basıncında PO 159 mmHg’dir. Hava alveollere geldiğinde PO 100-105 mmHg’ye kadar düşer.
Alveollerde Gaz Değişimi
Kan O’nun büyük kısmını dokulara bırakıp A kapiller damarlara geldiğinde PO yaklaşık 40-45 mmHg civarındadır.
Alveollerde Gaz Değişimi
Gaz değişimi A kapiller damarlarının arterial kısmında başlar ve burada PO 40 mmHg’dır.
En çok değişim kan A kapiller damarlarında ilerlerken olur.
Alveollerde Gaz Değişimi
O’nun alveolden kana geçiş hızına oksijen difüzyon kapasitesi denir.
Alveollerde Gaz Değişimi
Alveollerde Gaz Değişimi
CO2 değişimi: CO2 değişimi de basınç farkıyla oluşur.
Alveole gelen kanda PCO2 45-46 mmHg ve alveoldeki PCO2 40
mmHg’dir. Bu nedenle CO2 kandan alveole difüze olur.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Alveolden geçip kana difüze olan O dokulara, dokulardan kana difüze olan CO2 ise alveole taşınır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Plazmada bulunan O hiçbir kimyasal reaksiyona uğramadan çözülerek şeklinde taşınır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Vücutta yaklaşık 4-6 milyar kırmızı kan hücresi içinde bulunan Hb’nin O taşıma kapasitesi plazmaya oranla 70 kat daha fazladır. Kanın O taşıma kapasitesi temelde Hb miktarına bağlıdır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Hb, alyuvarlarda bulunan demir atomu (heme) ve proteinden (globin) oluşur.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
O-Hb ayrılma eğrisi: Hb’nin O2 ile birleşmesini etkileyen faktörler şunlardır;
O ve CO2’nin kandaki kısmi basınçları,
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Dinlenme sırasında O-Hb ayrılma eğrisi normal durumdadır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
PO arttıkça; O-Hb birleşme oranı artar, azaldıkça; O-Hb ayrılma oranı artar.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Venöz kanda PO 40 mmHg iken yalnızca % 75 oranında O ile birleşmiştir ve bu da 15 ml O yapar.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Egzersiz sırasında kas ve kanda pH değerini azaltan CO2 ve LA üretimidir.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Yüksek kan asit düzeyinden dolayı Hb’nin O’dan ayrılmasına Bohr etkisi denir.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Kan ısısı artınca O Hb’den ayrılır ve dokulara gider. Kan A’larda serinleyince O tekrara Hb’ye bağlanır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Bu enzim O’nun doku düzeyinde Hb’den ayrılmasını sağlar. Özellikle dayanıklılık egzersizlerinde salgılanır.
Egzersiz sırasında oksihemoglobin eğrisinin sağa doğru kaymasıyla belirli bir doku PO’sunda daha çok O hazır
bulunmakta ve A’larda kanın O ile yüklenmesi
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
CO2‘nin kanda taşınması; üç farklı şekilde olur. Bunlar;
Plazmada çözülmüş olarak,
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Plazmada çözülmüş CO2; taşınan toplam CO2’nin % 7-10’una
denk gelir.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Bikarbonat iyonu; CO2’nin % 60-70’lik kısmı HCO3 olarak taşınır. Kandaki CO2 ve su molekülleri birleşir ve karbonik asidi (H2CO3)
oluşturur.
H2CO3 kanda ayrışır ve H+ ile HCO
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Serbest kalan H+ Hb’ye bağlanır ve bu da Bohr etkisi olayını
başlatır.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Kan A’lara girdiğinde, A’lardaki PCO2 düşüktür. Bu nedenle H+ ve HCO3 iyonları tekrar birleşir ve H2CO3 oluştururlar ve sonra da H2O2 ve CO2’ye ayrışırlar.
O ve CO
2’nin Kanda Taşınması
Karbominohemoglobin; CO2 Hb’nin globin kısmına bağlanarak bu
adı alır.
Bu şekilde küçük miktar CO2 taşınabilir.
Kaslarda Gaz Değişimi
İnterval solunum olarak adlandırılır.
Kaslarda Gaz Değişimi
A-V O farkı; bu fark metabolizma sonucu kasların arterial kandan ne kadar O alıp kullandıklarını ifade eder.
O taşınması ve dokular tarafından alımına etki eden faktörler;
Kandaki O miktarı,
Kaslarda Gaz Değişimi
Egzersizle birlikte, aktif kas dokusunun artan O ihtiyacını karşılamak için bu değişkenlerin ihtiyaca göre düzenlenmesi gerekir.
CO2’nin kaslardan uzaklaştırılması; doku ve kapiller kan
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Kandaki PO, PCO2 ve pH homeostazisi, solunum ve dolaşım sistemleri arasındaki koordinasyon ile sağlanır.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunum merkezi beyin sapında bulunur ve 3 ayrı merkezden oluşmuştur. Bunlar;
İnspirasyon merkezi (dorsal solunum grubu),
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunum ayrıca vücutta oluşan kimyasal değişikliklerle de kontrol edilir.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunumun artması da CO2’nin uzaklaştırılmasını sağlar.
Solunum kontrolündeki değişiklikler özellikle CO2
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Kandaki CO2 miktarı çok ise karbonik asit oluşur. Bu asit hemen ayrışarak H+’i serbest bırakır.
H+ kanda biriktikçe kan pH’ı düşer ve kan asidesi artar. PCO2 yükselince solunum artar.
CO2 + H+ H
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Kemoreseptörlere ek olarak solunumu etkileyen diğer nöral mekanizmalar; A’ların çevresini saran plevrada, bronşlarda ve alveollerde bulunan gerilim reseptörleridir.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Bu merkezden gelen motor uyarılar da inspirasyon süresini kısaltır.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Serebral motor korteksin solunum üzerinde belli miktarda istemli kontrolü vardır.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Örneğin solunum 5 dk boyunca durdurulunca kanda CO2 ve H birikmeye başlar ve O düzeyi düşer.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunumu düzenleyen birçok kontrol mekanizması vardır ve birçok farklı sebeple uyarılabilmektedir.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Bunların birinde oluşabilecek bir terslik ciddi yaşamsal tehlikeler doğurabilir.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Artışın ilk aşaması vücut hareketlerinin mekaniği sonucu oluşur. Egzersiz başlayınca herhangi kimyasal uyarı olmadan önce
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Ayrıca çalışan kaslardan ve eklemlerden gelen proprioseptif girdiler hareket hakkında ek bilgi
sağlar ve solunum
merkezi yapılan
harekete göre kendini
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunumdaki artışın daha dereceli olan ikinci aşaması, arteriyal kanın ısısı ve kimyasal yapısındaki değişiklikler sonucu oluşur.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Ayrıca daha fazla CO2 kana difüze olması kandaki CO2 ve H+ düzeylerini yükseltirler.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Egzersiz bitince kasların enerji ihtiyacı çabucak dinlenme durumundaki düzeyine döner.
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi
Solunumun egzersiz sonrasında normale dönmesi için birkaç dakika geçmelidir.
Solunum Enerji Metabolizması
O içi ventilasyon eşitliği (solunum değeri): Dokularda harcanan O2 miktarının (VO2) solunan havaya (VE) oranıdır ve solunum ekonomisinin göstergesidir.
Solunum Enerji Metabolizması
Dinlenme sırasında VE/VO2, tüketilen 1 L O için 23-28 L havadır. Bu değer orta şiddetli bir egzersizde çok az değişir. Maksimal
Solunum Enerji Metabolizması
Bununla birlikte VE/VO2, değişik şiddetteki egzersizler sırasında fazla değişmez.
Solunum Enerji Metabolizması
Ventilasyon kırılma noktası: Egzersiz şiddeti maksimuma doğru giderken solunumun, O tüketimine oranla daha orantısız olarak artmaya başladığı noktadır.
Solunum Enerji Metabolizması
Egzersiz şiddeti kişinin VO2max’ının % 55’inden % 70’ine çıkınca kaslara gönderilen O miktarı enerji için gerekli O miktarını karşılayamaz.
Solunum Enerji Metabolizması
CO2 artışı solunum merkezine uyarı göndererek solunumu artıran kemoresöptörleri uyarır.
Solunum Enerji Metabolizması
Laktat eşiği ve anaerobik eşik: O tüketiminde artışa neden olmadan orantısız şekilde artan solunum, ventilasyon kırılma noktasının LE ile bağlantılı olduğunu düşündürmektedir.
Solunum Enerji Metabolizması
Ventilasyon kırılma noktası ise, dakikada üretilen CO2 miktarındaki artışı yansıtır.
Solunum Enerji Metabolizması
CO2’deki artış anaerobik metabolizmaya yönelik bir artıştır.
Solunum Enerji Metabolizması
AE’nin tahmin edilmesindeki en önemli kriter VE/VO2’deki sistemli artıştır.
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri
Dinlenme sırasında vücutta kullanılan enerjinin sadece % 2’si solunum kasları tarafından kullanılırken,
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri
Egzersiz sırasında solunum, alveolar CO2’deki artışı veya alveolar O’daki azalmayı önleyecek kadardır.
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri
Diyafram diğer iskelet kaslarına göre 2-3 kat daha fazla oksidatif kapasiteye ve kapiller yoğunluğuna sahiptir.
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri
Bu nedenle uzun ve zorlu egzersizlerde solunum kaslarının glikojen depolarının boşalması solunumun yorulmasına neden olmaz.
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Egzersiz yoğunluğunun artmasıyla birlikte laktat ve H+ üretimi de
artar.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Asit denilen moleküller H+ açığa çıkarırlar.
Kanda ve kaslarda, serbest kalan bu H+ ile birleşerek onu tamponlayıp etkisini azaltan alkali maddeler bulunur.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
H+ konsantrasyonu genellikle pH değeriyle ifade edilir.
Vücut sıvılarında H+ konsantrasyonu artınca pH değerinin
düşmesine asidoz veya asidik durum denir.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Dinlenme sırasında vücut sıvıları asitten çok baz içerir.
Ve pH değeri kaslarda 7.1, kanda 7.4 seviyesindedir. Arteryel kanda tölere edilebilir pH değeri 6.9-7.5’dir.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Hücre içi ve dışı sıvılarının pH’ı genellikle daha düşüktür ve aşağıdaki işlemlerle gerçekleşir.
Kimyasal tamponlar,
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Vücuttaki en önemli üç kimyasal tampon bikarbonat (HCO3-)
iyonu, fosfat (Pi) ve proteindir.
Bunlarla birlikte hemoglobin de önemli bir tampondur. HCO3-,
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
H+ ile birleşen ve bikarbonat miktarıyla tamponlanan asit miktarı
birbirine eşittir.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Kan ve tamponlama maddeleri asidi oluştuğu yerden alıp atıldığı yer olan A’lara veya böbreklere getirir.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
H+, kas lifleri ve böbrek tübüllerinde öncelikle Pi tarafından
tamponlanır.
Kandaki H+ artışı solunum merkezini uyarır ve solunum hızı artar.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Böylece H+ konsantrasyonu azalır ve kan pH’ı artar. Ancak bu
geçici bir çözümdür.
Daha kalıcı bir tamponlama için biriken H+ iyonlarının böbrekler
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Sürat egzersizi sırasında büyük miktarda biriken laktat ve H+, 7.10 olan dinlenik kas pH’ını 6.70’lere düşürür.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Böyle bir egzersiz sonrasında bu yan ürünler 5-10 dakika sonra dengeye ulaşırlar.
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından
Düzenlenmesi
Kan laktat seviyesi şiddetli bir anaerobik egzersizden 1-2 saat sonra da yüksek olsa bile kan ve kas H+ konsantrasyonu 30-40 dk toparlanma sonrasında normale döner.
Akciğer Anomalileri
Akciğer Anomalileri – Amfizem
Akciğerlerde hava bulunması anlamına gelir.
Akciğer Anomalileri – Amfizem
Havayollarının tıkanması havanın alveollerden atılmasını güçleştirir ve hava alveollerde hapsolur, alveoller gerilerek genişler.
Akciğer Anomalileri – Pnömoni
Alveollerin sıvı ve kan hücreleriyle dolduğu akciğer iltihabıdır.
En yaygın nedeni pnömokok bakterilerinin neden olduğu bakteriyel
pnömonidir.
Akciğer Anomalileri – Atelaktazi
Alveollerin kollapsı demektir. Kollaps büzüşüp sönmesidir.
Akciğer Anomalileri – Astım
Bronşiyollerin duvarında buluna düz kasların spastik olarak kasılmasıyla solunumun zorlaşmasıdır.
Akciğer Anomalileri – Tüberküloz (Verem)
Tüberküloz basilinin akciğerlerde oluşturduğu kendine özgü reaksiyon.
Hipoksi
Oksijen azlığıdır. Çeşitleri;
Hipoksik hipoksi-PO2 düşük, Anemik hipoksi-Hb düşük,
Stegnant hipoksi-dolaşım bozukluğu,
Anoksi
Oksijenin hiç olmamasıdır.
Hiperkapni
Vücut sıvılarında karbondioksit birikmesi anlamında kullanılır.
Siyanoz
Derinin mavimtırak renk almasıdır.
Nedeni deri damarlarında, özellikle kapillerde deoksijene hemoglobin miktarının artmasıdır.
Solunum Tipleri
Eupnea; normal solunum,
Solunum Tipleri
Apne; solunumun geçici olarak durması,
Dispne; solunumun güçleşmesi; ventilasyonun hava isteğini karşılayamaması-hava açlığı