• Sonuç bulunamadı

Solunum Sistemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Solunum Sistemi"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Solunum Sistemi

Dicle Aras

(2)

Alveollerde Gaz Değişimi

O değişimi: Standart atmosfer basıncında PO 159 mmHg’dir. Hava alveollere geldiğinde PO 100-105 mmHg’ye kadar düşer.

(3)
(4)

Alveollerde Gaz Değişimi

Kan O’nun büyük kısmını dokulara bırakıp A kapiller damarlara geldiğinde PO yaklaşık 40-45 mmHg civarındadır.

(5)
(6)

Alveollerde Gaz Değişimi

Gaz değişimi A kapiller damarlarının arterial kısmında başlar ve burada PO 40 mmHg’dır.

En çok değişim kan A kapiller damarlarında ilerlerken olur.

(7)

Alveollerde Gaz Değişimi

O’nun alveolden kana geçiş hızına oksijen difüzyon kapasitesi denir.

(8)

Alveollerde Gaz Değişimi

(9)

Alveollerde Gaz Değişimi

CO2 değişimi: CO2 değişimi de basınç farkıyla oluşur.

Alveole gelen kanda PCO2 45-46 mmHg ve alveoldeki PCO2 40

mmHg’dir. Bu nedenle CO2 kandan alveole difüze olur.

(10)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Alveolden geçip kana difüze olan O dokulara, dokulardan kana difüze olan CO2 ise alveole taşınır.

(11)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Plazmada bulunan O hiçbir kimyasal reaksiyona uğramadan çözülerek şeklinde taşınır.

(12)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Vücutta yaklaşık 4-6 milyar kırmızı kan hücresi içinde bulunan Hb’nin O taşıma kapasitesi plazmaya oranla 70 kat daha fazladır. Kanın O taşıma kapasitesi temelde Hb miktarına bağlıdır.

(13)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Hb, alyuvarlarda bulunan demir atomu (heme) ve proteinden (globin) oluşur.

(14)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

(15)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

O-Hb ayrılma eğrisi: Hb’nin O2 ile birleşmesini etkileyen faktörler şunlardır;

O ve CO2’nin kandaki kısmi basınçları,

(16)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Dinlenme sırasında O-Hb ayrılma eğrisi normal durumdadır.

(17)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

PO arttıkça; O-Hb birleşme oranı artar, azaldıkça; O-Hb ayrılma oranı artar.

(18)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Venöz kanda PO 40 mmHg iken yalnızca % 75 oranında O ile birleşmiştir ve bu da 15 ml O yapar.

(19)
(20)
(21)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Egzersiz sırasında kas ve kanda pH değerini azaltan CO2 ve LA üretimidir.

(22)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Yüksek kan asit düzeyinden dolayı Hb’nin O’dan ayrılmasına Bohr etkisi denir.

(23)
(24)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Kan ısısı artınca O Hb’den ayrılır ve dokulara gider. Kan A’larda serinleyince O tekrara Hb’ye bağlanır.

(25)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Bu enzim O’nun doku düzeyinde Hb’den ayrılmasını sağlar. Özellikle dayanıklılık egzersizlerinde salgılanır.

Egzersiz sırasında oksihemoglobin eğrisinin sağa doğru kaymasıyla belirli bir doku PO’sunda daha çok O hazır

bulunmakta ve A’larda kanın O ile yüklenmesi

(26)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

CO2‘nin kanda taşınması; üç farklı şekilde olur. Bunlar;

Plazmada çözülmüş olarak,

(27)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Plazmada çözülmüş CO2; taşınan toplam CO2’nin % 7-10’una

denk gelir.

(28)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Bikarbonat iyonu; CO2’nin % 60-70’lik kısmı HCO3 olarak taşınır. Kandaki CO2 ve su molekülleri birleşir ve karbonik asidi (H2CO3)

oluşturur.

H2CO3 kanda ayrışır ve H+ ile HCO

(29)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Serbest kalan H+ Hb’ye bağlanır ve bu da Bohr etkisi olayını

başlatır.

(30)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Kan A’lara girdiğinde, A’lardaki PCO2 düşüktür. Bu nedenle H+ ve HCO3 iyonları tekrar birleşir ve H2CO3 oluştururlar ve sonra da H2O2 ve CO2’ye ayrışırlar.

(31)

O ve CO

2

’nin Kanda Taşınması

Karbominohemoglobin; CO2 Hb’nin globin kısmına bağlanarak bu

adı alır.

Bu şekilde küçük miktar CO2 taşınabilir.

(32)

Kaslarda Gaz Değişimi

İnterval solunum olarak adlandırılır.

(33)
(34)

Kaslarda Gaz Değişimi

A-V O farkı; bu fark metabolizma sonucu kasların arterial kandan ne kadar O alıp kullandıklarını ifade eder.

O taşınması ve dokular tarafından alımına etki eden faktörler;

Kandaki O miktarı,

(35)

Kaslarda Gaz Değişimi

Egzersizle birlikte, aktif kas dokusunun artan O ihtiyacını karşılamak için bu değişkenlerin ihtiyaca göre düzenlenmesi gerekir.

CO2’nin kaslardan uzaklaştırılması; doku ve kapiller kan

(36)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Kandaki PO, PCO2 ve pH homeostazisi, solunum ve dolaşım sistemleri arasındaki koordinasyon ile sağlanır.

(37)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunum merkezi beyin sapında bulunur ve 3 ayrı merkezden oluşmuştur. Bunlar;

İnspirasyon merkezi (dorsal solunum grubu),

(38)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunum ayrıca vücutta oluşan kimyasal değişikliklerle de kontrol edilir.

(39)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunumun artması da CO2’nin uzaklaştırılmasını sağlar.

Solunum kontrolündeki değişiklikler özellikle CO2

(40)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Kandaki CO2 miktarı çok ise karbonik asit oluşur. Bu asit hemen ayrışarak H+’i serbest bırakır.

H+ kanda biriktikçe kan pH’ı düşer ve kan asidesi artar. PCO2 yükselince solunum artar.

CO2 + H+ H

(41)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Kemoreseptörlere ek olarak solunumu etkileyen diğer nöral mekanizmalar; A’ların çevresini saran plevrada, bronşlarda ve alveollerde bulunan gerilim reseptörleridir.

(42)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Bu merkezden gelen motor uyarılar da inspirasyon süresini kısaltır.

(43)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Serebral motor korteksin solunum üzerinde belli miktarda istemli kontrolü vardır.

(44)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Örneğin solunum 5 dk boyunca durdurulunca kanda CO2 ve H birikmeye başlar ve O düzeyi düşer.

(45)
(46)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunumu düzenleyen birçok kontrol mekanizması vardır ve birçok farklı sebeple uyarılabilmektedir.

(47)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Bunların birinde oluşabilecek bir terslik ciddi yaşamsal tehlikeler doğurabilir.

(48)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Artışın ilk aşaması vücut hareketlerinin mekaniği sonucu oluşur. Egzersiz başlayınca herhangi kimyasal uyarı olmadan önce

(49)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Ayrıca çalışan kaslardan ve eklemlerden gelen proprioseptif girdiler hareket hakkında ek bilgi

sağlar ve solunum

merkezi yapılan

harekete göre kendini

(50)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunumdaki artışın daha dereceli olan ikinci aşaması, arteriyal kanın ısısı ve kimyasal yapısındaki değişiklikler sonucu oluşur.

(51)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Ayrıca daha fazla CO2 kana difüze olması kandaki CO2 ve H+ düzeylerini yükseltirler.

(52)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Egzersiz bitince kasların enerji ihtiyacı çabucak dinlenme durumundaki düzeyine döner.

(53)

Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi

Solunumun egzersiz sonrasında normale dönmesi için birkaç dakika geçmelidir.

(54)

Solunum Enerji Metabolizması

O içi ventilasyon eşitliği (solunum değeri): Dokularda harcanan O2 miktarının (VO2) solunan havaya (VE) oranıdır ve solunum ekonomisinin göstergesidir.

(55)

Solunum Enerji Metabolizması

Dinlenme sırasında VE/VO2, tüketilen 1 L O için 23-28 L havadır. Bu değer orta şiddetli bir egzersizde çok az değişir. Maksimal

(56)

Solunum Enerji Metabolizması

Bununla birlikte VE/VO2, değişik şiddetteki egzersizler sırasında fazla değişmez.

(57)

Solunum Enerji Metabolizması

Ventilasyon kırılma noktası: Egzersiz şiddeti maksimuma doğru giderken solunumun, O tüketimine oranla daha orantısız olarak artmaya başladığı noktadır.

(58)
(59)

Solunum Enerji Metabolizması

Egzersiz şiddeti kişinin VO2max’ının % 55’inden % 70’ine çıkınca kaslara gönderilen O miktarı enerji için gerekli O miktarını karşılayamaz.

(60)

Solunum Enerji Metabolizması

CO2 artışı solunum merkezine uyarı göndererek solunumu artıran kemoresöptörleri uyarır.

(61)

Solunum Enerji Metabolizması

Laktat eşiği ve anaerobik eşik: O tüketiminde artışa neden olmadan orantısız şekilde artan solunum, ventilasyon kırılma noktasının LE ile bağlantılı olduğunu düşündürmektedir.

(62)

Solunum Enerji Metabolizması

Ventilasyon kırılma noktası ise, dakikada üretilen CO2 miktarındaki artışı yansıtır.

(63)

Solunum Enerji Metabolizması

CO2’deki artış anaerobik metabolizmaya yönelik bir artıştır.

(64)

Solunum Enerji Metabolizması

AE’nin tahmin edilmesindeki en önemli kriter VE/VO2’deki sistemli artıştır.

(65)
(66)

Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri

Dinlenme sırasında vücutta kullanılan enerjinin sadece % 2’si solunum kasları tarafından kullanılırken,

(67)

Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri

Egzersiz sırasında solunum, alveolar CO2’deki artışı veya alveolar O’daki azalmayı önleyecek kadardır.

(68)

Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri

Diyafram diğer iskelet kaslarına göre 2-3 kat daha fazla oksidatif kapasiteye ve kapiller yoğunluğuna sahiptir.

(69)

Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri

Bu nedenle uzun ve zorlu egzersizlerde solunum kaslarının glikojen depolarının boşalması solunumun yorulmasına neden olmaz.

(70)

Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri

(71)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Egzersiz yoğunluğunun artmasıyla birlikte laktat ve H+ üretimi de

artar.

(72)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Asit denilen moleküller H+ açığa çıkarırlar.

Kanda ve kaslarda, serbest kalan bu H+ ile birleşerek onu tamponlayıp etkisini azaltan alkali maddeler bulunur.

(73)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

H+ konsantrasyonu genellikle pH değeriyle ifade edilir.

Vücut sıvılarında H+ konsantrasyonu artınca pH değerinin

düşmesine asidoz veya asidik durum denir.

(74)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Dinlenme sırasında vücut sıvıları asitten çok baz içerir.

Ve pH değeri kaslarda 7.1, kanda 7.4 seviyesindedir. Arteryel kanda tölere edilebilir pH değeri 6.9-7.5’dir.

(75)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Hücre içi ve dışı sıvılarının pH’ı genellikle daha düşüktür ve aşağıdaki işlemlerle gerçekleşir.

Kimyasal tamponlar,

(76)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Vücuttaki en önemli üç kimyasal tampon bikarbonat (HCO3-)

iyonu, fosfat (Pi) ve proteindir.

Bunlarla birlikte hemoglobin de önemli bir tampondur. HCO3-,

(77)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

H+ ile birleşen ve bikarbonat miktarıyla tamponlanan asit miktarı

birbirine eşittir.

(78)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Kan ve tamponlama maddeleri asidi oluştuğu yerden alıp atıldığı yer olan A’lara veya böbreklere getirir.

(79)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

H+, kas lifleri ve böbrek tübüllerinde öncelikle Pi tarafından

tamponlanır.

Kandaki H+ artışı solunum merkezini uyarır ve solunum hızı artar.

(80)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Böylece H+ konsantrasyonu azalır ve kan pH’ı artar. Ancak bu

geçici bir çözümdür.

Daha kalıcı bir tamponlama için biriken H+ iyonlarının böbrekler

(81)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Sürat egzersizi sırasında büyük miktarda biriken laktat ve H+, 7.10 olan dinlenik kas pH’ını 6.70’lere düşürür.

(82)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Böyle bir egzersiz sonrasında bu yan ürünler 5-10 dakika sonra dengeye ulaşırlar.

(83)

Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından

Düzenlenmesi

Kan laktat seviyesi şiddetli bir anaerobik egzersizden 1-2 saat sonra da yüksek olsa bile kan ve kas H+ konsantrasyonu 30-40 dk toparlanma sonrasında normale döner.

(84)
(85)

Akciğer Anomalileri

(86)

Akciğer Anomalileri – Amfizem

Akciğerlerde hava bulunması anlamına gelir.

(87)

Akciğer Anomalileri – Amfizem

Havayollarının tıkanması havanın alveollerden atılmasını güçleştirir ve hava alveollerde hapsolur, alveoller gerilerek genişler.

(88)

Akciğer Anomalileri – Pnömoni

Alveollerin sıvı ve kan hücreleriyle dolduğu akciğer iltihabıdır.

En yaygın nedeni pnömokok bakterilerinin neden olduğu bakteriyel

pnömonidir.

(89)

Akciğer Anomalileri – Atelaktazi

Alveollerin kollapsı demektir. Kollaps büzüşüp sönmesidir.

(90)

Akciğer Anomalileri – Astım

Bronşiyollerin duvarında buluna düz kasların spastik olarak kasılmasıyla solunumun zorlaşmasıdır.

(91)

Akciğer Anomalileri – Tüberküloz (Verem)

Tüberküloz basilinin akciğerlerde oluşturduğu kendine özgü reaksiyon.

(92)

Hipoksi

 Oksijen azlığıdır. Çeşitleri;

 Hipoksik hipoksi-PO2 düşük,  Anemik hipoksi-Hb düşük,

 Stegnant hipoksi-dolaşım bozukluğu,

(93)

Anoksi

Oksijenin hiç olmamasıdır.

(94)

Hiperkapni

Vücut sıvılarında karbondioksit birikmesi anlamında kullanılır.

(95)

Siyanoz

Derinin mavimtırak renk almasıdır.

Nedeni deri damarlarında, özellikle kapillerde deoksijene hemoglobin miktarının artmasıdır.

(96)

Solunum Tipleri

Eupnea; normal solunum,

(97)

Solunum Tipleri

Apne; solunumun geçici olarak durması,

Dispne; solunumun güçleşmesi; ventilasyonun hava isteğini karşılayamaması-hava açlığı

Referanslar

Benzer Belgeler

 İntraplevral İntraplevral basınç değişiklikleri solunum basınç değişiklikleri solunum sırasında akciğerlerin ve toraks duvarının sırasında akciğerlerin ve

• Önde: glandula thyroidea, arcus aorta ve sternum • Arkada: yemek borusu (oesophagus). • Yanlarda: gl.thyroidea, a.carotis communis, akciğer

Haftalar Haftalık Konu Başlıkları o Anatomik Terimler o Semptomlara Ait Terimler o Tanısal Terimler. o Ameliyatlara İlişkin Terimler o

-L.propriya bezsiz,L.muskularis yerine elastik iplikler ve bağ dokudan zengin iç yutak fasiyası ve submukoza katmanı bulunur.... Farenks

Bazı olgularda da kanama ve ülserlerle karakterize hemorajik veya ülseratif yangı ( Rhinitis haemorrhagica -.

Akciğerlerin radyografik olarak iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi için (sağ ve sol L/L, D/V ve V/D) dört pozisyonda grafi alınmalıdır.. Gerektiğinde oblik pozisyonlarda da

Bu adaptasyonlar; kasta, enerji sistemlerinde, solunum ve dolaşım sistemlerinde değişiklikler yaratır. Örneğin kas liflerinin sürekli uyarılması sonucu aşağıdaki

Solunum sistemi, solunum yolları anatomisi, akciğerlerin temel anatomisi, akciğer hacim ve kapasiteleri, akciğerlerde gaz değişimi,.. gazların