• Sonuç bulunamadı

Uluslararası finanslar raporlama standartları-2 ile TMS-2 stoklar standardının karşılaştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası finanslar raporlama standartları-2 ile TMS-2 stoklar standardının karşılaştırılması"

Copied!
85
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

ULUSLARARASI FĐNANSAL RAPORLAMA

STANDARTLARI-2 ĐLE TMS-2 STOKLAR

STANDARDI’NIN KARŞILAŞTIRILMASI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Aydın BAĞDAT

Enstitü Anabilim Dalı : Đşletme

Enstitü Bilim Dalı : Muhasebe ve Finansman

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hilmi KIRLIOĞLU

(2)

T.C.

SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

ULUSLARARASI FĐNANSAL RAPORLAMA

STANDARTLARI-2 ĐLE TMS-2 STOKLAR

STANDARDI’NIN KARŞILAŞTIRILMASI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Aydın BAĞDAT

Enstitü Anabilim Dalı : Đşletme

Enstitü Bilim Dalı : Muhasebe ve Finansman

Bu tez 28/04/2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir.

Prof.Dr.Hilmi Doç.Dr.Selahattin Yrd.Doç.Dr.Burhanettin KIRLIOĞLU KARABINAR ZENGĐN

Jüri Başkanı Jüri Üyesi Jüri Üyesi

Kabul Kabul Kabul

Red Red Red Düzeltme Düzeltme Düzeltme

(3)

BEYAN

Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

Aydın BAĞDAT 28.04.2008

(4)

ÖNSÖZ

“Türkiye Muhasebe Standartları’nın Uluslar arası Muhasebe Standartları’na Uyumu”

konusu ülkemiz işletmelerine uluslararası piyasalara açılabilme kolaylığı sağlaması ve şirketlerin finansal raporlarının uluslararası piyasalarda kolaylıkla karşılaştırılabilmesini sağlamasından dolayı oldukça önem arz eden bir konudur. Özellikle ülkemiz ekonomisi için yabancı sermayenin ve dış ticaretin önem kazandığı günümüzde ülkemiz işletmelerinin küreselleşmesi açısından, konu üzerinde durulmaya değer bulunmuştur.

Bu çalışmanın hazırlanmasında desteğini esirgemeyen değerli danışman hocam Prof.

Dr. Hilmi KIRLIOĞLU’na teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Ayrıca, bu günlere ulaşmamda emeklerini hiçbir zaman ödeyemeyeceğim aileme şükranlarımı sunar, yetişmemde katkıları olan tüm hocalarıma da minnettar olduğumu ifade etmek isterim.

Aydın BAĞDAT 28.04.2008

(5)

ĐÇĐNDEKĐLER

KISALTMALAR... iv

ŞEKĐL LĐSTESĐ... v

TABLO LĐSTESĐ... vi

ÖZET... vii

SUMMARY... viii

GĐRĐŞ... 1

BÖLÜM 1 : ULUSLAR ARASI FĐNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI (UFRS)... 5

1.1. Genel Bilgi……... 5

1.2. Türkiye’de Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ... 6

1.3. Muhasebe Standartlarını Düzenleyici Kurumlar ... 7

1.3.1. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu... 7

1.3.2. Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı... 11

1.3.3. Standart Danışma Konseyi... 12

1.3.4. Standart Yorumlama Komitesi... 12

1.3.5. Çalışma Grupları... 13

1.4. UFRS’nin Dünyada Kullanımı... 13

1.4.1. UFRS’nin Avrupa’da Kullanımı... 13

1.4.2. UFRS’nin Birleşik Devletler’de Kullanımı... 14

1.4.3. UFRS’nin Asya-Pasifik Ülkelerinde Kullanımı... 15

BÖLÜM 2 : TÜRKĐYE FĐNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI (TFRS)... 17

2.1. Genel Bilgi... 17

2.2. TMS’lerin Mevcut Finansal Tablolara Etkisi... 18

2.2.1. Biçimsel Yapıya(Sınıflandırmaya) Etki... 18

2.2.2. Kapsamdaki Değişikliklerin Finansal Tablolara Etkisi... 19

2.2.3. Ölçümleme ve Değerleme Ölçütlerindeki Değişikliklerin Finansal Tablolara Etkisi... 20

(6)

2.2.4. Dipnot ve Açıklayıcı Bilgilerin Kapsamı... 21

2.3. Türkiye’de Muhasebe Sistemi... 21

2.4. Türk Şirketlerinin Küresel Şirket Haline Gelmesi... 22

2.5. KOBĐ’ler Đçin Muhasebe Standartları... 23

2.5.1. KOBĐ Tanımlaması ... 23

2.5.2. KOBĐ’ler Đçin UFRS’deki Gelişmeler ... 24

2.5.3. KOBĐ’ler Đçin UFRS’de Türkiye’deki Durum ... 25

2.6. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu(TMSK)... 26

2.7. Türkiye’de UFRS’ye Uyum Üzerine Bir Uygulama... 28

2.7.1. UFRS’ye Uyumun Gerekliliği... 28

2.7.2. UFRS Uygulamaları Üzerine Bir Çalışma... 29

BÖLÜM 3 : TÜRKĐYE MUHASEBE STANDARDI 2(STOKLAR) ĐLE IAS- 2’NĐN KARŞILAŞTIRILMASI... 36

3.1. Türkiye Muhasebe Standartları Đle Uluslararası Muhasebe Standartlarının Karşılaştırmalı Analizi... 36

3.2. 2‘Nolu Türkiye Muhasebe Standardı... 38

3.2.1. Standardın Đçeriği... 38

3.2.2. Stoklar Standardına Đlişkin Açıklamalar... 39

3.2.2.1. Stokların Değerlemesi... 39

3.2.2.2. Satın Alma Maliyetleri... 40

3.2.2.3. Dönüştürme Maliyetleri... 42

3.2.2.4. Birleşik ve Yan Ürünler Maliyeti... 44

3.2.2.5. Diğer Maliyetler... 46

3.2.2.6. Hizmet Maliyeti... 47

3.2.2.7. Stok Maliyet Sistemleri... 48

3.2.2.8. Stok Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri... 49

3.2.2.9 Net Gerçekleşebilir Değer... 50

3.2.2.10 Gidere Dönüştürme... 53

3.2.2.11 Stoklara Đlişkin Raporlanacak Bilgiler... 54

3.2.2.12. Standardın Yürürlülük Tarihi... 55

(7)

3.3. Sonuç ... 55

BÖLÜM 4 : ULUSLARARASI FĐNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI ÜZERĐNE BĐR UYGULAMA ... 58

SONUÇ VE ÖNERĐLER... 63

KAYNAKLAR... 67

EKLER………... 70

ÖZGEÇMĐŞ... 73

(8)

KISALTMALAR LĐSTESĐ

AB : Avrupa Birliği

BDDK : Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurulu EFRAG : Avrupa Finansal Raporlama Tavsiye Grubu FMSK : Finansal Muhasebe Standartları Kurulu GKGMS : Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartları GÜM : Genel Üretim Maliyetleri

IASB : Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu IASC : Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi IASCF : Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı IFAC : Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu

IFRIC : Standart Yorumlama Komitesi

IOSCO : Uluslararası Sermaye Piyasası Kurumları Teşkilatı KOBĐ : Küçük ve Orta Büyüklükteki Đsletmeler

NGD : Net Gerçekleşebilir Değer SAC : Standart Danışma Konseyi

SEC : Amerikan Menkul Kıymetleri ve Takas Komisyonu SPK : Sermaye Piyasası Kurulu

TMUDESK : Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu TTK : Türk Ticaret Kanunu

TÜRMOB : Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği

TÜSĐAD : Türkiye Sanayici ve Đş Adamları Derneği UFRS : Uluslararası Finansal Raporlama Standartları UMS : Uluslararası Muhasebe Standartları

UMSK : Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu UMSKo : Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi

(9)

TABLO LĐSTESĐ

Tablo 1 : KOBĐ Muhasebe Standartları Taslak Bölümleri………. 25

(10)

ŞEKĐL LĐSTESĐ

Şekil 1 : IASB’nin Yapısı... 10

Şekil 2 : Şirketlerin Sermaye Yapısı... 30

Şekil 3 : Şirketlerde Finansal Raporlamanın Yapıldığı Bölüm... 31

Şekil 4 : Harici Raporlamanın Yapıldığı Kurumlar... 32

Şekil 5 : Farklı Raporlamalar için Kullanılan Muhasebe Standartları... 33

Şekil 6 : Yabancı Para Raporlamasının Hangi Amaçla Yapıldığı... 34

(11)

SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti

Tezin Başlığı : Uluslararası Finansal Raporlama Standartları-2 Đle TMS-2 Stoklar Standardı’nın Karşılaştırılması

Tezin Yazarı : Aydın BAĞDAT Danışman : Prof.Dr. Hilmi KIRLIOĞLU

Kabul Tarihi : 28.04.2008 Sayfa Sayısı : VIII (ön kısım) + 73 (tez) + 3 (ekler) Anabilimdalı : Đşletme Bilimdalı : Muhasebe ve Finansman

Çeşitli ülkelerdeki muhasebe standartlarındaki farklılıklar finansal bilgilerin karşılaştırılmasını zorlaştırmakta, fon toplanması sürecinde engel oluşturmakta, uluslar arası şirket alım-satım ve birleşmelerinde zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır. Bütün bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması, farklı muhasebe standartlarının birbiriyle uyumlu hale getirilmesi, tüm ülkelerde aynı muhasebe standartlarının uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, Uluslar arası Finansal Raporlama Standartları (UFRS)’nın ülkemizde uygulanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Çok sayıda kullanıcı tarafından ekonomik kararlarda faydalı olacak şekilde bir işletmenin finansal durumu, performansı ve nakit akışları hakkında bilgi sağlamak amacıyla UFRS çalışmaları yapılmıştır. Finansal verileri kullananlar için UFRS, aynı muhasebe çerçevesini kullanabilecekleri için bir fırsat olacak ve finansal bilgileri uluslar arası olarak karşılaştırabilecekleri için yarar sağlanacaktır.

Bu çalışmada UFRS’nin tanıtımı, oluşumu, tarihi gelişimi, dünyada ve ülkemizdeki uygulaması üzerinde durulmuştur. Bu çalışmayla; UFRS’nin ülkemizde öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmak ve ülkemiz muhasebe mesleği ile mali tablo raporlama sisteminin dünyadaki gelişmelere yetişebilmesi için UFRS’ye uyumun gerekliliğini vurgulamak amaçlanmıştır. Konu, standartlardan biri olan Stoklar Standardı üzerine uygulamalı bir örnekle ve Türkiye Muhasebe Standartları ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartları üzerine birer uygulamayla desteklenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu.

(12)

Sakarya University Insitute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis Title of the Thesis: International Financial Reporting Standards-2 and TMS-2

Inventory Standard’s Comparing

Author: Aydın BAĞDAT Supervisor: Prof.Dr. Hilmi KIRLIOĞLU

Date: 28 Apr 2008 Nu. of Pages: VIII (pre text) + 73 (main body) + 3 (appendices) Department: Business Subfield: Accounting and Finance

Difference of accounting standarts in some countries making difficulties at comparing of financial information, creating barriers on collection period of fonds, marketing between international companies and also creating difficulties at combinations. All these causes show us that all countries need to use same accounting standarts or make different standarts suitable once. In this case our country needs to use International Financial Reporting Standarts (IFRS). By many users IFRS has been studied to get profit of economic solutions as managment's financial position, performance and about money circulations. IFRS would be chance for users of financial datas because of using same accounting borders and helps at comparing financial information as international.

This text represents creation, historical progress, practice of IFRS in the world and in our country. Purpose of this study is importance of IFRS for our country and to catch progress of the world’s accountancy occupation with financial report systems.

Subject supported with practice on Stocks’ Standard, Turkish Accountancy Standard and National Financial Reporting Standards.

Keywords : International Financial Reporting Standards, Turkish Accounting Standards, International Accounting Standards Board.

(13)

GĐRĐŞ

Çalışmanın Konusu :

Finansal tabloların muhasebe anlamında şeffaf, karşılaştırılabilir ve gerçek durumu yansıtır olabilmesi için finansal tablo kalemlerinin tüm dünyada aynı muhasebe ilkeleri dahilinde mali tablolara yansıtılması ve ölçülmesi gereklidir. Dolayısıyla, uygulanan muhasebe yaklaşımlarının ve finansal raporlama standartlarının uluslar arası normlarda genel kabul görmüş olması esastır. Hisse senetleri sermaye piyasalarında işlem gören işletmelerin ve çok uluslu şirketlerin, finansal durumlarını ve faaliyet sonuçlarını gerek yatırımcıya gerekse kamuya doğru, karşılaştırılabilir ve şeffaf olarak sunabilmelerinde en önemli ortak gereksinimlerinden biri Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’dır.

Uluslararası sermaye piyasalarında giderek yoğunlaşan entegrasyon dikkate alındığında, Türkiye’nin bu gelişmelerden azami payı alabilmesi için, raporlama standartlarının genel kabul görmüş uluslararası ilkelere uygun olması gerekir.

Ülkemizde bugün itibariyle geçerli mevcut yönetmelikler, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına uygunluk göstermemekte ve dolayısıyla finansal tablolar işletmelerin finansal pozisyonunu ve faaliyet neticelerini tam olarak yansıtmamaktadır.

Avrupa Birliği(AB) üyesi ülkelerdeki sermaye piyasalarında hisse senetleri işlem gören işletmeler mali tablolarını 01.01.2005 tarihinden itibaren Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurulu tarafından kabul edilmiş olan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları uyarınca hazırlayacaktır. Görülmektedir ki; Avrupa Birliği adayı Türkiye’nin Uluslararası Finansal Raporlama ve Muhasebe Standartlarına uyum sureci çok kapsamlı ve planlı bir çalışma gereksinimini doğurmakta, mevzuatın AB’deki gelişmelere paralel ve uyumlu olarak düzenlenmesi aciliyet taşımakta ve bu mevzuat düzenlemelerinin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.

Çalışmanın Kapsam ve Amacı :

Geçerli kıyaslamalar yapabilmek için kıyaslanabilir verilere ihtiyaç vardır. Her gün artan sayıda şirket global piyasalarda faaliyet göstermekte ve sermaye arayışına girmektedir. Kendini ulusal oyuncu olarak konumlandıran firmalar bile yabancı hissedar almaya başlamaktadırlar. Đnternet sayesinde, bu sınır ötesi yatırımcılar arasında

(14)

oldukça küçük hissedarlar da yer almaktadır. E-ticaret artık modern bir fikir değil, günlük bir gerçektir. Global bir raporlama çerçevesi oluşturulması yönündeki eğilimin temel faktörü internette finansal bilgilerin yaygın olarak bulunabilirliğidir. Đnternette bulunan temel finansal veriler farklı ülkelerdeki farklı şirketler arasında kıyaslanabilir olana kadar, sınır ötesi yatırım kararları için bunların esas alınması ve bunlar baz alınarak sonuçlar çıkarılması doğru olmayabilir. Global bilgi çağında, yatırım ve yönetim kararlarının dayanacağı mali bilgilere ulaşabilmek çok kolaylaşmıştır. Ancak farklı ülkelerin farklı düzenlemeleri dünyada borsaya kayıtlı firmaların gerçekten kıyaslanabilir mali bilgileri ortaya koymalarını engellemektedir.

Dünyada küreselleşme, internet, elektronik ticaret ve bilgi yönetimi gibi yaşanan önemli gelişmeler sonucunda, ülke ekonomileri arasındaki sınırlar kalkmış, ekonomiler birbirine bağımlı hale gelmiş, işletmelerin uluslararası faaliyetlerinde artış olmuş ve işletmeler uluslararası sermaye piyasalarına menkul kıymet ihraç etmeye başlamışlardır. Özellikle 1990’lı yıllarda uluslararası menkul kıymet işlemleri önemli ölçüde artmış ve şirketler menkul kıymetlerini aynı anda birden çok ülkede ihraç etmeye başlamışlardır. Diğer taraftan, 100’den fazla ülkenin sermaye piyasaları düzenleyici kuruluşları tarafından oluşturulan ve uluslararası fon akımlarının artmasına paralel olarak son yıllarda uluslararası alanda önemli bir güç olarak ortaya çıkan Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü(IOSCO) Teknik Komitesi’nin 1989 yılında “Uluslararası Halka Arzlar” üzerine hazırladığı raporda; ülkeler arasındaki farklı mali raporlama yükümlülüklerinin sınır ötesi menkul kıymet ihraçlarında en çok problem yaratan konulardan biri olduğu belirtilmiştir (Üstündağ, 2000). Konu ile ilgili bazı örnekler aşağıda verilmiştir:

Bilindiği üzere, hem Đstanbul Menkul Kıymetler Borsası hem de New York Borsası’na hisse senetleri kote edilmiş olan Turkcell 2000 yılının ilk 9 ayında iki farklı faaliyet sonucu açıklamıştır. Türkiye’de ilk 9 ayda 23.7 trilyon TL zarar açıklayan Turkcell New York Borsası’nda 157.8 trilyon TL kar açıklamıştır (Milliyet Gazetesi, 2000). Bu iki faaliyet sonucu Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartları(US GAAP) ile Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu(SPK) muhasebe standartlarının farklılığından kaynaklanmaktadır. Diğer bir örnek ise 1993 yılında New York Borsası’nda hisse senetlerini kote ettiren ilk Alman şirketi olan Daimler-Benz ile ilgilidir. Daimler-Benz

(15)

hisse senetlerini New York Borsası’na kote ettirmek için düzenlediği mali tablolarında 1993 yılında Alman Muhasebe Standartları’na göre 615 milyon Deutsch Mark (DM) net dönem karı açıklamışken, Amerika Birleşik Devletleri Muhasebe Standartları’na göre 1,839 milyon DM zarar açıklamıştır (Đbiş ve Özkan, 2006, s.26). Bu iki değişik faaliyet sonucu Almanya ve Amerikan muhasebe standartları arasındaki farklılıkları göstermektedir.

Bu sadece bir muhasebe ve finansal raporlama sorunu değildir. Şirketler ve yatırımcılar için gerçek bir problemdir. Şu anda neredeyse dünyadaki her ülke, kendi ülkesinde kurulu şirketlerin mali konulardaki bilgilerini, o ülkeye has bir takım kurallar ve ulusal olarak kabul edilmiş muhasebe prensipleri çerçevesinde bildirmesini talep etmektedir.

Dolayısıyla analistler ve yatırımcılar herhangi bir ülkedeki bir şirketin performansını başka bir ülkedeki rakibi ile karşılaştıramamaktadır. Yatırımcılar, rakamları yanlış yorumladıkları takdirde hatalı bir karar verme riskiyle, rakamları kendi sistemlerine çevirmek için uzun bir süre gerektiğinde ise bir yatırım imkanını kaçırma riski ile karşı karşıyadır.

Çalışmanın Önemi :

Đş hayatı değişiklik yapmış olmak adına değişimi istemez. Ancak Dünya ve Avrupa çapında global standartlar kullanılması konusunda ulaşılan görüş birliğinin arkasında çok haklı nedenler bulunmaktadır. Bu, birçok taraf için hayatı çok kolaylaştıracaktır.

Uluslararası sermaye piyasalarında fon rekabeti çok daha etkin olarak sürdürülebilecektir. Ulusal ve uluslararası kullanım için farklı bilgiler hazırlamanın maliyetini büyük ölçüde azaltacaktır. Şirketler ve yatırımcılar için ortak bir oyun sahası açılmış olacaktır. Đşte tüm bunlar herhangi bir ülke yada sermaye piyasasının tekelinde olmayan ve evrensel özellikler taşıyan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’nın uygulanması ile mümkün olabilir. Dünya ekonomisi ile ülkemiz ekonomisi arasında uyumu sağlayacak ve finansal tablolar arasında bir köprü vazifesi görecek olan UFRS’nin öneminin anlaşılmasını sağlamak ve bu konuda muhasebe meslek mensuplarının dikkatini çekmek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.

(16)

Çalışmanın Yöntemi :

Çalışmada öncelikle kaynak taraması yoluyla elde edilen bilgiler genel bilgi olarak sunulmuş ve konuya giriş yapılmıştır. Daha sonra 2003 yılında yapılan ve TÜSĐAD’a kayıtlı bütün firmaları kapsayan bir anket çalışması örnek olarak verilmiştir. En son olarak da Uluslararası Finansal Raporlama Standartları üzerine bir uygulama, örnek olarak verilmiş ve mali tablolara UFRS’nin uygulanması halinde raporlamanın nasıl bir değişiklik göstereceği gözlenmiştir.

Çalışmanın Hipotezi :

UFRS’ye geçiş basit bir işlem değildir. Yoğun çalışma gerektiren bir süreci kapsar.

UFRS uygulamasına geçiş etkin bir şekilde yönetilmesi gereken büyük bir projedir.

Mali kaynak ve insan kaynağı gerektirir. Genel olarak ulusal standartlar ile UFRS arasında önemli farklılıklar bulunmakta ve bu geçiş dikkat ve konunun uzmanı kişilerin desteğini gerektirmektedir. Bu değişim sürecini yaşayan şirketlerin en önem verdiği konunun iç yönetim raporlama sistemlerini, dış raporlama ile uyumlulaştırma çabaları olduğunu belirtmek gerekir. Henüz bu değişimi yapmamış olan şirketler, yeni raporlama sisteminin, analistlerin kendileri ile ilgili görüşlerini değiştireceğinden endişe etmektedirler.

Türkiye Avrupa Birliği’nin resmi bir adayıdır. Birçok Türk şirketinin sınır ötesi yatırımları bulunmaktadır. Gene önemli sayıda Türk şirketinin yabancı yatırımlar yada kredi kurumları ile yoğun ilişkileri mevcuttur. Bu bağlamda Türkiye’de geçerli finansal raporlama standartları yabancılar tarafından da anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir olmalıdır. Bu ayrıca yerli yatırımcı açısından da gerçek tabloyu gösteren bilgi sağlanması yönünden son derece önemlidir. Bu nedenlerle, UFRS’ye geçişin ülkemiz finansal tabloları ve muhasebe sistemi açısından gerekliliği ön plana çıkmaktadır.

(17)

1.BÖLÜM : ULUSLARARASI FĐNANSAL RAPORLAMA

STANDARTLARI (UFRS)

1.1. Genel Bilgi

Son on yılda dünya ekonomisinin büyümesinde, küreselleşmesinin itici güç olduğu gerçeği açıkça ortaya çıkmıştır. Đş dünyasının temel fonksiyonlarından biri olan muhasebe mesleği, 70’li yıllardan itibaren diğer meslek grupları küreselleşme dalgasından etkilenmeden önce, muhasebe standartlarının küreselleşmesini başlatmıştır.

Đletişim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte, dünyanın herhangi bir noktasında iş yapmak oldukça kolaylaşmış; yani toplumlar git gide sınırsız bir dünyanın parçası haline gelmeye başlamıştır.

Muhasebe mesleği de muhasebe standartlarını tüm dünyada, benzer bir çerçeve uygulanmasına doğru yöneltmektedir. Dünya şirketleri mali durumları ve kârlılıkları açısından karşılaştırılabilir olma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır. Bu sebeple, tüm firmaların finansal raporlarının aynı muhasebe standartlarına uygun olarak hazırlanmasına gereksinim duyulmuştur (Aysan, 2007: 52).

UFRS olarak bilinen Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (International Financial Reporting Standards- IFRS), dünya genelinde muhasebe standartlarını birbirine yakınlaştırarak, hazırlanan mali tabloların karşılaştırılmasına imkan vermeyi amaçlayan standartlardır. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları uyarınca mali tabloların, işletmelerin mali durumunu, performansını ve nakit akımını dürüst olarak yansıtacak şekilde hazırlanması gerekmektedir. Gerçeği dürüst bir biçimde yansıtmak, gerekli dipnotlara da yer verilerek bu standartlara uygun muhasebe politikalarının uygulanmasını ve bilginin uygun, güvenilir, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir olarak sunumunu gerektirmektedir. Muhasebe skandallarına ilişkin özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşanan krizler sonrası, Amerikan Muhasebe Standartları ile UFRS’nin uyumlaştırma çabaları hızlanmış ve uluslararası doğru ve karşılaştırılabilir şeffaf bilgi ihtiyacının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. 1973-2000 yılları arasında Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi (IASC) tarafından çıkarılan ve kimileri şu an yürürlükten kaldırılmış olan standartlar Uluslararası Muhasebe Standardı (UMS), 2000 yılında bu kuruluşun devamı niteliğinde kurulan Uluslararası Muhasebe Standartları

(18)

Kurulu (IASB) tarafından çıkarılan standartlar ise Uluslararası Finansal Raporlama Standardı (UFRS) olarak adlandırılmakta olup, toplam 38 standart yürürlükte bulunmaktadır (www.tsrsb.org.tr, 27.11.2007).

Standartlar ilke bazlı olup, finansal tablo hazırlayıcılarına kayda alınma, ölçüm, sunum ve dipnotlara ilişkin rehberlik etmektedir. Standartların çoğu tüm sektörlerde uygulanacak şekilde hazırlansa da, sektörlere özel olarak hazırlanan standartlar da mevcuttur. Örneğin, UFRS 4 sigorta sektörü, UFRS 6 madencilik sektörü, UMS 11 inşaat taahhütleri, UMS 30 banka sektörü, UMS 41 tarım sektörü için yayınlanmıştır.

UMS 2 stoklarla ve UMS 20 ise devlet bağışlarıyla ilgilidir. Bu standartlar dışındaki tüm standartlar ise sigorta sektörünü de ilgilendiren standartlardır.

1.2. Türkiye’de Uluslararası Finansal Raporlama Standartları

Türkiye’nin 3 Ekim 2005’te Avrupa Birliği’ne tam üyelik için müzakerelere başlaması kararının alınması ile birlikte, Türkiye en kısa süre içerisinde uluslararası standartları kabul etme ihtiyacı içerisindedir (Aysan, 2007: 52). Hepimiz Türkiye’nin 2010 yılından sonra kısa bir süre içinde AB’ye tam üye olabilme koşullarına haiz olmasını ümit etmekteyiz. Bu bağlamda Türkiye, AB standartları ile hukuki, siyasi, sosyal ve ekonomik uyumu sağlamak adına gerçekleştirdiği reformları toplumun her kesiminde uygulamaya başlamıştır.

Uluslararası gelişmelere paralel olarak, doğru ve karşılaştırılabilir finansal tablolar hazırlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Finansal piyasaların küreselleşmesi, çok uluslu şirketlerin ortaya çıkması ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarının küresel piyasalardaki etkinliği ve rekabeti bu uluslararası gelişmelerin başlıcalarıdır. Ayrıca, uluslararası alanda, muhasebe kayıtlarında tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin olarak ortaya çıkan skandallar da bu ihtiyacı artırmıştır. Bununla birlikte, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına uyum esası gerektiğinden ve Avrupa Birliği’nde, hisse senetleri borsalar ve diğer teşkilatlanmış piyasalarda işlem gören tüm işletmelerin konsolide finansal tablolarının 01.01.2005 tarihinden itibaren UFRS ile uyumlu olarak hazırlanmasının zorunlu olması da bu standartların Türkiye’de de kabul edilmesi için zorlayıcı faktörler olmuştur (www.tsrsb.org.tr, 27.11.2007).

(19)

Tüm bu gelişmeler sonucunda, Türkiye’de de, finansal tabloların hazırlanmasına ilişkin uygulama birliği sağlamak, Türk şirketlerinin dünya piyasalarında kendilerini kabul ettirebilmelerini desteklemek, AB’ye uyum sürecinde Türk şirketlerinin Avrupalı şirketler karşısındaki rekabet seviyelerini artırabilmek, Türk şirketlerinin finansal tablolarına uluslararası pazarlarda geçerlilik kazandırabilmek, Türk şirketlerinin finansman kaynaklarına daha kolay erişmelerini sağlamak ve yabancı şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarının artırılmasını teşvik etmek için Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının kullanılması esası benimsenmiştir.

Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına geçiş sürecinde şirketler, muhasebe standartlarının raporlamasında kullandıkları sistemlerin değişmesi nedeniyle büyük sorunlar yaşamaktadır. Buradaki en temel sorun, ilgili personelin konu hakkında bilgisinin olmamasıdır. Bu nedenle, muhasebe ve finans departmanlarında uzmanlık sahibi personel istihdam edilmesi ve bunların eğitilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bununla birlikte, bu eğitimlerin, yeni standartların, şirketlerin tüm operasyonlarında ve atacağı adımların belirlenmesinde önemli rol oynayacağı için, karar alma mercileri başta olmak üzere, şirketlerin bütününe yönelik olarak ve ayrıca mali tablo kullanıcılarına da verilmesi gerekmektedir.

1.3. Muhasebe Standartlarını Düzenleyici Kurumlar

1.3.1. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standards Board - IASB) :

Başlangıçta, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (International Federation of Accountants – IFAC) bir kolu gibi çalışan Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi (IASC), 24 Mayıs 2000’de IFAC’in de katılımıyla Edinburg’da yapılan Genel Kurul toplantısında bağımsız bir kuruluş haline gelmiştir. Edinburg’da kabul edilen kuruluş sözleşmesine göre, yeni yapının standart belirleme organı olarak, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) oluşturulmuştur. Bu yeni yapılanma sonucu, tüm yayın ve yazışmaların IASB adına yapılmasına karar verilmiş ve böylece 2001’den itibaren IASB, IASC’nin yerini alarak standartları ve taslakları geliştirmek, yayınlamak ve Standart Yorumlama Komitesinin (IFRIC) yorumlarını onaylamak görevlerinden sorumlu olmuştur (Oksay, 2005: 25).

(20)

IASC’nin tüm sorumluluklarını üstlenerek, uluslararası muhasebe standartlarını oluşturmak amacıyla, 1 Nisan 2001 tarihinde, Londra’da kurulan Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB), bağımsız ve özerk muhasebe standartları hazırlama ve yayınlama konusunda genel kabul görmüş tek otoritedir.

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu(IASB)’nun amacı, uluslararası alanda kabul görmüş sözü edilen standartları üretmektir. IASB, bazı Uluslararası Muhasebe Standartlarında değişiklikler ve düzenlemeler yapmakta, bazı Uluslararası Muhasebe Standartlarını, UFRS olarak adlandırılan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile değiştirmekte ve yeni standartlar hazırlamaktadır. IASB, finansal tablolarda şeffaf ve karşılaştırılabilir bilgiyi sağlayan, tek ve yüksek kalitede, anlaşılabilir ve uygulanabilir, küresel muhasebe standartları geliştirmeyi amaçlamaktadır. Kurul ayrıca, ulusal muhasebe standardı belirleyicileri ile birlikte çalışarak, dünya genelinde muhasebe standartlarını birbirine yakınlaştırmayı da amaçlamaktadır. IASB, finansal raporlama standartlarını, dünyada etkin olarak uygulanabilecek nitelikte, basit ve anlaşılabilir olarak hazırlamaktadır. Ayrıca, IASB’nin en önemli görevlerinden biri de, ortaya çıkan uygulama sorunları karşısında, güncelleme ihtiyacı gerektiğinde, standartlarda gerekli görülen değişiklikleri yapmaktadır(Oksay, 2005: 26).

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun (IASB) görevleri şunlardır (Seviğ, 2006b: 7):

• Kaliteli, şeffaf ve anlaşılır uluslararası muhasebe standartları geliştirmek,

• Ulusal muhasebe standartlarını ve uluslararası muhasebe standartlarını birbirine yaklaştırmak,

• Taslakları (Exposure Draft) çıkartmak ve geliştirmek,

• Standart Yorumlama Komitesi (IFRIC) tarafından oluşturulan yorumları onaylamak,

• Oluşturulmakta olan bir standartla ilgili ulusal standartları ve uygulamaları gözden geçirmek,

• Büyük projelerde görüş almak üzere uzmanlardan oluşan komiteler kurmak,

(21)

• Büyük projelere, önceliği olan işlere ve gündeme ilişkin olarak Standart Danışma Konseyi’ne (SAC) danışmak,

• Her bir proje için şart olmamakla beraber, standartlar oluşturulmadan önce, standardın her çevrede uygulanabilir ve işleyebilir olduğundan emin olmak için hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan pazarlarda saha analizi (field test) yapmak.

IASB’nin, Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı (IASCF) tarafından atanan ve her biri bir oy hakkına sahip olan 2 tanesi yarı zamanlı 12 tanesi de tam zamanlı olmak üzere, farklı coğrafi bölgelerden gelen 14 üyesi bulunmakta olup, kararlar en az 9 üyenin olumlu oyuyla alınmaktadır. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun (IASB) çalışmalarını, çok sayıda uluslararası kuruluş desteklemektedir.

Özellikle 1990 yılından bu yana uluslararası muhasebe standartlarının gelişimi ile ilgili çalışmalarda rol alan ve halen IASB’nin de çalışmalarında aktif rol alan kuruluşlar şunlardır(Oksay, 2005: 26):

• Avrupa Finansal Raporlama Tavsiye Grubu (European Financial Reporting Advisory Group- EFRAG)

• Uluslararası Sermaye Piyasası Kurumları Teşkilatı (International Organization of Securities Commissions – IOSCO)

• Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (International Federation of Accountants - IFAC)

• Uluslararası Muhasebe Mesleğini Geliştirme Forumu (International Forum for Accountancy Development - IFAD)

• ABD Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (US Financial Accounting Standards Board-FASB)

• ABD Halka Açık Şirketler Muhasebe Denetim Kurulu (US Public Company Accounting Oversight Board - PCAOB)

• ABD Sermaye Piyasası Kurumu (US Securities and Exchange Commission - SEC) IASB’nin yapısını aşağıdaki şema daha açık ortaya koyacaktır.

(22)

Şekil 1 : IASB’nin Yapısı :

Kaynak: Deloitte-Türkiye, (2006: 8).

IASB'de bir standardın kabul ediliş süreci şu şekildedir (Oksay, 2005: 28):

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) bir standardı gündemine almak için öncelikle Standart Danışma Konseyi’ne (SAC) danışır. Projeler, IASB’nin amaçlarına, planlarına ve stratejisine uygunluğuna, muhasebe standartlarının birbirleriyle yakınlaştırılmasını sağlamasına ve ele alınacak konuyla ilgili birbiriyle çakışan çok fazla standart bulunmasına veya hiç standart bulunmamasına göre önceliklendirilir.

Projenin IASB’nin gündemine alınması kararlaştırıldıktan sonra, IASB projeyle ilgili görüş almak üzere bir danışma grubu kurabilir. IASB büyük projelerde, kilit konuları ele alan, kapsamlı bir özet ve Kurulun görüşlerini içeren ve içinde kamuoyunun cevaplaması için sorular bulunan bir tartışma belgesi (discussion paper) hazırlayıp yayınlayabilir. Belgeye ilişkin görüş verme süresi genellikle 90 gündür.

(23)

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) personelinin araştırmaları ve tavsiyeleri, Standart Danışma Konseyi’nin (SAC) görüşleri, kamuoyunun ve ulusal standart koyucuların görüşleri incelendikten sonra, taslak metin (exposure draft) yayınlanır. Taslak, onay sürecinde ters düşülen fikirleri de içerir. Taslağa ilişkin görüş verme süresi genellikle 90 gündür. IASB bu süreyi kısaltabilir veya uzatabilir. IASB, Ana Tüzüğünde yer almamakla birlikte, önerilen standartları tartışmak üzere kamuya açık oturumlar da düzenleyebilir. Ayrıca, IASB, önerilen standartların etkinliğini ve uygulamada nasıl sonuçlar vereceğini daha iyi görmek üzere, taslak standardı gerçek bir olayda kullanarak test edebilir (field test). Son olarak, IASB, taslakla ilgili görüşleri topladıktan sonra tartışılan konularla ilgili ortak bir sonuca varıldığına kanaat getirdiğinde standardı onaylar. Onay için 14 üyeden en az 9 tanesinin oyu gerekmektedir. Yayınlanan standart IASB’nin standartla ilgili kendisine gelen görüşleri nasıl değerlendirdiği ve standardın onay sürecinde hangi karşıt görüşlerin yer aldığı gibi konuları da içermek zorundadır (basis for conclusion).

Onaylanan standartlar 6 ile 18 aylık bir geçiş süresi verildikten sonra yürürlüğe girer.

Uygulayıcılar, standartta öngörülen şekilde, ya standardı geriye dönük olarak uygulamak ve geçmiş tabloları buna göre düzeltmek ya da standardın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulamaya geçmek zorundadırlar.

1.3.2. Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı (International Accounting Standards Committee Foundation - IASCF) :

Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı (IASCF), 8 Mart 2001 tarihinde, kar amacı gütmeyen bir vakıf olarak kurulmuştur. Vakfın temel görevleri, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun, stratejilerini ve bütçesini belirlemek ve çalışmalarını denetlemektir. Vakfın, 6 Kuzey Amerika, 6 Avrupa, 6 Asya Okyanusya bölgeleri ve 4 tanesi de coğrafi dengeyi dikkate alarak diğer bölgelerden gelen toplam 22 üyesi bulunmaktadır. Üyeler, finansal tablo hazırlayıcıları, finansal tablo kullanıcıları, denetçiler ve akademisyenlerden oluşmaktadır. Dörtte üç çoğunluğu gerektiren tüzük değişikliği oylamaları hariç, kararlar basit çoğunlukla alınmaktadır (Oksay, 2005: 30).

Tüm yapının organlarını ve temel görevlerini belirleyen IASCF Ana Tüzüğüne göre, Vakfın görevleri şunlardır(Oksay, 2005: 30):

(24)

• Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun (IASB) stratejisini yıllık olarak gözden geçirmek,

• Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB), Standart Yorumlama Komitesi (IFRIC) ve Standart Danışma Konseyi (SAC) üyelerini tayin etmek,

• Tüzük değişikliklerini onaylamak,

• IASB, IFRIC ve SAC’nin çalışma prosedürlerini belirlemek,

• Yılda bir kere IASB’nin etkinliliğini ve stratejisini gözden geçirmek,

• Yılda bir kere IASB’nin bütçesini gözden geçirmek ve finansman yolları bulmak,

• Muhasebe standartlarına ilişkin stratejik sorunlarla ilgilenmek,

• IASB’nin faaliyetlerini desteklemek,

• Uluslararası muhasebe standartlarının uygulanmasını teşvik etmek.

1.3.3. Standart Danışma Konseyi (Standard Advisory Council - SAC) :

Standart Danışma Konseyi (SAC) yüksek kaliteli standartlar oluşturabilmek amacıyla, IASB’nin çalışmalarından etkilenecek olan kişi ve kuruluşların görüşlerinin alındığı bir tartışma platformudur. SAC’ın üyeleri, her üç yılda bir, IASCF tarafından atanır.

SAC’ın temel görevi, IASB’nin gündemi, çalışma programı ve öncelikleri hakkında görüş oluşturmaktır. Bununla birlikte, oluşturulması planlanan standartlara ilişkin olarak, ilgili kişi ve kuruluşların bakış açılarını IASB’e bildirir. Standartların uygulanma aşamasında ise, IFRIC tarafından oluşturulacak yorumlar hakkında, inceleme yapar ve görüş oluşturur (Đbiş ve Özkan, 2006: 29).

1.3.4. Standart Yorumlama Komitesi (International Financial Reporting Interpretations Committee - IFRIC) :

Eski yapıda Daimi Yorumlamalar Komitesi (Standing Interpretations Committee - SIC) olarak adlandırılan Standart Yorumlama Komitesi (IFRIC), IASB tarafından oluşturulan standartlarla ilgili uygulamaya yönelik yorumlar yayınlayarak, bu standartların uygulanmasında rehber görevi görmektedir. IFRIC, yorumlamaları yaparken, benzer ulusal kurullarla da işbirliği içinde çalışır.

(25)

IFRIC’nin başlıca görevleri, IASB tarafından oluşturulan standartların doğru şekilde uygulanması için, önce yorum taslaklarını kamuoyunun görüşüne sunmak, ardından da nihai yorumları IASB’nin onayına sunmaktır. Yetersiz kalan veya birbirleriyle çakışan yorumlar olması durumunda ise, bunların düzeltilmesini sağlamak da, görevleri arasında yer almaktadır.

IFRIC’in toplam 12 üyesi bulunmaktadır ve bu üyeler, Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı (IASCF) tarafından üç yıllığına atanır. IFRIC Gündem Komitesi (IFRIC Agenda Committee), IASCF’ye, gündeme alacağı konularla ilgili tavsiyelerde bulunur. IFRIC, gündeme alınmasını istemediği konularla ilgili olarak da, görüşlerini açıklar. Gündeme almayı kararlaştırdığı konulara ilişkin ise ulusal muhasebe standartları kurulları başta olmak üzere ilgili tüm çevreleri dikkate alarak, kamuoyunun görüşlerine sunmak üzere bir taslak yorum hazırlar. Taslağa ilişkin görüş verme süresi genellikle 60 gündür. IASB bazı durumlarda bu süreyi 30 günden az olmamak kaydıyla kısaltabilir. Kamuoyunun görüşleri alındıktan sonra taslağa son şekli verilir. Taslağın hazırlanması için, en az 9 üyenin olumlu oy vermesi gereklidir.

Yorumun son halinin de IASB tarafından en az 9 oyla onaylanması şarttır (Oksay, 2005: 31).

1.3.5. Çalışma Grupları :

IASB, önemli projelere ilişkin teknik konularda çalışmalar yapmak ve görüş toplamak üzere çalışma grupları oluşturabilir. Bu çerçevede, IASB’nin çalışma grubu oluşturduğu konu başlıkları şunlardır: Küçük ve Orta Ölçekli Đşletmeler Đçin Muhasebe Standartları, Finansal Araçlar, Sigortacılık, Performans Raporlaması (IASB-FASB Ortak Çalışma Grubu) (Oksay, 2005: 31).

1.4. UFRS’nin Dünyada Kullanımı 1.4.1. UFRS’nin Avrupa’da Kullanımı :

Temmuz 2000 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından uyarlanan Finansal Raporlama Stratejisi’ni uygulamak amacıyla Avrupa Birliği 2002 tarihinde, AB üyesi olan düzenlenmiş bir piyasada işlem gören tüm şirketlerin (toplamda yaklaşık 8,000 şirket) 2005 yılı konsolide mali tablolarında UFRS standartlarına tabi olmalarını gerektiren bir Muhasebe düzenlemesini onaylamıştır. Üye devletler, bazı şirketleri UFRS

(26)

gerekliliğinden sadece 2007 yılına kadar geçici olarak şu iki sınırlı durumda muaf tutabilirler: (a) hem AB’de hem de AB dışındaki bir borsada işlem gören şirketlerden şu anda Amerika’da Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartlarını esas muhasebe standartları olarak kullanan şirketler ve (b) sadece halka açık borçlanma senetleri olan şirketler. AB üyesi olmayan fakat AB’de borsada işlem gören şirketler ise kendi ulusal genel kabul görmüş muhasebe standartlarını 2007 yılına kadar kullanmaya devam edebilirler. UFRS gerekliliği sadece 25 AB ülkesinde değil ayrıca Avrupa Ekonomik Alanı’ndaki (EEA) 3 ülkede de uygulanmaktadır. AB veya EEA üyesi olmayan, Đsviçre’de bulunan büyük şirketlerin büyük bir kısmı şimdiden UFRS standartlarını

kullanmaktadır (Deloitte-Türkiye, 2006: 15).

AB’nin Muhasebe Kuralları kapsamında UFRS Avrupa’daki her bir işletme tarafından kabul edilecektir. Kabul süreci aşağıda belirtilen aşamaları kapsamaktadır (Deloitte- Türkiye, 2006: 16):

• AB, UFRS standartlarını tüm Avrupa dillerine çevirir;

• Özel sektör Avrupa Finansal Raporlama Danışman Grubu görüşlerini AB’ye bildirir;

• AB’nin Muhasebe Düzenleyici Komitesi bir kabul önerisinde bulunur; ve

• 25 Avrupa Komisyonu üyesi kabul için resmi bir oylama yapar.

Şubat 2006 sonuna kadar Avrupa Birliği, tüm UMS standartlarını, UFRS 1’den 7’ye kadar olan standartları ve UFRYK yorumlarını oylayarak kabul etmiştir. Bu oylamaya UFRYK 7, 8 ve 9’daki yorumlar ile UMS 39 Finansal Araçlar: “Muhasebeleştirme ve Ölçme Standardı”ndan çıkartılan (iptal edilen) bölüm dahil edilmemiştir. UMS 39’dan çıkarılan bölüm portföy bazındaki mevduatların, faiz oranı finansal riskinden korunma işleminin de gerçeğe uygun değer finansal riskten korunma muhasebesinin uygulanmasının kullanımına izin vermektedir.

1.4.2. UFRS’nin Birleşik Devletler’de Kullanımı :

Hisseleri Amerikan Menkul Kıymetleri ve Takas Komisyonuna (SEC) kayıtlı yaklaşık 13,000 şirketin 1,200 tanesi Amerikan şirketi değildir. Bu şirketlerin, mali tablolarının Amerika için genel kabul görmüş muhasebe standartları yerine UFRS veya genel kabul görmüş yerel muhasebe standartlarını kullanarak sunması durumunda, kazançlarının ve

(27)

net varlıklarının Amerika için genel kabul görmüş muhasebe standartlarına göre düzenlenmiş rakamları ile mutabakatı gerekmektedir. 2005 yılından önce, SEC’te, UFRS’ye göre raporlama yapan yaklaşık olarak 50’ye yakın işletme vardı. Amerika borsasında islem gören diğer 350 Avrupa şirketi ise 2005 yılı SEC raporlamalarını UFRS ile değiştirmiştir. SEC, 2005 ve 2006 yılına ait UFRS’ye göre yapılan raporlamaların incelemesine dayanarak, 2005 yılında UFRS’ye göre raporlama yapan yabancı işletmelere ilişkin mutabakat gerekliliğini ortadan kaldıran bir yol haritasını 2009 yılına kadar, hatta daha öncesinde yayımlamak niyetinde olduğunu açıklamıştır (Deloitte-Türkiye, 2006: 17).

Ekim 2002 tarihinde, IASB ve Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu, Amerikan ve Uluslararası muhasebe standartlarının mümkün olduğunca birbirine yakınlaşması için ortak bir program başlatmışlardır. Bu programda yer alan faaliyetler aşağıda belirtilmiştir:

• Yılda iki kere ortaklaşa yapılan toplantılar,

• Ortak gündem,

• Bütün büyük projeler için yapılan ortak personel alımı,

• Kısa vadeli yakınlaşma projeleri,

• Yakınlaşma listesindeki her bir farkın eleme planı ile mümkün olduğunca ortadan kaldırılması,

• Yorumlayıcı kuruluşlar olan “Ortaya Çıkan Sorunlara Đlişkin Çalışma Komitesi (EITF)” ile UFRYK’nin faaliyetlerinin koordinasyonu.

1.4.3. UFRS’nin Asya-Pasifik Ülkelerinde Kullanımı :

Asya-Pasifik ülkeleri, yerel şirketler için genel kabul görmüş muhasebe standartlarının UFRS ile yakınlaşmasına ilişkin çeşitli yaklaşımları benimsemişlerdir (Deloitte- Türkiye, 2006: 18).

• Genel Kabul Görmüş Ulusal Muhasebe Standartları Yerine UFRS Kullanımının Zorunlu Olduğu Ülkeler: Sadece Banglades borsada işlem gören yerel şirketler için UFRS’nin kullanımını öngörmüştür.

• Tüm Ulusal Standartların Gerçekte Kelimesi Kelimesine UFRS Olduğu Ülkeler:

Avustralya, Hong Kong, Yeni Zelanda ve Filipinler bu yaklaşımı benimsemişlerdir.

(28)

Yürürlülük tarihi ve geçişler UFRS’den farklılık gösterebilir. Avustralya ve Yeni Zelanda bazı muhasebe politikalarını eleyerek, birkaç açıklama ve yol gösterici bilgi eklemişlerdir.

• Ulusal Standartların Büyük Bir Kısmının Kelimesi Kelimesine UFRS Olduğu Ülkeler: Singapur, UMS 16, 17, 39 ve 40. standartlarda birkaç değişiklik yaparak bunun dışında çoğu UFRS’yi kelimesi kelimesine uyarlamıştır.

• Bazı Ulusal Standartların UFRS’ye Kelimesi Kelimesine Yakın Olduğu Ülkeler:

Hindistan, Malezya, Pakistan, Sri Lanka, ve Tayland’da uygulanan standartlar seçilmiş UFRS standartlarına çok yakın bir şekilde uyarlamış, ancak diğer ulusal standartlarda ise önemli farklılıklar olmuştur. Yeni veya değiştirilmiş UFRS’nin uyarlanmasında zaman farkları vardır.

• Genel Kabul Görmüş Ulusal Muhasebe Standartlarının Geliştirilmesinde UFRS’den Yararlanan Ülkeler: Bu yaklaşım Çin, Endonezya, Japonya, Kore, Tayvan, ve Vietnam’da çeşitli derecelerde uygulanmaktadır, fakat çok büyük farklılıklar mevcuttur. Şubat 2006’da Çin yeni bir temel standartla birlikte 38 adet Çin Muhasebe Standardını birkaç istisna dışında, UFRS ile uyumlu olarak uygulamaya başlamıştır.

• Borsada Đşlem Gören Bazı Yerel Şirketlerin UFRS Standartlarını Kullanabildiği Ülkeler: Bu yaklaşım Çin, Hong Kong, Laos ve Myanmar Birliği için geçerlidir.

(29)

2. BÖLÜM : TÜRKĐYE FĐNANSAL RAPORLAMA

STANDARTLARI (TFRS)

2.1. Genel Bilgi

Ülkemizde uluslararası gelişmelere paralel olarak, doğru ve karşılaştırılabilir finansal tablolar hazırlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Finansal piyasaların küreselleşmesi, çok uluslu şirketlerin ortaya çıkması ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarının küresel piyasalardaki etkinliği ve rekabeti bu uluslararası gelişmelerin başlıcalarıdır. Ayrıca, uluslararası alanda, muhasebe kayıtlarında tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin olarak ortaya çıkan skandallar da bu ihtiyacı artırmıştır. Bununla birlikte, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uyum esası gerektiğinden ve Avrupa Birliği’nde, hisse senetleri borsalar ve diğer teşkilatlanmış piyasalarda işlem gören tüm işletmelerin konsolide finansal tablolarının 01.01.2005 tarihinden itibaren UFRS ile uyumlu olarak hazırlanmasının zorunlu olması da bu standartların Türkiye’de de kabul edilmesi için zorlayıcı faktörler olmuştur. Şu anda ülkemizde yürürlükte olan ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından UFRS’ye uyumlu olarak çıkartılan 33 adet TMS(Ek-1) ve 8 adet TFRS(Ek-2) bulunmaktadr.

Tüm bu gelişmeler sonucunda, Türkiye’de de finansal tabloların hazırlanmasına ilişkin uygulama birliği sağlamak, Türk şirketlerinin dünya piyasalarında kendilerini kabul ettirebilmelerini desteklemek, AB’ye uyum sürecinde Türk şirketlerinin Avrupalı şirketler karşısındaki rekabet seviyelerini artırabilmek, Türk şirketlerinin finansal tablolarına uluslararası pazarlarda geçerlilik kazandırabilmek, Türk şirketlerinin finansman kaynaklarına daha kolay erişmelerini sağlamak ve yabancı şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarının artırılmasını teşvik etmek için, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının kullanılması esası benimsenmiştir. Bu nedenle Türkiye Muhasebe Standartları daha fazla önemli hale gelmiş ve uluslar arası muhasebe standartlarına uyumlu olması ihtiyacı ön plana çıkmıştır.

UFRS standartları borsaya kayıtlı şirketler için uygulanmaktadır. 2005 yılından itibaren de BDDK, bankaların TMS standartları çerçevesinde rapor üretmesini zorunlu hale getirmiştir (Üstünel, 2005: 18). Türk Ticaret Kanunu taslağında da Türkiye Muhasebe

(30)

Standartları zorunlu hale gelmektedir ve 2008 yılı içinde yeni TTK’nın yürürlüğe girmesi beklenmektedir (Gürer, 2006: 9).

Önümüzdeki yıllar, finansal raporlama standartları konusunda ülkemizde yaşanacak olan pek çok gelişmenin gerçekleşeceği yıllar olacaktır. Bunlar, gün geçtikçe küçülmekte olan dünyada gerçekleşmekte olan küreselleşmenin bir etkisi olarak karşımıza çıkacaktır. Ülkemizin tüm kesimlerine düşen görev, karşılaşacağımız bu gelişim ve değişimler karşısında hazır olmak, konu ile ilgili tehditleri fırsatlara dönüştürebilmek ve bu fırsatları iyi değerlendirebilmektir (Arıkan, 2005: 17).

2.2. TMS’lerin Mevcut Finansal Tablolara Etkisi

TMS’lerin mevcut finansal tablolara etkisi aşağıdaki hususlarda ortaya çıkacaktır (Akdoğan, 2006: 8).

- Biçimsel Yapı(Sınıflandırma), - Kapsam,

- Ölçme –Değerleme,

- Dipnot ve Açıklayıcı Bilgilerdeki Ayrıntılar.

2.2.1. Biçimsel Yapıya(Sınıflandırmaya) Etki

- TMS uygulamalarıyla; bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablolarında sınıflandırmada bazı değişiklikler olmakta ve biçimsel yapı etkilenmektedir.

- TMS kriterlerine göre bütün aktif ve pasif kalemler, gelir ve giderler, nakit akışlar yeniden belirlenir.

- Bilançoda aktif ve pasif kalemlerin sınıflandırılması TMS esaslarına göre yeniden yapılır. Örneğin;

• Menkul Kıymetler,

• Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller,

• Canlı Varlıklar(Biyolojik Varlıklar),

• Satış Đçin Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlerle Đlgili Varlıklar ve Borçlar,

• Đnşaat Sözleşmeleri,

• Đlişkili Taraflardan Alacak ve Borçlar,

• Hizmet Maliyetlerinin Sınıflandırılması v.s. gibi.

(31)

- Gelir tablosunda gelir ve giderlerin sınıflaması, karların oluşumu yeniden yapılır.

Olağandışı gelir ve karlar ve olağandışı gider ve zararlar ayrı bölüm olarak raporlanmaz.

- Durdurulan faaliyetlerle ilgili gelir ve karlar, gider ve zararlar ayrı raporlanır.

Konsolide gelir tablosunda, iştiraklerin özkaynak yöntemiyle değerlenmesinden kaynaklanan karlar-zararlar açıkça görülecek şekilde raporlanır.

- Azınlık paylarına düşen dönem net kar veya zararları dönem net karının(zararının) içeriğinde ancak tutarı ayrıca gösterilmek suretiyle raporlanır.

- Çalışmayan kısım giderlerinin raporlanacağı bölüm değişecektir. Üretim maliyetlerinin hesaplanmasına normal maliyet yöntemi uygulanacak ve bunun sonucu olarak normal kapasitenin altında yapılan üretimlerde noksan kapasiteye düşen sabit üretim giderleri mamul maliyetlerine dahil edilmeyecek ve mamul maliyetlerine dağıtılmayan üretim giderleri olarak satışların maliyeti kapsamında raporlanacaktır.

- Stok değer düşüklüğü karşılık giderleri, karşılık giderlerinin yer aldığı diğer olağan giderlerden çıkartılarak satışların maliyeti bölümünde yer alacaktır. Ayni şekilde stoklarla ilgili konusu kalmayan karşılıklarda satışların maliyetini azaltacak şekilde raporlanacaktır.

- Nakit akış tablolarında, direkt veya endirekt yöntemlerde nakit akışlarının sınıflandırılmasında eski uygulamaya göre farklı bir sınıflama söz konusudur. Nakit akışları; işletme faaliyetleri, yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri olarak üç ana bölüme ayrılarak raporlanmalıdır.

2.2.2. Kapsamdaki Değişikliklerin Finansal Tablolara Etkisi

- Finansal tabloların kapsamında da TMS‘ler değişiklik getirmektedir. TMS politikalarına göre bilançoda yer almaması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle bilançoda yer alan aktif ve pasif kalemler bilançodan çıkartılır. Örneğin; özellikli varlıklarla ilgili olmadığı halde aktifleştirilen finansman giderleri ve kur farkları araştırma giderleri gibi.

- TMS politikalarına göre bilançoda yer alması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle bilançoda yer almayan aktif ve pasif

(32)

kalemler bilançoya dahil edilir. Örneğin; ertelenmiş vergi varlığı, ertelenmiş vergi borcu, kıdem tazminatı karşılıkları veya garanti karşılıkları gibi.

- Aynı şekilde TMS politikalarına göre gelir tablosunda yer almaması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle gelir tablosunda yer alan gelir ve gider kalemleri gelir tablosundan çıkartılır.

- Veya TMS politikalarına göre gelir tablosunda yer alması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle gelir tablosunda yer almayan gelir ve gider kalemleri gelir tablosuna dahil edilir. Örneğin; alım-satım amaçlı menkul kıymetlerin gerçeğe uygun değerindeki artış-azalışlar, ertelenmiş vergi gelir etkisi, ertelenmiş vergi gider etkisi, maddi duran varlık, maddi olmayan duran varlık değer düşüklüğü karşılığı gibi.

2.2.3. Ölçümleme ve Değerleme Ölçütlerindeki Değişikliklerin Finansal Tablolara Etkisi

TMS’ler bilanço kalemlerinin ve gelir tablosu kalemlerinin ölçümünde önemli değişiklikler getirmiştir. Ölçme ve değerlemedeki bu değişiklikler finansal tablolarda yer alan kalemlerin raporlanan tutarlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Finansal tablolardaki birçok kalem gerçeğe uygun değerle ölçülmektedir.

Değerlemede kullanılan ölçütler aşağıdaki gibidir:

- Gerçeğe Uygun Değer - Net Gerçeğe Uygun Değer - Maliyet Bedeli

- Net Gerçekleştirilebilir Değer - Geri Kazanılabilir Tutar

- Net Bugünkü Değer(Đskonto Edilmiş Maliyet) - Tahmini(Varsayılan) Maliyet

2.2.4. Dipnot ve Açıklayıcı Bilgilerin Kapsamı

(33)

TMS’ler, eski uygulamalara göre işletmenin uyguladığı muhasebe politikaları ve ölçme ve değerleme esasları ile ilgili olarak daha fazla ayrıntılı bilginin dipnotlarda ve açıklayıcı bilgilerde verilmesini istemektedir.

2.3. Türkiye’de Muhasebe Sistemi

Türkiye’de profesyonel muhasebe meslek mensuplarının bilgi ve birikimi ile işletmelerin muhasebe sistemleri çağdaş bir düzeydedir. Đşletmelerin sermaye yapısı ne olursa olsun, mali sektördeki firmalar hariç, Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde belirlenen muhasebe ilke ve kurallarına uyulmakta ve belirlenen formattaki finansal tablolar hazırlanarak sunulmaktadır (Sanlı, 2005: 7).

Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne göre; tüm işletmeler temel finansal tablolar olarak belirlenen ve uluslararası kurallara uyumlu olan bilanço ve gelir tablosunu belirlenmiş dipnotları ile hazırlamak zorundalar. Ayrıca büyüklüklerine göre işletmeler maliyet muhasebesini de kayıtlarında izlemektedirler. Tebliğ, ulusal muhasebe standartlarının geçerli olacağını hüküm altına alarak, ulusal muhasebe standartlarının var olmaması durumunda, uluslararası muhasebe standartlarının kabul göreceğine de yer vermektedir. Bunun yanı sıra; SPK’ya tabi şirketlerde olsun, BDDK’ya tabi bankalarda olsun, sigorta şirketlerinde olsun, belli ilke ve kurallara göre muhasebe işlemleri düzenlenerek, finansal tablolar hazırlanmaktadır. Bu ilke ve kurallar düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından saptanmaktadır.

Hepinizin bildiği gibi; günümüzde muhasebe ve denetim mesleği tüm dünyada önemli bir değişim süreci yaşamaktadır. Günümüzde tüm dünyada egemen olan ekonomik sistem, küreselleşme sürecinde mal, hizmet, sermaye ve bir ölçüde iş gücünün serbest dolaşımını öngörmektedir.

Sermaye şeffaflık ve güven duygusunu ön plana çıkartmaktadır. Şeffaflık ve güven duygusunun oluşabilmesi de tüm dünyada uyumlaştırılmış aynı muhasebe ve denetim standartlarının uygulanması ile gerçekleştirilebilir. Ülkemizde ekonomik kalkınmanın sağlanmasının yolu, sermaye birikimine ve bunun getireceği verimlilik artışına dayanmaktadır. Türkiye açısından sermaye birikiminin mevcut haliyle yetersizliği bilinen bir gerçektir (Sanlı, 2005: 11).

(34)

Profesyonel muhasebe meslek mensupları, yaptıkları hizmetlerle ekonominin önünü açmaktadırlar. Ekonomik kalkınma için;

1- Yabancı yatırımlar,

2- Türk şirketlerinin küresel şirket haline gelmesi,

3- KOBĐ’ lerin güçlendirilmesi, büyük önem taşımaktadır.

Yukarıda saydığımız bu üç unsurun ekonomik kalkınmaya katkı sağlayabilmesi için profesyonel muhasebe mesleğine büyük görevler düşmektedir

2.4. Türk Şirketlerinin Küresel Şirket Haline Gelmesi

Türk işletmeleri çok uluslu bir şirket olmaya karar verdiklerinde hesaplarında uluslararası dili kullanmak zorundadır. Yatırım yapılan ülkede faaliyet sonuçlarının raporlanması ve finansal tabloların doğruluğunun sağlanması büyük önem taşımaktadır.

Bunu sağlamanın yolu muhasebe denetiminden geçmektedir.

Uluslararası Finansal Raporlama Standartları küresel şirketlerin ortak muhasebe dilidir.

Bu yüzden ülkemizdeki şirketlerin bu dili benimsemeleri ve kullanmaları gerekmektedir. Bu konuda SPK önemli bir adım atmıştır. 01.01.2005 tarihinden itibaren Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının uygulanması hüküm altına alınmıştır. Ayrıca bağımsız denetim kuruluşları da bu yıl gerçekleştirecekleri denetimlerde UFRS uyumlu muhasebe standartlarını esas alacaklardır.

Çok uluslu bir şirket olmaya karar veren bir Türk işletmesi, yurt dışına açılmadan önce organizasyon ve muhasebe alanında bir el kitabı oluşturmalıdır. Organizasyon el kitabında, uyulacak kurallar, yetki ve sorumluluklar, örgüt şeması ve iç kontrol sistemi yer almalıdır(Sanlı, 2005: 30).

Muhasebe el kitabında ise;

• Muhasebede uyulacak ilke ve kurallar ile muhasebe politikaları,

• Yatırım yapılacak ülkedeki yerel muhasebe uygulamaları ile UFRS uygulamalarının nasıl ilişkilendirileceği, konsolidasyon, enflasyon, farklı para birimlerinin aynı para birimlerine çevrilmesi sorunlarının muhasebeleştirilmesi ve raporlamasında uyulacak kuralları ve kullanılacak işletme içi ve işletme dışı faaliyet raporlarının kapsamları ve içeriği yer almalıdır.

(35)

Çok uluslu olmaya karar veren Türk işletmelerinin, evrensel muhasebenin yaratacağı fırsatlardan en üst düzeyde yararlanabilmeleri için, ulusal bir denetim şirketi ile çalışmaları ve bu şirketin küresel bir muhasebe şirketi haline gelmesi için hem destek olmalı hem de önünü açmalıdır. Türk muhasebe meslek mensupları, eğitimleriyle, bilgi birikimleriyle küresel bir denetim şirketini yönetebilecek ve faaliyetlerini sürdürebilecek birikim ve mesleki tecrübeye sahiptir. Arkadan gelmenin avantajını kullanarak standartların uygulanması konusunda da bir güçlükle karşılaşmayacağımız görüşündeyim.

2008 yılı içinde yürürlüğe girmesi öngörülen yeni TTK tasarısıyla, halka açık olsun olmasın tüm işletmelere, TMSK tarafından yayınlanan UFRS’ye uyumlu TMS/TFRS’ye uyma zorunluluğu getirilmektedir. Böylece Türkiye’de de artık vergi amaçlı muhasebe yerine bilgi amaçlı muhasebe ön planda olacaktır (Yalkın ve Diğ., 2006: 294-295).

2.5. KOBĐ’ler Đçin Muhasebe Standartları

Kayıt dışı ekonominin yaygınlığı ve sunduğu cazip imkanlar, KOBĐ’lerin gelişiminin önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. Büyüyen işletmelerin kayıtdışının yarattığı imkanlardan uzaklaşacak olması çelişkisi, işletmeleri küçük çapta kalmaya teşvik etmektedir(Sanlı, 2005: 23). Ülkemizde yaşanan kayıtdışılığın önemli nedenlerinden birisi de ikinci sınıf tacir kalma arzusudur. Bu arzu uygulamada finansal raporların yeterince üretilmesine engel oluşturmaktadır(Seviğ, 2006a).

KOBĐ’lerin gelişimini teşvik etmek için borsaya kayıtlı şirketlerde olduğu gibi finansal bilgi açıklamalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bunun için; ekonomi içinde payı olan her kuruluşun finansal bilgilerini, en az yılda bir kez topluma açıklaması sağlanmalıdır. Büyük firmalar için geliştirilmiş muhasebe kurallarını uygulamaya başlayan küçük bir firma, çok ağır vergi ve sosyal sigorta yükleri ile karşılaşacağı için kayıtlı iş yapmaktan kaçınmaktadır. Küçük firmaların ilk başta yaşayacakları ağır vergi ve sosyal güvenlik yüklerini aşabilmek için çeşitli teşvikler sağlanmalıdır. Bu sayede işletmeler hem kayıt içine alınmış olacak, hem de gelişmelerinin önü açılmış olacaktır.

2.5.1. KOBĐ Tanımlaması

(36)

Türkiye’de yapılan KOBĐ tanımlarında; esas olarak istihdam edilen personel sayısı, toplam aktif büyüklüğü, sermaye, yatırım veya kredi tutarı gibi ölçütler dikkate alınmış ve kurumlar farklı KOBĐ tanımı geliştirmişlerdir. 18.11.2005 tarih ve 25997 sayılı resmi gazetede yayımlanan Küçük ve Orta Büyüklükteki Đşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmeliğe göre KOBĐ’ler 250 kişiden az çalışanı olan ve yıllık satış hasılatı ya da bilançosu 25.000.000 YTL’yi aşmayan işletmeler olarak tanımlanabilir. Genel olarak 1-100 arası işçi istihdam eden işletmeler küçük, 100-500 arası işçi çalıştıran işletmeler ise orta büyüklükteki işletmeler olarak kabul edilmektedir (Akdiş ve Bayrak, 2000). KOBĐ’ler gelişmekte olan tüm ekonomilerde olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de istihdamın yüzde 64'ü ve katma değerin yüzde 36'sı KOBĐ'ler tarafından sağlanmaktadır (Uyar, 2007).

Türkiye’de finansal raporlama sürecinde kullanılacak ortak ve geçerli bir standart bulunmamakta, uygulama ağırlıklı olarak vergi mevzuatı çerçevesinde şekillenmektedir. Bu nedenle, mali tablolar vergi üzerine odaklanmakta, gerçeği yansıtmaktan uzaklaşmaktadır. KOBĐ’lerin de genelde vergi mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirme anlamında, vergisel finansal raporlama yaptıklarını görüyoruz. Ancak Basel II ilkeleri ile birlikte gereksinim duyulan finansman temini, şeffaf finansal raporlama temeline dayalı bir sistemi zorunlu kılmaktadır. Bu alanda kendini geliştirememiş KOBĐ’lerin varlığını sürdürme açısından sıkıntı çekebileceklerini düşünmekteyiz.

2.5.2. KOBĐ’ler Đçin UFRS’deki Gelişmeler

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından yapılan araştırmalarda genel kabul görmüş sonuç, KOBĐ’lerde doğrudan UFRS’nin uygulanmaması şeklindedir. Bunun sonucu olarak KOBĐ’ler için yeni bir muhasebe standartları çalışması başlatılmıştır. Kasım 2006 itibariyle taslak standartlar yayınlanmaya başlanmıştır. Taslaklar genelde UFRS’nin biraz daha basite indirgenmiş hali şeklindedir. Ancak burada UFRS’nin özetidir demek doğru olmaz. Çünkü UFRS’de

olmayan bazı durumlar burada ele alınmıştır(Uyar, 2007).

IASB en son, Şubat 2007’de KOBĐ’ler için yapılan bir taslak çalışmasının açıklamasını yapmıştır. Bu taslak, KOBĐ’lerin muhasebe standartlarını kendi kendine

(37)

uygulayabilmesini sağlayan basitleştirilmiş bir çerçevedir. Tüm UFRS ile karşılaştırılarak standartlar %85 oranında sadeleştirilmiştir. KOBĐ’ler için UFRS, tam metin UFRS’ye dayanmaktadır ve yapılan değişiklikler, kullanıcıların ihtiyaçları ve fayda maliyetleri göz önüne alınarak yapılmıştır (Korkmaz, Temel ve Birkan, 2007:

101). Taslak standartlar 38 bölümden oluşmaktadır. Bu başlıklar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir (Tablo 1).

Tablo 1: KOBĐ Muhasebe Standartları Taslak Bölümleri :

Bölüm Başlık Bölüm Başlık

1 Kapsam 20 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve

Koşullu Varlıklar 2 Kavramlar ve Genel Đlkeler 21 Özkaynaklar 3 Mali Tabloların Sunumuna

Đlişkin Genel Esaslar

22 Hasılat

4 Bilanço 23 Devlet Teşvik ve Yardımları

5 Gelir Tablosu 24 Borçlanma Maliyetleri

6 Özkaynak Değişim Tablosu, Dağıtılmamış Karlar Tablosu

25 Hisseye Dayalı Đşlemler

7 Nakit Akış Tablosu 26 Değer Düşüklüğü

8 Finansal Tablo Dipnotları 27 Çalışanlara Sağlanan Faydalar 9 Konsolide Finansal Tablolar 28 Ertelenen Vergiler

10 Muhasebe Politikaları Tahminler ve Hatalar

29 Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Mali Tabloların Düzenlenmesi 11 Finansal Varlık ve Borçlar 30 Yabancı Para Đşlemlerinin

Çevrilmesi

12 Stoklar 31 Bölümlere Göre Raporlama

13 Đştirakler 32 Bilanço Tarihinden Sonraki

Olaylar 14 Müşterek Yönetime Tabi

Teşebbüsler

33 Đlişkili Taraf Açıklamaları

15 Yatırım Amaçlı

Gayrimenkuller

34 Hisse Başına Kazanç 16 Maddi Duran Varlıklar 35 Özellikli Sektörler 17 Maddi Olmayan Duran

Varlıklar

36 Satış Amaçlı Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler

18 Đşletme Birleşmeleri ve Şerefiye

37 Ara Dönem Finansal Tablolar

19 Kiralama Đşlemleri 38 Đlk Uygulama

Kaynak: www.iasb.org, (Erişim: 27.11.2007).

2.5.3. KOBĐ’ler Đçin UFRS’de Türkiye’deki Durum

Referanslar

Benzer Belgeler

101 學年度優秀博士後研究人員獎勵頒獎

In this report, theA2M-like protease inhibitor from plasma of the Rana trigrina was purified to a-pparent homogeneity by DEAE-sepharose CL-6B anion-exchange column and

Kapsamı itibarıyla savaşın, biyolojik, etnik, psikolojik, sosyolojik, antropolojik, ekonomik, coğrafi, tarihî ve siyasi yönleri bulunan çok disiplinli bir kavram

Musul yak~nlar~nda Nimrud ve Koyuncuk'ta 1845 ve 1847 aras~nda kaz~ - lar yapan Austen Henry Layard (1817-1894) hiyeroglif yaz~l~~ iki M~s~r obelis- kini ve çok miktarda çivi yaz~

Kökenlerine sunulan de~i~ik öneriler' bulunmakla birlikte, genelde Kimmer anavatan~n~ n Donetz'deki bozk~rlar oldu~u; bu bölgenin ~skitler ta- raf~ ndan i~gal edilmesi sonucu, olas~

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) tarafından yayımlanan Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS) ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’nın

IFRS’nın işletmelerin finansal tablolarının analizinin kalite düzeyine etkisi ve finansal tablo kullanıcılarına daha doğru bilgi sunmasına ilişkin faktörlerin

Bu ba•lamda çal••man•n bu bölümünde Türkiye Finansal Raporlama Standartlar• ile Türkiye Sigorta •irketleri Muhasebe Mevzuat• aras•ndaki farkl•l•klar ve