KARDİYOVASKÜLER SİSTEME
GİRİŞ
Prof. Dr. Davut Özbağ
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı
Malatya, 2020
Dolaşım sistemi;
- O2 ve CO2 taşınması,
- Sindirim sisteminden besinlerin alınıp gerekli yerlere taşınması, - Fazla su ve metabolik artıkların böbreklere taşınması,
- Vücut içinde açığa çıkan ısının vücut yüzeyine dağıtılması,
- Endokrin salgıların hedef hücre ve organlara taşınması…
Dolaşım sistemi
1- Vücuttaki bütün dokuların kan akımı, daima doku
gereksinimlerine göre
hassas biçimde kontrol edilir.
2- Kardiyak debi başlıca, lokal doku akımlarının tümü tarafından kontrol edilir.
3- Arteriyel basınç, genellikle lokal akım kontrolü ya da kalp debisi kontrolü ile ilişkilidir.
Kalp
Kanı damarlara pompalayan kas yapısında bir pompa,
Damarlar
Kalpten çıkan tüm kanı vücuda dagıtan arterler (atardamarlar),
Periferdeki kanı toplayıp tekrar kalbe tasıyan venler
(toplardamarlar),
İkisi arasında bulunan
kan akımını azaltıp çogaltabilen arteriyoller,
Metabolik degisimlerin yapıldıgı kapillerler ve kanın tekrar toplanmaya baslandıgı venüllerden olusur.
Kan Damarlarının Çeşitleri
Arterler
Arterioller
Kapillerler
Venüller
Venler
Arteriyel Sistem
Venöz Sistem
AORT VE BÜYÜK ARTERLER
Kanı kalpten çevreye taşıyan damar tipine arterler denir.
Arterler kalpten O2 yönünden zenginleşmiş kanı perifere taşırlar
Kan basıncı normalde 80-120 mm Hg
Aort ve diger büyük damarlar kalpten gelen basınçlı kana karşı koyabilmek için çok miktarda bağ dokusu ve elastik doku içerirler.
Normal basınç altında bu
damarların duvarlarında bulunan elastin ve kollajen lifleri gerilerek damarlara gergin bir görünüm verirken, düşük basınçlarda damarlar sarkık görülür.
Kan damarlarının ortalarında bulunan boşluk lümen adını alır.
Büyük elastik bir arterde lümeni çevreleyen damar duvarı üç tabakadan oluşur.
1-tunica intima 2-tunica media 3-tunica adventitia
KÜÇÜK ARTERLER VE ARTERİOLLER
Kalpten uzaklaştıkça damarlarda kan basıncı hızlıca düşer.
Kalp tarafından kana verilen potansiyel ve kinetik enerjinin büyük bölümü dolaşım sisteminin bu bölümünde kaybolur.
Damarlar her organa gidecek kanın miktarını ayarlar.
Kan hacminin yaklaşık % 20 si dolaşım sisteminin arteriyel kısmında bulunur.
Nabız
Farklı arterler duvarlarında değişen miktarlarda elastik lifler ve düz kas lifleri taşıdıkları için bir kısmı elastik, bir kısmı da kas yapısındaki arterler olarak isimlendirilirler.
Elastik arter duvarları her kalp atımında hafifçe genişler ve nabzı oluştururlar.
Bir arter cilde yakın seyrediyorsa cilt üzerinde nabız hissedilir.
Nabız : kalbin her atımda oluşturduğu basıncın elastik bir sistemde yayılarak iletilmesi nedeniyle damarda oluşan genişleme ve tekrar eski konumuna gelmesidir.
Tüm arterlerden nabız alınabilir, fakat vücudun belli
bölgelerinde bu işlem çok daha kolaydır.
Nabız Hangi Arterlerden Daha Kolay Hissedilir ?
A. temporalis superficialis
A. carotis communis
A. brachialis
A. radialis
A. femoralis
A. poplitea
A. tibialis posterior
A. dorsalis pedis
Pulsasyon noktaları
Aort anevrizması
Aort anevrizması, aortanın belli bir bölgesinde normal çapından geniş bir çapa ulaşarak balonlaşmasıdır.
Aortanın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir
Konjenital aort stenozu
Genel anlamda kanın sol ventrikülden aortaya geçmesini engelleyen oluşumlar olarak tanımlanır.
Bu lezyonlar supravalvüler, valvüler, subvalvüler ve intraventriküler olabilir. Konjenital kalp hastalıklarının % 2 - 6’ sını oluştururken her 10 000 canlı doğumunun 6’sında görülür.
KAPİLLERLER
Terminal arterioller son olarak kapillerlere dönüşürler,
Besin maddelerinin, atık maddelerin, kristaloidlerin ve suyun degisimi esas olarak bu damarlarda gerçeklesir.
Basit endotelyal tüplerdir.
Kapillerler cildin üzeri ve gözün lensi dışındaki tüm vücutta yaygın halde bulunurlar.
Eğer bir erişkindeki tüm kapillerler birbirine eklenecek olursa 96000 km oluştururlar.
ARTERİOLLER
Kassal arterler kalpten uzaklaştıkça daha küçük arterlere giderek arteriol olarak isimlendirilen daha küçük dallara ayrılırlar.
Arteriollerin duvarları büyük miktarda düz kas hücresi içerir, dolayısıyla genişlemeleri veya daralmaları daha kolaydır.
Arterioller organlara gidecek kan miktarını ayarlamada ve kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar.
Eğer gerekirse bir arteriol kan akımını % 400 oranında artıracak şekilde dilate olabilir.
Damarların genişlemesine vazodilatasyon, daralmasına ise vazokonstrüksiyon denir.
Ateroskleroz
Damarın intima tabakası hasarlanır
Kolesterol birikir
Bir ya da daha fazla plak, koroner arter endoteline yapışır
Bu durum, arter çapının daralmasına, damar
tıkanmasına ve trombosis oluşumuna yol açar
Aort Koarktasyonu
Doğumsal bir anomalidir ve aortun kalpten çıkışından başlayarak bacak damarlarına kadar olan herhangi bir bölgesinde darlık olmasıdır.1000 canlı doğumda 0.2-0.6 oranında görülür.
Üst ekstremite ve alt ekstremitede nabzın çok farklı
hissedilmesi ile karakterizedir.
VENÜLLER ve VENLER
Kan kapillerlerden venüllere drene olur.
Kapillerden venüllere geçiş yavaş olur.
Venüller bir araya gelirler ve venleri oluştururlar.
Venler ve venüller kanı kalbe taşıyan damar sistemini oluştururlar.
Venlerin Yapısı
Venlerin duvarları da arter duvarları gibi 3 katlıdır fakat elastik doku, kollajen doku ve düz kas dokusu daha azdır.
Dolayısıyla venler kolayca genişlerler, damar yatağı arterlerden çok daha geniştir.
Venlerdeki ikili kapakçık sistemi kanın yalnızca bir yönde akmasını sağlar.
Venlerdeki kan basıncı düşüktür. Kan akımının sağlanmasında çevredeki iskelet kası dokusunun pompalayıcı etkisinin büyük rolü vardır.
Ven kapakçıkları:
Çapı 2 mm’nin üzerindeki venlerde intima tabakasının içe
doğru kıvrılması ile oluşan yarımay şeklinde karşılıklı iki
kapak bulunur. Kapakcıklar özellikle alt ekstremite venlerinde
çok sayıda bulunur. Kapakçıkların serbest uçları kalbe
yöneliktir. Kapakçık ile venin kalbe doğru olan duvarı
arasında kalan bölgeye valva sinusu denir.
Büyük venler
Venler kalbe doğru
yaklaştıkça daha büyük ve daha
az dallı olurlar.
Orta büyüklükteki venler
Venler büyük damarlardır ve oksijenden fakir kanı vücut dokularından kalbe taşırlar.
Ancak bunun
organizmada üç istisnası vardır.
Venler genellikle arterlerden daha esnektir ve kan basıncı
normal düzeyde değilse kollaps olurlar.
4 pulmoner ven akciğerlerden sol atriuma O2’ den zengin kan taşırlar.
Karaciğerdeki portal sistem kanı bağırsak kapillerlerinden karaciğer kapillerlerine taşır.
Hipotalamo-hipofizer portal sistemde ise hipotalamusun kapillerleri ön hipofiz
bezindeki sinüzoidal kapillerleri oluştururlar.
Farklı Özellikteki Venler
Varisler
Ayakta uzun süre
kalındığında ağrıya neden olur.
Ağrı, bacaklar kalp seviyesinden yukarıda tutulduğunda azalır.
Varisler, yüzeysel
toplardamarlardaki kapak
yetersizliği sonucu oluşabildiği gibi derin toplardamarlardaki yetersizlik sonucu da oluşabilir.
Varisler kapak yetersizliği sonucu yüzeysel toplardamarların genişlemesi ve/veya kıvrımlı bir hal almasıdır.
Derin ven trombozu
Derin ven trombozu bacakta şişmeye ve ağrıya neden olur.
Oluşan pıhtı damardan hareket ederek akciğerlere gidebilir ve ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Derin toplardamarlarda pıhtı oluşmasına derin ven trombozu denilmektedir.
Buerger hastalığı
Orta ve küçük çaplı atar ve toplar damarların sigaraya bağlı larak gelişen tıkayıcı hastalığıdır.
damarlar bir çeşit iltihabı pıhtı ile tıkanır ve özellikle parmaklara giden kan akımını azalır ve
sonuçta parmaklarda şiddetli ağrı, bir türlü iyileşmeyen yaralar ve kangren ortaya çıkar.
Hastalık genellikle 20 ile 40 yaşlarında başlar.
KAN DOLAŞIMI
Kan vücutta 2 ana sistemde dolaşır
Pulmoner dolaşım
Sistemik dolaşım
PULMONER(AKCİĞER) DOLAŞIM
Kalpten oksijenden fakir kan akciğerlere taşınır, oksijenlenir ve geri kalbe döner.
Akciğer dolaşımı 4-8 saniye sürer.
Kan kalpten (sağ ventrikülden) akciğerlere 2 pulmoner arter ile
gelir. Akciğerlerden kalbe (sol atriyuma) 4 pulmoner ven ile döner.
Her pulmoner ven sol atriuma ayrı bir delikten girer.
SİSTEMİK DOLAŞIM
Tüm hücrelere, dokulara ve organlara oksijenden zengin kanı taşır, organizmadan oksijensiz kanı kalbe taşır. 25-30 saniye sürer.
SİSTEMİK DOLAŞIM
Sistemik dolaşım 2 bölüme ayrılır:
arteriyel ve venöz bölüm.
Arteriyel bölümün ana damarı aortadır.
Sol ventrikülden aorta ascendens
Arcus aortayı
toraks ve abdomene doğru aorta descendens
Arteryel bölüm
Arcus aorta’dan truncus brachiocephalicus ayrılır.
Truncus brachiocephalicus ise üst ekstremiteyi besleyen
a. subclavia ve beyni besleyen a. carotis communis dallarına ayrılır.
A.subclavia a.axillaris, a.brachialis isimleriyle dirsek bölgesine kadar gelir , burada a.ulnaris ve a.radialis dallarına ayrılarak parmaklara gider.
A.carotis communis ise iki dala ayrılır, internal ve eksternal
karotid arterler olarak devam eder.
Aorta descendens karın içinde ve toraks boşluğunda iç organlara gidecek dallar verir, a.iliaca communis’lere ayrılarak sonlanır.
Sağ ve sol a.iliaca communisler alt ekstremiteleri kanlandırır.
V. jugularis externa ve interna baş boynun,
V. subclavia; üst ekstremitenin kanını toplayarak v. cava
superior adıyla sağ atrium’a
Venöz bölüm
Alt ekstremitede v. saphena magna ve saphena parva v. femoralis’i
v. femoralis ise; v. iliaca externa oradan da v. cava inferior aracılığı ile sağ triuma
alt ekstremite ve karın içi organlarının kirli kanını sağ atriuma getirir.
Kanın yapısı
Damarlarımızı dolduran kırmızı renkli sıvı,
Sağlıklı bir insanda 5 litre kan vardır,
%55’i plazma (sarı renkli bir sıvı)
% 45’i şekilli elemanlar (hücreler)
Plazma
Kan sıvısı, kanın hücreleri ayrılınca geride kalan kısmı
Antikorlar, proteinler, glikoz, atık maddeler, mineral tuzlar, besinler plazma ile taşınır.
Kan hücreleri
Alyuvarlar Akyuvarlar Kan pulcukları
Alyuvarlar
5-6 milyon/mm3 bulunur,
Azalmasına anemi adı verilir,
Vücutta en fazla bulunan hücre grubu.
Hemoglobin içerir, kırmızı renkli görünür, Çekirdeksizdir, bölünerek çoğalamaz,
Ömrü 120 gün,
Oksijen ve karbondioksit taşırlar.
Akyuvarlar
5-6 bin/mm3 bulunur, Çekirdeklidirler,
Farklı tipleri vardır,
Sayıları çok fazla artarsa lösemi olabilir, Kanda ve çeşitli dokularda bulunurlar,
Savunma sisteminde görevlidirler, mikroplarla karşılaşınca sayıları hızla artar.
Kan pulcukları
250bin/mm3 bulunur, Belirli bir şekli yok, Çekirdeksizdirler,
Damar kesilirse hemen oraya öbeklenirler ve tıkaç görevi yaparlar.
Kanın pıhtılaşmasında görev alırlar.
Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler
Akciğerden dokulara O2 taşınımı,
Dokudan akciğere CO2 taşınımı,
Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı,
Hücreden atık maddelerin böbrek, akciğer, ter bezleri v.b. gibi bölgelere taşınımı,
Endokrin bezlerden hücrelere hormon taşınımı,
Hücrelere enzim taşınımı,
PH’ın düzenlenmesi
Kanın hacim ve kompozisyonu
Kisinin vücut yapısı, su miktarı,
Eloktrolit dengesi ve içerdiği yağ miktarına ve
antrenman düzeyine göre değisiklik gösterir.
Dolasımdaki kanın dağılımı
Kanın
% 75’i ven ve venüllerde
% 5’i kapillerlede
% 20’si arter ve arteriyollerde %13’i arterlerde
% 7’i arteriyollerde
% 9
% 7
% 15
% 5
% 64
Sistemik dolaşımdaki kanın
miktarları