• Sonuç bulunamadı

AYLIK ŞİİR DERGİSİ MART SAYI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AYLIK ŞİİR DERGİSİ MART SAYI"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AYLIK ŞİİR DERGİSİ MART 2021

1.SAYI

“Sınırsız bir yere giden ilk adım...”

AÇELYA BÜŞRA ÖZDIREK AKIN YANARDAĞ CANSU ÇARLAK EDA YAPANAR FATOŞ AVCISOYU RUSO GÜR GENÇ HANIFI YIĞITTEKIN HASAN TEMIZ HASIP BINGÖL HILDA HILST IHSAN BARAN MARIA ŞAKALLI MEHMET HAKKI SUÇIN

MELEK MUSTAFA NIHAL BAŞGÖL PELIN ÖZER RONA ASLAN SERHAT YILMAZ SULTAN GÜLSÜM ŞAHIN ALTUNER ŞIRIN INCI

(2)

KÜNYE

YAYIN KURULU

C.HAKKI ZARİÇ CENK KOLÇAK EMRULLAH ALP EZGİ ÖRNEK

FATOŞ AVCISOYU RUSO SEVİ EMEK ÖNDER ŞAHİN ALTUNER

DIZGI & TASARIM

HIDIR MURAT DOĞAN

TEKNIK

DOĞUKAN AKSAKAL

ILETIŞIM

mektup@yirmibirmart.com

1

PARADOKS

AÇELYA BÜŞRA ÖZDIREK

2

BEXT/BAHT

ÇEVIRI: SERHAT YILMAZ AKIN YANARDAĞ

5

YERYÜZÜ INCINIRKEN

FATOŞ AVCISOYU RUSO

5

ASKIDA

GÜR GENÇ

7

BEN ITIRAFI

HASAN TEMIZ

9

ISLAK HARITA

HASIP BINGÖL

13

MARIA ŞAKALLI

14

IÇIMDEN GÖÇENLER

ÇEVIRI:

MEHMET HAKKI SUÇIN MELEK MUSTAFA

17

FECI CINAYETLER IŞLIYORUM

KESKIN

RONA ASLAN

18

MITIK CÜRÜM

SULTAN GÜLSÜN

AYLIK ŞİİR DERGİSİ MART 2021

1.SAYI

“Sınırsız bir yere giden ilk adım...”

(3)

2

BEXT/BAHT

ÇEVIRI: SERHAT YILMAZ AKIN YANARDAĞ

3

HAZIRANDI VE ÇOCUKTUN

CANSU ÇARLAK

4

ŞIMDIKI MAZI

EDA YAPANAR

5

ASKIDA

GÜR GENÇ

5

IKI KAŞININ ARASINDAKI T.

GÜR GENÇ

6

BÜYÜMEK AĞRISI

HANIFI YIĞITTEKIN

9

ISLAK HARITA

HASIP BINGÖL

11

ARZUDAN / OF DESIRE

ÇEVIRI:

GÜRGENÇ KORKMAZEL HILDA HILST

12

GARANTI KAR

IHSAN BARAN

14

IÇIMDEN GÖÇENLER

ÇEVIRI:

MEHMET HAKKI SUÇIN MELEK MUSTAFA

15

GÖĞE BAKAN KEDININ ŞIIRI

NIHAL BAŞGÖL

16

BAHAR

HAIKULARI

PELIN ÖZER

18

MITIK CÜRÜM

SULTAN GÜLSÜN

19

LOTUS

ŞAHIN ALTUNER

20

BOYALI DÜŞ RESIMLER

ŞIRIN INCI

(4)

Merhaba!

Ezgi Örnek

Yirmibirmart’ın ilk sayısı mor, şiir dergisindeki şairlerin yarısı kadın. Çünkü bu renk bizim, suskunluğa karşı yankılanan ses, bu üretkenlik biz kadınların. Yayın yolcu- luğuna başlarken rengini ve gücünü kadınlardan alan Yirmibirmart kolektifinde gelecek zaman için hep baharız! Kalıplaşan eril tahakküme karşın dil ve edebiyatta benliğimizi yaratmak için buradayız; bu yolun yarısıyız.

Sennur Sezer’in

“İnsanın insandan korkmasına karşıyım İşte bunun içindir

Bütün yazıp

Altına imza attıklarım” dizelerine yaslanarak, kadının, yaşamın, özgürlüğün savu- nucusuyuz.

(5)

1

PARADOKS

________________

AÇELYA BÜŞRA ÖZDIREK

Seni sevmekten korktuğumu söylüyorum Yukarıda işlerin karışmasından

Zelzelelerden ve toprak kaymasından Ay ve Güneş tutulmasından

Kargaların ve tırtılların susmasından Çamurdan heykellerin yıkılmasından Önümü görememekten söz ediyorum

İlenmekten ve yenilmekten korkuyorum

Tabanlarındaki nasır kokusunun memelerime sinmesinden Törpülenmekten, ufalanmaktan, bölünmekten

Yontulmuş çanaklara fazla dolan şaraplardan Kızıldan ve kandan yunuyorum

Balçıklı balıkçı kulübelerinin küflenmesinden Kadehin delinmesinden,

sesinin ütopyamı dut düşüşüyle ezmesinden Terleyen avuç içlerimden,

dökülen saç tellerimden kaçıyorum

Mevsim, gök, bulut, zaman Hepsi aldatmaca ve yanılsama Kırık testilerin su sızdırması Çocuğun ağlaması

Dağda ıslahatsız açlıklar Ve benim sana karışmam

Düpedüz gerçeklikten bahsediyorum Her şeyiyle hayattan

Bu çarkın en sapkın dişlisi

Örümcek ayağı, bedenin soluk çizgisi Sen, hasıraltı günlerin bekçisi

Takvimlerden düşüyorum…

(6)

BEXT ________________

ÇEVIRI: SERHAT YILMAZ

AKIN YANARDAĞ

vatêna mi ra dûr vatîsê mi ra dûr vendîsê mi ra dûr karkêrîna mi ra dûr

bêro, ravêro sêro

rîyê xo winî ra açêrno vayê xo mero phêlçimê mi helmê mi ra dûr

çareé mi ra dûr sero kêm bo omrê mi îca ra keberê fendîy ra vengê mi mesêro

gosane keşî ra, çımane keşî ra

ena sona na cema sanî kê omre îsanî sêr vareno varis axrê dînya dînya ya hîre rojuna zöwte keşî mesêro gosone mi ra

ezo raverî sêrî raya xo klamunê ma û pîyê xo vacî o ké az û cedê xo ra zanîno îsan îca ra bicêrî îtiqat û îqrar

înon ra bizanîyo name mi

hînî bo hêr timi no bextê mi dînya ra cer, merdenira cher bo

BAHT ________________

AKIN YANARDAĞ

Sözümden uzak Söyleyişimden uzak Çağrımdan uzak İşçiliğimden uzak Gelse, geçse, gitse Yüzünü şöyle çevirse

Rüzgarı gelmese gözlerime.

Nefesimden uzak Çehremden uzak gitse Kısa olsa ömrüm ondan

Fendiy bahçesinden sesim gitmezse Kimsenin kulaklarından, gözlerinden

Gelip gidiyor bu akşam cemi

İnsanın ömrü üzerine yağıyor yağmur Velhasıl üç günlük dünyadır

Kimsenin bedduası geçmesin kulaklarımdan.

Ben geçeyim gideyim kendi yoluma Anne ve babamın şarkılarını söyleyeyim.

O ki aslını ve ceddini bilirse insan Oralardan alır inanç ve ikrarını Onlardan bilirsin adımı.

Böyle oldu her daim bu bahtım.

Dünyadan aşağı, ölümden aşağı oldu.

(7)

3

HAZIRANDI

VE ÇOCUKTUN

________________

CANSU ÇARLAK

yastık altında unutulan hurma çekirdeği ve gül beyazı elbisem, köhne

bir düşü selamlıyor

üç yerinden kırılıyor bakışım*

bir albuneanın son nefesi kelimelerim belki de bir tanrının

geldin—

huzursuz ağzın uysallığında

bir kadın bıraktın denizsizliği fısıldayan avuçlarında mercanların

bir inciyi

durmadın—

derisi yanmış şiir dürüstlüğüne soyundun

*Kırılacak Eşya, Emel Kaya

(8)

ŞIMDIKI MAZI

________________

EDA YAPANAR

Zırhlarımız parıldıyor

Tuna’nın parıldadığı gibi güneşte.

Estragon kalesindeki zırh ise Koyu ağır heybetiyle gösterişsiz Yok artık içini dolduran

ondan mı?

Kabullenmiş doğasını

Seyreder olmuş gelip geçeni Gelip geçenler

Habersiz hünerinden Dalga geçer olmuşlar tarihiyle.

Hatırlayış Bir anda Bir yelteniş Ha!

Yere yığılış Cam kırıkları Parıldıyor Güneşte Tuna

(9)

5

YERYÜZÜ

INCINIRKEN

________________

FATOŞ AVCISOYU RUSO

telaşa kapılmadan geçiyor bak yanımızdan geyikler

bir çaya varıyor ayakları iki zürafaya, dolaşık boyna gök gibiliğe

halka halka genişleyen bir şeyiz de yeni öğreniyoruz sevişmeyi

bir ağacın kökü

bir hayvanın düşüyle

IKI KAŞININ

ARASINDAKI T.

________________

GÜR GENÇ

Boyundan büyük çiçekler açan kaktüs gibisin

Yarasa, yılan, fare

hepsinden bir şeyler var sende İki kaşının arasındaki T

minik bir çekiç çakıyor beni olduğum yere

ASKIDA

________________

GÜR GENÇ

Daima aramızda

asılı kalacak kırılgan bir ‘belki’

Rastlantısal olan ile

rastlantısal olmayan arasında sallanacak

(10)

BÜYÜMEK AĞRISI

________________

HANIFI YIĞITTEKIN

son balonunu da uçurdum çocukluğumun gömlek değiştiren yılanlar uzar daha

bir yangının avlusundan yürüyüp geçtim geri dönemem bıyıklarım, dönemem sakal bütün hüzünlerim ben bu akşamüstü

ateşi gördüm ekmeği kestim suyu susadım biliyorum artık yerini

işte cüzdanım, sivilce lekelerim şunlar şurada da kalbim duruyor son toyluğum ağrımasa bilmezdim biliyorum ve kahrediyor bütün hüzünlerim ben bu akşamüstü

büyümekle meşhurum şu sıra fermuarım mı açık tedirginim

anlamak upuzun bir bıçağın bitmeksiz saplanışı anlamaklar bıçaklar bitmeksizler saplanışlar

süt beyaz inci tohumları ergen ölüleri ve lavabolar

şarkı dinledim şiir yazdım aşık oldum kimseye şuarayı okudum sonra

gücendim efendisine musa’nın

kalemim asamken hâlâ yılanlar uzuyor çünkü bütün hüzünlerim ben bu akşamüstü

bir mağara mı bilmem

bulduğum ne çok benziyor mağaraya

bekliyorum n’olur bir cebrail de benim için gelse gırtlağıma çöreklenen şu bıyıkları teker teker yolup son balonuna çocukluğumun tüm kanadıyla uçsa olacak şey değil büyümesem bilmezdim

biliyorum ve kahrediyor

bütün hüzünlerim ben bu akşamüstü

(11)

7

BEN ITIRAFI

________________

HASAN TEMIZ

gücen. Gücenmeliyim

suya puslu davranmanın günahıyım çünkü

üç kez ünleyip üç kez altını kıstığım şehrin doğruluğu kalmadı geçtim mangasından karanlığın büktüğü bakışların

geçtim ve gücendim kırılgan tarihine yüzümün.

kavra ve kabul et avucumdaki çağın mahvını sokakların cüzzamlı ışıklarını, dünyaya yanaşan durgunluğumu

hatırla, panikle ortaya koyduğum öykümü hatırla azabımı, bana bak çünkü…

yüzüm aynada

dağılan bir sayıklama.

ben öylece gitmekle dalmakla çeşitlendim

dilimin dönmediği yer ile hayat arasında boşluğun katına çıktım

su içtim, adımı eşeledim, durmadan bocaladığım ıslıkla kente karıştım

bir isyanın yorgun güllerini derdim de topalladığım bir meydan olarak kaldım aranızda

taşı bildim, taşı bilince hıncı da biliyor insan

ben bir dikey ve esmer olarak bir dağın gölgesini koşarak seviyorum da

tükenen ellerimle bunu yoruldum, bunu öldüm, bunu bana hatırlatın

(12)

ben öylece gitmekle dalmakla çeşitlendim

baktıklarımın kaba bir toplamı, eve bulaşmanın tedirgin aksanıylayım

ağzım gider aceleyle benden önce, ağzım kuru ve metal bir yanılgıyı söylemeye

ben giderim kasketli çarşılar çağırmaya

varıp sormak için dün nedir, yağmur nedir, sokak nedir diye yağmuru, dünkü sokaklardan yaramaz bir çocuk gibi

toplayayım göğsüme

hey! diye ünlerim geceyi.

hey! derim uzun ve korkak kollarımla geceye ilerlerim bir kaygının akla sataştığı bir ses gibiyim.

indim, indim bütün bu iniltilerinden şehrin de soruları aklayacak bir yanıt olamadım kendime.

(13)

9

ISLAK HARITA

________________

HASIP BINGÖL

gölgesi kısalan vadilerden yana umudum yok göğün yarıklarından boşalan hüküm

artık dindirmiyor sancılarımı.

hangi sabahın merhametine sığındıysam geçmedi acısı yaban dünyanın,

geçmedi ırmakları korkutan vahşet!

tarih denen şehvetli yağmada taksim edildi, gencecik kız çocukları.

sanki o kutsal nehrin ve dağın rüyasını gören yok mor boncuklar, azgın sulara kapıldığından beri.

bir telafinin bakiyesi değil yürüdüğüm yollar tenkil ve temsil bir zamana sürgün.

muasır dünyaya heves ettiğim yeni yazıyla tahrir defterlerinden dürüldü kaydım.

rahmini düşüren yalınayak kadınların kiniyle.

emziriyorum zamanı.

matemler yükselen kapılardan kaç hüseyin eksik, kaç ikrar verdim, bunca kesik baş hatırına!

dağ keçilerinden ödünç bir inatla

tutundum, ölüm kusan nehrin azgın sularına.

güman bir dille sesimde armağanlar:

elbet yeşerecek dağlarımızda çiçekler!

(14)

şimdi hangi atın kişnemesi kısaltır mesafeleri, üryan düşlerden haritalar çizilirken

dağlar siyah bir arzu oluyor güvenlik katlarında.

çizmelerine kan dolan saltanatın şaşaası, şehvetli sular biriktiriyor ağızlarda.

oysa düş değil kaltak ve şaltak miras, zırh giydirilmiş yalanların gölgesi besliyor kahkahası pıhtılaşan Barbarosları.

kundak boğan geçmişi rüsva bildim

tamah etmedim harem oğlanlarının cilalı sözlerine ve hiçbir günahına şerik olmadım tarih sayfalarının.

geçtim azap nehirlerden,

yakılmış buğday tarlalarında soluklandım;

bundandır yanık kokması sesimin.

göğsümde muskalardan örme kader bilgisiyle çarpıştım vadedilmiş topraklara düşmedi yolum.

ey sisli sabahlar doğuran coğrafyanın kederi karanlık çökmeden bir teselli bağışla,

bir yenilginin hıçkırıkları değil sana seslenişim içimde bunalan sonsuzluk testeresi.

(15)

11

ARZUDAN

________________

ÇEVIRI: GÜRGENÇ KORKMAZEL

HILDA HILST

Arzu var diye içimde.

Öncesinde, dorukları düşünmekti gündelik hayat Bir kaptan başka bir kaba bir şeyler boşaltmak Kulak asmadan insan havlamalarıma.

Özsu ve ter, hiç beraber olmadılar,

Bugün, ten ve kemikler, zahmet ve şehvet

Alıyorsun bedenimi. Nasıl bir istirahat reva görüyorsun bana Okumalardan sonra. Uçurumları düşledim

Bahçe varken yanıbaşımda.

Tırmanışları düşündüm, hiçbir işaret olmayan yerde.

Esrimiş, sevişirim seninle Ulumaktansa Hiçliğe karşı.

OF DESIRE

________________

HILDA HILST

Because there is desire within me, everything glimmers.

Before, daily life was thinking of heights Seeking Another decanted

Deaf to my human bark.

Sap and sweat, they never came to be.

Today, flesh and bones, laborious, lascivious You take my body. And what rest you give me After the readings. I dreamt of cliffs

When there was a garden by my side.

I thought of climbs where there were no signs.

Ecstatic, I fuck you

Instead of yapping at Nothingness.

(16)

GARANTI KAR

________________

IHSAN BARAN

ben masal anlatmaya başlayınca kar yağar, derdi nenem

uyanırdık diz boyu, şehir uzakta kalırdı bir yurdumuz olurdu bizim de

allahtan önce her şey

burada başlamış gibi beyaz

dededen kalma beşlinin ağzında tıkanırdı zaman ellemezdik

kilerde üzüm, kadınlar için ip vardı nasıl olsa oradaydı

üç dille korkan kalbimize sürgü babam

gece boyu çırpınan ormanın güneşle eriyince uğultusu bütün nallarından ölmüş atları görürdük orada

çocuktuk, umrumuzda değildi bi’şey azalan odun, donan su

Muş tütünü içen adamların yüzünü eskiten Erivan Radyosu

ben masal anlatmaya başlayınca kar yağar, derdi nenem

uyanırdık yağmış olurdu kar, günlerce

mendilini verdiği dağdan bir haber beklerdi Gülcan mum yakardı geceleri, kulağını yakardı

uyumazdı

bir sevdiği vardı, bütün şiirlerden önce aşk onun gözlerine sürülmüş gibi mavi

günlerce, günlerce yağmasın artık kar ben babamın yerini dolduramadım günlerce, günlerce yağmasın artık kar göçebe yazıldı mezar taşına Gülcan’ın

(17)

13

ΜΑΡΊΑ ΣΊΑΚΑΛΛΉ*

Τη μέρα που είδες για τελευταία φορά τον ήλιο όλα τα χρώματα γκρίζο.

Και από τότε εγώ όλο και κρυώνω.

Τη μέρα εκείνη της τελευταίας σου αναπνοής ο κόσμος μαράθηκε.

Και είναι από τότε που ασφυκτιώ.

Τη μέρα που πάτησες για τελευταία φορά τη γη τίποτα δεν είχε μείνει όρθιο.

Δεν έχω πατρίδα από τότε.

MARIA ŞAKALLI*

Güneşi son kez gördüğün gün tüm renkler gri.

O günden beri üşüyorum ben.

Son nefesini aldığın gün Solmuştu dünya...

Ve o günden beri boğuluyorum ben.

Toprağa son kez bastığın o gün taş üstünde taş kalmamıştı.

Yurdum yok benim o günden beri.

*Şair şiirlerinde başlık kullanmamaktadır.

(18)

IÇIMDEN GÖÇENLER

________________

ÇEVIRI: MEHMET HAKKI SUÇIN MELEK MUSTAFA

Midilli’de Karşı kıyıda

Bir ümit doğar lastik botta Ve doksan dokuz can verir Varmadan kıyıya.

في ليسفوس على الضفة الأخرى وقبل ليسفوس يولد أمل في بلم مطاطي،

وقبل الشاطىء يموت تسعة وتسعون.

* Hasret mesafe tanımaz Göz açıp kapayana kadar Ulaşır

Varmak istediği yere.

الحنين لا يعرف المسافة يصل إلى حيث يشاء بغمضة عين.

* Özlem

İflah olmaz bir şairdir Aynı şiiri

Yüz kere yazar.

الحنين!

شاعر محبط يعيد كتابة القصيدة الواحدة

مئات المرات.

* Kurtla kuzu yan yana uyur

Katliam görmemiş bir çocuğun Hayalinde.

الظبي ينام إلى جانب الذئب

في خيال طفل لم يشاهد

(19)

15

GÖĞE BAKAN KEDININ ŞIIRI

________________

NIHAL BAŞGÖL

kuşlar nasıl uçar bilmez kedi boşluğu kucaklayanlar

kaç ağaç boyu yüksekliğe dayanır gürültüyle kişneyen ve soluyan bilmez kaç adımda yaklaşır atlar

ne yapsam çıkamadım senin fikrinden bir akşamüstü huzursuzluğu

modası geçmiş oyuncaklarla çağın sanrılarını takip edip takip edip ve yelkovan o yelkovan işte kazaya kalır güneş tepedeyken

göğe bakan o kedi

susamış rahmine herkes gibi annenin kutularda çekmecelerde

provasını yapmış yapmış ve yetmemiş

denemek ister göğe bakan boşluk nasıl kucaklanır

kaç ağaç boyu yüksekliğe dayanır kedilerin kalbi

(20)

BAHAR HAIKULARI

________________

PELIN ÖZER

Titreyen böcek Depremini duyuyor Erken baharın

Ballıbabalar

Koku değil sadece Çocukluk çağı

Akşam neminde Köklerine sarılan Mersin dalları

Gök çınlıyor bak

Ahşaba düşen yağmur Çığlık şeklinde

Limon ağacı

Akşam renklerinin Sisine dalmış

Gürleşen kırda

Yemlenen kuşlar bile Çimen oluyor

Gece tükenmiş—

Ölmüş usta düşümde Ölü bir yaprak

(21)

17

FECI CINAYETLER IŞLIYORUM KESKIN

________________

RONA ASLAN

içimden bir şeyi uzağa fırlatma isteği

içimden o şeyi nedense bağırmaya benzeyen günler dünyayla bitişik yazılan yerlerimısırgan

otlarla beslenen çok kez haşhaş

asfaltta kargaya yürümeyi öğretmiştim güçlü ol dik dur düğmeni kapat demiştim güneşi yeni deniyordu paslı avlularda

yarına bir gün var deyince sektiği taş şaşmıştı günlerdi karga hepsini karıştırmıştı

çalı getir peynir kap çocuk yap geçip giden metroyu izle o günlerin içinde uzayan mesailer vardı

kimseye inandıramazdım yerin su içtiğini derimin çivi doğurduğu uykuyu

yarı rüya yaşamda yürünen bir yüzü çöl seç dedim taş mı sert dayanır acıya gözlerime böyle iri bakma

yuva yapacak dalları tart geciken otobüslere söv hınçla dikenlen yazgıya

patron olmaya zamanın var daha

kara tüylerle serpilen kırmızı bir rüya gördüm unuttum çünkü unutmak bir seçim değildi sorumluydu insan rüyalarından

hileliydi zar ipler kopmaya meyilliydi tanrı parçalanmıştı yarattıklarından dünyayı ol’maktan yorgun

ellerini yıkamaya gitmişti

kendi kanıma buladım leşini kanırttığım kargayı onca iş arasında imza onca ağaç arasında

fazlalıklarını yontayım derken baktım hiç kalmamış onca karga arasında onca dosya

kendimi görsem tanıyacaktım bir türlü rastlayamıyordum

(22)

MITIK CÜRÜM

________________

SULTAN GÜLSÜN

İmzamı atmadan önce duraksıyorum.

Sıfır ölümlü sosyal sigortalar diplomasisine ince ayarlı bu beyanı ciddiye almalıyız.

Diğerinin kestiği akım lüks,

diğer olmak verili bir ilişki intifada.

Üç imkan,

dönüşüme selam.

Birinci imkanda son dilsizliğinizi,

İkinci imkanda ondan evvelki dilsizliğimizi,

Üçüncü imkanda bizden önceki dilsizlikleri düşünüyorum.

Tartışmalı zaferlerin biraz biraz hepsinden ama çok az birinden.

İç/kin bir konuşma:

Karşınızda ya hiçkimse var, ya herkes.

Demek ki konuşabilirsinizmiş.

Demek ki konuşabiliyoruzmuş.

Demek ki konuşabilirlermiş.

Serpilen patetiğin vahşiliğiyle, biraz hava,

mitik cürüm,

sıfır tanımayan klasik manevra.

(23)

19

LOTUS

________________

ŞAHIN ALTUNER

rüzgarı yok, sokaklar sokulmuyor birbirine

yaprağı ağacından ayırdık da şimdi

fena kalbimiz, ama asidir çimen lekesinden.

cesedini eskiten o bıçağın

kanıdır hatırlatan yarını, kaldırımlarda cevapsız soruları vardı göğün: ölüm ile devlete eğik bakan evlere.

uykusu uzun sürer kayınların.

kuşların seslerini duyunca gülümseyen bir kahramanın yitik

bakışı yankılanır hala o menekşe/de sızısı bir şarkıdır ruha ikindisini belleten kendini unutmanın adına tarih diyenler ebruli bir kadının gözlerini lotusla siler ve elini ovar durur kösnü ve yalanla şimdi.

bildim açtır toprak oysa, insan dokunsun artık yarasına sonra susup, versin sesini alevlere.

(24)

BOYALI DÜŞ RESIMLER

________________

ŞIRIN INCI

Ne zaman hasretini çeksem denizin Yağmur yağardı

İçimi kemiren içimin Ankara’sında Diş gıcırtılarım yetmezmiş gibi

Dağılıp paramparça olan uykularımdan Mesaiye kalırdım sıkışan yüreğimle Yollar renkli kuyruklarıyla

Peşinden sürüklerdi yaramaz bir çocuk gibi

Bozkırda asi bir deniz sevdalısı

Buruşturulmuş kara yağız haritasıyla Islığına katarak şarkısını

Sokakları dolaşırdı bir bir

Sonra yeniden yağardı yağmur

Uzun eteğimin bacağıma yapışan ıslaklığıyla Kentimin griliği damlardı ayakuçlarıma

(25)

Çalışmalarınızın Yirmibirmart üzerinde yayınlanmasını isterseniz lütfen mektup@yirmibirmart.com adresine

e-posta yoluyla ulaştırınız.

(26)

AYLIK ŞİİR DERGİSİ MART 2021

1.SAYI

Referanslar

Benzer Belgeler

www.kto.org.tr | 4 Aralık 2015’ten Aralık 2016’ya sigortalı ücretli kadın çalışan sayısı değişiminde Konya, yüzde 0,4’lük azalış oranı ile 81 il arasında

Yenilenebilir açık deniz enerjisinin başarılı bir şekilde genişletilmesi, AB’de sürdürülebilir bir enerji geçişinin uygulanmasını sağlayabileceği ve üye

tısı olan yörelerde, daha uygun çözümler vere- ceğini kabul etmektedirler. Sulama yararının, özel- likle bu yöreler için maksimuzasyonu, bizi eva- potranspirasyon

larının değişik şekilde ayırımı ile elde edilen si- yah- beyaz olan mavi, yeşil, kırmızı ve infrared band lar özel aletlerle (Diazo cihazı, Additive color

dır. Bu borular ana koliektör ve ona bağlanan kol- lar şeklinde tertiplenir. kum kazınmak suretiyle. Yavaş filtrelere verilecek suyun bulanıklığı : Su fazla

Göl veya nehirlerde kış aylarında gözlenen buzlanma, çevresel sıcaklığın azalması sonucu, rö- latif olarak daha sıcak olan su yüzeyinden atmas- fere doğru

• Helical backbone is held together by hydrogen bonds between the nearby backbone amides. • Right-handed helix with 3.6 residues (5.4 Å) per

– Glucose monomers form (1  4) linked chains – Hydrogen bonds form between