• Sonuç bulunamadı

o o Kelly McKain o lia Johansson

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "o o Kelly McKain o lia Johansson"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

o

o o

Kelly McKain

o

lia Johansson

o

o

o

(2)

Denizyddı heyecanla bir m

(3)

Katie ıçın

Orijinal adı: Mermaid Rock - Treasure Hunt First published by Scholastic Ltd, 2004

Text copyright © Kelly McKain, Prospero Promotions Limited, 2004 ıııustrations copyright © Cecilia Johansson, 2004

Scholastic Children's Books, UK a division of Scholastic Ltd Türkiye yayın hakları:

© 2009, Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları Sertifika No: 11213

ISBN: 978-605-360-463-l Genel yayın numarası: 2414

Çeviren: Sevgi A�!ıhan Editör: Nevin Avan Ozdemir

l. Baskı: Ocak 2012

Bu kitabın hiçbir bölümü, yayıncının yazılı izni alınmaksızın herhangi bir elektronik ya da mekanik yöntem kullanılarak

kopyalanamaz veya yayınlanamaz.

Baskı/ Printing House .

GOLDEN MEDYA MATBAACILIK VE TiCARET AŞ.

100. Yıl Mh. Mas-Sit 1. Cad. No: 88 Bağcılar istanbul

(0212) 629 00 24 Sertifika No: 12358

. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları .

istiklal Caddesi, Meşelik Sokak No: 2/4 Beyoğlu 34433 lstanbul Tel: (0212) 252 39 91 - Fax: (0212) 252 39 95

www.iskultur.com.tr

(4)

oenllyıldıaı Kayası

Kell� McKain

Resinle�en: cecilia J'oJıansson

TÜRKiYE ı BANKASI Kültür Yayınları

(5)

. �

" o':. .. .

Denizkızlarının diğer maceralarını kaçırmayın.

(6)

� &irinci sölün �

Denizyıldızı Kayası'nda sıradan bir gündü.

Derin ile Nilsu na şarkı söyleyip, saçlarını tarayarak zaman geçiriyorlardı. Kız kardeşlerine,

- Hadi Spirulina, sen de bizimle şarkı söyle, diye seslendiler.

Spirulina homurdanarak:

- Ama bu çok sıkıcı. Böyle oturmaktansa, eğlenceli bir oyun oynasak ne güzel

olurdu, dedi.

(7)

FOOŞŞŞ!

Tam bu sırada iki dev denizatının çektiği bir araba, suları yararak kızların yanına geldi.

Spirulina sevinçle:

- Yaşasın, babam geldi! diye bağırdı.

Neptün' ün arabasının sıçrattığı su denizkızlarını tepeden tırnağa ıslattı.

Spirulina güldü, ıslanmanın çok

eğlenceli olduğunu düşünüyordu. Ama Neptün' ün suratının asık olduğunu

görünce ciddileşti.

(8)

Neptün üzüntüyle konuşmaya başladı:

- Ah, sevgili kızlarım. Kötü haberlerim var.

Ariel'le bir yarışmaya girdim ve kaybettim.

Hazinemi ona vermem gerekiyor.

Nilsuna:

- Hazinemiz olmayacak mı? diye bağırdı.

Neptün başını eğdi.

- Aslında durumumuz daha kötü.

Hazinem çalındı! Şimdi Ariel güneş

batana kadar hazineyi ona

(9)

Derin:

hazineni

bulacağım. Yüzen Saray' ı vermek

zorunda

kalmayacaksın, dedi.

Sonra da babasına sarıldı.

(10)

Neptün:

- Benim cesur kızım. Güzel

konuşuyorsun, ama sen ne yapabilirsin ki?

Sen sadece hassas ve minik bir denizkızısın.

Şimdi gitmeli ve

� (\\ .

sarayımı teslim

� '!)�.d İ

etmek için hazırlanmalıyım.

fı(� _j �.p

Sonra

arabasına atladı ve denizin

üzerinde kayarak uzaklaştı.

Nilsuna hıçkırarak:

- Babam haklı. Senin yapabileceğin bir şey yok! dedi.

Spirulina minik ve hassas olarak tanımlanmaktan

hoşlanmamıştı. Kaşlarını

c;;

çatarak: - Göreceğiz

.�

·

�-:

:� 0,

bakalım. Hazine bir yere gizlenmiş

olmalı, dedi.

(11)

Ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Ancak Denizyıldızı Kayası'ndan bakınca

görebildiği tek şey, kumsaldaki kırık balık oltası oldu.

Sonra başını kaldırıp gökyüzüne baktı ve bulutların arasında gezinen Uçan Şato'yu gördü. Ariel burada yaşıyordu

Spirulina:

- Şu şatodan aşağı bakabilsem,

kilometrelerce uzağı görebileceğimden eminim. Bu sayede kayıp hazinenin yerini bulabilirdim.

(12)

Derin:

- İyi de denizkızları uçamaz ki, oraya nasıl çıkacaksın? diye sordu.

Spirulina göz kırptı ve:

- Görürsünüz, dedi.

· -·

.

0fa

: .

---�-

--- --

(13)

Spirulina yüzerek Denizyıldızı Kayası'na geri döndü ve tamir ettiği oltayı kız

kardeşlerine gösterdi.

- Bu kancayı Uçan Şato'ya takacağım.

Sonra da misinayla kendimi yukarı

çekeceğim, dedi.

Derin:

- O misinanın

boyu, Uçan Şato'ya ulaşabilecek kadar

uzun değil, diyerek söylendi.

Nilsuna:

- Asla o şatoya çıkamayacaksın, diye

ekledi.

1

(14)

İkinci sölun

Spirulina Denizyıldızı Kayası' nın en yüksek yerine çıktı ve oltasının kancasını Uçan Şato'ya doğru fırlatmaya başladı. Ancak ne kadar hızlı fırlatırsa fırlatsın, oltanın kancası bir türlü gerekli yüksekliğe

çıkmıyordu. Daha da kötüsü, Uçan Şato giderek uzaklaşıyordu.

(15)

Derin:

- Bu kesinlikle işe yaramayacak, dedi.

Nilsuna:

- Lütfen vazgeç artık, diye ekledi.

Ancak Spirulina uğraşmaya devam etti, ta ki. . .

- Evet!

Birden Spirulina gökyüzüne doğru çekilmeye başladı. Ama oltasıyla yakaladığı şeyi

görünce, şaşkınlıkla bakakaldı.

(16)

Oltasıyla Uçan Şato yerine, bir

albatros .er;. �__,

".

yakalamıştı ve : · r,.

onunla birlikte 1 · havaya

yükseliyordu.

Albatrosa,

. . ()

- Rica etsem, beni Uçan Şato'ya götürebilir misiniz?

diye sordu.

Albatros:

- Aslında bir dakika içinde senden

kurtulacağım.

Bir taksi

olmadığımın farkındasın, değil mi?

diyerek onu

azarladı.

)J

(17)

Spirulina oltaya daha sıkı sarıldı. Yerden çok yükselmişlerdi. Bu işi başaramazsa, başı derde girebilirdi.

<(

) ;

(18)

Spirulina bağırarak:

- Lütfen bana yardım edin. r-­

Çok önemli bir görevim

r:::.iJ /

var, diye yalvardı. Biri

·

babamın hazinesini

� � �

çaldı. Güneş

· r. .-�

batmadan önce o

\ (

..... ·

hazineyi bulmalıyım.

Albatros küçük denizkızına acımıştı.

- Bu gerçekten çok önemli bir şey gibi görünüyor. Sırtıma tırman da seni Uçan Şato'ya götüreyim. Bana Albi diyebilirsin, dedi.

Spirulina kibarca:

- Benim adım da Spirulina, dedi.

Sonra yavaşça Albi'nin sırtına tırmandı.

Oltasını da alet kemerine taktı.

(19)

Birkaç saniye sonra Uçan Şato'ya ulaştılar. Albi:

- Sıkı tutun, sert bir iniş olacak, dedi.

Gerçekten de gürültülü bir iniş oldu.

Bir-iki küçük heykeli kırdıktan sonra, kulelerden birinin tepesine konmayı başardılar.

Bütün bu gürültü patırtıyı

duyduğu sırada Ariel şatonun içinde

oJ

Q

�) /?

çalışıyordu. Neler

� ı

olduğunu anlamak

' r

için dışarı fırladı.

\_.Y -Yı

Ofkeyle:

�\

- Siz ikiniz burada ne arıyorsunuz?

diye sordu.

o

(20)

Ariel bir kahkaha attı.

- Tabii ki bilmiyorum! Size iyi şanslar, dedi. Ardından uçarak tekrar şatoya

(21)

Spirulina ve Albi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Sonra da çalınan hazineyi aramaya başladılar.

(22)

<C:s Üçüncü Bölün

Spirulina ile Albi bir kuleden diğerine

geçerek, her yöne baktılar. Denizin üzerini dikkatle taradılar, bütün kıyıları

incelediler. Ama çalınan hazinenin izini bulamadılar.

Spirulina umutsuz bir ifadeyle:

- Buradan hazineyi görebileceğimizden emindim. Şimdi ne yapacağız? diye

sordu.

(23)

Albi:

- Hemen paniğe kapılma. Hadi biraz uçup, etrafa daha yakından bakalım, diye cevap verdi.

Albi'nin önerisi üzerine Spirulina biraz rahatladı.

Albatrosun sırtına bindi ve

birlikte uçmaya başladılar.

··�·,, ...

Önce ters çevrilmiş kayıkların altını ve deniz

fenerini araştırdılar. Ama çalınan hazine orada değildi.

()

(24)

Saatlerce aradılar. Küçük mağaraların diplerine

baktılar.

Kumsalda

hazinenin gömülmüş olabileceğinden şüphelendikleri yerleri kazdılar.

Q. ô

Ama hazineden iz yoktu.

.ı:-

\

(25)

Güneş batmaya başladığında Spirulina ile AlbL Uçan Şato'nun

kulesine geri döndüler. Etrafa dikkatle bir kez daha baktılar, ama hazinenin nerede olabileceğine ilişkin hiçbir ipucu bulamadılar. Çok yorulmuş ve umutsuzluğa kapılmışlardı.

· B

~

(26)

Derken Ariel uçarak yanlarına geldi.

- Hazineyi bulamadınız mı? diye sordu.

Albi başını

sallayarak:

/ � /)

- Hayır! diye

� rp �

cevap verdi. ,

Ariel: ·. ,,/

- Vah vah!

Artık Yüzen

Saray' ı almaktan

başka çarem yok! dedi. Ama aslında hiç üzülmemişti. Aksine çok mutlu

görünüyordu.

(27)

Spirulina

ağlamaya başladı.

- Lütfen

babamın sarayını alma, Ari el, diye yalvardı.

Ama Ariel sadece güldü.

- Biliyorsun küçük

kız, yarıştık ve ben kazandım. Güneşin batmasına birkaç dakika kaldı. Ondan sonra Yüzen Saray'ı almam gerek. Yeni sarayımı Denizyıldızı Kayası'na

bağlamayı planlıyorum.

(28)

Sonra da uçup gitti. Albi Ariel' e çok sinirlenmişti.

- Ariel çok kötü karakterli biri! Ama görünen o ki, sarayın yeni sahibi o olacak. Her yere baktık. Artık

yapabileceğimiz bir şey kalmadı, dedi.

Spirulina

gözlerini kurulayarak:

- Lütfen öyle söyleme. Aramaya devam etmeliyiz, dedi.

(29)

Tam bu sırada, batmakta olan güneşin ışınları Uçan Şato' nun kulelerinin üzerinde parladı.

Etrafa dikkatle göz gezdiren Spirulina, karşıdaki kulenin penceresinin tuhaf bir şekilde ışıldadığını fark etti.

(30)

Spirulina şaşkınlıkla:

- Karşıya bak!

Sanırım orada çok parlak bir şeyler var, dedi.

Albi dikkatle pencereyi inceledi.

- Önemli bir şey olmayabilir, ama yine de yakından

bakmakta fayda var, ( ( dedi.

)>

(31)

Spirulina tekrar Albi'nin sırtına tırmandı ve birlikte sessizce karşıdaki pencereye doğru uçtular. Pencerenin denizliğine konup, parmaklıkların arasından içeriye baktıklarında gözlerine inanamadılar.

//

(32)

<{;:s Dördüncü sölün t?

Spirulina heyecanla:

- İşte babamın hazinesi, diye bağırdı.

Albi:

- Şıııışşşşt! diyerek onu susturmaya çalıştı.

Hazinenin başında sert görünüşlü bir nöbetçi vardı. Sesleri duyan nöbetçi arkasına dönerken, Spirulina ile Albi saklandılar.

(33)

Spirulina:

- Hazineyi Ariel çalmış. Çok sinsi bir adam, diye fısıldadı.

Albi:

- Ama bunu niye

yapsın ki? Zaten \ 1 I hazineyi

/

r .

.

kazandı, :

de

p

,

Spirulina biraz düşündü ve Ariel' in niyetini anladı.

Endişeyle,

- Evet ama bu sayede Yüzen Saray' ı da

alabilecek! Böylece hem göklerin, hem de

denizlerin hakimi olacak. Babamı

yenecek. Ah Albi onu (

(

durdurmalıyız! dedi.

(34)

Albi üzüntüyle gakladı:

- Haklısın! Hazineyi geri almalıyız, hem de hemen! Güneş

batmak üzere, ama bu parmaklıkları aşmamız

mümkün görünmüyor, dedi.

Albi umutsuz

görünüyordu, ama Spirulina gülümsedi.

- Biz aşamayız, ama bu aşabilir, dedi ve alet kemerinden oltasını çıkardı.

)

)

(35)

<(

Albi keyifle:

- Bu harika bir fikir.

Hazinenin bütün parçalarını bununla toplayabiliriz! Peki nöbetçiden nasıl kurtulacağız? diye sordu.

Spirulina göz kırptı:

- Sen onu bana bırak. Sonunda geleneksel denizkızı yeteneklerim işe yarayacak, dedi.

Ardından pencerenin kenarına yaklaştı ve yumuşak bir sesle ninni söylemeye başladı.

(

(36)

Spirulina yumuşak bir sesle ninniyi defalarca söyledi.

Kısa süre sonra nöbetçi derin bir uykuya daldı.

Albi:

- Bunu nasıl

yaptın? diye sordu.

Spirulina:

- Denizkızı şarkıları insanları uyutur, diye

cevap verdi. Hadi şimdi biraz hazine toplayalım.

Sonra oltanın kancasını bir

kolyeye taktı ve misinayı çekti. Kolye demir parmaklığa çarptı.

ÇLİNK

Spirulina donup kaldı. Endişeyle

nöbetçinin uyanmasını

beklediler. Ama nöbetçi horladı ve rüyalarına geri döndü.

(37)

Spirulina bütün hazineyi parça parça

<(

pencereden çıkardı ve Albi'nin sırtına yükledi.

Ağır hazineyi sırtında dengeli tutabilmek için uğraşan Albi:

- Güneş

batmak üzere, 1)

acele etmeliyiz,

2

diye fısıldadı. Spirulina: .

/ / /') el�

- Son bir şey

daha var, dedi ve

< (

oltasını loş odaya doğru bir defa daha savurdu.

(38)

Spirulina misinayı toplamaya çalıştı, ama başaramadı.

- Bu pırlanta taç da ne kadar ağırmış, diye s9yıendi.

)

;

Albi:

- Hey! .. Bu taç değil! diyerek yutkundu.

Şimşek gibi hızlı hareket eden Spirulina tacı kaptığı gibi Albi'nin

sırtına atladı.

- Hadi

gidelim! diye bağırdı.

(39)

Nöbetçi pencerenin önüne gelene kadar, Albi çoktan havalanmıştı.

Kanatlarını çırpabildiği kadar hızlı çırpıyordu. Ancak yükü çok ağırdı.

Havada asılı kalmışlardı. Bir süre sonra:

- Aaaayy! diye bağırmaya başladılar.

Yükselmek yerine spiraller çizerek aşağı gidiyorlardı.

(40)

� Beşinci Bölün �

o��

Spirulina arkadaşı Albi ile birlikte hazineyi kurtarmaya çalıştığı sırada, Ari el

Denizyıldızı Kayası'na ulaşmış ve

Neptün' den, kazandıklarını talep etmişti.

Ariel:

- Bütün iyi niyetimle Uçan Şato' dan etrafa bakmasına izin vermeme karşın, Spirulina çalınan hazineyi bulamadı.

Yüzen Saray' ı bana vermen gerekiyor, dedi.

(41)

Neptün'ün omuzları çöktü. Kemerinden bir zincir çıkardı. Yüzen Saray' ın bütün anahtarları bu zincire takılıydı. Güneş ufukta kaybolurken Derin hıçkırdı, Nilsuna iç çekti.

Ancak tam Neptün anahtarları uzattığı sırada, gökten hazine yağmaya başladı.

I I ./ / , i

I {

I /

1

'7 >

.o -' 1 G 0

...

. )l

. . *

H. O d'/· 0••':· ı:a,. .,

- / / j

· Ô 1 / ; ... • •

., . r.f:'J)

W. (. \ o. o

(

\. �o .

' ... , I

.

.

1 o() _} ) ) ) I 1 \... ,

'� -

O• -'�

-

17:,.a"• ı f,,..o :

-.,,, ' _ / •• · � :°". ,g"-o

*

<!lo ,._

çg �

�°_p o�

0 o:• l?: .. ::'A :: / /

o •

<( �

9�· \.:::!) ...

Derin:

- Yaşasın! Hazine bulundu! diye bağırdı.

(42)

)>

· -

(43)

- Spirulina nerede? diye sordu.

Spirulina ile Albi hala spiraller çizerek düşüyorlardı. Albi kanatlarını hızla

çırpıyordu, ama yükü çok ağırdı.

Spirulina:

- Suya atlayacağım. Böylece sen de bir zarar görmeden yere inebilirsin, diye

bağırdı.

Albi:

- Hayır! diye gakladı. Bu çok tehlikeli.

.. . .

�� ..

<( :·.: . @

' t

/

I ·:.

I

. ; ..

o

*�

o · 0

o o

I •

) J

(44)

FOŞŞŞ!

(45)

Neptün, Spirulina'ya kızmıştı.

- Bir daha asla böyle şeyler yapma. Ya başına bir şey gelseydi, diyerek onu

azarladı. Sonra küçük kızını sudan çıkardı.

Derin neşeyle cıvıldayarak:

- Ama hazineyi buldun! Hem de tam zamanında, diye bağırdı.

Spirulina:

- Albi de yanımdaydı. Her şeyi birlikte yaptık, diye açıklama yaptı.

Neptün:

- İkinize de aferin, dedi. Peki hazineyi kim çalmış?

(46)

Spirulina parmağıyla Ari el' i göstererek:

- O yapmış! Bu, Yüzen Saray'ı ele geçirmek için yapılmış bir komploymuş, diye bağırdı.

Neptün çok kızmıştı.

- NE? diye � k .. k d' u re ı.

L ı ��

, «

)

)

� D

(47)

Neptün'ün keyfi yerine gelmişti.

- Artık onu düşünmemize gerek yok. Bu akşam bir balo düzenleyelim ve

herkesi davet edelim, dedi.

Derin ile Nilsuna bu habere çok sevinmişlerdi. Bütün deniz canlılarını baloya davet etmek için hemen suya atladılar.

(48)

Baloda herkes Spirulina ile Albi'nin kahramanlıklarını öğrendi. Herkes Albi'yi çok sevmişti. Albi daha önce hiç bu

kadar güzel bir balo görmediğini söyledi.

(49)

Referanslar

Benzer Belgeler

kefenimi üstümde taşıyorum insanlar bulduğunuz yerde vurun beni dönüş biletim de yoktur üstelik yapmayın yaşatmayın öldürün beni suladımsa kendi toprağımı suladım size

Aynı adresinde hayatın, aynı mahalle- sinde, aynı sokağında… Herkes kendi diliyle hâlleşiyordu artık.. Ne çok zaman varmış gibi

Liang-He Lua ve arkadaşlarınca yapılan yeni bir çalışmada ise, cerrahi rezeksiyon uygulanan 2038 adet Child A evre siroz zemininde HCC’ si bulunan vaka

Aslında bundan çok daha önce, yani günümüzden yaklaşık bir milyar yıl sonra Güneş’in parlaklığı okyanuslardaki suları bu- harlaştıracak kadar yükselmiş ve Dünya

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

^ Fakültenin tatil olmasına rağmen gençlerin tezlerini okumakla meşgulken, birdenbire bir kalb krizinden ölen profesör Sadrettin Celâl, memleketin kendi

Enterobacter-Klebsiella grubu amoksisilin-klavulanik asid (%72), piperasilin (%65), seftazidim (%53) ve sefotaksime (%52) yüksek oranlarda direnç gösterdi¤i halde, imipenem

f è n^e^ Kâmuran (Prens Sabahattin’in gelini), nses Aleksandra (Adı belirlenemeyen kus çar­ larından birinin kızı), Gavsi Baykara (Neyzen ve bestekâr), Saniye