• Sonuç bulunamadı

*.. * 4.YLIK 6f~CLIK BULTf~l ~~YI: _ ~-- 3 DM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "*.. * 4.YLIK 6f~CLIK BULTf~l ~~YI: _ ~-- 3 DM"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* .. * 4.YLIK

6f~CLIK BULTf~l

'

~A~T-NISAN

.

1998

L __ --- - --- ~~YI:_ ~ --

3 DM

www.arsivakurd.org

(2)

İÇİNDEKİLER

Başlarken Redaksiyon

Ulusal Devrimci Gençlik'e (UDG) Bakış UDG

Gençliğin Örgütlenme Sorunu ve UDG UDG

Mart'ta şanlı Bir Gün : NEWROZ

K. ÖZMEN 8 Mart Uluslararası Kadınlar Günü ve rt Kadını

Halepçe Katliamı'nın 10. Yıldönümü Üzerine

Halepçe Sokakları

Avrupa'da Kürdistanlı Gençlik

Bir Gençlik Seminerinin Ardından

Özgürlüğün Son SınıSen

,..

VENGE CIWANAN : Aylık Gençlik Bülteni- Mart- Nisan ı 998-Sayı : ı -Fiyatı: 3.-DM

İsterne Adresi :

Cıvata Kurd lı Oortınund

Gronaustr. 44 44145 DORTMUND Tel. : 023 1 -83 34 25 Fax: 0231-83 91 19

R. Aydemir

K. ÖZMEN

R. Aydemir

S. Aras

Redaksiyon

H. İ. Ak yol

www.arsivakurd.org

(3)

ÇIKARKEN

Bu bülten, ilk planda Almanya ve Avrupa'da kendini ulusal, devrimci ve sosyalist olarak niteleyen Kürt gençliği arasında bir bağ kurmaya çalışıp,

Kürt gençliğinin bu alanda örgütlenmesine ivme sağlamaya çalışacak ol,~n bir araç olacaktır. Ayrıca Kürt gençliğinin yazımsal alanda yeteneklerini sergiledikleri ve ürünlerini başkalarıyal paylaşarak, kendini geliştirip dönüştürebilecek bir eğitim aracı olmaya çalışacaktır.

Biraz da amatörce hazırladığımız bu bülten, sizlerin de katkılarıyla,

giderek profesyonelleşen bir gençlik dergisine dönüştürülmeye

çalışılacaktır. Bu nedenle şimdiden Kürt gençleri ve Kürt ulusal demokratik hareketenin genç dostları, yazıları, şiirleri, araştırmaları, haberleri ve karikatürleriyle bültenin dergiye dönüştürülmesine katkıda bulunabilirler.

Eksiklerimizin olduğu ve olacağının bilincindeyiz. ~.ma siz okuyucalrın katkı, eleştiri ve önerileriyle eksiklerimizi asgariye indirip, ihtiyaçlara cevap verebilen bir organ olabileceğimize de inincımız tamdır.

Bültenin çıkması, Mart ayına rastladı. Mart ayında sevinç ve hüzünü bir arada yaşıyoruz. Her ulusun tarihinde olduğu gibi, Kürtlerin de tarihinde önemli sayfalar vardır.

Şanlı direniş sembolü 21 Mart Ne w'roz ile birlikte, 16 Mart 'ta lO.yıldönümü

olan Halepçe 'deki kimyasal gazla katliamı yaşadığımız bir ay, Hart ayı. 21 Mart, ayrıca Birleşmiş Milletierin uluslararsı ırkçılıkla mücadele günü olarak ilan ettikleri bir gün. Direniş sembolümüz olan Ne wroz ile çakışan

bu gün, biz Kürtler açısından büyük bir öneme sahip.

31 Hart'ta yine Mehabad'da ilan edilen Kürdistan Cumhuriyeti'nin önderleri olan Qadi l~uhammed ve arkadaşlarının i damla katıedildiği bir gün Mart 1979'da Güney Kürdistan otonomi hareketine yıllarca önderlik etmiş olan Melle Hıstefa Berzani öldü.

8 Mart, uluslararası kadınlar günü. Ülkemizde kadınların içinde bulunduğu

durum gözönüne alındığında, 8 Mart özellikle Kürt kadınları açınsırrdan

büyük öneme sahip.

lleriki sayılarda, bültenini veya derginin başta Kürtçe ve şiveleri olmak üzere, Almanca ve Türkçe bölümler içermesine özen göstereceğiz. Bu, biraz da, siz gençlerin dergiye katkıları orantısına bağlı olacak.

REDAKSİYON

www.arsivakurd.org

(4)

ULUSAL

DEVRİMCİ GENÇLİK'E

(UDG)

BAKIŞ

VE

ÖNERİLER

(*)

İçinde bulunduğumuz koşullar, ister istemez bazı ilişki ve faaliyetleri tersine çeviriyor. Partinin varlığı ve etkinliği, gençlik hareketine örnek

teşkil etmeliyken veya bizzat onu organize edeceği yerde, günümüzde tersi

yaşanıyor. Gençlik hareketi, partinin atıllığı, dağılmışlığı karşısında,

toparlanmaya, faaliyete yönelik çabalara girişiyor. En önemli mesajını da, partinin <Birlik ve Partinin Korunması, Devam Ettirilmesi> noktasınıda odaklaştırıyor.

UDG Bülteni, ilk sayısında, parti içinde <çatlak seslere> de gönderme

yapıyor ve bir tavır koyuyor. Yani taraf olduğunu ilan ediyor.Sosyalizme ve

silahlı mücadeleye taraf olduğunu, partinin bu doğrultusunu, sağda ve soldan törpülemeye çalışanlara karşı mücadele edeceğini söylüyor.

<Bu gemi batarsa, kurtulan olmaz> tespiti, bizleri en iyi ifade eden tespittir. Vurguyu yapan çubuğu bir yöne doğru bükmek zorunda kalmak, dönemin yarattığı bir zorunluluktur. Yoksa zorunlulukların normal

dönemlerde teorileştirilmesi tehlikesi, her zaman vardır. Önemli olan bunun

farkında olabilmektir. Yıllarca süren birlik tartışmalarının, PYSK gibi bir ürün ortaya ıkarması, olumlu bir gelişmedir. Halkımız ve dünya kamuoyu ile sömürgecilere bir mesajdır. Ortalığı dönekıerin kapladığı bir dünyada, sosyalizme sahip çıkmak, gerçekten de bir cesarettir. PYSK, bunu yaptı.

Gelinen aşamada, böylesi olumlu bir başlangıcın, içten içe kemirici

asalakların marifetiyle boğulmasına seyirci kalınamaz. Grupçu, reformist ve oportünist yaklaşımların, partiyi bitirmeye çalıştığını, kör gözler bile

artık görüyor.

Unutulmasın ki, reformist yaklaşım, zaten sosyalizmi ve silahlı mücadeleyi redederek, PYSK'nin oluşum amacını ortadan kaldırıyor. Grupçu yaklaşım da, oportünizm de, aynı sonuca varıyor. Yani PYSK'nin varlığına son verecek eski dar çevreye geri dönüş, ileri bir adım olmadığı gibi, bitişin

ilanıdır. DTekrar grupçu yapılara dönersek, birşeyler kurtarırızD mantığı, yanılgıdır. Yapılması gereken, PYSK'yi, sosyalizm ve silahlı mücadele

doğrultusunda yaşatmaktır. Reformistleri, oportünistleri, grupçu kafaları

tasfiye etmektir. İşte UDG, bu yönüyle taraftır. Ve PYSK bilincini ön plana

çıkarmak isteyen partililere bir çağıdır .

www.arsivakurd.org

(5)

UDG,

başlangıç

olarak,

değerlere

sahip

çıkınakla işe başlıyor.

Ama bu, yetmez. UDG'nin güç

olması

için, faaliyet ve örgütlenme

gerekiyor. Bunun için de önüne hedefler koymak ve kendince

işleyiş kurallarıyla

ilkeler edinmek

zorundadır.

1. UDG'yi

geliştirirken,

ilk

adımlar

atmak, çok önemlidir.

Ayırımsız

tüm insanlara gitmek,

tartışmak,

fikir almak, davet etmek zorunluluktur. Hem tüm çevrelerin içinde yer

alması

için çaba sarfedilecek, hem dengelerin

korunması uğruna

içinde yer alabilecek tembellerin,

atılların ayıklanmasına çalışılacak,

hem önceki

satırlarda

sözünü

ettiğimiz <kafaların>

çamur

atmalarına,

kendi

yanına

çekme

manevralarınagöğüs

gerecek. Yani PYSK'nin

yapmadığını

kendi

işleyişinde başarmaya çalışacak.

2.

Bunları

yaparkan, en önemli nokta, kesintisiz mücadeledir. Nihai hedefe varmada,

aşama aşama

hedefler tespit etmek, taktikler

geliştirmek

gerekecek.

Kişiler,

en iyi, mücadele

alanında sınanır

ve

yeteneği

olan,

çalışan

insanlar ön plana

çıkar.

Faaliyetler

hızlandıkça,

dökülmeler

olacaktır.

Bu

sanıldığı

gibi, olumsuz

değil,

olumlu bir

gelişmedir.

3. Gençlik hareketi, kendi ilkelerini ve

işleyiş kurallarını,

kendi

insanlarıyla yapacağı değerlendirmelerle

ortaya

çıkarrnalıdır.

Hedeflerini ve görevlerini, iyi

saptamalıdır.

Sapla

samanı,

biribirine

karıştırmamalıdır.

Önüne, boyundan büyük hedefler koyup, sonradan

altında

ezilmemelidir. Yani gerçekçi olmak, olmazsa, olmaz

koşuludur.

Gençlik hareketinin

yapacağı işlerle,

partinin

yapacağı işler ayırt

edilebilmelidir. Merkezi

yapılanmaya kavuşmalı,

koordineli

çalışmayı öğrenmeli

ve kendisine özgü bir tüzük

oluşturmalıdır.

4. Gençlik hareketi, kendisini parti yerine

koyınamalı.

Partiye ivme

kazandıracak,

onu ayakta tutacak ve kendine getirecek

tavırlar geliştirmelidir. İlk

bülteninde

yaptığı

gibi, PYSK bilincine vurgu

yapmalı

ve bu yönde

teşvikler geliştirilmelidir.

(*) <Ulusal Devrimci Gençlik- Çukurova Bülteni>nirı 2. sayısından alınmıştır.

www.arsivakurd.org

(6)

www.arsivakurd.org

(7)

GENÇLİGİN

ÖRGÜTLENME SORUNU- VE UDG (*)

Toplumumuzda güçlü reflekslere sahip, en atılgan ve enhareketli kesimimiz olan gençliğimiz, sömürgecilern korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Gençlik, örgütlenme konusunda ise, ne yazık ki, henüz

netleşmiş değil.

Ülkemiz Kürdistan, yıllardır sömürge statüsünde, fiilli askeri işgal altında bulunmaktadır. Her türlü zulüm ve katliama rağmen, UKM

(Ulusal Kurtuluş Mücadelesi), bedeller vererek, sürüyor. Dün olduğu

gibi, bugün de Kürdistan gençliği, ülkemizin bağımsızlığı ve

halkların özgürlü için mücadele alanının en ön mevzilerinde

savaşmaktadır. Ancak gençlik, kendini ifade etme noktasında, önemli zaafiyetler geçirmiştir. En önemlisi, gençlik, kendi örgütlenmesini

yaratamamıştır. Tüm bunları, tek bir nedene bağlamak mümkün

değildir. Bizim en çok eleştirdiğimiz nokta, gençlik örgütlenmesini savunup da, bunun içinde bir çaba sarfetmeyen Dsiyasi

hareketlerDdir. Şu veya bu şekilde gençliğin örgütlülüğünü

savunmayan siyasi parti, yok gibidir. Ancak iş~ pratiğe gelince, bu gençlik örgütlenmeleri, birer <paravan> kurumlara dönüşüyor. Bizim ülkemizde bunun örneklerini, fazlasıyla görüyoruz. En sosyalist partilerimiz bile, gençliğin sadece <pratiğinden> faydalanıyorlar.

Oysa ki, gençliğin bağımsız örgütlenmesi, kendi işleyişini yaşama

geçirmesi, sanıldığı kadar zor bir iş değildir. Şu anda var olan gençlik örgütlenmeleri de, partilerin uzantıları durumundadır.

Bunlar, daha çok koyu şabloncu, ülke değerlerine, devrime ve sosyalizme ters düşen kimi anlayışları içeren, UKM'yi

marjinalleştiren, ülkemiz tarihini sadece <84 atılımı>ndan itibaren kabul gören, seroklarını fetişleştiren bir gençlik hareketinin

bilimselliğinden ne kadar bahsedilebilinir? Ya da sosyaliz adına

yola çıkan reformist bir partinin gençlik örgütünün silahlı

mücadeleye ve devrime bakışında ne kadar samimi olabilir? Her iki

anlayışın bugün ortak noktaları, küçük burjuva devrimciliği ve legal alana çıkma eğilim ve çabalarıdır. İşte bu noktada, UDG, anlam

kazanmaktadır. Önemi, işleyişinden, dünya görüşünden, strateji ve taktiklerinde, dünya devrimine, sosyalizme ve silahlı mücadeleye

bakış açısından kaynaklanmaktadır.

www.arsivakurd.org

(8)

.---~---~---·-·---·

Kısaca:

*** Ulusal Devrimci Gençlik,

bağımsız

bir gençlik örgütlenmesidir.

Emperyalizmin

dünyayı

zehirli bir ahtapot gibi

sardığı

günümüzde, Marksizm-Leninizme

bağlı

kalarak, kapitalizmin bir alternatif

değil,

çağdışı,

ernek

düşmanı

bir sistem

olduğunun

bilincinde

olmasıdır.

M- L, bir ütopya

değil, sınıfsal

mücadelemizde bir eylem

kılavuzudur.

Bu

bakırndan

sosyalist dünya

görüşü,

bir

geçiş,

bir rnerdiven

değil, yaşanması, yaşatılması

gereken bir bilimdir. UDG, bu bilirnin

işiğinda,

kendini yeniden

yaşatma

mücadelesi veren bir Marksist- Leninist gençlik örgütüdür.

*** Ulusal Devrimci Gençlik,

bağımsız

bir gençlik

örgütlenrnesidir.Gençlik hareketinin kendi

hiyerarşisine

sahip, partiden

bağımsız,

demokratik merkeziyetçilik ilkesini savunan bir örgütlenrnedir.

Bağımsız

gençlik örgütlenmesi, <gençlik her yönüyle

bağımsızdır> anlayışı çıkmasın. İdeolojik-politik

ve

düşünsel

bazda, partiden

bağımsız düşünemez.

Parti ile gençlik, bu anlamda biribirini tamamlayan, biribirlerini

geliştirip

güçlendiren diylektik bir

bağın varlığını

savunur.

*** Ulusal Devrimci Gençlik, illegal bir gençlik hareketidir.

Düşmanın saldırılarından

korunmak ve tüm

tarafların

demokratik

işleyişinin sağlanması,

ancak ve ancak illegal örgütlenmesiyle mümkündür. Ama UDG, legal ve

yarı

legal

kanalları

zorlayarak, ülke ve bölge

koşullarını

gözönüne alarak, sonuna kadar

değerlendirir.

*** Ulusal Devrimci Gençlik, kapitalizme, emperyalizme,

sörnürgeciliğe, faşizme

ve her türden

gericiliğe karşı

devrimci

şiddet

temelinde verilen

silahlı

mücadelenin

yanında

bir

taraftır.

*** Ulusal Devrimci Gençlik, tüm

Kürdistanlıların

siyasi

birliğinin yanındadır

ve bu temelde önemli bir

gelişme

olan PYSK'nin tüm

dğerlerini

sahiplenir.

*** Ulusal Devrimci Gençlik, reformizme, oportünizme ve her türden

gurupçuluğa karşı

cephe alan bir güçtür.

(*)<Ulusal Devrimci Gençlik- Çukurova Bülteni> nin 2. sayısından alınmıştır.

www.arsivakurd.org

(9)

8 MART - ULUSLARARASI

~~DINLAR

GLmü

Kadın

Hareketinin

Kısa

Tarihçesi

Kadınlar, tarihte çeşitli direnişiere katılmış, kimileri örgü:leyerek, toplumun yapısında belirli değişikliklere sebep olmuşlardır. özellikle ilerici hareket, kadınların katılımıyla ivme kazanmıştır. Kadın hareketinin sosyalizme büyük katkıları olmuştur. Kadın hakları, sadece g'jnürnüzle ilgili sorunlar değildir. Kadın sorunları, tarihin derinliklerinder. birikerek . günümüze kadar gelmiştir. Erkek eğemen anlayışı, kadınları çeşitli

biçimlerde baskı altında tutmuştur. Kadınlar, haklı olarak kendilerine uygulanan insanlık dışı uygulamalara karşı çıkmışlar. Kadınlar eğitim ve erkeklerle eşit olma hakları için mücadeleye başladılar.

Kadınlar, ilk kez 1775-1778 Amerika iç savaşında, örgütlenerek seçim

hakkını istediler.

5-6 Ekim 1789 Fransız ihtilalinde, 8 bin işçi ve sebze satan kadın, ek~ek

ve özgürlük istemiyle, Versay köşküne doğru direnişe geçtiler. (<2bıek

yoksa, pasta yesinler sözü, bu dönemden kalmadır.>)

1857 yılındaNevyork' ta do kum işçisi kadınlar, <Eşit işe, eşit ücre:,

işgününün 10 saate indirilmesi ve kadınlara oy ve sendikalaşma hak~ının tanınması>, talebiyle 8 Mart'ta direnişe geçtiler. Grev sırasında fabrikada

çıkan yangın, 115 dokuma işçisi kadının ölümüne neden oldu.

1871'de Paris komününün korunması için yaklaşık 10 bin Fransız kadın,

meydana çıkıp komünü korudu. O günlerde <Yaralıların tedavisi ve Parisin

korunması için Kadınlar Birliği> kuruldu,

1907'de Almanya'nın Stuttgart kentinde <Dünya Kadınlar Kongresi> yapıldı, Başkanlığına Clara Zetkin getirildi. Kongre sonunda bir bildirge

yayınlandı, Bildirgede, kadın ve erkek eşitliği için çağrı yapıldı.

1910 yılında, Danimarka'nın başkenti Kopenhagen'da 2. Dünya Kadınlar

Kongresi yapıldı. Kongre 'de Clara Zetkin, 1875 yılında Amerika 'da yangında

ölen işçi kadınlar anısına, 8 ~lart' ın uluslararası emekçi kadınlar günü olarak kutlanmasını önerdi. Öneri, kongre tarafından kabul edildi.

Şubat 1917 ve Ekim 1917 sovyet devrimlerinde kadınların büy0k katkılar~

olmuştur.

www.arsivakurd.org

(10)

KÜRDiSTAN'DA KADIN

HAREKETİ

Kürt kadınlarının ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesindeki

katkılarını hiçbir Kürt yadsıyamaz. Mücadelenin her alanında Kürt

kadını, canını siper ederek, katkılarını sunmuştur.

4 Haziran 1919'da Kürt kadınları, <Kürt Kadınları Teali Cemiyeti>

adında bir dernek kurdular. Dernek, İstanbul'a göç eden ailelere

yardım, kimsesiz çocuk ve yardıma muhtaç kadınlara olanaklar

sağlamayı ve Kürt kadınlarının çağdaşlaşmasını hedef almıştı.

Kürt kadınları, 1945'te Kerkük'te biraraya gelerek, <Devrimci

Kadınlar Derneğini> kurdular.

1946'da <Kürdistan Kadınlar Birliği> kuruldu.

1946'da, Mehabat Kürt Cumhuriyeti döneminde, cumhuriyetin başkanı

Qadi Muhammed'in geçen günlerde yitirdiğimiz değerli eşi Mina Qazi

başkanlığında, <Komelay Jınan> kuruldu. .

1959'da İrak KOP'nin <Yekitiya Afratan> adlı kadın örgütü kuruldu.

www.arsivakurd.org

(11)

14 Mayıs 1974'te İrak Baas rejimi tarafından idam edilen üniversite

öğrencisi, yurtsever militan Kürt kızı Leyla Qasım, Kürt kadınının direniş sembolü oldu, Leyla Qasım, her Kürt insanınca tanınan,

bugüne kadar idam edilen ilk Kürt kadınıdır.

1976'da silahlı mücadelenin Güney Kürdistanda yeniden başlamasıyla

beraber, YNK (Yekitiy Nıştımani Kurdistan) 'yı oluşturan guruplardan biri olan marksist Komelay Rencdaran'a yakın kadınlar, <Leyla Qasım

Kadın Hareketini> kurdular.

1978'de Diyarbakır'da <Devrimci-Demokrat Kadınlar Derneği> kuruldu.

'12 Aralık 1980 'de < Kawa Kadınlar Komitesi> sorumlusu Necla Baksı, Kamışlı katliamında katledildi.

1990'da, Zekiye Alkan, Ne wroz ateşini yükseltmek için, kendini

yaktı.

30 Ağustos 1996'da Zilan (Zeynep Kınacı), Dersim'de intihar eylemi

gerçekleştirdi.

Günümüzde birçok Kürt kadın dergisi çıkmaktadır. Örgütlere bağlı kadın örgütleri mevcuttur.

Ramazan Aydemir

ZEKIYE ALKAN

www.arsivakurd.org

(12)

www.arsivakurd.org

(13)

16 MART 1988

10. YILDÖNÜMÜNDE HALEPÇE

KATLİAMI

Tarih, 16 Mart 1988. !nsanlık tarihinde kara bir leke. Yer Halepçe - Güney Kürdistan. Bütün dünyanın gözleri önünde, faşist Saddam rejimi,

Kürdistan' ın 16 Mart 1988 'e kada ki şirin kenti Halpçe' de, tarif edilemez bir vahşetle 5000 insanımızı zehirli kimyasal gazlarla katletti. Bir o

kadarını da, orta ve uzun vadede, ölümcül yaralarla, ölüme mahkum etti.

21. yüzyıla birkaç kala yaşanan bu iğrenç, insanlık dışı katliam

karşsısında, sormak istiyorum: Neredeydi o uluslararası antlaşmalarınız,

yasaklarınız? Nerdeydi o hür dünyanın meşhur uluslararası kuralları? Nerede

kaldı o dünya halklarının kardeşçe dayanışması? Neredeydi demokrasi havarileri? Neredeydi dost bilinenler? Aslında bu feryatlarırnıza ve hala Kürdistan'da devam eden katliarnlara karşı(birkaç hürnaniter kuruluş dışında)

kimsenin kılı kıpırdarnadı. Çarpıcı olması açısından, Halepçe katliamı ,sonrasında, emperyalist ve onların uşağı sömürgeci devletlerin, hatta

ondan öte sosyalist olduğunu iddia eden devletlerin girdikleri tavır ve

açıklarnalarına bir göz atalım.

www.arsivakurd.org

(14)

Zamanın

Sovyetler

Birliği,

katliama tepki

gösterrnediği

gibi, Moskova'da

katilarnı

protesto için gösteri

yürüyüşü

yapmak isteyen Kürt

öğrencilerini, sınır dışı

etmeye

çalıştı.

BM üyesi birçok devlet,

İrak'a yaptırım uygulanması

yönündeki öneriye ilk

karşı çıkanların arasında

yine Sovyetler

Birliği

ve sosyalist

olduklarını

iddia eden

Doğu

Avrupa devletleri

vardı.

İrak'ın savunrnasız

Kürt sivil

halkına karşı

kimyasal silah

kullandığı

yönlü iddialara

karşın,

Pravda gazetesi ll Eylül 1988 tarihli

sayısında, <İrak'ın

kimyasal silahlar

kullandığı

yönündeki iddialar,

Amerika'nın uydurmasıdır>

denilerek, dönemin

İrak

devleti

başkan yardımcısının

<Biz

kullandık,

çünkü ulusal

güvenliğimiz

tehlikededir> yönlü

açıklamsına

inat,

kıraldan

daha

kıralcı

kesildi. Sovyetler, askeri ve ekonomik desteklerinin

yanısıra,

İrak'a

kimyasal silahlar üreten Samara, Akasad ve Kaim

fabrikalarına

30'dan ' fazla uzman

göndermiştir.

YNK'nin merkezi

yayın organı

<Al

Şarara> 'nın

Nisan

ı

988 'de

çıkan sayısında,

bu

kişilerin

isimleri

verilmişti.

(Yer

darlığından

isimleri buraya

alrnıyorurn).

www.arsivakurd.org

(15)

öte taraftan demokrasi örneği olarak bilinen !sviçre· de, Irak' a kimyasal silah satan firmaların protestosu amacıyla açılan imza kampyasının sonuçlarınının verildiği !sviçre dışişleri bakanı Rene Fellbe'in cevabı Şu oluştur: <Beyler, bizim ülkemizde demokrasi var. Biz hangi şirketin, hangi ülkeye ne sattığını, ne aldığını kontrol edemeyiz. Ve 1sviçreli bazı şirketlerin Irak'a hardalgazı sattığını biliyoruz. Bu şirketlerin de

yaşarnası söz konusu.>

Alman şirketlerinin, İrak'a kimyasal silah satımında başı çektiği ve üretirnde rollerinin büyük olduğu artık ortaya çıkmıştır. Katliam sonrası,

<Gesellschaft für Bedrohte Völker> gibi Alman insani kuruluşlarının yaptığı, Alınan şirketlerinin !rak'a kimyasal silah sattığı, kimyasal silah üretiminde belirlerleyici rol aynadıkları yönündeki açıklamalar, hem

şirketlerin, hem Alman hükümet ve adli kurumlarının saldırılarına hedef

olmuş, aynı dernek, iddiaları tekrarlaması halinde 500.000 Nark'a varan para cezalarıyla cezalandırılmakla tehdit edilmiştir.

İran, Türkiye ve Suriye sörnürgeci devletleri, kendi aralarındaki tüm

çelişkilerine rağmen, Halepçe katlimanında kimyasal imha silahla:ınır:

kullanıldığını redetmişlerdir. Bir tek İran, Halepçe halkının !ranlı olduğu

ve bunun için !rak-!ran savaşı bünyesinde !rak tarafından kimyasal gazla imha edildiği propagandasını yaptı. Halpçe katliamı sonras:nda yüzbinlerce Kürt insanı !ran ve Türkiye sınırlarına dayanmak zorunda kaldılar. Bu devletler, Kürtleri sınırdan içeri almamak için, ellerinden geleni

yaptılar. Basın ve araştırma heyetlerinin bu insanlara ulaşmaınaları için,

olağanüstü önlemler alıp, engeller oluşturdular. TC yetkilileri, sıradan

insanlan basına göstererek, ya da kendi paralı doktorlarından raporlar alarak, kimyasal gaz izlerine rastlanrnadığı yalanını dünyaya satmaya

çalıştılar.

Sorguya çekilmesi gereken diğer bir taraf da <sol>dur. Peki ya, Türk soluna ne demeli? Aynı soru Fars ve Arap solu için de geçerlı.

Ente::nasyona~izmden, Türk ve Kürt haldarının kardeşliğinden dem vı.;ran~a:, proletaryanın temsilcisi olduklarını iddia edecler, re kadar ses

çıkardıla~ Bu tür sol bırakalım pro~etarya temsilcisi olmayı, asgari demokrat olma şartını bile yerine getirebilir mi?

Halpçe katliamı, halkımızın tarihinde, artık ir:tikamı düşmandan alınması

gereken bir yara olarak derin bir iz bırakmıştır.

Kasım ÖZMEN

www.arsivakurd.org

(16)

---~---ı

HALEPÇE SOKAKLARI

Topraktım, taştım, ağaçtım,

Kan ile

yoğruldum,

Çamur oldum, harç oldum,

Barınak

oldum,

İnsanları barındırdım,

Sıcaktan, soğuktan koruyayım

diye,

Utandım.

İnsanları

yokeden

kararları işittim

diye,

Sağır

olmak istedim,

Duyularım gelişti,

Yol oldum, yolak oldum, Yürünrneyle

aşınmak

istedim,

Potinlerle, panzerlerle

yıprandım,

Ne sel geldi, ne deprem oldu, Ne de heyelan vurdu,

Yer Yerinden

oynadı,

Terk etti insanlar beni, Birgün gökte uçak sesleri,

Yüreğimde ateş bombaları,

Her tarafta barut kokusu,

Düştü

üstüme,

Minik körpe canlar

Olandan bitenden habersizdiler,

Ağıtlar

yükseldi,

Halepçe

sokaklarından,

Anam, babam, yavrum sesleri

www.arsivakurd.org

(17)

Karıştı

biribirine,

Babam,

kardeşim,

yarim diye, Sonra bir rüzgar esti,

Dağıttı

tüm sesleri, Gökyüzüne

doğru,

Hiç duyan

olmadı, Ardından,

Derin bir sessizlik çöktü,

Başbaşa kaldım,

Anımsadım canlarımı, Anılarım

tazelendi,

Ağıtlarımla

tek

başıma, Yapayalnız kaldım,

Uykuya

daldım,

Gök gürledi, Uyan

dım,

Yağmur yağdı,

Düştü

üstüme,

Yeni yeni filizler

çıktı,

Halepçe

sokaklarında,

Fidanlar

yetişti, Acılar yoğruldu,

Tarih oldu.

Ramazan Aydemir 7-9-1995

www.arsivakurd.org

(18)

21 MART

ŞANLI DİRENİŞ

GÜNÜ

NEWROZ

Mart'la bahara giriyoruz. İlkbaharla canlanır doğa. Ve bununla birlikte toplumda yeni bir yaşam başlar.

Kürtler, bahara 21 Mart'ta Ne wroz'la yüreğinde binbir umut

ışıklarıyla girer. Newroz, zorlu kış gecelerinin sonu, Kürtler için

özgürlüğe gidişin umududur, Kürdün baharıdır, atılımdır,

mücadeledir. Newroz, Kürtler için artık bir semboldür. Sömürgeciliğe karşı, kitlesel direnişlerin, serhıldanların yaratıldığı, ulusal iradenin ve taleplerin haykırıldığı bir gündür.

Newroz, Kürtçe ve Farsça başta olmak üzere İrani dillerde <Yeni Gün>

anlamına gelir. Bu yeni gün, 21 Mart'a tekabül eder. Efsaneye göre, demirci Ka wa önderliğinde zalim hükümdar Dehak'a karşı başkaldırı

olur ve Dehak öldürülür. İşte halkın Dehak'ın zulmünden kurtuluşu,

21 Mart'a denk düşer. Ne wroz'un Kürt halkının en eski mitoslarından oluşu ve Kürt halkının tarihiyle yakından bağlılığı gerçeğinden dolayı, bilim adamlarında, demirci Ka wa'nın Kürt olduğu ve Newroz'und Kürt halk bayramı olduğu görüşünü eğemen kılmıştır.

Newroz, sömürgecilerin yasalarına, yasaklarına rağmen kitlesel coşku

ve kararlılıkla, direnişle kutlanması karşısında, sömürgeciler geri

adım atmak zorunda kaldılar. öte yandan 75 yıllık yasaklamaya

rağmen, son yıllarda iki yüzlülükle halkımızın bu direniş sembolüne, içi koflaştırılarak sahip çıkmaya çalışmaktadır sömürgeciler.

Newroz'u <Nevruz> yaparak, Kürtlerin birçok kültür değerlerini Türkleştirmeye, sahiplenmeye çalıştıkları gibi, Newroz'u da , Asya Türki Cumhuriyetleriyle beraber yaptıkları şov gösterilerle, kendi

bayramlarıymış gibi, lanse etmeye çalıştılar. Türki Cumhuriyetler bile, Newroz'u <İdi Kurd>, yani Kürt Bayramı diye tanımlayan

İranlılardan almışlardır. Tabi TC ırkçıları, bunu, halka iletme

dürüstlüğünü göstermiyorlar.

www.arsivakurd.org

(19)

Be hey ahmaklar! Ne wroz'un, kültürlerin biribirlerinden bu kadar

etkilendiği Asya ve Orta-Doğu'da halklar tarafından kutlanması, biz Kürtlerce gurur vesilesi olmasına karşın, ırkçı tarihiniz hiç, ama hiçbir zaman demirci Ka wa ve De hak mi toloj i sini yazmadı. Çünkü Bu

ayaklanış, baskı ve zulme ayaklanıştı. Bugün de aynı özelliği, bağımsızlığı ve özgürlüğü uğruna direnen Kürt halkı yaşatıyor,

ayakta tutuyor.

Tüm bu devlet eliyle, resmi devlet törenleriyle gelişciC"ilrneye çalışılan curcunaya karşın, Türk halkının, kendisine yabancı olan bu

bayramı, içtenlik ve coşkuyla kutladığı söylenemez. Sevinecekleri biricik nokta varsa, o da, çocukların ve memurların bir tatil günü

kazanmış olmalarıdır.

Biz, kendi payımıza, Ne wroz'u tüm yasaklarınıza, içini boşaltmanıza karşın, gerçek ruhunu canlı tutarak, halkımızın direniş semolünü, ülkemizin bağımsızlığı ve halkımızın özgürlüğüyle taçlandıracağız!

Kasım ÖZMEN

www.arsivakurd.org

(20)

---~-~~~--~---~~---

AVRUPA'DA

KÜRDİSTAN GENÇLİGİ

Anlatmaya gerek yok ki, gençlik, tüm toplumlarda en dinamik, en

atılgan, en gözü pek ve tuttuğunu koparan bir katmandır. Genç bir

insanın kişiliğinin oluşmasında, ailenin yapısı ve çevrenin etkisi büyüktür. Bu temelden hareketle, diğer etkenler geliyor. Bunlar, kapitalist ve sömürge toplumları ya da sosyalist toplum

kültürlerinin etkileridir. Bu kültürlerin etkilerinin nelere

yolaçtığını belirtıneden önce, Avrupa'daki Kürdistanlı gençlerin içindeki kültürel farklılıkları tespit etmemiz gerekir ki, gençleri

tanımada anahtar görevi görebilsin ve gençleri, kutsal dava, ulusal demokratik mücadele davasının etrafında birleştirebilsin.

Aslında bu, geniş bir araştırma gerektiren bir konu. Biz bu

yazımızda temel bazı noktalara değinmekle yetineceğiz.

Avrupa'daki Kürdistan gençliğinin olumsuz yönlerini gidermek, olumlu yönlerini geliştirmede anahtar görevi yapacak. bir belirlemeyi yapma

gereği duyuyorum.

www.arsivakurd.org

(21)

"""""-~-- " - " " " - - - " " " " " - " " " _____ "_"""-~"-"" ___________ - - " " " _________ " _________

]

Avrupa'daki Kürdistan gençliğinin olumsuz yönlerini gidermek, olumlu yönlerini geliştirmede anahtar görevi yapacak bir belirlemeyi yapma

gereği duyuyorum.

Avrupa'daki gençliği üç kümeye ayırmaktayarar var 1- Avrupa'da doğup büyüyen gençlik

Bunu iki şıka ayırırsak,

a) İşçi statüsünde Avrupa'ya gelen Kürdistanlı emekçilerin

çocukları,

b) Siyasi sığınma amacıyla gelen Kürdistanlıların çocukları

2- Yeterli olmazsa bile, sömürgeci okullarda okumuş, nispeten burjuva kültüründen nasibini alan gençlik.

Bunu da ikiye ayırırsak

a) Metropollerde sömürgeci olkullarda okumuş olan gençlik, b) Kürdistan'daki sömürgeci okullarda okumuş olan gençlik

Denilecek ki, DNniye ikiye ayırdınız?[Çünkü Kürdistan'daki okullarda dersler çoğunlukla ya öğretmensiziikten boş geçer ya da öğretmenler,

asker kökenlidir.

3- Kürdistan'ın kırsal kesimlerinden gelen, çoğunlukla ancak ilkokulu okumuş, ya da kısmen ortaokuldan terk ve siyasi sığınma amacıyla gelmiş olan gençlik.

www.arsivakurd.org

(22)

Avrupa'da yaşamakta olan Kürdistanlı gençliği kümelere ayırdıktan

sonra, doğal olarak kültürel, sosyal ve hatta ekonomik durumu da

netleşmiş oluyor, (kaba hatlarıyla) bunun psikolojik nedenleri de önemli. <Bu kadar ayrıntı neden?> diye sorulabilir. Bizler, değil

sadece gençleri, tüm toplum fertlerini en ince ayrıntılarına kadar

değerlendirmezsek, yapacağımız işlerle arpa boyu mesafe katetmemiz mümkün değildir.

Biz, devlet kurmaya aday bir ulusuz. Bazılarının iddia ettiği gibi,

<Kürtlerin devlet diye bir sorunları yoktur> biçimindeki görüşler, yanlıştır. Devleti olan halk ve ulusların, neyi

Kürdistanlılarınkinden fazladır? Tersine, ülkesi parçalanmış olan Kürt ulusus, ancak özgür topraklarında özgür yaşamı

yakalıyabilecektir. Kürt gençliğinin yıllardan beri temel hedefi buydu. Günümüz Kürt gençliğinin de, temel hedefi bu olmalıdır.

Şüphesiz, yukarıda yaptığımız gençliğin çözümlemesine bağlı olarak,

farklı Kürdistan düşünenler olacaktır. Ama gençliğin de, Kürdistan

bağımsızlaşmadıkça, Kürt halkı kendi yaşamını özgürce belirlemediği

sürece, Kürt gençliğinin temel görevi, işte bu hedefe doğru

ilerlemek olacaktır.

Sonuç olarak, Avrupa'daki Kürdistanlı gençlerin, bu alanda

yararlanabilecekleri ve vatanımıza, halkımıza ve devrimimize yararlı

olabilecek birçok imkan var. Öncelikle geldikleri alanlarda,

yaşadıkları ve hala ülkemiz Kürdistan'da yaşanmakta olan sömürgeci

vahşeti, her zaman bir film şeridi gibi gözlerinin önünde

bulundurmalı, belleklerine işlemelidirler. Yaşadıkları ülkenin dilini öğrenip, haklı davamızı yabancılara anlatmaları, onları

mücadelemizle dayanışmaya kazanmaları, tolerans ve kabullenme kültürünü algılamaları, günlük yaşamlarının prensipleri olmalıdır.

Bunu şimdiye dek başaramadığımızdan, ulus olarak bunun acısını ne kadar çektiğimiz, biliniyor.

Tüm Kürdistanlı gençlerin, halkımıza, ulusumuza, vatanımız

Kürdistan'aulusal ve toplumsal devrimimize yararlı bir insan

olmaları umuduyla ...

Sipancan ARAS

www.arsivakurd.org

(23)

Haber

HAFTA SONU SEMİNERİ

ALMANYA'DA KÜRT GENÇLERİ

S. 1 6. ve 7 Aralık 1~97 günlerinde Frankfurt'ta Cıvata Kurd

tarafından bir gençlik hafta sonu düzenlendi. Amaç, Almanya'da bulunan Kürt gençlerinin sorunlarını dile getirmek, sorunların

çözümü için gerekli olanları tartışmak ve atılacak adımlarla ilgili

bazı kararlar almaktı.Hafta sonunun ilk günü olan S Aralık, katılımcıların biribirlerini tanımasına, görüş değiş-tokuşuna ve müzikli eğlenceye ayrılmıştı.

6 Aralık, yoğun bir gündü. Katılımcı gençlerin, Kürdistan ve Kürt

halkı hakkında bilgilendirilmesini amaçlayan dört seminer verildi.

Bunlar :

- Kürt ve Kürdistan Tarihi,

- Kürdistan Gençlik Hareketi Tarihi,

- Kürt Ulusal Sorununda Tarihsel Çözüm Eğilim,

- Kürtler'de Dil, Edebiyat ve Tarihçesi

www.arsivakurd.org

(24)

---~ ------~~~~---,

Her serninerin ardından, kısa soru ve tartışma faslı vardı.Oldukça ağır geçen bu gün, akşam düzenlenen eğlence, müzik ve Kürt

edebiyatındanilginç örneklerle dengelendi.7 Aralık'ta özgül olarak

Cıvata Kurd bünyesinde çalışan gençlerin, Kürt gençlerinin Almanya'daki sorunlarını en iyi hangi yöntemlerle çözebilecekleri

tartışması yapıldı. Üç görüş ortaya çıktı:

- <Şimdiye kadarki çalışmalar devam> etsin, - Cıvata Kurd <Gençlik Gurubu> oluşturulsun,

-Kürt gençleri <Almanya düzeyinde dernekleşsin>.

Katılırncılar guruplara ayrılarak, önerilerini somutlaştırdılar.

Ardından yapılan plenum, canlı tartışmalarla geçti. Gurup

temsilcileri, görüşlerini gerekçeleriyle ortaya koydular. Yapılan

oylama sonrasında, Almanya çapında gençlerin dernekleşmesi doğrultusunda karar alındı. Bunun için, bir hazırlık komitesi

oluşturuldu. Öngörülen süre içerisinde, tüzük ve program

hazırlanacak ve ardından yine bir toplantı ya da hafta sonu semineri

yapılarak dernekleşmeye son şekli verilecek.

www.arsivakurd.org

(25)

Görüşlerini aldığımız,

hafta sonuna

katılan bazı

genç

arkadaşlar, şöyle konuştular

:

Cafer : <

Katıldığım

bu gençlik seminerleri, seminer olmaktan öteye, gençlerin

tanıştığı, sorunlarını anlattıkları, zamanlarını

iyi bir

şekilde değerlendirdikleri, kısa

süreli bir gençlik

kampı

oldu benim için. Seminerlerin, gençlerin

yaş

ve seviyelerine göre

oluşturulması,

daha iyi olabilirdi.

Ayrıca katkılarından dolayı, Cıvata

Kurd

Almanya ve

şubelerine teşekkür

ediyorum.>

Sertap :

<Çeşitli toplantı

ve seminerlere

katılınama karşın,

ilk defa bir gençlik seminerine

katıldım. Başlangıçta

çok

heyecanlıydım.

Çünkü önümüzde, Almanya'da

örgütlülüğümüzü

yaratma

şansı vardı.

Ve daha önce hiç

tanımadığım arkadaşlarla tanışma fırsatı

buldum. Daha önce Kürt tarihi ve

edebiyatı hakkında

çok az olan bilgim, bu seminerlerle

çoğaldı.

Kürt

edebiyatının

bu kadar zengin

olduğunu

ilk defa bu

toplantıda öğrendim. Ayrıca

Kürdistan ulusal

kurtuluş

mücadelesi ve çözüm önerileri konulu seminer, bizlere yeni ufuklar

kazandırdı.

Bunun

dışında

benim için önemli

olduğuna inandığım

Kürt

gençliğinin örgütlülüğü

ve örgütlenmesi yönünde

doğru anlayışlar ışığı altında örgütlülüğünü

yaratma

çabası

ve

oluşturulan

inisiyatif, bana

coşku

verdi.>

Şoreş

: <Böylesi seminerlerin daha önce de

yapılmamış olması

bir eksiklik.

Cıvata

Kurd

lı Almanya'nın

bunu

gerçekleştirmiş olması,

sevindirici. Organizasyonun iyi

oluşu

birinci

noktaydı. Başta

fazla

birşey

beklememem,

katılım sonrasında düşündüklerimin yanlış olduğunu

ortaya koydu. Çünkü seminer, gençlerin bir araya

gelebildiği, tartışabildiği

ve

kararlarını

alabildikleri ortamlarda ne

ka~ar

verimli

olduklarını

gösterdi bana. Eminim ki, gençlerin

aldıkları

kararlar

doğrultusunda,

beklentilere cevap verebilecekler.

Bu anlamda :

YAŞASIN

KÜRT

GENÇLİGİNİN

ÖRGÜTLÜ

MÜCADELESİ

!>

www.arsivakurd.org

(26)

www.arsivakurd.org

(27)

ÖZGÜRLÜGÜN SON SINIRI SEN

8 Mart, senin gunun Benim günüm,

Eğer

gözlerim seninle

İlk

günüme

açıldıysa,

Ve

yaşama

merhaba dedimse, Senin her günün,

Benim de günüm.

Toprak anam,

Yaşam ağacım,

Bilincim, onurum, gururum.

Sosyal

fırtınanın

proleter

kadını,

Ben senden

doğdumsa,

Sonra senin üstüne buyruk olduysam, Bu

şansızlığım.

Özgür

yaşamın

son

sınırı

sen, Sen yüce isen,

Ben seninle yücelirim.

Ve sen özgür

olmadıkça,

Benim

özgürlüğüm

neye yarar.

H.

İbrahim

AKY OL

www.arsivakurd.org

(28)

11\IU f2[)11Slf A\~

ca. 500.000 km2 ca. 40 Mio. Einwohner als KOLONIE aufgeteilt

unter TÜRKEI, IRAK, IRAN, SYRIEN

,

'

·.. f

~A ··~· f '.'~:'< Slıu•

.

, , . ,

'.,. _.,..:.•.:,:.,-.:,•:

,~ :\S '1 ..

KUI!DISTA.~

-

\ '

J

... .

i ' '

www.arsivakurd.org

Referanslar

Benzer Belgeler

Değerlendirme sürecinde Avrupa ülkelerine yapılan gö- çün temel dinamiklerini, Orta Anadolu Kürtlerinin Anado- lu coğrafyasına gerçekleştirdikleri tarihsel göçü, Kulu ve

Başbakan Erdoğan'ın hukuk dışı, ayrımcı anlayıştan biran önce vazgeçmesi gerekti ğini belirten Tanrıkulu, açlık grevlerine cezaevlerinde bulunan bütün tutsakların

Arzu Erbilici, ortalama 60-70'inci günlerde ölümlerin ba şladığını belirterek, &#34;Kalıcı sakatlıklar ve ölümler meydana gelmeden sürece hassasiyetle yakla şılması ve

Açl ık grevlerinin demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüğün olmadığı siyasal sistemlerin bir sonucu olduğunu söyleyen Kaya, “Tutuklular ın ölümle ve sakat kalmakla

KAMER (Kadın Merkezi) Başkanı Nebahat Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da her dört evden birinde kad ın ya da kızların ensest ilişkiyle cinsel istismara maruz

Kürt illerinden Ankara Polatlı’daki tarlalara çalışmaya gelen 30 bine yakın tarım işçisi, susuzluğa, dışlanmaya, yoksullu ğa ve kölelik koşullarına karşı dört

Devlet, sistem O’na karşı ne kadar kör ve sağır davrandıysa, Ahmet Kaya’nın buraya getirilmesi konusunda sol da aynı şeyi yaptı.. Ama bu değil benim çıkış noktam; sol

Diğer taraftan Irak Kürtleri ile aynı lehçeyi konuşan Sorani Kürtlerinin bölgesinde ise silahlı mücadeleyi bıraksa da KDP-İ’nin hala belli bir ağırlığı