• Sonuç bulunamadı

Sinaptik Hücre Adezyonunun Moleküler Temeli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sinaptik Hücre Adezyonunun Moleküler Temeli"

Copied!
70
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sinaptik Hücre Adezyonunun Moleküler Temeli

Doç. Dr. Güvem Gümüş Akay

Ank. Üniv. Disiplinlerarası Sinirbilim Doktora Programı/

Sinapsların Moleküler Nörobiyolojisi

(2)

Sinaptik bağlantılar

• Sinir sisteminin gelişimi sırasında akson pathfinding’i takiben oluşturulur.

• Spesifik hücre adezyon molekülleri (CAMler) pre- ve postsinaptik bölgelerde birikir.

• Bu moleküller hücre içi ve hücre dışı iskele

proteinleri ile etkileşerek sinaptik farklılaşmayı başlatır.

(3)

Sinapslar

• Asimetrik, hücreler arası bağlantı bölgeleri

• Nöronal iletimin temel yapısal birimleri

• Sinaptik yapıların doğru bir biçimde

oluşturulması ve uygun bağlantı paternlerinin kurulması fonksiyonel nöronal devrelerin

kurulması için son derece önemlidir.

(4)

Sinapslar

• Üçlü yapı

– Presinaptik membran – Postsinaptik membran – Sinaptik yarık

• Kalınlaşmış bu bölgeler yüksek seviyede adeziv (yapışkan) özellik gösterir

(5)

• Adezyon sinapsların son derece önemli yapısal özelliği

• Biyokimyasal fraksinasyonlarda bile pre-ve post- sinaptik yapılar birbirlerine sıkıca tutunmuş

olarak kalır

• Sinaptik yarığı kateden bu yapılar periyodik olarak organize edilmekte ve yüksek oranda proteinöz bir materyalden oluşmaktadır.

– CAMler

(6)

• Pre- ve postsinaptik membranların uzaysal ve zamansal olarak koordineli bir biçimde

yapılandırılması, sinaptik hücre adezyonunun

sinaps gelişiminde ne kadar önemli olduğunu

göstermektedir.

(7)

• Pre- ve postsinaptik yapılarda gözlenen

karşılıklı örtüşme, yarık boyunca meydana gelen etkileşimlerin bu yapının karşılıklı

sınırlarını belirlediğini göstermektedir.

• Sinaptik yarığın düzenli bir genişliğe sahip

olması, bu yapının açıklığınının bir «moleküler cetvel» tarafından belirlendiğini

düşündürmektedir.

(8)

Sinaptogenez sırasında:

1. Aksonal büyüme konileri ve bunların dendritik

partnerleri genellikle filopodia benzeri uzantılar

yaparak ilk teması sağlarlar.

(9)

2. Özelleşmiş sinaptik membran yapıları bu temas bölgelerine yönlendirilir

– Presinaptik membran – Postsinaptik membran – Sinaptik yarık

3.

• Sinaptik veziküller

• Elektronca yoğun sinaptik yarık materyali

• Kalınlaşmış postsinaptik membranlar

• Başlangıçta 13 nm genişliğinde olan bu boşluk, 20 nm’lik sinaptik yarığa dönüşür.

• Olgun sinapslar, aktivite bağımlı olarak kendilerinin yeniden şekillenmesine neden olan ve hücre adezyonu tarafından

düzenlenen, yapısal ve fonksiyonel plastisite mekanizmalarına maruz kalır.

(10)

• https://www.youtube.com/watch?v=S5dPn5

72M5o

(11)

• Organizmanın yaşamı boyunca sinapslar

oluşturulmaya ve elimine edilmeye devam eder.

• Sinapsların oluşması ve elimine edilmesi,

omurgalı beyninin maturasyonun gerçekleştiği postnatal dönemde en aktif olarak gözlenir.

• Öğrenme ve bellek süreçlerinde rol oynamaya devam eder.

• Rejenerasyon

(12)

Sinaptik Adezyon Molekülleri

• Sinaptik yarığı geçen (kat eden) proteinlerin tümüne topluca verilen isimdir.

• Sadece hücre adezyonunda rol oynamazlar

• Hücreler arası trans-sinaptik iletişimde de son derece önemlidirler

(13)

Hücre Adezyon Molekülleri (CAMler)

• Hücrelerin birbirlerini tanıması

• Sinaptik temas bölgelerinin stabilizasyonu için mekanik destek oluşturma

• Sinyal molekülleri, NT reseptörleri ve aktin hücre iskeleti gibi yapıların kurulumunu sağlayarak sinaps organizasyonunu sağlama

• Sadece fiziksel adezyonda rol oynamazlar

• Aktivite-bağımlı olarak sinaps oluşumu, diken morfolojisi ve sinaptik reseptör fonksiyonunu da kontrol ederler

(14)

Bir molekülün sinaptik adezyon molekülü olabilmesi için:

• Gelişimin bir veya daha fazla evresinde sinapslarda lokalize olmalı

• Hücre-hücre etkileşiminde işlev görmeli

• Ekspresyonlarının artması ve/veya azalması sinaps oluşumu ve/veya fonksiyonunu

etkilemeli

(15)

Sinaps oluşumu çok basamaklı bir süreçtir

1. Sinaptik temasların kurulumu

2. Pre- ve post sinaptik yapıların tesis edilmesi 3. Yeni oluşmuş sinapsların işlevsel özelliklerini

kazanması

4. Sinaptik plastisitenin gözlenmesi

(16)

1. Temas Bölgelerinin Kurulması

• Oluşacak yeni sinaps bölgelerinde pre- ve

postsinaptik nöronların birbirini tanıması

(17)

2. Moleküler Kurulum

• Sinaptik veziküllerin aktif zona yönlendirilmesi

• Postsinaptik dansite elemanlarının oluşmakta olan sinaptik temas bölgesine yönlendirilmesi

• Anatomik olarak ayırdedilebilir sinaps yapısının oluşması

• Bu aşamana henüz fonksiyonel değil

(18)

3. Fonksiyonun belirlenmesi

• Sinapsların fonksiyon kazanması kendi moleküler bileşenlerinin organizasyonu ile gerçekleşir.

• Sinapsa spesifik özellikler katar

(19)

Tüm bu süreçler

• Hücre adezyon moleküllerini gerektirir

• Bir dizi spesifik protein-protein etkileşimleri aracılığı ile gerçekleşir

• Aktivite bağımlıdır

(20)

SİNAPTİK HÜCRE ADEZYONUNUN YAPI TAŞLARI:

Domainler, Özellikleri ve Fonksiyonları

(21)

• Sinaptik adezyon molekülleri, kimyasal

sinapsların tanınması, moleküler kurulumu ve özelleşmesinde rol oynamak üzere çok farklı tipte protein moleküllerini içerir.

• Adheziv ve fonksiyonel özgüllükleri

– Sınırlı sayıda değişkenlik gösteren ekstraselüler domainlere bağlıdır.

(22)

Domainler

• Tekrarlayan birimler şeklindedir

– Olası etkileşim sayısını arttırır

– Sinaptik yarığın içine doğru çıkıntı yapmasına veya yarık boyunca uzanmasına olanak sağlar

– Mekanik destek

(23)

1. İmmunoglobulin- (Ig-) domainleri

• Sıklıkla diğer Ig-domainlerine bağlanan ve hayvanlara özgü CAM’leridir.

• Homo- veya heterofilik kompleksler oluştururlar

• Çoğunlukla disülfit bağları ile stabilize edilen β- sandviç motifi içerir

• Ig-domain içeren pek çok hücre adezyon molekülü aynı zamanda benzer β- sandviç katlanmasına sahip FnIII domaini de içerir

(24)

2. Kaderin domainleri

• Tüm- β katlanması ile karakterizedir

• Proteinde her zaman, 2-3 Ca2+ iyonu bağlayanan bir bağlayıcı ile bağlanmış, çok sayıda kopya şeklinde bulunur.

• Ekstraselüler kaderin domainlerinde tipik kavislenmeye neden olur

• Kaderin aracılı etkileşimler Ca2+ bağımlıdır

• Çoğunlukla homofiliktir

(25)

3. Lamin A, Neurexin ve Seks hormonu bağlanma protein (LNS) domainleri

• Laminin G-benzeri LG-domainleri olarak da bilinir.

• Değişken kenarında korunmuş Ca

2+

bağlanma

bölgesi içeren Lektin-benzeri β-sandviç’ten

oluşur.

(26)

• α-Nöreksinlerde ve Nöreksin-ilişkili CASPR

proteinlerinde birkaç adet LNS domaini seri halinde bulunur

• Bu domainler çoğunlukla rijit EGF-benzeri domainler arasına serpiştirilmiştir.

• Bu yapılanma nöreksin-1 α’ya iki menteşe bölgesine sahip L şeklini verir.

(27)

4. Lösin zengin tekrarlar (LRRs)

• 20-30 aminoasit uzunluğunda lösinden zengin dizi paternine sahip domainlerdir.

• Ardışık lösin tekrarlarının karakteristik amino ve karboksi uç motifleri bulunur.

• At nalı şeklinde katlanmış bir yapıya sahiptir.

• Stabilizasyonunda, yapısında bulunan lösin aminoasitlerinin hidrofobik etkileşimleri önemli rol oynar.

(28)

SİNAPTİK ADEZYON MOLEKÜLLERİ

(29)

I. NÖREKSİNLER

• İlk olarak α-latrotoksin için presinaptik reseptör olarak tanımlanmıştır

• Örümcek zehri olan alfa-latrotoksin çok yoğun sinaptik vezikül

ekzositozuna neden olur

(30)

Nöreksinler

• Presinaptik tip I membran proteinleridir.

• Büyük bir ekstraselüler kısım ve kısa bir

sitoplazmik kuyruk bölgesi içerirler.

(31)

Nöreksinler

• Omurgalılarda 3 adet nöreksin geni bulunur

– Nrx1, Nrx2 ve Nrx3

• Her bir gen biri uzun diğeri kısa olmak üzere iki izoform kodlar

– α-nöreksin ve β- nöreksin

• Pan-nöronal eksprese olurlar

(32)

α-Nöreksinler

• 6 adet LNS domaini

• Aralara serpiştirilmiş 3 adet EGF domaini

(33)

β-Nöreksinler

• Sadece 1 adet LNS domaini içerir

• Nöreksinin 6. LNS domainin özdeşidir

(34)

• Ekstraselüler bölgeyi kodlayan 5 korunmuş alternatif ayıklanma bölgesi mevcuttur.

• Çok sayıda potansiyel izoform

(35)

• Sitoplazmik domain PZD-domain bağlanma dizileri içerir

• CASK ve protein 4.1’e bağlanır

(36)

• Nöreksinler evrimsel olarak korunmuştur

• Omurgalılarda farklı nöreksin izoformları ve ayıklanma ürünleri değişken ekspresyon

gösterir

• «Recognition code»

(37)

Nöroliginler

• Nöreksin ligandları olarak tanımlanmış, tip I membran proteinleridir.

• Postsinaptik membranda yer alırlar.

• Omurgalılarda 4 farklı gen tarafından kodlanırlar

– NL1, NL2, NL3 ve NL4

• α ve β-nöreksinler tüm nöroligin tiplerine bağlanır.

• Belirli sinapslarda lokalizedir (Pan-nöronal ekspresyon yok)

– NL1: ekstatör sinapslar – NL2: inhibitör sinapslar – NL3: inhibitör sinapslar

– NL4: ekstatör ve inhibitör sinapslar

(38)

Nöroliginler

• Ekstraselüler bölgenin büyük bir kısmı esteraz- benzeri domain içerir.

• Bu domain dimer oluşturur.

• Kısa sitoplazmik kuyruk bölgesi PDZ-domain içerir

– PSD-95, diğer PDZ-içeren proteinler ve gephirin’e bağlanır

(39)

Nöreksin-Nöroligin bağlantısı

• Trans-sinaptik kompleks

• α- ve β-nöreksin aynı LNS domaini ile nöroliginle etkileşmekle birlikte beraber bağlanma özellikleri farklıdır.

• Farklı izoformların bağlanma afiniteleri değişkenlik gösterir.

• Nöreksin ve nöroliginlerin bağlanmaları alternatif ayıklanma ile sıkıca düzenlenir.

(40)

Hücre-temelli deneyler ile sinaps oluşumunun araştırılması

• Bir nöron, nöroligin eksprese eden bir non- nöronal hücre ile temas ettiğinde bu hücrede

presinaptik belirteçlerin membrana yönlenmesine neden olmaktadır.

• Bir nöron, nöreksin eksprese eden non-nöronal

hücre ile temas ettiğinde postsinaptik belirteçlerin membrana yönlenmesine neden olmaktadır.

(41)

• Nöroligin’in aşırı ekspresyonu

(overexpression):

Nöronal sinaps

yoğunluğunda dramatik bir artış

– Nöroligin-1: eksitatör – Nöroligin-2: inhibitör

• Transgenik farelerde nöroligin-1 aşırı

ekspresyonu: Sinaps yoğunluğunda artış.

• Nöroligin-1 delesyonu:

Sinaps yoğunluğunda değişiklik yok

(42)

α-Nöreksinler ve Nöroliginlerin yaşamsal işlevleri

(43)

Nöreksin KO fare çalışmaları

• Her 3 α -nöreksin için kombine KO:

• Letal

• NT salınmasında şiddetli bozulma

• Beyin kökü kesitlerinde ve kültüre edilen kortikal hücrelerde glutamaterjik sinaptik iletim tamamen ortadan kalkıyor

• Sinaps yoğunluğunda anlamlı bir azalma yok

• Postsinaptik NMDA reseptör işlevinde değişiklikler

• İkili α-nöreksin KO:

• Hayvanlar erişkin döneme ulaşıyor ancak inhibitör sinaps yoğunluğunda azalma var

• Eksitatör sinaps

yoğunluğunda değişme yok

– Tek alfa-nöreksin KO:

• Yaşayabiliyor

• Nöreksin-1α KO fareler:

Hipokampüste azalmış

eksitatör iletim ve davranış bozukluğu

(44)

• Tüm bu bilgi verici çalışmalara rağmen nöreksinlerin kesin fonksiyonları tam olarak anlaşılabilmiş değil

• Ca2+ kanalları ve NT salımından sorumlu diğer bileşenlerin presinaptik uca yönlendirilmesi

• Postsinaptik yapıların kurulumu

• Moleküler mekanizma ???

(45)

Nöroligin KO fare çalışmaları

• Üçlü NL-1, NL-2 ve NL-3 KO FARELER :

– Perinatal letalite – Sinaptik iletim yok – Nöreksinlere benzer

biçimde sinaps

yoğunluğunda belirgin bir değişiklik yok

• Sinaps yapısının organize edilmesi

• NL-1 KO fareler

– Eksitatör sinapsaların kuvveti azalıyor

– NMDA- / AMPA-reseptör aracılı yanıt oranında

azalma

• NL-2 KO fareler:

– İnhibitör sinaptik iletim azalıyor

(46)

Özet

• Nrxn ve Nlgn KO farelerde sinaps sayısında artma ya da azalma yok

• Sinaps fonksiyonu etkileniyor

• Sinapsın oluşmasında değil kurulum ve

fonksiyonda önemli

(47)

• Sinaptik aktivite

– N-kaderinin dendritik dikenlere yönelmesine – Postsinaptik yapıların lokalizasyonuna

– Gelişen ve olgun sinapslarda LTP sırasında meydana gelen yapısal değişimlerin stabilizasyonuna

neden olur.

• Sinaptik yarık boyunca etki göstererek presinaptik plastisiteyi de düzenler.

• Presinaptik N-kaderin adezyonunun azalması vezikül geri dönüşümünü etkiler

N-Kaderin

(48)

III. KADERİNLER

• Klasik kaderin molekülleri, yapısı en iyi bilinen hücre adezyon molekülleridir

• 5 adet ekstraselüler kaderin tekrar domaini içeririer

• Amino terminal EC1 domaini trans olarak adezyona aracılık eder.

(49)

N-Kaderin

• Beyinde bulunan klasik kaderin

• Homofilik etkileşim

• Sinapsların çevresinde lokalize

• Sinaps sayısını kontrol etmez ve sinaps oluşumunda rol oynamaz

• Sinaps gelişiminde düzenleyici bir rolü olduğu düşünülmekte

(50)

Sinapslarda diğer kaderin-ilişkili proteinler

• Drosophila: Flamingo (omurgalı homoloğu CELSR)

– Çok sayıda kaderin tekrarı içerir

– Hücre polaritesi ve sinaps spesifitesinde rol oynar

• Protokaderinler:

– Ɣ-protokaderinler

– Kısmen de olsa sinaptik

– Spinal kordaki internöronların postnatal canlılığı için gerekli

• Kalsinteninler:

– Fonksiyon?

(51)

IV. SynCAM proteinleri (Cadm / Nektin- benzeri moleküller)

• Sinaptik CAM

• Eksitatör sinaps sayısında artışı destekler

• 3 adet ekstraselüler Ig- domain, 1 adet

transmemran domain ve intraselüler FERM- ve PDZ-bağlanma motifleri

• Beyinde yüksek oranda eksprese olurlar

• Pre- ve postsinaptik bölgelerde lokalizedirler

(52)

SynCAM 1

• Gelişen nöronlarda, aksonal büyüme konilerinin yüzeyinde lokalizedir

• Büyüme konilerindeki «temas algılayıcısı (contact sensor)» na benzer biçimde akso-dendritik temas bölgelerinde hızlıca kararlı adezyon kompleksleri şeklinde yapılanır

• Bu bölgede sinaptik belirteçlerin toplanmasına neden olur

• Homo- ve heterofilik etkileşim gösterir

(53)

SynCAM1

• Transgenik fare modelleri

• Artmış SynCAM1 ekspresyonu: Fonksiyonel eksitatör sinaps sayısında artış

• Sinaptik yapının sürdürülmesi

• SynCAM1 kaybı

– Eksitatör sinaps sayısında azalma – İletimde azalma

– Sinaptik membran yapılarının kısa süreli varlığı

(54)

SynCAM1

• Olgun sinapslarda LTD’nin negatif düzenleyicisi

• Uzaysal öğrenmede etkili

• Nöronal ağların kurulması ve plastisitesinde önemli

– Göz-spesifik yanıtların adaptif değişiklikleri sırasında, görme

korteksinde alışılmadık ekspresyon değişikliklerinin gözlenmesi

– Yaralanmayı takiben spinal kord motor nöronlarında restrasyon sırasında yüksek oranda

ekspresyon değişikliğinin gözlenmesi

• SynCAM 2 ve SynCAM 3

– Benzer işlevler

(55)

V. LAR ailesinin Reseptör Fosfo-Tirozin Fosfatazları (RPTP)

• LAR (Leukocyte-associated receptor), RPTP-σ ve RPTP-δ

• Ekstraselüler domainleri 3 adet Ig-domain, 8 adet fibronektin tip III tekrarı içerir

• LAR-tip RPTPler hücre içi bağlanma partnerleri alfa liprin’e bağlanarak sinaps oluşumunda rol oynarlar

• Ekstraselüler olarak iki ligandı tanımlanmıştır

– Netrin-G ligandı

– Nörotrofin reseptörü TrkC

(56)

VI. Diğer Ig-domain proteinleri

• Contactin’ler

• NCAM/L1 ailesi

(57)

VII. LRR Proteinleri

• LRRTMler

• Netrin-G ligandları (NGLler)

• Sinaptik adezyon benzeri moleküller (SALMler a.k.a. Lrfn)

(58)

Netrin-G1 ve Netrin-G2 Ligandları

• Netrin G1 ve G2, Netrin izoformalarıdır

• Omurgalılara özgüdür

• Aksonal membrana GPI-çapası ile tutunurlar.

• NGL’ler netrin-G1’e bağlanabilmeleri nedeni ile tanımlanmış ve isimlendirilmişlerdir.

• LRRC4 olarak da bilinirler

(59)

• Omurgalılarda NGL1-3

• Tip I membran proteinleridirler

• Ekstraselüler LRR dizisi, 1 adet Ig-domain,

transmembran bölge ve PSD-95’e bağlanabilen kısa bir sitoplazmik kuyruk bölgesi içerirler

• Postsinaptik membranlara lokalizedir.

• NGL1 ve NGL2’nin presinaptik netrin-G1 ve netrin- G2’ye; NGL3’ün de LAR-tip RPTPlara bağlandığı

düşünülmektedir.

(60)

• Netrin-G2 veya NGL2 KO fareler: Hayatta kalabiliyor, fertil ve hafif davranış değişikliği gösteriyor

• Fonksiyon: Düzenleyici sinyalizasyon sistemi olarak işlev gördükleri düşünülüyor.

(61)

SALMler

• Omurgalılarda 5 adet SALM geni

• Tip I membran proteinleri

• Amino terminalinde LRR domaini, tek Ig-domain ve fibronektin III domain, transmembran bölge ve

sitoplazmik kuyruk bölgesi

• SALM-1 ve SALM-3: PSD95

(62)

SALMler

• Ekstraselüler bölgede SALM-4 ve -5 homofilik kompleksler oluştururlar

• SALM’lerin bir kısmı AMPA- ve/veya NMDA-tip glutamat reseptörleri ile etkileşime girebilir

• Nöronal gelişim ve nörit filizlenmesinde rol oynayabilecekleri düşünülmekte.

• Sinapslardaki kesin rolleri ?

(63)

Eksitaör Sinaps Gelişiminde Tirozin Kinaz Reseptör Sinyalizasyonu

• Klasik CAM’lerine ilave olarak transmembran reseptör tirozin kinazlarıjnda sinaps

gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir.

(64)

Eph/Eph reseptörleri

• EphB reseptör tirozin kinazlar

– Ephrin ligandlarının bağlanması ile postsinaptik sinyal oluştururlar

(65)

• EphB1 ve B3 ikili delesyonu sinaps yoğunluğunda belirgin azalma ve dendritik dikenlerde morfolojik değişiklikler

• Hücre iskeletinin yeniden şekillendirilmesi üzerinden sinaptik fonksiyonu düzenlerler

• RhoA ve Rac gibi Rho ailesi GTPaz’lar üzerinden postsinaptik dendritik dikenlerde aktin hücre iskeletinde şekil değişikliğine neden olurlar

(66)

Trk Reseptörleri

• Nörotrofin

sinyalizasyonuna aracılık ederler

• Uygun sinaps sayısı ve ince yapılanması için gereklidirler

• Aktivite-bağımlı olarak sinapslarda yapısal ve işlevsel değişiklikleri düzenlerler

• İnsülin reseptörü

• ErbB reseptörleri

(67)

İlave Yüzey Etkileşimleri

• İntegrinler:

– Sinaps matürasyonu – Sinaps fizyolojisi

Trans-sinaptik etkileşimler klasik CAM’lerine sınırlı değildir.

• Pentraksinler

• Ekstraselüler olarak AMPA reseptörlerine bağlanarak eksitatör sinaps gelişimini düzenlerler.

(68)

ÖZET

Sinaps oluşumu:

• Sinapsların sınırlarını belirleyen ve sinaptik bileşenlerin karşılıklı gelmesini,

• Oluşmuş sinapsların olgunlaşmasını

sağlayacak mekanizmaların varlığını gerektirir.

Hücre adezyon molekülleri, sinyal iletim proteinleri

(69)

• Cevaplanmayı bekleyen sorular:

– Bu proteinler gerçekten in vivo ortamda da sinaps oluşumu için gerekli yönergeyi oluşturuyor mu?

– Bu trans-sinaptik etkileşimler aslında farklı moleküler etkileşimlerin kooperatif bir etkisi midir?

– Bu etkileşimler olgun bir sinapsta plastisiteyi ve sürdürülebilirliği nasıl etkiliyor?

– Bu moleküllerin işlevleri kesin olarak belirli midir? Yoksa bir sinapsın ömrü boyunca değişiyor olabilir mi?

– Bu proteinler hangi hücre içi sinyal iletim yollarını kullanmaktadır?

(70)

SİNAPTİK HÜCRE ADEZYONU VE BEYİN HASTALIKLARI

• Nörolojik

• Nörogelişimsel

Referanslar

Benzer Belgeler

İnterfaz evresi sonunda, hücre hacmi iki katına çıkar, DNA replikasyonu gerçekleşmiştir ve mitoz bölünme başlamıştır..

Daha karmaşık sinyal iletiminde, ligand- reseptör etkileşimi ile bazı hücre içi olaylar birbirine bağlanır. Söz konusu

Tiroid hormonları da steroid hormonları gibi benzer şekilde hücreye difüzyon yoluyla giren küçük moleküllerdir. Hedef hücreler üzerine tiroid hormonunun etkisindeki

Lökositin damar endotelinden dışarı çıkışı integrin grubu adezyon molekülünün hücre dışı kısımlarıyla spesifik ligandına bağlanması ve sitoplazmik domaini ile

 Bilinen en küçük hücre bakteri , en büyük hücre deve kuşu yumurtası sarısı ve en uzun hücre ise yaklaşık 1 m olan sinir hücresi dir.... Hücre Yapısı –

bazal hücre karsinoması (en yaygın görülen cilt kanseri tipidir. Epidermisin en alt tabakası olan bazal hücre tabakasında başlar. Genellikle kafa veya boyun gibi güneş

 Mikrokapsül => Salmonella ve Citrobacter’de Vi antijeni  Kapsüllü bakteri => Klebsiella pneumoniae..  Mukoid salgı şekli =>

Sitokin -JAK/STAT yolu ve negatif regülatörler (SHP: SH2 içeren fosfatazlar , PIAS: aktive STAT’ların protein inhibitörleri, SOCS: Sitokin sinyal supresörleri)..