• Sonuç bulunamadı

Vajina~ Yolla Kullanılan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vajina~ Yolla Kullanılan "

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FABAD Farmasötik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

SCIENTIFIC REVIEWS / BILIMSEL TARAMALAR

Vajina~ Yolla Kullanılan

Topik ilaç Şekilleri, Formülasyonları, Uygulamaları ve Kontrolleri

Sema ÇALIŞ*, Murat ŞUMNU*, A. Atilla HINCAL*

Özet: Tıpta, ilaçların vajinal uygulamaları vajina enfek- siyonu gibi lokal hastalıkların tedavisine ytineliktir.

Ancak yoğun bir kan danıarı ağı içermesi nedeniyle vaji- na absorpsiyona uygun bir biilge oluşturmaktadır. Bu dedeme, vajina anatomisi, fizyolojisi, vajinal yolla verilen dozaj şekilleri ile bunların kontrolleri ve bu konuda

yapılan in vivo çalışmalarla ilgilidir.

Anahtar Kelimeler : Vajinal dozaj şekilleri, vajinit, vajina fizyolojisi, vajina florası, vajinal formülasyonlar, vajinal preparatlar

Geliş Tarihi 8.3.1994 Kabul Tarihi 14.4.1994

1, Vajinanın Genel Özellikleri ve Yapısı

Vajin;> kas ve zarlardan yapılmış, uterus boşluğu

ve s~rviks kanalını dışarısıyla birleştiren 8-10 cm boyünda boru şeklinde bir organdır (Şekil 1). Vaji-

nanın üst ucu serviksi dıştan bir halka şeklinde

sarar ve serviks duvarına sıkıca yapışıktır!. Vaji- na duvarı içten dışa doğru yapıca farklı üç tabaka- dan oluşmaktadır. Bunlar tunica mucosa, tunica muscularis ve tunica adventitia'dır. Tunica mucosa çok katlı yassı epitel tabakası ile örtülüdür. Ön ve arka duvarların iç yüzeyinde enine uzanan pilika- lar yer alır. Vajina mukozasında bezler bulunmaz.

Mukozayı sürekli ıslak ve kaygan tutan salgının

bir kısmı uterusun serviksinden gelir, diğer kısmı

ise uterus salgısının içerdiği fermentler ve vajina- da bulunan bakterilerin etkisi ile oluşmaktadır.

Tunica musculariste genellikle içte sirküler dışta longitudinal düz kaslar bulunmaktadır, ancak va-

jinanın kas dokusu zayıftır ve kas lifleri arasına karışmış bağ dokusu içerir. Tunica advenlitia ise

(*) Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı 06100 Ankara.

Topical Vaginal Dosage Forms, Their Fornıula­

tions, Applications and Controls

Summary: In medical practice, vagina! administration of drugs is limited almost to the treatment of local dis- turbances as vaginitis. In fact, vagina! wall is very well suited ta absorption since it contains a dense network of blood vessels. The main topics of this review is the anato-

nıy and physiology of the vagina, vagina! dosage forms, their controls and the applications.

Key Words : Vaginal dosage forms, vaginitis, physiolo- gy of the vagina, vagina! flora, vaginal for- mulations, vagina! preparations

Şekil 1. Vajina anatomisi

organı saran bağ dokusudur ve vajinayı komşu or- ganlara bağlar2-4.

85

(2)

n.

Florası

Vajinal flora bileşenleri kişiden kişiye ve toplum- dan topluma farklılık gösterebilir. Vajina

salgısının pH asidiktir ve asiditenin direkt ola- rak laktik asit varlığı ile ilgili olduğu bilinmek- tedir5. Vajinal laktik asitin kesin orijininin,bilin- memesine rağmen eldeki bulgular glikojenin bir

yıkım ürünü olduğunu göstermektedir. Glikojen, östrojenin etkisi ile vajinal epitel hücrelerinde de-

polanır ve epitel hücreler % 3 oranında glikojen içerir. Bu karaciğerden sonra ulaşılan en yüksek

orandır. Glikojenin yıkım ürünü olan laktik asit

vajinanın pH'sının 4-5 arasında tutulmasını sağlar. Epitel hücrelerin glikojen içeriği östrojenler tarafından kontrol edilir. Östrojen miktarındaki azalma selüler glikojenin kaybolması ile

sonuçlanır. Buna karşılık östrojen düzeyinin yüksek

olduğu durumlarda vajinada glikojen oranı da faz-

ladır. Döderlein basilleri (Saf laktobasil kültürleri) etkisi ile selülozik glikojen direkt ola- rak laktik aside dönüşebilir veya vajinal enzimle- rin etkisi ile daha basit karbonhidratlara fermen- te edilebilir ve bu karbonhidratlar bakterilerce laktik aside indirgenir. Diğer olasılıklar, glikoje- nin sadece enzimler tarafından veya Döderlein ba- silerinden farklı karbonhidrat fermente edebilen bakterilerce laktik aside dönüştürülmesidir5,6.

,V ajina içindeki biyokimyasal faktörler, vajinanın

bakteriyel florasının karakterini belirler. Vaji-

nanın fizyolojik koşulları ve buna bağlı olarak mikrobiyel popülasyon yaş ile yakından ilgili olup yaşa göre büyük farklılıklar gösterir. Vajina

mikroorganizmaları vulva ve servikstekilerden oldukça farklıdır. Doğumda vajina sterildir, mik- roorganizmalar ilk 12 ila 24 saat içinde görülmeye

başlar. Bunlar stafilokok, enterokok ve difteroid gibi organizmalardır. Ancak doğumun ikinci ve üçüncü günlerinde yerlerini Döderlein basillerine

bırakırlar. Bir hafta ile on gün içinde Döderlein basillerinin yerlerini tekrar Stafilokok hemolitik olmayan Streptokok ve koliform ile difteroid ba- silleri alırlar. Bu karışık bakteriyel flora ergen-

liğe kadar devam eder?. Ergenlik döneminden sonra Döderlerin basilleri tekrar görülmeye başlar

ve yumurtalık fonksiyonlarının tamamlanmasını

takiben vajinal kanalda belirgin olarak bulunur- lar. Hamilelik, va jinal mikroflorayı etkiler ve

glikojen içeriği artar. Koşullar asidofilik organiz- malar için uygun hale gelir. Ayrıca hamileliğin

son haftalarında glikojen içeriği daha da arttığı

için asidofilik bakteri sıklığı da buna bağlı olarak artar8. Menopoz döneminde vajinada ergenlik öncesine benzer fizyolojik ve histolojik değişiklik­

ler gözlenir. Asidofilik organizmalar için uygun ortam bulunmaz. Bakteri çeşidi artabilir, ancak miktar azalır. Vajinal flora sınıflandırılması aşağıdaki şekilde yapılmaktadır:9

Sınıf I

Sınıf II

Sınıf III

Sadece Döderlein basillerinden

oluşur.

Döderlein basili ile birlikte diğer

organizmalardan oluşur.

Döderlein basillerinden farklı orga- nizmalardan oluşur ..

Sınıf !'deki flora normal kabul edilirken, Sınıf III en anormal kabul edilen gruptur. Laktobasillerin vajinadaki varlığı asitlik derecesine bağlıdır. pH 4-4.5 arası normal vajinaya girerek yaşama ve üre- me şansı olan pek az mikroorganizma vardır. Vaji- nal floranın sınıflandırılması ile pH arasındaki ilişki aşağıdaki şekilde bulunmuştur3.10.

Sınıf pH

I 4.0-4.4

il 4.6-5.6

ııı 5.6-7.6

IH. Yaşam Siklüsü Boyunca pH daki Değişiklikler

Yeni doğanda vajina pH 5.7 civarındadır. pH daki bu yükselme muhtemelen alkalen amniyotik

sıvının varlığı ile ilgilidir. Doğumun 4. gününden itibaren Döderlein basilleri vajinada görülmeye

başlar ve pH 4.S'e düşer. 8. günden itibaren pH nötrale doğru artış gösterirken bu durum ergenlik

başlangıcına kadar devam eder. Menopoza kadar olan dönemde pH 4-5 arasında iken, hamilelik

sırasında vajinada 4 veya daha düşük pH

değerlerine rastlamrll. Menopoz sonrasında kadınlarda, vajinada nötral veya alkali pH değerleri görülür. Östrojen salgısının en yüksek

olduğu ovülasyon ve menstürasyon öncesi dönemde en düşük pH değerleri belirlenmiştir. pH en yüksek

(3)

FABAD Farmasötik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

değerine ise östrojen salgısırun, en düşük olması du- rumunda ulaşır. Vajinada örneğin alındığı bölgeye göre de bir pH gradyam vardır, En düşük değerler

ön forniks ( vajina çıkmazı, vajinanın yukarı kısmı) civarında elde edilirken en yüksek değerler ise vestibül (vajina girişi) civarında elde edilmekte- dir12,

pH'nın 4, 1 ve 4,9 arasında olduğu durumlarda pek çok patojenik bakteri üreme şansı bulamadığı için vajinal asiditeninin sağlanması klinik açıdan çok büyük önem taşır. Yapılan bir çalışmada kandidal vajinitin klinik semptom ve belirtilerini taşıyan

hastalarda kontrol gruplarına kıyasla daha yüksek pH değerleri elde edilmiştir ancak kültür

sonuçları bütün hastalar için bu teşhisi doğrulamamıştır13. Drake ve ark.14 menstürel siklüs ve mantar enfeksiyonun vajinadaki pH

değişiklikleri ile ilişkisini araştırmıştır. Bu

çalışma sonucunda vajinal pH ile mantar enfek- siyonuna bağlı hastalık oranı arasında ilişki bulu-

namamıştır.

lV. Vajinit

Vajinit, vajina mukozasının bir enfeksiyonu olup ji- nekolojinin en önemli sorunlarından birisidirlS-18.

802 jinekolog hekim ile yapılan anket sonucunda % 24.5'unun vajinitin en sık karşılaştıkları sorun

olduğunu bildirdikleri saptanmıştır9, Vajinite neden olan mikroorganizmalar vulva ve vajinada lokalize olurlar. Bunlar sıklık sırasına göre; Tric- homonas, Hemophilus, Candida ve spesifik ol- mayan bakterilerdir. Bu bölgelerde normal

koşullarda da bulunabilen bu mikroorganizmalar;

duygusal hassasiyet, dokuda değişim, bakteriyel flora, pH, beslenme ve hijyenik koşullar gibi bazı

faktörlerin etkisi nedeniyle enfeksiyon

oluşturabilmektedir. Vajina içindeki patojen bak- terilerin pek çoğu belirli pH değerlerinde çoğaltabilmektedirler. Optimal üreme pH 7.5

civarındadır. Vajinitli hastanın başarılı tedavi- sinde esas, enfeksiyona neden olan mikroorganiz-

manın doğru ve kesin teşhisidir. Bu nedenle vajinal

akıntı derhal mikroskop altında incelenerek mik- roorganizma türü belirlenmelidir19.

V. Vajinal Uygulanan Topik Dozaj Şekilleri ve

Tasarımları

İlaçların vajinal uygulamaları, genellikle lokal

enfeksiyonların tedavisine yöneliktir, Amebosid- ler, sulfonamidler, antibiyotikler ve dezenfektan- lar bazen lokal anestezik ve astrejanlarla birlikte bu amaçla kullanılırken, östrojenler vajinal muko-

zayı iyileştirmek için uygulanırlar2D-22. Spermisid

bileşikler doğum kontrolü amacı ile verilirler.

Prostoglandinler ise uzun süredir düşük.indükleyici bileşikler olarak kullanılmaktadır23. Aslında va- jina, yoğun bir kan damarı ağı içermesi nedeni ile absorsiyon açısından uygun bir bölgedir. Lokal te- davinin ama.çlandığı durumlarda vajinadan ilaç absorpsiyonu, sistemik toksisite gibi ciddi bir soru- na yol açabilir,

Vajinal preparatların fizyolojik ve farmakolojik olarak şu niteliklere sahip olması istenir: doku ir- ritasyonu yapmamalı, uygulaması kolay olmalı,

vajina boyunca ilacın eşit dağılımı sağlanmalı, kadın ayakta iken ilaç vajinada kalabilmeli, ra-

hatsız edici kokusu bulunmamalı, deri ve

çamaşırlarda leke bırakmamalı, diğer ilaçlarla geçimli olma!ı24, Ayrıca vajinal preparatlar, vaji- nanm (normal mikrobiyolojik flora, pH, üreme

koşulları) normal çevresel koşullarına zarar ver- memelidir. 1988 yılında Alman Farmasötik Endüstrisinde kayıtlı 10853 ilaç arasında 98 inin vajinal uygulamaya yönelik olduğu, bunlar

arasında da supozituvar, tablet ve kremlerin

sıralamada en üstte olduğu belirlenmiştir (Şekil

2). Vajinal dozaj şekillerinde kullanılan terapötik maddeler arasında ise antimikotikler ilk

sıradadır (Şekil 3)4.

Vajinal ilaç taşıyıcı sistemlerin formülasyonunda aranan bazı kriterler ve kullanılacak yardımcı

maddeler Tablo !'de gösterilmiştir25.

Tabletlerin vajinal sekresyonla atılmaması ıçın dağılmaları istenmez. Çoğu kez tabletin uygulan-

ması için özel bir aplikatör gereklidir. Tabletten etken maddenin bırakılması aktif konsantrasyonu

oluşturacak kadar hızlı ancak hedef bölgeden süratli atılımı önleyecek kadar da yavaş olmalıdır. Tablo 2 de vajinal supozituvarların

formülasyon tasarımında önemli parametreler 87

(4)

31

"' .,,

E

E ·~ ]! ;s

o

·~ c.

N m E ~

..,

~

o > .o c.

Jl o

•O •O o m ~ m 0

""

Ü' a.

"" ""

Şekil 2. Almanya'da pazarlanan vajinal ilaçların teknolojik uygulama şekilleri

görülmektedir. Supozituvarın uygulanması tablete

kıyasla daha sorunsuzdur. PEG'lerin irritasyon

oluşturması nedeni ile forrnülasyonlarda gliserin

36

7 6

5

~

o

~ ~ ~ ~ ·~

m

~ :;;

"

:;; :~ ~ ~

o :s

o E

E.

;o

o "'

"'

;e

o "'

c.

o

E :ı: E

:§' ~

E <( <( o

o •

<( >-

İİi E

"" •

Şekil 3. Vajinal yolla en sık kullanılan etken madde grupları

jelatin sıvağı genelde tercih edilir. Antibakteriyel bir madde olan pipedirnik asit ile kakao yağı ve Witepsol H 15 kullanılarak formüle edilen vajinal supozituvarlardan etken maddenin 2 saat içinde Kakao yağından % 5.9, Witepsol'den ise % 48

oranında bırakıldığı belirlenmiş ve Witepsol H 15'in pipedirnik asitin vajinal uygulanması için uygun bir sıvağ olduğu belirlenrniştir26, Yapılan bir başka çalışmada ise antirnikrobiyel bir karışım olan C31G'nin vajinal supozituvarları hazırlana­

rak, kullanılan Witepsol, Massa Estarinurn ve Suppocire grubu sıvağlardan etken maddenin in vitro salım özellikleri araştırılmıştır. Salınım

fazla, buna karşılık difüzyonun oldukça düşük bu-

lunduğu Witepsol H 15 sıvağının vajinal supozitu- var formülasyonu için uygun olduğu bildiril-

miştir27,28. Uterus kanseri genellikle tüm uterusun

alınması veya kemoterapi ile tedavi edilmekte- dir. Nagai29, uterus ve serviks kanserlerinin teda- visinde kullanılmak üzere biyoadhesii olarak

tasarımlanan disk benzeri forrnülasyonu, bleomisin hidroklorür ve 5-florourasil ile hidroksipropil selüloz ve karbopol kombinasyonunun direkt

basımı ile hazırlamıştır. Bu forrnülasyonda, hid- roksipropil selüloz ve karbopol konsantrasyonunun

artması ile salınan bleomisin miktarı da artmak-

tadır. Bu şekilde kanserli bölgenin iyileşme oranı

% 33 olarak belirlenmiştir30,

Vajinal kremler de uygulama için özel bir aplikiıtör

gerektirir. Krem ve supozituvar şeklinin uygulama- da avantajı, sıvağın ilacı uygulama bölgesinde tut-

masıdır. İlaç etken maddesinin seçiminde ise en önemli nokta ilacın hedef dokuya ulaşmasının yanısıra uygulama bölgesinde etkin olabileceği süre kalabilmesidir. Bu da hiç absorpsiyonun bulun-

madığı bir koşulda yeterli çözünürlük ve çözünme

hızı gerektirir. Vajinal perfüzyon konusunda

yapılan çalışmalar bu açıdan oldukça ilginçtir32-36.

Araştırmacılar bu çalışmada vajinal rnembran transportunun-alifatik alkoller ve alkanoik asit- ler- gibi incelenen bileşikler için 1. derece kinetiğine

uygun olarak gerçekleştiğini göstermişlerdir.

Membran burada sulu bir difüzyon tabakası gibi davranmakta ve lipid tabaka ile sulu poröz tabaka olmak üzere 2 paralel kısımdan oluşmaktadır (Şekil 4). Bu da iyonize olmayan kısımların önce- likle absorplanacağını ve durumun diğer absorp- siyon bölgelerinden farklı olmadığını göstermek- tedir.

(5)

L

FAHAD Farmasötik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

Tablo 1: Vajinal ilaç Taşıyıcı Sistemler ve Formülasyon Parametreleri25

Taşıyıcı Sistem

Ovül, globül (Vajinal supozihtvar)

Vajinal tablet

Vajinal jel

Vajinal merhem

Vajinal kapsül

· Vajinal toz

Vajinal yıkama çözeltisi

Vajinal halka

istenen Özellikler

3-5 g. ağırlıktaki ovülde kabul edilebilir rnaks. bakteri sayısı 102

CFU/g

Çözünmüş tabletlerde kabul edilebilir rnaks. bakteri sayısı 102 CFU/g

pH: 4~4.5 olmalı, kabul edilebilir, rnaks. bakteri sayısı 102 CFU/ml,

gerekirse preservatif ilavesi

Y /5 emülsiyon jel, kabul edilebilir maks. bakteri sayısı 102 CFU/g, su fazı

pH: 4 olmalı, gerekirse preservatif ilavesi

Yumuşak kapsül

Partikül büyüklüğü maks. 50 µm olmalı

çözünür alınalı

lzotonik olmalı, pH 4-5, maks. bakteri

sayısı 102 CFU /mi

Çözünürlüğü yok, elastik

Yardımcı Maddeler

Jelatin-gliserin Witepsol H 15 vb.

Laktat, sitrat tamponu, laktoz, glikoz, sorbitol, jelatin, sodyum karboksi

metil selüloz

Laktat, sitrat tamponu, hidroksi etil selüloz, sodyum karboksi metil selüloz,

gliserin, klorheksidin

Laktat sitrat tamponu, Y / S emülsiyon jel, klorı\eksidin diglukonat

Jelatin, yumuşatıcı

Laktoz

Laktat, sitrat tamponu, elektrolit

Silikon-polimer rnatriks

Tablo 2: Vajinal (rektal) Supozituvarların Formülasyon Tasarımında önemli Parametreler31.

Vaj inal (rektal) sıvı İlaç etken maddesi Sıvağ

Miktarı Bileşimi

,PH

Tamponlama kapasitesi Yüzey gerilimi

Viskozite

Çözünürlük Yüzey özellikleri Partikül büyüklüğü

ilaç Konsantrasyonu

Bileşimi

Erime davranışı

Yüzey gerilimi Reolojik özellikleri

VI, Vajinal Preparatlara Uygulanan in Vitro Test- ler

Vajinal farmasötik ürünlere sertlik tayini, salım hızı, erime tayini gibi testler uygulanmaktadır.

Halstead37 yaptığı çalışmada kontrollü salan va- jinal ilaç taşıyıcı sistemden prostoglandinin ticari bir preparatı olan karboprost metilin in vitro

salım özellikleri üzerinde pH, sıcaklık ve alet

tasarım parametrelerinin etkilerini araştırmıştır

ve ilaç salımı üzerinde pH değişikliğinin etkili

pKa

olmadığını bulmuştur. Ondracek ve ark.38 ise

yaptıkları bir çalışmada vajinal supozituvarlar için USP XXI çözünme aletini kullanarak çözünme

hızı tayini amacıyla yeni bir yöntem dene-

mişlerdir. Sonuçta, bu yöntemin kullanılması ha- linde değişik formülasyonlar arasındaki farklı­

lığın gözlenebildiği, seriler arasındaki varyasyo- nun da düşük olduğunu bildirmişlerdir. Parrot39 köpüren spermisidal vajinal tablet ve supozituvar üzerinde formülasyon çalışmaları yapmış ve dozaj

şeklinin özelliklerinin farklı olmasına rağmen

89

(6)

1

4>id tabaka

1

SUUJ

DIFil'ZYoN ÇÖZELTi

~--ı TABAKASI SINK

Şekil 4. Vajinal membranın transport bariyeri olarak şematik

modeli.

formülasyonların değerlendirilmesi ve farmasötik karakteristiklerinin ölçümü için standart yöntemleri kullanmıştır. Köpüren tablet ve supozi- tuvar formülasyonu arasında köpüren tabletin daha üstün ve klinik çalışmalarda kul-

lanılabilecek nitelikte olduğu bildirilmiştir. Oral tabletler için dağılma testi değişik farmakopeler- de verilmesine rağmen vajinal tabletler için bu test Japon, İngiliz ve Amerikan Farmakopelerinde bu-

lunmamaktadır. Yamaguchi ve ark.40 vajinal tab- letlerin dağılma testi için İngiliz Farmakopesinin modifiye şekli olan saat camı yöntemini önermektedir.

VII. Vajinal Sistemlerin Tedavide Uygulanınaları

ve in Vivo Çalışmalar

ı. Vajinal Enfeksiyonların Lokal Tedavisi için Su- pozituvarlar

Gonorenin toplumda giderek yaygınlaşması, ayrıca mevcut antibiyotiklere resis_tans gelişimi

nedeniyle hastalığın sıklığının azaltilamaması

tedavi açısından sorun yaratmaktadır. Değişik

korunma yöntemleri arasında vajinal preparatlar en önemli seçenekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Sistemik ve mekanik profilaksi teo- rikte çok etkin görünmekle birlikte bazı dezavan-

tajları vardır. Sistemik antibiyotiklerin kul-

lanımı, bazı yan etkilerle birlikte, duyarlılığa ve - rezistans organizmaların sayısında artışa yol açabilir. Araştırmalar, kadın tarafından kul-

lanılabilecek bazı lokal yöntemlerin değerlen-

dirilmesine yönelmiştir. Bunlar arasında, vajinal kontraseptifler gibi piyasada mevcut ürünleri kul- lanarak sağlanan kemoprofilaksi giderek önem

kazanmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak yapılan

bir çalışmada41 vajinal kontraseptiflerin kadın­

lardaki kemoprofilaktik potansiyeli araştırılmış

ve vajinal profilaksinin gonorenin kontrolünde önemli olduğu gösterilmiştir.

Vajinal kandidiosis kadınlarda en sık rastlanan ve tekrarlayan genital enfeksiyondur. Bu durumun düzensiz karbonhidrat mekanizması ile bağlantılı olabileceği görüşü vardır. Davidson ve Mould42

yaptıkları çalışmalarda klotrimazol supotizuvar ve krem kullanılması halinde vajinal kandidiosis

semptomlarının kontrol altına alınabildiğini

ancak bu şekilde bakterilerin tekrar vajinaya

dönüşünün engellenemediğini göstermişlerdir. Bu- tokonazol yeni antifungal imidazoldür. Vulvovaji- nal kandidiosis tedavisinde yaygın olarak kul-

lanılmaktadır. Yapılan bir başka çalışmada43

vajinaya yerleştirilen butakonazol taşıyıcı siste- min hastalarda emniyet ve etkinliği araştırılmış­

tır. Bu gelişme önemlidir, çünkü bazı hastalar katı

tip vajinal preparatların kabul edilebilirliğinin

vajinal kremlerden daha üstün olduğu kanısında­

dırlar. Hastalar 100 mg butokonazol vajinal supo- zituvar veya 2 adet 100 mg klotrimazol vajinal tableti 3 gece sürekli kullanmışlardır. İlaçların et-

kinliği vulvovajinal kandidiozis semptom ve be- lirtilerinin tamamen kaybolması ve vajinal sekre- syondan alınan kültürde candida albicans'ın bulunmaması ile değerlendirilmiştir. Çalışma, bu vajinal supozituvarların vajinal kandidiozis için etkin ve kabul edilebilir bir tedavi şekli olabile-

ceği şeklinde sonuçlanmıştır. Bir diğer çalışmada,

Salem ve ark.44 vajinal kandidiozis tedavisinde oral ve lokal tedavi rejimlerinin etkinliğini araştırmışlardır. Bu amaçla 80 kişilik hasta grubu ikiye ayrılmıştır. Bir grup ketokonazol tablet (400 mg/24 saat) ile oral tedavi görürken diğer grup nystatin vajinal supozituvar (günde 2 kez 100,000 ünite) ile lokal tedaviye girmiştir. Bir hafta teda- viden sonra ketokonazol ve nystatin grupları için mikolojik tedavi hızları sırası ile % 87.5 ve % 81 olarak belirlenmiş ve her iki ilacın da vajinit te- davisinde etkin olduğu sonucuna varılmıştır. An-·

cak oral ketokonazol alan hastalarda tedavinin

(7)

~

~1;;;,;c:-

FABAD Farnıasblik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

daha iyi, tekrarın da daha az olduğu gözlenmiş­

tir.

z.

Vajinal enfeksiyonların krem ve jellerle lokal tedavisi

Spesifik olmayan vajinit tedavisinde sulfonamid içeren vajinal kremlerle tedavi giderek

yaygınlaşmıştır. Piot ve ark.45 oral tinidazol (günde 2 kez 500 mg) ile vajinal kullanılan üçlü sülfonamid krem (sulfatiyazol, ~ulfasetamid, sul- fametazin) ve asitlendirilmiş vajinal .krem

bazının, spesifik olmayan vajinitteki tedavi et-

kinliğini araştırmak üzere kontrollü, çift körlü bir

çalışma yapmışlardır. Testler 85 kadın üzerinde

uygulaı:ırnıştır.' Tedavinin başlamasından itibaren ilk ve 3. haftalarda -birisi hariç- tinidazol veri- len tüm hastalarda spesifik olmayan vajinitin be- lirti ve semptomları kaybolurken oral plasebo ve- rilenlerde bu oran ilk haftada % 59, üçüncü haftada % 43 olmuştur. Bu deneme günde iki kez 500 mg tinidazolun 5 gün süre ile kullanımının spe- sifik olmayan vajinit tedavisinde etkin olduğunu ancak üçlü vajinal sülfonamid krem ve asitlendi-

rilmiş krem . bazının 7 günlük kullanımının ise ancak vakaların % 50'sinde etkili olduğunu ortaya

koymuştur. Vajinal sulfonamid kremin spefisik ol- mayan vajinitte kullanımı önerilmekle birlikte topik sulfonamid kremin etkinliğinin düşük olduğuna işaret edilmiştir. Andersch ve ark.46 bakteriyel vajinosiste lokal uygulanan laktat jelin klinik ve mikrobiyolojik bulgulara etkisi ile siste- mik uygulanan metranidozolu kıyaslamışlardır.

Rastgele seçilen hastalara aşağıdaki iki tedavi rejimi uygulanınıştır: 1) 7 gün süre ile günde iki kez 500 mg oral metronidazol, 2) 7 gün süre ile her

akşam günde bir kez 5 mi Jaktat jeli. Laktat jelin esas aktif komponenti laktik asit olup, pH 3.5'tur. En son çalışmalar bakteriyel vajinosis te- davisi için vajinal sulfonamid kremlerin yetersiz

olduğunu ortaya çıkarmakla birlikte lakta! jelin oral metronidazole eşit klinik etki gösterdiği ve bakteriyel vajinosis tedavisi için uygun bulun-

duğuna işaret edilmiştir.

Terkanozol krem ve supozituvar şeklinin vulvova- jinal kandidiozis tedavisinde etkinlik ve emniye- tini araştırmak için Amerika ve· Avrupa'da çalış­

malar yapılmıştır. Amerika'da yapılan çalışma-

nın kısa süreli değerlendirilmesinde % 0.4 terkano- zol krem ile mikrobiyolojik tedavi hızı, % 2 mika- nozol nitrat kreme eşit veya belirgin olarak daha yüksek olarak belirlenirken, terkanozol supozitu-

varı, mikanozol nitrat supozituvarı ve plasebo

kıyaslandığında belirgin bir fark gözlenmemiş­

tir47.

3. Vajinal Enfeksiyonların Lokal Tedavisi İçin

Tabletler

Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde eğilim

etken maddenin en etkin dozunu kullanarak mümkün olan en kısa tedaviyi uygulamaktadır,

çünkü tedavi uzadıkça pekçok hasta tedaviyi kes- mektedir. Yapılan bir çalışmada48 tek dozluk bir vajinal tablet tedavisinin etkinliği, 6 günlük vaji- nal tablet tedavisi ile karşılaştırılmıştır. Tek dozluk tedavide 500 mg klotrimazol vajinal tablet

kullanılırken 6 günlük tedavide 100 mg !ık klotri- mazol vajinal tablet kullanılmıştır. Tedaviden bir hafta sonra sonuçlar kıyaslandığında 6 günlük te- daviye göre tek günlük tedaviden daha iyi sonuç

alındığı ancak hastalığa geri dönüş eğiliminin de fazla olduğu belirlenmiştir. Her iki tip tedaviden de iyi sonuç alınmasına rağmen hasta uyunçu

açısından tek dozluk tedavi tercih edilmektedir.

Stein ve ark49 vulvovajinal kandidiozis tedavisin- de % 6.5'luk tokanozol merhemin tek dozluk intra- vajinal uygulanmasının etkinlik ve kabul edilebi-

lirliğini klotrimazol vajinal tabletlerin 3 günlük

uygulaması ile karşılaştırmak üzere biıi'. çalışma yapmışlardır. 80 kişilik hasta grubu ikiye

ayrılarak bir gruba tokanozol, diğer gruba ise klot- rimazol tedavisi uygulanmıştır. Sonuçta % 6.5'luk tek doz tokanozol merhem uygulamasının 3 günlük vajinal tablet uygulaması kadar etkin olduğu bu-

lunmuştur.

4. Vajinal Enfeksiyonların Lokal Tedavisi İçin

Tamponlar

Vajinal tamponların piyasaya çıkmasından bugüne kadar yaklaşık 45 yıl geçmiştir. Tamponların diğer vajinal dozaj şekillerine üstünlükleri

şunlardır:4 uygulamadan hemen sonra tan:ıponun katları açılır ve tampon çapı genişleyerek vajina

duvarına yapışır. Böylece ilaç ile enfeksiyon 91

(8)

bölgesinin yakın teması sağlanır, genişlemiş tam- pon, salman etken maddenin tüm tedavi boyunca vajinada kalmasını sağlar, uygulanmasını takiben tampon yüksek derecede enfekte akıntıyı absorp- lar, bu ilaçlı tamponların temizleme etkilerinin bir parçasıdır, bu şekilde enfekte vajinal sıvının sızarak vajinanm alt kısımlarım, vulva ve genital bölgenin dışını tekrar enfekte etmesi önlenmiş olur,

tamponların uygulama kolaylığı açısından krem ve tabletlere üstünlüğü vardır, özel aplikatör ge- rektirmezler, gece, gündüz tedavi olanağı vardır,

özellikle gün boyu tedavi kas hareketlerinin emül- siyon oluşumuna yardımcı olarak vajina boyunca

yayılmasını sağlaması nedeniyle önemlidir.

Piyasada kandidal vulvovajinit tedavisinde kul-

lanılabilecek çeşitli antifungal bileşikler bulun-

maktadır. Ancak tedavinin gerektiği şekilde ta-

mamlanamaması bu bileşiklerden yeterli klinik etkinlik elde edilmesini kısıtlamaktadır. Krem, pcimad ve supozituvarlarla sağlanacak uzun teda- vi dönemi, bu dozaj şekillerinin uygulama güçlüğü

veya ilacın sızması gibi nedenlerle pekçok hasta

tarafından reddedilmektedir. BergsteinSO kandi- dal vajinit tedavisi için mikonazol içeren tampon- larla yaptığı tedavinin klinik ve mikolojik bulgu-

larını ve üç farklı tedavi rejiminin bağıl etkinliğini kıyaslamalı olarak incelemiştir. Bu amaçla hastalar üç gruba ayrılmıştır. 1. Grup: 10 mg mikonazol içeren tamponlar günde iki kez olmak üzere toplam 15 kez uygulanmıştır.

2. Grup: 5 gün süre ile vajinaya günde iki kez tam- pon uygulanmıştır. 3. Grup: 5 gün süre ile vajinaya günde bir kez tampon uygulanmıştır. Sonuçlar ince-

lendiğinde vulvovajinal_ kandidal enfeksiyon te- davisinde 5 gün süre ile günde iki kez tampon uygu-

lamasının etkin olduğu, bu tedaviden elde edilen klinik ve mikolojik tedavi hızının daha uzun süreli kullanılan mikonazol krem ve supozituvar- dan fazla olduğu bildirilmiştir. Yapılan bir başk"a çalışmada51 vulvo','.ajinal kandidiozis tedavisinde klolrimazol vajinal tablet ile mikonazol içeren

tamponların hasta tarafından kabul edilebilirliği

ve tedavi etkinliği araştırılmıştır. Sonuçta tedavi

hızlarının birbirine yakın, ayrıca hastalığın tek-

rarının tampon kullanan grupta daha az olduğu bildirilmiştir. Tedavinin 5 gün sürmesi ve vajina- dan ilaç . sızıntısı olmaması nedeniyle hasta

tarafından kabul edilebilirliğin daha fazla

olduğu da belirlenmiştir.

5. Lokal Etkili Yumuşak Kapsüller

Yumuşak jelatin kapsüller temel spermisidal

taşıyıcılardan birisidir. Basol ve ark.52 vajinaya·

yerleştirilmelerinden itibaren muamele edilmiş

kapsüllerde (treated) etken maddenin bırakılması

ve kapsülün parçalanmasının muamele edilmemiş

(non-treated) kapsüllere göre daha erken olup

olmadığını araştırmışlardır. Muamele edilmiş ve

edilmemiş kapsüllerde farklar şunlardır: Muamele

edilmiş kapsüllerde kullanılan taşıyıcının suda

çözünürlüğü daha fazladır, formülde plastifiyan madde bulunur ve kapsüller izotonik sodyum klorür çözeltisi ile yıkanmıştır. Muamele edilmemişler"

ise yumuşak jelatin kapsüllerdir.

Çalışma 96 hasta üzerinde gerçekleştirilmiştir.

Sonuçlar kapsüllerin pekçoğunun (% 61) parçalan-

dığını göstermiştir. Pekçok çalışma grubunda da etken madde salımı araştırılan parametrelerden

bağımsız olarak 5 dakikada gerçekleşmiştir. Al- kali pH'ya bağlı vajinal enfeksiyonlar ile vajinal kuruluk, kapsüllerin parçalanmasında önemli rol oynar. Vajinal enfeksiyonu olan kadınlarda mua- mele edilmiş kapsüllerde parçalanma (% 66), mua- mele edilmemişlere oranla daha fazla olmuştur.

(% 50) Muamele edilmiş kapsüller etkinlik açısın­

dan daha büyük emniyet sağlamaktadırlar. Bu ne- denle, spermisidal kapsül kullanımından önce va- jinal enfeksiyonların tedavi edilmesi önerilmek-

tedir.

6. Sistemik Etkili Vajinal Halkalar

Piyasada çok değişik şekillerde vajinal kontrasep- tif aletlerin bulunmasına rağmen, vajinal halkalar en fazla ümit vaat etmektedirler. Vajinal hal-

kanın kişinin kendisi tarafından uygulanabilmesi, hepatik ilk geçiş etkisinin önlenmesi ve düşük ste- roid doz gibi üstünlükleri bulunmaktadır. Steroid salan kontraseptif halkalarla ilgili ilk

araştırmalar 1970'1i yıllarda başlamıştır. Bu

çalışmada53 kullanılan halkalar biyolojik olarak geçimli bir polimer olan polidimetilsiloksandan

hazırlanmış olup medroksiprogesteron asetat içermektedir. Sonraki araştırmalarda bu yöntem

(9)

FABAD Farmasötik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

3-keto-deso_,cstrel + ethinilocstradiol içeren kompanman

J-keto-desogestrel içeren kompart:man

Steroid içeren kısım

Silastik membran

Şekil 5. 3-ketodesogestrel ve ethinilestradiol salan kombine kontraseptif vajinal halka modeli. '

ile steroidlerin farklı şekilde tasarımlanmış hal- kalardan verilmesi üzerinde çalışılmıştır.

Tasarııİılanan vajinal halkalardan birisinden pro- gestagen norethindröne 50 µg/24 saat ve 200 µg/24 saat dozlarda uygulanmıştır. Ancak seçilen doz ve progestogen'in düzensiz vajinal kanama sıklığını

artırdığı gözlenmiştir54. Yapılan bir çalışmada55

3-ketodesogestrel ve ethinilestradiolü sabit bir oranda salan kombine bir vajinal halka

geliştirilmiştir (Şekil 5). Jackson ve ark.56 da hem östrojen hem de progestagen salmak üzere

tasarımlanan halka üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmada kullanılan vajinal halka bir veya daha fazla steroidi O. derece salım

hızında bırakabilecek şekilde tasarımlanmıştır.

Çalışma sırasında halkanın iyi tolere edildiği be-

lirlenmiştir. Sonuçlar halkanın ilacı uzun bir süre boyunca ve plazma düzeyinde en az azalma ile küçük miktarlarda salma kapasitesinde olduğunu

göstermiştir. Bu çalışma, bu taşıyıcı sistemin 21 günden uzun bir süre boyunca sabit plazma düzeyi

sağlama kapasitesinde olduğunu göstermiştir.

VIlI.Sonuç

Vajina çok fonksiyonlu kompleks bir genital or-

gandır. Vajinal sistem geliştirilirken yaşam siklu- su boyunca üreme organında olan değişiklikler

mutlaka göz önüne alınmalıdır. Vajinal farmasö- tik şekillerle ilgili yapılmış pekçok çalışmanın bulunmasına rağmen halen araştırma gerektiren pekçok alan bulunmaktadır. Örneğin piyasada ta- mamen emniyetli bir kontraseptif halen mevcut

değildir. Vajinal ürünlerle ilgili in vitro testler

hakkında daha ileri bilgi ve araştırmaya gerek- sinim bulunmaktadır. Ayrıca vajinal ürünler

hakkında kadınların görüşlerinin daha ciddi ve gerçekçi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kaynaklar

1. Odar, !. V., Anatomi bers Kitabı, 6. Baskı, s. 356, Yeni Desen Tic. Ltd. Şti. Matbaası, Ankara, 1969.

2 Leeson, T. S., Leeson, C. R., Paparo, A. A., Text/

Atlas of Histology 6th Ed., p. 625, W. B. Saunders Company, Philadelphia, 1988.

3. Rakoff, A.E., Feo, L. G., Goldstein, L., "The Biologi- cal Characteristics of the Normal Vagina'.', Am. J.

Obst. and Gynec., 47, 467-494, 1944.

4 Simunek, F., "Specific Problems of Vaginal Drug Formulation", B. T. Gattefosse, No: 81, 25-31, 1988.

S. Butler, B. C. Beakley, J. W., "Bacterial Flora .in Va- ginitis", Am. J. Obst. and Gynec., 79, 432-440, 1960.

6. Slotnick, J., Hildebrandt, J. R., Prystowsky, H., "The Microbiology of the Female Genital Tract": IV. Cer- vical and Vagina! Flora During Pregnancy, Obstet.

and Gynecol., 21, 312-317, 1963.

7. Minkoff, H. L., Grunebaum, A. N., "lnfluence of Vaginal Flora on Perinatal Outcome", Adv. in Clin.

Obstet. and Gynec., 2, 43-57, 1984.

8. Walsh, H., Hildebrandt, R. J., Prystowsky, H., "Furt- her Observations on the Microbiologic Flora on the Cervix and Vagina During Pregnancy", Am. ].

Obstet. Gynecol 96: 1129-1133, 1976.

9. Guerriero, W. F., "Principles in the Treatment of Vaginitis", Southern Med. J., 56, 390-393, 1963.

10. Cruickshank, R., Sharman, A., "The Biology of the Vagina in the Human Subject, II. The Bacterial Flora and the Secretion of the Vagina at Various Age Periods and Their Relation to Glycogen in the Vagina! Epithelium." J. Obstet. & Gynaec. Brit.

Emp., 41, 208·218, 1934.

11. Cohen, L., "Influence of pH on Vagina! Dischar- ges", Br.

J.

Vener. Dis., 45, 241-246, 1969.

12. Glynn, R., "Vagina! pH and the Effect of Douc- hing", Obstet.&Gynec. 20, 369-372, 1962.

13. Peeters, F., Snauwaert R., Segers, J., Gutsem, J. V., Amery, W., "Observations on Candidal Vaginitis:

Vagina! pH, Microbiology and Cytology", Am. J.

Obstet. Gynecol., 112, 80-86, 1972.

14. Drake, M. S., Evans, B. A., Gerken, A., "Vagina! pH and Microflora Related to Yeast Infections and Treatment", Br.

J.

Vener. Dis., 56, 107-110, 1980.

15. Banner, E. A., "Vaginitis", Med. Clin. North Ameri- ca, 58, 759-768, 1974.

93

(10)

16. Hamilton, J., "The Problem of Vaginitis", Practitio- ner, 185, 296-300, 1960.

17. Burch, T. A., Rees, W. C., Kayhoe, E. D., Laboratory and Clinical Studies on Vagina! TrichOmoniasis", Am. J. Obstet&Gynec. 76, 658-665, 1958.

18. Wotherspoon, R. J., "A New Treatment For Vagini- tis", Practitioner, 184, 626-628, 1960.

19. Clark, D. H., Solomoıls, E., "An Evaluation of Routi- ne Culture Examinations for Trichomonas Vagina- lis and Candida", Am. J. Obst. Gynec. 78, 1314-1319, 1959.

20. Corkill, B. M., Comparative Trial of Fungulin (Amphotericin B) and Pimafucin (Natamycin) Pes- saries in the Treatment of Vagina! Candidiasis, Med. J. Aust., 2, 33-34, 1972.

21. Turner, S. J., The Effect of Penicillin Vagina! Sup- positories on Morbidity in Vagina} Hysterectomy and on the Vagina! Flora, Anı. J. Obstet&Gynec. 60, 806-821, 1960.

22. Droegemueller, W., Adamsan, D. G., Brown, D., Cibley, L., Fleury, F., "Three-Day Treatment with Butoconazole Nitrate for Vulvovaginal Candidia- . sis", Obstet&Gynec., 64, 530-534, 1984.

23. Bolognese, R.

J.,

Corson, S. L., "Prostoglandin E2 Vagina! Suppository As a Midtrimester Abortifa- cient", Am. J. Obstet. Gynecol., 120, 281-284, 1974.

24. Deshpande, A. A., Rhodes, C. T, Danish, M., "Intra- vaginal Drug Delivery", Drug. Dev. Ind. Phann., 18, 1225-1279, 1992.

25. Fickweiler, E., "Biopharmazie der Gynakologika"

Pharmazie, 43, 666-668, 1988.

26. Lazarevic, A., Vuleta-G., Stupar, M., Primorac, M.,

"Examination of the Release of Pipedimic Acid from Vagina! Suppiısitories", Pharmazie, 42, 742, 1987.

27. Çalış, S., Şumnu, M., Hıncal, A. A., "Effect of Sup- pository Bases on the Release Properties of A Po- tent Antimicrobial Agent (C31 G)" Pharmazie, 49, 336-339, 1994.

28. Çalış, S., Yuluğ, N., Şumnu, M., Ayhan, A., Hıncal,

A. A., "A Non-Antibiotic Antirnicrobial Mixture (C31G): Evaluation of the Antimicrobial Efficiency of C31G on Vagina! Cultures", Boll. Chim. Fanna- ceutico, 131, 335-338, 1992.

29. Nagai, T., "Adhesive Topical Drug Delivery Sys- tem", J. Control·Rel., 2, 121-134, 1985.

30. Machida, Y., Masuda, H., Fujiyama, N., Ito, S., lwata, M., Nagai, T., "Preparation and Phase il C!i-

nicı.:ıl Examination of Topical Dosage Forms for

Treatrnent of Carcinoma Colli Containing Bleomy- cin with Hydoxypropyl cellulose", Chem Pharm.

Bull., 27, 93-100, 1979.

31. De Blaey, C. J., Polderman, )., Rationales in the De- sign of Rectal and Vagina! Delivery Form of Drugs, s. 237, Drug Design, Vol. 9 (E. ). Ariens Ed.), Acade- mic Press, New York, 1980.

32. Yotsuyanagi, T., Movokhia, A., Hwang, S., Ho, N. F.

H., Flynn, G. L., Higuchi, W. !., "Systems Approach to Vagina! Delivery of Drugs 1: Development of in situ Vagina! Drug Absorption Procedure", J.

Pharm. Sci., 71-76, 1975.

33. Hwang, S., Owada, E., Yotsuyanagi, T., Suhardja, L., Ho, N. F. H., Flynn, G. L., Higuchi, W. !., Park, J. '1'.,

"Systems Approach to Vagina! Delivery of Drugs 1:

in situ Vagina! Absorption of Unbranched Alipha- tic Alcohols", J. Pharm. Sci., 65, 1574-1578, 1976.

34. Ho, N. F. H., Suhardja, L., Hwang. S., Owada, E., Molokhia, A., Flynn, G. L., Higuchi, W. !., Park,). Y.,

"Systems Approach to Vagina! Delivery of Drugs · III: Sirnulation Studies Interfacing Steroid Release from Silicone Matrix and Vagina! Absorption in Rabbits",

J.

Pharm. Sci., 65, 1578-1585, 1976.

35. Hwang, S., Owada, E., Suhardja, L., Ho, N. F. H., Flynn, G. L., Higuchi, W. !., "Systems Approach to Vagina! Delivery of Drugs N: Methodology for Determination of Meınbrane Surface pH", J.

Pharm. Sci., 66, 778-781, 1977.

36. Hwang, S., Owada, E., Suhardja, L., Ho, N. F. H., Flynn, G. L., Higuchi, W. !., "Systems Approach to Vagina! Delivery of Drugs V: in situ Vagina! Abs- roption of 1-Alkanoic Acids", J. Pharm. Sci., 66, 781- 784, 1977.

37. Halstead, G. W., Theis, D. L., "Drug Release Tes- ting of A Prostoglandin Containing Controlled- Release Vagina! Device: Development of A Serni- Automated Method",

J.

Pharm. Sci., 74, 1086-1090, 1985.

38. Ondracek, )., Stoll, B., Kriftner, R., "New Basket Dissolution Method for Vagina! Suppositories", Acta. Pharm. Technol., 34, 169-171, 1988.

39. ParrOt, E. L., "Formulation of a Foaming Vagina!

Tablet and Suppüsitory", Drug" Dev. Ind. Pharm., 14, 1013-1021, 1988.

40. Yamaguchi, M., Tanna, K., Sugibayashi, K., Mori-

(11)

FABAD Farmasdtik Bilimler Dergisi, 19, 85-95, 1994

moto, Y., ''Disintegration Test to Measure Lot-to- Lot Variations of Vaginal Tablets", Chem. Pharm.

Bul!., 38, 2314-2316, 1990 ..

41. Cole, C. H., Lacher, T. G., Bailey, ). C., Fairclough, D. L., "Vagina! Chemoprophylaxis in the Reduc- tion of Reinfection in Women with Gonorrhoea", Br. J. Vener. Dis., 56, 314-318, 1980.

42, Davidson, F., Mould, R. F., "Recurrent Genital Candidiosis in Women and the Effect of Intermit- tent Prophylactic Treatment", Br.

J.

Vener.Dis., 54, 176-183, 1978.

43. Adamsan, G. D., Brown, D. jr., Standard, ). V., Henzl, M. R., "Three-day Treatment with Butoco- nazole Vaginal Suppositories far Vulvovaginal Candidiasis", J. Reprod. Med., 31, 131-132, 1986.

44. Salem, H. T., Salah, M., Farid, A., Sabra, A. M., Ma- karem, M. H., "Oral versus Local Treatment of Va- gina! Candidosis", Int. J. Gynecol. Obstet., 30, 57-62, 1989.

45. Piot, P., Dyck, E. D., Godts, P., Vanderheyden, )., "A Placebo-Controlled, Double-blind Comparison of Tinidazole and Triple Sulfonamide Cream for the Treatment of Nonspecific Vaginitis", Am.

J.

Obstet.

Gynecol., 147, 85-89, 1983.

46. Andersch, B., Forssman, L., Lincon, K., Torstens- son, P., "Treatment of Bacterial Vaginosis with an Acid Cream: A Comparison Between the Effect of Lactate-Gel and Metronidazole", Gynecol. Obstet.

Invest., 21, 19-25, 1986.

47. Thomason, J. L., "Clinical Evaluation of Terconazo- le. United States Experience." J. Reprod. Med. 34 (8 Suppl), 597-601.

48. Loendersloot, W. E., Goormans, E., Wiesenhaan, P. E., Batthel, ). P., Branolte, H. )., "Efficacy and To-

lerability of Single-dose versus Six-day Treatment of Candidal Vulvovaginitis with Vagina! Tablets of Clotrimazole", Am. J. Obstet. Gynecol., 152, 953-955, 1985.

49. Stein, E. G., Gurwith, D., Mummaw, N., Gurwith, M., "Single-dose Tioconozole Compared with 3- Day Clotrimazole Treatment in Vulvovaginal Can- didiasis", Antimicrob. Agent Chemother., 29, 969- 971, 1986.

50. Bergstein, N; A. M., "Treatment of Vulvova8:inal Candidal Infection With Miconozole-coated Tam- pons", Br. J. Vener. Dis., 56, 408-411, 1980.

51. Balsdon, J. M., "Comparison of Miconozole-Coated Tampons with Clotrimazole Vaginal Tablets in the Treatme[\t of Vaginal Candidosis", Br. J. Vener.

Dis. 57, 2~5-278, 1981.

52. Basso!, S., Recio, R., Cruz, D. L., "Comparative Trial Between Two Sofi jelly Capsules Contaning Nono- xynol As Spermicidal Contraceptives", Contracep- tion, 39, 409-418, 1989.

53. Mishell, D. R., Talas, M., Parlow, A. F. Moyer, D. L.,

"Contraception by Means of a Silastic Vagina! Ring lmpregnated with Medroxyprogesterone acetate", Am. ]. Obstet. Gynaec., 107, 100-107, 1970.

54. De Leede, L. G. )., Govers, C. P. M., de Nijs H., "A Multi-Compartment Vagina! Ring System for ln- dependently Adjustable Release of Contraceptive Steroids", Contraception, 34, 589-602, 1988.

55. Sam, A. P., "Controlled Release Contraceptive De- vices: A Status Report", J. Control Rel., 22, 35-46, 1992.

56. Jackson, R., Newton, ). R., "The In-Vivo Release Characteristics of a Multi-Coı;npartment Vaginal Ring Releasing 3-Keto-Desogestrel", Contracep- tion, 40, 615-621, 1989.

95,

Referanslar

Benzer Belgeler

NEO-PENOTRAN ® FORTE tedavisi esnasında veya tedaviden sonra 2 hafta boyunca alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan ve etkin madde olarak disülfiram isimli

LİMENDA–L tedavisi esnasında veya tedaviden sonra 2 hafta boyunca alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan ve etkin madde olarak disülfiram isimli maddeyi

EXAGYN ® tedavisi esnasında veya tedaviden sonra 2 hafta boyunca alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan ve etkin madde olarak disülfiram isimli maddeyi

Cinsel yolla geçerek veya geçmeyerek genital organları tutan enfeksiyonlardır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar her zaman genital sistemde belirti vermez ya

Dolayısıyla, yüksekten düşmeye karşı kullanılan kişisel koruyucu donanımlar, karmaşık yapılı kişisel koruyucu donanımlardır ve bu sebeple kategori-III

Tablo1. Multiple meningiomlu hastaların özellikleri Fig. 1: a) Kontrastsız BT de bir kısmı kalsifiye multipl hipodens kitleler, posteriordaki meningioma komşu sinüse ve

satış elemanlarınca uygulanmaması konusunda pazarlama yöneticilerini uyarması, ürünün performansı konusunda yanıltıcı bilgi vermekten kaçınılması hususunda işletme

Sıcak şekillendirme donanımları ve takımları ile metal malzemelere boğma ve burma yapar.. EĞİTİM-ÖĞRETİM ORTAM VE