• Sonuç bulunamadı

Akkusativ ile Kullanılan Präposition’lar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akkusativ ile Kullanılan Präposition’lar"

Copied!
47
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İlgeçler(Präpositionen)

Präposition’lar genel olarak dört büyük gruba ayrılır:

Sadece Akkusativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Akkusativ):

für, um, durch, ohne, gegen, entlang, bis, wider, per, pro

Sadece Dativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Dativ):

ab, aus, bei, gegenüber, mit, nach, seit, von, zu, außer, entgegen, entsprechend, gemäß, nebst, nächst, samt/mitsamt

Hem Akkusativ hem Dativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Akk. und Dat.):

an, in, neben, auf, über, vor, unter, hinter, zwischen

Genitiv ile kullanılan Präposition’lar(Präpositionen mit Genitiv):

(an)statt/anstelle, trotz, während, wegen, außerhalb, innerhalb, oberhalb, unterhalb, anhand, anlässlich, aufgrund, binen, dank,

diesseits, jenseits, hinsichtlich, infolge, inmitten, kraft, laut, mittels, mit Hilfe, unweit, zeit, zufolge, zugunsten, zuungunsten, abseits, abzüglich, anfangs, angesichts, ausgangs, ausschließlich,beiderseits, betreffs, bezüglich, eingangs, einschließlich, halber, mangels, namens, seitens, seitlich, seitwärts, unbeschadet, unfern, ungeachtet/unerachtet,

vermöge, vorbehaltlich, zuzüglich, zwecks

Bunlardan bazıları hem Dativ hem de Genitiv ile kullanılır:

binen, wegen, dank, zufolge, laut

(2)

Akkusativ ile Kullanılan Präposition’lar

für: için, yerine; lehin(d)e, uğrun(d)a; göre; -e mahsus; ... değerinde, -(y)e; -lIk, -lIğIne

für seine Familie ailesi için

für drei Tage üç gün için , üç günlüğüne, üç günlük

für mich benim için, benim yerime

Ich bezahle für alle. Ben hepsinin yerine ödüyorum.

Wort für Wort kelime kelime, kelimesi kelimesine

um: etrafından, çevresinde; -de; -e doğru, aşağı yukarı, hakkında, hususunda; -den

dolayı, yüzünden

Wir sitzen um den Tisch. Masanın etrafında oturuyoruz.

um 7 Uhr saat yedide

durch: arasından, ortasından, içinden; vasıtasıyla; yüzünden, nedeniyle, sayesinde,

ile, tarafından; esnasında, süresince, boyunca; suretiyle

durch Deutschland Almanya’dan, Almanya boyunca

durchs Fenster pencereden

durch den Tunnel tünelden

durch viele Jahre (hindurch) (birçok yıl boyunca/süresince)

das ganze Jahr durch (hindurch) bütün bir yıl boyunca/süresince

durch ein Erdbeben zerstört sein depremle tahrip olmak

durch einen Freund finden bir arkadaş aracılığıyla bulmak

(3)

ohne: -sız, -siz, -suz, -süz; ... olmadan

Bu Präposition belirli tanımlık(bestimmter Artikel) ile kullanılmaz.

ohne Tasche çantasız

ohne Erfolg başarısız

ohne Geld arbeiten parasız çalışmak

gegen: karşı, -ye doğru, sularında; aşağı yukarı, yaklaşık; aksine; kıyasla, göre;

bedel olarak, karşılığında

gegen den Baum fahren ağaca doğru gitmek/sürmek

gegen den Wind spielen rüzgâra karşı oynamak

gegen 9 Uhr kommen saat dokuza doğru

gegen Mitternacht, Abend gece yarısına, akşama doğru

gegen Ende, Anfang des Jahres yılın sonuna, başına doğru

ein gutes Mittel gegen Krebs kansere karşı iyi bir ilaç

gegen das Rauchen sein sigara içmeye karşı olmak

Ich bin gegen dich. Ben sana karşıyım.

entlang: boyunca

Bu Präposition adlardan sonra geldiğinde Akkusativ ile kullanılır. Bazen de Dativ ile kullanılır. Adlardan önce geldiğinde Dativ, bazen de Genitiv olur.

Adlardan sonra: Akkusativ

Ich gehe den Fluss entlang. Nehir boyunca yürüyorum.

die Straße entlang gehen cadde boyunca yürümek

(4)

Adlardan önce: Dativ ya da Genitiv:

entlang dem Wall bent boyunca

entlang den Hecken çit boyunca

Entlang des Weges standen neugierige Leute. Yol boyunca meraklı insanlar vardı.

Aşağıdaki yapılarda görüldüğü gibi belirteç olarak da kullanılır:

Am Zaun entlang gab es wunderschöne Blumen. Çit boyunca harika çiçekler vardı.

An der Mauer entlang gab es viele Bäume. Duvar boyunca birçok ağaç vardı

bis: -e, -a, -ye, -ya kadar, dek, değin

bis Kayseri Kayseri’ye kadar

bis oben yukarıya kadar

bis hier buraya kadar

bis jetzt şimdiye kadar

bis 6 Uhr saat altıya kadar

bis Dienstag salıya kadar

bis September eylüle kadar

bis ersten Juli temmuzun birine kadar

bis kommende Woche gelecek haftaya kadar

bis Ende Juni haziranın sonuna kadar

(5)

bis, başka Präposition’larla birlikte de kullanılmaktadır. Bu durumda bis’den sonra gelen Präposition adın çekimine etki yapar:

bis an den Rand des Abgrunds uçurumun kenarına kadar

bis auf den Kapitän kaptana varıncaya kadar

bis auf den Grund des Wasserssuyun dibine kadar

bis in die Nacht gece yarısına kadar

bis zur Schule okula kadar

bis zum Bahnhof istasyona kadar

bis zum 15. des Monats ayın on beşine kadar

bis nach der Prüfung sınavdan sonrasına kadar

bis vor einem Jahr bir yıl öncesine kadar

von dort bis hier oradan buraya kadar

von 8 bis 10 Uhr saat sekizden ona kadar

vom 1. April bis 5. Mai 1 nisandan 5 mayısa kadar

(6)

wider: karşı, aleyhinde, zıddına, aykırı

Er handelt wider das Gesetz. O, kanuna aykırı hareket etmektedir.

per: ile, aracılığıyla, vasıtası ile, eliyle

per Post posta ile

per Bahn demir yoluyla/trenle

pro: için, başına

pro Person kişi başına

pro Stunde saat başına

fünfzig Euro pro Person kişi başına elli avro

zehn Euro pro Stunde saat başına on avro

(7)

Dativ ile Kullanılan Präposition’lar

ab: -den itibaren, -den, başlayarak

ab hier buradan itibaren

ab Berlin Berlin’den itibaren

ab heute bugünden itibaren/başlayarak

ab Montag pazartesinden itibaren

ab nächster (nächste) Woche gelecek haftadan itibaren

ab dem ersten April bir nisandan itibaren

ab ersten April bir nisandan itibaren

aus: -den , (içinden); -den dolayı; -den mamul; içinden, arasından

aus dem Kino kommen sinemadan gelmek

aus der Schule okuldan

aus einer Tasse Kaffee trinken bir fincandan içmek

Er kommt (ist) aus Köln. O, Köln’lüdür / Köln’de yaşıyor.

aus dem Türkischen ins Deutsche übersetzen Türkçeden Almancaya çevirmek

aus dem 15. Jh. 15. yüzyıldan

Der Ring ist aus Gold Yüzük altındır/altındandır.

aus Eifersucht kıskançlıktan

(8)

bei: yanında, -de; etrafında, civarında, yöresinde; nezdinde, esnasında, iken;

rağmen; eğer; arasında; göre, hesaba katılırsa.

Mein Haus liegt beim Bahnhof. Benim evim istasyon civarındadır.

bei İzmir İzmir yöresinde

Sie war gestern beim Arzt. O, dün doktordaydı.

Sie wohnt bei ihrer Tante. O, teyzesinin yanında kalıyor.

bei mir, bei dir, bei ihnen benim yanımda, onun yanında, onların yanında

bei der Firma Siemens Siemens firmasında

bei der Arbeit işte, iş sırasında

bei der Ankunft in Bonn Bonn’a varış sırasında

beim Schwimmen, beim Tanzen yüzerken, dans ederken

bei schönem Wetter güzel havada

gegenüber: karşı, karşısında, yüz yüze; kıyasla, nispetle

Gegenüber der Post steht ein altes Gebäude.

Postahanenin karşısında eski bir bina var.

Der Post gegenüber steht ein altes Gebäude.

Postahanenin karşısında eski bir bina var.

Er sitzt mir gegenüber.

O, karşımda oturuyor.

Sie ist allen Leuten gegenüber immer freundlich.

O, bütün insanlara karşı güler yüzlüdür.

(9)

mit: ile, birlikte, beraber

mit den Kindern, mit meinen Kindern çocuklarla, çocuklarımla

mit dem Schlüssel die Tür öffnen anahtarla kapıyı açmak

Wir heizen mit Gas. Biz gazla ısıtıyoruz.

Ich suche ein Zimmer mit Bad. Ben banyolu bir oda arıyorum.

Mit 60 Jahren ist er gestorben. O, 60 yaşında öldü.

mit Geduld sabırla

mit großer Freude büyük bir sevinçle

nach :-(y)e, -(y)a; -den sonra; arkasın(d)a, ardı sıra; göre; geçe, geçiyor.

Artikel’i olmayan şehir, ülke, kıta gibi yer adlarında oraya gidiyorum derken nach kullanılır:

Wir fahren nach Deutschland, München. Biz Almanya’ya Münih’e gidiyoruz.

nach oben, vorne, rechts, links yukarıya, öne, sağa, sola

nach dem Westen batıya

nach dem Regen Yağmurdan sonra

Nach dem Essen trinke ich Tee. Yemekten sonra çay içerim.

Nach mir bist du dran. Benden sonra sıra sende.

nach Anfang Mai mayısın başından sonra

Nach meiner Meinung ist der Satz falsch. Bana göre cümle yanlış.

Meiner Meinung nach ist der Satz falsch. Bana göre cümle yanlış.

dem Gesetz nach (nach dem Gesetz) kanuna göre

nach Peter Peter’e göre/ Peter’den sonra

Nach meiner Uhr ist es genau 7 Uhr. Saatime göre saat tam yedidir.

(10)

seit: -den beri / bu yana / itibaren, -dir; üzerinden

Ich wohne seit dem 10. Mai in Ankara.

Ben 10 mayıstan beri Ankara’da oturuyorum.

seit einem Tag, seit vier Tagen bir günden beri, dört günden beri

seit einem Jahr, seit vier Jahren bir yılan beri, dört yıldan beri

seit Montag pazartesiden bu yana

seit Februar şubattan beri

seit Anfang November kasımın başından beri

seit der Geburt meines Sohnes oğlumun doğumundan beri

von: -den, tarafından, -ın, -nın (Genitiv); -den mamul

Die Touristen kommen von Amerika. Turistler Amerika’dan geliyor.

Sie kommen von der Stadt Ankara. Onlar Ankara şehrinden geliyor.

Ich komme von ihm, von ihnen Ben ondan, onlardan geliyorum.

Wir sind sehr müde von der Arbeit. Biz işten çok yorgun düştük.

Das ist der Schlüssel von meinem Nachbarn. Bu komşumun anahtarıdır.

Die Romane von ihm sind weltweit berühmt.

Onun romanları dünyaca ünlüdür.

Ich danke Ihnen für Ihren Brief vom 20.2.2005.

20.2.2005 tarihli mektubunuz için teşekkürler.

(11)

von .... bis: -den –(y)e kadar

von 2002 bis 2010 2002’den 2010’a kadar

von hier bis dort buradan oraya kadar

von Edirne bis KarsEdirne’den Kars’a kadar

von .... ab: -den itibaren

Von der Post ab dauert es nur zehn Minuten.

Postahaneden sadece on dakikadır.

von .... aus: -den, -dan

Vom Turm aus kann man die Berge sehen. Kuleden dağlar görülebilir.

von .... an: -den itibaren

Von 18 Uhr an ist das Büro geschlossen. Saat 18’den itibaren büro kapalıdır.

von .... auf: -(y)ı, -(y)i -(y)e, -(y)a bağlayan ....; -den -(y)e

in der Nacht vom Sonntag auf Montag

pazarı pazartesine bağlayan gecede

von … zu

von Tag zu Tag günden güne, gün geçtikçe, günbegün

von Land zu Land ülkeden ülkeye

(12)

zu: -(y)e, -(y)a; yanına; de, içinde, ilaveten, ek olarak, ile, ile birlikte; için, amacıyla

Wir gehen zu Maria.Biz Maria’ya gidiyoruz.

Ich gehe zu meinem Vater. Ben babama gidiyorum.

zu mir, zu dir, zu ihm, zu ihnen bana, sana, ona, onlara

Ich gehe zur Schule, zur Uni, zur Post, zum Bahnhof, zum Finanzamt.

Ben okula, üniversiteye, postahaneye, istasyona, maliyeye gidiyorum.

Wir gehen zum Schwimmen, zum Tanzen.

Biz yüzmeye, dans etmeye gidiyoruz.

zu Weihnachten

Noel’de/Noel münasebetiyle

Der Dieb wurde zu 3 Jahre Gefängnis verurteilt.

Hırsız 3 yıl hapse mahkum edildi.

Zu unserer Zeit gab es noch keinen Fernsehen.

Zamanımızda daha televizyon yoktu.

etw zum Geburtstag kaufen

doğum günü için bir şey satın almak

Zum Beweis seiner Liebe schenkte er ihr Blumen.

Aşkının ispatı için ona çiçek hediye etti.

(13)

Zum besseren Verständnis des Themas muss man folgendes machen:

Konunun daha iyi anlaşılması için şunlar yapılmalıdır:

Dort stehen ein paar Schuhe zu 60 Euro.

Orada 60 euroya bir kaç ayakkabı var.

Das Fußballspiel endete 3: 0 (drei zu null).

Maç 3-0 bitti.

Ich wette 1 zu 10, dass er jetzt zu Hause ist.

Bire on bahse girerim ki o şimdi evdedir.

zu Hause sein evde olmak

zu Mittag / Abend essen öğle/akşam yemeğini yemek

außer: dışında, -den başka

Außer mir versteht niemand diese Sprache.

Benden başka hiç kimse bu dili anlamıyor.

Außer diesem Haus hat er noch zwei Hauser.

Onun bu evden başka iki evi daha var.

außer Betrieb, Dienst sein

bozuk / servis dışı

(14)

entgegen: karşın, aksine, zıt olarak, karşı, karşısına, karşısında

Entgegen meinen Erwartungen war das Wetter sehr regnerisch.

Beklentilerimin aksine hava çok yağmurluydu.

Den Vorstellungen seines Vaters entgegen hat er nicht studiert.

Babasının düşüncesinin aksine yüksek okula devam etmedi.

entsprechend: uygun, göre, benzer

Entsprechend seiner Meinung hat er gehandelt.

Düşüncesine uygun biçimde hareket etti.

Er hat seinem Fleiß entsprechend eine Note bekommen.

Çabasına uygun bir not aldı.

gemäß: göre, gereğince, uygun olarak

Addan önce ve sonra gelebilir:

gemäß dem Gesetz kanuna göre/ kanun gereğince

dem Gesetz gemäß kanuna göre/ kanun gereğince

nebst: ile birlikte

Genellikle Artikel’siz kullanılır:

Ich verkaufe das Haus nebst Garage. Evi garaj(ıy)la birlikte satıyorum.

nächst: -den hemen sonra, dışında

Nächst dem Bahnhof steht die Post.İstasyondan hemen sonra postahane gelir.

(15)

samt(mitsamt): ile birlikte, dahil

samt ihm

onunla birlikte / o dahil

Das Schiff ist bei dem Sturm samt Mannschaft gesunken.

Gemi fırtınada mürettebatıyla birlikte battı.

zuliebe: hatırı için

Seiner Frau zuliebe blieb er zu Hause.

Hanımının hatırı için evde kaldı.

(16)

Akkusativ ve Dativ ile Kullanılan Präposition’lar

an, auf, hinter, in, neben, über, unter, vor, zwischen

Bu Präposition’lar bir cümlede kullanılırken, kullanıldıkları yerde eğer wohin (nereye) sorusu sorulabiliyorsa Akkusativ, wo (nerede) ya da wann (ne zaman) sorulabiliyorsa Dativ ile kullanılırlar. Dolayısıyla bunlar genellikle ya yer ya da zamanla ilgili sözcüklerle kullanılır.

wohin Akkusativ Ich gehe in das Kino. Sinemaya gidiyorum.

wo  Dativ Ich bin in dem Kino. Sinemadayım.)

wann  Dativ Ich gehe am Montag ins Kino. Pazartesi sinemaya gidiyorum.

an: -de, -da, yakının(d)a, başın(d)a, -e, -a, (-ye, -ya)

wohin  Akkusativ

Peter hängt das Bild an die Wand . Peter resmi duvara asıyor.

Wohin?Akk. Nereye?

Nehir, deniz, göl gibi suların söz konusu olduğu yerlere giderken an kullanılır.

Mein Freund fährt an das (ans) Meer. Arkadaşım denize gidiyor.

wo  Dativ

Das Bild hängt an der Wand. Resim duvarda asılı duruyor.

Wo? Dat. Nerede?

Trabzon ist am Schwarzmeer. Trabzon Karadeniz’dedir.

(17)

wann  Dativ

Gün, günün zamanları ve tarihlerde an kullanılır:

Die Gäste kommen am(an dem) Montag. Misafirler pazartesi geliyor.

Wann?Dativ Ne zaman?

am Montag pazartesi Ancak: in der Nachtgece

am Abend akşam

am Anfang başta, başında

am Ende der Woche haftanın sonunda

Pelin ist am 21.3.2000 geboren. Pelin 21.3.2000’de doğdu.

wann  Dativ

Gün, günün zamanları ve tarihlerde an kullanılır:

Die Gäste kommen am(an dem) Montag. Misafirler pazartesi geliyor.

Wann?Dativ Ne zaman?

am Montag pazartesi Ancak: in der Nacht gece

am Abend akşam

am Anfang başta, başında

am Ende der Woche haftanın sonunda

Pelin ist am 21.3.2000 geboren. Pelin 21.3.2000’de doğdu.

(18)

in: içine, -e, -a, -ye, -ya, -de, -da, içinde, zarfında, ile

Ich lege das Geld in die Tasche. Ben parayı çantaya koyuyorum.

Wir fahren in die Türkei. Biz Türkiye’ye gidiyoruz.

in das Theater tiyatroya

in die Schule okula

Er hat eine Villa in diesem Dorf. Onun bu köyde bir villası var.

im Hotel otelde

im Ausland yurtdışında

in der Schule okulda

in der Schweiz İsviçre’de

in Deutschland Almanya’da

in Ankara Ankara’da

im Zimmer odada

Hafta, ay, yıl ve mevsimler ile günün zamanları olan Nacht ve Früh sözcüklerinde in kullanılır:

in dieser Woche bu hafta

im Juni, Juli, Oktober haziranda, temmuzda, eylülde

im Frühling, Sommer, Herbst, Winter ilkbaharda, yazın, sonbaharda, kışın

in diesem Jahr bu yıl(da)

im Jahre 2005 2005 yılında

im 20. Jh.20. yy.da

2006 2006’da

in vier Stunden dört saatte

(19)

Birden fazla günlerde in kullanılır:

in zehn Tagen on günde/on gün içinde/ on gün zarfında

Dikkat: Bu ayda, bu haftada, bu yılda vs. derken iki türlü söyleniş biçimi vardır. Ya in ile ya da in olmadan. in olmadığı zaman sözcük Akkusativ olur:

Er fliegt in dieser Woche nach Deutschland. Er fliegt diese Woche nach Deutschland.

Bu hafta Almanya’ya uçuyor.

(20)

auf: üstüne, üstünde, -de, -da, -a, -e, -e doğru, için

Das Kind geht auf die Straße.

Çocuk sokağa çıkıyor.

Wir gehen auf den Bahnhof, auf die Bank, auf die Post.

Biz istasyona, bankaya, postahaneye gidiyoruz.

Das Kind ist auf der Straße. Çocuk sokaktadır.

Das Paket liegt auf dem Stuhl. Paket sandalyenin üstünde duruyor.

Zamanla ilgili sözcüklerle birlikte Akkusativ ile kullanılır.

Auf die Dauer ist dieser Lärm unerträglich. Bu gürültü uzun süreli çekilmez.

Der erste Ferientag fällt auf einen Freitag. İlk tatil günü cumaya gelmektedir.

Başka Präposition ya da belirteçlerle de kullanılabilir:

auf...zu : Bir şeyin üstüne doğru olan hareketi belirtir.

Der Polizist läuft auf ihn zu. Polis onun üstüne doğru yürüyor.

auf...hinaus

Ich habe auf Jahre hinaus verschuldet. Birçok yıllar için borçlandım.

auf...hin

Auf diesen Bericht hin muss man einige Massnahmen treffen.

Bu haber üzerine bazı önlemlerin alınması gerekir.

(21)

über: üzerine, üzerinde, üzerinden, yoluyla, bir şey hakkında, bir şeyin

ötesinde, bir şeyi aşmak, - den fazla, esnasında, sırasında, boyunca,

bir şeyden dolayı

Ich hänge das Bild über den Sessel. Resmi koltuğun üzerine asıyorum.

Wir fahren über Ankara nach İstanbul. Ankara üzerinden İstanbul’a gidiyoruz.

Das Bild hängt über dem Sessel. Resim koltuğun üzerinde asılı duruyor.

Dikkat: auf ile über, yer ile ilgili sözcüklerle kullanılırken dikkat etmek gerekir. auf tam üstündedir, yani boşluk yoktur, über’de ise arada belli bir boşluk ve mesafe vardır.

Bu Präposition diğerlerinin aksine zamanla ilgili sözcüklerle Akkusativ ile kullanılır.

Die Versammlung dauerte über drei Stunden.

Toplantı üç saatten fazla sürdü.

Ich studiere schon über ein Jahr in İzmir.

Bir yılı aşkındır İzmir’de öğrenim görüyorum.

Der Professor redete über eine Stunde. Profesör bir saatten fazla konuştu.

Er gab mir eine Rechnung über 50 Euro.Bana 50 euroyu aşkın bir hesap çıkardı.

Es gibt verschiedene Meinungen über dieses Thema .

Bu konuda/konuya ilişkin farklı görüşler vardır.

(22)

hinter: arkasına, arkasında, ardına

Ich lege den Ball hinter den Stuhl. Topu sandalyenin arkasına koyuyorum.

Der Ball liegt hinter dem Stuhl. Top sandalyenin arkasında duruyor.

unter: altına, altında, arasına, arasında, içine, içinde, esnasında

Maria legt den Ball unter den Tisch. Maria topu masanın altına koyuyor.

Der Ball liegt unter dem Tisch. Top masanın altında duruyor.

Unter den Kindern gab es große Freude.

Çocuklar arasında büyük bir sevinç vardı.

Unter uns gesagt, er ist sehr faul.

Laf aramızda, o çok tembeldir.

Jugendliche unter 18 Jahren dürfen nicht eintreten.

18 yaşından küçük gençlerin girmesi yasaktır.

vor: önüne, önünde, -den önce, -den dolayı, huzurunda, kala, var.

Die Frau stellt den Mülleimer vor die Tür.

Kadın çöp kovasını kapının önüne koyuyor.

Der Mülleimer steht vor der Tür.

Çöp kovası kapının önünde duruyor.

In der Schlange standen viele Leute vor mir.

Kuyrukta birçok insan önümde duruyordu.

(23)

Es ist 5 vor 7 Uhr. Saat yediye beş var.

Es ist 5 vor 7. Yediye beş var.

Er arbeitete vor zehn Jahren im Ausland.

O, on yıl önce yurt dışında çalışıyordu.

Ich hatte vor der Prüfung Kopfschmerzen.

Sınavdan önce başım ağrıyordu.

neben: yanına, yanında, tarafın(d)a, -den başka, dışında, ile beraber,

birine nispetle

Ich stelle den Stuhl neben den Tisch.

Sandalyeyi masanın yanına koyuyorum.

Die Dame setzt sich neben mich. Bayan yanıma oturuyor.

Der Stuhl ist neben dem Tisch. Sandalye masanın yanındadır.

Der alte Herr neben dir ist mein Großvater.

Yanındaki yaşlı bey büyük babam olur.

(24)

zwischen: arasına, arasında, ortasına, ortasında

Ich setze mich zwischen meinen Vater und meine Mutter.

Babamla annemin arasına oturuyorum.

Das Kind nahm den Vogel zwischen seine Hände.

Çocuk kuşu ellerinin arasına alıyor.

Dieser Zug verkehrt zwischen Köln und Bonn.

Bu tren Köln ile Bonn arasında işliyor.

Er sitzt zwischen mir und meinem Vater.

O, benimle babamın arasında oturuyor.

Der Botschafter vermittelt zwischen den Regierungen.

Elçi hükümetler arasında aracılık yapıyor.

Wir kommen zwischen 8 und 9 Uhr.

Biz saat sekizle dokuz arasında geliriz.

(25)

Präposition’ların Artikel’lerle Kısaltılması

Akkusativ

 an das  ans (an das Meer  ans Meer)

 auf das  aufs (auf das Dach  aufs Dach)

 für das  fürs (für das Kind  fürs Kind)

 in das  ins (in das Kino  ins Kino)

 um das  ums (um das Haus  ums Haus)

Dativ

 an dem  am (an dem Montag  am Montag)

 in dem  im (in dem Bus  im Bus)

 bei dem  beim (bei dem Freund  beim Freund)

 von dem  vom (von dem Mann  vom Mann)

 zu dem  zum (zu dem Tanzen  zum Tanzen)

 zu der  zur (zu der Post  zur Post)

(26)

Genitiv ile Kullanılan Präposition’lar

während: esnasında, sırasında, esnada, sırada, iken, boyunca

Während der Hochzeit sind alle Verwandten und Bekannten gekommen.

Düğün sırasında bütün akraba ve tanıdıklar geldi.

trotz: rağmen, karşın, ile beraber, bir şeye bakmayarak

Trotz des heftigen Regens spielten wir Fußball.

Şiddetli yağmura rağmen futbol oynadık.

wegen: -den / -dan dolayı, ötürü, nedeniyle, yüzünden, uğruna, için

Wegen seiner Krankheit kann er nicht schwimmen.

Hastalığı nedeniyle yüzemiyor.

Bu Präposition, yazı dilinde Genitiv ile, konuşma dilinde ve Genitiv’in açıkça belli olmadığı durumlarda Dativ ile kullanılır. Adlardan sonra da gelebilir:

Ich habe meiner Kinder wegen nicht in Urlaub fahren können.

Çocuklarım yüzünden tatile gidemedim.

Ich tue das nur wegen dir. Bunu senin için yapıyorum.

statt, anstatt, anstelle: yerine

Er kaufte statt eines Autos ein Fahrrad. Bir otomobil yerine bir bisiklet satın aldı.

(27)

außerhalb: dışında, hariç, haricinde, haricine, dış tarafında, -den masun

Kommen Sie bitte nicht außerhalb der Sprechstunde!

Lütfen, görüşme saatlerinin dışında gelmeyin!

innerhalb: içinde, zarfında, iç tarafında, iç kısmında

innerhalb eines Jahres bir yıl zarfında/içinde

oberhalb: yukarıda,yukarısında, üst tarafında, üst kısmında

Der Wald ist oberhalb der Stadt.

Orman şehrin yukarısındadır.

unterhalb: aşağısında, altında, alt tarafında, alt kısmında

Unterhalb des Dorfes wird eine Fabrik gebaut.

Köyün aşağısında bir fabrika inşa ediliyor.

binnen: içinde, zarfında

Er muss seine Schulden binnen eines Monats bezahlen.

Borçlarını bir ay içinde ödemek zorunda.

diesseits: bu tarafında, beride

Diesseits des Flusses ist ein kleines Dorf.

Nehrin bu tarafında küçük bir köy var.

(28)

jenseits: öte/öbür/diğer tarafında, ötede, karşısında

Jenseits dieser Grenze ist die Türkei.

Bu sınırın öte tarafı Türkiye’dir.

hinsichtlich: bir şeyle ilgili, bir şeye dair, ilişkin, bakımından, bağlamında, hususunda, etrafında, gelince

Ich will hinsichtlich dieses Themas etwas sagen.

Bu konuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum.

dank: sayesinde, kuvvet

Genitiv ya da Dativ ile kullanılabilir:

Dank meines Fleißes habe ich die Prüfung bestanden.

Dank meinem Fleiß habe ich die Prüfung bestanden.

Çalışkanlığım sayesinde sınavı başardım.

kraft: sayesinde, gereğince, dolayısıyla, kuvvetiyle

Kraft meiner Fähigkeit habe ich viele Fremdsprachen gelernt.

Yeteneğim sayesinde birçok yabancı dil öğrendim.

(29)

laut: göre, gereğince, hükmünce, hükmüne, nazaran

Genitiv ya da Dativ ile kullanılabilir:

Laut Gesetz vom 13. April 2005 13 Nisan 2005 tarihli kanuna göre

Laut ärztlichem Gutachten soll der Kranke im Bett liegen.

Doktor raporuna göre hastanın yatakta yatması gerekiyor.

anhand: vasıtasıyla, ile, bir şeye dayanarak

Anhand eines Wörterbuchs kannst du die Wörter erklären.

Bir sözlükle/ sözlük vasıtasıyla sözcükleri açıklayabilirsin.

mittels, vermittels: ile, yardımıyla, aracılığıyla

Mittels eines gefälschten Dokuments nahm er am Kurs teil.

Sahte bir belge yardımıyla kursa katıldı.

mit Hilfe: yardımıyla

Mit Hilfe eines Wörterbuchs kann man die Wörter erklären.

Bir sözlük yardımıyla kelimeler açıklanabilir.

anlässlich: dolayısıyla, münasebetiyle, vesilesiyle

Anlässlich des 10. Todesjahres des Schriftstellers wurden seine

 Werke neu herausgegeben.

Yazarın 10. ölüm yıldönümü münasebetiyle eserleri yeniden basıldı.

(30)

aufgrund: bir şeye dayanarak, binaen, istinaden, gereğince, dolayısıyla

Der Täter wurde aufgrund der Zeugenaussagen freigesprochen.

infolge: -den dolayı, yüzünden, dolayısıyla, neticesi olarak, sayesinde

Infolge des Streiks war der gesamte Verkehr lahm gelegt.

Grev nedeniyle bütün trafik felç oldu.

zufolge: göre, gereğince, neticesinde

Er braucht zufolge des internationalen Abkommens kein Visum.

Uluslararası anlaşma gereğince vize almasına gerek yok.

Addan sonra Dativ olur:

Dem Gerücht zufolge sei die Königin gestorben.

Rivayete göre kraliçe ölmüş.

um....willen: için, uğruna, yüzünden

Um meiner Gesundheit willen habe ich aufgehört zu rauchen.

Sağlığım için sigara içmeyi bıraktım.

unweit, unfern: yakınında, civarında, yöresinde

Unweit des Dorfes befindet sich ein großer Wald.

Köyün yakınında büyük bir orman var.

(31)

abseits: uzak, uzakta, dışında, ötesinde

Das Hotel steht abseits der Straße.Otel caddenin ötesindedir.

inmitten: ortasında, arasında, meyanında

Inmitten des Meeres liegt eine kleine Insel.

Denizin ortasında küçük bir ada bulunuyor.

zugunsten: çıkarına, çıkarı için, yararına, lehine

Dieser Ball wurde zugunsten des Halbmondes veranstaltet.

Bu balo Kızılay yararına düzenlendi.

zuungunsten: aleyhine, zararına

Diese Bedingungen sind zuungunsten des Exporteurs.

Bu şartlar ihracatçının aleyhinedir.

zeit: sırasında, esnasında, boyunca, bütün -da

Er war zeit seines Lebens immer krank.

Hayatı boyunca hep hastaydı.

abzüglich: çıktıktan, düştükten sonra

abzüglich der (Un)kosten masraflar çıktıktan sonra

(32)

ausschließlich: hariç

ausschließlich der Kosten masraflar hariç

anfangs: başlangıçta, başında

Anfangs der achtziger Jahre war die Wirtschaft sehr gut.

Seksenli yılların başında ekonomi çok iyiydi.

ausgangs: sonunda

ausgangs der siebziger Jahre yetmişli yılların sonunda

angesichts: karşısında, nazaran, nazarı itibara alınarak, göre

Angesichts der Armut der Menschen muss man einige Maßnahmen treffen.

İnsanların yoksulluğu nazarı itibara alınarak bazı tedbirlerin alınması lâzım.

beiderseits : her iki tarafında, karşılıklı

beiderseits des Bosporus Boğaziçi’nin her iki tarafında

betreffs: hususunda, hakkında, dair, etrafında, üzerinde, üzerine

betreffs der letzten Lieferung son mal teslimi hususunda

eingangs: başlangıçta, başında, girişte

eingangs des Briefes mektubun başında

(33)

bezüglich: üzerine, bir şeyle ilgili, hakkında, ilişkin

bezüglich Ihres Schreibens vom 21.3.2000

21.3.2000 tarihli yazınızla ilgili

einschließlich: dahil, ile, birlikte

einschließlich aller Unkosten

bütün masraflarla birlikte/bütün masraflar dahil

halber: olması için,nedeniyle, -sın diye, -den dolayı, uğruna, uğrunda Der Bequemlichkeit halber fahre ich mit eigenem Auto.

Rahatlığı nedeniyle kendi otomobilimle gidiyorum.

mangels: bulunmamasından dolayı, eksik, yetersiz

Der Täter wurde mangels ausreichender Beweise freigesprochen.

Suçlu delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldı.

seitens, von Seiten: tarafından, -ce / -ca(-ça / -ça)

seitens der Regierung hükümet tarafından / hükümetçe

von Seiten der Regierung hükümet tarafından / hükümetçe

seitlich: yanında

seitlich des Gartens bahçenin yanında

(34)

unbeschadet: bozmadan, zarar ziyan getirmeden /vermeden

unbeschadet unsrer großen Verdienste

büyük kazancımıza zarar vermeden

ungeachtet, unerachtet: rağmen, karşın, bir şeye bakmayarak

 Addan önce ya da sonra kullanılabilir:

ungeachtet der Schwierigkeiten güçlüklere rağmen / bakmadan

vermöge: sayesinde, yoluyla

vermöge seiner Kenntnisse bilgileri sayesinde

vorbehaltlich: şartı ile, -mek / -mak üzere

vorbehaltlich seiner Zustimmung onun onaylaması şartıyla

zuzüglich: ilavesiyle, eklenmesiyle, katılmasıyla

zuzüglich der Kosten masrafların ilavesiyle

zwecks: için, amacıyla

Genellikle Artikel’siz kullanılır:

Zwecks besserer Koordination wurden manche Ministerien zusammengelegt.

Daha iyi bir koordinasyon için bazı bakanlıklar birleştirildi.

(35)

Präposition’ların Soru Sözcüklerine Göre Gruplandırılması

woher : aus, von

wohin : gegen, um; an, auf, hinter, in, neben, unter, über, vor, zwischen;

 nach, zu

wo : um; an, auf, hinter, in, neben, unter, über, vor, zwischen; bei,

 gegenüber, zu

wann : gegen, um; an, in, vor, zwischen; bei, nach, von, zu; außerhalb,

 binnen, während

(36)

Eylemlerin Kullanılma Biçimleri

Eylemlerin bu tür kulanımlarında Türkçeye uymayanlara dikkat ediniz.Çünkü uymayanlar da söz konusudur.

1. İki Nominativ ile Kullanılan Eylemler

sein : olmak, bulunmak, mevcut olmak

werden : olmak, (renk)kesilmek, meydana gelmek, doğmak, gelişmek, çıkmak

Kişiler Nesneler

wer kim was ne

Dieser alte Herr ist der Arzt. Bu yaşlı bey doktordur.

Wer?Nominativ Wer?Nom.

2. Akkusativ ile Kullanılan Eylemler

Kişiler Nesneler

wen kimi was ne(yi)

besuchen : ziyaret etmek

Wen besuchen Sie? Kim-i ziyaret ediyorsunuz?

Ich besuche meinen Onkel. Amcam-ı ziyaret ediyorum.

Wen? Akkobj.

Was essen Sie? Ne-y-i yiyorsunuz?

Ich esse das Brot. Ekmeğ-i yiyorum.

Was? Akkobj.

(37)

3. Dativ ile Kullanılan Eylemler

danken: teşekkür etmek

Wem danken Sie? Kim-e teşekkür ediyorsunuz?

Ich danke dem Lehrer. Öğretmen-e teşekkür ediyorum.

Wem?Dativobjekt

4. Akkusativ ve Dativ ile Kullanılan Eylemler

 Kişiler Nesneler

 Akkusativ :wen kim-i was ne(yi)

 Dativ :wem kim-e ---

schreiben: yazmak

Wem schreiben Sie? Kim-e yazıyorsunuz?

Ich schreibe meinem Vater. Babam-a yazıyorum.

Wem?Dativobjekt

Was schreiben Sie? Ne-y-i yazıyorsunuz?

Ich schreibe den Brief. Mektub-u yazıyorum.

Was?Akkusativobjekt

Ich schreibe meinem Sohn den Brief. Oğlum-a mektub-u yazıyorum.

Wem?Datobj. Was?Akkobj.

(38)

5. Akkusativ ve Dativ ile Kullanılmayan Eylemler

schlafen: uyumak, dikkat etmemek, cinsel ilişkide bulunmak

Das Baby schläft im Bett. Bebek yatakta uyuyor.

6. İki Akkusativ ile Kullanılan Eylemler

Almanca çok az sayıdaki bazı eylemler cümlede iki Akkusativ’le kullanılır.

lehren: öğretmek

Er lehrt meinen Sohn eine Fremdsprache.

Akkusativobj. Akkusativobj.

Wen: kime Was: neyi

O, oğlum-a yabancı bir dil-i öğretiyor.

7. Genitiv ile Kullanılan Eylemler

sich rühmen: övünmek

Man muss sich seiner Tat nicht rühmen.

Genitivobjekt

İnsan yaptıklarıyla övünmemeli.

8. Akkusativ ve Genitiv ile Kullanılan Eylemler

anklagen: birini bir şeyle suçlamak

Man klagt diesen Bettler des Meineids an.

Akkusativobj Genitivobjekt

(39)

9. Präposition’larla Kullanılan Eylemler

jdm für etwas A danken: birine bir şey için teşekkür etmek

Ich danke meinem Freund für die Hilfe .

Präpositionalobjekt

Arkadaşıma yardım için teşekkür ediyorum.

Präposition’lu eylemlerde, soru ve cevaplama biçimleri, kişi ve nesnelere göre farklı olur:

Kişiler

an jdn/etwas A denken: birini/bir şeyi düşünmek

Sie denkt an ihren Vater. O, babasını düşünüyor.

an wen?

An wen denkt sie? O, kimi düşünüyor?

Denkt sie an ihren Vater? O, babasını mı düşünüyor?

Ja, sie denkt an ihn. Evet, o, onu düşünüyor.

Kişiler

 Soru Cevap

an wen? an ihren Vater kimi? babasını

an ihn onu

(40)

Nesneler

Er wartet auf den Bus. O, otobüsü bekliyor.

wo-r-auf?

Wo-r-auf wartet er? O, neyi bekliyor?

Wartet er auf den Bus? O, otobüsü mü bekliyor?

Ja, er wartet da-r-auf. Evet, onu bekliyor.

Nesneler

 Soru Cevap

wo-r-auf?  auf den Bus neyi?  otobüsü

 da-r-auf  onu

wo-mit?  mit dem Zug ne ile?  trenle

 da-mit  onunla

(41)

Sonuç olarak kişi ya da nesne olma durumuna göre soru ve cevaplar şöyle olur:

Kişiler Nesneler

Soru Cevap Soru Cevap

Akkusativ: an wen?  an ihn(dich vs.) wo-r-an?  da-r-an

 auf wen?  auf ihn “ wo-r-auf?  da-r-auf

 für wen?  für ihn “ wo-r-über?  da-r-über

 über wen?  über ihn “ wo-r-um?  da-r-um

 gegen wen?  gegen ihn “ wo-r-in?  da-r-in

 um wen?  um ihn “ wogegen?  dagegen

 in wen?  in ihn “ wofür?  dafür

 durch wen?  durch ihn “ wodurch?  dadurch

Dativ: an wem?  an ihm (dir vs.) wo-r-an?  da-r-an

 bei wem?  bei ihm “ wovon?  davon

 mit wem?  mit ihm “ womit?  damit

 nach wem?  nach ihm “ wobei?  dabei

 von wem?  von ihm “ wonach?  danach

 zu wem?  zu ihm “ wozu?  dazu

(42)

darauf, daran, damit, darüber gibi belirreçler (Pronominaladverb) (belirteç) dass bağlacıyla ya da zu + Infinitiv ile kurulan yan cümlelerle açıklanır:

Sie wartet darauf, dass jemand ihr hilft.

Pronominaladverb

O, birinin kendisine yardım etmesini bekliyor.

Sie wartet darauf. O, onu bekliyor.

Pronominaladverb

Worauf wartet sie? O, neyi bekliyor?

,dass jemand ihr hilft. birinin kendisine yardım etmesini

Wir haben uns daran gewöhnt, jeden Tag um 6 Uhr aufzustehen.

Her gün saat 6’da (yataktan)kalkmaya alıştık.

Wir haben uns daran gewöhnt. jeden Tag um 6 Uhr aufzustehen Biz ona alıştık. her gün saat 6’da (yataktan)kalkmak

(43)

Belirteçler

Aslı belirteç olan sözcükler:

heute bugün sehr çok

Belirteç olarak kullanılabilen sözcükler:

Bütün sıfatlar ve partisipler (Partizip I, Partizip II) belirteç olarak kullanılabilir:

gut iyi kommend gelen (Partizp I)

reich zengin verletzt yaralanan/yaralı (Partizp II)

Belirteçler çümle içinde ya eylemle, ya sıfatla ya da yine bir belirteçle birlikte kullanılır.

Eylem ile birlikte:

Der Sportler läuft schnell. Sporcu hızlı koşuyor.

....Adverb

Belirteç ile birlikte:

Dilara ist sehr fleißig. Dilara çok çalışkandır.

Adverb Adverb

Mein Freund ist ganz gesund. Arkadaşım oldukça sağlıklı.

Sıfatla birlikte:

Christina ist eine sehr faule Studentin.

Adverb Adjektiv

Der schwer verletzte Mann wurde operiert. Ağır yaralı adam ameliyat edildi.

(44)

 Belirteçler türleri açısından şu gruplara ayrılır:

1. Yer Belirteçleri

Bazı belirteçler yer belirtir(Lokaladverbien) ve wo(nerede), wohin(nereye), woher(nereden) gibi yer ile ilgili sorulara cevap verir.

wo?

Wir sitzen immer dort. Biz hep orada oturuyoruz.

Wo?

hin-her

hin: Hareketin konuşandan öbür tarafa doğru olduğunu belirtir ve konuşandan uzaklaşma söz konusudur.

  Er geht hinauf. O, yukarıya gidiyor.

her: Hareketin konuşana doğru olduğunu belirtir ve konuşana doğru yaklaşma söz konusudur.

   Er kommt herunter. O, aşağıya geliyor.

(45)

Bu belirteçler Präposition’lar başta olmak üzere başka sözcüklerle de sıkça kullanılır:

hinein : içeriye (uzaklaşarak) herein (rein) : içeriye (yaklaşarak)

hinaus : dışarıya heraus (raus) : dışarıya

hinauf : yukarıya herauf (rauf) : yukarıya

hinüber : öbür tarafa herüber (rüber) : bu tarafa

hinunter : aşağıya herunter (runter): aşağıya

Ayrıca birlikte aynı yöne doğru yapılan hareketler için de her kullanılır:

   

 

Meine Tochter kommt hinter mir her. Kızım arkamdan geliyor.

(46)

2. Zaman Belirteçleri

Bu belirteçler zamanla ilgilidir(Temporaladverbien) ve wann(ne zaman), seit wann(ne zamandan beri), bis wann(ne zamana kadar), wie lange(daha ne kadar), wie oft(kaç kere, hangi sıklıkta) gibi zamanla ilgili sorulara cevap verirler.

Hast du heute keine Prüfung? Bugün sınavın yok mu?

 Wann?

3. Tarz ve Hal Belirteçleri

Tarz ve hal belirteçleri (Modaladverbien), bir işin nasıl yapıldığını belirtir ve wie(nasıl), auf welche Weise(hangi tarzda), mit welcher Intensität(hangi sıklıkla) gibi sorulara cevap verir.

In der Türkei sind die Menschen sehr gastfreundlich.

Wie?

Türkiye’de insanlar çok misafirperverdir.

4. Neden Belirteçleri

Neden ile ilgili belirteçler(Kausaladverbien)

warum/weshalb/weswegen(neden, neden dolayı, niçin), wozu(neye, ne diye, niçin, hangi maksatla), womit(ne ile), wodurch(ne ile, ne surettle), wofür(ne için, neye), zu welchem Zweck(ne amaçla, hangi amaç için) gibi sorulara cevap verir ve bir nedeni, bir sonucu ya da amacı gösterir.

Das Wetter ist regnerisch. Wir bleiben deshalb zu Hause.

Hava yağmurlu. Bu nedenle evde kalıyoruz.

(47)

Akkusativ, Dativ ve Präposition’larla Kullanılan Belirteçler

Bu tür belirteçlerde genellikle sein(olmak) eylemi kullanılır. Ancak werden, haben, machen, tun gibi başka eylemler de kullanılabilir.

Akkusativ ile Kullanılanlar

Çok az sayıdaki bazı belirteçler Akkusativ ile kullanılır.

alt (sein): yaşında olmak Das Baby ist einen Monat alt. Bebek bir aylık.

Akkusativ

Dativ ile Kullanılanlar

Bazı belirteçler de Dativ ile kullanılır.

jdm ähnlich (sein) : birine benzemek

Er ist seinem Vater ähnlich. O, babasına benziyor.

Dativ

Präposition’larla Kullanılanlar

Bu tür belirteçlerde genellikle sein(olmak) eylemi kullanılır. Ancak werden, haben, machen, tun gibi başka eylemler de kullanılabilir.

mit etw D beschäftigt (sein): bir şeyle meşgul olmak

Pelin ist jetzt mit der Arbeit beschäftigt. Pelin şimdi işle meşgul.

Womit ist jetzt Pelin beschäftigt? Pelin şimdi neyle meşgul?

Pelin ist jetzt mit der Arbeit beschäftigt. Pelin şimdi işle meşgul.

Ist Pelin jetzt mit der Arbeit beschäftigt? Pelin şimdi işle mi meşgul?

Ja, sie ist jetzt damit beschäftigt. Evet, o şimdi onunla meşgul.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Herkes spor yapmayı öğrenebilir ve uygulayabilir... Spor Nedir Sorusu Üzerine. Spora İnsan Tüm Varlığı

İlettikleri duygu ve düşünce bakımından tamamen ters olan cümlelerdir.  Bir eserin değerini belirleyen anlattığı şey değil, onu anlatma şeklidir.  İçerikten

für, um, durch, ohne, gegen, entlang, bis, wider, per, pro Dativ ile Kullanılan İlgeçler?. ab: -den, -dan ab: -den, -dan itibaren, -den,

Akkusativ, Dativ ve Präposition’larla Kullanılan Belirteçler Bu tür belirteçlerde genellikle sein (olmak) eylemi

Verileri daha hızlı okuyabilmek ve yorumlayabilmek için, tablo veya grafik yardımıyla düzenlememiz gerekir. Örnek: Sınıfımızda en çok sevilen renkleri belirleyelim. Ayşe

Törene Fethiye Kayma- kamı Muzaffer Şahiner, Türkiye Yelken Federas- yonu Başkanı Özlem Ak- durak, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Muğla Gençlik

“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğullarına (Tevrat'ta) şöyle bildirmiştik: “Kim bir canı, başka bir cana ya da yeryüzünde fesat çıkarmasına karşılık

Billboard, Bireysel ve Kurumsal Web Tasarımı, Tasarım İçeriği Danışmanlığı, Online Katalog, Ürün Fotografçılığı, Stratejik iletişim Çözümleri Marka