• Sonuç bulunamadı

Mesut nsanlar Fotorafhanesinin Mutsuz Mnzevisi: Ziya Osman Saba

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mesut nsanlar Fotorafhanesinin Mutsuz Mnzevisi: Ziya Osman Saba"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'tTüıl

T ü r k K ü l t ü r ü A r a ş t ı r m a l a

201 ı/ ı

*

ir

-T Ü R K K Ü L -T Ü R Ü N Ü A R A Ş -T I R M A E N S -T İ -T Ü S Ü

(2)

TÜRK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ ISSN: 1300-3372

Yayın Tarihi: Kasım 1962 Yıl 49, Yeni Seri Cilt IV, Sayı 1

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Adına Sahibi

Prof. Dr. Dursun YILDIRIM

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ

Yayın Kurulu / Editorial Board Editör / Editör

Prof. Dr. Dursun YILDIRIM

İngilizce Editörü / Editör of the English Text

Yard.Doç. Dr. Nuray ALAGÖZLÜ

Yayın Kurulu Üyeleri / Members of Editorial Board

Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN • Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ • Doç. Dr. Bülent GÜL • Doç. Dr. Hayati BEŞİRLİ • Doç. Dr. İbrahim DİLEK • Doç. Dr. Yunus KOÇ • Dr. Fatih SAKALLI

Yayın Hakem Kurulu / Board Of Referees

•Prof. Dr. İsmail AKA • Prof. Dr. Şükrü Haluk AKALIN • Prof. Dr. Metin AKAR • Prof. Dr. Yavuz AKPINAR • Prof. Dr. Şerif AKTAŞ • Prof. Dr. Mustafa ARGUNŞAH • Prof. Dr. Oktay ASLANAPA • Prof. Dr. Şerif BAŞTAV • Prof. Dr. Tuncer BAYKARA • Prof. Dr. Süleyman H. BOLAY • Prof. Dr. Nalan BUYUKKANTARCIOĞLU • Prof. Dr. Müjgan CUNBUR • Prof. Dr. M. Abdülhaluk ÇAY • Prof. Dr. İsmet ÇETİN • Prof. Dr. Nadir DEVLET • Doç. Dr. İbrahim DİLEK

• Prof. Dr. Nejat DİYARBEKİRLİ • Prof. Dr. Abide DOĞAN • Prof. Dr. Abdülkadir DONUK • Haşan DUMAN • Prof. Dr. İnci ENGİNÜN • Prof. Dr. Kemal ERASLAN • Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN • Prof. Dr. Bilge ERCİLASUN • Prof. Dr. Reşat GENÇ • Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN • Doç. Dr. Bülent GÜL • Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY • Prof. Dr. Umay GÜNAY • Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL • Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU • Prof. Dr. Osman HORATA • Prof.

Dr. Halil İNALCIK • Prof. Dr. Mustafa İSEN • Prof. Dr. Mustafa KAFALI • Prof. Dr. Zeynep KERMAN • Prof. Dr. Bayram KODAMAN • Prof. Dr. Kazım Yaşar KOPRAMAN • Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ • Prof. Dr. Ercümend KURAN • Prof. Dr. Cemal KURNAZ • Doç. Dr. Fatma S. KUTLAR • Prof. Dr. Erdoğan MERÇİL • Prof. Dr. Özcan MERT

• Prof. Dr. Emine Gürsoy NASKALİ • Prof. Dr. Ahmet Yaşar OCAK • Prof. Dr. Orhan OKAY • Prof. Dr. Necati ÖNER • Prof. Dr. Mehmet ÖZ • Prof. Dr. İsa ÖZKAN • Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU • Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA • Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN • Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ • Prof. Dr. Dursun YILDIRIM • Prof. Dr. Nuri YÜCE • Prof.

Dr. Hamza ZÜLFİKAR Kapak ve Sayfa Tasanmı

Doç. Dr. Bülent Gül

hakemli yerel süreli yayındır.

’nde yayımlanan makalelerin tamamı veya bir kısmı yayımcının yazılı izni olmadan herhangi bir yolla çoğaltılamaz. Yazıların fikrî sorumluluğu ve imlâ tercihi yazarlarına aittir.

İletişim Adresi / Information Adress

T ü r k K ü l t ü r ü Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü

Bahçelievler 7. Cad. 17. Sok. No. 3 8 , 0 6 4 9 0 Ankara / TÜRKİYE

Tel: (0 0 9 0 3 1 2 ) 2 1 3 3 1 0 0 Belgegeçer: (0 0 9 0 3 1 2 ) 2 1 3 4 1 3 5

Genel ağ: http://www.turkkulturu.org.tr e -p o sta : tu rk k u ltu ru d e rg i@ g m a il.co m

2 0 1 1 /1 Öncü Basımevi'nde (Kazımkarabekir Cad. 85/2 İskitler/ANKARA Tel: 3843120) basılmıştır.

(3)

^ ü f t ü ^ ii- 'n d o n M erhaba,

llıı yıl, T K A E 'n in k uru lu şunu n 50.nci yılıdır. K uruluş y ılım ızı, m evcu t şartlar ve im kânlar çerçevesinde, m ü tevazi bir tören ve sem pozyu m ile kutlam aya hazırlanıyoruz.

Sem pozyum da, T K A E 'y e em ek verm iş, bilim sel çalışm aları ile akadem ik düzeyi diri tutm uş, id arecilikleri ile onun ayakta durm asını sağlam ış ve hakkın t. ılı m etine k avuşm u ş ü yelerim izi ve id arecilerim izi anm ak, onların eserlerini bu vesileyle b ir kez daha h atırlatm ayı ve kend ilerini anm ayı b ir g örev diye d üşünüyoruz. K onuşm acıları önceden belirlenm iş bu sem pozyu m ve 50.nci yıl I utlam a töreni için tüm ü yelerim iz ayrıca bilg ilendirilecektir.

I ııık Kültürü D ergisi, yeni yayın dönem ine yeni bir bilim sel zem in olarak devam etm ektedir. Bu sayım ızda, yine değerli ve ak adem ik düzeyi göz önünde 1111111 a rak seçilm iş araştırm a ve incelem e yazılarınd an olu şm uş olarak k arşınıza

çıkm ayı sürdürm ektedir.

IK A E 'y e vereceğiniz destek, kendi k ültürünü ze, onun bilim sel d ü zlem de incelenm esine vereceğiniz destek dem ektir. T ü rklerin kültür dünyası, bireylerin ve k uru m larm bu tü r çalışm alar yap an kam u yararına çalışır kuruluşlara verdikleri destek ile anlaşılırlık kazanabilir.

I KAE, bu hizm eti 50 yıldır sü rdüren end er kam u y ararına çalışır akadem ik düzeyli k u ru lu şlard an biridir. H am iyetp erverleri, k endi kü ltü r m irasım ızı ortaya çıkarıp yaptığı akadem ik çalışm alarla tan ıtm aya çalışan kam u yararına

ç a l ı ş ı r kuruluşları m addi olanakları çerçevesind e desteklem eye davet

ediyorum . G elecek, doğru ve yeterli d üzeyd e açıklanıp aydınlanan bir yol üzerinde yürü r ise, insanları hed efine u laştırabilir. Bu gerçeği h içbir birey ve hiçbir yetkin kurum göz ardı edem ez. Ed erse ne olur, soru sunu n cevabı dünya m anzarası içinde vardır.

( telecek sayıda buluşm ak dileğiyle hoşça kalınız.

D ursun YILD IR IM Editör

(4)

T ü r k Kü ltürü, yılda İki ktv yayınlanır

I ürk KüllürU, hakemli bir yayındıı T ür k K ü l t ü r ü n d e yay ınla nm ak üzere gönderile n ö z g ü n makaleler, VAYIN K U R U İ.U tarafından İncelendikten sonra konunun u z m a n ı iki hak em taralından değerlendirilir.

I ürk Kü ltü rü ne g ö n d e rilen y a z ıla r d ah a ö n ce h içb ir y e rd e y a y ın la n m a m ış o lm a lıd ır. D e rg in in

y ay ın d ili T ü rk çe 'd ir. Y ayın ilk elerin e u y gu n o lm a k k o şu lu y la y a b a n a b ilim a d a m la rın ın y azıları, İn g ilizce, A lm an ca, F ran sızca v ey a R u sça y azılm ış olab ilir. A n ca k T ü rk çe -İn g iliz c e başlık, ö z e t ve a n a h ta r sö z c ü k le r y a z ıy a ek le n m elid ir. Y a b a n c ı d ild e y a z ılm ış y a z ıla ra d e rg in in h acm in e g ö re % 3 0 civ a rın d a y e r verilir.

Y a /ıla r, b a sılı üç k o p y a h a lin d e v e d isk e tiy le b irlik te g ö n d e rilm e lid ir. Ö z e l çe v iri y a z ım işaretlerin in k u lla n ıld ığ ı y a z ıla rd a fo n tlar d a (P C u y u m lu ) d isk ete y ü k len m elid ir.

M ak alen in y az a rı, ad ın ı, so y ad ın ı, g ö re v y a p tığ ı k u ru m u v e a k a d em ik u n v a n ın ı ta m v e açık o la ra k b elirtm e li, k e n d isiy le d o ğ ru d a n iletişim k u ru la b ile c e k açık ad res, te le fo n n u m a ra sı v e e lek tro n ik p osta ad resin i verm elid ir.

Y azıların b aşın d a k ısa b ire r T ü rk çe v e İn g iliz ce ö z e t (en ço k 100 sö z cü k ) ile T ü rk çe v e İn g iliz ce a n a h ta r sö z c ü k le r (en ço k 5 sö zcü k ) b u lu n m a lıd ır (İtalik o la ra k v e T im e s 9 p u n to ile y azılm alıd ır).

Y azılar, A p p le M a c W o rd 5.1 v e y a M S W o rd W in d o w s 9 5 v e ü stü p ro g ra m la , T im e s 10 p u n toy la v e 1,5 sa tır a ra lığ ıy la y a z ılm a lıd ır. P a ra g ra f b a şla rın d a tab tu şu , p a ra g ra f a ra la rın d a e n le r tuşu k u lla n ılm a m a lıd ır.

M etin için d e g ö n d e rm e le r ad v e tarih v e /v e y a sa y fa o la ra k p aran tez iç in d e b elirtilm elid ir, ö r n e k : (T a n p ın a r 1985) v e y a (T a n p ın a r 1985: 316). Ü ç sa tırd a n az a lın tıla r sa tır a ra sın d a ve tırn ak için d e, ü ç sa tırd a n u z u n a lın tıla r ise sa tırın sa ğ ın d a n v e so lu n d a n b ire r san tim etre İçeride, b lo k h alin d e , 9 p u n to y la, tek sa tır a ra lığ ıy la v e rilm e lid ir.

D ip n o tla r sa y fa altın d a, n u m a ra la n d ırıla ra k v e rilm e li v e sa d e ce a ç ık la m a la r için ku llan ılm alıd ır.

M .ık ,ilen in so n u n d a y e r alacak k a y n a k ça d a k ita p la r (k o y u ve ita lik ) v e m a k a le le r (d erg i adı

koyu, cilt R o m en ra k a m ıy la , sayı, ü st ü ste ik i n o k ta , say fa n u m a ra la n ) a lfa b e tik sıra y la v e şu

d ü z en le v e rilm e lid ir:

A A L T O , P en tti, (1992), "K ü l-T e g in ar at b o / u ltı" , Türk K ültürü A raştırm aları, X X X , 1-2: 119-124.

I’.RG İN , M u h arrem , (1991), O sm atılıca D ersleri, İsta n b u l: B o ğ a z içi Y ay ın ları.

JO H A N S O N , L ars (2002), "T ü r k Y a z ı D ille rin in v e Y a z ı S iste m le rin in G e ç e rliliğ in e D a ir ", (Ç ev.: M u sta fa U ğ u rlu ), Türkbilig Türkoloji A raştırm aları, 20 0 2 /4 : 71-79. VVKLLEK, R. ve A . VVARREN, (1982), Yazıtı K u ra m ı, (Ç ev .: Y . S a lm a n v e S. K a ra n ta y ),

İstan b u l: A ltın K ita p la r Y ay ın ev i.

Iliı y a z a rın b ird en fazla y a y ın ı k a y n a k g ö ste rild iğ i ta k d ird e y a y ın la r ta rih sıra sıy la , ayn ı y azarın ayn ı y ıld ak i y a y ın la rı ise (1985a), (1985b ) şe k lin d e h a rf sıra sıy la v e rilm e lid ir.

I evlerin hangi ü n iv e rsite d e y ap ıld ığ ı v e h a n g i a k a d em ik d e re c e y e (y ü k se k lisa n s/d o k to ra ...) y ö n elik old u ğ u b elirtilm elid ir.

Y u k arıd a b elirlen en yazım k o şu lların a u y g u n o lm a y a n y a z ıla r d e ğ e rle n d irm e y e k esin lik le alın m ay acak tır.

(5)

T ü r k K ü lt ü r ü İn p ı ı h l İ N İ ı r d tvvlce ıı yt’nr.

T ü r k K ü ltü rü İn a refcroed p u blicatio n . A fter o rig in a l m a n u scrip ts art* vxıım lnt‘d by Executivt* B o ard , th ey a re p cer-rev iew e d by tvvo referees. T h e a u th o rs b e a r th e full re sp o n sib ility fo r th eir articles.

M an u scrip ts m u st b e o rig in a lly sen t to th e b o ard , b u t n o t to o th e r jo u m a ls sim u lta n e o u sly for p u b licatio n o r ev alu atio n . T h e p u b lica tio n la n g u a g e o f th e issu e is T u rk ish . H o w ev e r, E n g lish , ( « m a n , F ren ch o r R u ssia n a rticle s su b m itted b y fo reig n a u th o rs can b e c o n sid ere d fo r p u b lic a tio n in p ro p o rtio n o f 3 0% o f issu e o n c o n d itio n th a t th e y su it th e su b m issio n g u id elin es of Türk K ü ltü rü . T h e m a n u sc rip ts m u st h a v e a title, an a b stra ct an d a lso keyvvords b o th in T u rk ish an d E n glish .

M an u scrip ts m u st b e sen t in th ree p rin te d c o p ie s a lo n g w ith a C D . If a n y sp e cia l fo n ts (su itab le for l ’l ) a re u sed in m a n u scrip ts, they m u st b e in th e C D as w ell.

T h e au th o rs' n am e s, la st n a m e s an d a c a d e m ic p o sitio n s sh o u ld b e w ritte n . In a d d itio n ; th e fu ll post.ıl ad d ress, fax, te lep h o n e n u m b e rs an d e -m a il a d d resses o f th e au th o r(s) w h o w ill ch e ck p ro o fs and re ce iv e co rre sp o n d e n c e an d o ffp rin ts sh o u ld also be in clu d ed .

A b slracts, n ot e x c e e d in g 100 w o rd s, m u st b e w ritte n in b o th T u rk ish an d E n g lish , an d b e follovved by m ax im u m 5 k e y w o rd s o f each.

M an u scrip ts m u st b e vvritten in M a c YVord 5,1 o r M s W o rd W in d o w s 9 5 o r fu rth e r v e rsio n s (P c c o m p a tib le) w ith T im e s 10 p o in t w ith 1,5 lin e sp aced . T ab an d e n te r k e y m ust not be used fo r p arag rap h s.

Ie x ts m u st follovv in -tex t fo o tn o te sy stem . In th e text, a u th o r's n a m e , d a te o f p u b lica tio n , an d p age ııu m b er m u st g iv en in p a re n th e ses. If a so u rce is cited m a n y tim es, p a re n th e se s a re g iv en in stead o f "ib id , id em , op. cit. e te ." F o r ex a m p le, (T a n p ın a r 1985) v e y a (T a n p ın a r 1985: 316). Q u o ted p a ssa g e s u n d e r th ree lin e s m u st b e g iv e n b e tw e e n q u o ta tio n m a rk s. If q u o ted p a ssag e is ö v e r th re e lin es, th ey m u st b e g iv e n 1 c m m a rg in e s fro m le ft a n d rig h t sid e s o f lin e as b lo ck vvith 9 p o in t an d o d d line sp aced .

A d d itio n al in fo rm a tio n m u st b e g iv e n o n th e sa m e p a g e as fo o tn o te s e n u m e ra te d 1, 2, 3. ( itatio n s in th em m u st fo llo w th e a b o v e gu id elin es.

K eferen ces m u st in e lu d e o n ly th e c ite d so u rc es an d b e g iv e n in a n a lp h a b e tic a l o rd er. B o o k n a m e s m u st b e vvritten b o ld an d i talk. A rticle s m u st b e vvritten (n a m e o f jo u m a l is b o ld ,

v o lü m e in R om en n u m b er, issu e n u m b e r, c o lo n an d p a g e n u m b e rs) as belovv:

A A 1.TO , P en tti, (1992), "K ü l-T e g in â r a t b o / u ltı" , Türk K ültürü A raştırm aları, X X X , 1-2: 119-124.

I K( ;İN , M u h arrem , (1991), O sm a n ltca D ersleri, İsta n b u l: B o ğ a z içi Y ay ın ları.

JO IİA N S O N , L ars (2002), "T ü r k Y a z ı D ille rin in v e Y a z ı S iste m le rin in G e ç e rliliğ in e D a ir ", (Ç ev.: M u sta fa U ğ u rlu ), Türkbilig Türkoloji Araştırm aları, 20 0 2 /4 : 71-79. W l LL EK , R. ve A. VVARREN, (1982), Y a zın K u ra m ı, (Ç ev .: Y . S a lm a n v e S. K aran tay ),

İstan bu l: A ltın K ita p la r Y a y ın ev i.

II rnore Ihan o n e so u rce o f th e sa m e a u th o r is cited , th ey m u st b e p u t in a ch ro n o lo g ic a l o rd er Iroın the e a rlie r to th e recen t. S o u rc e s o f th e sa m e y e a rs m u st b e g iv e n le tte rs as in "1 9 8 5 a , 1985b"

Hu- ıın iv ersity an d th e a c a d e m ic d e g re e (M A . o r P H .) o f an a c a d e m ic th esis m u st b e g iv en .

M.ııuiNcriptN not p rep ared b ased on th e d ireetio n s a b o v e vvill n o t b e ta k e n in to c o n s id e ra tio n for p u b licatio n in T ü rk K ü ltü rü .

(6)

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

CiTittfe \t(üflwt«i’iKİoıı M erh a b a / iii

YAZILAR /ARTİCLES

Gülderen ÖZTÜRKER ÖZDEMİR

l'ry.ııni S afa'n ın 'B iz İn san lar' R o m an ın d a S osyal M e s e le le r / Som e Social P roblem s in

Peyami Safa’s N ovel “B iz İnsanlar” (W e, People)

1-15 Murat KAC1R0ĞLU

II. M eşru tiy et'in İlân ı Ü zerin e Y azılan Ş iirler ve  li Ek rem B o lay ır'ın İttih âd V e

I rı.ık k i C em iy eti'n e İth âfen Y azd ığı B ir M ed h iy e / VVritten P oetry on D eclaratio n of secon d con stitu tio n alist period and A li E krem

B olay ır by YVritten A E ncom ia In scribe for C om m ittee o f U n ion and P rogress

17-30 Öznur ÖZDARICl

l nıin B ü lent S erd aro ğ lu 'n u n Ş iirlerin d e F erd î T e m alar / in d iv id u al T h em es In E m in

B ü len t S erd aro ğ lu 's P oem s

31-48

Aylin SEYMEN

M ııltid im en sion ale T ran slatio n am B eisp iel V on U n tertiteln / A lty azı K ap sam ın d a

Ç ok A m açlı Ç ev iri

49-58 M. Fatih KANTER

M esut İn san lar F o to ğ rafh an esi'n in M u tsu z M ü n zev isi: Z iya O sm an S aba / T he

t Jn h ap p y Solitary M an o f H appy P eo p le's P h o to g rap h er's Shop : Z iya O sm an Saba

59-64 Işılay P ınar ÖZLÜK

Ç ırağan E ğlen celerin in E d eb iy atım ıza Y an sım aları / T h e R eflectio n s o f Ç ırağan

E n tertain m en ts to T u rkish L iteratü re

65-88 FatHl SAKALLI

Feyyaz K ayacan'ın Tiyatroları: 'M u tlu A zın lık' / T h e D ram as by Fey y az K ayacan:

"M u tlu A zın lık " ("H a p p y M in o rity ")

(7)

M uhammet KOÇAK

" L e m M it U n s 1 " A dlı A lm an ca D ers K itab ın ın K ü ltü rlerarasi Y ak laşım B ağlam ın d a İn celen m esi / A n E valu tion o f T h e G erm an C ou rsebook "L e a m M it U ns 1 " In The

C on text o f In tercu ltu ral A p p roach

103-114 Özlem KAYABAŞI

A h m ed A rif'in "A n a d o lu 'y a B a k ışı" / A hm ed A rif's V iew o f A natolia

115-124 Gamze ÖKSÜZ

L erm o n to v 'd an B ir T ü rk M asalı: Â şık G arip / A T u rk ish T ale From L erm ontov : A sh ik

K erib

125-130 Haşan YÜREK

A b d ü lh âk Ş inasi H isar v e A h m et H am d i T a n p m a r'm Fizik î İstan b u l A lg ısın a D air B azı T esp itler / Som e F in d in gs abou t A b d ü lh âk Şin asi H isar and A h m et H am d i

T an p ın ar's P h y sical P ercep tion o f İstanbu l

131-138

ELEŞTİRİ VE TANITMALAR/ REV1EWS

Ünsal Yılmaz YEŞİLDAL

K astam o n u K ay n ak ların d a E rzu ru m lu E m rah (E yüp A km an)

139-144 Mehmet ÇEVİK

En U zu n A srın E d eb iy atın a T eorik B ir Y ak laşım (M eh m et Ö nal)

(8)

MESUT İNSANLAR FOTOĞRAFHANESİNİN MUTSUZ

MÜNZEVİSİ:

ZİYA OSMAN SABA

M. Fatih KANTER

Ardahan Üniversitesi

Özet: Yedi Meşale çiler grubunun en genç üyesi olan Ziya Osman Saba, şiirin sa f ve münzevi

dünyasında yaşamıştır. Miracına uygun şiirler yasçın Saba’nın şiir yaşamını iki ana bölümde

incelemek mümkündür, ilk dönem şiirlerini topladığı Sebil ve Güvercinler birinci dönemi; Nefes

Almak ise ikinci dönemi oluşturur. Saba’mn şirinin temel işlekleri onun iki kitabında paralellik

gösterse de, ölüm ve yaşama sevinci işleklerinin düşünsel boyutta değişime uğradığı sekilir. Bu değişim

şiirlerindeki imge dünyasına da yansır. Bu çalışmada Ziya Osman Saba’mn şiirlerindeki temel

işlekler ele alınacaktır.

Anahtar Sözcükler: Ziya Osman Saba, münşevilik, ölüm, yaşama sevinci

“The Unhappy Solitary Man o f Happy People’s Photographer’s Shop: Ziya

Osman Saba”

Abstract: The youngest member o f “Yedi Meşaleciler"literary trend (“Seven Torchbearers”) in

Turkish Literatüre, Ziya Osman Saba lived in the pure and solitude o f the m rld o f poetry. It is

possible to examine the poetic life o f the poet, who ıvrote poems compatible with his own personality, in

two main parts: “Sebil ve Güvercinler”, in ıvhich he collected his fırstperiodpoems constituted his fırst

period in poetry, and “Nefes Almak" belongs to his second period o f poetry. The main themes o f

Saba’spoetry werepartly inparallel ıvith each other in both ofthese books,yet it can be observed that

the themes o f “death” and “jo y o f life” have undergone transformation in his mental mrld. T his

transformation is also reflected in the imagery o f the poems. In this study, the main themes in Ziya

Osman Saba’s poetry will be analysed.

Key words: Ziya Osman Saba, solitude, death, jo y o f life

Ziya Osman Saba’nın şiirleri, ilk zamanlar Servet-i Fünun sanatçıları ve Fransız sembolistleri etrafında şekillenirken bir süre sonra neredeyse Yunus Emre’nin, tasavvuf anlayışına yaklaşan tarza bürünür. Saba’nın şiir hakkmdaki genel görüşü ise şöyledir: “Şiirin birtakım edebî temaları vardır. H er şair nihayet bir insan

olmak itibarıyla içinde duyacağı aşk, ölüm korkusu vs. gibi temaları işleyecektir. Şiirin içtimaileşmesine tamamiyle muhalif olduğum sanılmasın. Şair içtimai dertlerini de, ama kendi süzgecinden geçirdikten sonra ve geçirebildiği takdirde söylemelidir ve söyleyecektir." (Onger: 1970, 749) Şiirin belirli temalar etrafında

şairin süzgecinden geçirildikten sonra okura sunulması taraftarı olan şair Sizler İçin adlı şiirinde ise şiirini halka adadığını vurgular:

(9)

M. Fatih KANTER

Sizler okuyasınız diye bütün bu yazdıklarım, Bu kelimeleri yanyana,

Satırları alt alta getirmem, Geçip karşısına sonra Y a kahrolmam, ya sevinmem, Sizler için bütün didinmem...

Ziya Osman Saba’nın şiirleri tematik olarak sınıflandırıldığında ağırlıklı olarak geçmişe özlem, ölüm, yaşama sevinci, mutluluk özlemi gibi izleklerin ağırlık kazandığı görülür. Geçmişe özlem izleği; aslında yaşam ile ölüm arasındaki diyalektiği algılamaya çalışan ve kendini sürekli geçmişe yönlendiren bir imge dizgesi biçiminde kurgulanır:

“Açılın açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar Hepiniz benimsiniz:

Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...”

Geçmiş özleminin, “çocuk dizlerindeki yara ” ile ilintilenmesi “yayılgan/gelegen imgeye” (Korkmaz 2002: 276) örnek olarak verilebilir. Zira çocukluk dönemi fiziksel anlamda insanın dizlerindeki yaraların eksik olmadığı bir dönemdir. Bu yaraların her biri ise kendi içerisinde bir anıyı barındırır. Yara ve anılar arasındaki bu bağdaşım, zihinsel süreçteki geçmiş özlemini imlemektedir.

Geçmiş, yaşanılan ve tüketilen bir ömrün geriye dönülemez oluşunun işaretidir aslında. Geriye dönülemez ve tekrar elde edilemez olan ise sürekli büyük bir özlemle anılır. “Sığındığı/kaçtığı veya geçmiş yaşantıları hatırladığı zamanlarda sürekli evin içerisinde olan şair, kitle kültüründen kaçarak, yaşanma anlam verecek bir yere geri dönmek ve sığınmak isteğindedir.” (Çonoğlu 2009: 495) Bu özlem Saba’nın şiirlerinde çocukluk yıllarına atfedilerek dile getirilir;

“Nasıl anmazsm o çocukluk günlerini! Dalda bülbülü vardı, gökte beyaz bulutu”

Geçmiş, yaşamın sonlanacağı günün gelişinden gizli bir kaçış gibi algılanır. Bu kaçış Saba’da hem mutlu olma arzusunun ötelenmiş olması hem de yaşama olan bağlılık ile ilintilendirilebilir. Zira o “Yağmurlu Bir Günde” adlı şiirinde;

“O kadar istedi ki bir şeyi bugün içim, Dedim kendi kendime: Bari çocuk olaydım Bana bir camdan yine seyrettirseydi dadım

(...)

Son günümde olsaydım ufak, o kadar ufak K i yavaşça en tatlı bir masala dalarak, Ve bir anne dizinde büsbütün uyusaydım.”

(10)

M E S U T İNSANI AR l O T O Ğ R A F H A N E S İ’NİN MU TSU Z M ÜNZEV İSİ: Z İ Y A O SM A N SAHA

derken çocuk olma isteği anne özlemi ile bütünleştirilir. Fakat bu özlemlerin altında zamanın durdurulamaz oluşu gerçeğinden bunalan ve geçmişe yönelen bir ruh hali sezilir. Geçmiş ve şimdi arasındaki ince çizgiyi "masal” imgesiyle kuran şair, kaba realitenin sınırlarını kurmaca dünyanın içerisine sığınarak/kaçarak zorlar.

Geçmiş sadece zamanın geçmesi olarak algılanmaz onun şiirlerinde. Geçmişle birlikte insanların ortak yaşam alanları, ortak kaderleri, mutlulukları, hüzünleri kısacası insanı insan yapan değerler geride kalmıştır. Anların yaşan(a)madan geride kalışı ise hüzünle dolu bir özlem duygusunu yansıtır. Ziya Osman Saba’nın Nefes Almak adlı kitabında yer alan “Misakımilli Sokağı No.37” adlı şiir bu durumu yansıtan bir eserdir:

“Ah, şimdi hâtıralar mahallesinde Misakımilli sokağı No. 37

Orası bütün evler, bütün ömür içinde, Mesut olduğumuz evdi.”

Misakımilli Sokağı ile simgeleştirilen yaşam, şairin geçmişte bıraktığı ama zamanın yutucu akıcılığında kaybolan mutluluğa özlem duyduğu yaşamdır. Zira şiirin son dizlerinde: “O sokağa ne zaman yolum düşse, bir ses:/ Günler geçti, geçti, geçti...der” biçiminde bir yaklaşımla zamanın durmadan yutan ve bunu da sürekli olarak insana hatırlatan yanı vurgulanmış olur.

Şiiri genellikle hüzünle birleştiren şairin ilk dönem şiirlerinde ağırlıklı tema ölümdür. Her şairin ölümü algılayış biçimi farklılık arz eder. Ziya Osman Saba’nın şiirlerinde ölüm, siyah ve sonsuz/ sınırsız bir boşluktan çok beyaz bir renk halinde görünür. Behçet Necatigil’in de vurguladığı gibi Ziya Osman Saba, “hayatla ölümü

iç içe yaşamış, beyaz şiirler şairidir.” (Necatigil, 1957) Bunda hayranı olduğu Yunus Emre şiirinin etkisi fazlasıyla göze çarpar. Yunus’un ölümü alımlayışı ile bağdaşan şiirler kaleme alan şairin Geç Kaldık şiirinde “Koşup sana hesap vermeğe/ geç kaldık, Yarab, geç kaldık” söylemi bu doğrultudadır. Yine aynı tarzda yazdığı “Rabbim Nihayet Sana” adlı şirinin son dizelerinde ölümü bir kavuşma günü olarak arzular:

“En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz.”

Sebil ve Güvercinleri yazdığı dönemde hayatının sıkıntılı geçmesi de onu ölüme yakın şiirler yazmaya yönlendirir. Aynı dönemde şiirler yazan samimi arkadaşı Cahit Sıtkı Tarancı da ölümü sıkça işleyen şiirler kaleme alır. Ancak bu iki samimi dostun ölüm karşısındaki tutumları şiirlerine farklı biçimlerde yansır. Cahit Sıtkı ölümün “insanı bir nevi kuşatmış, parantezlemiş ” (Korkmaz, 2002: 224) olduğunu düşünürken Ziya Osman Saba’da ölüm, yaşanması gereken doğal bir olgu ve hatta Tanrı ile buluşmanın yoludur. Saba’nın şiirlerindeki ölüm ne Cahit Sıtkı’nın yaşama sımsıkı bağlanan insanın çığlığı ne de Necip Fazıl’ın şiirindeki trajik ve metafizik

(11)

M. Fatih KANTIİK

bir sorgulama tarzında ele alınmıştır. Yine Behçet Necatigil’in dediği gibi "onun

sesi hiçbir zaman çığlığa dönüşmedi, bir isyan ya da yergi olmadı. " (Necatigil,

1957) bununla birlikte yer yer onun şiirlerinde Hamid tarzı bir sorgulama/merak izlenimi göze çarpar. Ölüm ile birlikte zihinde tasavvur edilmeye çalışılan boşluk, yokluk ve yaşam karşısındaki hiçlik imgelerine yansır. “B ir Ölünün Arkasından” adlı şiirindeki;

“Nasıl öldün?...

Nasıl öldü, Yarabbim, nasıl öleceğiz? Hangi sonsuz geceler, iklimler geçeceğiz,”

dizeleriyle bilinmezlik karşısındaki merak ve hayret duygulan sezdirilir. Aslında her ölüm ya da ölüm korkusunun arkasında yaşama sevinci izleği yatmaktadır. Yaşam ve ölüm arasındaki çatışmanın farkına varan insanın şaşkınlığı Ziya Osman’ın şiirlerinde ölüm izleği ile birlikte sıklıkla işlenir:

“Ölüler, ölüler nerelerdesiniz? Ölüler bir bilinmez yerdesiniz.

(...)

Ölüler, ölüler her yerdesiniz!”

Ziya Osman’ın şiirlerinde dikkat çeken bir diğer unsur ise Serveti Fünun etkisinde kaldığı dönemlerde bile sade dil ve akıcı üslup kullanmasıdır. “Sebil ve Güvercinler” şiirindeki o akıcı üslubun ardında mütevazı insanın ruh hali vardır. Ölümü işlediği bu şiirinde, okura ölümü hissettirecek, o acıyı yaşatacak duygu yükünün kaba realiteden uzak fakat var olan durumun “ölüm” kelimesini terennüm etmeden söylenecek en güzide dizeleridir:

En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra, Beyaz boyunlarını uzattılar taslara... Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.

/... /

Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar, Hatırlatır uzayan dem çekişleri, rüzgâr. Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.

Ölümün gizemli yüzü, Saba’nın bazı şiirlerinde bir sükût ve büyü halinde bilinmezlikle özdeşleştirilerek sunulur. Ölümün bilin(e)meyen tarafları gizem algısı ile birlikte imgesel bir yapıya bürünür. Rüzgâr imgesel anlamda zamanın akışkanlığına işaret eder. Bu akışkanlık içerisinde ölüm gerçeği perde arkasında kendini gösterir. Yine aynı alılmama ile kaleme alınan Kuyular adlı şiirindeki;

“Sular beni çekiyor... Kuyular bana tuzak. Kalbimi yavaş yavaş avucuna alarak, Mehtaplı kuyularda şarkı söylüyor ölüm.”

(12)

dizeleriyle ölümü metafizik bir duyuş tarzına doğru yaklaştırır. Su ve kuyu imgeleri durgunluk ve derinlik boyutunda birleşerek ölümü işaret eder. Zira “su

lözsel bir yokluktur. (...) kimi ruhlar için su umutsuzluğun maddesidir. ” (Bachelard

2006:107) Suların bireyi kendine doğru çeken yanı ile ölümün mehtaplı kuyularda şarkı söylemesi arasındaki bağdaşım tuzak sözcüğü ile derinlik kazanır. Akışkan olmayan ve statik olan su, insanı içsel bir derinlik haline büründürür. Buradaki kuyu

imgesi bu statik yapının ve geçmişe özlemin varlığına işaret ederken karanlık,

derinlik ve bilinmezlik taraflarıyla ölüme göndermede bulunur.

Ziya Osman Saba’nın ilk dönem şiirlerindeki ölüm teminin bireysel duygulardan hareketle topluma yönelen bir çizgide aksettiği görülür. Zira o “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi”nin münzevi adamıdır. Buradaki münzevilik tanımı belki onunla tam örtüşmez. Fakat Saba, insanların mutluğunu kendi mutluluğu addederken bile bunu dışarıya yansıtmayı beceremeyecek bir mizaca sahiptir.

“Nefes Almak” ile başlayan süreçte ise Saba’nın şiirlerinde daha çok yaşama dair izler bulmak mümkündür. Elbette yine şiirinde ölüm temi işlenmektedir. Fakat bu kez ölümün ardı yaşama sevgisi bağı ile güçlendirilmiştir. Bununla birlikte vurgulanması gereken önemli nokta onun mistik bir duruşa sahip olduğudur. Tasavvufun iliklerine kadar sinmiş olduğu bir toplumun müntesibi olan şair, büyüdüğü toprakların mistik şarkısına kulak vermeyi ihmal etmez. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven Yunus’tan aldığı ilhamla kainata bakar ve bu bağlamda

“vaktin çocuğu ” gibi kıymet biçer her nefese:

Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes... Anlıyorum, birbirinden mukaddes, Alıp verdiğim her nefes.

dizelerinde şairin yaşama karşı duruşu değişmiş görünür. Bu değişimin temelinde İkinci evliliği ve mutlu bir hayata adım atması gelmektedir. Hayatın güzelliklerini yeni fark etmiş ya da yıllardır uykudaymış da uyanmış gibi yaşama sımsıkı bağlanma isteği şiirlerinde birdenbire kendini gösterir. Denizleraşırı adlı şiirinde

Avrupa, Amerika, Asya, Avustralya... Yaşamak, yaşamak ey dünya!

Sana doya doya...

derken bu coşkunun içine sığmadığı görülür. “Nefes Almak” kitabında yer alan Mesut Olmak Vardır, İstanbul, B ir Y er Düşünüyorum, Hayal Ülke, Şu Güzel Gün gibi şiirlerinde kendi mutluluğuyla birlikte tüm insanların mutluluğunu hayal eden ve arzulayan dizeler yer alır. Özellikle yaşamın baharındaki çocuklar için yazdığı “Patik Yap Kunduracı” ile bu duygunun zirvesine ulaşır.

“Patik yap, kunduracı, bol bol patik; Bebeler için ilk adımı atacak

MKS UT İNSANI.

AK

I O T O fıK A H lA N E S İ 'N İN M U T S U Z MÜNZIİVİSİ: Z İYA OSM A N SAHA

(13)

M. Fatih KANTER

Çocuklar için, koşacak oynayacak...

/ ... /

Tabutçu, ölçünü büyük tut, büyük! Çocukların öldüğünü istemem..”

Yaşama sevincinin coşkun yansıması olan bu şiire rağmen ilk dönem şiirlerinde karşımıza çıkan ölümün beyaz yüzü de yer yer kendini gösterir. Ölümü büyük bir tevekkülle karşılayan şairin Yunus Emre’den ödünçlediği bu tavır hayat felsefesi olmuştur.

S on u ç

Yaşamın şair ruhlar üzerindeki etkisi ve algısı sıradan bireylerden farklıdır. Ziya Osman Saba da kendine özgü bir ruh dünyasının kapılarım içsel buhranlar ve çatışmalar ile birlikte şiirine yansıtır. Genel anlamda yaşamın sıradan insanlara verdiği/sunduğu imkanları kabullenirken özelde sürekli bir arayış içerisindedir. Bunun en güzel kanıtı ise Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi adlı hikayesidir. Onun bu hikayesindeki temel izlek şiirlerinde de sıklıkla görülür. Hikayede sıradan insanların saadetini içten içe kıskanan kahramanın ben de mesut bir halde fotoğraf çektirmeliyim arzusu gözler önüne serilir. Fakat hikâyenin sonunda fotoğrafçı;

“Beyim, mâzur görün, sizin fotoğrafınızı çekemeyeceğim" der. İşte bu söz Ziya

Osman Saba’nın sadece bir hikaye kahramanının değil bizzat kendisinin yaşam karşısındaki duruşunu ortaya çıkarır. O, iç dünyasının derinliklerinde yaşamı sorgulayan, geçmişe ateşin bir özlemle bağlı olan, mutluluğu arayan ama ölüm gerçeğini hiç aklından çıkaramayan münzevî bir şairdir.

Kaynaklar

BA CH ELA RD , Gaston, (2006), Su ve Düşler, (Çev. Olcay Kunal), İstanbul: Y K Y .

ÇONOĞLU, Salim, (2009) “Ziya Osman Saba’nm Yurdu: Ev”, Turkish Studies, Volüme 4 /3 :4 9 2 -5 1 1 .

K ORKM AZ, Ramazan, (2002), İkaros’un Yeni Yüzü Cahit Sıtkı Tarancı, Ankara: Akçağ Yay.

M İYA SO Ğ LU , Mustafa, (1999), Ziya Osman Saba, Ankara: Akçağ Yay. N EC A TİG İL, Behçet, (1957), “Ziya Osman Saba”, Varlık, s.448, 15 Şubat 1957.

ÖNGER, Fahir, (1970), “Ziya Osman Saba Sanatını Açıklıyor”, V arlık, s. 749, 1 Şubat 1970.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, çalışmada kullanılan koyunlara deri altı phlorizin enjeksiyonundan sonra, oksidatif stres indikatörlerinden TOS ve OSI değerlerinde görülen azalma

Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre Kayseri ili ve çevre ilçelerinde satışa sunulan yo- ğurt numunelerinin tamamının AFM 1 içermesi ve incelenen

萬芳醫院皮膚科林昱廷醫師淺談「痣」(色素細胞母斑) 「痣」可生長在皮膚的任何部位,多為褐色斑點,且多數在 20

Our results suggests that patients with cSCI have higher expr ession of chemokine- interleukine-8 (IL-8), monocyte chemotactic protein-1 (MCP-1), and neutrophil activ ating

出院後需注意事項: 1.兩個月內勿提重物, 2.勿彎腰用力提重物, 3.若發現解血尿,立刻回醫院檢查。

İlke olarak sanal gerçekliğin daha ileri bir türevi olan artırılmış gerçeklik, gerçek evrendeki bir çevre ve o çevredeki canlıların ve nesnelerin

Akbank’ın 38’inci kuruluş yıldönümü bu yıl da önce Genel Müdürlük’de yapılan törenler, gece de Atatürk Kültür Merke- zi’nde düzenlenen özel gala ile

Dedikoducu ve vırvırcı bu kadın Karagöz’ü hem aldatır hem de ona “Murdar, m usi­ b et” gibi iltifatkar sözcükler kullanmaktan çekinmez, Kanlı Nigar,