• Sonuç bulunamadı

Akut bronşiyolit tedavisinde yeni yaklaşımlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akut bronşiyolit tedavisinde yeni yaklaşımlar"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

yeni yaklaşımlar

Nilgün E. ATAY1, İbrahim Etem PİŞKİN2

1 Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Araştırma ve Eğitim Hastanesi, Ankara,

2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Zonguldak.

ÖZET

Akut bronşiyolit tedavisinde yeni yaklaşımlar

Akut viral bronşiyolit iki yaş altı çocuklarda en sık görülen alt solunum yolu infeksiyonu olup, altı aydan küçük çocuk- larda hastaneye yatırılma nedenlerinin başında gelmektedir. Bu yaygın hastalığın tedavisinde dünyaca kabul edilen en iyi yaklaşım hava yolu bakımı, yeterli hidrasyonun sağlanması ve oksijenasyonla sınırlıdır. Tedavide bronkodilatörler, epinef- rin ve steroidlerin kullanımı konusunda akıl karıştırıcı sonuçlar ve yaklaşımlar mevcuttur. Ülkemizde de tedavisi konusun- da tam bir uzlaşma sağlanamamıştır. Bu yazıda, akut bronşiyolitte tedavi yaklaşımları son çalışmaların ışığında gözden geçirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Bronşiyolit, tedavi.

SUMMARY

Current treatment of acute bronchiolitis

Nilgün E. ATAY1, İbrahim Etem PİŞKİN2

1 Dr. Sami Ulus Children’s Health and Disease Education and Research Hospital, Ankara, Turkey,

2 Department of Children’s Health and Disease, Faculty of Medicine, Zonguldak Karaelmas University, Zonguldak, Turkey.

The most common lower repiratory tract infection in infants younger than two years is acute viral bronchiolitis that is lead- ing cause of hospitalisation under six months of age. Little worldwide consensus exists about the best management strate-

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Nilgün E. ATAY, Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Araştırma ve Eğitim Hastanesi, ANKARA - TURKEY

e-mail: nilzeyno@yahoo.com

(2)

Bronşiyolit iki yaş altı çocuklarda en sık görülen alt solunum yolu infeksiyonu olup, altı aydan küçük çocuklarda hastaneye yatırılma nedenle- rinin başında gelmektedir. Respiratuar sinsityal virüs (RSV) olguların büyük çoğunluğundan so- rumludur. Küçük hava yollarının yaygın ödem, artmış mukus sekresyonu, hücresel artıklar ve peribronşiyal inflamasyon sonucu daralması ha- va giriş-çıkışında zorlanmaya ve hava hapisleri- ne neden olur. Sıklıkla kendini sınırlayan bir se- yir göstermesine rağmen, özellikle altta yatan ek kalp ve akciğer sorunu olan çocuklarda hayatı tehdit edici bir durum yaratabilir (1-3). Amerika Birleşik Devletleri’nde 1997-2000 yılları arasın- da RSV mevsiminde 700.000’den fazla süt çocu- ğu acil servislere akut alt solunum yolu infeksi- yonuyla başvurmuş ve bunların %29’u hastane- ye yatırılmıştır. Acil serviste izlenenlerin 200 mil- yon dolar, yatırılanların ise 2.5 milyar dolar ma- liyetinin olduğu bildirilmiştir (4).

BRONŞİYOLİTTE TANI

Bronşiyolit iki yaş altı çocuklarda akut başlan- gıçlı alt solunum yolu hastalığı semptomlarıyla karakterize klinik bir tanıdır (5,6). Tanı kriterleri aşağıdaki gibidir:

1. Üst solunum yolu infeksiyonu bulgularının ol- ması (burun akıntısı/tıkanıklığı, öksürük, ± ateş gibi),

2. Alt solunum yolu infeksiyonu dinleme bulgu- larının olması (hışıltı, ronküs, ekspiryumda uza- ma gibi),

3. Artmış solunum gayretini gösteren bulgular- dan en az birinin olması (takipne, interkostal ret- raksiyon, suprasternal çekilme).

Benzer öykü ve bulguları olan hastalarda; yaşın büyük olması, krepitan rallerin duyulması, tek- rarlayan hışıltı öyküsü, egzama varlığı ve ailede atopinin bulunması akut bronşiyolit tanısından uzaklaştırır. Bu hastaların ayırıcı tanısında bakte-

riyel/viral pnömoniler, bronşiyal astım, pulmo- ner aspirasyon, kistik fibrozis, kalp yetmezliği ve solunum yollarında yabancı cisim gibi hastalık- lar akla gelmelidir (2,6,7).

HASTALIK ŞİDDETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Değerlendirme için dünyada birçok merkezde farklı klinik skorlama sistemleri kullanılmakta- dır (8,9). Ülkemizde Toraks Derneği Pediatrik Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu; dakikadaki solunum sayısı, hışıltı, retraksiyonlar ve hastanın genel durumunu değerlendiren bir klinik skorla- ma sistemi kullanılmasını önermektedir (10) (Tablo 1). Hastaların klinik skorlarına ve oksijen satürasyonlarına bakılmadan önce burun aspire edilerek pasajının açıklığı sağlanmalıdır (11,12).

Hastanın öyküsündeki prematür doğum, kronik akciğer ve kalp hastalıkları, nöromusküler has- talıklar, immünyetmezlik, semptomların süresi ve ilerleme hızı gibi risk faktörleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bronşiyolit düşünülen hastalarda hemogram, akciğer grafisi, serolojik inceleme ve viral izolas- yon çalışmalarının hastalığın tanısı, ciddiyeti, te- davinin yönlendirilmesi ve prognozun tahmini üzerinde anlamlı katkılarının olmadığı gösteril- miştir. Ağır bronşiyolitli olan ya da beklenmedik klinik seyir gösteren hastalar dışında tetkik ya- pılması rutin olarak önerilmemektedir (5,13,14).

TEDAVİ

Bronşiyolit tedavisinde etkinliği tüm dünyaca kabul edilen destekleyici solunum yolu bakımı, hidrasyonun sağlanması ve oksijen verilmesidir (1,5,15). Tedavide bronkodilatörler, epinefrin ve steroidlerin kullanımı konusunda farklı yakla- şımlar ve sonuçlar mevcuttur (5,16,17). Ülke- mizde de tedavisi konusunda tam bir uzlaşma sağlanamayan akut bronşiyolitte, tedavi yakla- şımları son çalışmaların ışığında gözden geçiril- miştir.

gies for this common disease are caring airway, maintenance of adequate hydration and oxygenation. Managements and the results in the use of bronchodilators, epinephrine and corticosteroids for bronchiolitis are conflicting. There is consider- able controversy regarding ıts management in our country too. Here we review the treatment of acute bronchiolitis with the guidance of the recent literature.

Key Words: Bronchiolitis, treatment.

(3)

Destek Tedavisi ve Eğitim

Akut bronşiyolitli hastaların büyük bir kısmı ev- de tedavi edilebilir. Hastalığın ağırlığı ne olursa olsun akut bronşiyolitte tedavinin en önemli kıs- mını solunum yolu bakımı, hidrasyonun optimal sürdürülmesi ve yeterli oksijenasyonun sağlan- ması oluşturmaktadır. Rahat bir solunum için burnun açık kalması çok önemlidir. Gerektiğin- de serum fizyolojik ile yıkama ve aspirasyon ya- pılarak burun pasajının açıklığı sağlanmalı, baş 30° ekstansiyonda oturur pozisyon verilmeli ve anneye öğretilmelidir. Çocuğun klinik durumu uygun ise beslenmenin devam ettirilmesinin önemi belirtilmeli ve solunum sıkıntısı semp- tomları öğretilmelidir. Aileye sık el yıkamanın bulaşı önlemek açısından önemi hatırlatılmalıdır.

Sigara dumanının solunum yollarına olan kötü etkileri konusunda aile uyarılmalı ve antibiyotik, öksürük şurubu, oral antihistaminik, dekonjes- tan ve vazokonstrüktörlerin gereksiz ve yararsız olduğu açıklanmalıdır (5,10-12,18).

Hastada solunum sayısının 60/dakikanın üzerin- de ısrar etmesi, solunum sıkıntısı belirtilerinin ol- ması, beslenme sırasında oksijen verilmesine rağmen oksijen satürasyonu (SaO2)’nun < %90 olması, tekrarlayan kusmalar ya da iştahsızlık yüzünden oral alımın ve hidrasyonun bozulması durumlarından birinde intravenöz sıvı tedavisine geçilmelidir. Dehidratasyonu olmayan hastalara günlük ihtiyacı olan sıvı verilmelidir. Hastalar ak- ciğerde interstisyel ödem oluşumu, kalp yetmez-

liği ve bronşiyolite ikincil uygunsuz antidiüretik hormon salınımı riski açısından izlenmeli ve aşı- rı sıvı verilmesinden kaçınılmalıdır (15).

Uyanık, sakin ve burun pasajı açık iken, SaO2<

%92 olanlarda ya da klinik skoru ≥ 7 olanlarda oksijen desteği önerilmektedir (5,11). Nemlen- dirilmiş oksijen nazal kanül (maksimum 2 L/da- kika), yüz maskesi (minimum 4 L/dakika), ok- sijen başlığı ile verilebilir. Hastaların oksijenas- yonuna karar vermede nabız-oksimetre ölçüm- leri önemlidir. Ancak hastalığın ağırlığına ve kli- nik seyre karar verirken muayene bulgularıyla birlikte değerlendirilmesi anlamlıdır. Ölçümlerin sürekli monitörizasyon şeklinde değil, muayene bulgularına göre aralıklı yapılması daha doğru olur (11,19,20).

İlaç Tedavisi

Bronşiyolit patofizyolojisinde mukozal ödem, sekresyonların artımı, hücresel debris ve potan- siyel geri dönüşümlü düz kas kasılmaları gibi faktörlerin hangisinin ne derecede bronş tıkanık- lığına katkıda bulunduğu bilinmemektedir (2,21,22). Bu nedenle klinik skoru orta ve ağır olan hastalarda bronkodilatörler ve steroidler te- davide kullanılmaktadır.

Bronkodilatörler: Bronkodilatörler bronşiyolit te- davisinde en yaygın kullanılan ilaç grubudur. Bu grupta alfa/beta adrenerjik ajanlar (örneğin; epi- nefrin), β2selektif adrenerjikler (örneğin; salbu- tamol) ve antikolinerjikler (örneğin; ipratropium bromid) sayılabilir.

Tablo 1. Bronşiyolitte klinik skorlama*.

Skor

0 1 2 3

Solunum sayısı/dakika < 30 30-45 45-60 > 60

Hışıltı Yok Ekspiryumda Ekspiryumda İnspiryumda + ekspiryumda

steteskopla kulakla kulakla

Çekilme Yok İnterkostal Trakeosternal Burun kanadı solunumu

Genel durum İyi Huzursuz Huzursuz Beslenememe

Beslenmede azalma Bilinç değişikliği

* 10 no’lu kaynaktan alınmıştır.

1. Hafif (1-3): Solunum sayısı < 45/dakika, ekspiryumda steteskopla ronküs+, çekilme yok.

2. Orta (4-8): Solunum sayısı= 45-60/dakika, hışıltı ekspiryumda kulakla+, retraksiyon+.

3. Ağır (9-12): Solunum sayısı > 60/dakika, hışıltı inspiryumda ve ekspiryumda kulakla+, siyanoz+, dehidratasyon+, ciddi solunum sı- kıntısı+.

4. Apne varsa: Skorlama yapmadan ağırdır.

(4)

Beta-agonistler:Bronkodilatasyon yaparak ha- va yolu direncini düşürmenin yanında, mukusun temizlenmesine ve sürfaktan yapımına da katkı- da bulunurlar. Beta-agonistlerin akut bronşiyolit- teki etkileri konusunda sonuçları birbirinden farklı pek çok klinik çalışma yayınlanmıştır. Son dönemde yapılan randomize klinik çalışmalar ve meta-analizlerle beta-agonistlerin hastaneye ya- tış oranı ya da hastanede kalış süresi, solunum sayısı ve SaO2üzerinde etkisiz olduğu sonucuna varılmıştır (16,23-25). Bununla beraber hastala- rın klinik skorlarında orta derecede ve kısa süre- li düzelme sağladığı da bildirilmiştir (16,17).

Hastanede beta-agonist tedavi nebülizerle ya da aerosol formu inhalasyonla verilebilir. Dünyada ve ülkemizde birçok merkezde uygulamayı taki- ben 30 dakika içinde hasta değerlendirilerek iki veya üç kez tekrarından sonra klinik skorlama ile ilacın faydalı olup olmadığına karar verilmek- tedir. Son dönemde hazırlanan rehberlerde sal- butamolün bir kez 0.15 mg/kg/doz verilmesin- den 30 dakika sonra klinik skorun değerlendiril- mesi önerilmektedir (11). Salbutamol SaO2’de düşme yapabileceğinden mutlaka oksijenle bir- likte verilmelidir. İlk kez bronşiyolit atağı ile has- taneye gelen hastalarda beta-agonist uygulama- sının klinik skorda en az 2 puan düzelme sağla- ması, yarar gördüğü şeklinde değerlendirilir. Bu hastaların eve gönderilmesi sırasında tercihan inhalasyon/nebülizasyon yoluyla olmak üzere beta-agonist tedavi evde sürdürülebilir. Ancak tedaviden fayda görmeyen hastalarda evde in- halasyonla ya da oral beta-agonist tedavi öneril- memektedir. Salbutamol tedavisinin taşikardi, uygulama sırasında SaO2’nin düşmesi, hipoka- lemi, tremor ve nadir taşidisritmiler gibi yan et- kileri açısından hastaların izlenmesi gerekir.

Epinefrin:Alfa-adrenerjik etkisiyle solunum yo- lu mukozal ödemini azaltırken, beta-adrenerjik etkisiyle bronkodilatasyon yapar. Akut bronşi- yolitli ayaktan izlenen hastalarda nebülize epi- nefrin tedavisinin takip eden ilk 60-90 dakika içinde, klinik skorda ve SaO2’de düzelme yarat- tığı, hastaneye yatış oranlarını azalttığı bildiril- miştir (9,24-26). Öte yandan bazı çalışmalarda faydası olmadığı sonucuna varılmıştır (5,29,30).

Hastanede yatan hastalarda epinefrin kullanımı- nın hastanede kalış süresi üzerine yararını des-

tekleyen kanıtlar yetersiz bulunmuştur (18,21,32). Son meta-analizlerde epinefrin uy- gulamalarının doz, aralık, kullanılan ilacın türü ve çalışma gruplarının seçimi itibariyle karşılaş- tırılabilirliklerinin tartışılır olduğu söylenmekte- dir. Her iki görüş için daha geniş gruplarla yapı- lacak randomize kontrollü çalışmalara gereksi- nim vardır (5,28,32). Akut bronşiyolit tedavisin- de nebülize rasemik epinefrin (%2.25= 22.5 mg/mL) veya L epinefrin (1/1000= 1 mg/mL) kullanılmakta olup, etki ve yan etkileri açısından benzer oldukları gösterilmiştir. Dünyada rasemik epinefrin 0.05 mL/kg (≈ 1 mg/kg) (maksimum 0.5 mL ≈ 10 mg) veya L epinefrin 0.5 mL/kg (maksimum 5 mL) olacak şekilde krup tedavi- sindekine benzer dozlarda önerilmektedir (33- 35). Birçok çalışmada 30 dakika arayla iki veya üç epinefrin uygulamasından 30-60 dakika son- ra muayene ve klinik skor değerlendirilmesiyle ilacın yararına karar verilmiştir (28,30). Son dö- nemde hazırlanan rehberlerde epinefrinin bir kez verilmesinden 30 dakika sonra klinik skorda an- lamlı bir düzelme sağlanamıyorsa tekrar veril- mesi önerilmemektedir (11,16,18). Epinefrin te- davisinin dezavantajı evde devamına uygun pre- paratının olmamasıdır. Epinefrin tedavisi sırasın- da perioral solukluk, kırmızı nazal akıntı, taşikar- di yan etkileri görülebilir ve ilk iki saat içindeki rebaund etkiler nedeniyle hastalar hastane orta- mında izlenmelidir.

İpratropium bromid: Antikolinerjik bir ajan olup, asetilkolin salınımını inhibe ederek, mukus sekresyonunu, hava yolu mukozasındaki ödemi azalttığı ve bronş düz kası kontraksiyonunu en- gellediği düşünülerek bronşiyolit tedavisinde de- nenmiştir. Son gözden geçirme çalışmalarıyla ipratropium bromidin bronşiyolit tedavisinde et- kisinin olmadığı gösterilmiştir (5,17,18,36). Bu- nunla beraber yoğun bakıma yatırılan hastalarda nebülizerle, 250 µg, altı saatte bir, diğer ajanlar- la kombine edilerek denenebilir (37).

Kortikosteroidler: Klinisyenler akut astım ve kruplu çocuklarda klinik yararı gösterilen ve an- tiinflamatuvar etkinliği iyi bilinen kortikosteroid- leri akut bronşiyolitli infantlarda da denemekte- dir. Son meta-analizlerde kortikosteroid tedavi- sinin bronşiyolitte hastaların solunum sayısı,

(5)

SaO2, hastaneye yatış oranları ve kalış süreleri üzerinde bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir (5,17,18,38). Sadece yineleyen atakları olan, bronkodilatör tedaviye yanıt vermeyen ve ağır bronşiyolit tablosunda olan hastalarda sistemik prednizolon tedavisi 1-2 mg/kg/gün şeklinde iki-üç gün boyunca denenebilir (10,18). İnhale kortikosteroidlerin akut bronşiyolit tedavisinde yeri yoktur (16,17,39).

Antiviral tedavi: Ribavirin bir guanozin analoğu olup, geniş spektrumlu antiviral etkiye sahiptir.

Nebülize olarak kullanılmaktadır. Viral replikas- yonun erken döneminde etkin olduğu için hasta- lığın başlangıcında verilmesinin ventilatörde ve hastanede kalış süresini kısalttığı, klinik skorlar- da düzelme yarattığı öne sürülmüştür (17,40).

Bununla birlikte son çalışmalar ve meta-analiz- ler akut bronşiyolitli çocuklarda ribavirin tedavi- sinin bir faydasının olmadığını ortaya koymuştur (5,17,18).

Antibiyotik ve diğer ajanlar: Akut bronşiyolitin tedavisinde antibiyotiklerin rutin kullanımı öne- rilmez (5,10). Bununla birlikte tüm dünyada RSV bronşiyolitinde çok sık görülen sağ üst lob kollapsı ya da akciğer grafisinde diğer minimal değişiklikleri olan hastalarda sıklıkla antibiyotik reçete edilmektedir (39). Ek bir sağlık problemi olmayan akut bronşiyolitli hastalarda sekonder bakteriyel infeksiyon riski çok düşük olup, ciddi bakteriyel infeksiyon %2’nin altında bulunmuş- tur (42,43). Bu nedenle akut bronşiyolitte klinik kötüleşme, sonradan ortaya çıkan yüksek ateş, lober infiltrasyon, belirgin lökositoz gibi ikincil bakteriyel infeksiyonu düşündüren durumlarda antibiyotik tedavisi düşünülmelidir.

Nebülize furosemid, inhale interferon-alfa-2a (Roferon-A) veya rhDNase gibi diğer ajanlar akut bronşiyolit tedavisinde denenmekte olup, net olarak faydaları tespit edilememiştir. Bu ilaç- larla ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç vardır (18).

RSV’DEN KORUNMA

Temel temas ve solunum hijyeni kurallarının ai- leye anlatılması önceliklidir. Bunun yanı sıra Amerikan Pediatri Akademisi yüksek riskli be- beklerde RSV monoklonal antikoru (palivizu-

mab) ve intravenöz RSV immünglobulin uygu- lanmasını önermektredir (18).

SONUÇ

Erken çocukluk döneminin en sık görülen so- runlarından birisi olan akut bronşiyolit, tedavisi konusunda halen dünyanın üzerinde tartıştığı bir hastalıktır. Birçok merkez rehberler oluşturarak tedaviyi standardize etmeye çalışmaktadır. To- raks Derneği’nin 2002 yılında hazırlamış olduğu tanı ve tedavi rehberiyle birlikte yeni görüşler de göz önünde bulundurularak akut bronşiyolit te- davisinde aşağıdaki ana başlıklar belirlenmiş ve hastanemizde uygulanan rehber Şekil 1’de veril- miştir. Bununla birlikte yeni geniş çaplı randomi- ze kontrollü klinik çalışmalar ve meta-analizler ışığında aralıklı olarak rehberlerin güncellenme- si gerekmektedir. Yeni bilimsel kanıtlar ve kanı- ta dayalı oluşturulan protokollerle sürekli eğiti- minin sağlanması, ilaç kullanımında akılcı stan- dart bir yaklaşım sağlarken maliyeti de düşüre- cektir.

Bronşiyolit Tedavisinin Püf Noktaları

1. Bronşiyolit klinik bir tanıdır. Rutin laboratuvar tetkiki yapılması önerilmez.

2. Bronşiyolit kendini sınırlayan viral bir hasta- lıktır. Rutin antibiyotik kullanımı önerilmez.

3. Hastalığın tanı ve takibinde burun pasajının açılmasından sonra değerlendirme yapılması önemlidir.

4. Klinik değerlendirme ile hipoksiden şüphe edi- liyorsa nabız-oksimetre ile ölçüm yapılmalıdır.

5. Hastalığın ağırlığı ve hastanın tedaviye verdi- ği yanıt klinik skor ile belirlenmelidir.

6. Bronşiyolitte tedavinin temeli yeterli hidras- yon ve gerekirse oksijenasyondur.

7. Oda havasında oksijen satürasyonu < %92 olanlarda ya da klinik skoru ≥ 7 olanlarda oksi- jen desteği önerilir.

8. Rutin inhale bronkodilatör tedavi önerilmez.

Denenen bronkodilatör tedaviyle bir saatin so- nunda klinik skorda düzelme sağlanıyorsa has- tanın ihtiyacına göre tekrarlanabilir. Düzelme yoksa devamı önerilmez.

(6)

Şekil 1. Acil serviste akut bronşiyolit izleme rehberi.

Hafif hastalık (1-3)*

Evde tedavi

1. Oral hidrasyon ve beslenme önerileri

2. Aile eğitimi

3. En geç üçüncü gün kontrole çağır

* Hafif hastalık tablosunda olan hastaya oral salbutamol verilmez. Orta ve ağır hastalık tablosundaki hastalar eve gönde- rilirken eğer inhale salbutamolden fayda gördüyse oral veya inhale salbutamol verilebilir.

** Uygulama sonrası birinci saatteki değerlendirmede klinik skorda en az 2 puan düşüş olması.

*** Hastaneye yatırılan hastalara bronkodilatörden fayda gördüyse ihtiyacına göre devam edilir. Fayda görmediyse tekrar verilmez.

ACİL SERVİSTE BRONŞİYOLİTLİ HASTAYA YAKLAŞIM

O2ve intravenöz sıvı tedavisi Nebülize bronkodilatör***

1-2 mg/kg/gün kortikosteroid Antibiyotik?

DÜZELME YOKSA Solunum sayısı > 60 SaO2< %92 Klinik skor > 3 Oral alımı bozuk Apne öyküsü var

HASTANEYE YATIR

Kötüleşme

Ağır hastalık (9-12) Hastaneye Yatır

Akış şeması dışı acil değerlendirme Hastaneye Yatır

Evet

Hayır

FAYDA GÖRMEDİ ise diğer seçeneği dene Burun temizliği yap

Skor değerlendir SaO2’ye bak

FAYDA GÖRDÜ**

Dört saatlik gözlemde saatlik ilaç ihtiyacını değerlendir

İhtiyacına göre adrenalin ya da ventolin ver (hangisinden fayda gördüyse) DÜZELME VARSA

Solunum sayısı < 60 Siyanoz yok Apne yok Oral alımı iyi

Aile evde takibi yapabilecek durumda

Triaj (hasta ayıklama)

< 2 ay, toksik, solunum yetmezliği

Orta derece hastalık (4-8) Acilde ayaktan tedavi 1. SaO2 < %92 nazal O2ver

2. Oral (gerekirse intravenöz) sıvı alımı sağla 3. A: VENTOLİN (2.5 mg/2.5 mL)

0.15 mg/kg/doz (maksimum doz 5 mL) 3 cc serum fizyolojik içinde nebülize veya ölçülü doz inhaler ile 2 sıkım

Hastayı dinleyerek 1 saat içinde en çok 2 kez YA DA

B: ADRENALİN (1/1000’lik)

0.5 mL/kg/doz (maksimum doz 5 mL) 3 cc serum fizyolojik içinde nebülize

Hastayı dinleyerek 30 dakika arayla en çok 2 kez 4. Birinci saatin sonunda hastanın skorunu değerlendir

YOĞUN BAKIM ve VENTİLATÖR DESTEĞİ Genel durumda kötüleşme

Aralıklı apne veya solunum yetmezliği Bilinçte değişiklik

İnleme

PaCO2> 50 mmHg veya PaO2 < 50 mmHg

(7)

9. Ucuz ve biraz daha etkin olması nedeniyle ön- celikle epinefrin tedavisinin denenmesi önerile- bilir.

10. Rutin kortikosteroid tedavisi önerilmez. Sa- dece seçilmiş hastalarda denenebilir. İnhale kor- tikosteroidlerin tedavide yeri yoktur.

11. Oral salbutamol, inhale salbutamol tedavi- sinden fayda gören hastalarda önerilebilir.

12. Bronşiyolit tedavisinde uygun eğitim verile- rek ailenin aktif katılımı sağlanmalıdır.

KAYNAKLAR

1. Goodmann D. Bronchiolitis. In: Behrman RE, Kleigman RM, Jenson HB (eds). Nelson Textbook of Pediatrics. 17th ed. Pennyslyvania: Saunders, 2004: 1415-7.

2. Tristram DA, Welliver RC. Bronchiolitis. In: Long SS, Pic- kering LK, Prober CG (eds). Principles and Practice of Pe- diatric Infectious Diseases. New York: Churchill Livings- tone, 2003: 213-9.

3. Martinez FD. Respiratory syncytial virus bronchiolitis and the pathogenesis of childhood asthma. Pediatr Infect Dis J 2003; 22(Suppl 2): 76-82.

4. Leader S, Kohlhase K. Recent trends in severe respira- tory syncytial virus (RSV) among US infants, 1997 to 2000. J Pediatr 2003; 143(Suppl): 127-32.

5. Fitzgerald AD, Kilham HA. Bronchiolitis: Assessment and evidence based management. Med J Aust 2004;

180: 399-404.

6. Mulholland EK, Olinsky A, Shann FA. Clinical findings and severity of acute bronchiolitis. Lancet 1990; 335:

1259-61.

7. Phelan P, Olinsky A, Robertson C. Clinical Patterns of Acute Respiratory Infections. Oxford: Blackwell Science, 1994: 52-93.

8. Wilson DF, Horn SD, Smout R, Gassaway J, Torres A. Se- verity assessment in children with bronchiolitis using the pediatric component of the comprehensive severity index. Pediatr Crit Care Med 2000; 1: 190-1.

9. DeNicola LK, Gayle MO. Bronchiolitis. J Pediatr 1993;

122: 145-51.

10. Çokuğraş H, Karadağ B, Dağlı E ve ark. Toraks Derneği akut bronşiyolit tanı ve tedavi rehberi. Toraks Dergisi 2002; 3: 30-5.

11. Bolling C, Farrel M, Reeves S. (Bronchiolitis team mem- bers) Evidence based clinical practice guideline for in- fant with bronchiolitis. Cincinnati Children’s Hospital Medical Center. 2001, Nov (www.cincinnatichild- rens.org/health/info/chest/bronchiolitis.htm).

12. Conway E, Schoettker PJ, Rich K, et al. Empowering res- piratory therapists to take a more active role in delive- ring quality care for infants with bronchiolitis. Respir Ca- re 2004; 49: 589-99.

13. Bordley WC, Viswanathan M, King VJ, et al. Diagnosis and testing in bronchiolitis: A systematic review. Arch Pediatr Adolesc Med 2004; 158: 119-26.

14. Lozano JM, Wang E. Bronchiolitis. Clin Evid 2002; 8:

291-303.

15. Hodge D, Chetcuti PAJ. RSV: Management of the acute episode. Paed Respir Rev 2002; 1: 215-20.

16. Scarfone RJ. Controversies in the treatment of bronchioli- tis. Curr Opin Pediatr 2005; 17: 62-6.

17. King VJ, Viswanathan M, Bordley C, et al. Pharmacolo- gic treatment of bronchiolitis in infants and children.

Arch Pediatr Adolesc Med 2004; 158: 127-37.

18. Steiner RW. Treating acute bronchiolitis associated with RSV. Am Fam Physician 2004; 69: 325-30.

19. Bergman AB. Pulse oximetry. Arch Pediatr Adolesc Med 2004; 158: 594-5.

20. Schroeder AR, Marmor AK, Pantell RH, Newman TB. Im- pact of pulse oximetry and oxygen therapy on length of stay in bronchiolitis hospitalizations. Arch Pediatr Ado- lesc Med 2004; 158: 527-30.

21. Yasui K, Baba A, Iwasaki Y, et al. Neutrophil-mediated inflammation in respiratory syncytial viral bronchiolitis.

Pediatr Int 2005; 47: 190-5.

22. Frieri M. Airway epithelial cell release of cytokines: Mo- dulation by various therapeutic agents. Allergy Asthma Proc 2004; 25: 387-93.

23. Mallory GB, Motoyama EK, Koumbourlis AC, et al. Bronc- hial reactivity in infants in acute respiratory failure with viral bronchiolitis. Pediatr Pulmonol 1989; 6: 253-9.

24. Kellner JD, Ohlsson A, Gadomski AM, Wang EE. Bronc- hodilator therapy in bronchiolitis (Cochrane Review).

The Cochrane Library 2002; 3.

25. Flores G, Horwitz RI. Efficacy of b2 agonists in bronchi- olitis: A reappraisal and meta-analysis. Pediatrics 1997;

100: 233-9.

26. Menon K, Stutcliffe T, Klassen TP. A randomized trial comparing the efficacy of epinephrine with salbutamol in the treatment of acute bronchiolitis. J Pediatr 1995;

126: 1004-7.

27. Betrand P, Arabinar H, Castro E, et al. Efficacy of nebuli- zed epinephrine versus salbutamol in hospitalized infants with bronchiolitis. Pediatr Pulmonol 2001; 31: 284-8.

28. Hartling L, Wiebe N, Russell K, et al. A meta-analysis of randomized controlled trials evaluating the efficacy of epinephrine for the treatment of acute viral bronchiolitis.

Arch Pediatr Adolesc Med 2003; 157: 957-64.

29. Ray MS, Singh V. Comparison of nebulized adrenaline versus salbutamol in wheeze associated respiratory tract infections in infants. Indian Pediatr 2002; 39: 12-22.

(8)

30. Mull CC, Scarfone RJ, Ferri LR, et al. A randomized trial of nebulized epinephrine vs. albuterol in the ED treat- ment of bronchiolitis. Arch Pediatr Adolesc Med 2004;

158: 113-8.

31. Hariprakash S, Alexander J, Carroll W, et al. Randomi- zed controlled trial of nebulized adrenaline in acute bronchiolitis. Pediatr Allergy Immunol 2003; 14: 134-9.

32. Wainwright C, Altamirano L, Cheney M, et al. A multi- center, randomized, double-blind, controlled trial of ne- bulized epinephrine in infants with acute bronchiolitis. N Engl J Med 2003; 349: 27-35.

33. Waisman Y, Klein BL, Boenning DA, et al. Prospective randomized double-blind study comparing L-epinephri- ne and racemic epinephrine aerosols in the treatment of laryngotracheitis (croup). Pediatrics 1992; 89: 302-6.

34. Nutman J, Brooks LJ, Deakins KM, et al. Racemic versus L-epinephrine aerosol in the treatment of postextubation laryngeal edema: Results from a prospective, randomi- zed, double-blind study. Crit Care Med 1994; 22: 1591-4.

35. Wright RB, Pomerantz WJ, Luria JW. New approaches to respiratory infections in children. Bronchiolitis and cro- up. Emerg Med Clin North Am 2002; 20: 93-114.

36. Everart ML, Bara A, Kurian M, et al. Anti-colinergic drugs for wheeze in children under the ages of two years.

Cochrane Database Syst Rev 2005; 20: CD001279.

37. Kiper N. Akut bronşiyolitte tedavi. Astım Allerji İmmüno- loji 2004; 2: 54-5.

38. Patel H, Platt R, Lozano JM, Wang EE. Glucocorticoids for acute viral bronchiolitis in infants and young children.

Cochrane Database Syst Rev 2004; (3): CD004878.

39. Cade A, Brownlee KG, Conway SP, et al. Randomised placebo controlled trial of nebulised corticosteroids in acute respiratory syncytial viral bronchiolitis. Arch Dis Child 2000; 82: 126-30.

40. Meert KL, Sarnaik AP, Gelmini MJ, Lieh-Lai MW. Aeroso- lized ribavirin in mechanically ventilated children with respiratory syncytial virus lower respiratory tract dise- ase: A prospective, double-blind, randomized trial. Crit Care Med 1994; 22: 566-72.

41. Friis B, Andersen P, Brenoe E, et al. Antibiotic treatment of pneumonia and bronchiolitis. A prospective randomi- zed study. Arch Dis Child 1984; 59: 1038-45.

42. Purcell K, Fergie J. Concurrent serious bacterial infecti- ons in 2396 infants and children hospitalized with respi- ratory syncytial virus lower respiratory tract infections.

Arch Pediatr Adolesc Med 2002; 156: 322-4.

43. Antonow JA, Hansen K, McKinstry CA, Byington CL.

Sepsis evaluations in hospitalized infants with bronchi- olitis. Pediatr Infect Dis J 1998; 17: 231-6.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, akut solunum yolu enfeksiyonlu çocuk ve erişkin hastalarda RV türlerinin ilk kez gösterildiği bu çalışmada; tüm yaş gruplarına ait örneklerde, RV-A ve

RSV, influenza virus, RV, PIV, hMPV ve HBoV ile enfeksiyon oranları erkek çocuklarda daha yüksek olmakla birlikte (sırasıyla; 13/21, 15/18, 13/18, 7/10, 9/13 ve 2/3), cinsi-

Çalışmaya, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mik- robiyoloji Anabilim Dalına akut solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle başvuran ≤ 5 yaş

Akut kolesistitin USG tanı kriterleri; sonografik Murphy işareti, safra kesesi duvar kalınlığının artışı (&gt;4 mm), safra kesesinin genişlemesi, safra taşı, debris

Sonuç: D vitamini düzeyi ile viral etkenler arasında bir ilişki bulunmama- sına rağmen ağır bronşiyolit kliniği olan, yoğun bakıma yatan ve yüksek akımlı oksijen tedavisi

Özellikle pulmoner embolisi olan hastalarla pnömonisi olan hastaların D-dimer düzeyleri açısından karşılaştırıldığı ça- lışmalarda, D-dimer düzeylerinin pulmoner

Sağlık Bakanlığı İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniklerinde 01.01.2009 ile 31.12.2009 tarihleri arasında

Bu çalışma, Midyat Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Nusaybin Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları