• Sonuç bulunamadı

Stenotrophomonas maltophilia Tedavi yaklaşımı. Dr Özlem Kandemir Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları AD

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Stenotrophomonas maltophilia Tedavi yaklaşımı. Dr Özlem Kandemir Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları AD"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Stenotrophomonas maltophilia Tedavi yaklaşımı

Dr Özlem Kandemir

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi

Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları AD

(2)

v S maltophilia Hugh ve ark tarafından 1958’de

v Nozokomiyal enfeksiyon etkenlerinden, son dekatta artan sıklıkta ortaya çıkmış opurtunisitik bir patojen

v Bir çok antibiyotiğe dirençli (MDR)

v Tedavisi zor

-özellikle geniş spektrumlu antimikrobiyal tedavi alan kistik fibrozisli olgular -transplant hastaları

-maligniteli olgularda enfeksiyon oluşturma

(3)

v Nonfermentatif Gram negatif aerob bir basil

v Su, toprak, bitkiler, yiyecek ve hastane gibi çevrelerde rastlamak mümkün

-Hareketli, serbest yaşayan, glukoz non-fermentatif -Maltoz, dekstroz ve ksilozu kullanan

-Eskülini hidrolize edebilir ve katalaz üretebilen -Genellikle oksidaz negatif

v Üremek için birçok suş metiyonin ihtiyacı duyar

v Tanımlanmasında amonyak benzeri koku yayması

(4)

İzole edildiğinde Gerçek enfeksiyon?

Kontaminasyon? kanıtlamak zor

Kolonizasyon?

v Patojenitesi çok iyi bilinmemekte ve aşikar virülans faktörleri yok -Alkalin serin proteaz (StmPr1 proteaz)

Ø insan serum ve proteinlerini degrade eder, pan proteaz inhibitörlerine (alfa 1 antitripsin ve alfa 2 makroglobulin gibi) dirençli

-Sentetik materyale yapışabilme yeteneği

Ø Biofilm oluşturur, konak immun defansı ve farklı antimikrobiyal ajanlara karşı doğal olarak korunur

(5)

v Hastanede yatan olgularda en sık (%56-69) solunum sisteminden izole edilir

v Solunum sistemi enfeksiyonu yapma oranı

v Nozokomiyal pnömoni özellikle obstrüksiyon ve bakteriyemi ile birlikteyse mortalite yüksek

v Klinik çalışmalarda S maltophilia ile ilişkili mortalite oranı %21-69

%1.8 Latin Amerika

%2.8 Asya

%5.2 Kanada

%3.3 Amerika

%3.2 Avrupa

(6)

v S maltophilia enfeksiyonları için en önemli risk faktörleri

-uzamış mekanik ventilasyon -trakeostomi

-nebulizör kullanımı -şiddetli mukozid

-geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı -ileri yaş

-APACHE II skoru

v S maltophilia pnömoni dışında farklı klinik tablolar da gösterir

-kan akımı enfeksiyonları

-cilt ve cerrahi alan enfeksiyonları -üriner sistem enfeksiyonları

-endokardit -menenjit

-intraabdominal enfeksiyonlar -endoftalmit

(7)

v S maltophilia’nın neden olduğu infeksiyonların tedavisi tartışmalı

Ø Türlerin üyeleri arasında genotipik ve fenotipik değişikliklerin olması

Ø Bir çok antibiyotiğe intrensek direnç mekanizmalarının ekspresyonu

Ø Tedavi sırasında direnç geliştirebilme yeteneği

Ø Duyarlılık belirlenmesinde standardizasyonun kötü olması

Ø Testlerin yoruma açık olması

Ø İnvitro bulguların klinik pratiğe taşınmasındaki zorluk

Ø Antimikrobiyal ajanların etkinliğini karşılaştıran klinik çalışmalar az

(8)

v Uygun ve zamanında tedavi mortaliteyi azaltmada esas

v Rehberler yol gösterici

yeni antibiyotiklere ve direncin lokal paternine göre yenilenmeli

(9)

Antimikrobiyal direnç mekanizmaları

Klinik S maltophilia suşları rutin test edilen antibiyotiklere sıklıkla yüksek düzey direnç gösteriyor

“Direnç mekanizmaları iyi bilinmiyor”

(10)

Beta laktamaz üretiminin yol açtığı direnç

v Beta laktam direncine indüklenebilir iki beta laktamaz ekspresyonu yol açar (L1 ve L2).

v L1 metallo betalaktamaz 118 kDa bir homotetramer

v Bir çinko bağımlı metalloenzim

v Monobaktam hariç betalaktam antibiyotiklerin tümünü hidrolize eder

v L1 enzimi klavulonik asidle inhibe edilemez

(11)

v L2 serin beta laktamaz bir sefalosporinazdır

v Aztreonamı hidrolize eder ve klavulonik asitle tamamen inhibe olur

v Diğer betalaktamaz inhibitörleri ile kısmen inhibe olur

v Beta laktamazların ekspresyonu kromozamal genlerce belirlenmiş

v Bunlar türler içinde oldukça polimorfiktir

v Beta laktam direnci, hücre duvar membranlarından diffüzyonun bozulmasına da bağlanır

Avison MB JAC 2000; 46:879-84

(12)

Effluks sisteminin yol açtığı direnç

v Çok ilaca dirençli pompa sistemi önemli bir direnç mekanizması -bir membran füzyon proteini

-bir enerji bağımlı transporter

-dış membran proteinlerinden oluşur (OMPs)

v İlk kez Alonso ve Martinez S maltophilia’dan multi drug effluks pompasını klonlamışlar ve tanımlamışlar

Bu yeni sistemi Sme DEF olarak adlandırmışlar

v 2001’de suşların %33 Sme DEF ekspresyonu gösterildi

v Bu direnç kliniğe tetrasiklin, kloramfenikol, eritromisin, norfloksasin ve ofloksasin MIC değerinde artış olarak yansıdı

AAC 2000;44:3079-86 AAC 2001;45:1879-81

(13)

v Sme ABC sistemini tanımlamışlar

v Direnç bu effluks sisteminin sadece “Sme C” komponentine bağlı

v “Sme C” bu genlerden bağımsız ekspresse edilebilir

v Sme ABC effluks sistemi ekspresse edenler siprofloksasin

v Sme DEF effluks sistemi ekspresse edenler meropeneme

v Effluks sistemleri florokinolonlar dışında aminoglikozid ve beta laktamlara dirençte de rol oynarlar

Li et al. AAC 2002;46.333-343 Chang et al. JAC 2004;53:518-521

(14)

Aminoglikozid direnci

v Birçok mekanizmanın rolü olduğu düşünülür

-aminoglikozid modifiye eden enzimler

-ısıya bağlı direnç (dış membran değişikliğine neden olarak) -effluks sistemleri

-hedef değişikliği

(15)

v

Aminoglikozidleri modifiye eden enzimler

-O-nükleotidil transferaz -O-fosfotransferaz

-N-asetil transferaz

(16)

v Lambert ve ark bakterinin kromozomal aac (6’)-Iz genini tanımlamışlar, enzimi üreten suşların gentamisine direnç geliştirdiğini

v Li ve ark aac (6’)-Iz asetil transferaz enzimi üretenlerin özellikle tobramisin duyarlılığının azaldığını göstermişler

v Daha yenilerde Okazaki ve Avison S maltophilia’nın aph (3’) IIa determinantını gösterdiler

v Gentamisin dışındaki aminoglikozid direncini kodlayan bölge

AAC 1999;43:2366-2371 JAC 2003;51:803-811

(17)

v Enzimlerle inaktivasyonları dışında, uptakelerinin azaltılması ile de direnç gelişebilir

v S maltophilia aminoglikozid ve polimiksin B gibi antibiyotiklere karşı ısıya bağlı LPS yapısında değişikliklerle duyarlılık değişikliği gösterir

-dış membran akışkanlığı -LPS yan zincir uzunluğu

-kor fosfat içeriği değişiklikleri

v 37°C ile kıyaslandığında 30°C’de AG direncinin artıyor

v AG direnci hedefte değişiklik ile de olabilir (16 S rRNA metilasyonu veya ribozomal mutasyon )

(18)

Trimetoprim sülfametoksazol (TM-SMX) direnci

v TM-SMX direnç mekanizması iyi bilinmemekte

v TM-SMX’e artmış MIC değeri gösteren 3 klonda sul 1 gen (plazmid aracılı direnç) varlığından söz etmekte

v Ciddi enfeksiyonlarda TM-SMX kullanımını kısıtlamayı gerektirir

Barbolla ve ark AAC 2004;48:666-69

(19)

Biyofilm oluşumu

v Biyofilm oluşumu direkt olarak bir direnç mekanizması değil, antimikrobiyal ajanlara direnci arttırır

v Mikroorganizma cansız yüzeylere yapışabilir ve prostetik materyallerde biyofilm oluşturabilir

v Bakterinin hücre yüzeyinin pozitif yükü, onun negatif yüklü yüzeylere adezyonunu mümkün kılar

“Bakteri hücre topluluklarının, kendilerince oluşturulan ekzopolisakkarid bir matriksle çevrelenmesi ve yüzeye yapışmasıdır”

(20)

v S maltophilia biyofilm formasyonunun kinetiklerini belirlemişler

v İnokülasyondan 2 saat sonra bakteri yc yapışmış ve biofilm oluşumu zamanla artmış

v Maksimum yoğunluğa kültürün 24. saatinde ulaşılmış

v Ekstrasellüler glikokaliks üretimi konak defansından, antibakteriyel ajanlardan korunmada önemli

v Böyle enfeksiyonları tedavi etmek zor ve genellikle prostetik araçların çıkarılması gerekir

DiBonaventura et al. AAC 2004;48:151-160

(21)

Duyarlılık testleri

v S maltophilia’nın invitro duyarlılık testleri ile ilgili birçok belirsizlik var -Test edilen antimikrobiyal ajanların seçimi

-Kullanılacak en iyi metod

-Kullanılan invitro metodun doğruluğu

-Mevcut farklı metodlar arasında korelasyon varlığı

v Disk diffüzyonu agar kompozisyonu ve inkübasyon süresi sonuçları etkiler doğru sonuç ???

v CLSI agar veya broth dilüsyon metodları ile MIC çalışılmasını önerir

(22)

v CLSI S maltophilia duyarlılığını saptamak için disk diffüzyon testini TM-SMX, minosiklin ve levofloksasin

v Diğer ajanların disk diffüzyon breakpointini saptamak için yeterince çalışılmamış

v Yorumlanabilen MIC breakpointi ise

Tikarsilin-klav, seftazidim, minosiklin, levofloksasin, TM-SMX kloramfenikol

v Farklı antimikrobiyal ajanlara S maltophilia’nın invitro duyarlılık testlerini geliştirmek için daha ileri çalışmalar gerekli

(23)

Tedavi

Ø İntrensek direnç nedeniyle kullanılabilecek antimikrobiyal sayısı sınırlı

Ø Tedavi önerileri çok değişken ve ideal standart tedavi yok

Ø Tek etken olduğu bakteriyemili olgularda kaynak venöz kateterler

Ø Bunun çıkarılması ile klinik kür gözlenir

(24)

v TM-SMX duyarlılık sonuçlarına göre hala makul seçenek

v SENTRY Antimicrobial Surveillence Programı (1997-99)

Farklı kıtalarda izole edilen suşların antibiyotik duyarlılığı ve prevalansı büyük değişiklikler gösteriyor

v Geneli solunum sistemi kaynaklı olan 842 suşun çoğu TM-SMX (%2-10 dirençli) ve tikarsilin-klav (%10-29 dirençli) duyarlı

v Tikarsilin-klav bu mikroorganizmaya karşı en aktif beta-laktam

CID 2001; 32 (Suppl. 2): 104-13

(25)

v İtalyan epidemiyolojik gözlem çalışması (1997-99)

v 307 solunum sistemi orijinli S maltophilia’da antibiyotik direnci

v TM-SMX’e bölgesel direncin özellikle merkezde %20 olduğu

v Tüm bölgelerde ise direnç oranı %7-12 bulunmuş

v SENTRY Antimicrobial Surveillence Program’da (1997-2003) 2076 suşun TM-SMX duyarlılığı %95.3 olarak bulunmuş

Int J Antimicrob Agents 2005;25:95-109 Int J Antimicrob Agents 2004;23: 254-61

(26)

v 1998-2003 yılları arasında 188 hastadan 205 izolat

v CLSI agar dilüsyon metodu ile 11 antibiyotik çalışılmış

(IMP, MER, T/X, AK, GEN, CIP, CAZ, CTX, FEP, PIP, P/T)

v TM-SMX hariç direnç oranı >%60, TM-SMX direnci ortalama %28

Gülmez D.CMI 2005;11:880-86

(27)

v Beta laktam antibiyotikler bakteriye düşük aktivitelidir

v Klavulonik asid (diğerleri değil) S maltophilia’nın bu ajanlara duyarlılığını arttırabilir

v Tikarsilin-klav, dirençli veya sülfonamidli rejimlere intoleran olgularda bir seçenek olabilir

v Bu ilaca >%70 duyarlılık var

(28)

v Ancak Sader ve Jones SENTRY çalışmasındaki 2076 suşta tikarsilin- klav direnç oranını %54.7

v Nicodemo ve ark invitro direnç oranını %41

v Garrison ve ark farmakodinamik model kullanarak tikarsilin-klav ile parsiyel üreme inhibisyonu sonrası mo’nın tekrar ürediklerini

v Tedavide etkisini daha net belirlemek için kontrollü çalışmalar gerekli

Int J Antimicrob Agents 2004;23: 254-61 JAC 2004;53:604-608

(29)

v

Aztreonam- klav kombinasyonu (2:1 ve 1:1)

-Bu ilaçların farmakokinetiklerindeki farklılıklar

-Komponent oranlarında diffüzyon testlerinde yorumlama güçlükleri v

Kullanımlarını kısıtlar ama invitro aktivitesi iyi

AAC 1997;41:2612-15 JAC 1991 ;27: 552-54

v

Diğer kombinasyonlar

(tikarsilin/sulbaktam, piperasilin-tazo, ampisilin/sulb)

bu bakteriye karşı iyi aktivite göstermez

(30)

v Sefalosporinler genelde mo’ya düşük aktiviteli

v Sefaperazon, seftazidim ve sefepim invitro aktivite gösterir

“Direnç oranı kabul edilemeyecek kadar yüksek”

Betalaktamaz üretiminin neden olduğu direnç artışı Düşük beta laktam aktivitesi

tedavide empirik kullanımını sınırlar

v Beta laktamaz inhibitörleri + sefalosporinlerin invitro etkinliğini gösteren çalışma sayısı az

Int J Antimicrob Agents 2003;22:551-56

(31)

v Yeni kuşak kinolonlar, öncekilere göre daha iyi invitro aktiviteli

v SENTRY Antimicrobial Surveillence Program’da (1997-2003) 2076 suşun kinolon duyarlılıkları

-levofloksasin %86.1 -siprofloksasin %30.9

v Yeni kinolonlara direnç oranları (gatifloksasin, levofloksasin, moksifloksasin ve trovafloksasin) ≤%15

AAC 2003;47:816-19 AAC 2001;45:1581-84

(32)

v Klinafloksasin çalışmalarda en aktif florokinolon olarak gözlenmiş -Klinafloksasin levofloksasin

,

moksifloksasin, trovafloksasin ve sparfloksasinden 2-4 kat daha üstün bulunmuş

v Weiss ve ark. 326 analiz edilen suşun Klinafloksasin %95

Trovafloksasin %84.3 Moksifloksasin %83.1

Sparfloksasin %81.5 inhibe ettiğini saptamış

JAC 2000;45:921-23 JAC 2000;45:363-365

(33)

v Gales ve ark SENTRY çalışmasında gatifloksasin direncini -Avrupa’da %2

-Kanada’da %15

v Sader ve Jones direnç oranlarını -gatifloksasin %14.1

-levofloksasin %6.5

v Cohn ve Waites

-Time kill yöntemini ile gatifloksasinin bakterisidal etkili olduğunu

İnvitro duyarlılık gösteren suşlar gatifloksasin monoterapisi ile veya dirençli enfeksiyonların tedavisinde ikinci bir ilaçla kombine edilebilir

CID 2001;32 (Suppl.2):104-113

Int J Antimicrob Agents 2005;25:95-109 AAC 2001;45:2126-2128

(34)

v Moksifloksasin TM-SMX dirençli izolatlara karşı invitro sidal aktiviteli

v Ancak MIC > 2g/L olan suşlarda, moksifloksasin dirençli mutantların seçilmesine neden olabilir

v Ba ve ark. moksifloksasinin, siprofloksasinden daha fazla sidal aktiviteli olduğunu

-Her iki kinolona direnç gösteren mutantların seçilebileceğini doğrulamışlar

Giamarellos-Bourboulis et al AAC 2002;46:3997-99 AAC 2004;48:946-953

(35)

v Ofloksasin ve grepafloksasin bakterinin ürettiği biofilmin üzerine aktiviteli

v Vasküler kateter ilişkili kan akımı enfeksiyonlarında tedavide önemli fayda sağlayabileceklerini bildirmişler

Yeni kuşak kinolonların etkinliğini doğru saptamak ve bunların

tek/kombine kullanımları için daha fazla invitro ve invivo çalışmalar gerekli

Di Bonaventure et al. AAC 2004;48:151-160

(36)

Polimiksinler

v Antimikrobiyal etkili polipeptidler (kolistin ve polimiksin B)

v Hedefi bakteri hücre membranı

v Polikatyonik peptid halkası anyonik LPS molekülü ile etkileşir

v LPS molekülünün stabilizasyonunu sağlayan Mg ve Ca katyonlarının yerini değiştirir

v Hücre permiabilitesi artar ve hücre ölümü gerçekleşir

(37)

v Nonfermentatif MDR Gram negatif basil infeksiyonlarının tedavisinde önem kazanmış

v Gales ve ark. 23 S maltophilia suşunda

-%73.9 oranında kolistin ve polimiksin B duyarlığı

v Nicodemo ve ark. ise -kolistin için %75.7

-polimiksin B için %77.2

Kullanımının sınırlanmasının nedenleri bu ilaçlarla klinik çalışmaların az olması ve toksisitesidir

J Clin Microbiol 2001;39:183-190 JAC 2004;53:604-608

(38)

v Kloramfenikol duyarlılık profilinde büyük farklar var (%11.5-81.4) ama bir miktar invitro aktivite gösterir

-Tedavide deneyimler oldukça sınırlı

v Minosiklin yüksek invitro aktiviteli

-Duyarlılık farklı çalışmalarda %80’ in üzerinde

v Tigesiklin bir glisilsiklin ve invitro iyi aktivite gösteren bir bileşik

J Infect 2002;45:47-53

J Clin Microbiol 2001;39:183-190

Diagn Microbiol Infect Dis 2005;52:203-208 AAC 2003;47:400-404

(39)

v S maltophilia intrensek olarak karbapenemlere dirençli

v İmipenem ve meropenemin L1 beta laktamaz indükleyicisi olduğunu - Invitro S maltophilia’ya etkisiz olduğunu

v Aminoglikozidlere karşı düşük duyarlılık oranı gösterir (%13.7-16.8)

Howe et al JAC 1997;40:13-17

(40)

Kombinasyon tedavileri

v TM-SMX’e giderek artan direnç (%26-58)

v Ciddi pnömoni olgularının artması

İnvitro sinerji gösteren antibiyotiklerin kombinasyonunu düşündürmüş

v Tedavide antimikrobiyal kombinasyon seçimi tartışmalı

v Çalışma sonuçlarından kesin yargıya varmak zor -sınırlı sayıda suş çalışılmış

-kombinasyon testleri çok çeşitli -kullanılan metodlar farklı

-invitro çalışmaların klinikte güvenilirliğini değerlendirmek zor

(41)

v Genel olarak TM-SMX + Tikarsilin-klav kombinasyonu kullanılmış

v Yeni kinolonlar kombinasyon tedavisinde umut verici

v Kolistin+ Rifampisin ve Kolistin+TM-SMX kombinasyonunun sinerjisi 24 TM-SMX dirençli suşta 24 saatlik time- kill yöntemiyle

-Kolistin+ rifampin sinerjisi %62.5

-Kolistin+TM-SMX sinerjisini %41.7 bulunmuş

v Aktivite mekanizmaları temelinde polimiksinler bakteri içine TM-SMX ve rifampin girişini kolaylaştırır

Giamarellos-Bourboulis Diagn Microbiol Infect Dis 2002;44:259-263

(42)

v Munoz ve ark. TM-SMX+Polimiksin B sinerjisini

-Dirençli suşlar bu kombinasyona duyarlı bulunmuş

v Traub ve ark TM-SMX’in, rifampisin veya polimiksin B ile kombine edilirse bakterisidal etkili

v Bellido ve ark 32 S maltophilia suşunda

-Tikarsilin-klav+aztreonam kombinasyonunu, aztreonam-klav karşılaştırmışlar

v Tikarsilin-klav+aztreonam kombinasyonunun 2-4 kat daha aktif olduğunu ve bakterisidal etki daha iyi

Eur JClin Microbiol Infect Dis 1996;15:879-82 JAC 2003;51:1203-1211

AAC 1997;41:2612-2615

(43)

v Visalli ve ark time-kill metodu ile 20 suşu değerlendirmiş

-7 suşta levofloksasin+ seftazidim ve levofloksasin+sefaperazon sinerjiyi doğrulamışlar

AAC 1998;42:2002-2005

v TM-SMX

-Florokinolonlar arasında çarpraz direnç var

-Tic/klav asidle birlikte kullanımı daha çok önerilir Sinerji gösterilmiş

(44)

v Reserpin kinolonlarla beraber A baumannii gibi nonfermantatif Gram negatiflere potansiyel aktiviteli

v Kinolonların S maltophilia’ya karşı reserpinli veya reserpinsiz etkisi

v Reserpin ortama eklenince (25 µgr/ml) hepsinin etkisi artmış

v Bu bileşik S maltophilia’ya direkt etkili değil

v Reserpinle inhibe olan effluks pompasının varlığını düşündürür

Diagn Microbiol Infect Dis 2002;42:123-128

(45)

v Bugün ciddi S maltophilia enfeksiyonlarında önerilen ( invitro duyarlılık testlerine göre);

TM-SMX ve tikarsilin-klavulonik asid kombinasyonunun yüksek dozlarıdır (15-20mg/kg/gün ve 3.1gr/her 4 saatte)

v Üçlü kombinasyon da TMSMX+ minosiklin + tikarsilin-klav

v Tedavide farklı ilaçlar arasında sinerjiyi ve bunun klinik güvenilirliğini değerlendiren daha ileri çalışmalar gerekli

(46)

v Mono veya kombinasyon tedavi seçimi tartışmalı

v Birçok aktif görünen ilacın bakteriostatik etkili olduğu ve tedavi sırasında direnç gelişebileceği düşünülür

v Özellikle immun yetmezlikli olgularda ciddi infeksiyonların tedavisinde kombinasyon düşünülebilir

AAC 2002;46:3997-3999

(47)

Korunma ve kontrol

v Çevrede yaygın ve hastadan hastaya geçebilir

v Korunma stratejilerini düzenlemek zor

-Kolonize hastanın izolasyonu

-Uygun antibiyotik politikaları (geniş spektrumlu antibiyotik kullanımını ve süresini kısıtlama) geliştirilmesi

-Uygun enfeksiyon kontrol protokollerinin uygulanması -Yabancı cisimlerin uzun süreli kullanımından sakınmak

-Sıkı el hijyeni ve infekte veya kolonize hastalar için bariyer önlemleri alınması

-Kistik fibrozisli olguların ve potansiyel nozokomiyal rezervuarların identifikasyonu için surveyans yapılması

-Hastaların ve sağlık çalışanlarının eğitimi bu önleme yöntemlerinin en önemli noktası

(48)

Sonuç

v Nonfermentatif Gram negatif basiller ciddi hastane enfeksiyonlarından sorumlu önemli oppurtunistik patojenler

v Bu organizmalarla oluşan enfeksiyonların tedavisi zor

v Hastalığın şiddeti, mo’nın doğal virülansı ile birleşince agressiv tedavi

v Sıklıkla sinerjistik ve bakterisidal etkili antibiyotik kombinasyonu

v Eski ve genellikle toksik antimikrobiyaller (polimiksinler) kurtarma tedavisinde kullanılmak üzere yeniden gündeme gelmiştir

(49)

v Devamlı sürveyans çalışmaları farklı coğrafik alanlarda, antimikrobiyal duyarlılıklarının izlenmeside önemli

v Optimum antimikrobiyal rejim seçilebilecektir

v Yeterli ve uygun tedavinin hemen başlanması bu enfeksiyonların iyileşmesinde anahtar faktörler

(50)

TEŞEKKÜR EDERİM

Kız Kalesi - Mersin

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer antimikrobiyal ajanların eklenmesi TMP-SMZ direnci yüksek bulunan hastane- lerde veya klinik olarak ciddi infeksiyon var- sa düşünülebilir.. Mono veya kombinasyon te-

(11 Ağustos 2005, 25903 sayılı Resmi Gazete).. a) Sürveyans verilerini değerlendirmek ve sorunları saptayarak, üretilen çözüm önerilerini enfeksiyon kontrol komitesine

• SDD; endojen veya ekzojen enfeksiyon gelişimini önlemek için parenteral, enteral ve/veya topikal olarak uygulanan antimikrobiyal

• 112 acil sağlık hizmetleri personeli ile acil durum, afet ve olağandışı durumlarda görev alan Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) personeli.. • Acil sağlık

anomalileri (taş veya sonda takılması, vb) olan hastada üriner sistem enfeksiyonu... Komplike İYE

Rize İlinde Tıp F akültesi Çalışanlarının ve Öğrencilerinin Grip Aşısına Yaklaşımlarının Araştırılması Rize İlinde Tıp F akültesi Çalışanlarının

maltophilia izolatları için tavsiye edilen A grubu antimikrobiyal olarak trimetoprim-sulfametoksazol (TMPSXT), B grubu antimikrobiyal olarak da levofloksasin ve seftazidim

yatırmayanlarda hastaneye yatış oranı ve yatanlarda yatış süresi azalırken mortalite, yeniden hastane başvurusu ve sağlıkla ilişkili hayat kalitesi benzerdi. • 6