• Sonuç bulunamadı

İslam da Zaman Nimeti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İslam da Zaman Nimeti"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ِ رْصَعْلا َو

ِ خِي فَلَِناَسْن ْلْاِ َّن إ .

ِ رْس

ِ نَماَءَِني ذَّلاِ َّلَّ إ .

ِاو

ِ بِا ْوَصا َوَت َوِ تاَح لاَّصلاِاو ل مَع َو ا بِا ْوَصا َوَت َوِِّ قَحْلا

ِْبَّصل .

And olsun asra / zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).”

(Asr, 1-3)

İslam’da Zaman Nimeti

(2)

İslam’da Zaman Mefhumu:

Yüce Allah beka sıfatını hiç bir varlıkta tecelli ettirmemiş ve tüm yaratılanları da zaman ve mekanla sınırlı kılmıştır.

Canlılara ecel, varlığa da kıyamet taktir eden Allah, ömrün son bulmasını bir bitiş olarak değil, aksine ebediyete bir intikal olduğunu beyan buyurmuştur.

Ebediyetin lütuf ve mükafat mı, yoksa kahır ve azap mı olacağı kişiye bahşedilen en kıymetli sermayesi zaman belirleyecektir.

İşte bu durum zamanı paha biçilmez kılmaktadır.

(3)

Zaman: Yerine konması, geri döndürülmesi, yenilenme- si, depolanması, satın alınması mümkün olmayan bir nimettir.

Atılan ok, ağızdan çıkan söz ile birlikte geriye dönmesi mümkün olmayan üç şeyden biridir zaman.

 Dinimiz İslam, zaman nimetine son derece önem vermiş ve onu hakkıyla değerlendirmeyi ihtar etmiştir.

Bu nedenle biz de böylesine önemli bir konuyu işlemeye ve anlatmaya karar verdik.

Paha biçilmez sermaye

Ömür/ Zaman

(4)

 Zaman hayatın ta kendisidir. İnsan da zaman içerisinde yaratılmış bir varlıktır.

 Dünya ve âhiret huzurunu sağlayacak kazançlar, imkânlar ve fırsatlar zamanla ancak mümkün olabilirler.

Zaman, en kıymetli hazinedir.

Cenab-ı Hakk’ın yemin ettiği nimettir Zaman.

ِ رْصَعْلا َو ....

ِ رْجَفْلا َو , ىَحُّضلا َو ,

ِ لْيَّللا َو , راهنلاو ,

❖ Bu Kur’an’î tarzdan, Allah’ın zamana ne kadar değer verdiğini ve insan için nasıl bir hazine olduğunu anla- malıyız. (Asr, 1, Fecr, 1, Duha, 1, Leyl, 1,…)

(5)

ِ رْصَعْلا َو

َِّن إ .

َِناَسْن ْلْا ي فَل

ِ رْس خ

َِّلَّ إ .

َِّلا

َِني ذ او نَماَء

او ل مَعَو

َِح لاَّصلا

ِ تا .ِْبَّصلا ب ا ْوَصا َوَت َو ِِّ قَحْلا ب ا ْوَصا َوَت َو

“And olsun asra / zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyen- ler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).” (Asr, 1-3)

Fahreddin er-Razî:“Zaman konusunda insan mut- laka zarardadır. Zarar da, sermayenin kaybıdır.

İnsanın sermayesi ömrüdür. Ömrünü zayi etmediği anlar çok nadirdir.» der.

İnsan, zaman konusunda ziyandadır

(6)

Zaman bir rızık, ömür ise bir lütuftur. Tıpkı Sema- dan yağan bir yağmur gibi ve arzdan biten bir bitki gibi bir nimettir. .ِ ميعَّنلا ِ نَع ِ ذِ ئَم ْوَي َِّن لأِْس تَل َِّم ث

“Sonra o gün (kıyamet günü) her türlü nimetten mutlaka hesaba çekileceksiniz” (Tekasür, 8) Keza Allah Resulü de;

ِ لو زَي لَّ

اَمَدَق

ِ دْب ع

َِم ْوَي

ِ ةَماَي قْلا ىِّتَح

ِْس ي

َِلأ

ِْنَع

ِ عَبْرأ

ِْنَع:

ِ ه ر م ع اَمي ف

ِ هاَنْفأ

،

"Kıyamet günü âdemoğlu beş şeyden hesap vermeden Allah'ın huzurundan ayrılmaz." buyurur. Sonra, beş şeyin ilki olarak "ömrün nasıl tüketildiğinden" ifadesi gelir.

(Tirmizi, kıyamet: 1)

Her nimetin bir külfeti vardır.

Zaman nimetinin de hesabı vardır.

(7)

Dünya tarlasında iz bırakanlar

ahiret yurdunda yüz bulacaklardır.

Zamanı, Yüce Allah’ın rızasına aykırı ve günahlarla iç içe yaşamak kişiye cenneti kaybettirir.

Zamanı Rıza-i Barî doğrultusunda yaşamak Mü’mine cennet kazandırır.

Doğan her fecir, ömür defterinden beyaz bir sayfanın açılışı demektir. Mahşer şafağında okunacak o yaprakta yazılanlar, ya yüzümüzü güldürecek ya da hüzünlendi- recektir!!

(8)

Yüce Allah; "O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadete) koyul ve yalnız rabbine yönel.» şeklinde Zamana hâkim olmayı emir buyurur.

Cüneyd-i Bağdadî; «Dünyanın bir saati, âhiretin bin senesinden daha kıymetlidir.» der. Çünkü dünyada yapa- cağın bir saatlik ibadetle ebedini hayatını kurtarabilirsin.

 İbadet ve hayırlı işlerin biri bittiğinde hemen diğerine koşmak gerekir. Zira dünya hayâtı, âhireti kazanmak ve ilâhî rızâya nâil olmak için verilen kısa mühletten ibarettir.

Şâir bu hakikati ne güzel hulâsa eder:

Sâat-i vâhidedir ömrü cihân, Sâati tâate sarf eyle hemân!

ِْبَصْناَفِ َتْغَرَفِاَذ اَف

ِْبَغ ْراَفِ َك ِّبَرِىٰل ا َو /

(İnşirah, 7-8)

(9)

Hayırlı işlerimizi, kulluğumuzu ve sorumlulukları- mızı erteleme işi, bugün birçok uzman tarafından hastalık olarak addedilmektedir.

 Bu bir hastalık ise tedavisi de pek tabi mümkündür. O da zamanın şuurunda olmak ve onu doğru yönetmektir.

Zaman doğru yönetilemiyorsa hiçbir şey doğru yönetilemiyor demektir.

Sonuçta hüsran kaçınılmazdır.

En kıt ve sınırlı kaynağımız

zamandır / ömürdür.

(10)

Tutumlarımız,

Alışkanlıklarımız,

İş yükümüz,

Kurumsal kültürümüz,

Ön kabullerimiz, ve

diğer bahanelerimiz.

Zaman Yönetiminin Engelleri:

Zamanı doğru yaşama önündeki

tuzaklar:

Plânsızlık,

Önceliklerimizi belirleyememek,

ve sıralayamamak,

Ertelemek,

Gereğinden fazla kendini işe adamak

Acelecilik

Kırtasiyecilik ve

Verimsiz okumalar…

(11)

Çünkü vakit her iş ve eylem için gerekli olup aynı zamanda sınırlıdır.

Yüce dinimiz, mükellef olduğumuz ibadetleri gün, ay ve yıl dilimleri içinde yayarak yapılma- sını emretmiş ve bir nevi hayatın içinde zamanı, zaman içinde de hayatı tanzim etmiştir .

(İbrahim, 33-34)

Zamanı öyle değerlendirelim ki, “Yarın vefât edeceksin!” denilse bile programımızda herhangi bir değişiklik yapma ihtiyacı hissetmeyelim.!

Vakit neden nakittir?

(12)

İbnü’l Vakt; yaşadığı ânın kıymetini bilir. Âhreti için hazırlık yapar. Aksi halde zaman boşa harcanmış olur.

Boşa harcanan zaman en büyük pişmanlık sebebidir.

Peygamber (sav): İnsanların iki nimet konusunda gaflete düştüklerini şöyle ifade buyuruyor:

ِ ناتمْع ن

ِ نوبغم امهيف

ريثك نم

سانلا :

ةحصلا غارفلاو

“İki nimet vardır. İnsanların çoğu bunda aldanmıştır:

Sıhhat ve Boş Vakit” (Buhârî, Rikak 1)

Müslüman, zamanı doğru yönetmeli ve hayatını da disiplin altına alarak zamanını verimli bir tarzda kul- lanmalıdır.

Şuurlu Müslüman ‘İbnü’l Vakt’

(Vaktin evladı) olmalıdır.

(13)

Bir senenin değerini anlamak için; sınıfta kalmış bir öğrencinin kaybını düşün...

Bir ayın değerini anlamak için; 8 aylık bir bebek doğuran anneyi düşün…

Bir haftanın değerini anlamak için; haftalık dergi çıkaran bir editörün çabasını düşün…

Bir saatin değerini anlamak için; kavuşmayı bekleyen sevgililerin halini düşün…

Düşünerek zamanın değerini

anlayabiliriz.

(14)

Bir dakikanın değerini anlamak için; treni kaçıran yolcuya soralım…

Bir saniyenin değerini anlamak için; kaza yapan sürücüye, gemisi su alan kaptana soralım…

Saniyenin %1’nin değerini anlamak için; olimpiyat- larda madalyaları kaçıran koşucuya ya da nefes ala- mayan «Entübe» hastaya soralım…

Ömrün kıymetini anlamak için dünyaya nasıl, nere- den ve niçin geldiğimizi soralım…

Unutmayalım ki zaman hiç kimseye torpil yapmaz!!

Sorarak zamanın değerini

anlayabiliriz?

(15)

İslâm büyüklerinden biri: “Asr sûresinin anlamını buz satan birinden öğrendim» der. Zira pazarda: “Sermayesi eriyen bu adama merhamet edin!” diye bağırıyordu.

İnsan ömrü de buz misali daima eriyor. Kişi onu yerli yerince ve doğru kullanmazsa elbette ziyan edecektir.

 Ömrün hayırlısı, imanla birlikte salih ameller işlenerek, hakkı ve sabrı tavsiye ederek değerlendirilendir.

Nitekim Peygamber(sav): “Ömrün uzunu, Allah’a itaat yolunda geçen ömürdür.” buyurur. (Münâvî, Feyzü’l-kadir, 4,140)

Sermayesi ‘buz’ olmak,

fani olmanın bir gereği ve ilanıdır.

(16)

❖ Zamana hükmedenler hayata, hayata hükmedenler de dünyaya hükmederler ve tarihte iz bırakırlar.

❖Unutmayın ki zaman kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın muamma, bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.

Necip Fazıl zamanı dizelerine şöyle aktarmıştır:

Nedir zaman, nedir; bir su mu, bir kuş mu?

Nedir zaman, nedir; iniş mi, yokuş mu?

Başarı için zaman sermayesini

iyi kullanmak şarttır.

(17)

İmâm Mâlik, 17 yaşında tahsilini tamamlayıp ders vermeye başlamıştır.

İmâm Şâfiî, 5 yaşında Muvatta’ adlı hadis kitabını ezberlemiş, 15 yaşında fetvâ vermeye başlamıştır.

İmâm Evzaî’ye fetvâ sorulduğunda yaşı 13’tür.

Süfyân b. Uyeyne, 4 yaşında hâfız olmuştur.

İ. Buhârî, sıbyan mektebinde 15 bin hadîs ezberlemiş.

İbn-i Sînâ, 10 yaşında tüm Kur’ân ve edebiyat ilimlerini en mükemmel şekilde öğrenmiştir. [İbrahim Canan, İslâm’da Zaman Tanzimi, İzmir 2008, 72-73.]

İbn Teymiyye, 19 yaşında tüm ilimleri yutmuş ve genç yaşta dersler ve fetvalar vermeye başlamıştır.

Tarihte iz bırakan İslâm âlimlerinin

hayatı çok ilginç ve şaşırtıcıdır:

(18)

Plansız günlük hayat, amaçsız aktiviteler, TV ve internetin bilinçsiz kullanımı, son yılların zaman öldüren silahlarıdır.

Zamanı öldüren, hayatının bir kısmını öldürdüğünü bilmelidir. Zira ömür, su misali akıyor, buz gibi eriyor ve her geçen zaman ömürden harcanıyor.

Boş geçen zamanlar bir gün derin bir pişmanlık olarak dönüp bizi saracaktır.

Zamanda plansızlık bir gaflettir!

(19)

İmâm Şâfiî şöyle demiştir: “Sûfîlerle arkadaşlık ettim ve onlardan iki mühim prensip öğrendim:

1- Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser.

2- Nefsini Hakk’a yöneltirsen ne âlâ, yoksa o seni yöneltir bâtıla.

İ. Hasan b. Ruşeyk: “Tefekkür deryasının kilitlerini açmak için, seher vakti uykudan kalkıp çalışmaktan daha iyi bir anahtar yoktur. Zira seherde, aydınlık karanlığın üzerini kaplar. Akşam’da ise karanlık aydınlığın üzerine çöker.» der. (Bkz. Ebû Gudde, Zamanın Kıymeti, s. 86)

Vakit kılıç gibidir! Lehte kullanılmazsa

aleyhte iş görür…

(20)

Zaman üçe ayrılır:

Dün, Bugün ve Yarın

Hz. İsa (as): «Dünya üç gündür der:

- Dün: Geçmiştir. Elinde ondan bir şey kalmamıştır.

- Yarın: Gelecektir. Fakat yetişip yetişmeyeceğini bilmiyorsun.

- Bugün: Bulunduğun andır. Ganimet bil değerlendir!

Gün, bugündür. Yer, burasıdır. Hayat, bizim hayatı- mızdır. Günü yakalamamız lazım!

Zira gökteki takvimler asla durmaz. Günler, haftalar, aylar ve yıllar birbirini kovalar.

(21)

Bir öğrenci olarak bir eğitim programında okuyanlar,

Evini geçindirmek, helalinden kazanmak için çalışan,

Hem yararlı bir iş, hem de ibadetle meşgul olanlar,

Kitap okuyanlar, ders ve yararlı sohbet yapanlar,

Sıla-i rahim yapanlar,

Öğrenmek amaçlı konferans, vaaz, sohbet dinleyenler,

Aile fertleri ile oturup sohbet edenler,

Evinin işi ile meşgul olan bay ve bayanlar,

Emekliliği, işe yaramazlık olarak değil, aksine onu düşük tempo ile çalışmak üzere yapılan iş değişikliği olarak görenler,

Böylece hayatın her alanında insanlığın faydasına helal- dairesinde üretenler ve çalışanlar…

Zamanını değerlendirenler:

(22)

Yedi-sekiz saatten fazla uyuyanlar,

İş aramak yerine kahvehande oyun oynayanlar,

Seçici olmadan her türlü TV programı izleyenler,

İnternette gelişi güzel sörf ve chat yapanlar,

İbadet saatlerini gafil geçirenler,

Anlamsız ve yararsız hobilerle uğraşanlar,

Dikili bir ağacı bile olmayanlar,

Nimetlerin farkında olmayanlar,

Zamanlarını israf edenler -1-

(23)

Evladı olup da hayırlı olarak yetiştirmeyenler,

En azında bir öğrenci okutmamış olanlar,

Sadaka-i cariye olan kalıcı bir eser bırakmayanlar,

Sosyal hayatta varlığı ile yokluğu eşit olanlar,

Varlığı akrabaya, topluma ve devlete yük olanlar,

“Bu gün Allah için ne yaptın? sorusuna cevabı olmayanlar,

Özetle: bu soruya olumlu ve isabetli cevabımız varsa zamanımızı ve ömrümüzü doğru ve verimli değerlen- dirdiğimizi söyleyebiliriz.

Ömürlerini israf edenler -2-

(24)

Almanya’ya dil eğitimi veren ve vakit hususunda çok disiplinli olan bir öğretmen varmış. Kim kaç dakika geç gelirse dersten sonra onu geciktiği süre kadar çalışmaya mecbur tutarmış.

Tabiî bu muamele öğrencileri sıkar ve bir gün 18 dakika sınıfta kalıp ders çalışma cezası alan bir öğrenci hocaya karşı çıkar.

Hoca: «Arkadaşlar! Zamanı iyi kullanmıyorsunuz. Benim hassâsiyetime kızıyorsunuz. Ama ben haklı olduğuma inanıyorum.»

ve çantasından bir tren tarifesi çıkarır. Sonra;

“Şuna bakınız lütfen!” dedi. Trenlerin kalkış ve varış saatleri 7:17, 11:43, 15:19, 19:33 gibi küsuratlı rakamlardı. Öğrenciler bu karışık rakamları mânâsız bulduklarını söyleyince…

İ slâm'ın ö ğ retti ğ i zaman hassasiyeti

(25)

“Bu tren târifesi İslâm’ın zaman anlayışına göre düzenlenmiştir. Zira biz zamanı kullanmayı müslümanlardan öğrendik.

Sizin ibadetleriniz için yer mühim değildir. Temiz olduktan sonra dünyanın her yerinde ibadet edebilirsiniz. Lâkin zaman çok mühimdir.

Çünkü her ibadetin kendine âit bir vakti vardır. Hattâ vakit, ibadetin şartıdır. Vakitsiz ibadet kabul olmaz.

İbadetlerin vakitleri de bizim tren târifesi gibi kusuratlıdır. Üstelik bu saatler sürekli değişir. Bugün sabah namazını 6:21’e kadar kılabilirsiniz.

Ama yarın, 6:22’ye kadar… Bu Orucun başlama ve bitiş saatlerinde de böyledir.

Peki, bu neden böyledir? Bunun ne faydası olur? Bu sâyede müslümanlar her gün değişmekte olan zamana karşı uyanık olurlar…

Zamanın kıymetini anlar ve onu iyi değerlendirmek üzere hazırlanırlar.

İşte bizim zamana bakışımızın ilham kaynağı, İslâm’ın bu hassâsiyetidir.” demiştir.

Öğretmen şöyle devam etti:

(26)

Bir istatistikte ortalama bir ömür temel alınmış yani yaklaşık 60 yıllık bir ömür göz önüne alınmış.

Bakın nasıl bir sonuç çıkmış ortaya:

Ayakkabı giyerken 8 gün, • Diş fırçalarken 3 ay,

• Yemek yerken 4 yıl, • Trafik ışığı beklerken 1 ay,

• Otobüs beklerken 5 ay, • Asansörde 3 ay,

• Çalışırken 9 yıl (tatillerimiz bol olduğu için),

• TV seyrederken 10 yıl, • Uyurken 20 yıl …

Bir İstatistik

(27)

 İstirahat zamanlarımızı bile daha verimli bir çalışma tem- posuna hazırlık olarak yapmalıyız.

 Yıllık izinler, bayram ve yaz tatilleri, akraba ve dostluk bağlarını güçlendirmek için fırsat olarak değerlendirelim.

 Eğlence yerlerinde hoşça ve boşça vakit geçirme fırsatı olarak görmemeli.

 Zira bu anlayış ve uygulamalar, tatillerin kelime anlamına uygun olarak atalete dönüşmüş durumdadır.

 Tükettiğimiz her nefesin hesabı sorulacağına göre hesabı kolay olan işlerle meşgul olalım.

Tavsiyeler ve temenniler -1-

(28)

Zaman tüketen yararsız alışkanlıklarınızdan kurtulalım.

Yapacağımız işi güç yollardan değil kolay yöntemle yapalım.

Birden fazla işi bir arada yapmayı öğrenelim.

İşlerimizi önem sırasına göre dizelim.

Sabahları erken kalkarak güneşin üzerine biz doğalım.

Gününüzü mutlaka planlayalım.

Otobüs beklerken, yolda yürürken, elektrik ve su faturası sırasında beklerken, geçen zamanınızı güzel bir şekilde değerlendirelim.

“Küçük küçük kağıtlara hadis-i şerifleri yazarak cebimize koyalım. Yolda gelip giderken ezberleyelim.

İşlerimizi sakın ertelemeyelim.

Tavsiyeler ve temenniler -2-

(29)

Hüsrandan kurtuluşun yolu; İman, salih amel, hakkın etra- fında ve sabırda sebat ederek zamanı iyi değerlendirmekten geçmektedir.

M. Akif; bunu mısralarında şöyle dile getiriyor:

“Hâlık’ın nâmütenâhî adı var, en başı Hak

Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak

Hani ashâb-ı Kirâm, ayrılalım derlerken

Mutlaka Sure-i ve’l-Asr’ı okurmuş, bu neden?

Çünkü meknûn o büyük surede esrâr-ı felâh

Başta imân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh,

Sonra hak, sonra sebât: İşte kuzum insanlık

Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.”

Sonuç olarak;

(30)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

Kentlerde açık hava rekreasyon talebini karşılayacak ister boş olsun, ister spor talebini karşılamaya yönelik ya da isterse yeşil alan şeklinde ayrılmış olsun, bu tür

İnsan için pratik iş ve kavramlar günlük hayatta daha mühim olduğundan Kur’an-ı Kerim’de bunların yoğun olarak hatırlatıldığı, bu yoğun olarak hatırlatılan

Artık hayatımızı kolaylaştıran bir iletişim cihazı olmaktan çok uzak olan bu nesne birkaç sene gibi çok k ısa bir süre içerisinde gündelik hayatımızı

Rönesans^ şarkısı^ olan Rönesans Liriğiöin güzelliği., beraber terennüm edilmesi icabeden melodiler eksik olduğu ahvalde tamamile t a ^ i r olunamaz.' Bu itibarla

(1994), Avrupa pazarında tüketilen on üç farklı orijininden gelen yedi elma çeşidinin (Delicious, Golden D., G. Smith, Elstar, Jonagold, Gala, Fuji) fiziksel ve kimyasal