• Sonuç bulunamadı

Britanya- Fransa Savaşına Giden Yol (1792 -1793)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Britanya- Fransa Savaşına Giden Yol (1792 -1793)"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 10 Issue 7, p. 79-102, October 2018

DOI Number: 10.9737/hist.2018.650

Volume 10 Issue 7 October 2018

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

The Pathway Leading to the War between Britain-France (1792-1793)

Doç. Dr. Yahya BAĞÇECI (ORCID:0000-0001-8595-1953) Erciyes Üniversitesi - Kayseri

Öz: Fransız İhtilali, Avrupa’nın sınıf ayrımına dayalı sosyal düzenine ve bunun üzerine kurulu otoriter rejimlerine karşı ciddi bir tehdit yarattı. Neredeyse tüm Avrupalı devletler, İhtilal’in getirdiği ilkeleri büyük bir tehlike olarak algılayarak Fransa’ya karşı düşmanca bir tavır içerisine girdiler.

Nitekim İhtilal’in yankıları Avrupa’yı çeyrek asra yakın sürecek olan bir savaş sürecine soktu. Bu süreç, kısa ve orta vadede, hem İhtilal fikirlerinin hem de Avrupa’nın kaderini tayin edecek bir öneme sahip görünüyordu. Bu savaşlar bütününe önderlik edecek devletin ise, Fransa’nın XVIII. yüzyıldaki müzmin rakibi Britanya olması şaşırtıcı değildi. Asıl şaşırtıcı olan, Britanya’nın dış politikasına bu dönemde yön veren Genç William Pitt’in gündeminde savaşın kesinlikle yer almamasıydı. Ülkesinin çıkarlarını korumak için uzunca bir barış dönemine ihtiyaç olduğunu düşünen Pitt, Fransa’yla iyi geçinme taraftarıydı. İki ülke arasındaki barışın uzun süre devam edeceğine dair de oldukça iyimserdi. Zira İhtilal nedeniyle zayıflayan Fransa’nın savaşı düşünmesi pek olası görünmüyordu.

Ancak 1792 sonbaharından itibaren Fransa’da yaşanan bir takım gelişmeler, Pitt’i, bu barış politikasından yavaş yavaş uzaklaştırmaya başladı. İşte bu son dönemde Britanya’nın İhtilal karşısındaki tarafsız ve iyimser tutumunu değiştirmesine ve Fransa’yla bir kez daha karşı karşıya gelmesine neden olan gelişmeler çalışmamızda incelenmeye çalışıldı.

Anahtar Kelimeler: Britanya, Fransa, Fransız İhtilali, XVI. Louis, Genç William Pitt.

Abstract: The French Revolution posed a serious challenge against the social order of Europe based on class discrimination and authoritarian regimes established upon this. Literally all European states considered the principles that came along with the revolution as serious threats thus taking a hostile stance towards against France. Therefore, the repercussions of Revolution led Europe into a period of war that would last for quarter of a century. That period seemed to have, in the short and medium term, a prescription to determine both the ideas of the Revolution and the fate of Europe. It was not a surprise to have Britain, the ever-lasting enemy of France throughout the 18th century, as the forerunner state of all these wars. The real surprising thing was the fact that William Pitt the Younger, who was in charge of British foreign policies during those times, certainly had no war in his agenda. Thinking that there a lengthy period of peace was necessary to protect the interest of his country, Pitt was in favor of staying on good terms with France. He was also quite positive that a long-term period of peace between both countries was waiting. Because it was unlikely that France, which was weakened by the Revolution, would be thinking of war. However, since the fall of 1792, a number of developments in France have begun to distort Pitt from this peace policy gradually. The study deals with the developments in this latter period that has caused Britain to change its neutral and optimistic stance towards the Revolution and to face France once again.

Keywords: Britain, France, the French Revolution, Louis XVI, William Pitt the Younger.

(2)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

80

Volume 10 Issue 7 October

2018

Giriş

Britanya ile Fransa arasında şiddetli bir rekabetin söz konusu olduğu 1688’den 1815’e kadarki dönemde iki ülke arasında yaşanan mücadeleleri bazı tarihçiler, “İkinci Yüzyıl Savaşları” olarak adlandırırlar.1 Genel olarak bakıldığında, XIV ile XV. asırların “Yüzyıl Savaşları”yla olan bu karşılaştırma makul görünmektedir.2 Zira gerçekten de bu süreçte bu iki devlet, emperyal bir güç olma arzusuyla yeni pazarlar ve sömürgeler için dünyanın dört bir köşesinde sürekli olarak çatışma halinde oldular.3

Bu zaman aralığı içerisinde peş peşe gelen İngiliz hükümetleri nezdinde Fransa, XIV.

Louis döneminden itibaren Avrupa’da üstünlük sağlamayı amaçlayan baskın kıtasal bir güç olarak görüldü. Bu ise, İngilizlerin kesinlikle onaylayabilecekleri bir durum olmadı.4 Nitekim güç mücadelesi ve çıkar çatışması, Britanya’daki 1688 İhtilali ile Waterloo Savaşı arasındaki dönemde bu iki ülkeyi yedi defa karşı karşıya getirdi ve bu 127 yılın da yaklaşık 60 yılı savaşlarla geçti.5

“İkinci Yüzyıl Savaşları”nın son aşamasını oluşturan 1793-1815 Anglo-Fransız çatışmasına ise bazı tarihçiler tarafından “Büyük Savaş” ismi verilmektedir.6 Bu savaşa giden yolu anlayabilmek için ise öncelikle Fransız İhtilali’nin Avrupa’daki yankılarına bakmak gerekir.

1. Pilnitz Deklarasyonu ve Savaşların Başlaması

1789 Fransız İhtilali, eski Avrupa siyasi ve sosyal düzenini altüst eden ve dünya tarihinde büyük bir dönüm noktası oluşturan eşsiz bir türbülans döneminin başlangıcı oldu.7 İhtilal, hem Fransa’yı hem de tüm Avrupa’yı büyük bir krizle çalkalamaya başladı.8 İhtilal’in yankıları Avrupa’da her geçen gün artarken, nihayet hem Fransa’yla Avrupa arasındaki ilişkilerin, hem de İhtilal ile XVI. Louis’in kaderini belirleyecek gelişmelerin kapısı aralandı.9 Şöyle ki, 1791 yılına gelindiğinde Fransa’daki milli öfke, komşu devletlerin tutum ve davranışları nedeniyle iyice arttı. Zira bunlar, Fransız göçmenleri lütufla kabul ettikleri gibi, onların askeri hazırlıklarını da destekliyorlardı.10 Özellikle Avusturya İmparatoru II. Leopold, XVI. Louis’in yetkilerinin elinden alınmasından oldukça rahatsızlık duyuyordu. Aynı duyguları paylaşan Prusya Kralı II. Friedrich Wilhelm de, Fransa’da monarşiyi yeniden tesis etmeyi şiddetle arzuluyordu. Rusya ise savaş telkin etmekten başka bir şey yapmıyordu. Zira Osmanlı Devleti

1 Clive Emsley, Britain and French Revolution, Routledge, London & New York 2014, s. 3.

2 Jonathan R. Dull, The French Navy and the Seven Years’ War, University of Nebraska Press, Lincoln & London 2005, s. 1.

3 Emsley, age, s. 3. 1754-1756 ile 1757-1762 yılları arasında Britanya’da başbakanlık yapan Newcastle Dükü Thomas Pelham Holles de, bu iki devleti, nihai düşmanlar olmasalar da müzmin rakipler olarak tanımlamıştır. Dull, age, s. 1.

4 Emsley, age, s. 3.

5 Sürekli olarak değişen ittifakların söz konusu olduğu XVIII. yüzyıl boyunca Britanya ile Fransa arasında yaşanan bu husumet ve mücadele, tarihçiler tarafından birkaç sabiteden birisi olarak telakki edilmektedir. Dull, age, s. 1.

İngiliz emperyalizminin bu yüzyıldaki gelişimi için bkz. Gerald Berkeley Hertz, British Imperialism in the Eighteenth Century, Archibald Constable and Co. Limited, London 1908.

6 Emsley, age, s. 4.

7 Raymond F. Betts, Europe in Retrospect: A Brief History of the Past Two Hundred Years, D. C. Heath and Company, Lexington Massachusetts, Toronto 1979, s. 17.

8 William Doyle, The Old European Order, 1660-1800, Oxford University Press, Oxford 1992, s. 295.

9 William Henley Jervis, A History of France, Harper & Brothers, New York 1876, s. 545.

10 Emile de Bonnechose, France, Vol. IX, Revised and Edited by Fred Morrow Fling, The H. W. Snow and Son Company, Chicago 1910, s. 273.

(3)

Yahya BAĞÇECİ

81

Volume 10 Issue 7 October

2018

ve Polonya ile tek başına ilgilenmeyi arzulayan İmparatoriçe II. Katerina, Avrupa’yı karıştırmaya oldukça istekliydi.11

Nitekim II. Leopold ile II. Wilhelm, 1791’in Ağustos ayında Pilnitz’de bir araya geldi.

Amaçları tüm eski kurum ve kurallarıyla monarşi yönetimini Fransa’da Kral Louis’in iktidarında tekrar tesis etmekti. Sonuçta Avrupa’nın tüm krallarına yönelik olarak ortak çıkarları üzere hareket etmeleri ve silahlı müdahalede kendilerini desteklemeleri için bir deklarasyon yayınladılar.12 Söz konusu Pilnitz Deklarasyonu, Fransa için tek başına bir tehdit anlamı taşıyordu.

Bu şartlar altında Fransızlar, savaşı en iyi, belki de tek çare olarak gördüler.13 Fransız Milli Meclisi (Konvansiyon), iki Alman devletinin attığı bu adım karşısında Kral XVI.

Louis’den kutsal savaş açmasını istedi. Nitekim savaş ilan edilmesi konusunda Meclis gündemine getirilen önerge oybirliği ve de coşkuyla kabul edildi. “Eğer temsil hakkım dinlenmezse, bana savaş açmaktan başka bir yol kalmaz.” diyen XVI. Louis, bu şartlarda söz konusu karara uymak zorunda kaldı.14

Aslında XVI. Louis, İhtilal’e karşı hâlâ direnme gayreti içerisindeydi. Mesela İhtilal adına sadakat yemini etmeyen din adamlarının Kilise’den ihraç edilmesiyle ilgili olarak önüne getirilen bir kararnameyi veto etmişti. Ancak savaş O’nun pozisyonunu daha da imkânsız hale getirdi. İtaatkâr bir şekilde hareket etmek durumunda kalan XVI. Louis, 1792 yılı 20 Nisanı’nda Avusturya’ya savaş ilan etti.15 Bununla beraber ikili oynamayı da sürdürdü.

Kraliçesinin de istediği şekilde, Avusturya ordusunun ilerlemesini hızlandırmak için gizlice çaba gösterdi. Alsace-Lorraine topraklarının ilhakına göz yuman Avusturya ile Prusya ise, ünlü General Brunswick komutasında Paris’e yapacakları yürüyüş için hazırlanmaya başladılar.16

2. Fransa’da Cumhuriyetin İlanı ve XVI. Louis’in İnfazı

Savaşın başlamasından kısa sayılabilecek bir süre sonra iki müttefik, Fransa sınırını aşıp Paris’e yöneldi. Bu zor durum karşısında Fransa’da Kral’a ne olacağı konusu gündeme gelmekte gecikmedi. Aslında Kral, başından beri İhtilal için bir sorundu.17 Bununla beraber bu sorun, meşruti monarşiye geçilmesiyle ve bu şekilde Kral’ın yetkilerinin büyük oranda elinden alınmasıyla çözümlenmiş gibi görünüyordu. Ancak Avusturya ve Prusya’nın oluşturduğu tehdit, bu meseleye daha kökten bir çözüm arayışını beraberinde getirdi. Nitekim kısa süren bir

11 Cecil Headlam, The Making of Nations France, Adam & Charles Black, London 1913, s. 352.

12 Jervis, age, s. 545.

13 Headlam, age, s. 352. Bu noktada Fransız İhtilali’nin Avrupa’nın savaş durumuna gelmesine ne dereceye kadar sebep olduğu konusunda net bir uzlaşmanın olmadığını belirtmek gerekir. Jeremy Black, European Warfare, 1660- 1815, UCL Press, London 1994, s. 168.

14 Bonnechose, age, Vol. IX, s. 273.

15 Böylece sonraki 23 yıl için Avrupa’nın tamamını allak bullak eden bir dizi çatışma başladı. Dönemin tanıkları bu çatışmaları, Fransız İhtilali’nin, “Ancien régime” (eski rejim) ile kafa kafaya çarpıştığı, esasen ideolojik bir mücadele olarak görmekte hiçbir tereddüt yaşamadılar. Milli Meclis’e göre de Fransa, ilkelerini Avrupa’nın geri kalanına ihraç etmek yoluyla İhtilal’i korumak istedi ve bunun için de savaşa girdi. Aslında bu, 1792’den 1797’ye kadar süren ilk Koalisyon Savaşı için daha doğru bir tespitti. Charles J. Esdaile, The French Wars 1792- 1815, Routledge, London and New York 2001, s. 4. Bununla beraber 1803-15 savaşlarının da ideolojik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Üstelik Avrupa anakarasında yapılan bu savaşlar, tarafların siyasi sistemlerine ve sosyal yapılarına daha büyük bir tehdit oluşturdu. George Taylor, The French Revolution and the London Stage, 1789- 1805, Cambridge University Press, Cambridge 2001, s. 156.

16 Headlam, age, s. 352.

17 David P. Jordan, The King’s Trial: Louis XVI vs. the French Revolution, University of California Press, 1979, s.

11.

(4)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

82

Volume 10 Issue 7 October

2018

bocalamadan sonra XVI. Louis’in tahttan indirilmesine karar verildi.18 Milli Konvansiyon Meclisi, 21 Eylül 1792’de krallığın kaldırılmasını karara bağladı. Aynı zamanda cumhuriyeti ilan etti ve Gregoryen takvimini de kaldırdı.19

Monarşiye bu şekilde son veren Fransa, aynı zamanda, üstün askeri bir güç tarafından ezilmek üzere olan bir milletten, bir hamlede büyük bir ihtilalci güç haline gelmeyi de başardı.

Kısa bir süre içerisinde ordularını ve doktrinlerini sınırlarının ötesine taşırmaya başladı.20 Tahtından olan XVI. Louis’in durumuna gelince, 7 Kasım 1792’de Meclis’e sunulan bir raporda, kendisinin bizzat Konvansiyon Meclisi tarafından yargılanması ve tüm Meclis’in oylarına göre kaderinin ne olacağına karar verilmesi gerektiği tavsiye edildi.21 Kral’ı yargılama işini üzerine alan Meclis’in 11 Aralık tarihli oturumunda başkan Barrere, Louis Capet olarak hitap ettiği Kral’ın yüzüne, Fransız halkının özgürlüğünü yok edip tiranlığını kurmaya çalıştığına yönelik suçlamaların uzun bir listesini okudu.22 Ama belirtmek gerekir ki bu ciddi ithamlara rağmen yargılama sürecinde Louis’in üstünde umursamaz bir sakinlik ve soğukkanlılık vardı.23

Louis, 26 Aralık’ta ikinci ve de son kez Milli Meclis’in huzuruna çıktı. Ülkedeki en iyi avukatlardan birisi olarak kabul edilen Raymond Desèze’nin kendisini savunmak üzere yaptığı konuşma tam bir münazara ve hitabet şaheseriydi. O’na göre, Kral’ın Anayasa’yı onayından önceki dönemle alakalı suçlamalar, bu kabulün bizzat kendisi ile anlamsız hale gelmişti.

Üstelik Anayasa’nın kabulü ile herkes gibi Louis’in de kişisel hak ve dokunulmazlıkları söz konusuydu ve bunlar yine bizzat Anayasa’nın koruması altındaydı. Ancak verilecek cezanın uzun zaman önce belirlenmiş olması, eski Kral’ı kurtarma konusundaki çırpınışları faydasız bıraktı.24 Meclis üyeleri, 334’ü aleyhte, 387’si lehte olmak üzere, az bir farkla ölüm cezası verilmesi yönünde oy kullandılar.25 Bununla birlikte alınan kararın doğruluğu ve erteleme sorunu hususlarındaki tartışmalar iki gün daha sürdü. 20 Ocak gününün sabahı saat üçe doğru 310’a karşı 380 gibi bir oy oranı ile son karar kabul ve ilan edildi. Kararda hiçbir ertelemeye gerek olmadığı da belirtildi. Buna göre infaz 24 saat içerisinde yapılacaktı.26

Louis Capet’in infazı, 21 Ocak’ta gerçekleşti.27 Devrik Kral, hapis tutulduğu Temple Kulesi’nden pazartesi sabahı saat sekizden sonra alındı ve idam için hazırlanan iskeleye doğru götürüldü.28 Çalan askeri müzik bir süre için durduğunda Louis, suçsuz olarak öldüğünü, düşmanlarını affettiğini, kendisinin sadece ruhban sınıfı ile ilgili nizamnameye onay verdiğini

18 Samuel Rawson Gardiner, The History of Nations England, Vol. XI, The H. W. Snow and Son Company, Chicago 1910, s. 541.

19 George William Kitchin, A History of France (A. D. 1624-1793), Vol. III, Oxford Clarendon Press, 1892, s. 514.

20 Ephraim Douglass Adams, The Influence of Grenville on Pitt’s Foreign Policy 1787-1798, Carnegie Institution of Washington, Washington 1904, s. 21.

21 Bir zamanların gösterişli Kraliçesi Marie Antoinette’in duruşması ise 14 Ekim 1793’te yeni Devrim Mahkemesi’nde yapıldı. O da, XVI. Louis’in kaderini paylaştı. Thomas Carlyle, The French Revolution: A History - The Guillotine, Volume III, James Fraser, London 1837, s. 270.

22 XVI. Louis, sadece despotizm ya da yoksulluk ile mücadele etmediği için değil, ama aynı zamanda ihanet ile suçlandı. T. C. W. Blanning, The French Revolutionary Wars, 1787-1802: Modern Wars, Arnold-Hodder Headline Group, London and New York 1996, s. 267.

23 Jervis, age, s. 558-559.

24 Age, s. 559.

25 Lucien Bély, The History of France, English Edition, Translated by Angela Moyon, Editions Jean-Paul Gisserot, Paris 2001, s. 80.

26 Jervis, age, s. 560-561.

27 William Grimshaw, History of England, Grigg, Elliot & Co., Philadelphia 1847, s. 241. İnfaz, Fransız İhtilali’nin sembollerinden birisi haline gelen ve Dr. Guillotin tarafından tasarlanan giyotinle gerçekleşti. Bély, age, s. 80.

28 The London Packet, or, New Lloyd’s Evening Post, January 23, 1793.

(5)

Yahya BAĞÇECİ

83

Volume 10 Issue 7 October

2018

söyledi. Hemen ardından sözleri trampetler tarafından kesildi.29 İnfaz gerçekleştiğinde saat onu çeyrek geçiyordu. Cellât Louis’in başını yukarı kaldırıp insanlara gösterdiği zaman sessizlik,

“Yaşasın millet! Yaşasın cumhuriyet! Yaşasın özgürlük!” nidaları ile bozuldu.30

İnfazdan sonra Meclis üyeleri için geri dönüş yoktu. XVI. Louis’in idamı, Fransa’nın ilk dönemlerinden beri var olan monarşik yapı ile kesin kopuş anlamı taşıyordu.31 Doğal olarak bu gelişme, Fransa’daki kral taraftarları arasında korku ve dehşete neden oldu.32 Aynı zamanda, Avrupalı monarklar için bir meydan okuma ifade ediyordu.33 Nitekim XVI. Louis’in bu şekilde ölümü, tüm Avrupa’da acı ve öfke uyandırdı. Meclis’in kararı, tüm tahtlara ve kurulu hükümetlere karşı başlatılan düşmanca bir muhalefet hareketi olarak görüldü. Bu tepkiler ise, Fransa’yı oldukça katı bir düşmanlık ve saldırganlık pozisyonuna itti. İhtilal’in önde gelen isimlerinden ve savaş taraftarlarından olan Marat, “Şimdi geriye dönüş yok!” diye haykırıyor ve “Ya yayılmalıyız, ya da yok olmalıyız!” diyordu. Ordu da savaşı desteklediğini Konvansiyon’a şükranlarını bildirmesi amacıyla gönderdiği bir heyet ile gösterdi. Bu şekilde Cumhuriyet Fransası ile Avrupa’nın güçleri arasında resmi ilişkiler kopma noktasına geldi.34 Bu memnuniyetsizlik halini savaş ilanı takip etti. Pek çok devletin dâhil olduğu ve Avrupa’yı uzun süre meşgul edecek Koalisyon Savaşları bu şekilde başladı.35

Elbette bu süreçte Fransa’nın en büyük rakibi Britanya oldu.36 Zira Koalisyon Savaşları sırasında Fransa’ya karşı en güçlü direnmeyi gösteren, bu direnmeyi organize ve finanse eden ve sonunda galibiyeti sağlayan Britanya idi.37 Şimdi bu iki devleti karşı karşıya getiren sürece bir bakalım.

3. Fransa’daki Gelişmelere Karşı Britanya’daki İlk Tepkiler

Britanya’da 1792 yılı, Fransa’daki olayların yarattığı tehditkâr durum nedeniyle yoğun bir endişe ile başladı. Fransa ile diğer kıta ülkeleri arasında büyük bir kopuşun işaretleri görülüyordu. Yine de Britanya Kralı III. George, 31 Ocak 1792’de Parlamento’yu açarken içerisinde bulunulan şartları ima bile etmedi. Konuşmasında Britanya’nın hızla artan refah düzeyi ile özgürlük ve düzenin teminatı ve ülkenin kazanımlarının temeli olarak ortaya koyduğu anayasa üzerinde durdu. O’na göre, Avrupa’daki gelişmeler barışın devam etmesi

29 London Times, January 25, 1793.

30 The Glasgow Advertiser, January 28, 1793; Bonnechose, age, Vol. IX, s. 282. Fransa Kralı XVI. Louis’in sonu, krallığın kendisine tanrı tarafından verildiğine kuvvetli bir şekilde inanan ve 1629 yılında Parlamento’yu feshedip egemenliği noktasında herhangi bir sınırlama olmadan ülkeyi yönetmek isteyen İngiltere Kralı I. Charles’ın başına gelenlere çok benzemektedir. Zira I. Charles da, Parlamento ile mücadelesinin sonunda, “tiran, hain, katil ve İngiliz Milletler Topluluğu’na düşman” olarak suçlu bulundu. Suçunun cezası, “başının gövdesinden ayrılması” olarak belirlendi. 1649 yılı Ocak ayında dondurucu bir öğleden sonra, Londra’da Whitehall Sarayı yakınlarında küçük bir meydanda hazırlanan iskeleye çıkartıldı. Meydanı, bitişik caddeleri ve çevre binaların çatılarını kalabalıklar doldurdu. Kral, sadece öndekilerin duyabildiği kısa bir konuşma yaptı ve ardından dua etti. Cellâdın baltası aşağı doğru indiğinde Charles’ın kafası gövdesinden ayrıldı. Kalabalık ise kuvvetli bir inilti ile çalkalandı. Gerçekten de bu olay, yaklaşık 150 yıl sonra, yine bir Ocak günü soğuk bir sabah vakti XVI. Louis’in başına gelenleri hatırlatmaktadır. Lisa Rosner, John Theibault, A Short History of Europe, 1600-1815: Search for a Reasonable World, Routledge, London and New York 2015, s. 1.

31 Bély, age, s. 80.

32 Jervis, age, s. 564.

33 Bély, age, s. 80.

34 Jervis, age, s. 564.

35 Grimshaw, age, s. 241. Koalisyon Savaşları’na gelinen süreçte, Fransa’nın, Avusturya ve Prusya ile yaptığı savaş devam etmekteydi. Alan Forrest, The Legacy of the French Revolutionary Wars: The Nation-in-Arms in French Republican Memory, Cambridge University Press, Cambridge 2009, s. 13.

36 Clive Emsley, “Revolution, War and the Nation State: The British and French Experiences 1789-1801”, The French Revolution and British Popular Politics, Edited by Mark Philp, Cambridge University Press, Cambridge 2002, s. 99.

37 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003, s. 6.

(6)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

84

Volume 10 Issue 7 October

2018

konusunda umut vericiydi. Hatta bu durum, Britanya’nın deniz ve kara gücünde hızlı bir azaltmaya gitmesi konusunda beklentilere bile neden oluyordu.38

İktidarda bulunan muhafazakâr lider Genç William Pitt’e gelince, Britanya’da en önde gelen barış taraftarı belki de O’ydu. Her zaman dış politikadan ziyade iç reformlara ilgi duyan Pitt, Fransa’nın iç işlerine karışmaya niyetli görünmüyordu. Zira savaş, ülkenin ticari ilerlemesini durdurabilirdi. Ekonomik reformlarının getireceği faydalardan tam anlamıyla yararlanmak ve sağlanan çıkarları güvence altına almak isteyen Pitt, 15 yıllık bir barış dönemine ihtiyaç olduğunu düşünüyordu. Pitt’in politikası, sıkı bir tarafsızlık39 ve barış üzerineydi.40 O’na göre İhtilal, Fransa’nın savaşa girme arzu ve düşüncelerine engel olan bir gelişmeydi. Bu sayede İngilizler, yıllar sürecek bir barış dönemini garanti etmiş sayılırlardı.

Hâlihazırda Britanya’nın ticareti gelişiyor, gelirleri de yükseliyordu.41

Nitekim 20 Nisan’da Fransa, Avusturya’ya savaş ilan ettiğinde Pitt Hükümeti buna büyük bir tepki göstermedi. Zira Pitt, gerçekten de Britanya’yı savaştan uzak tutmak istiyordu. Ancak III. George ile Genç Pitt’in barış konusunda çizdiği bu iyimser tablo 1792 sonbaharında değişmeye başladı.

4. İlişkilerin Bozulmaya Başlaması

1792 yılı Genç Pitt açısından olumlu başlamıştı. Yaptığı reformların sonuçlarını ekonomik anlamda almaya başlayan Pitt, halktan aldığı desteği de artırıyordu.42 Ancak aynı yılın sonlarına doğru dış meseleler ön plana çıkmaya başladı. İlk olarak Fransa’da yaşanan Eylül katliamları nedeniyle Britanya kamuoyu dehşetli şekilde irkildi. Avusturya-Prusya ordularının Fransa’yı işgale başlaması, Ağustos ayının 26’sında Longwy’nin, 31’inde ise Verdun’un düşmesi Fransızları korkuttu.43 İşte bu orduların Paris’e saldıracakları endişesi ve buna hapishanelere atılmış olan kral taraftarlarının da katılacağı düşüncesi üzerine harekete

38 The History and Proceedings of the Lords and Commons, During the Second Session of the Seventeenth Parliament of Great Britain, Printed for John Stockdale, Piccadilly, London 1792, s. 1-3. Ya da bkz. The Parliamentary Register; Or, History of the Proceedings and Debates of the House of Commons: Containing an Account of the Most Interesting Speeches and Motions; Accurate Copies of All the Protests, and of the Most Remarkable Letters and Papers; Together with the Most Material Evidence, Petitions, &c. Laid Before and Offered to the House During the Second Session of the Seventeenth Parliament of Great Britain, Vol. XXXI, Printed for J.

Debrett, opposite Burlington House, Piccadilly, London 1792, s. 2-4. Ayrıca III. George’un konuşması ile ilgili yapılan alıntı ve değerlendirmeler için bkz. Thomas Smart Hughes, The History of England, Vol. IV, Third Edition, George Bell, London 1846, s. 32; Cassell’s History of England, Vol. IV, Cassell and Company Limited, London, New York, Toronto and Melbourne 1909, s. 388.

39 William Hunt, The History of England from the Accession of George III to the Close of Pitt’s First Administration (1760-1801), Longmans, Green, and Co., London, New York and Bombay 1905, s. 330. Fransız İhtilali’nin etkisiyle Britanya’da artan kışkırtıcı yazılar ve yayınlara karşı 21 Mayıs 1792’de bir Kraliyet Bildirisi ilan edildi. Fransız Büyükelçisi Chauvelin ise, 21 Mayıs Bildirisi’ne karşı Dışişleri Bakanı Grenville’e Fransa’nın şikâyet ve kaygılarını bildiren bir yazı gönderdi. Ancak Elçinin Grenville’den elde edebildiği tek şey, Britanya’nın Fransa ile barış içerisinde kalmayı arzuladığı teminatı oldu. Age, s. 336. 21 Mayıs Bildirisi ile ilgili olarak Britanya Parlamentosu’nda yapılan tartışmalar için bkz. The Parliamentary Register; Or, History of the Proceedings and Debates of the House of Commons: Containing an Account of the Most Interesting Speeches and Motions; Accurate Copies of All the Protests, and of the Most Remarkable Letters and Papers; Together with the Most Material Evidence, Petitions, &c. Laid Before and Offered to the House During the Second Session of the Seventeenth Parliament of Great Britain, Vol. XXXIII, Printed for J. Debrett, opposite Burlington House, Piccadilly, London 1792, s. 55-102.

40 John A. Hargreaves, “Pitt, William (The Younger)”, British Political Leaders: A Biographical Dictionary, Edited by: Keith Laybourn, ABC-CLIO, California 2001, s. 265.

41 Hunt, age, s. 330.

42 Grimshaw, age, s. 240.

43 Hunt, age, s. 337.

(7)

Yahya BAĞÇECİ

85

Volume 10 Issue 7 October

2018

geçen Parisliler, 2 Eylül’de mahkûmlara karşı büyük bir katliama giriştiler.44 Paris yönetiminin müsamahası ile 6 Eylül’e kadar mahkûmların çoğu infaz edildi. Bu katliam diğer şehirlerde de tekrarlandı.45

Aradan birkaç gün geçmeden, Fransa’da kendisini savunamayacak durumda olan insanların başlarına gelenlerin haberleri İngiliz gazetelerinde yer almaya başladı. Bu gazetelerden birisi olan London Times, insanlık tarihinde böylesine sebepsiz ve utanç verici bir mezalimin örneğinin hiç görülmediğini, Gotlar’la Vandallar’ın bile Roma’yı işgal ederlerken vahşi tabiatlarının taşkın iştahlarına karşı koymayı başardıklarını ancak Fransız barbarların insanı hayvandan ayıran özellikleri tamamen kaybettiklerini iddia etti. Yaşanan vahşetten misaller veren ve kalabalıkların alaycı ve tahkir edici bağırışları eşliğinde kurbanların parçalanmış bedenleriyle mızrakların ucuna takılan kesik başlarının sokaklarda nasıl gezdirildiğinden bahseden gazete, “Bunlar insan hakları mı? Bu, insan doğasının özgürlüğü mü?” diye sordu. Bu katliamı, 10 Ağustos’ta46 Paris’te yaşanan olaylarla kıyaslayan gazeteye göre, o tarihte binlerce kişi hayatlarını savunurken öldü, ancak bu son hadisede herhangi bir direniş olmadığı halde hapishanelerdeki mahkûmlar mezbahadaki koyunlar gibi kesildiler.

Toplam can kaybının 12 binden daha az olmadığı tahminini okuyucularıyla paylaşan gazete, Afrika’nın ayak basılmamış çöllerinde yaşayan en vahşi dört ayaklıların bile, bu katliamları yapan iki ayaklı Parisli hayvanlardan daha üstün olduğu değerlendirmesinde bulundu.47

Fransa’da yaşanan vahşetle ilgili olarak gazetelerin paylaştıkları korkunç iddiaların Britanya’daki yankıları oldukça şiddetli oldu. Öfke geneldi. İhtilal’e karşı bakışları nasıl olursa olsun tüm Britanyalılar bu katliamı nefretle karşıladılar.48 Diyebiliriz ki, Eylül katliamlarının uyandırdığı dehşet ve genel olarak Paris’teki halk yığınlarının zorbalıkları, Britanya’yı, Edmund Burke’ün49 belagatinden50 çok daha fazla İhtilal’den soğutmaya yetti.51

44 Albert Soboul, A Short History of the French Revolution, 1789-1799, Translated by Geoffrey Symcox, University of California Press, Berkeley, Los Angeles, London 1977, s. XX.

45 Hunt, age, s. 337.

46 Paris halkı, 10 Ağustos 1792’de, krallığa resmi olarak son verilmeden bir süre önce, Tuileries Sarayı’nı bastı.

Yakalanan XVI. Louis ile Kraliçe Marie Antoinette ise Temple Kulesi’ne hapsedildiler.

47 London Times, September 10, 1792. London Times’ın aynı sayısında, Fransa’da insanların sadece kıyafetlerine bakılarak aristokrat oldukları gerekçesiyle katledildikleri, bir yüzüğün, bir saat zincirinin, güzel görünen bir kemer tokasının, yeni bir ceketin veya iyi bir çift çizmenin, sahibinin hayatına mal olduğu iddiası da yer aldı. Söz konusu gazetenin 12 Eylül tarihli sayısında ise, Place Dauphine bölgesinde birçok erkek, kadın ve çocuğun Parisliler tarafından canlı olarak yakıldığı rivayetine yer verildi. Din adamlarına karşı gösterilen şiddetle ilgili örneklerin de verildiği haberde, elleri kolları bağlanan bir kardinalin, hayatı boyunca tanrıya hiç inanmadığını kabul etmemesi üzerine vahşi kalabalık tarafından nasıl parçalara ayrıldığı nakledildi. Okuyucularla paylaşılan ve insanı gerçekliği konusunda şüpheye düşüren tüyler ürpertici bir başka rivayet ise, Paris’te birçok pastanede göçmen ve din adamlarının etlerinden hazırlanmış turtaların servis edilmesiydi. London Times, September 12, 1792. Bir başka İngiliz gazetesi The Glasgow Advertiser, 21 Eylül tarihli sayısında, Paris sokaklarının her tarafını kaplayan çürümüş kafa ve uzuvların artık tahammül edilemez bir hale geldiğini, nitekim öldürülen mahkûmların cesetlerinin 3 büyük yük arabası tarafından otuz saat boyunca ara verilmeden Paris dışına nakledildiğini ve bunların açılan çukurlara rastgele bir şekilde atıldığını yazdı. Söz konusu haberde öldürülenlerin sayısı ise 6 bin olarak ileri sürüldü. The Glasgow Advertiser, September 21, 1792. İngiliz arşivinde yer alan bir belgede ise, Paris’te 4 binden fazla mahkûmun ve 160 kadar da papazın katledildiği iddiası yer aldı. Bkz. United Kingdom, University of Birmingham:

Cadbury Research Library: Special Collections, STA/59. Eylül katliamlarıyla ilgili olarak buna benzer bilgi ve değerlendirmeleri İngiliz kamuoyuyla paylaşan bir başka gazete ise Morning Chronicle oldu. Bkz. Morning Chronicle, September 8, 1792.

48 Hunt, age, s. 337.

49 Edmund Burke, önde gelen Whig isimlerindendi. Siyasi hayatı boyunca, birinci derecede filozof bir devlet adamı, müstebit idare ve adaletsizliğin muhalifi ve temel haklar ile Anglo-Amerikan anayasal geleneğinin ateşli bir destekçisi oldu. Jesse Norman, Edmund Burke: The First Conservative, Basic Books, USA 2013, s. 1.

50 Burke’ün Fransız İhtilali ile ilgili kaygı ve eleştirilerini sıraladığı karşı-devrimci propagandanın şaheseri sayılabilecek ünlü kitabı, 1790 yılının Kasım başında Londra’da yayınlandı. Bkz. Edmund Burke, Reflections on the

(8)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

86

Volume 10 Issue 7 October

2018

Olumsuz bir seyir izlemeye başlayan İngiliz-Fransız ilişkilerini daha da sıkıntılı bir hale getiren gelişme ise, 21 Eylül’de Fransa’da krallığın kaldırılması ve cumhuriyet idaresinin benimsenmesi oldu. Nitekim Fransızların attıkları bu adımlar üzerine Pitt Hükümeti, Paris’teki İngiliz Büyükelçisi Lord Gower’ı geri çağırdı.52 Londra’daki Fransız Büyükelçisi Chauvelin’in yetkileri ise askıya alındı ve artık kendisine daha az saygı gösterilir oldu.53 İngiliz Hükümeti, XVI. Louis’e karşı şiddet gösterilmemesi çağrısında da bulundu. Britanya’nın tavsiyesi, Fransız kraliyet ailesine kesinlikle zarar verilmemesi ve genel af çıkartılması yönündeydi.

Şiddet gösterilmesi halinde ise sorumluların Britanya’ya hiçbir şekilde giremeyecekleri hususunda Fransız yetkililer uyarıldı. Aslında bu uyarı, Britanya’nın tarafsızlık yolundan ayrılmaya başladığının da işaretiydi.54

Fransa’da kraliyete son verilmesi, iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemli bir kırılma noktası olarak değerlendirilebilir. Zira bu noktadan itibaren ilişkiler giderek daha ciddi bir düşmanlığa doğru evrilmeye başladı. İngiliz kamuoyu ise, Fransa’ya karşı birşeyler yapılması konusunda Genç Pitt üzerinde her geçen gün daha fazla baskı oluşturmaya başladı. Ama belirtmek gerekir ki, XVI. Louis’in hapsedilmesi üzerine Britanya’nın elçisini Paris’ten çekmesinde bile Pitt, inatla barış siyasetine bağlı kaldı. Amacı ve ümidi, bir taraftan İngilizlerin arabuluculuğu ile savaşı sona erdirmek, diğer taraftan Fransa’yı kendi iç işlerini tanzim etmesi için yalnız bırakmaktı. Nitekim Eylül katliamlarının haberi bile, Fransa’nın genişleme politikasından uzak durabileceği ile ilgili ümidini yok etmeye yeterli olmadı.55

İki ülke arasındaki ilişkileri zehirleyen ve Pitt’in barış siyasetini zorlaştıran bir başka gelişme ise, özgürlük için çaba gösteren tüm milletlere askeri yardım yapılmasına dair 19 Kasım’da gündeme getirilen bir önergeyi Fransız Milli Meclisi’nin hükme bağlaması oldu.

“Bütün hükümetler bizim düşmanımızdır!” diye haykırdı başkan; “Bütün milletler bizim müttefikimizdir!”56 Avusturya ve Prusya güçlerine karşı Valmy’de gösterilen başarıdan sonra zaferin mutluluğunu yaşayan ve kendilerine olan güvenleri artan Fransızlar, “tüm Avrupa kabinelerini yerle bir edeceklerini” söylemeye başladılar.57 Bu şekilde, sadece monarşilerle değil, tüm toplumsal hiyerarşilerle de aralarını açacak yeni savaş gayelerini ilan etmiş oldular.58 Alınan kararın çevirileri tüm ülkelere gönderildi. Kararname, Avrupa’daki her devletin tebaasına ayaklanmaları için bir çağrı anlamı taşıyordu.59 Fransız ihtilalcilerin, ortaya koydukları ilkeleri Avrupa’nın geri kalanına ihraç etmeye bu kadar istekli davranmaları,

Revolution in France, and on the Proceedings in Certain Societies in London Relative to that Event, J. Dodlsey, London 1790. Burke, Fransız İhtilali’nin yıkıcı ve şeytani bir güç olduğuna ve amacının da ekonomik reform yapmak veya politik haksızlıkları bertaraf etmek değil, inceleme veya denemeye dayanmayan “akılcılık” üzerine yeni bir Fransız ve Avrupa toplumu kurmak olduğuna inandı. Edmund Burke, Selected Writings and Speeches, Edited by Peter James Stanlis, Transaction Publishers, New Brunswick (USA) and London (UK) 1963, s. 512.

51 John Richard Green, World’s Best Histories England, Vol. 4, Co-operative Publication Society, New York and London, 1898, s. 315.

52 United Kingdom, Staffordshire and Stoke-on-Trent Archive Service: Staffordshire County Record Office, D868/11/5. Henüz savaşa girmemiş olan Avrupalı devletler, 10 Ağustos’tan sonra büyükelçilerini Fransa’dan çektiler. Amerikan büyükelçisi bile, kalıp kalmama konusunda büyük bir kararsızlık yaşadı. William Doyle, The Oxford History of the French Revolution, Oxford University Press, Oxford 1989, s. 197.

53 Grimshaw, age, s. 240.

54 Jeremy Black, George III: America’s Last King, Yale University Press, 2006, s. 299.

55 Green, age, Vol. 4, s. 315.

56 Age, s. 315.

57 Arthur Lyon Cross, A Shorter History of England and Greater Britain, The Macmillan Company, New York 1920, s. 584.

58 Doyle, age, s. 197.

59 Hunt, age, s. 339.

(9)

Yahya BAĞÇECİ

87

Volume 10 Issue 7 October

2018

şüphesiz Fransa’nın tüm komşuları için büyük bir tehdit olarak algılandı.60 Doğal olarak bu adımın Britanya’daki yansımaları da hiç olumlu olmadı. Bununla beraber, Fransızların ihtilalci doktrinlerini yayma konusunda attıkları bu tehditkâr adım, tek başına, Pitt’i tarafsız tutumundan alıkoymadı. Zira Burke ve Prusya-Avusturya yöneticilerinin aksine, Pitt’in, Fransa’da monarşinin restorasyonu için mücadeleye girişmeye hiç isteği yoktu.61

5. Fransa’nın Yayılmacı Politikası

Bu süreçte Genç Pitt’i asıl rahatsız eden husus, Fransa’nın yayılmacı politikalar izlemeye başlaması oldu. Fransızların, İtalya’daki ve Avusturya Hollandası’ndaki (bugünkü Belçika) zaferleri, Hollanda’yı savunmak için hazırlıklı olması gerektiğini Britanya’ya açık bir şekilde gösterdi. Britanya Hükümeti bu sonuca 1792’nin Kasım ayında ulaştı.62 Ayın 13’ünde Hollanda, ihtiyaç durumunda yardım edileceğine dair bir teminat alabilmek için Britanya’ya başvurdu. Pitt’e göre bu durumda tereddüt etmek neredeyse imkânsızdı. Nitekim Dışişleri Bakanı William Grenville63, Britanya’nın 1788 Antlaşması’nın şartlarını yerine getireceğine dair Hollanda’daki iki meclisli yasama organına güvence verdi.64

Gerçekten de Pitt Hükümeti’ni Fransa’ya karşı harekete geçirebilecek gelişmelerden birisi, müttefiki olan Hollanda’nın istila edilmesi tehlikesiydi. Fransa, Britanya’nın hassas noktalarından birisi olan Avusturya Hollandası’nı65 işgal ettiği gibi, şimdi de Hollanda’nın anlaşmalardan doğan haklarını hiçe sayarak Kuzey Denizi’ne dökülen Schelde Nehri’ni66 gemi trafiğine açtı.67 Fransızların attıkları bu adımın haberi 26 Kasım’da Londra’ya ulaştı.68 Bu adım, Büyük Britanya’ya karşı bir meydan okuma anlamı taşıyordu.69 Aynı zamanda Fransızların, Hollandalıları sindirdiklerinin de göstergesiydi. Hükümet içerisinde bu duruma karşı önlem alınması için harekete geçilmesini isteyenler vardı. Ama şüphesiz ki bu, hafife alınacak bir karar değildi. Zira böyle bir adımın atılması, Pitt’in barışın bir sonucu olarak gördüğü ticaret ve endüstrideki büyük gelişmeyi tehlikeye atmak anlamına gelirdi. Nitekim Pitt, böyle düşünen isimlerden birisi olan İçişleri Bakanı Henry Dundas’a70, “Britanya’nın son

60 H. T. Dickinson, "The Political Context", The Cambridge Companion to British Literature of the French Revolution in the 1790s, Edited by Pamela Clemit, Cambridge University Press, Cambridge 2011, s. 1.

61 Cross, age, s. 585.

62 Adams, age, s. 21.

63 William Wyndham Grenville, 1782 yılında siyasi kariyerine başladığında henüz 23 yaşındaydı. Adams, age, s. 4.

1780’lerde ve 1790’larda Genç Pitt’in Kabinesi’nde İçişleri ve Dışişleri gibi kritik bakanlıklarda görev aldı. Ayrıca Pitt’in en çok güvendiği sırdaşlarından birisiydi. 1806’da ise, kısa bir süre için dahi olsa, Başbakan olarak kuzeninin yerine geçti. Eric J. Evans, William Pitt the Younger, Routledge, London 1999, s. 3. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Pitt ve kuzeni Grenville, Edmund Burke’ün arkadaşı ya da fikirlerinin taraftarı olmamalarına rağmen, muhafazakâr Whigler olarak tanımlandılar. Jennifer Mori, Britain in the Age of the French Revolution: 1785-1820, Routledge, Routledge, London and New York 2014, s. 5.

64 Hunt, age, s. 338.

65 Britanya, özellikle, başka bir rakip denizci ülke tarafından ele geçirilmesini asla tolere edemeyeceği Belçika’daki Anvers şehrine Fransızlar tarafından el konulmasından oldukça rahatsızlık duydu. William Stearns Davis, A History of France from the Earliest Times to the Treaty of Versailles, Houghton Mifflin, Cambridge and Massachusetts 1919, s. 307.

66 Schelde Nehri, Fransa’nın kuzeyinden doğar ve Belçika’dan geçerek Hollanda topraklarında Kuzey Denizi’ne dökülür.

67 Annals of the Life of the Right Honourable William Pitt, Printed by B. Graves-Sold by H. Maxwell, Philadelphia 1806, s. 33.

68 Michael Duffy, “British Policy in the War against Revolutionary France”, Britain and Revolutionary France:

Conflict, Subversion, and Propaganda, Edited by Colin Jones, University of Exeter Press, Exeter-England 1983, s.

14.

69 Cross, age, s. 584.

70 Dundas, 1791-1794 yılları arasında Genç Pitt’in Kabinesi’nde İçişleri Bakanı olarak görev aldı. Bu dönemde tahttan gelen sınırlı müdahalelere rağmen, Pitt, Dundas ve Grenville, devlet politikasında belirleyici konumda yer alan isimlerdi. Bu üç kişi, genel anlamda kurucu Whigler olarak kabul edilirler. Mori, age, s. 3, 5.

(10)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

88

Volume 10 Issue 7 October

2018

derece ümit verici olan ilerlemesinin bu kadar çok kesintiye maruz kalması gerçekten oldukça onur kırıcıdır.” şeklinde uyarıda bulundu.71

Fransa ise, o zamana kadar Avrupa’nın tüm öfkesini üzerine çekmişti ve buna bir de Britanya’nın katılmasını istemiyordu. İngilizleri kızdıracak adımlar attıklarının farkında olan Fransızlar, yine de barış taraftarı olduklarını söylüyorlardı. Nitekim Pierre Le Brun’dan sonra Dışişlerine gelen Hugues-Bernard Maret, iddia ettikleri barışçıl tutumlarını ortaya koymak üzere Britanya’ya geldi. III. George, Fransa Meclisi tarafından gönderilen bir bakanın diplomatik konumu ve yetkileri hakkındaki olası tüm tartışmalardan kaçınmak için kendisiyle bir görüşme yapmamayı tercih etti. Zira Maret’in makamının ve ziyaretinin resmen kabulü, Fransa’daki Devrim Hükümeti’nin de resmen tanınması anlamına gelecekti. Aynı nedenle Pitt ile Maret, Britanya ve Fransa’nın resmi temsilcileri olarak değil, gayri resmi olarak bir araya geldiler. Bu buluşma, Pitt’in samimi bir şekilde barışı korumak istediğinin de göstergesiydi.

Görüşmede Pitt, Britanya’nın kırmızı çizgilerini bir kez daha Maret’e hatırlattı. Maret ise Fransa Meclisi tarafından kabul edilen ve özgürlük adına tüm milletlere askeri yardım öngören kararnamenin hedefinin Britanya olmadığını açıklamaya çalıştı.72 O’na göre Kasım kararnamesi, sadece cumhuriyetçi bir yönetimi istediğini açıkça gösteren halkların bulunduğu ülkeleri kastediyordu. Ayrıca Maret, Fransızların işgal ettikleri toprakları daimi olarak ellerinde tutmayacaklarına dair teskin edici güvenceler verdi.73

Fransa Hükümeti’nin verdiği bu garantilerden Britanya Hükümeti tam olarak tatmin olmadı. Zira sadece iki yıl önce imzalanan antlaşmaya ve tarafsız olduğunu beyan eden Britanya’nın kırmızı çizgisi olmasına rağmen Fransızlar, Hollanda’ya saldırmaya niyetli görünüyorlardı. Bunu yapmak, gerçekten de Britanya’yı savaşa zorlamak demekti. Genç Pitt ise, barış için ümidini koruyordu. Ama son gelişmeler ihtiyatlı davranmayı da gerektiriyordu.

Bu nedenle Pitt Hükümeti, Parlamento’nun açılışından önce milis kuvvetleri göreve çağırma ihtiyacı hissetti.74 Hollanda’ya da silahlanma çağrısında bulunuldu.75 Nitekim Maret’in İngiliz meslektaşı Grenville’in bu sıralarda yaptığı bazı açıklamalar, Pitt Hükümeti’nin, Fransızların devrimci ilkelerini, yapabilirse frenlemeye yönelik bir amacının olduğunu açıkça gösteriyordu.76

6. Britanya Parlamentosu’ndaki Tartışmalar ve Pitt Hükümeti’nin Attığı Adımlar Fransız ihtilalcilerin attıkları adımların İngilizler açısından meydana getirdiği tehlike, doğal olarak, Britanya Parlamentosu’ndaki görüşmelere de yansıdı. Zaten içerisinde bulunulan şartlar nedeniyle Parlamento, normalden daha önce Aralık ayının 13’ünde toplantıya çağrıldı.

Açılış münasebetiyle III. George’un gönderdiği mesajda, Devrim Fransası tarafından ilan edilen “diğer devletlere müdahale etme” ilkesi üzerinde duruldu ve bu ilkenin meydana getireceği tehlikelere dikkat çekildi.77

71 Duffy, agm, s. 14.

72 Hughes, age, Vol. IV, s. 81.

73 Cross, age, s. 585.

74 Cassell’s History…, Vol. IV, s. 410.

75 Hunt, age, s. 339.

76 Adams, age, s. 21.

77 The Parliamentary Register; Or, History of the Proceedings and Debates of the House of Commons: Containing an Account of the Most Interesting Speeches and Motions; Accurate Copies of All the Protests, and of the Most Remarkable Letters and Papers; Together with the Most Material Evidence, Petitions, &c. Laid Before and Offered to the House During the Third Session of the Seventeenth Parliament of Great Britain, Vol. XXXIV, Printed for J.

Debrett, opposite Burlington House, Piccadilly, London 1793, s. 5-7.

(11)

Yahya BAĞÇECİ

89

Volume 10 Issue 7 October

2018

Avam Kamarası’nda yapılan görüşmelerde ise, önde gelen liberal isimlerden birisi olan Charles James Fox78 savaş yanlılarına şiddetle karşı çıktı.79 Zira Fox, sivil haklara ve insanların refah ve mutluluklarına karşı hep düşman olarak gördüğü Fransız despotizminin yerle bir edilmesinden büyük bir memnuniyet duyuyordu.80 Fransızların attıkları adımların, İngiliz yönetim modeli ile uyumlu olduğunu ve İhtilal gelişmelerinin İngiliz anayasasını ancak tazim ettiğini göstermek için çabalayıp duruyordu.81 Fransız İhtilali’nin meydana getirdiği şiddetli endişeler, Fox’un, bu insanların iyi niyetleri ile ilgili kanaatinden vazgeçmesi için yeterli olmamıştı.82 O’na göre, Fransa Cumhuriyeti biran önce tanınmalıydı.83 Bu bakış açısıyla konuşan Fox, Hükümet’ten, Fransız idaresiyle müzakere etmek üzere yeni bir büyükelçi gönderilmesini istedi. Fransız İhtilali’ne sempati ile bakan Norfolk Dükü Charles Grey ile Richard Brinsley Sheridan da, Fox ile aynı düşünceyi paylaştılar.84 Edmund Burke ise, Fox’un öğütlerinin kabul görmesi halinde İngiltere’nin yıkımı olacağını iddia etti.85 Burke, gelenekleri yıkmayı amaç edinen İhtilal’in asıl karakterinin zorbalık olduğunu iddia ediyordu. O’na göre, her türlü kötülüğün işlenmesine göz yumdukları için tüm Fransız halkı suçluydu.86

James Fox, Parlamento’nun 14 Aralık tarihli oturumunda yaptığı konuşmada ise,

“despotların koalisyonu” olarak nitelendirdiği Prusya ile Avusturya karşısında Fransız ordularının gösterdiği başarı için duyduğu memnuniyeti ifade etti.87 Buna karşılık Burke, Fransa’nın anlaşma sağlanabilecek hiçbir gerçek hükümete sahip olmadığı fikrini tekrarladı.

O’na göre Fransa’da anarşi hâkimdi ve bir gün bir parti, ertesi gün diğer bir tanesi üstünlük sağlıyordu. Cromwell idaresindeki İngiltere’de bile böylesi bir durum söz konusu değildi.88

İhtilal’i destekleme noktasında hiç yılgınlık göstermeyen Fox, ertesi günkü oturumda, bir büyükelçinin Fransa’daki mevcut hükümet üyeleriyle görüşmek üzere Paris’e gönderilmesinin III. George’dan talep edilmesi konusunda bir teklif sundu.89 Grey, Francis, Erskine, Whitbread

78 Fox ailesi üyeleri, Hannover döneminde Whig siyasetinde önde gelen kişilerdi. Henry Fox (1705-1774) ile oğlu Charles James Fox (1749-1806), özellikle William Pitt ile oğlu Genç Pitt’in siyasi rakipleri olmaları sebebiyle en iyi bilinenleriydi. Britain in the Hanoverian Age, 1714-1837: An Encyclopedia, Editor: Gerald Newman, Garland Publishing, New York & London 1997, s. 264. James Fox, gelecekteki rakibi Genç Pitt’ten on yıl önce doğmuş ve O da Pitt gibi siyaset arenasına neredeyse çocukken girmişti. Bahsettiğimiz döneme kadar ikişer defa Avam Kamarası Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunmuş tecrübeli bir politikacıydı. Bkz. Lewis Sergeant, William Pitt, WM. Isbister Limited, London 1882. Özellikle son zamanlarda popülaritesi artan Fox, “halkın adamı”

olarak görülmeye başlamıştı. J. R. Dinwiddy, Radicalism and Reform in Britain, 1780-1850, Introduction by H. T.

Dickinson, The Hambledon Press, London and Rio Grande 1992, s. 1.

79 The Parliamentary Register, Vol. XXXIV, s. 17-45.

80 Fox’un İhtilal karşısındaki tavrı, Pitt ve Burke’ün tavırlarından farklıydı. Cross, age, s. 581. Amerikan İhtilali’nden memnun olduğu gibi Fransa’daki İhtilal’e de seviniyordu. Hunt, age, s. 317. Bastille’in düşmesi konusunda Temmuz ayında coşkuyla şöyle yazdı:“Dünyada şimdiye kadar gerçekleşmiş en muazzam ve en güzel olay!” Edmund Burke, Reflections on the Revolution in France and Other Writings, Edited and Introduced by Jesse Norman, Everyman’s Library, New York, London, Toronto 2015, s. XVII. Fox, İhtilal’in gelişmeleri içerisinde bir yandan dökülen kanlar için üzüntüsünü belirtiyor, ancak diğer taraftan bu süreçteki her adıma seviniyor ve İhtilal’in başarısını sürekli yüceltiyordu. Cross, age, s. 581; Hunt, age, s. 317.

81 Hughes, age, Vol. IV, s. 33.

82 Cassell’s History…, Vol. IV, s. 410.

83 Cross, age, s. 585.

84 Fox’un konuşması için bkz. The Parliamentary Register, Vol. XXXIV, s. 17-45; Grey’in konuşması için bkz.

Age, s. 51-54; Sheridan’ın konuşması için bkz. Age, 62-64.

85 Burke’ün konuşması için bkz. Age, s. 65-69.

86 Hughes, age, Vol. IV, s. 34.

87 The Parliamentary Register, Vol. XXXIV, s. 74-81, 87-88.

88 Age, s. 82-87.

89 Age, s. 98-99, 150-152.

(12)

Britanya-Fransa Savaşına Giden Yol (1792-1793)

90

Volume 10 Issue 7 October

2018

ve Sheridan gibi isimler Fox’un arkasında yer aldılar. Ama Fox’un gayreti yeterli olmadı ve teklif Parlamento üyelerinin büyük çoğunluğu tarafından reddedildi.90

Bu arada Pitt Hükümeti, İhtilal Fransası’nın hoşuna gitmeyecek bir takım adımlar atmaya başladı. Mesela 19 Aralık günü Dışişleri Bakanı Lord Grenville, yabancılara yönelik olarak önceki Yabancılar Kanun Tasarısı’nda yer almayan birtakım düzenlemeleri içeren yeni bir tasarıyı Lordlar Kamarası’nın gündemine getirdi.91 Elbette bu tasarının, göçmen Fransızlara92 ve özellikle de Fransız devrim ajanlarına karşı getirilmiş olduğuna hiç şüphe yoktu. Buna göre, tüm yabancılar ülkeye girişlerinde kendilerini resmi makamlara bildirmek, yanlarında getirdikleri silahları teslim etmek, pasaportlarını yanlarında taşımak ve ülkedeki her hareketlerinde bu pasaportlarla işlem yaptırmak zorundaydılar. Böylece hareketleri yetkililerce takip edilebilecekti. 1792 yılında gelenler ise ayrıca izlenecek ve geliş sebepleri özellikle soruşturulacaktı. Bu sayede yabancı uyruklular devletin gözetimi altında belli bölgelere dağıtılacaklar ve İngiliz Hükümeti’nden de belli bir miktarda ödenek alabileceklerdi.93

Tasarı Avam Kamarası’nın gündemine geldiğinde, Fox ile Sheridan, bu yeni Yabancılar Tasarısı’na şiddetle karşı çıktılar.94 Tehlikenin abartıldığını düşünen Fox’un, teklif edilen bu önlemleri desteklemesi zaten beklenilemezdi.95 Zira Fox, Fransız ilkelerinin tehlikeli olduğuna dair Britanya kamuoyunun olumsuz hislerini yumuşatmak için elinden geleni yapıyordu.

Bununla beraber yaptığı konuşmada, Fransa’daki Eylül katliamlarına yönelik nefretini ifade etmekten de geri durmadı.96 Burke ise, bekleneceği üzere, ateşli bir şekilde tasarıyı destekledi.

Belli oranda bir muhalefetle karşılaşsa da, sonuçta Hükümet tasarıyı Parlamento’dan geçirmeyi başardı. Hükümet’in adımları bununla da sınırlı kalmadı. Bu tasarıyı, Fransız İhtilal Hükümeti’nin el koyduğu mallara karşılık olarak çıkardığı kâğıt paraların, tahvillerin ve senetlerin dolaşımını yasaklayan başka bir tasarı takip etti. Bunun ardından ise, deniz levazımlarının, güherçilenin, silah ve mühimmatın ihracatını yasaklayan bir başkası geldi.97

Bu noktada Britanya Hükümeti’nin Fransızları kışkırtacak bu adımları neden attığı hususu üzerinde durmak gerekir. Hükümet’in, Fransız devrim ajanlarına karşı etkili tedbirler almak istemesi makul ve anlaşılır görülebilir. Bununla beraber, belirttiğimiz gibi Hükümeti asıl rahatsız eden konu, Fransa’nın saldırgan ve genişlemeye yönelik politikaları olmuştu. Zira Fransızlar, Avusturyalıları yenilgiye uğratıp Saksonya’yı ilhak, Belçika toprakları ile Savoie ve Nice’i de işgal etmişlerdi. Hollanda’yı ise işgal etmekle tehdit ediyorlardı.98 Üstelik Fransa Meclisi, Aralık ayının 15’inde, Fransız orduları tarafından işgal edilen tüm devletlerin esasen Fransa’ya tabi olacağına karar verdi.99 “Özgürlük” savaşı, bir “fetih” savaşına dönüştü.100 İşte

90 15 Aralık’ta Avam Kamarası’nda yapılan tartışmalar için bkz. Age, s. 97-154.

91 The Parliamentary Register; Or, History of the Proceedings and Debates of the House of Lords: Containing an Account of the Most Interesting Speeches and Motions; Accurate Copies of All the Protests, and of the Most Remarkable Letters and Papers; Together with the Most Material Evidence, Petitions, &c. Laid Before and Offered to the House During the Third Session of the Seventeenth Parliament of Great Britain, Vol. XXXVI, Printed for J.

Debrett, opposite Burlington House, Piccadilly, London 1793, s. 24.

92 Başlangıçta, Fransa’dan gelen din adamları ve soylular İngiliz sahillerinde şefkatli ve hoş bir karşılama bulmuşlardı. Green, age, Vol. 4, s. 313.

93 Cassell’s History…, Vol. IV, s. 411.

94 The Parliamentary Register, Vol. XXXIV, s. 208-237.

95 Cross, age, s. 584-585.

96 Gerçekten de Eylül katliamları Fox için bile kabul edilemezdi. İhtilal’e daha az sempati duyan İngilizlerin tepkisi ise fazlasıyla düşmancaydı. Black, George III…, s. 298.

97 Cassell’s History…, Vol. IV, s. 411-412.

98 Edith Thompson, History of England, James Campbell and Son, Toronto 1879, s. 300.

99 Milli Meclis’in aldığı karara göre, Fransız ordusu tarafından işgal edilen her ülkede var olan hükümet sistemine son verilecek ve egemenliğin halka ait olduğu ilan edilecekti. Buna karşı gelen herkese de düşman gözüyle bakılacaktı. Cross, age, s. 585.

(13)

Yahya BAĞÇECİ

91

Volume 10 Issue 7 October

2018

bu noktada Fransa’ya karşı harekete geçilmesini isteyen bazı bakanların101, bu tasarıları bilinçli olarak Meclis’in gündemine getirdiklerini düşünebiliriz. Böylece, bu adımlara kızan Fransa, savaşı başlatan taraf olacaktı. Saldırgan tarafın Fransa olması ise, İngiliz halkının gözünde Fransızları haksız duruma düşürecekti. Nitekim Hükümet içerisinden gelen Fransa’yı kızdıracak bazı açıklamalar da böyle bir planın varlığına işaret etmektedir.102

Peki, böyle bir planda Başbakan Genç Pitt’in rolü neydi? Aslında Pitt’i bu plandan biraz soyutlamak gerekir. Zira Kasım ayı başlarında, hâlâ Hollanda’ya tarafsız kalması için baskı yapan isim Pitt’ti. Aralık ayında bile, Polonya’nın taksim edileceğine dair haberler üzerine son bir barış çabası içerisine giren ve Fransa ile uzlaşması durumunda Avusturya’ya Bavyera’yı alabilmesi için yardım teklif eden de O’ydu. Ama İngilizlerin Fransa aleyhine artan milli ihtirasları karşısında giderek yalnızlaşan da kendisi oldu. Yine de son ana kadar savaş çığırtkanlığına katılmayı reddetti. Pitt’in barış çabaları ise boş yereydi. Uzlaşmacı tavrı, Kanal’ın karşısında sadece korku olarak algılandı.103

7. Fransızların Tutumu

Britanya Parlamentosu’nda ardı ardına getirilen tasarılar, İhtilal Fransası’nı doğal olarak oldukça rahatsız etti. Bununla beraber aslında hangi ülkenin daha samimiyetle ilerlediğini söylemek de oldukça zordu. Evet, bazı İngiliz bakanların içten pazarlıklı politikalar benimsediği bir gerçekti. Ama Fransızların daha dürüst davrandığını söylemek de kolay değildi. Nitekim bir Hükümetin yanlış anlaşılmalara müsait açıklamalarını, diğerinin müphem beyanları takip etmeye başladı.104

Fransız cumhuriyetçileri, doktrinlerini ve yönetim biçimlerini silahlı güçlerle yayma niyetlerini açıkça ortaya koyuyorlardı. Gösterdikleri şiddet de, İngiliz üst ve orta sınıfların olumsuz duygularını iyice artırıyordu. Bu farklı tutum ve politikalar ise, Britanya ile Fransa’nın arasının kapanmaz bir şekilde açılmasına neden oluyordu. Gerçekten de artık iki ülke arasında barışı sürdürmek oldukça zor bir hale geldi.105

Kendi bakış açılarına göre Fransızlar, krallarından özgürlüklerini alabilmek için, üzerlerine silahla gelen Avrupa’ya karşı cesurca direniyorlardı. Britanya ise soğuk bir tavırla bu mücadeleden uzak duruyordu. İhtiraslı bir heyecanla adeta çıldıran ve dahası kazandıkları özgürlüklerini yok etmek için harekete geçenlere karşı tüm güçleriyle karşı koyan Fransızlar için böylesine bir tarafsızlık tavrı sırtlarından vurulmuş hissi veriyordu. Britanya Hükümeti’nin ve genel olarak da İngiliz halkının bu tutumu, taşkın Fransızlara inanılmaz bir durum olarak geliyordu. Onlar, Avrupa’nın despotizm ve boş inançlardan kurtulması konusunda hâlâ Britanya’dan yardım bekliyorlardı. Ama onlara göre İngilizler, Fransızların yok ettikleri şeytani güçlerin farkında değildiler. Ülkeleri için elde ettikleri faydaları da görmüyorlardı.

Üstelik İngilizlerin tutumlarında, kendilerinin yerle bir ettikleri aristokratik tavra şahitlik ediyorlardı.106

Gerçekten de Fransızlar, kendilerini anlamayan Britanya’daki despotik yönetimden şikâyet edip duruyorlardı. Onlara göre, özgürlükçü İngilizler bu baskıdan kurtulmak istiyor ve

100 Hunt, age, s. 340.

101 Douglass Adams, Dışişleri Bakanı Grenville’in, Başbakan’dan daha fazla savaşa taraftar olduğunu gösteren bir kanıt olmadığını ileri sürmüştür. Savaşın önlenmesi noktasında en akılcı politikaların benimsenip benimsenmediği hususunun ise ayrı bir tartışma konusu olduğunu ifade etmiştir. Adams, age, s. 20.

102 Duffy, agm, s. 14.

103 Green, age, Vol. 4, s. 315-316.

104 Grimshaw, age, s. 240.

105 Thompson, age, s. 300.

106 Green, age, Vol. 4, s. 313.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tasarı, göçmenlere, Fransa'ya gelmeden dil ve uyum sınavından geçme, aile getirebilmek için asgari ücretin 1.5 katını kazandığını ve geniş konutta kaldığını kanıtlama,

Hors d'oeuvre (ordövr) veya entree plat principal (ana yemek) ve peynir veya tatlı, bazen birlikte salata servisi de yapılır.. Akşam yemekleri genellikle ekmek şarap ve maden

b)bir Akit Tarafın ülkesinde bu Akit Tarafın mevzuatına uygun olarak kurulmuş bulunan ve yönetim merkezi veya etkin iktisadi faaliyetleri o Akit Tarafın ülkesinde bulunan

Arzu eden misafirlerimiz Ekstra Köln veya Düsseldorf Şehir turuna katılabilirler.. Köln'e inişimizin ardından Ren nehrinin ikiye böldüğü ve her iki yakasının

Köln'e inişimizin ardından Ren nehrinin ikiye böldüğü ve her iki yakasının 8 köprü ile birbirine bağlandığı, Orta çağ kenti olan Köln şehir turunda; ünlü Gotik

Diğer sanayi ürünleri grubunda ihracat potansiyeli yüksek ürünler 940320 Diğer metal mobilyalar.. 940190 Oturmaya mahsus mobilyaların aksam, parçaları 940510 Avizeler;

Fransız Yüksek Kütüphanecilik Okulunda çeşit çeşit derslerin yaıu- başıtıda çocuk kütüphaneciliği dersi de gördüm, tatbikatını yaptım, kütüphane

Bu itme gücü ancak yüz milyonlarca dolara mal olan pahalı la- zerler kullanarak, hatta daha da paha- lı tekniklerden yararlanarak, örneğin kontrolsüz füzyon yoluyla ya da