• Sonuç bulunamadı

Hiçlikte İhtimal Var ve “Yalnızlığın Öyküsü”

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hiçlikte İhtimal Var ve “Yalnızlığın Öyküsü”"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KİTAPLIK

100 Türk Dili

Kâmil Yeşil’in Öykü Dersleri’nde ele aldığı konulardan biri de metin- lerarasılık. Metinlerarasılığı benzer- lik, karşılıklı etkileşim ve intihal bağ- lamında değerlendiren Yeşil; İslam kültüründen ve Batı’dan seçtiği dört metin üzerinden farklı çıkarımlarda bulunuyor (s. 297-312).

Kitabın “Anlatılarda Hoca Tipleri”

ve “Anlatılarda Mekân” isimlerini ta- şıyan son iki yazısını tek bir yazı ola- rak okumak da mümkün. Söz konu- su iki yazıda farklı dünya görüşlerine sahip şair ve yazarların dinî kimlik ve mekânları ele alışlarındaki farklı tutumlar inceleniyor. Kâmil Yeşil; bu yazılarında Halide Edib, Yakup Kad- ri, Yahya Kemal, Tarık Buğra ve Mus- tafa Kutlu gibi isimlerin eserlerinde vücut bulan farklı hoca tipleriyle dinî mekânlara yüklenen farklı anlamların, biraz da söz konusu isimlerin siyasi otorite ve modernleşme karşısındaki

duruşlarından kaynaklandığını belir- tiyor. Yeşil’e göre; geçmiş dönemler- deki bazı metinlerde güdümlü olarak olumsuz bir şekilde yer verilen ve ger- çek hayatla bağlantılı olmaktan uzak görünen hoca tipinin, günümüzün anlatılarında güncellenerek işlenmesi gerekiyor (s. 350).

Edebiyatımızda gelenekle moderni birleştirip çeşitli insani durumları yan- sıtan kalıcı öyküler kaleme alan Kâmil Yeşil’in Öykü Dersleri isimli eseri, hem öykü tahlili konusunda alanın merak- lılarına yol gösteren hem de kısa ve doyurucu bilgilerle birlikte öykümü- zün eleştirel tarihini veren bir yöntem kitabı olarak nitelendirilebilir. Bu açı- dan değerlendirildiğinde söz konusu kitabın hem öğrenciler hem de yazar ve araştırmacılar için bir başvuru kay- nağı olarak el atında bulundurulacağı- nı söylemek yanlış olmasa gerek.

Ali Oktay ÖZBAYRAK

Hiçlikte İhtimal Var ve

“Yalnızlığın Öyküsü”

Her ne kadar ödül tartışmaları yaşa- nıyorsa da edebiyat ödüllerinin haya- tımızdaki önemi yadsınamaz. Özellik- le kitabı olmayan yazarları, edebiyat dünyamıza sunmaları; okurun dik- katini çekiyor. Öyle ki yüzlerce dosya arasından, yetkin isimler tarafından seçilen dosya; edebiyat dünyamıza büyük bir yazar kazandıracak mı so- ruları, ödülün açıklanmasından evvel

beynimizde dolanmaya başlıyor. Bu ödüllerden birisi de Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri. Edebiyatımızın çı- narı Varlık Yayınları bünyesinde dü- zenlenen ödül, edebiyat tarihimizde yüzlerce büyük yazar yetiştirmiş bir derginin ve yayınevinin yeni soluğu ol- masından dolayı el üstünde tutuluyor.

Öykü dalında alınan ilk ödül 87’de Ce- mil Kavukçu’nun… ve bugün edebiyat

(2)

GÜNDEM

Türk Dili 101 dünyasının pek çok ismini ödül alan,

dikkate değer görülen kişiler arasında görmek mümkün. Hâl böyle iken tüm dikkatler ödülü alan isme yöneliyor.

2016 yılında Gamze Arslan’ın Çerçialan kitabı tüm edebiyatseverle- rin dikkatini çekmiş durumda. Başarı- lı kurgularıyla dikkat çeken Çerçialan, üçüncü baskısını bitirmek üzere ve birçok eleştirmenden geçer not aldı.

Aynı yıl dikkate değer görülen Mev- sim Yenice’nin dosyası ise Everest Ya- yınları tarafından basıldı ve dördüncü baskıya doğru yol alıyor. Bu, iki yaza- rın başarısı şüphesiz ki Pelin Kıvrak’ın Hiçlikte İhtimal Var kitabı hakkındaki beklentilerini yükseltti. Ekim ayında çıkan kitap, şimdilik sessiz sedasız yol- culuğuna devam ediyor.

Pelin Kıvrak’ın “Dünyada kaleme alınamayacak hikâye yoktur, cesaretsiz yazar vardır.” sözlerini okuduğumda cesur, parmak basılmaktan çekinilen konuları işleyeceğini düşündüğüm yazar; öyküsünü yoksulluk, çaresizlik, ızdırap, pişmanlık, yalnızlık gibi tema- lara yaklaştıracak varoluşsal durumlar üzerine kurmuş durumda. Öyküleri- nin sacayaklarını ise evlilik ve ilişkiler oluşturuyor. Tüm kötülüklere karşı ufak ihtimallerin iyimserliğini güden yazar, söylenmemiş olanın peşinde gi- diyor. Bu yolculuk, umut ateşini yaka- cak ihtimalleri bulma yolculuğu.

On öyküden oluşan kitabın ithafı;

“Yok olanlara… Geride bıraktıkları hikâyeler için.” başlı başına bir öykü- nün içine çekiyor okuru; kaybedenle-

rin, gidenlerin, kalanların, canı yanan- ların öyküsü.

Kitabın ilk öyküsü “Kazak”, Willi- am Shakespeare’in “Zihnim akreplerle dolu…” sözünü alıntılayarak başlamış;

bir yazarın neden yazdığını, acılarını dindirmeye çalışmasını, yalnızlığı- nı ve buna dair anlatacağı hikâyeleri konu ediniyor ve okuru selamlıyor.

Shakespeare’in sözünden mülhem;

annesinin evinde kalan kazağı almak için yola çıkan yazar kahramanımızın düşüncelerinden, geçmişe ait acıların- dan, neden yazdığından bahsederek bilinç akışı tekniği ile desteklenmiş bir öykü.

“Dul bırakan nedir bilir misiniz?

Şimdi adını hatırlayamadığım bir to- Pelin KIVRAK, Hiçlikte İhtimal Var,

Varlık Öykü Yayınları

(3)

KİTAPLIK

102 Türk Dili

zun uzunca bir süre düzenli olarak so- lunmasıyla akciğerlerin katılaşmasına sebep olan bir hastalık… Bu maddeye yıllarca maruz kalan maden işçileri, hastalığa kendi aralarında böyle der- lermiş. İnsanın her nefes aldığında azar azar öldüğünü ve yakınlarını yal- nız bıraktığını bilmesi ne acı şey.”

Maden işçilerinden, şehrin her tarafının şantiyelerle dolmasından, Türkçe bilmeyen iki dilenci çocuğa, evlilik baskılarına hafifçe dokundur- malarıyla güncele değen bir yanı da var.

“Toz” ise yazarın Varlık’ta da çıkan, okura ilk kez kendini gösterdiği öykü.

Eşinin ölümünden sonra hayata kü- sen, evinden çıkmayan Kemal Bey’le temizlikçisi İkbal arasında geçen öy- küde, toz imgesi dikkat çekici. Düşün- celer, anılar, gidenler ve yalnızlık bu öyküde de hâkim durumda. Toz, yaza- rın en güçlü öyküsü.

“Yaşlı bedeni eski paslı bir makine gibi çalıştıkça eklemlerinde biriken tüm anılar, düşünceler, kelimeler, ez- berindeki oyunlar, hikâyeler, korkular, kahırlar yetmiş dokuz yıldır onu ayak- ta tutan kemikleri ağır ağır öğütmeye koyuldu. Yıllardır zihninin eleğinden geçip kemiklerine işleyen bir sürü dü- şünce, vücudunun yorgun değirme- ninde un ufak oldu. Her nefes alışve- rişinde artık nefesinden başka hiçbir şey vermediği dünyaya küçük bir toz birikintisi katıldı.”

“Sinek” öyküsü ise müzede arşiv asistanı olarak çalışırken ihracat yaparak zengin olan bir baba ile

sanat tarihçisi bir annenin cılız oğlu tarafından anlatılıyor. Bir çocuğun gözünden; babanın dolandırıcılıktan aranmasından dolayı eve gelen polis- lerin ve yaşanan sürecin anlatıldığı iyi bir öykü. Pelin Kıvrak’ın söyleneme- yenleri söyleme ihtimali, bu öyküde de çocuk karakter üzerinden karşımı- za çıkıyor. “… Aylin Abla’ya kızmam, hiç telaşlanmıyor diye anneme kız- mam……Sanki tüm bu kızgınlıkların ve huzursuzlukların geçmesi sineğin hareketine bağlıydı.” Sinek; çocukluk anılarının, kaybetmişliğin, söyleneme- yenlerin öyküsüdür.

“Lacivert”; babası öldüğünden beri ailenin geçim derdini üstlenen, Evren Lokantası’nın en genç ve en çalışkan garsonu Emin’in Feryal adında bir kıza âşık olma hikâyesini anlatır. Söy- lenemeyenlerin, yaşanmamışlıkların, ihtimallerin ve tesadüflerin öyküsü- dür. Pelin Kıvrak’ın etkili anlatımı ile sinematografiktir.

“Müptela”, yarım sayfa ve tek cüm- lelik vurucu bir öykü olarak kitapta ye- rini alır. Sonun başlamasının etkili bir anlatımıdır.

“Çorba”, Süreyya ile Metin’in aşk hikâyesinden yola çıkan bir ihanet öyküsü; “Nikâh”, düğün zamanı yarım kalmışlıkların, kaçışların, cesaretin öy- küsü; “Saat”, saat takıntılı bir adamın, yalnızlığından bilinmeyen bir numa- ra ile soru cevap üzerinden oynadığı oyun üstüne kurgulanmış bir öykü olarak karşımıza çıkar.

Kitabın “Anahtar” öyküsü bir soru ve bir cevap olmak üzere iki cümleden

(4)

GÜNDEM

Türk Dili 103 oluşmasına rağmen yalnızlık temine

atılmış iyi bir yumruktur. “Öyküde na- kavt etmek gerekir.” diyen Cortazar’a atfen bir nakavttır.

“Sevdiği kadından ayrılalı üç, ev- leneli ise iki yıl olmuştu.” cümlesi ile başlayan “İhtimal” öyküsü, kitaba adı- nı veren öykü olarak okura veda eder.

Aşk, korku ve pişmanlık üzerine ku- rulmuştur. Hem erkek hem de kadın bakış açısıyla yazılmış olmasından dolayı güçlüdür. Yazarın etkili dil kul- lanımı öyküyü güçlendirmiş, okurun gözleri önünde canlandırabilmesini sağlamıştır.

Pelin Kıvrak öyküleri, yazarın etki- li anlatımıyla yalnızlık temini merkeze

almasıyla öne çıkmaktadır. Kısa öykü- lerinde vuruculuğu, diğer öykülerin- de ise canlandırmacılığı dikkat çeker.

Karakterleri, yaşayamadıklarıyla ve sessizlikleriyle öykülerinde yerlerini alırlar. Ancak karakter ve olay derin- leşmesinin olmaması yazarın etkileyi- ciliğini bir tık kırmaktadır.

“Haysiyetli ızdıraplar yalnızlıkta çekilir.” diyen yazarın bu cümlesi kita- bının da en büyük dayanağıdır.

Bakalım Hiçlikte İhtimal Var kita- bı da geçen seneki iki güçlü eser kadar ses getirecek mi?

Ödülün doğru dosyaya ulaşıp ulaşmadığına zaman karar verecek.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasta olarak acil servise baflvurdu¤unuzda hekimin yap›lmas› planlan›lan tan› ve tedavi hakk›nda anlafl›l›r bir flekilde bilgi vermesi sizi nas›l etkiler.. Hasta

Bu makalede ilk hastal›k bulgusu olarak malign miyalamatöz plevral efüzyon ve toraks duvar›nda plazmositom saptanan daha sonra yap›lan tetkiklerde multipl miyeloma tan›s› alan

Klini¤imizde son sekiz y›l içinde, soliter akci- ¤er nodülü veya kitlesi nedeniyle rezeksiyon uygulan›p histopatolojik tan›s› "hamartom" olarak bildirilen 15 hasta;

Burdur’un Akçaköy’ünde 1929 yılında doğan yoksul köylü çocuğu Fakir ile ondan iki yıl son­ ra İstanbul’da dünyaya gelen üç kuşaktan iyi eğitim görmüş

If low serum cholesterol concentrations were linked to increased depression, it would be difficult to interpret the correlation between depression and coronary

Ad›n› EfsaneKediden Ald› Ad›n› Anadolu pars›n›n Latince ismi Panthera pardus tulliana'dan alan Pardus, %100 Türkçe deste¤i verebilen Linux temelli bir iflletim

Tatlısularda yaşayan bitkiler genel olarak hidrofit topluluklar (suda yüzen bitkiler), amfibi topluluklar (bir kısmı karada, bir kısmı suda gelişen bitkiler) ve helofit

To overcome these problems, in this study, the samples are studied to chemically concentrate by using less radiochemical procedures than used in alpha