• Sonuç bulunamadı

FIKHi TEFSiR HAREKETi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "FIKHi TEFSiR HAREKETi"

Copied!
177
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doç. Dr.

Mevlüt GÜNGÖR

KUR.AN TEFSiRiNDE

FIKHi TEFSiR HAREKETi

ve

iLK FIKHi TEFSiR

istanbul

1996

(2)
(3)

D oç.D r.Mevlüt GÜ N GÖR

Karabük ili, Efiani ilçesi Yalacık Köyünde 1 950'de doğdu. ilk öğremini istanbul Kocamustafapaşa ve Çapa ilkokullarında tamamlad ı . Orta ve Lise Öğrenimini de istanbul imam-Hatip Okulu'nda bitirdi.1 970. Ayrıca fark dersleri vererek istanbul Eyüp Lisesi'nden de diplema aldı.

istanbul Yüksek islam Enstitüsünde üç ay kadar oku­

duktan sonra Bağdat Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, ilahiyat Bölümüne geçti ve buradan 1 974'te pekiyi derece ile mezun oldu.

Askerliğini, asteğmen ve teğmen olarak Ankara Ma­

mak Muhabere Okulu, Elektronik Asısubay Hazırlama Li­

sesi'nde Din ve Ahlak Dersleri öğretmeni olarak tamam­

ladı.

27.1 .1 977'de Ankar.çı ... Ü,o,iv�rsitesi ilahiyat Fakültesi Tefsir Kürsüsünde Tefsir -

sistanı olarak akademik hayata atıldı. Burada 1 981 'de Doktor, 1 985'te Yard ı mcı Doçent ve 1 988'de de Doçent oldu.

Bu arada SuCıdi Arabistan imam Muhammed b. Suud Üniversitesi Kasim; Bölgesi islam Hukuku ve ilahiyat Fakültesinde 2,5 ders yılı Tefsir dersleri verdi

Halen Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nde göreve devam eden yazar, evli ve üç çocuk babasıdır.

(4)
(5)

KUR'AN KİTAPLIGI no 4

İsterne adresi fax no : O 312- 484 45 41

tel no : O - 312 - 484 1 5 69

Posta çeki hesabı M

e

vlüt Güngör 1 62 469

© Her hakkı yazara aittir.

ISBN 975 - 95034 - 1 - 7

Dizgi : Yazar.,.

_, "'' .•-· . . • , . ,J.

Kapak : Aycan .Gtafik Mizanpaj

İriiafRekl��

Kapaktaki tuğra Ali;Hüsrevoğlu Baskı ve Cilt Bayrak Matbaası

.... . . _, .. ,, .. .

l.Baskı : Ocak 1 996

(6)

/Til AF

tt"«�" �ir �If

alıiaiN

!loitelii �etleNiri

rlr:..

Iri rlr'rlti

tireele?i; MaitrrirleNir /�laiN

lıtljdta

!eepti<-lffeler-rirtir alt !lalt�/lfl lıazrr-lfl?M !ellfrt{­

j'ey11r1f Ja.·ta.·lf lfrafe���r-, lffa·etelıil u-e faillıfeN:..

lffizle, bo.lfclalf

i�!e

fljlfl 11rer 'ale?/ clalıa rfer-ler-e JÖtit?eeei

olalf

!lelfi lfU!e itlıaf

er.lt!or-alff ...

(7)
(8)

ÖNSÖZ

Yüce Allah, insanı sadece yaratmakla kalmamış, ona diğer canlılardan farklı olarak, akıl, irade ve zen­

gin bir ruh dünyası yanında, takip etmesi gereken itikadi, ahlaki ve arneli ana prensipleri ve hükümleri de daha ilk insandan itibaren zaman zaman gönderdiği peygamberlerle göstermiştir.

Geçmişi ve geleceği, sınırsız ilmi ile kuşatan, ken­

di yarattığı insanı, gerek maddi ve manevi yapısı ve gerekse üstünlükleri ve zaafları ile çok iyi bilen Yüce Allah, elbette böyle bir konumda olmaya en çok layık olan bir zattır. Esfısen bu insan için büyük bir lütuftur.

Çünkü O yüce Yaratıcı insanı kendisinden çok daha iyi bilmektedir. Elbette Onun gösterdiği yol en doğru yol olacak ve onu hem bu dünyada ve hem de ahirette mutlu edecektir.

İşte Yüce Allah son peygamberine (s.a. v) gönderdiği Kur'an'da da insanlığın hayatına yön vere­

cek bir takım esas ve hükümleri göstermiştir. Konu ile ilgili ayetler çok kaba bir ifade ile takriben Kur'an'ın

7

(9)

'

sadece 12'de birini teşkil etmektedir. Çünkü Yüce Allah, bütün dünyaya ve bütün zamanlara hitap eden ve zamanla değ·işmiyecek hüküm ve prensipler koy­

duğu için pek ayrıntılara girmemiş, boşlukların Kur'an'a uygun bir şekilde doldurulmasını Peygam­

berine (s.a. v.) ve islam hukukçularına bırakmıştır. Bu da zannedildiğinin aksine İslam Hukukunun dogma­

lardan ibaret olmadığını açıkça göstermektedir.

İşte, gerek bu ilahı prensip ve hükümlerle ilgili ayetterin makdut sayıda ve çok genel olup izaha ve yoruma açık olmaları ve gerekse sahanın yaşanan hayatla doğrudan doğruya ilgili bulunması sebebi ile Kur'an'ın üzerinde en çok durulan ve işlenen yönlerinden birisi bu ayetler olmuş ve bu sahada pek çok sözün söylenmesine ve tefsirin yazılmasına da ve­

siZe teşlıil etmiştir.

Tefsir ilmi literatüründe "Fıkhi Tefsir" adı veri­

len bu çalışmalar elinizdeki araştırmamızın mevzuu­

nu teşkil etmektedir. Konuyu işlerken önce, Kur'an'ın fıkh'i yönünü ve Kur'an'ın hüküm koymadaki metodu­

nu tesbit ettik Daha sonra Fıkhl tefsir metodunun bir tarifini yapıp, konusu, gayesi, önemi ve lüzumu, Fıkıh ve Usulü Fıkıh'la ilgisi ve fıkhi tefsirlere verilen isim­

ler üzerinde durduk.

Bilahare, Fıkhi Tefsir'in Peygamberimiz, (s.a. v.) ashab, tabiln, tebe-i tabi'in ve taklit ve mezhep taassu­

bunun ortaya çıkması zamanlarındaki durumuna genel hatlarıyla değindik. Daha sonra da, elde mevcut bilgilere göre, ilk müstakil fıkhi tefsir olan Mukatil'in

8

(10)

"Tefsiru'l-Hamsi Mie .Aye mine'l-Kur'an"

a dlı

eseri ilzerinde biraz detaylıca durduk daha sonra da tesbit edebildiğimiz kadarı ile, zamanımıza kadar yazılan fıkhl tefsirlerin kronolojik bir listesini vermeye çalıştık.

Kendi imkanlarımızia bastığımız Cassas ve Ahkamu'l-Kur'an" isimli doktora tezimizin önsözün­

de tezin giriş kısmını, uzunluğu ve başlı başına bir konu olması sebebi ile ayrıca neşredeceğimizi belirt­

miştik. Yüce Allah'a şükürler olsun ki okuyucu­

larımıza olan bu vaadimizi biraz geç de olsa şimdi ye­

rine getirmek nasip oldu. Bu vesile ile çalışmamızı tekrar gözden geçirme fırsatını bulduk. Yeni ilave bil­

gi ve bölümler ekliyerek tetkiklerinize arzediyoruz.

Ayrıca yapıcı tenkit ve teklifierinize her zaman açık olduğumuz da belirtmek isteriz.

Bu sahada Yüce Rabbimizi memnun edecek ufak bir gayret ortaya koyabiidiysek ne mutlu bize! ..

Ankara- Gölbaşı 25.11.199l)

9

(11)
(12)

. .

GIRIŞ

KUR'AN'IN FIKHi YÖNÜ

(13)
(14)

. .

GI RIŞ

KUR'AN'IN FIKHi YÖNÜ

Yüce Allah, insanlığa en doğru yolu göstererek, 1 on­

ların hem kendi katında, hem de birbirleri arasında, iyi bi­

rer kişi olmalarını sağlamak; dolayısıyle, onları önce bu dünyada, sonra da ahirette, mutlu kılmak2 için Kur'an-ı Kerim'i göndermiştir. Bu sebeple, Kur'an'ın muhtevasına genel olarak baktığımızda onun başlıca şu üç hedefi göz önüne aldığını görürüz:3

Bunlardan ilki , her şeyden önce i�sanı doğru ve sağlam bir itikada sahip kılarak, onu yaratılışına ters düşen her türlü sapık inançlardan kurtarmaktır. Bunun için de o, Hz.Adem' den beri gelen değişmez itikad nizamın ı4 ortaya koyar ve bunu inandırıcı delillerle, gayet güzel bir şekilde insanlığa sunar. islam'ın doğuşunun ilk devri olan Mekke Devri'nde daha çok bu hedef gözönünde tutulur.s 1) lsra (17) : 9

2) All lmran (3) 148 ; VOnus (1 O) 62 -64

3) eı-Hudari, TarThu't-TeşrT'ı'l-islami, Kahire 1960, s.17-18.

4) Şeltüt, el-islam, 'Akidetün ve Şeri'a, Kahire, tarihsiz (ll.baskı), s. 22 .

5) Tarihu't-Teşri'ı'l-ishimi, s. 17 1 3

(15)

FIKHI TEFS'� HAREKETi

Çünkü, her şeyden önce yapılacak iş insanın itikadını sağlam bir temele oturtmaktır.

Bundan sonra da, insan ruhunun kin, haset, kendini beğenmişlik, cimrilik gibi her türlü kötü huylardan temizle­

nip, fedakarlık, tevazu, vakar, iffet, haya, cömertlik gibi iyi huylarla bezenmesi gelecektir. Kur'an-ı Kerim bunun yolu­

nu da ortaya koyduğu en üstün ahlak nizarnı ile gösterir.

iyi ahiakın en sağlam müeyyidesi hiç şüphesiz ki mes'uliyete inanmaktı r. Bu bakımdan ahlaken yükselrnek için önce Allah'ın birliğine ve ölümden sonraki muhake­

meye inanmak lazımdır. Bu sebeple, itikad ile ahlak aras ı nda sıkı bir ilişki vardır. Kişinin itikadı ne kadar sağlamsa ahlakı da o derece yükselecektir.

Ancak, Allah'a ve ahirete inc:ındıktan sonra, ruhun te­

mizlenmesiyle meydana gelen iyi huyların arnellerimizle de takviye edil

m

esi gereki r. Çünkü amel ile kuvvetleş­

tirilmeyen itikad ve ahlak gittikçe zayıflar ve sonunda yok olabilir. Bu sebeple, Allah'ın arnrettiği şekilde amel etmek yan i hem Ona karşı olan kulluk vazife l e ri mizi (=ibadetlerimizi) yerine getirmek hem de insanlarla olan her türlü hukOkl münasebetlerimizi (=muamelatrmrzr)6 Onun istediği şekilde düzenleyip tatbik etmek gerekir.

Ancak bu suretle, inancımızı ve ahlakımızı takviye etmiş7 ve gerçek huzura kavuşmuş oluru'z. Kur'an-ı Kerim, işte bu arneli nizamın da ana esaslarını ihtiva etmektedir.

6) el-islam 'Akidetün ve Şerl'a, s. 89 -90

7) ez-Zerka, ei-Fıkhu'l-islami fi Sevbihi'I-Cedid, Dımaşk, 1965, ı. 31

1 4

(16)

KUR'AN'IN FIKHi YÖNÜ

Görüldüğü gibi Kur'an'ı n itika d , ahlak ve amel ol­

mak üzere, başlıca üç cephesi vardı r. Bunların ilk ikisinden Akaid, Kelam ve Ahlak ilimleri doğmuş, bu hususta kelami ve tasavvufl tefsirler yazılmıştır. Kur'an'ın arnelle ilgili yönünden ise, Fıkıh ilmi doğmuş ve onun sırf. bu cephesini konu alan ftkhl tefsirler telif edilmiştir.

işte bizim bu bölümde Tefsir'de, Fıkhi Tefsir hareke­

tine girmeden önce, Kur' an'ın hukuki yapısı ile ilgili genel bilgiler vermemiz sanırız yerinde olacaktır

Önce, ahkam ayetlerinin yapısı ve özellikleri hakkında biraz duralım :

A A H KAM AYETLER i

Bu bölümde önce Kur'an' da geçen ahkam ayetlerinin tesbiti üzerinde duracağız. Başka bir deyişle bu kavram içine girebilecek ayetler hangi ayetler olabilir, bu hususu irdeleyecek daha sonra da bunların sayıları hakkında şimdiye kadar söylenenlerin bir tesbitini yapıp kendi kanaatimizi ortaya koyacağız.

Daha sonra da okuyucuya Kur'an' ın hukuki yapısı hakkında genel bir bilgi edinmesini sağlamak maksadıyla konu ile ilgili ayatieri n günümüz hukuk-bilgisine göre bir dağılımını yapmaya çalışacağız .

1 ) Ah kam Ayetlerinin Tesbi ti

Gerek ibadetlerden olsun gerek muamelattan olsun insandan sadır olan her söz ve amel hakkında islam'ın bir

15

(17)

FIKH1 TEFSiR HAREKETi

hükmü vardır. Bu hükümlerden bazıları Kur'an ayetleriyle açıkça beyan edilmiş, bazıları hakkında genel prensipler koyulmuş, bazılarına da sadece birtakım işaretlerde bulu­

nulmuştur. Bu bakımdan Kur'an'ı n fıkhT yönünü teşkil eden ayetleri iki bölümde mütalaa edebiliriz :

a) Sarih arneli hüküm ve prensipleri ihtiva eden ahkam ayetleri,

b) Sarih arneli hüküm ve prensip ihtiva etmeyip, ahkama dair bir takım işaretleri ihtiva eden ayetler. B

Bu işaretleri ancak ehil ilim adamları aniayıp değer­

lendirebilir ve bir hükme varabilir. Bu sebeple, Fıkht Tefsiri yapacak olan müfessir, Kur'anın bütününü inceliyecek, onun her tarafından istifade edecektir. O icabı nda ahkam ayetlerinin dışında mesela kasas veya mesel ayetlerinden;

hatta bir kelimenin veya bir harfin ayet içindeki kullanı­

l ışından istifadeyle bir hükme varabilecektir. Bu bakımdan biz, FıkhT Tefsir'in konusunu sadece ahkam ayetleriyle sınırlandırmadık ve ifadenin daha şumüllü olması için Fıkht Tefsir'in konusu, Kur'an'ın fıkhT yönüdür dedik.

Kur'an-ı Kerim'in tıkhl yönünü tesbit etmek de artık her müfessirin kendi ilmi kabiliyet ve kudretine bağlıdır. Bu husus çeşitli fıkhl tatsirlerde ele alınan ayet sayısının birbi­

rinden farklı olmasıyla da kendini göstermektedir. Mesela bizim incelediğimiz Cassas'ı n Ahkamu'l-Kur'an'ında 1 oso ayet ele alınırken,9 ibnu'I-Arabl'nin Ahkamu'l Kur'anında

8 ) ez·Zerkeşi, el-Burhan fi 'UIOmi'I-Kur'an, Mısır 1957, ll, 4 ; Sıddlk Haseo Hı:ı.n, Neylü'I-Meram min Tefsiri Ayati'! Ahkam, Kahire, 1963, s. 21 - 22

9) Bu konuda bkz. Güngör, Mevlüt, Cassas ve Ahkamu'I-Kur'an'ı, Ankara, 1 989, s. 1 98, 201 - 216

16

(18)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ

864 ayet, 10 M. Sıddık Hasan Han'ı n Tefslru Ayati'I­

Ahkam'ında ise 241 ayet ele alınmıştır.

2 ) Ahkam Ayetlerinin Sayısı

Kaynaklarda ahkam ayetleri'nin sayıları hakkında bir ağız birliği yoktur. Bazı ayetler bir takım alimiere göre sa­

rih ahkam ayeti sayılıp bazılarına .göre sayılmadığından bu rakam soı1 ile 1 oaoı2 arasında değişmektedir. 80-1 oo1 3 1 50-200 1 4 diyenler olduğu gibi 330 15 diyenler de vardır. Bazıları da ahkam ayetlerini bir sayı ile sınırlandır­

manı n mümkürı olmadığını söylemiştir.16 Nitekim biz de

1 O) ei-Hacevl, ei- Fikru 's-Sami fi Tar1hi'I-Fıkhi'l-i slami, Tah kik:

Abdulazlz b. 'Abdilfettah el - Karl, Yeri yok 1 396, (1. baskı), 1, 26 1 1) Ahmed Emin, Yevmu'l-islam, Kahire, 1 958, s. 162

1 2} Cassas'ın Ahkamu'I-Kur'an'ında 1 080 ayeti ele aldığnı beli rtmiştik . 1 3) Ansay, Sabri Şakir, Hukuk Tarihi nde islam Hu kuku, Ankara,

1958, (lll .baskı), s.13

1 4) el Fikru's-Sami, ı, 25 - 26; Yevmu' l-islam, s. 1 62 ; Neyl ü'I­

Meram , s. 21 Tiirihu't-Teşri'ı'- i slami, s. 40-41 ; Y ı ldırım, Celal, Kur'an A h karnı, istanbul,' 1 971 , ı. 25 ; Aks u , Zahit, isla m' ın Doğuşunda Toplumsal Realite, Hukuki Ayetler ve itihadi Kaynaklar (Basılmamış doçentlik tezi), E rzurum, 1 977, s . 1 83

1 5) Muhammed YOsuf M Osa, ei-Medhal li Diraseti'I·Fıkhı'l-is lami, .Kahire, 1 96 1 , (lt.baskı), s . 30 30 Keskioğ l u , Osman, F ı k ı h Tarihi v e islam Hukuku, Ankara, 1 969 , s. 1 3 Balkanlı, Remzi, islam Hukukunun Umumi Esasları, Ankara, 1 973, s. 1 08; Ka­

raman, Hayreddin, islam Hukuk Tarihi, istanbul, 1 975 , s.42 43 . 1 6) ei-Fıkru's-Sami, s. 26; Zekiyyüddin Şa'ban, Usülü'I·Fıkhı'l·

islami, Mısır, Tarihsiz, s. 323; ez-Zuhayli, Vehbe, ei-Vesit fi Usü li'I-Fıkhı'l-islami, Dımaşk, 1 965, s. 5 1 4; Muhammed Reşid Rıza, isıamda Birlik ve Fıkıh Mezhepleri, tercüme: A.Hamdi Akseki, sadeleştiren Hayreddin Karaman, Ankara, 1 974, s. 205.

17

(19)

FIKHi TEFSiR HAREKETi

aynı kanaattayız. Çünkü bu sayı kişinin ilminin genişliği ve görünüşünün derinliğine göre değişebilecektir. Bu bakım­

dan Ahkam ayetlerini kesin bir sayı ile kayıtlamanın imkanı yoktur. Fakat, çeşitli kaynaklarda Ahkam Ayetleri kaba ol­

arak 500 17 rakamıyla ifade edilmektedir. Bu sayı da or­

talama olarak Kur'an'ın 1 /12'ini i htiva eder.1B Bu da, Kur'an'ın tamamı yanında az gözükebilir. Bunun bir takım hikmetleri vardır.1 9 ilerde bu hususa ayrıca temas edip izah etmeye çalışacağız.

3) Ahkam Ayetlerinin Modern Hukuka Göre Dağılımı:

Şimdi, Kur'an-ı Kerim'deki ahkam ayetleri hakkında bir fikir vermesi bakımından Abdulvahhab Hallaf'ın modern hukukun sahalarına göre ayırıp yapmış olduğu bir tasnifi verelim.20

a) ibadet hükümleri Namaz, oruç, zekat, hac, adak, yemin gibi insanın Rabbine karşı olan vazifelerini

17) eı-Gazall, ei-Müstesfa fi 'llmi'I-UsOI, Mısır, Butak, 1324, ll, s.

350, �ı-Burhan, ll, 3 ; ed-Deva.libi, ei-Medhal ila 'Ilmi UsOii'I­

Fıkh, Beyrut, 1965, s. 21, 41 3, ismaiı Hakkı, llm·i Hılaf, istanbul, 1 330, s. 22 1 ; ei-Vesit fi UsOii'l Fıkhı'l-islami, s. 514; islam Hukuk Felsefesi, s. 67; EbO Zehra, islam Hukuku Metodolo­

jlsi, tercüme : Abdulkadir Şener, Ankara, 1 973, s. 372.

1 8) el Fikru's - Sami, 1, s. 25 - 26

1 9) Hallat, llmu UsQii' ı -Fıkh, Kuveyt, 1 970, s. 33 -34.

20) llmu UsOii' ı -Fıkh, s. 32 - 33 . Hallaf'ın bu tasnifinin beni msenip alındığı eserlerden bazıları Fethi Osman, eı-Fikru'I·KanOni'l·

islami, Kahire, tarihsiz, s. 66; Esbabu ihtllafi'I-Fukaha, s. 16- 1 9; Şafak, Ali. islam Hukukunun Tedvini, Erzurum, 1 978, s. 12.

1 8

(20)

KUR'AN'IN FIKHi YÖNÜ

düzenleyen ahkam ayetleri, bunların sayıları 140 kadardır.

b) Aile ve Miras Hukuku Aile ocağının kurul­

masından itibaren karı koca ve akrabaların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen ayetler 70 kadardır.

c) Borçlar Hukuku insanların birbirleri ile olan alışveriş, kiralama, rehin, kefalet, ortaklık, borçlanma ve taahhüt gibi man ilişkilerini düzenleyen ayetler de 70 ka­

dardır.

d) Ceza Hukuku Mükelleflerin yapmış oldukları suçlar ve bunların cezaları ile ilgili ayetler 30 kadardır.

e) Usul Hukuku Mahkemelerin insanlar arasında ada.leti tevzl ederken kaza, şahitlik, ye.min gibi takip ede­

cekleri muhakeme usulünü düzenleyen ayetler Kur'an'da 1 3 kadardır.

f) Anayasa Hukuku Devlet rejimi ve ana ilkeleri ile ilgili hükümler ki burada, idare edenle edilenlerin, fertterin ve toplumların ana haklarının tesbiti yapılır_. Bu husustaki ayetler de Kur'an'da 1 O kadardır.

g) Devletler Hukuku islam Devletiyle diğer dev­

letler aras ında barış, savaş ve blteraf!ık hallerindeki münasebetlerle, devlet içinde bulunan gayrimüslimler ile il­

gili hükümleri düzenleyen ayetler ki bunlar da Kur'an'da 25 kadardır.

h) iktisadi ve Mali Hukuk Devletin gelir ve gi­

derlerinin tesbiti, ile devlet-fert ve zengin-fakir arasındaki mali ilişkileri düzenleyen ayetler ki bunlar da Kur'an'da 1 O kadardır.

Görüldüğü gibi bu ayetlerin toplamı 368'dir Bunlar-

19

(21)

FIKHT TEFSiR HAREKETi

dan ibadetlerle ilgili olanları çıka�acak olursak geriye 228 ayet kalmaktadır işte bu 228 ' ayet, modern hukukun bütün dalları ile ilgili hükümler getirmiştir.

ibadetler, aile, miras, cezalar gibi konulardaki ahkam ayetlerinde teferruata inilmiştir. Çünkü bu kısım daha çok taabbudldir, ve aklın bu gibi hususlarda bir rolü yoktur.

Ayrıca bunlar zaman ve mekanın değişmesiyle değiş­

miyecek konulardır.21

Fakat bunların dışında, anayasa, devletler, usul, borçlar hukukları alanlarındaki ayetlerde, teferruata inilme­

miş, sadece genel bazı hüküm ve prensipler koyulmuştur.

Çünkü bu alanlarda zaman ve mekanın değişmesiyle gelişme meydana gelmesi mümkün; hatta zorunludur. Bu sebeple, buralarda teferruata inilmeyerek, müctehidlerin Kur'an'da konulan genel esaslara aykırı olmamak şartıyla toplumun ve zamanın ihtiyaçlarını gözönüne alıp bir takım yenilikler yapmalarına fırsat verilmiş ve bu teşvik de edil­

miştir.22 B öylece Kur'an Ahkamı eskimeden daima yürürlükte kalmış olacaktır. Bu bakımdan bazılarının iddia ettiği g!bi islam hukuku dogmatik bir hukuk olmayıp fikir hürriyetine ve gelişmeye açık bir hukuktur.

---:---

21) el - Kardavl, Yusuf, Şeri'atü'l- islam, Beyrüt 1 397, s. 136 22) ·ıımu Usüli'I-Fıkh , s. 3 0-33; ei -Fıkhu'l-islami fi Sev-bi hi'I­

Cedid , ı , 61 -62; Muhammed Esed, Minhacü'I-İslam fi'I-Hukm, Arapçaya çev. Mansür Muhammed Madl, Beyrut, 1 957, s. 34, 38- 39; ei-Cundl, Abdulhallm Nahve Takiıınin Cedid li'I-Mu'ame'ıat ve'I-UkObat mine'I-Fıkhı'l-islami, Kahire, 1 97 4, s. 1 9�20; Bel­

gesay, Mustafa Reşit Kur'an Hükümleri ve Modern Hukuk, istanbul, 1 963, s. 112

20

(22)

KUR'AN'IN FIKHI YÖN Ü

B KUR 'AN'IN HÜK Ü M KOYMADAKi METODU

Bilindiği gibi, ahkamla ilgili ayetler daha ziyade hicret­

ten sonra nazil olmuşlardır. Bununla birlikte mekki ayetler arasında da bazı hükümler getiren ve külli kaideler koyan ayetlere rastlamak mümkündür. Namazın farzıyetini ortaya koyan, ölçü ve tartıda adil olmayı, insanlara iyilikte ve yardımda bulunmayı emreden, her türlü zulmü, israfı, had­

di aşmayı, yetim hakkını çiğnerneyi yasaklıyan ve hayvan etleriyle ilgili hükümler getiren bazı ayetler gibi.

Mekki ayetlerde daha ziyade, akide ve ahlak üzerinde durulmuştur. Çünkü, bu iki unsur doğru bir· h:t;)lflt:Jsu:zının temelini oluşturmaktadı r. Pratik hayat ancak ·doğru bir inanç ve ahlak üzerine kurulursa başarılı olabilir.

Kur'an'da mevcut ahkam ile ilgili ayetleri incelediğimiz zaman onların belli başlı özellikleri olarak şunları görmek­

teyiz:*

1 iCMALi HÜKÜMLER KOYMASI

Kur' an, ahkamla ilgili olarak genelde teferruata girme­

miş, aksine bir takım genel emir ve prensipler koymakla yetinmiştir. Ayrıntıları ise, Hz.Peygamber'e bırakmış ve bu hususta Hz.Peygamber'e hem yetki ve hem de görev ver­

miştir. Hz.Peygamber de daha hayatta iken bile, hakkında ayet ve kendisinden gelen bir açıklama olmadığı hallerde ictihada başvurulması gereğine işaret etmiştir.

*) Bu konuda daha geniş bilgi i,çin bkz. EI-Ubeyd, Tefasiru Ayati'I­

Ahkiım, s. 36-56.

21

(23)

FIKHI TEFSiR HAREKETi

Genel hüküm koyan ayetlere birkaç örnek verecek olursak, mesela .• Kur'an, namazı emretmiş ama .bunun ne zaman ve nasıl kılınacağı hakkında detaya inmemiştir.

Oruç, hac ve zekat ibadetleri ile ilgili ayetler de böyledir.

Yine Kur'an kısas, hırsızın elinin kesilmesi ve faiz yasağı gibi hükümler getirmiş ama bunların tatbikatta nasıl uygu­

lanacağını sünnete bırakmıştır.

2 TAFSiLi HÜKÜMLER KOYMASI

Sayılı bazı konularda da Kur'an'ın detaya kadar indi­

ğini ve ayrıntılı ·hükümler getirdiğini görmekteyiz. Mesela bu konuda en çok dikkatimizi çeken mirasın taksimi ile ilgili ayetlerdir.23 Yüce Allah bu ayetlerde hisse sahiplerine düşen payları rakamlar vererek sınırlam ış, bu bakımdan bu sahada sünnete ve ictihada çok az bir yer kalmıştır.

Aynı şekilde Kur'an'da detaya inilen konulardan birisi de talak mevzuudur. Hatta bu konu -ile ilgili pek çok ayetin yer aldığı 65.inci sureye "Ta/ak' adı verilmiştir. Konu ile il­

gili ayetler başka sCırelerde de geçmektedir.24 Yine boşanma ile ilgili bir konu olan "/ian" hususunda da ayrıntıya kadar inilmiştir.25 Bu hususta başka bir örnek olarak, evlenilmesi haram olan kimselerin tek tek sayıldığı ayetleri de gösterebiliriz.26

3 GENEL PRENSiPLER KOYMASI

Kur'an'ın bazen de hukukla ilgili çok genel prensipler koyduğunu görmekteyiz. Bu prensipierin izahı ve nasıl tat-

23) Bkz.Nisa (4) 7- 1 4, 1 76 .

24} Bkz. Bakara (2) : 228; Ahzab (33} 49 25) Bkz. N Or (24} 6 - 1 o

26} Bkz. Nisa (4) 22 - 24

22

(24)

KUR'AN'IN FIKH1 YÖNÜ

bik edileceği ictihada bırakılmıştır. Böylece, islam hu­

kukçusuna geniş bir uygulama alanı açılmıştır. O bu kural­

lardan hareketle detayla ilgili pek.çok hüküm ortaya kaya­

bilecektir.

Bu konuda bir kaç örnek verelim

a) "Hiç bir günahkar başkasının günahını yüklenmez. n27 ayeti ile, cezaların şahsiliği prensibi ko­

nulmuştur.

b) "Bir kötülüğün karşılığı ancak onun ka­

dardır."28 ayeti ile cezanın suça uygunluğu prensibi kon­

muştur.

c) "Onların işleri aralarında şura iledir."29 ayeti ile aile yönetiminden devlet yönetimine -kadar niü'minlerin aralarındaki bütün işlerde birbirlerine danış­

maları prensibi getirilmiş, bunun tafsllatı ve müesseseleri ise, mütehassıslarına bırakılmıştır.

d) "Allah emanetleri ehline vermenizi emre­

der."3o ayeti de yine her kademedeki idareci seçiminde çok genel bir prensip ortaya koymuştur.

e) " Ey iman edenler anlaşmaları yerine ge­

tiriniz."31 ayeti de yine çok geniş bir çerçeve içinde şahsi anlaşmalardan tutun da devletler arasındaki anlaşmalara kadar, her türlü sözleşmenin yerine getirilmesi

27) Enam (6) 164; isra (1 7) 1 5; Fatrr (35) :.1 8

28) ŞOra (42) 40; benzerleri için bkz."Bakara (2) 194; Nahl ( 1 6) 1 26.

29) 42.38; ayrıca bkz. 3. 1 59 30) Nisa (4) : ss

3 1 ) Maide (5) 1

23

(25)

FIKHT TEFSİR HAREKETi gerektiği ifade edilmiştir.

f) "Allah s i z i n için dinde zorluk dileme­

miştir."32 ayeti de dinde esas olanın daima kolaylık olduğu esasını ortaya koymaktadır.

4 AHKAM iLE iLGiLi AYETLERiN KUR'AN'IN MUHTELiF YERLERiNE SERPiŞTiRiLMESi Kur'an'ı n genel yapısına uygun olarak ahkam ayetlerinin Kur'an'ın her tarafına serpiştirilmiş olduğunu görmekteyiz. o kadar ki, aynı konu ile ilgili ayetler bile çeşitli surelere yayılmış durumdadır. Bu sebeple aynı sürenin içinde hem, inançla, hem ahiakla , hem ahkamla hem de geçmiş ümmetierin hayatı ile ilgili bir atta rastla­

mak, hatta bazen tek bir ayetin içinde bile bunların tamamını veya birkaçını görmek mümkündür.

Bu durum, Kur'an okunurkan ilk anda insana sanki daldan dala atianıyormuş gibi bir hava vermektedir. Fa­

kat, işin içine girilince görülür ki, birbirinden farklı gibi de olsa bu çeşitli ayetler arasında kuvvetli bir bütünlük vardır. Bu haliyle Kur'an, insan hayatıyla tam bir bütünlük arzetmektedir. Bilindiği gibi hayat, böyle birbirinden tama­

men farklı bölümlere ayrılmış değildir. Tam aksine insan hayatında, inanç, ahlak, hukuk, ve duygusal konular iç içedir. Bazen bunların hepsini aynı anda yaşadığımızı ya kendimizde ya da etrafımızda görmüşüzdür. Bu bakımdan Kur'an'ı n bu mevcut durumu hayata tamamen bir uygunluk arzetmektedir.

32) Hac (22) 78

24

(26)

KUR'AN'I N FıKHI YÖNÜ

5 HÜKÜMLER iLE iNANÇ ARASINDA BAG

KURULMASI

Yukarıda çeşitli sahatarla ile ilgili ayetterin Kur'an'da ard arda geldiğini belirtmiştik. Bunlardan bizim buradaki konumuz olan ahkam ayetleri ile inanç arasında yakın bir ilgi kurulduğu ayrıca dikkatimizi çekmektedir. Böylece Kur'an, koyduğu hükümlere sahip çıkılmasını daha kuvvetli bir şekilde sağlamış olmakta ve onların hayata yön verme­

sini daha sağlam temellere dayandırmış olmaktad ı r. Yok­

sa, hiçbir teşvik ve uyarı unsuru olmadan kupkuru ve soğuk hükümler koyup bunların tatbikini insanın kendisine bırakmak elbette netice alıcı bir tutum olamazdı.

Şimdi bu durumu ortaya koyan birkaç örnek verelim : a) Nisa sOresinin başı nda yetimlerle ilgili bazı hükümler konulduktan sonra konu ile ilgili ayetler şu ifade ile sona ermektedir :

« 1 . . .... .ı.LJI..ı�J»

"Hesaba çekici olarak Allah kafidir. "33

Bu ifadesi ile Yüce Allah, yetimler hakkı ndaki hükümlerini verdikten sonra bu hükümleri muallakta bırakmamiŞ ve onları ahiret inancıyla irtibatlandırmıştır.

Böylece koyduğu hükmün tatbiki konusunu sağlam bir te­

mete oturtmuştur.

b) Yine Nisa suresinde bundan sonra gelen ayetlerde mirasın dağıtımı iile ile ilgili hümler ayrıntılı bir şekilde veri­

lirken arada şu ifadeye yer verilmektedir :

33) Nisa (4) : 6

25

(27)

FıKHi TEFSiR HAREKETi

« �ı...,....Ls"\.S"...U\"1 ...Uiı:.ı-"�;J»

" Bunlar Allah'm koymuş olduğu kesin hükümlerdir ..

Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerince yapandır. " 34

Devam eden konu ile ilgili ayatierin sonunda ise şu ifadeler yer almaktadır :

Bunlar size Allah 'tan bir vaswyettir. Allah her şeyi bi/endir, halimdir. işte bunlar Allah 'In stmrlartdtr. Kim Al­

lah'a ve elçisine itaat ederse, Allah onu, altmdan ırmaklar akan cennetiere sokar, orada ebedi olarak ka/tr/ar. işte büyük kurtuluş budur. Kim de Allah'a ve Onun elçisine karş1 gelir, Onun s!flnlanm aşarsa, Allah onu ebedi kala­

caği ateşe sokar. Onun için alçaltiCI bir azap vardtr. " 35 Görüldüğü gibi bu ayetlerde de Yüce Allah mirasın taksimi ile ilgili olarak koyduğu hükümleri tekrar tekrar te'kit etmekte ve bunları tatbik etmenin Alah'a Peygam­

bere ve ahirete imanın bir gereği olduğunu vurgulu bir şekilde dile getirmektedir.

c) Biraz aşağıda daha detaylı bir şekilde ele ala­

cağımız faiz yasağı konusunda nihai olarak gelen ayetlerde de yine böyle bir bağın kurulduğunu görmekteyiz

34) Nisa (4) 11 35) Nisa (4) 13-14

26

(28)

KUR'AN'IN FIKHI YÖNÜ

�ıJlly..rll ��Lo IJJ�J .ı...UI l_,...i.JII_,..:..oi�.UI 4-,ıl�)

rıJIJ .ı..JJ-"JJ .ı...UI � y,...-.ı IJ-i�Ü ��� üü �_;...

( . ü� ":lJ ü_,...l�Lı ":l

�ı_,...

ı ı.J"JJ

"Ey iman edenler, Allah'tan korkun, eğer inamyor­

samz faizden (henüz alınmayıp) geri kalan k1sm1 b1rakm (almayın). Eğer böyle yapmazsamz, o takdirde Allah ve RasO/ü ile savaşa girdiğinizi bilin. Tevbe ederseniz, ana paramz sizindir. Ne hakstzl1k edersiniz, ne de haks1zltğa uğratlftrstntz." 36

Görüldüğü gibi burada Yüce Allah mü'minlerden artık faizi kesinlikle terketmelerini istedikten sonra "eğ e r mü'min iseniz" şartını koşmakta arkasından da faize de­

vam etmenin Allah'a ve peygamberine karşı savaş ilan et­

mek demek olduğunu belirtmektedir. Böylece O, dünyevl bir uygulama olan faizle iman'ı irtibatlandırmış olmaktadır.

Bu durumda gerçekten inanan bir mü'min'in elbette böyle bir şeye devam etmesi mümkün olamıyacaktır.

Bu gibi örnekleri daha da artırmak mümkündür.Ancak biz kadarla iktifa edeceğiz. Ancak şunu burada bir defa daha vurgulamak gerekir ki, şüphesiz ki. Kur'an'ın koy­

duğu hukOkT hükümleri kuru hükümler olarak koymayıp on­

ları inanç bağı gibi bir takım yaptırırnlara bağlaması onun beşeri hukuk sistemlerinden farklı ve üstün yönünü ortaya koymaktadır.

6- BAZI HÜKÜMLERiN SEBEBiNi BELiATMESi Kur'an genel olarak koymuş olduğu hükümlerin sebep ve hikmetlerini veya hükmün koyulmasınada etkili ola.n be-

36) Bakara (2} : 278 -279

27

(29)

FIKHi TEFSiR HAREKETi

lirgin vasıfları zikreder. Böylece başkaca bir engel ol­

madığı sürece bu sebep ve özellikler hangi olayda mevcut­

sa aynı hükümleri uygulamak kolaylaşır. Bu durum, islam hukukçusuna büyük kolaylık sağlamıştır. Bu sOretle o, ince bir araştırma gerektiren sebep ve hikmet bulma zahmetin­

den kurtulmuş, ayette sebebi ve belirgin özellikleri açıkça konmuş olan hükmü aynı durumda olan her olaya kolayca intikal ettirmiştir.

Kur'an'da sebep ve illet belirtme işinin çeşitli şekillerde olduğunu görmekteyiz. Şimdi bunlara birkaç örnek verelim

a) Hakkında h ü kü m verilen fi i l i n bel irgin vasfının açıkça zikredilmesi Böylece muhatap an­

lar ki aynı vasfı taşı yan fiili kim yaparsa hakkında aynı hüküm geçerlidir. Mesela :

«· ö..ı..l..o:-U\.t ..u-ıJ J.S'IJ..ı..l..o:-ü �ı.rJIJ �lrJI»

" Zina eden kadm ve zina eden erkeğin herbirine yüz

değnek vurun. 37

ıJ.,..._a.ı ı:.ıt

tL:...:-��

ı.?'; 'lı Jr.�

u ı J »

« IJ_ri.S' .:r:ı.ül�

ul � «Jı ii'}l...ı..JI.;r SavaşC! çtkttğtmzda eğer inkar edenlerin size bir

kötülük yapmasmdan korkarsamz, namazi ktsaltmamzda size bir günah yoktur. " 38

r'�ı .u;...-lti..H;.l.J ':JJ � ı:.ıJS _rUı w ı»

« l..l..A �\.s .l..A..ı 37) NOr (24) 2

38) Nisa (4) 1 01 39) Tevbe (9) 28.

28

(30)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ

" Ey inanan/ar, şüphesiz ki, müşrikler pisliktir. Arttk onlar bu ytllanndan sonra Mescid-i Harama yak­

laşmasmlar. " 39

b) Bir şeyi faydalarını zikrederek emretme­

si veyahut da bir şeyi getireceği zararları or­

taya koyarak haram kılması

�l..loL!J .:.t-"J i_,J .:.t-"l'··b- ·Lo� IJ �IJ >>

« �J�J illiJ �.i-ı.:ı_,...,..,.�

ll Onlara karşt gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlamp beslenen at/ar haztrlaym. Bununla Allah 'tn düşmanli:mm, ve kendi düşmanlanmzr korkutursunuz. "40

ill\1� ....UI UJ.) ,;.,-o u�J....,ı ı.r..UII_r.---i ":JJ »

« ���J �

ll (Onların) Allah'tan başka kendilerine kulluk ettikle­

rine sövmeyin ki, onlar da bilmiyerek smrn aştp Allah'a sövmesinler. " 41

�":Jj"iiJ ı.,.ıl...ıı.J'JIJ �IJ .,-.;.JI Wll.,..._.i .:ı-:ı.iJI4,ıl�»

J...ı.r. Wl .:ı��o�l.iu�lj...s-��.)

J' ;..JIJ��IJ iJ I..L.ıo...JI���ulu�l

« ö .,..t-J 1 .:.rs J ill ı .;S � .:.rs ..I...A...:! J .r----:-L ı J

Ey inanan/ar, şarap, kumar, dikili taşlar (=putlar), şans ok/an şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçmm ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, şarap ve kumar ile aramza düşmanirk ve. kin sokmak, sizi Allah 'r anmaktan ve namaz-

40) Enfal (8) 60 41) En'am (6) 108

29

(31)

FIKHi TEFSiR HAREKETi

dan alikoymak istiyor. Art1k vazgeçtiniz değil mi ? " 42 c) Hükmü sebep bildiren harflerden birisini kullanıp bir iliete bağlayarak zikretmesi B u nun örnekleri Kur'an'da çoktur. Biz sadece bir kaç örnek ver­

mekle yetinelim

< .J > harii ile

J .J-" .,r1J J ti.ü ı; _r4J ı ,j..A ı ıJ-1 .ıJ _,_... J �

w

T ü ı L... »

��ı

.J-! IJ ı:r·-:·H-..I.IJ .s'" U-:J 1 J ,riJ ı LS .U J

«

ı.�·:n uJ.) .:.ı��

Allah 'tn o şehir halkmdan, RasO/üne verdiği ganlmetler, Allah'a, Rası1/e, (RasOie) akrabaliğt bulunanla­

ra, yetimlere, yoksullara, (yolda kalan) yofcuya aittir. Ta ki, (o mallar) içinizden sadece zenginler arasmda dolaşan bir şey olmastn" 43

<J-.-.J > harii ile :

���.u �,_u

�.wı ı:.ı�;JJı y�ı»

« · IS"'; .. ,;._u 1 _,5 � I....L..A..J

Fir'avn 'a gidin, çünkü o azd1. Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt al tr veya korkar. " 44

< J > hari-i cerri ile

��J ı..r'u t-- �rı....-J k ...

:Jı �ı w ı j....-.

»

�w

ı .:.ı ı ı_,...ı... ı.!.lH .U ')U.) ıJ ıS .L.tJ IJrı....-J ı

« � �

�wıı:.ııJJ>;'JI JL...J

.:.ıt.,._Jt

JL-

42) Maide (5) 90 - 91 43) Haşr (59) 7 44) Taha (20) 43-44.

30

(32)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ

"Allah Kabe'yi, o saygtdeğer evi, insanlar için (hayat ve güven) durağt yaptt. O saygrdeğer ayr, kurbam, boynu bağlr kurban/tklan da (böyle yaptı) ki Allah'm göklerde ve yerde olanlan bildiğini ve Alfah'm herşeyi bilici olduğunu anlayastntz. ll 45

7 EMiR-NEHiV .ve MÜBAH KILMADA ÇEŞiTLi ÜSLUPLARI KULLANMASI

Kur'an'da çeşitli konulardaki hükümler koyulurken ge­

nelde beklenildiği şekilde ifade olarak "şu iş size farz kılınmıştır, şu iş haram kılınmıştır, bu da mübah kılınmıştır"

gibi hep aynı üsiOp kullanılmamıştrr. Bu konuda da Kur'an'da bir ifade zenginliği ile karşı karşıyayız

a) KUR'AN'DA BiR ŞEYiN YAPILMASI iSTENiLiRKEN KULLANILAN ÜSLUP ÇEŞiTLERi:

a1) "Emir" lafzının açıkça kullanılması

« 4-L-- ı J 1 .;.ı u ı.. \' 1 ı J � ,;.ı 4JI .r

illi ı:ı ı

»

"Allah size emanetleri ehline vermenizi emreder. "46

a2) Bir fiilin mü'minler için"yazıldığının" ha­

ber verilmesi

�w-

r�' ��,_,...,.:H

.u ı 4:!'�»

«

ı:.ı�

� �

.;r..UI ..}s-

Ey iman edenler, sizden .önceki/ere yazlldJğJ gibi (yani farz kılındığı gibi) size de oruç yazrlm1ştlr. Umulur ki böylece (günahlardan) saktntrstmz. ll 47

45) Maide (5) 97 46) Nisa (4) : se 47) Bakara (2) 183

31

(33)

FIKHf TEFSiR HAREKETi

a3) Bir fiili bütün insanların veya bell i bir gurubun yapması gerektiğini haber verme

« � �� t.lk..:...ıl �� � c.r'Wiı)s- .u.J_, »

" Yoluna gücü yeten herkesin, o Ev'e (gidip) haccet­

mesi, insanlar üzerinde Allah'tn bir hakktdtr. " 48 a4) Bir fiili n vasıyyet edilmesi

« ���..ı:...:,.� .,s- .w�.)�_,, Jilll �.rf.»

Allah size, çocuklanmz(ın alacağı miras) hakktnda, erkeğe kadtmn paytntn iki mis/ini tavsiye eder." 49

�u tavsiyenin türkçemizdeki tavsiye gibi ihtiyar! bir tavsiye olmadığı aynı ayetin sonunda gelen ill ı ,;r � ;J

Allah 'tn koyduğu bir farz o/aral<' ifadesinden de açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

aS) Bir fiili n yapılmasını emir sigası ile biz­

zat istemesi

« ��_,... J-A .ı...UL.ı I�IJ o\5 _;JII_,..;f J i�ll�l._j»

O halde siz de namazi ktltn zekatt verin. Allah 'a san/m. Mevlantz Odur .. " so

Emr-i ğaib sigası ile olanına da bir misal

((.�1 �\.ı I_,J_,..b...:.l_, �J J..L.; lıJ�J � 1� �»

"Sonra kirlerini gidersinler, adaklanm yerine getirsin­

ler tarihi ev (Kabeyi) tavaf etsinler." 51 48) Al-i lmran (3) 97

49) Nisa (4) 1 1 50) Hac (22) 78 51) Hac (22) 29

32

(34)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ

a6} Bir fiilin hayırlı olduğunun belirUimesi

« � c.� ı J.i u--Lo.:J ı ıJ.$ ı:.Lı _, .. L:-u »

ll Ve sana yetim/erden soruyor/ar, De ki: "Onla n( n durumlarını) düze/tmek hayrrlrdır. ll 52

a7) Bir fiilin farz olduğunun belirtilmesi Buna örnek olarak da zekat verilecek kimselerin sayıldığı ayetin53 sonunda gelen « .u..ı ı � :ı...ı....ı ,.i »"

Allah'tan gelen bir farz olarak "ifadesini zikredebiliriz.

·aS) Bir fiilin Allah'dan gelen bir vaad ile birlikte zikredilmesi

ö� Ü\...PI .U����� illi JP� ı..s.l.JI l�ı:r-»'

" Kimdir o adam ki, Al/ah'a güzel bir borç versin de, Allah da ona kat kat fazlasryla (verdiğini) ödesin ! "54

a9) Bir fiilin iyi olduğu veya iyiliğe götüre­

ceğinin belirtilmesi

'. u _,..,.-ı \..o..o ' _,.J..J..:J ..s- ..-.ı ı ' _,.ı � ı:ı.J »

Sevdiğiniz şeylerden

(Allah

için) haylfda bulun­

madtkça asla iyiliğe ulaşamazsrntz . "55

b) KUR'AN'DA BiR ŞEYiN YAPILMAMASI iSTENiLiR­

KEN KULLANILAN ÜSLUP ÇEŞiTLERi

b1) "Nehy"

(yasaklama)

lafzının açıkça kuJ ..

lanılması

52) Bakara (2) 220 53) Tevbe (9) 60 54) Bakara (2) 245 55) Al-l 'lmran (3) 92

33

(35)

FIKHi TEFSiR HAREKETi

�IJ �1 J J.u..-AJI � �J···

" Ve O, her türlü çirkin işleri fenaltk/an ve azgtnltklan da yasaklar." 56

b2) Açıkça haram olduğunun belirtilmesi ,r._;..o..:;.Jı �J r.ıııJ �� � rr-- w ı·

.ı..Ut� 4.-!j.AI L..J

" Allah size leş, kan, domuz, eti ve Allah'tan başkast ad ma kesi/eni haram kı/dt." 57

b3) Bir şeyin helal olmadığının açıkça ifade edilmesi

o�'-. Jj

.,r � � 4J j.-J 4ıl.Lı .Jlt'

"Erkek (üçüncü kez) boşarsa, artık kadın, başka bir kocaya varmadan kendisine he/al olmaz. "58

b4) 'u lS Lo "yakışmaz" lafzı ile bir fiili n doğru olmayacağının belirtilmesi

1 .r' 1 .u l-") J .ı..U 1 � ı � 1 _;....,"i J ""'" .tl iJ lS' Lo J

r-- .r' ı ""'" ö � 1 ,._.J iJ iJ 1

" Allah ve RasOiü, bir işte hüküm verdiği zaman, arttk inanmış bir kadm ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkt yoktur. " 59

b5) Bir şeyi yasaklamakta kullanılan la-i nahiyeli fiillerle "bırak, kaçın, terket" gibi fiilie­

rin kullanılması 56) Nahl (1 6} 90 57) Bakara (2}: 173 58} Bakara (2) 230 59) Ahzab (33) 36

34

(36)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ

� ı.L...J '--!..>U .:ı lS L.ll u';.lii..H...W

" Zinaya yaklaşmaym, çünkü o, aç1k bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur." 60

�'ij'iiJ y�'iiJ .ı---iiJ �� wı1,_.,...i .;.o-:ı.Uı 4-:ı'�

ı:ı��o�\iu�IJ....s��J

" Ey inanan/ar, şarap, kumar, dikili taşlar (=putlar), şans ok/an şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçmm ki kurtuluşa eresiniz. "61

b6) Bir fiilin iyi olmadığının belirtilmesi I.AJ� ..::.ı�l lj-11..1 .:ı� _r.-ll ı.rJJ

" Evlere arkalarmdan girmek iyilik değildir. "62 b7) Bir fiilin olamıyacağının belirtilmesi

� , ıl J , � 'i J ı,; ..ı--J 'i J u.) ')U r 1 ıJ+--i ./ .ıJ .:r--i

"Kim o aylarda {ihrama girerek) hacc1 (kendine) farz ederse bilsin ki, hacda kadma yaklaşmak, günaha sapmak, kavga etmek yoktur." 63

b8) Bir fiil yapıld1ğ1 takdirde günah ka­

zanılacağının belirtilmesi

4-i_,.J.ı...,.,ı ı.:H.u ı ..;.s ...;ı u u��� l..l .ı.ı � ·

Kim işittikten sonra onu (vasıyeti) değiştirirse, günah1, onu değiştirenierin boynunadtr. "64

b9) Bir fiili yapanların azapla uyarılmaları 4-J� ":iJ 4..;o...AJIJ ı.,.-a.UI ilJ� .;.o-:ı.lliJ

60) isra (1 7) : 32 sı) Ma ide (5) 90 - 91 62) Bakara (2) 189 63) Bakara (2) 197 64) Bakara (2) 1 8 1

35

(37)

FIKHT TEFSiR HAREKETi

��yi� 1"""� .uJI �.)

''Aitm ve gümüşü ytğıp da on/an Allah yolunda sarfet­

miyen/er var ya, işte onlara act bir azabt müjde/e ! " 65 b10) Bir fiilin şer olarak vasıflandırılması

L.L,ı,j .:r illi �i Lç .., ,;r.. .u ı � 'J J

'. � .r--!ı ..,.... J-ı � ı � ..,....

Allah 'm kereminden kendilerine verdiğine cimrilik edenler, onu kendileri için haytr!t saymas m/ar. " 66

b11) Bir fiilin dünyevi veya uhrevi cezası ile birlikte zikredilmesi

'Jı.s:..,; �L....ı ı.ıj-':'��1 l�ü UJL-.JıJ JJL..Jı' 'LU ı .:r" Hırs1zllk eden erkek ve kadmm, yaptık/anna karşti/k Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin! Allah daima üstündür, hikmet sahibidir. 67

� ı .u l,j.. oJ ı � ı .ı.---.. L:...o � J-;-.i.,! .:rJ

� 41� .J �� J I...:..A.lj �illi �J

" Her kim bir mü'mini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedf kalmak üzere (gideceği} cehennemdir. Allah ona ğazap etmiş, lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştlf." 68

b12) Bir fiilin küfür, zulüm ve fısk olarak nitelendirilmesi

Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyenlerin· küfür, zulüm ve 65) Tevbe {9) 34 .

66) Al-i 'lmran, {3) 1 80 67) Maide (5) : 38 68) Nlsa {4) 93

36

(38)

KUR'AN'IN FIKHT YÖNÜ fısk ile nitelendirilmeleri gibi.69

c) BiR FiiLiN MÜBAH OLDUGUNUN BELiRTiLM ESiN­

DE KULLANILAN ÜSLUPLAR

c1) Bir fiilin veya ilgili olduğu bir şeyin

"helal" lafzı kullanılarak mübah olduğunun belir­

tilmesi:

�w� ı L...:+ı

�.:...�.>ı

" Sizin için (sığır, manda, deve, koyun, keçi gibi) hay­

vanlar he/al k1/1nd1. "70

yL. .S:.JI IJ-1JI �-.UI �la..l.J .:.ı�l

J-:--1 r�l

ı--tJJ-�WJ��

"Bu gün size iyi ve temiz şeyler he/al k1lındı. Kendile­

rine kitap verilenferin yemeği, size he/al, sizin yemeğiniz de onlara helfıldir." 71

c2) Bir fiilde günah olmadığının belirtilmesi:

j-AI L...J .rı_r...ı.JI �J r..UI J

4..::..:-ll �

rr' Wl

� �ı��� �J t� _r:J: ��·� illl_r:-AJ Allah size leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkasi adına kesiteni haram k1/d1. Ama kim mecbur kalirsa (başkasına) saidırmadan veya s1nm aşmadan yemesinde bir günah yoktur. "72

69) Maide (5) 44, 45, 47 70) Maide (5) 1

71 ı Ma ide (5) : 5

72) Bakara (2) 1 73 ; benzeri bkz. Maide (5} 93 37

(39)

FIKHi TEFSiR HAREKETi

c3) Bir işte zorluk olmadığının belirtilmesi JıL:! � ı .j.s "i J �� V "i ı .J.s 'J J V � 'J ı .j.s ır.:J

� \ı

i

.:.ı _,.�-u t � �

I _#U ı:ı t ı-<

ô ; l � 'J J V

� l y ! .:.ı � Jı � � � ,;.ı � J'

Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Size de kendi evlerinizden yahut baba­

larmlztn evlerinden yahut annelerinizin evlerinden yahut kardeşlerinizin evlerinden yemenizde bir güçlük yok­

tur. " 7 3

B BAZI HÜKÜMLERi KOYMADA TEDRiCi BiR METOD KULLANMASI

BiJindiği gibi, Kur'an birdenbire bütün bir kitap olarak değil de 23 küsur senede peyderpey inmiştir. Kur'an'ın birdenbire bir bütün olarak değil de böyle parça parça in­

mesi, onun inanç esaslarının benimsenmesinde ve emir ve yasaklarının tatbik edilmesinde büyük kolayl ıklar sağla­

mıştır. Nitekim ilk inen ayetlerde, önce, ısrarla ve tekrar tekrar inanç esasları ve bilhassa tevhid akidesi gündeme getirilmiş, böylece kafalarda iyice kökleşmiş olan şirk ve batıl inanışlar birer birer sökülüp atılmış, onların yerine de en temiz, en sağlam ve en doğru inanç esasları dikilmiştir.

Daha sonra, ibadetlere geçilmiş, hicretten önce namaz emredilmiş, hicretin ikinci yılında, oruç ve zekat farz kıl ınmış nihayet hicretin altıncı senesinde de hac ibadeti başlamıştır.74

73) N O r (24) 6 1

74) Subhi es-Salih, Mebahıs fi UIOmi'I-Kur'an s. 58-59.

38

(40)

KUR 'AN'IN FIKHi YÖNÜ

Diğer emir ve yasaklar da bilhassa Medine devrinde kademeli bir şekilde gelmiştir. Hatta bunlardan bazılarında - bilhassa içki yasağında olduğu gibi - çok aşamalı bir me­

tod takip edilmiştir.

Eğer böyle olrııasaydı, büyük bir ·cehalet, karani ık ve katılık içinde bulun�ı.n o toplumun, cahiliyye devrinin kökleşmiş, batı! inanç, örf ve adetlerinden sıyrılarak, bir­

denbire

y

eni dinin esaslarını ve hayat düzenini benimse­

rnesi ve yaşaması çok zor olur, hatta belki de mümkün ol­

mazdı.

Nitekim bu durumu Hz. Aişe (r.a) çok güzel bir şekilde şöyle dile getirmiştir :

� l ,.f H.-s .. ,.j

J-.WI

i J .J--' .ı..:... J .,;...; t.. J J I J .,;...; U ı

. . . rı�ı J

J

')'u.J 1

J

J-i r '.>L-ı � 1 J 1 .,. w 1 Y

u u ı

� J

w ı J

I J.ıl � 1 t,.U � ı_,.J W � ı i .J-! � � ü-.!ı JJ ı

J J-i .rJ J ı ..ı....ı ı u _;J ı

t. .u � ı _,.ı w ı ,.ı .i-' �

J .,;...; .rJ J

Önceleri içinde sadece cennet ve cehennemden bahsedileri ktsa sureler indirifmiş; hatta insanfar istam'a iyice ts1mcaya kadar bu böyle devam etmiş daha sonra, he/af ve haramlar inmiştir. Zira ilk olarak "içki içmeyin!"

diye nazif olsaydi, elbette "içkiyi asla terkedemeyiz." der­

ferdi. Yine, ilk önce, "Zina etmeyin!" diye nazif ofsaydt, el­

bette " Zinayı asla brrakmayınız!" derlerdi. " 75

Biz burada belli bir aşama içinde ortaya konan iki önemli yasağı örnek olarak zikredeceğiz

75) Buhari, Fedailu'I-Kur'an 6 {VI.1 01)

39

(41)

FIKHI TEFSiR HAREKETi içki yasağı

Cahiliyyet devrinde içki içmek çok yaygın bir adetti.

içki özel sofralar olsun ziyafet sofraları olsun vazgeçilmez bir unsurdu. Tabii bu durum edebiyata da yansrmış, içki üzerine bir çok şiirler yazılmıştı. işte Kur'an içki konusunda bu kadar ileri durumda olan bir toplumu aşama aşama ge­

tirdiği açıklama ve emirlerle bu kötü alışkanlıktan sonunda tamamen arındrrmıştır.

Şimdi bu aşamaları sırasıyla ele alalım : Birinci aşama

Yüce Allah bu konu ile ilgili ilk ayette şöyle buyurmak­

tadır

L:._._:.. Üj;J 1� ...._. .:ı J � y L:..&-� I J � l ..:.ıl_rJ ,y J

u � � � �� ı.!.LH J .:ı ı

" Hurma ağaçlannm meyvelerinden ve üzümlerden de içki ve güzel rrzık elde edersiniz. Şüphesiz bunda aklını kul­

lanan bir toplum için (ders alınacak ) işaretler vardir. " 76 Görüldüğü gibi, bu ayette içki. "güzel nzık''tan ayrı tu­

tu lmakla birlikte henüz hakkında bir hüküm verilmemiş, sadece kötülüğüne ufak bir işaretle yetinilmiştir.

ikinci aşama

V" WJ r! W.... J � � � � JJ �IJ � � � ı!.lı _,.L-...,ı

� ,;r .;-,-S I � IJ

" Sana şaraptan ve kumardan soruyor/ar. De ki " O ikisinde büyük günah vardir. insanlara baz1 faydalan varsa

.!!..?

günahlan yararlanndan büyüktür. " 77

76) Nahl (1 6} 67.

77) Bakara (2) 2 1 9.

40

(42)

KUR'AN'IN FIKHT YÖN Ü

Burada da henüz bir yasak yoktur. Ancak onda büyük bir günah olduğu ve zararları nın faydaları ndan daha fazla ağı r bastığı belirtilmekle onun ilerde kesinlikle yasaklanabileceğinin işareti verilmiş olmaktadır

Üçüncü aşama

LS ; � � I J i _;.L...a..l l I J-! .riJ � ı � T.:r:ı .ü l Lf..:! l l,ı

.:ı _;J _...a; u t _,...1... ı.?""

Ey inanan/ar, ne söylediğinizi bilineeye kadar sar­

hoşken namaza yaklaşmaym. •i78

Bilindiği gibi, bir akşam namazı sırasında içki içmiş olan bir sahabinin imamlık yaparken kafirün suresini yanlış okuması üzerine bu ayet nazil olmuştur.79 Bu ayetle artık mü'minler için içki içebilecekleri zaman çok daraltılmıştır.

Çünkü diğer namazlar arasındaki ara çok kısa olduğundan içki içen bir sahabi bunu ancak yatsı namazından sonra yapabilecektir. Böylece, mü'minler bu emirle önemli ölçüde içkiden uzaklaştırı lmış ve içkinin mü'minin en önemli ibadetlerinden birisine ters düştüğü ortaya konularak ilerde kesinlikle yasaklanacağının önemli bir işareti daha verilmiştir.

Dördü ncü aşama

� � j � I J y l..ı:ı...i ")' I J � ı J _,...;..J I Wl l � f .:r:ı .ü l Lf..:! l l,ı

� .r.. w ı .:ı _,...._u.ı

ş �li .:ı� ı � oY ı.rJ': J

---- --- ---·-- --·�)

78) Nisa (4) 43.

79) Ebu DavCıd, Eşribe 1 Tirmizi, 8.5 Süretu'n-Nisa ; ibn Kesir, ı, 500

41

(43)

FIKHT TEFSiR HAREKETi

ö � ı � J ill ı ,r! ) � � .ı...ıa...,. J � ı J

" Ey inanan/ar, şarap, kumar, dikili taşlar (=putlar), şans ok/an şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçmm ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, şarap ve kumar ile aramza düşmanlik ve kin sokmak, sizi Allah't anmaktan ve namaz­

dan altkoymak istiyor. Artik vazgeçtiniz değil mi ? " 80 içki konusunda inen bu son ayetle de artık içki kesin­

likle yasaklanmış ve bu yasağa yavaş yavaş alıştırılan sahabe böyle bir emrin beklentisi içinde olduğundan onu derhal uygulam ış ve herkes evindeki içkiyi derhal dökmeye başlamıştır.

Faiz Yasağı

Aynı durumu faiz yasağında da görmekte:yiz Cahili arap toplumunda içki gibi, faiz de çok yaygın durumdaydı.

Bu bakımdan faizin yasaklanmasında da tedrici bir metod takip edilmiştir

Birinci aşama

.w...ı ı .w.&. ı J-! .r:! � ..,. w ı J ı l"' ı ..} ı J-! ...-=-J L u � iLoJ

u �ı 1'""" ..:.W J U ...U ı o�J.- J U J �,; i �j .ıJ" � T I.o J

" insaniann mallan içinde, artmasi için verdiğiniz taiz (mal ı), Allah katmda artmaz. Ama Al/ah 'm nzastnt isteye­

rek verdiğiniz zekat, işte (onu verenler, sevapiarını ve malları nı) kat kat arttranlardlr. " 81

Görüldüğü gibi bu konuda ilk nazil olan ayette Yüce Allah, faize kesin bir hüküm getirmemekle birlikte onu ze­

katla mukayese etmekte, faizde gerçekte bir artışın ol-

aoı Maide (5) 90 - 91 81) ROm (30) 39

42

(44)

KUR'AN'IN FIKH1 YÖN Ü

madığına ama, zekatta veren lehine bir artışın olduğuna işaret ederek faizden insanları soğutup, zekata teşvik et­

mektedir.

ikinci aşama

:i....U. L..;a...

ü

LA...;. ı ı y. ..,J ı ı _,..LS'i.J '1 ı ...-. f .:r.ı .ll l 1

u � �

1 .ı

u..J ı I _,..A.J IJ

Ey iman edenler, kat kat taiz yemeyin, Allah 'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz. " 82

Bu aşamada da, bir başlang ıç olmak üzere faizin özellikle kat kat olanına kesin bir yasak getirilmiş ve insan­

lara Allah'ın emirlerine ve yasaklarına saygılı olmaları arnre­

dilerek kurtuluşun ancak bu sOretle olabileceğine işaret edilmiştir.

Üçüncü aşama

� u l l y. __,.J I ,;;-t

� Lo IJ J � J

.ı..U I t .,.ıı t l .r-- f.:r.ı ..U I � ı �

� iJIJ 4..1 ..1-' J J ill i ,;;-t y �

l _,..; � ü � � � u ü

.r--'-" _;...

.:ı � 'lj .:ı.,..._L�a.J '1

,..s:.ı ı _,... ı

ı.r'JJ

Ey iman edenler, Allah'tan korkun, eğer inamyor­

samz faizden (henüz alınmayıp) geri kalan krsm1 brrakrn (almayın). Eğer böyle yapmazsamz, o takdirde Allah ve RasOiü ile savaşa girdiğinizi bilin. Tevbe ederseniz, ana

'

paranrz sizindir. Ne haksiZlik edersiniz, ne de haksJzlrğa uğratil1rsrmz. " 83

Görüldüğü gibi artık bu aşamada da küçük büyük her türlü faize kesin bir yasak getirilmiş ve faizde ısrar etme-

82) Al-i lmran (3) 1 30 83) Bakara (2) : 278 -279

43

Referanslar

Benzer Belgeler

Klinik ve radyolojik özellikleri kistik lenfanjioma benzeyen sağ supraklaviküler kitle ile başvuran ve AVM tanısı konulan 6 yaşında erkek olgu, çocuklarda nadir görülen

The purposes of this study were to develop an automatic method to classify pathological reports into different classes of brain tumours by using the pattern-matching rules and

1943’te yayımladığı Millet ve İnsan kitabının önsözünde, “İnsan için milliyetten başka çıkar yol, doğru yol, güzel ve sağlam yol yoktur” diye

Noyan Özkan, çevre konularında, yurttaş sıfatıyla Danıştay’da dava açmak için uzun yıllar uğraştıklarını ve sonunda kazan ım elde ettiklerini söyleyerek,

Tuğrul ve Çağrı kardeşlerin birlikte yönettiği Selçuklu Beyliği Samanilerin yıkılmasıyla yerleşik halde yaşadığı coğrafyada güçlenmiş, Gazne Devletinin

Mustafa Şokay isimli bir Özbek Türkü tarafından organize edilip hepimiz “Alaş'ın oğullarıyız” sloganı altında Taşkent de yapılan Milli Türkistan Kongresinde,

Oysa Galatasaray mezunu Cahit Sıtlu'nın Fransız şiiriyle yalundan ilgilendiğini, sadece sembolist şairleri değil sürrealistleri de okuduğunu, en azından serbest

1- Güneş’in görünürdeki yörüngesi ile Yer’in üzerinde dolandığı gerçek yörünge elipsi aynı düzlem üzerindedirler ki bu düzleme ekliptik (TUTULUM)