• Sonuç bulunamadı

Kararlarda, çevre ve Orman Bakanlığı tarafından HES projeleri için verilen ‘çED Gerekli Değildir’ ve ‘çED Olumlu’ kararlarında ‘hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmemiştir’ denildi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kararlarda, çevre ve Orman Bakanlığı tarafından HES projeleri için verilen ‘çED Gerekli Değildir’ ve ‘çED Olumlu’ kararlarında ‘hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmemiştir’ denildi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rize İdare Mahkemesi, İkizdere’deki Dereköy HES’ten Sonra Çayeli Senoz’daki Kayalar, Fındıklı’daki Paşalar ve Şavşat Papart’taki Cüneyt HES Projeleri Hakkında Ayrı Ayrı İptal Kararları Verdi. Mahkemenin İptal Kararları

‘Bilimsel Rapor’ Niteliğinde Değerlendiriliyor…

Rize İdare Mahkemesi’nden 3 ayrı iptal kararı daha çıktı. Mahkeme, İkizdere Vadisi üzerindeki Dereköy HES projesinden sonra Rize’nin Çayeli ilçesi Senoz Vadisi üzerindeki Kayalar HES’in ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı ile, Fındıklı ilçesi Çağlan Vadisi üzerindeki Paşalar HES ile Artvin’in Şavşat ilçesi Papart Vadisi’nde yapımı planlanan Cüneyt 1-2-3-4 HES projelerindeki ‘ÇED Olumlu’ kararları’nı iptal etti.

‘Hukuka ve Mevzuata Uyarlılık Görülmedi’

İptal kararlarının her birinde Çevre ve Orman Bakanlığının görevlerini gerektiği şekilde yapmadığı, yasa ve

yönetmeliklere uyulmadığına gönderme yapıldı. Kararlarda, çevre ve Orman Bakanlığı tarafından HES projeleri için verilen ‘çED Gerekli Değildir’ ve ‘çED Olumlu’ kararlarında ‘hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmemiştir’ denildi.

Toplamda 54 Sayfalık İptal Kararı

Rize İdare Mahkemesi; Rize’nin çayeli ilçesi Senoz Vadisi üzerinde İyon Enerji şirketi tarafından yapımı planlanan 34,8 megavat kurulu gücündeki Kayalar HES projesinin ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı için 14 sayfa, Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi üzerinde Ayen Enerji firması tarafından yapımı planlanan 40 megavat kurulu gücündeki Paşalar HES projesinin ‘ÇED Olumlu’ kararı için 19 sayfa ve Artvin’in Şavşat ilçesi Papart (Göknar) Vadisi’nde Ebara Elektrik üretim şirketi tarafından yapımı planlanan Cüneyt 1-2-3-4 HES projelerindeki ‘ÇED Olumlu’ kararı için ise 21 sayfalık gerekçeli iptal kararı verdi.

Toplamda 54 sayfayı bulan 3 ayrı gerekçeli iptal kararında da, Çevre ve Orman Banklığı ile HES yapımcı firmalarının savunmalarında, ÇED raporu nihai proje izni olmadığı, ÇED sürecinde halkın katılımının sağlanarak bilgilendirildiği, proje alanlarının korumaya alınmış SİT alanları olmadığı ve bu özellikleri taşımadığı, aynı havzalarda başka HES projelerinin de bulunduğu belirtildi.

Anayasal Hak ve Ödevlere Gönderme

Söz HES projeleri için Çevre ve Orman Bakanlığı’nca verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ ve ‘ÇED Olumlu’ kararlarının ÇED yönetmeliğine, hukuka, yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğu iddia edilen dava süreçlerinde oluşturulan

‘Bilirkişi İnceleme Raporları’nın da yer aldığı gerekçeli kararlarda, çevrecilerin yapmış olduğu demokratik mücadelenin de haklılığına da vurgu yapılıyor.

Anayasanın 17 ve 56. maddesine vurgu yapılan gerekçeli kararlarda, 4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da belirtilen görev ve sorumluluklara da gönderme yapıldı.

2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 1, 3, 9 ve 10. maddelerinin tam içeriğin anlatılarak, ÇED Yönetmeliğinin 4 ve 6.

maddelerinin aktarıldığı ve ayrıca 15, 16 ve 17. maddelerdeki hükümlerin de ifade edildiği kararlarda, HES’lerin teknik özelliklerinin yanında elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması, ulusal kalkınmanın sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi ve bu durumun stratejik önemine de değiniliyor.

Geri Dönüşümsüz Zararlar Veriliyor

Küresel ısınma, sera gazı ile karbondioksit emisyonlarının azaltılmasından, Türkiye’nin de imzaladığı Kyoto Protokolüne gönderme yapılan kararlardaki Bilirkişi Raporlarında ise HES projeleri ile havzaların, dere ve su kaynaklarının ‘sadece elektrik üretim alanı’ olarak şekillendirildiğine de dikkat çekildi.

Rize İdare Mahkemesi’nin gerekçeli kararlarında yer alan Bilirkişi Raporlarında ayrıca, HES projelerinin yapıldıkları alanlara kontrolsüz ve geri dönüşümü olmayan zararlar verdiği, bu durumun aynı zamanda insan yaşamı ile diğer projeleri de olumsuz etkilediğine işaret ediliyor

ÇED Süreci Formaliteden Öteye Geçmiyor

(2)

Kararlarda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ÇED değerlendirmelerinde sadece ait olduğu proje bakımından inceleme yaptığı bölgedeki veya havzadaki diğer HES projelerini dikkate almadığı ve yok saydığı, Bakanlığın bu durumu bir yöntem olarak uyguladığına ise ayrıca belirtiliyor

Dere yatağındaki suyun sadece hidrolik potansiyel olarak görülemeyeceğine vurgu yapılan kararlarda, “Su, dere yatağından alınarak tüneller veya kanallarla havzanın sonuna kadar taşınıyor ve dere yatağına sadece ‘can suyu’

bırakılıyor” denilerek; projenin yöre halkına sosyo-ekonomik katkısının sınırlı olacağı ve bu boyutun ÇED raporunda yer almadığı, su kalitesinin bozulması gibi proje aşamasında yapılacak bazı tesislerin de ÇED raporunda

değerlendirilmediği kaydediliyor.

HES yapılması planlanan bütün vadi ve havzalarda havza planlamasına ihtiyaç olduğuna işaret edilen kararlarda,

‘ÇED raporunda, inşaat çalışmaları sırasındaki hafriyatlar gibi birçok konuda çelişkinin olduğu ve ulaşım yolları gibi birçok konunun da raporlarda yer almadığı’na vurgu yapılıyor.

Projelerin yapılmasının planlandığı bölgelerin ekolojik değerlerinin çok yüksek olduğuna dikkat çekilen kararlarda, Enerji Nakil Hatlarının (ENH), HES projelerinden ayrı ele alındığı, ÇED sürecine dahil edilmediği ifade edilirken, ENH ile HES’lerin çevresel etkilerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine de vurgu yapılıyor.

Yapılan incelemeler sonunda nihai ÇED raporlarının proje bazında hazırlandığı, nihai inşaat projesi hazırlanmadan raporların detaylı bir şekilde değerlendirilemeyeceğine de işaret edilen kararlarda, projelerin çevresel etkisi

değerlendirilirken, süreçlerin ÇED akış protokolüne formatsal olarak uyularak tamamlandığı ve bir formalite olarak, prosedürel bir işlem şeklinde sürdürüldüğü anlatılıyor. Kararlarda bu konuda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın aynı alanda söz sahibi olan ve düzenleme yetkisine sahip diğer kurumlarla yeterli koordinasyonu sağlamadan ÇED süreçlerini sonuçlandırdığı da belirtildi.

Bakanlık Yasa ve Yönetmelikleri Uygulamıyor, Üzerine Düşen Görevi Yerine Getirmiyor!

Kararlarda, çevresel etkileri açısından HES inşaatlarının yol açabileceği zararlara ilişkin birçok konunun göz ardı edilerek, ÇED raporları hazırlandığına vurgu yapılan ve ‘ÇED Olumlu Kararlarının’ formatsal olarak hazırlanan dosya üzerinden verildiği anlatılıyor. Bu durumun, ‘nasıl bir ÇED bakış açısını’ ortaya koyduğunun göstergesi olduğuna dikkat çekilen kararlarda, ‘kuruluş amacının dışında ilgili yasa ve yönetmelikleri uygulamayan’ Çevre ve Orman Banklığı’nın, ‘havza planlaması’ konusunda da ‘üzerine düşen görevi yerine getirmediğine’ gönderme yapılıyor.

Projeler, Proje Sahası Gerçekleriyle Örtüşmüyor!

Rize İdare Mahkemesi’nin 2008/362, 2008/369 ile 2008/769 Esas ve 2010/310, 2010/311 ile 2010/313 sayılı iptal kararlarında, “proje dosyalarındaki veriler ile proje sahası gerçeklerinin örtüşmediği, projenin yapılacağı vadilerdeki dere ve su havzalarının çevresel zorlama kapasitesinin gerçek anlamda hesaplanmadığı ve kabul edilebilir bir çevresel etkinin tespit edilmediğine” de işaret edildi.

ÇED Olumlu ve ÇED Gerekli Değildir Kararlarında Hukuka ve Mevzuata Uyarlılık Görülmedi

Kararların son kısımlarında ise, “Bütün bu sayılan nedenlerle 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği ile davalı idareye verilen görev ve yetkilerin amacına ve belirlenen çevre politikalarına uygun olarak, uyuşmazlığa konu proje sahasının özellikleri yeniden değerlendirilerek, projenin kapsamlı çevresel etkilerinin hesaplanıp, yukarıda aktarılan bilirki şi raporunda tespit edilen sorunların ve belirsizliklerin giderilmesi ve uyuşmazlığa konu proje ile aynı havzada kurulması planlanan diğer projeler ile birlikte değerlendirilerek, uyuşmazlığa konu HES ve eklentilerinin çevreye vereceği zararın kapsamlı ve gerçekçi hesaplamaların yapıldığı bir ÇED çalışması ile tespit edilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek”

HES projeleri için davalı çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Olumlu’ ve ‘ÇED Gerekli Değildir’

kararları verilmesinde hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmediği ve kararların iptaline oy birliği ile karar verildiği kaydedildi.

“Haklılığımız Bir Kez Daha Kanıtlandı!”

Fındıklı Derelerini Koruma Platformu adına, Fındıklı çağlayan Vadisi üzerinde kurulması planlanan Paşalar HES’in

(3)

‘ÇED Olumlu’ kararının iptal edilmesini değerlendiren Platform Sözcüsü Hüseyin Acar, ‘iptal’ kararı ile HES’lere karşı verilen mücadelenin haklılığının onayladığına dikkat çekti. İptal kararının, Fındıklı halkının yaklaşık 3 yıldır HES’lere karşı sürdürdüğü anlamlı mücadele ve tepkinin ne kadar doğru ve haklı olduğunu ortaya çıkardığına işaret eden Acar, “Mahkemenin bir bilimsel rapor gibi ortaya koyduğu karar, ülkemizde hala bağımsız yargının ve hukuk üstünlüğünün ne kadar güven verici olduğunun da bir göstergesidir. Derelerimizi katlederek kurutan, yaşam

alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar vererek bizi göçe zorlayacak bu projelerin gelişigüzel, yasa ve yönetmelikler ile hukuk tanımaz olduğunu gözler önüne seren bu kararla mücadele gücümüz bir kat daha artmıştır. Bu kararların

HES’lere karşı mücadelenin de önünü açacağına inanıyoruz” dedi.

Kararlar HES Gerçeğini Ortaya Koyuyor…

Mahkemenin, İkizdere’deki Dereköy HES projesi için verdiği ‘İptal’ kararının ardından, verdiği bu üç ayrı ‘İptal’

kararıyla, HES’lere karşı verilen mücadeledeki haklı gerekçeleri bütün ayrıntılarıyla bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çeken, Şavşat ve Fındıklı’daki HES davalarının avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, bu kararlar karşısında söylenecek söz olamayacağını dile getirdi.

Avukat Okumuşoğlu, yöre halkının HES mücadelesinde kararlı olduğunu, bütün ilgili ve yetkili kurum ve kuruluşların yargı kararlarını yok saymadan, hukukun üstünlüğüne saygı göstererek, halkın haklı talep ve tepkilerine saygı

göstermeleri ve duyarsız kalmamaları gerektiğine de vurgu yaptı.

Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Senoz Vadisi üzerindeki Kayalar HES projesi avukatı Münir Yazıcı da, mahkemenin vermiş olduğu gerekçeli iptal kararı üzerine yorum yapmaya gerek olmadığını, gerekçeli kararda bütün HES gerçeğinin ortaya konulduğunu kaydetti.

Bakanlık, ‘Görevi İhmal ve Kötüye Kullanma’ Suçlamalarıyla Muhatap Olabilir

Kararları değerlendiren Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan ise, Rize İdare Mahkemesinin HES’ler konusunda adeta uzman bir yapıya kavuştuğunu ve verilen gerekçeli iptal kararlarının ‘Bilimsel Rapor’

niteliğinde olduğuna dikkat çekti. Kararlarda HES’lerle ilgili bütün gerçeklerin tüm açıklığıyla ortaya konulduğuna işaret eden Şan “HES’lere karşı sürdürdüğümüz mücadelelerdeki haklılığımızdan hiçbir şekilde endişe etmedik.

Mücadelemiz boyunca Anayasal hak ve ödevlerimizin yanında, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığına olan inancımız ile demokratik haklarımızı kullanarak, yasalar çerçevesinde mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu kararlarla yargı, bir kez daha HES projelerinin yasa ve yönetmeliklere, hukuka aykırı olduğunu ortaya koydu. Asli görevi çevreyi ve doğal varlıklarımızı koruyup kollamak ve geliştirmek olan çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu görevlerini yapmadığı da açıkça belirtilen kararlar sonrasında Bakanlığın ve bu projelere onay veren bütün sorumlu kurum ve kuruluşların, ‘görevi ihmal ve kötüye kullanma’ gibi suçlara muhatap olabileceği de açıkça görülmektedir. Bu konuda da suç duyurusunda bulunmak ve gerekli yasal işlemleri başlatmak amacıyla gönüllü hukukçularımızla birlikte

çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kararlar, HES’lerin doğal yaşam alanlarımıza vermiş olduğu geri dönüşümsüz zararlar karşısında tarihe geçecek önemli bir manifesto gibi arşivlerimizde yerini alacaktır” dedi.

“Anayasal Haklarımızı Sonuna Kadar Kullanacağız!”

Derelerin Kardeşliği Platformunun, başta Doğu Karadeniz olmak üzere bütün bölgelerdeki HES projelerine karşı birlik ve bütünlük içerisinde, herhangi bir lobicilikle bağlantısı olmadan, sponsorluk, yardım veya herhangi bir fondan yararlanmadan, tamamen bağımsız bir yerel halk hareketi olarak mücadele etme kararlılığından hiçbir şekilde ödün vermeden mücadelesini sürdüreceğini anlatan Ömer Şan, “Bizler, vadilerimizde ve derelerimizin etrafında yaşayan köylüler, bu ülkenin yurttaşları olan yerel halk kitleleri olarak yasalar çerçevesinde Anayasal ve demokratik

haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın” şeklinde konuştu.

Derelerin Kardeşliği Platformu– 22 Eylül 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Dairesi, Rize’nin İkizdere Vadisi’nde yapılması planlanan Dereköy Regülatörü ve Demirkapı HES projesinin ‘ÇED Olumlu’ Karar ını ‘iptal’ eden Rize İdare

Rize İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğünce oluşturulan komisyonun, Gürgen Regülatörü ve HES projesine ait

Örneğin, Orman Bölge Müdürlüğünün raporunda, “İzin sahası civar yerleşim yerlerinin su kaynağına zarar verebilecek durumda olmay ıp, halk sağlığına

Hem şin Deresi üzerinde, Mars Enerji tarafından yapımı planlanan 4.33 megavat kurulu gücündeki Ye şiltepe Regülatörleri ve HES projesi için bölgede Çevresel Etki

tarafından yapımı planlanan 7.92 megavat kurulu gücündeki Diyoban HES projesi için ise 1 Ekim 2010 Cuma günü bölgede ‘Bilirkişi İncelemesi’.. yap ılacağını

Toplantı salonuna giren Tonya Çevre Platformu temsilcileri, halkın HES’lere tepkili oldu ğunu, idare mahkemesinin bölgedeki HES’lerle ilgili kararlarını engelleyici

Rize İdare Mahkemesi, Çevre Bakanlığı'nın "ÇED gerekli değildir" diyerek onay verdiği Salarha Vadisi'ne yapımı planlanan Ambarl ık 1-2 HES projeleri hakkında

Açt ıkları dava kapsamında mahkemenin Selin 2 Regülatörü ve HES Projesi için "yürütmeyi durdurma" kararı verdi ğini ifade eden Ekşi, şunları söyledi: "Daha