• Sonuç bulunamadı

asperıdos tiyatrosu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "asperıdos tiyatrosu"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

asperıdos

tiyatrosu

Arkeolog - GÜLDEM YÜĞRÜM

Küçük Asya'da en iyi bir şekilde za-manımıza kadar gelen Roma tiyatrosu Pam. phylia'daki Aspendos tiyatrosudur. Pam-phylia adını taşıyan b u bölge Anadolu'nun güney sahillerinin ortasında yer almakta okıp bugünkü Antalya vilâyetinin düzlük kısımlarına tekabül etmektedir. (I).

"liyatro, şehrin üzerine yayıldığı tepe-lerdedir Küçük tepenin doğu yamacında inşa edilmiştir. Şehir harcbeleri içinde tek esaslı ve sağlam kalmış yapıdır. Sahne bi-nasının güney duvarında bir konsol üze-rinde görülen kitabede binanın mimarı olarak Aspendos'lu Theodoros'un oğlu Zc-non zikredilmektedir. Tiyatro'nun bütün masrafları A Curtius Crupinus Arruntianus ve A. Curtius Auspicatus Titinnianus tara-fından karşılanmış olup bu yapı memleke-tin yerli tanrılarına ve imparator ailesine it-haf edilmiştir. Bunlar, Lâtince ve Grekçe yazılar sahnenin iki tarafında bulunan yan kanatlardaki kuzey ve güney kapılarının üzerindeki kitabede anlatılmaktadır.

Kitabede şunlar yazılıdır (II) :

«Memleketin tanrıları ve imparatorluk adına Acurtius Crispinus Arruntianus ve Acurtius Auspicatus Titinnianus Acurtius Crispinus'un vasiyetname emri mucibince bu âbideyi inşa ettirdiler

Diğer taraftan sahne duvarının üst sü-tun dizisinin kaidesindeki kısa kitabede, ise bu iki kişiyi binayı yaptıranlar olarak be-lirtilmektedir. Gerek bu isimlerin ve ge-rekse «Domui Augustorum» kelimesinin gös-terdiğine göre tiyatro imparator Antoninus Pius'un saltanatı zamanında (13S - 164) in-şa edilmiştir. Üç kısımdan ibarettir. 1) Ca-vea, 2) Orkestra, 3) Skerie . sahne

(Cavea - Teatron) . Oturma kademeleri: Akropolis'in doğu yamacı oyulmak su-retiyle yapılmıştır. Tiyatro sahne binası ve cavea olarak tam bir bütün teşkil eder. Seyirciler mahallinin taban çapı 95, 4S m. olan yarım daire biçimindedir. Oturma sı-ralarının sayısı 40 olup bunlar dairevî bir kuşak (praecinctio - diazoma) ile iki bölü-me ayrılmıştır. Üst bölümde 19, altta ise 20 oturma sırası ihtiva eder. Diazoma üze-rine müstakil koltuklardan ibaret bir sıra konmuştur. Radial merdivenlerin sayısı

Tiyatronun elevasyonu ve kesiti

alt bölümde 10, üstte ise 21'dir. Diazoma-dan (Ana koridora A) 6 tane küçük çift mer-divenle 220 cm. yükseklikteki üst kata çıkıl-maktadır. Seyirciler mahallinde 0,50 cm. eninde, orkestra hariç 7000 kişilik yer var-dır. Caveanm en üst kısmında kemerli bir galeri mevcuttur. Binaya kullanılan malze-me Akropolis'in doğu yamacında bulunan çok kaba konglemera taşlarıdır. Seyirciler mahallindeki oturma yerleri, zemin ve ge-çitlerin duvarları, diazomanm duvarları için ince kireç taşı seçilmiştir, ilk bakışta hiç harap olmamış gibi görüner. caveanm bazı kısımlarının yenilenmiş olduğu anla-şılır. Bu yenilenme bilhassa alt kısımdaki kademelerde yapılmıştır. Üst kısımdaki ka-demeler sağlamdır. Altlarında bulunan to-noslu galeri sayesinde iyi bir şekilde kal-mışlardır. Diazoma'nm etrafım çeviren ve kapılarla bağlı olan bu galeri ışıksızdır, sonlarında çıkışları yoktur, amacı yığma taşlardan yapılmış oturma basamaklarının alt duvarlarına dayanak vazifesi görmek-tir.

Cavea'yı en üst noktadan çeviren ke-merli galeri 53 kemerden müteşekkildir. Di-ğer kısımlar daha yeni bir inşaat devrini gösterir. Bu kemerli galerinin eski binaya ait olmadığını dış duvarda bulunan pen-cere delikleri ispat etmektedir. Zira yarı dairenin her bitiminde 7 adet olan bu de-likler ga'erinin aks taksimatına uymadık-larından ötürü duvarla örülmüşlerdir. Bu koridorun üstünün kapalı olduğu dışarda ikinci yontma taş tabakasında görülen ve yağmur suyunu dam dışına akıtmağa ya-ı-ıyan su borularından anlaşılmıştır. Seyir-ciler mahallinin iki yanında yer alan ince merdivenlerden kemere ve dama

çıkılmak-tadır. Ayrıca bu merdivenlerde bize bu galerinin üstünün kapalı olduğunu

göster-mektedir. Bu damı taşıyan payeler dar ve ince olup, yontulmuş kireç taşından yapıl-mış ve önlerine de yarım sütunlar konmuş-tur. Birçok payelerdeki bu sütunlar harap o'duğu için bunlar tuğla ile yenilenmişler-dir. Bu şöyle yapılmıştır; Payelerin üst kısımları silindir şeklinde oyularak tuğla-dan tam yuvarlak bir sütun nıeytuğla-dana geti-rilmiş ve bu yarıya kadar açılan oyuğa so-kulmuştur. Payelerin üzerinde kemerlere impost vazifesi gören bir korniş vardır. Bu

korniş üzerinde yer alan bu yarım sütun-ların ne kaideleri ne de başlıkları mevcut değildir Bun'arın üzerinde arşivoltlar var-dır. Sonuncuların üç kısımlı profili süs-süzdiir. İkinci kemer üzerinde arşitravda Bizans - Arap sitilinde bir yazı vardır. Dı-şarıdan seyirciler mahalline iki büyük ge-çit ile girilir. (Parados) Bunlar Cavea'nın bitiminde oturma basamaklarının altında bulunurlar ve buradan başlarlar.

En üstte daire biçiminde dış duvarda bulunan iki yan geçit ise (F) Akropolis'den tiyatroya girişi sağlamaktadır. Sahne bina-sından da seyirciler mahalline girilebilir Birincisi diazoma'da son bulan ve (E) diye gösterilen kapılarla, ikincisi üst geçidi du-var üstündeki koridorla merdivenlere bağ-lıyan ((G) diye işaret edilen kapılarla, Ana girişlerin, (Paradoşlar) üzerinde yer almış

(I) Mansel. A. M. İlk Çağda Antalya Bölgesi (s. 3).

(II) Lanckronski, G.K. - Niemann, G Petersen, E. Stadte Pamphyliens und Pisi-diens I-Bd (s. 91).

Texies C. The Principal Ruins of Asia Minör (s. 49).

Description de L'asie Mineure Bd. III, (s. 218).

(2)

olan localara (I) ise giriş sadece sahne bi-nasından m ü m k ü n d ü r . Bunlar ana koridor üzerindedir. Alt kademeler 0,59 m e t r e yük-seklikte bir kaide üzerinden başlarlar. Bu kaideden 1,99 metre mesafede taş içinde işlenmiş bir iz vardır. (A) 0.25 m e t r e enin-de ve 0,04 metre enin-derinliğinenin-de bir oyuğun içinde bu'.unan bu izin mahiyeti anlaşılmış-tır. Buna göre 1,09 m. eninde orkestra bo-yunca uzanan bir koridorun (C) mevcudi-yeti ortaya çıkmıştır. Buna daha birçck ti-yatrolarda rastlanır. Kaide üzerindeki e; alt o t u r m a basamakları, orkestrada otu-ranların b a ş l a n üzerinden seyircilerin sah-neyi görebileceği şekilde düzenlenmiştir. Yan girişler (E) ve (F) giriş ve çıkışlar için ikinci derecede önemlidir. Seyirciler daha ziyade yanlardaki girişlerden giriyor-lardı.

Orkestra - Çapı 23,88 m. olan bir ya-rım dairedir. Etrafı parmaklıklarla çev-riliydi, zemini taş levhalarla kaplanmıştı Bu kaplama sahnenin arka duvarına yan-lardan ise kemerli ana girişlerinin kapıla-rına k a d a r uzanmaktaydı.

Sahne - Skene - Aspendos'daki tiyat-ronun en önemli kısmı s a h n e binasıdır. 62,48 m. uzunlukta ve 6,4 - 10 m. derinlikte-dir. Çok katlı bir yapıdır. Sahne binasını iki yandan çeviren yan k a n a t l a r ileri doğru uzanarak purodosları örtmektedir. Bu yüz-den paradoslar kapalı bir geçit halinde Lo-geionun altından sahne binası ile irtibat kurarlar. Sahne binasının uçlarında bulu-nan merdivenler muhtelif katlar arasında-ki gidiş gelişi temin etmektedirler. Logeion tahtadan inşa edilmiş olup yüksekliği sah-nenin arka duvarını taşımakta olan alt ya-pının üst kenarı kadardır. Orkestra üze-rindeki yüksekliği 1,60 m dir. Bunu sahne duvarından öne doğru çıkan ve logeion ze-minine destek vazifesi gören kornişlerden anlıyoruz. Sahne 7 metre derinliktedir ve skene duvarının dibinden başlayıp giriş-lerin (L) kısmına kadar devam eder. Bu-rada tahta ile örtülmüş olan duvar kireç taşı ile değil de daha kıymetli olan kongle-mera taşından yapılmıştır. Tahtadan olan sahnenin altında taştan bir döşeme yer alır. Bu döşeme kapıların alt kısmını da örtmektedir. Bu kapılar her iki t a r a f t a yer alıp sahne binasının iki kanadından (ver-suraeler) tiyatroya girişi sağlamaktadırlar. Eşikleri orkestranın yüksekliğindedir.

Sahne yeniden yapılırken ön duvar (I-Iyposkenion duvarı) 5 kapı ile çerçeve-lenmiştir (termessos da olduğu gibi). Sah-nenin iç kısmı alçak olup sonradan inşa edilmiş yontma taş duvarlarla bölünmüş-tür. Bu gün ise burası yüksek ve d a r bir tek oda şeklinde olup ufki hat taksimatı kaybolmuştur. Odalarda b a s a m a k l a r yok-tur.

Sahnenin dışı : Sahnenin dış kısmında

büyük kornişten başka hiçbir şey kaybol-mamıştır. ve bu dış cephe antik pencere mi-marisinin bulunan yegâne örneğidir. Du-varlar büyük breccia yonta taşlarından in-şa edilmiştir, yalnız pencere ve kapı söve-leri diğer kısımlar karanlık olan duvar yü-zeylerine aydınlık veren kireç taşından ya-pılmıştır. Fasadın görünüşü bazı küçük tah-ribatlar ve ortaçağda yapılmış olan bazı ilâve yapılar (meselâ orta kapı değişmiş)

neticesinde değişmiştir. Yalnız sol kanat eski hali ile d u r m a k t a d ı r . Bu cephede Röne. sans saraylarını karakterize eden prensip bulunuyor, bu prensip bina kitlesini parça-lara ayırarak bir kısmını geri çekip esas katı belirtmektedir. Esas kat oldukça yük-sek 5 kapı ve bir çok pencereli alt kısmın üzerinde pencereleri 2 m. yükseklikte olan kattır. Pencereler bu kata ihtişam v e r m e n ve daha tesirli bir manzara elde e mek nıak sadı ile büyük yapılmış olup ; i.ıe kendile-rinden iki misli büyük olan niştenniçersine yerleştirilmişlerdir. B u n l a n n üzerinde vine iki sıra halinde aralıklar vardır. Esas v» onun üzerindeki katlardaki pencerelerin sa-yısı 9 - 9 dur. Koridorların, merdivenlerin aydınlatılmasına y a n y a n bu pencerelerin et rafı kireç taşından yapılmış ve bazı küçük parçaları g a y n m u n t a z a m bir şekilde du-varın içine girmiştir. En yukarda ise 17 aralığı olan bir sıra yer almıştır ki bunlar

kireç taşından yapılmamıştır. Bu bahsetti-ğimiz aralıkların gerek üstünde gerekse al-tında duvara yerleştirilmiş destekler vardır. Bunlar caveanm üzerine gerilen tentenin

iplerini bağlamaya yarayan tahta direkleri taşımağa yarıyorlardı. 0,65 m. genişlikte ve 0.50 m. yüksekliğindeki b u destekler b ü t ü n tiyatronun dış cephesinde yer almışlardır. Dışta seyirci yerleri ile sahnenin yan taraf-larında iki geniş kapı bulunmaktadır. Bun-ların seyirciler için yapılmış giriş kapıları olması muhtemeldir ki üzerinde daha ön-ce muhtevasını gördüğümüz kitabeler var-dır.

Skene Frons : (Sahnenin yüzü) — Cavea-nm karşısında sahne binasının iç kısmında skene duvarı yer alır. Skene f r o n s şahane bir şekilde üst üste iki sıra halinde 40 sü-tun ile süslenmiştir. İki katta da ayrı nizam kullanılmıştır. Üstte korint, altta İon niza-mıdır. Sütunların 10 çifti alt katta, diğer 10 çifti ise üst katta yer almıştır. Alt kattaki sütunlar postamentler üzerinde ikişer iki-şer gruplar halinde sıralanırlar Postament-ler fasadın önünden iPostament-leriye doğru çıkmış-lardır. Alt kat sütunları üzerinde ufki kor-nişler vardır. Bu sütun çiftleri arasında yer alan 5 kapıda fasadı süslemektedir. Ka-pıların yanlarından öne doğru çıkan yüksek postamentler Aspendost'da yer alan Nymp-heum postamentleri ile aynı olmalıdır. Eğer tiyatroda da oradaki gibi postament-lerin üzerinde 0,20 m. kalınlığında bir ör-tücü tabakanın bulunduğunu kabul eder-sek b u n u n neticesi olarak postamentlerin üzerinde yer almış olan sütunların yüksek-liği 5,50 m. olarak çıkmaktadır. Fasadı süs-leyen sütunlara ait başlıklar ve kaideler günümüze k a d a r gelmemiştir. Ancak alt

(3)

kat sütun başlıklarının İon tarzında olduğu tahmin edilmektedir. Sütun çiftleri arasın-da yer almış olan kapıların yükseklikleri belli değildir. Duvarın boş kalan yüzeyi ise küçük nişlerle dekore edilmiş olup, burada heykellerin mevcudiyetleri bilinmemekle beraber o devir geleneğine uygun olarak nişler içinde yer aldıkları söylenebilir. Niş-lerin üst kısımım meydana getiren alınlık-ların küçük sütunlar tarafından mı yoksa karyatitler tarafından mı taşındığı belli de-ğildir. Sütunlar sandık biçiminde arşitrav-lar taşımaktadırarşitrav-lar. Arşitrav blokarşitrav-ları du-varda s tunların ileriye doğru yaptıkları çı-kıntıları tahrip etmişler ve dolayısıyla san-dık biçiminde bloklar meydana getirmişler-dir. Arşitrav blokları gayet zengin bir kor-niş taşırlar.

Bu sandık şekilleri üç arşitrav b'.oku-nun uçlarda birleşmesiyle meydana gelmiş-tir. İki tanesi duvarın içine giriyor, üçüncü parça ise duvara paralel bir şekilde yalnız sütunlara dayanarak duruyordu. Bu yüzden sütunların devrilmesi ile üçüncü parça da düşmüştür. Arşitrav gayet yüksek olup Yu-nan mimarisinin bütün özelliklerini göste-rir. Arşitravı süsliyen friz bukraionlar ile bezenmiştir Aynca Ibukraioniar arasında çelenkler, rozetler, rölief şeklinde işlenmiş-tir. Yumurta, boncuk ve denticula dizileri arşitravın tezyinatım tamamlar. Bu tezyi-nat alışılmamış bir derecedede derine ya-pılmıştır. Birleştikten sonra sandık şeklini alan arşitrav blokları bir takım kasetler meydana getirmişlerdir. Kasetlerin yüzeyle-rinde insan portreleri kabartma halinde iş-lenmiştir. Alt sıranın arşitravı üzerinde üst

sütun sırasının stylobatı vardır. Bu yüze-yinde sütun kaidelerinin raptolduğu delik-leri taşımaktadır. Bu delikler 0,35 m. lik kare şeklindedir. 0.06 m. derinlikte olup aşağı yukarı 0,36 m. kadar da kaidenin ke-narından uzaktadır. Stylobatta arşitrav gibi meyilli olup valmz orta sütunlar arasında düz bir çizgi halindedir. Ve burada ithâf kitabesi yer almaktadır. Bu kitabenin orta parçası eksiktir. Yalnız geri kalan beş ve son kısımlarına bakılırsa bir kitabenin mev-cudiyeti anlaşılır.

Üst kattaki sütun sırasıda Korint tarzın-da başlıklar ihtiva edip aşağı yukarı altta-ki sıra ile aynı şealtta-kilde tanzim edilmiştir. Sütunların yüksekliği 4,97 m. dir. Buraya ait granitten bir sütun parçası ele geçmiş-tir. Bunun en alt kısmı 0,524 m. kalınlıkta-dır. Buna uyarakta sütunların 91/2 çap yük-sekliğinde olmaları lazım geldiği hesaplan-mıştır.

Skene fronsun üst katı yapı ihtiva et-memekle beraber alt katın karakterini ta-şımaktadır. Burada yer alan sütun çiftleri alt kattakilerle aynı düşey doğrultudadır. Yalnız başlıkları zamanımıza kadar gelme-miştir. Bu sütunlarda alttakilere benzer arşitrav blokları taşımaktadırlar. Arşitrav burada da yüksektir ve friz devam eden bir kenar süsü tarzında olup çelenkler çi-çekler, nebati motiflerle süslüdür. Geison altında diş sırası vardır. Bütün silmelerde kimatyon görülür. Bunlar arasında yumur-ta motifi, boncuk diziside zikredilir, alt kat-taki sütunların üzerindeki ufki korniş ye-rine sütun çiftlerinin üzerinde bir takım alınlıklar yer almıştır. Bu alınlıklar üçgen

veya daire şeklinde olup 9 tanedirler. Ve sü-tun çift'eri üzerinde münavebe ile kullanıl-mıştır Sahne duvarının son uçlarındaki sü-tun çiftleri ise üzerlerinde tek taraflı yarım üçgen alınlıklar taşımaktadırlar. Bu kısım-da arşitrav tümü ile mevcut olduğu için aşa. ğı yüzeyinde gözüken delikler sayesinde en son sütunun yeri tesbit edilmiştir. Ortada yer alan iki çift sütun sırası üzerindeki bü-yük üçgen alınlık ise tam ortasından beşgen teşkil edecek şekilde duvarın gerisine doğru çekilmiştir. Bunun köşeleri alttaki sütun-lar üzerinde çıkıntı teşkil eder. Orta kısmı geride kalır, bu bir bütün olarak binaya uy-gundur. Bütün alınlık rölief ile süslenmiştir, alınlığın meyili kenarları konvekstir. Alın-lık orta kısımda bir bakiis figürü ile dekore edilmiştir. Ve burası duvara yerleştirilmiş bir çok plâkalardan meydana gelmiştir. Bu alanın üst kısmı ile alınlığın tepesi bir tek parça üzerine işlenmiştir. Dikkati çeken bir husus alınlıkları süsliyen denticulaların oransız oluşudur. Üst katta ayrıca bir takım küçük nişler ve bunlara ilâveten alt katta rastlanmıyan küçük pencereler yer almıştır. Nişlerin üst kısmını meydana getiren alın. lıklarm küçük sütunlar tarafından mı yok-sa karyatitler tarafından mı taşındığı belli değildir.

Kapı ve duvar kaplamaları : Muhteme-len beş tane skene kapısının üst kısımlarını ve yüzeylerini kaplıyan kaplama duvarlar-daki aralıklara yerleştirilmişti. Öyleki bu aralıklar, şimdikine nazaran daha küçülii-yorlardı. Böylece kapılar öne doğru çıkık örtme tahtaları ile sütun postamentlerinin arasında yer alıyorlardı. Sütunların arka-sında bunlara ait payeler vardı. Duvar ar-şitravınm ve buna göre duvar önündeki pa-yenin çıkıntısı 10 cm. di. Payeler duvarlara çakılmış olan mermer levhalardan müte-şekkil olabilirdi. Fakat çivi delikleri halen mevcut değildir. Buna karşılık aşağı yu-karı yarım sütun yüksekliğinde olup öne çıkık her arşitravın altında duvarın içine yerleşmiş bazı oyuklar vardır ki bunların bu levhaları tesbit etmeğe yaradıkları an-laşılmıştır. Bu oyuklar sonraları kısmen küçük taşlar ve sıva ile, kısmen de mermer ve kireç taşı tabakalarından müteşekkil parçalar ile doldurulmuştur. Bunlarda ki-mi az kiki-mi daha fazla dışarı doğru çıkmak-tadır Skene frons ise mermer levhalarla kaplanmıştır. Buraya ait diğer süsleri niş-lerdeki ve alınlıkların köşelerinde bulunan heykeller teşkil etmektedir. Ayrıca Skene frons da asma levhalarda kullanılmış fakat çoğu günümüze kadar gelmemiştir. Sahne arka duvarının bu ihtişamına ve zenginliği-ne mukabil yan kanatlar (versuraeler) ve bunun yanındaki seyirciler mahallinin sa-deliği göze batmaktadır. Paraskenion du-varları üzerinde yer almış olan kireç

(4)

taşm-dan yapılmış küçük duvar destekleri kapı ve pencere aralıklarından başka bu duvar-daki -yegane süsü teşkil etmektedirler. Bu taşlar 0.24 m. yükseklikte, 0;20 m. genişliğin-declirler ve 0.10 m. kadar öne çıkıktırlar. Bu destekler bir destek, bir konsol değil ya-ni taşıyıcı bir unsur olmayıp sadere geç antik yapılarda sık sık görülen bir süstür-ler. (3)

Çatı : Sahne tesisatının en önemli kısım-larından biri de logeyonun bütün uzunlu-ğunca ve genişliğince örten dam tarzındaki saçaklıktır. Her iki paraskenion duvarının üzerinde en yukarı noktalarında zayıf olup dümdüz bir çizgi halinde oyularak meyda-na gelmiş meyilli kameyda-nal bunu yani damı is-patlamaktadır. Bu kanal avnı zamanda bize damın meylinide izah etmektedir. Dam pa-raskenion duvarlarına her iki taraftan ge-lip dayanmakta ve damın tepesi bir kaç cm. sahne üzerinde kalmaktadır. Yukarıda söy-lediğimiz bu kanal sahnenin üzerinde bir dam bulunduğunu gösteren yegâne belge-dir. Çünkü sahne duvarının üst kısmında bulunan çeşitli deliklerin dam ile ilgisi yoktur. Alt sıralar dar olup sık bir şekilde yan yana dizilmiş ve kısmen sıva ile dol-durulmuş olan bu delikler ancak çatının orta parçasının kaldırılmasıyla incelenebil-miştir. Aspendosdaki sahne duvarı orta ça-tının tepesini 0,20 m. kadar aşmaktadır. Bundan sonra 3,50 m. yükseklikte 17 tane gayri muntazam sıralanmış payeler başla-maktadır. Bu payelerin aşağı kısımları 1.75 m. yüksekliktedir. Yontma taş ile geli-şi güzel yapılmıştır. Üst kısımları ise tuğla ve taştan müteşekkildir. Sahnenin çatısını taşıyan ana direkler dış duvara kadar uzan-makta, iç duvardaki payeler üzerinde bir dayanak noktası bulmaktaydılar. Dam or-ta çatının tepesi üzerinde yer alabilirdi. Bu damın su yolunun dış duvarının üst pence-re benzeri deliklerinde bulunduğu muhte-meldir. (4)

En kesinlikle tesbit edilen nokta paras-kenionların tavanları ile üzerlerinin sivri bir çatı ile örtülü olmasıdır. Sonuç olarak şunu söyliyebiliriz ki, Aspendos tiyatrosu-nun üzerinde bir çatı vardı, bu 7 m. derin-liğinde olup gayet kalın tahtalardan inşa edilmişti. Ve tahta kalasların arasında taş kasetlerde yer almışdı. Bina Orta Çağ ve daha sonraki devirlerde kullanılmıştır. Me-selâ orta çatının öne doğru çıkmış olan per-vazının kırılmış olan yüzeyinde solda 3, sağda 1 olmak üzere 4 kafa büyük bir ihti-malle Bizans menşeli aziz başlarıdır. Bu-gün bile sahne duvarının büyük bir kısmı-nı ve daha bir çok yerlerini kaplayan sıva-nın aynı, nişlerin kenarlarında ve kaidede olduğu gibi harçsız olduğu görülür. Sahne binasının dış duvarında da görüldüğü gibi sıva burada yer yer zikzak tarzda ve kır-mızı renkte bir süs ile boyanmıştır.

Gerek bu süs ve gerekse Kuzey paras-kenion duvarının büyük resimli, boyalı ar-masının kalıntısı Orta Çağın sonlarına işa-ret etmektedirler. Seyirciler mahallinin du-varının dış kısmındaki yapılar ve nihayet bazı emareler bize binanın yeni devirde de kullanıldığını göstermektedir. Meselâ önce-den çatıdan bahsetmiş olduğumuz sık sık sıralanmış dar delikler, söylenilebilir. Yine sahne duvarının üzerinde duran payelerde-ki delikler; Bunların mevcudiyeti o'dukça kaba bir şekilde yapılmış bir damın varlı-ğını ispat etmektedir. Bundan başka alt sı-ranın öne çıkık olan arşitravında meydana gelen aralıklardan bazılarının üzerlerinde ince olan taşdan levhalar köprü teşkil çi-mektedirler ki bunlarda devam eden bir gi-rişin teşekkülü için lüzumludur. Selçuklu-lar tarafından ikâmetgâh oSelçuklu-larak kullanılmış, olan binada sahnedeki odalar renk'i çini-lerle kaplanmıştır. Bunların kalıntılarına muhtelif yerlerde rastlanmaktadır.

Aspcndosda sahne binasında hareket edebilen bir dekorasyonun sağlandığına dair hiç bir tesisat yoktur. (5) Harap olmasına rağmen yinede çok muhteşem olan sahne duvarında oyun esnasında saklanabilecek böyle bir tesisatın bulunduğu düşünülemez, güneş ışığı ve gölge altında oynanan oyun esnasında plâstik mimarinin seyirciye yanıl-tıcı resimden daha etkili olduğu düşünüle-rek böyle bir tesisata lüzum görülmediği anlaşılmaktadır.

Yapısını vc özelliklerini incelediğimiz Aspendos tiyatrosu bir Roma tiyatrosunun bütün vasıflarına sahiptir. Orkestrası, Ca-veası ve Skenesiyle tam bir Roma tiyatrosu karakteri taşımaktadır. Geniş bir diazoma ile ikiye ayrılmış Caveası ve Skene fronsu Termessos, Sagalassos, Mvra, Patara tiyat-rolarının Skene fronslarma ve Cavealarına benzemektedir.

İnşa tarihi : Bu tiyatro Zenon

tarafın-dan yapılmıştır. İmparator Antoninus Pius zamanına aittir. Yani II. ci asrın sonlarına tarihlenir.

( 3 ) ( 4 ) Lanckronski, G.K, Niemann, G -Petersen. E. Stadte Pamphyliens und Pisi-diens Bd. 1 (s. 117 - 118)

(5) Lanckronski, G. K - Niemann, G . Peter. sen, E. Stadte Pampyliens und Pisidiens Bd. I (S. 120)

BİBLİYOGRAFYA

Anti, C Teatri greci arcaici da minosse a Pericle Padova, 1947 Bieber, M The History of the Greek and

Roman Theater New Jersey 1961 Beafort, F Karamania, or a brief of

deserip-tion of the south coast of Asia Minör and of the remains of Antiquity

London 1817 Bozkurt, O Açık Hava Tiyatroları İstanbul, 1960 Fiechter, E, R. Das Römische Theater

München, 1914 Lancronski, G, K - Niemann, G-Petersen, E.

Stadte Pamphyliens und Pisidiens I - II BD Wien, 1892 Mansel, A, M İlk Çağda Antalya Bölgesi

İstanbul, 1956 Modona, A, N Gli Edifici Teatrali Greci o Romani Firenze, 1961 Texier, C The Principal Rulns Of Asia Minör London, 1865 Texier. C Description de L'asie Mineure

III Bd Paris, 1849 Vitrivius, P, M TER : J, Prestel Zehn, Büche Über Architectuı- IV . V Strassburg, 1912 Vitrivius, P, M TER : August Rode

Bau-kunst Leipzig, 1796 R E S İ M L E R :

I — Aspendos tiyatrosunun genel görünüşü II — Aspendos tiyatrosunun planı

III — Aspendos tiyatrosunun oturma basa-makları ve sahne binasına ait kesiti

evsaf,

bol ışık ve en son mo-dern tipleri ile aydınlat-ma mevzuunda daiaydınlat-ma emrinizdedir.

N U R İ A K D E M İ R

Necatibey Cad. 66 Galata TELEFON : 44 M 24 • 49 4e «e Fabrika: Bakırköy Haznedar Tel: 71 52 87 Telgral; Nurakdemir - İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

Transaminaz yüksekliklerinin viral etiyolojisinde en sık neden akut hepatit B (HBV) enfeksiyonu (%51) olarak saptandı.. Diğer nedenler; alkole bağlı hepatit (%2), akut kolesistit

ATP7B genindeki mutasyon sonucunda ortaya çıkan Wilson hastalığı çocuklarda genellikle rutin fizik muayene sırasında asemptomatik olarak veya kronik hepatit, siroz ve

5-) Maşa’nın yaptığı çıkarma işleminde fark çıkan sayıdan 1071 daha büyüktür. Demirkazık Dağı’nın yüksekliği ise Ağrı Dağı’nın yüksekliğinden 1381 metre

Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ile Đtme Analizine tabi tutulan B+2 katlı yapı ve 3 katlı yapının 50 yılda aşılma olasılığı % 10 olan tasarım

 - Bukkal kretten mezial krete olan uzaklık, bukkal kretten distal krete olan uzaklıktan daha uzundur..  - Mesial kretten lingual krete olan uzaklık, distal kretten lingual

- Distal marjinal sırt mesial marjinal sırttan daha kısadır ve daha fazla servikal girinti yapar.. - Servikal çizgi bukkalden linguale hemen hemen düz

yerleştirilen soba merkezi teshini ele- manı gibi çalışmakta, koridorun tavanı çift olup bir nevi sıcak hava kanalı ha- lindedir. Buradan istendiği zaman, ka- paklar

o) Bir bloku teşkil edeıı arsaların bir veya birkaçı üze- rinde imar plânına göre muhafaza edilecek bina mevcut bu- lunması halinde bu nokta yeniden yapılacak binaların arka