• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği nin Tüketici Politikası ve Türkiye ye Yansımaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Avrupa Birliği nin Tüketici Politikası ve Türkiye ye Yansımaları"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası ve Türkiye’ye Yansımaları

Ayşe Şahin

Yrd. Doç. Dr., İşletme Bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mersin Üniversitesi

M. Hulûsi Demir

Prof. Dr. Dr., İşletme Bölümü, İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi

Özet

Avrupa Birliği, izlediği ortak politikalar, ortaya koyduğu ilke ve standartlar ile üye devletleri pek çok alanda ortak bir zeminde birleştirmeyi ve uygulamadan kaynaklanan farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üyelik öncesinde, birliğin mevzuatına uyum çerçevesinde önemli ekonomik, hukuki ve sosyal reformlar gerçekleştirmektedir. Bu reformların en önemlilerinden bir tanesi de, tüketicinin korunmasına yönelik bir tüketici politikasının oluşturulmasıdır.

Bu çalışmada, Avrupa Birliği tüketici politikasının esasları, yasal dayanakları, tek pazarın oluşmasında tüketici politikasının önemi, birliğin tüketici politikası ile diğer politikaları arasındaki bağlantılar, tüketici anlaşmazlıkları ile ilgili hukuk sistemi, Avrupa Tüketici Merkezlerinin çalışma sistemi, Avrupa Birliği’nde gıda kalitesi güvenliğinin nasıl sağlandığı, gıda kalitesi anlayışının tarım politikasına yansımaları, tüketicilerin gıda kalitesi konusunda nasıl bilgilendirildikleri ve Türkiye’nin tüketicinin korunması ile ilgili Avrupa Birliği mevzuatına uyum çalışmaları incelenmektedir.

1. Giriş

Avrupa Birliği(AB)nin “tüketici politikası”, birlik tarafından AB vatandaşlarının yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kullanılan en etkili araçtır. Gıda sağlığı ve güvenliğinden yanıltıcı reklamların engellenmesine değin pek çok alanda düzenleme ve standartlar getiren tüketici politikası, başta tarım ve rekabet olmak üzere birliğin öteki ortak politikalarını da etkilemesi nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Özellikle

(2)

tek pazarın tamamlanmasından sonra ürün ve hizmetlerin serbest dolaşımının sağlanması ile birlikte tüketicinin güvenliği birlik için temel önceliklerden biri haline gelmiş, bu durum tüketici politikasının yalnızca kapsamını genişletmekle kalmamış, üye ülkelerin ortak bir yasal zeminde buluşmasını da son derece önemli kılmıştır.

AB tüketici politikasının kuşkusuz en belirgin özelliklerinden birisi tüm yenilik ve gelişmelerden etkilenmesi, bu nedenle dinamik bir yapıya sahip olmasıdır. Nitekim bugün artık elektronik ticaretin de, genetik olarak değiştirilmiş gıdaların da AB tüketici politikası kapsamında düzenlenmesi söz konusudur. Gündelik yaşamı en çok etkileyen ortak politikalardan biri olan AB tüketici politikasına uyumu yalnızca AB müktesebatına uyum çalışmalarının bir uzantısı olarak değerlendirmek yanlış olacaktır. Bugün tüketicinin korunması alanında oldukça ileri bir düzeyde bulunan AB’nin kural ve standartlarına uyum sağlamak , hem vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltecek hem de AB ile ticari ilişkileri geliştirecektir.

Bu çalışmanın amacı, AB tüketici politikasının esaslarını, yasal dayanaklarını, kapsamını, tüketici anlaşmazlıkları ile ilgili hukuki sistemin işleyişini ve Türkiye’nin uyumunu incelemektir.

2. AB Tüketici Politikasının Esasları

AB’de merkezine bireyi alan bir sistem bulunmaktadır. Birlik, AB vatandaşlarının yaşam kalitesini sürekli olarak yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç için kullanılan en etkili araçlardan birisi de

“ortak tüketici politikası”dır.

AB sınırları içerisinde yaşayan tüm vatandaşlar aynı zamanda birer tüketici olarak görülmektedirler. Bugün AB’de yaklaşık olarak 370 milyon tüketici bulunmaktadır. Avrupa Birliği, tüketici politikasını tüm bu tüketicilerin sağlığının korunması, güvenliğinin sağlanması ve ekonomik çıkarlarının korunması esaslarına dayandırmaktadır. Tüketici politikasının uygulanması, bahsi geçen esaslara hizmet eden yasal temelin hazırlanmasını ve tüketici sorunlarının ön planda tutulması hususunun tüm AB politikalarına dahil edilmesini içermektedir. Ayrıca tüketici organizasyonlarının Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmesi de tüketici politikasının önemli bir parçası olarak görülmektedir.1

AB tüketici politikasının esaslarından olan tüketicinin sağlık ve güvenliğinin korunması, temel bazı ilkeler içermektedir. Örneğin; birlik içerisinde tüketiciye sunulan ürün ve hizmetlerin risk taşımaması, gıda üretiminde kullanılan maddelerin açıkça belirtilmesi, ürünlerin

1 http://europa.eu.int/comm/consumers/missions_en.htm

(3)

güvenliğinin denetlenmesi gibi zorunluluklar, tüketici sağlığının korunmasının ön koşuludur. Oyuncaktan kozmetik ürünlere, ilaçlardan zehirli maddelere değin pek çok ürün grubuna getirilen standart ve kurallar ise tüketici güvenliğinin sağlanması yolunda atılan diğer önemli adımlardır.

AB tüketici politikasının esaslarından bir diğeri de tüketicinin ekonomik çıkarlarının korunmasıdır. Bu çerçevede tüketici; üretim hatalarından, yanıltıcı reklamlardan, dürüst olmayan ticari uygulamalardan korunmaktadır.2

AB’nin izlediği Tüketici politikasının temel esaslarını her ne kadar tüketicinin sağlığının korunması, güvenliğinin sağlanması ve ekonomik çıkarlarının korunması oluşturmakta ise de, temel esaslara ek olarak tüketicinin tazmin edilme hakkı, bilgilendirme ve eğitim hakkı ile temsil edilme hakkına da büyük önem verilmektedir. Birlik sınırları içerisindeki tüm tüketiciler satın aldıkları malların bozuk, hizmetlerin yetersiz olması durumunda değiştirme, yasal yollara başvurma ve zararının tazmin edilmesini talep etme hakkına sahiptir. Ayrıca tüketicilerin piyasadaki ürün ve hizmetler hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları da tüketicilerin temel hakları arasında görülmektedir. Tüm bunların yanı sıra AB’de tüketiciler kendilerini ilgilendiren konularda görüşlerini bildirebilmektedirler. Tüketicilerin Birlik politikasını yönlendirmeleri tüketici örgütleri sayesinde olası olmaktadır.

3. AB Tüketici Politikasının Yasal Dayanakları

Avrupa Topluluğunu kuran anlaşmanın tüketicinin güvenliğine ilişkin 153. maddesi uyarınca topluluk tüketicinin çıkarlarını desteklemek ve yüksek düzeyli bir tüketici koruması temin etmek amacındadır. Söz konusu amaç doğrultusunda birlik, tüketicilerin bilgi edinme, eğitim ve çıkarlarını korumak için örgütlenme haklarının yanı sıra, tüketicilerin sağlık, güvenlik ve ekonomik çıkarlarının korunmasına da katkıda bulunmalıdır.3

2 Pullukçu, S. “Avrupa Birliği’nde Tüketiciyi Koruma Politikaları ve Türkiye Uygulamaları”, İstanbul

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Topluluğu’nun Sosyo-Kültürel Yapısı Bilim Dalı,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1998, s. 26-28.

3 “Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası ve Türkiye’nin Uyumu”, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları,

Aralık 2001, s. 9.

(4)

Günümüzde AB Tüketici Politikası konusunda Birliğin yaptığı düzenlemelerin yanı sıra üye ülkelerin de kendi politikalarını izlediği görülmektedir. Nitekim tüketici politikasının yasal dayanağı olan 153.

madde uyarınca üye devletler uygun buldukları kuralları yürürlüğe koyabilmektedirler. Ancak üye devletlerin bunu gerçekleştirebilmeleri için bir ön koşul vardır. Söz konusu ön koşula göre üye devletlerce uygulamaya koyulan kurallar tek pazarın işleyişine zarar vermemelidir.

AB tüketici politikasının yasal dayanağı olan 153. Madde uyarınca birlik çeşitli yasal düzenlemeler yapabilmektedir. Bu çerçevede bugün yürürlükte olan pek çok direktif ile tüketici politikasına yön verilmektedir. Örneğin, AB’de üretilen ya da öteki ülkelerden ithal edilen ürünlerin güvenliği birlik tarafından “genel ürün güvenliği direktifi” ile düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere Avrupa Birliği politikaları içerisinde kapsamı her geçen gün biraz daha genişleyen tüketici politikasında gereksinimlere yanıt verebilmek amacıyla birlik direktifler çıkarmakta ve yasal düzenlemelere gitmektedir.

4. Tek Pazarın Oluşmasında Tüketici Politikasının Önemi

Tek pazarın gerçekleşmesi, öncelikle tüketicilerin istedikleri ürünü istedikleri ülkeden ek herhangi bir vergi ödemeksizin satın alabildiği ortamı yaratmıştır.Ancak madalyonun öteki yüzünde sınırların kalkması neticesinde ortaya çıkabilecek sorunlar da durmaktadır. Tek pazar, aynı zamanda tüketicileri pek çok zarara açık hale getirmiştir. 15 AB üyesi ülkeden birinde üretilen sağlıksız ürünlerin engeller olmaksızın serbestçe dolaşması olası hale gelmiştir. Bunun da son derece tehlikeli bir durum olduğu ortadadır. Ayrıca yanıltıcı reklamlar ya da kusurlu ürünler yalnızca bir ülke sınırları içerisindeki tüketicileri ilgilendiren sorunlar olmaktan çıkmıştır. Tek pazar ile birlikte sınırların ortadan kalkmasıyla söz konusu sorunlar AB sınırları içerisinde yaşayan tüketicilerin tümünü ilgilendirir hale gelmiştir.4

Tek pazarın oluşmasında tüketici politikasının önemini ortaya koyan bir diğer öğe tüketici güvenidir. Tek pazarın düzgün işleyebilmesi için tüketici güveni esastır. Tüketici güveninin sağlanabilmesinin yolu ise AB tüketici politikasından geçmektedir. AB Tüketici politikası kapsamındaki yasal düzenlemelerle ortak kural ve standartlar yaratma yoluna gidilmiştir. Böylece AB sınırları içerisindeki tüm tüketicileri kapsayacak koruma sağlanması amaçlanmıştır. Sonuçta tüketicilerin yalnızca ürün ve

4 “AB Tüketici Politikası “tüketicinin tercihi, tüketicinin korunması””, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği

Raporu, Ankara, 2002, s. 1-2.

(5)

hizmetlere ulaşmaları kolaylaştırılmamış, aynı zamanda söz konusu ürün ve hizmetlerin emniyetli ve sağlıklı olması da asgari koşul haline getirilmiştir.

Tek pazar içerisinde tüketicinin sağlığı ve güvenliğinin sağlanması açısından ortak kural ve asgari bazı standartların olmaması durumu yalnızca ticarete zarar vermemektedir. Asgari kural ve standartların belirlenmediği bir pazarda yaşanacak rekabet, ürün ve hizmet kalitesi ile güvenliğini daha ileri bir noktaya taşıyamayacaktır.

5. Tüketici Politikası ile Diğer Politikalar Arasındaki Bağlantılar AB tüketici politikası yatay bir politika olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle tüketici politikası pek çok birlik politikası ile iç içedir ve diğer AB politikalarının işleyişini önemli ölçüde etkilemektedir. Tüketici politikasının doğrudan etkilendiği diğer birlik politikalarının başında sanayi ve rekabet politikaları gelmektedir.5

AB tüketici politikası, pek çok ürünün sağlıklı, hijyenik ve güvenli koşullarda üretilmesi zorunluluğunu getirmektedir. Bir başka ifade ile tüketici politikası, ürün güvenliği ve sağlığı konularına daha ilk aşamadan itibaren müdahale etmektedir. Ayrıca AB tüketici politikası tarafından getirilen standartlar, sadece üretim aşamasını değil aynı zamanda paketleme ve etiketleme aşamasını da kapsamaktadır. Bu duruma örnek olarak AB sınırları içerisindeki kozmetik ürünlere getirilen kurallar gösterilebilir. AB kozmetik ürünleri oldukça sıkı düzenlemelere tabi tutmaktadır. Kozmetik ürünlerin üretiminde bazı maddelerin kullanımı birlik tarafından yasaklanmıştır. Kullanımı yasak olan maddelerin yer aldığı liste sürekli yenilenmektedir. Kozmetik ürünlerinin üretiminde bazı maddelerin kullanımının yasaklanmasının yanı sıra, söz konusu ürünlerin etiketlenmeleri de sıkı kurallarla düzenlenmiştir. Dolayısıyla AB Sanayi Politikası şekillendirilirken tüketici politikasının kural ve standartları göz önünde bulundurulmaktadır.

AB tüketici politikası ile ilişkili bir diğer önemli birlik politikası ise rekabettir. AB içerisindeki tek pazarla birlikte artan rekabet tüketicilerin yararına olmuştur. Yenilikçiliğin artması ve maliyetlerin düşmesi, rekabetçi bir ortam, tüketicilerin hayatına olumlu yansımalar getirmiştir.

AB tüketici politikası sadece sanayi ve rekabet politikaları ile değil aynı zamanda tarım politikası ile de bağlantılıdır. Gıda güvenliği birliğin en

5 Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası, 15 Soruda 15 AB Politikası, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayını, No:7,

İkinci Baskı, İstanbul, Şubat 2004, s. 10-11.

(6)

çok önem verdiği konuların başında gelmektedir. “Tarladan sofraya”

olarak adlandırılan bir zincirleme denetim sistemi ile, gıda ürünlerinin ilk üretim aşamasından tüketildiği ana kadar üretim, pazarlama ve tüketim öncesi süreci belirli standart ve kurallarla düzenlenmektedir. Özellikle

“deli dana” hastalığı deneyiminden sonra birlik gıdaların denetimine çok daha fazla önem verir hale gelmiştir. Bu deneyim sonucunda birlik, gıdaların sağlık ve güvenliğinin denetimine en baştan yani yetiştirildikleri tarlalar ya da çiftliklerden başlanması gerektiğine karar vermiştir.

Dolayısıyla AB tüketici politikasında atılan adımların tarım politikasını da doğrudan etkilediğini söylemek olasıdır.

6. Tüketici Antlaşmazlıkları ile ilgili Hukuk Sistemi Nasıl Çalışmaktadır

AB içerisinde tüketici anlaşmazlıklarının çözümü genelde ilgili üretici ya da dağıtımcı firmaya başvurulması ile gerçekleşmektedir. AB herhangi bir ürünün tüketiciye vereceği zarardan hangi koşullar altında üretimcinin sorumlu olduğunu yasal olarak düzenlemiştir. Tüketici üründeki kusuru ve kusurun neden olduğu zararı kanıtladıktan sonra ürünün değiştirilmesini veya zararın tazmin edilmesini talep edebilmektedir.

Tüketicinin, karşılaştığı sorunları ilgili imalatçıya, satıcıya yada dağıtımcıya şikayette bulunup dostane yollarla çözemediği durumlar da oluşabilmektedir. Avrupa Birliği sınırları içerisindeki bir tüketici için böyle bir durumda atılması gereken adım yerel tüketici örgütlerine ya da hileyi önlemek için kurulmuş kurumlara başvurmak olmalıdır. Eğer tüketicinin karşılaştığı sorunun sınır ötesi etkisi varsa, başvurulacak kurum Avrupa Tüketici Merkezi olacaktır. Tüketicinin başvuru yaptığı kurum ister yerel tüketici örgütü olsun ister Avrupa Tüketici Merkezi, ilk aşamada soruna dostane yoldan çözüm aranacaktır. Tarafları bir araya getirerek uzlaşmaya varmalarını sağlamak tercih edilen ilk yoldur.6

Tüketici, sorunu dostane yollarla çözülemediğinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir. Üye devletlerden herhangi birinde mahkemeye başvurabilmektedir. Alınan mahkeme kararı tüm üye devletlerde geçerlidir. Ancak mahkemeye gitmek masraflı ve sonuca uzun sürede ulaşılan bir yoldur. Bu sebeplerden dolayı genellikle tercih edilmemektedir.

Tüketiciler, sorunlarına ilişkin alınan kararların topluluk hukukuna aykırı olduğunu düşünmeleri durumunda şikayette bulunabilmektedirler. Ulusal

6 “AB Tüketici Politikası “tüketicinin tercihi, tüketicinin korunması””, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği

Raporu, Ankara, 2002, s. 8.

(7)

mahkemelere başvurarak topluluk hukukuna aykırı olan kararları iptal ettirebilmek olasıdır.

Topluluk hukukunun ihlal edildiğini düşünen tüketiciler için izlenecek bir diğer yol topluluk düzeyinde dava açmaktır. Bu durumda tüketici Avrupa Komisyonu’na başvurma hakkına sahiptir. Komisyon şikayetin haklı olduğuna karar verirse ilgili ulusal mercilerden açıklama ya da ihlalin sona erdirilmesini talep edebilmektedir. Ancak ulusal merciin yanıtı Komisyonca yeterli görülmezse, davanın Adalet Divanı’na havale edilmesine kadar giden bir süreç başlamaktadır.

7. Avrupa Tüketici Merkezlerinin Çalışma Sistemi

Avrupa Tüketici Merkezleri, AB sınırları içerisinde faaliyet gösteren ve tüketicileri bilgilendirmeyi amaçlayan birimlerdir. Sayıları 15’i bulmakta olan bu merkezler toplam 13 üye ülkede konuşlanmıştır.

Avrupa Tüketici Merkezleri, Avrupalı tüketicilerin iç pazarın tüm getirilerinden haberdar olmalarını ve bunlardan yaralanmayı sağlamayı amaçlamaktadırlar. Söz konusu merkezler, tüketicilere bilgi vermenin yanı sıra herhangi bir sorunla karşılaştıklarında da yardımcı olmaktadır.7 8. Avrupa Birliği’nde Gıda Kalitesi Güvenliği Nasıl Sağlanmaktadır?

Avrupa Birliği sınırları içerisindeki tüketiciler için gıda güvenliği son derece önemlidir.

Avrupa Komisyonu tarafından gıda kalitesi ve güvenliği konusunda atılan en önemli adım gıda güvenliğine ilişkin Beyaz Kitap’ın yayınlanmasıdır.

Beyaz Kitap gıda kalitesi ve güvenliğine ilişkin en önemli yasal dayanağı oluşturmaktadır. 12 Ocak 2000 tarihinde yayınlanan gıda güvenliğine ilişkin Beyaz Kitap yeni gıda politikası planlarını, mevcut yasal mevzuatın güncellenmesini, bilimsel danışmanlık sisteminin kapasitesinin arttırılmasını, böylece daha ileri düzeyde bir tüketici korumasına ulaşılmasını hedeflemektedir.8

Tüm bu öğeler göz önüne alınarak, gıda hukukuna ilişkin mevzuat oluşturulması amacıyla 1785/2002 nolu AB tüzüğü kabul edilmiştir. Söz konusu tüzük, gıda zincirinin tüm aşamalarını kapsamaktadır. Buna göre ilgili ilke ve yordamların (prosedürlerin) üye devletlerce en geç 1 Ocak

7

http://europa.eu.int/comm/consumers/redress/compl/euroguichet/specifications_e cc_en.pdf

8White Paper on Food Safety. (12 January 2000) Commission of the European Communities, Brussels, s. 31-32.

(8)

2007 tarihine kadar kabul edilmesi gerekmektedir. Birliğin gıda kalitesi ve güvenliğini sağlama hedefinin temel dayanaklarından birisi olan tüzük ile güvenli olmayan gıdanın pazara çıkması engellenmekte; ayrıca gıda zincirinin her halkasında gerek gıda gerek hayvan yemi işletmecilerini ürünlerinin tüzük ile uyumlu olduğunu kanıtlaması gerekmektedir.

Birlik, gıda sağlığını ve güvenliğini, yasal düzenlemelerin yanı sıra kurumsal yapılanmalarla da sağlamaktadır. Gıda kalitesi ve güvenliği konusunda birliğin oluşturduğu iki kurum göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki Avrupa Gıda ve Veterinerlik Bürosu’dur. Büro, gıda güvenliği ve sağlığı ile hayvan ve bitki sağlığı alanlarında birlik içerisindeki denetim sistemlerini desteklemektir. Birlik tarafından oluşturulan diğer kurumsal yapı Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’dir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin oluşturulması hedefi Beyaz Kitap’ta ortaya koyulmuş, 2002 yılı başında 178/2002 nolu tüzük ile yasal temeli atılmıştır. Otorite’nin başlıca sorumluluğu, gıda güvenliği üzerinde dolaylı veya dolaysız bir etkisi olan bütün konularda bağımsız bilimsel tavsiye sunmaktır. Üye devletler bünyesinde faaliyette bulunan gıda kalitesi ve güvenliği konusundaki benzer otoriteler arasında bir iletişim ağı oluşturmak da Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin görevleri arasında yer almaktadır.

9. Gıda Kalitesi Anlayışının Tarım Politikasına Yansımaları

Avrupa Birliği’nde tüketiciler, gıda alışverişlerinde pek çok çeşit içerisinden seçim yapmak istemektedirler. Aldıkları gıdanın lezzetli ve sağlığa yaralı olmasına özen göstermektedirler. Son dönemde tüketici tercihlerini etkileyen hususlardan birisi de gıdaların üretim koşulları olmuştur. Birlik sınırları içerisinde yaşayan tüketiciler için, satın aldıkları gıdanın üretim ve işlenme aşamalarında sağlıklı, çevrenin korunmasına duyarlı ve hayvanların iyi koşullarda olduğu tarımsal süreçten geçmesi büyük önem taşımaktadır.

Avrupa Birliği’ndeki tüketicilerin tercihlerindeki bu yönelim ve izlenen

“tarladan sofraya” yaklaşımı birliğin tarım politikasını da etkilemiştir.

Gıda zincirinin her halkasının denetlenmesini öngören yeni birlik yaklaşımı, üretimin ilk aşamasında olan tarım sürecini de kapsamaktadır.

10. Tüketiciler Gıda Kalitesi Konusunda Nasıl Bilgilendirilmektedir?

Bugün iç pazarın işleyişi açısından tüketici güveninin hayati bir önem taşıdığı bilinmektedir. Tüketici güveninin sağlanması ise ancak tüketicilerin tam ve doğru bilgilendirilmesi ile olası olacaktır.

Birlik tarafından tüketicinin bilgilendirilmesi konusunda gösterilen duyarlılığın bir öteki nedeni de toplumun bazı kesimlerinin korunmasına verilen önemdir. Örneğin; çocuk doğurma yaşındaki kadınların,

(9)

hamilelerin, çocukların, yaşlı insanların bazı gıdalar konusunda bilgilendirilmesi toplum sağlığı açısından da önceliklidir.

Avrupa Birliği’ndeki tüketiciler için gıda çeşitliliğinin bu derece fazla olduğu bir pazarda doğru ve eksiksiz bilgiye ulaşmanın yollarından birisi de etiketlerdir. Günümüzde gıda etiketlerinde gıdaların içerdiği maddelerin pek çoğu belirtilmektedir. Ancak bugün AB’de geçerli olan yasal mevzuat oldukça eskidir. Önümüzdeki dönemde gıdaların etiketlenmesi konusunda önemli adımlar atılması beklenmektedir.

Örneğin; 2005 yılı itibariyle “%25” kuralı sona erecektir. Bu kurala göre üreticiler gıdanın içeriğinde toplamın %25’inden az olan maddeleri etikette belirtmek zorunda değildirler. 2005 itibariyle değişen kurallar nihai ürünlerde kullanılan pek çok maddenin sıralanmasını gerektirecektir. Böylece değişik alerjilerin önüne geçmek de olası olacaktır.

AB için yalnızca tüketiciye bilgi sağlanması yeterli değildir. Bu bilginin tüketici tarafından anlaşılması ve kullanılması da son derece önemlidir.

Bu çerçevede tüketicilerin eğitiminin ön plana çıktığı görülmektedir.

AB’de tüketicilerin bilgilendirilmesinde komisyon faaliyetleri dışında tüketici kuruluş ve örgütlerinin çalışmaları da büyük önem taşımaktadır.

AB, Avrupa Tüketici Merkezleri aracılığıyla da tüketicileri gıda güvenliği konusunda bilgilendirmektedir. Tüketici Merkezlerinin temel amacı tüketicileri eğiterek onların iç pazarın tüm getirilerinden yararlanmalarını sağlamaktır.

11. Avrupa Birliği’nin Tüketici Hakları Konusundaki En Son Çalışmaları

Bugünün AB’sinde tüketiciler için en önemli gündem maddelerinden birisi gıda güvenliğidir. Bu alanda 2000 yılında yayınlanan Beyaz Kitap bir dönüm noktasıdır. Aradan geçen sürede birlik, Beyaz Kitapta yer alan hedeflerini gerçekleştirmek için çalışmıştır. Nitekim 21. yüzyıla yakışır bir gıda güvenliği sistemi oluşturulması konusunda önemli yol alındığı bilinmektedir.

Beyaz Kitap hedefleri çerçevesinde atılan adımlardan birisi de komisyon tarafından 5 Şubat 2003 tarihinde kabul edilen Gıdaların ve Hayvan Yeminin Resmi Denetimi’ne ilişkin tekliftir. Teklif ile gıda zincirinin her halkasının ve hayvan yemi üretiminin tüm aşamalarının resmi denetime tabi tutulması amaçlanmaktadır.9

Birliğin izlediği tüketici politikası açısından son derece tartışmalı olan konulardan birisi de genetik olarak değiştirilmiş ürünlerin pazarda

9 http://europa.eu.int/comm/food/fs/afs/afs_index_en.html

(10)

dolaşımıdır. Bu konuda pek çok tüketicinin çok ciddi çekinceler taşıdığı bilinmektedir. Birlik çapında 2003 yılı Temmuz ayında genetik olarak değiştirilmiş ürünleri kapsayan yeni bir düzenleyici çerçeve kabul edilmiştir. Söz konusu düzenleyici çerçeve genetik olarak değiştirilmiş gıdaların ve hayvan yemlerinin izlenmesi, etiketlenmesi ve onaylanmasına ilişkin yöntem ve kuralları belirlemektedir.

12. Türkiye’de Tüketicinin Korunması ile ilgili Mevzuatın AB Mevzuatına Uyumu

Türkiye’de tüketicinin korunması ile ilgili mevzuatın tek bir çatı altına alınması ise 8 Eylül 1995 tarihinde yürürlüğe giren Tüketici korunması hakkındaki yasa ile olası olmuştur. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından aşağıda sıralanan konular yaptırım ve esaslara bağlanmıştır:

•Ayıplı ürün ve hizmetler,

•Satıştan kaçınma,

•Taksitli satışlar, kampanyalı satışlar, kapıdan satışlar konusunda satıcının yükümlülüğü,

•Tüketici kredisi,

•Süreli yayınlar,

•Etiket,

•Garanti belgesi, tanıtma ve kullanma kılavuzu,

•Onarım, bakım ve diğer satış sonrası hizmetler,

•Kalite denetimi,

•Tüketicinin eğitilmesi.

Türkiye’nin tüketicinin korunması ve sağlığı alanında atması gereken adımlar 2003 yılında revize edilen Katılım Ortaklığı Belgesi(KOB)nde birlik tarafından belirtilmiştir. KOB’a göre, “kısa sürede piyasanın denetlenebilmesi için gerekli alt yapı oluşturulmalı ve tehlikeli ürünlere dikkat çeken bir sistem geliştirilmelidir”.10

1995 tarihli Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunun eksikliklerinin giderilmesi amacıyla 14 Mart 2003 tarihinde bu kanunda değişiklikler yapılmış ve bu alandaki AB mevzuatına önemli ölçüde yasal uyum sağlanmıştır. Ancak tüketicilerin, üreticilerin ve tüketici organizasyonlarının bu yeni yasal düzenlemeler hakkında en kısa sürede bilgilendirilmeleri gerekmektedir.11

10 “Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası ve Türkiye’nin Uyumu”, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Aralık

2001, s. 53-54.

11 “Tüketiciye İmalathaneyi Denetleme Hakkı”. (29 Mayıs 2004) Sabah Gazetesi Ekonomi Eki, s. 8.

(11)

AB tüketici mevzuatına büyük ölçüde uyum sağlamış olan Türkiye’nin bu alandaki en önemli eksikliklerinden biri revize KOB’da da belirtilen hukuki altyapının ve tüketici organizasyonlarının güçlendirilmesi konusudur. Bu çerçevede, İstanbul, Ankara ve İzmir’de Tüketici Mahkemeleri kurulmuştur. Tüketici mahkemelerinin sayısı gereksinime göre arttırılacaktır. Tüketici Mahkemeleri’ne tutarı 250 Euro üzeri olan uzlaşmazlıkların çözümü için başvurulmaktadır. Tüketici ile satıcı arasındaki antlaşmazlıkların 250 Euro’ya kadar olanları ise hakem heyetlerinde çözümlenmektedir. Türkiye genelinde il ve ilçe merkezlerinde toplam 931 tane “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti” görev yapmaktadır. Ayrıca, tüketiciyi korumaya yönelik organizasyonlar da sivil toplum kuruluşları kapsamında AB fonlarından destek alabilmektedirler.

KOB’da yer alan bir diğer öncelik olan tüketicinin korunması alanındaki ulusal mevzuatın AB müktesebatı ile uyumu ve kamuoyunun bilgilendirilmesi kapsamında ülkemizde tüketici organizasyonlarının ve vatandaşların yeni hukuki düzenlemeler ve haklar konularında bilgi düzeylerinin arttırılmasına yönelik eğitim faaliyetleri programlanmıştır. Katılım Ortaklığı

Belgesi’ne karşılık olarak Türkiye’nin AB tam üyeliğine aday bir ülke olarak taahhütlerinin sıralandığı Ulusal Program(UP)da bu konunun üzerinde önemle durulmuştur.12

13. Sonuç

Tek pazar hedefleri bağlamında tüketici politikasına bakıldığında başarılı olduğunu söylemek olasıdır. Birlik sınırları içerisinde dolaşan ürün ve hizmetler için belirli koşul ve standartlar tüketici politikası ile bağlantılı olarak gelişmiştir. Ayrıca kusurlu ya da zararlı ürünler konusunda yapılan düzenlemeler tüketici güvenliğinin tesisinde etkili olmuştur. Tüketici politikasının bir diğer önemli getirisi üretimde kalite anlayışının yaygınlaşmasını sağlamak ve tüketici güvenliği ve sağlığını rekabet politikasının önceliklerinden biri haline getirmek olmuştur.

Tek pazar hedefleri çerçevesinde bakıldığında tüketici politikası alanında daha atılması gereken önemli adımlar olduğu da görülmektedir. Değişen tüketici öncelikleri ve koşulları ile birlikte kendini bu değişikliklere uyumlaştırabilen tüketici politikasının kapsamı önümüzdeki dönemde daha da genişleyecektir. Başta e-ticaret olmak üzere tüketici politikası

12 www.abgs.gov.tr

(12)

çerçevesinde yeni düzenlemelere gidilecektir. Söz konusu düzenlemelerin tek pazarın gelişimini olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

Avrupa Birliği’ne uyum süreci çalışmaları kapsamında, Türkiye’de uygulanmaya başlanan yasal düzenlemeler hakkında tüketicilerin, üreticilerin ve tüketici organizasyonlarının bilgilendirilmeleri büyük önem taşımaktadır.

Kaynaklar

Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası ve Türkiye’nin Uyumu”, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Aralık 2001, s. 53-54.

Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası “tüketicinin tercihi, tüketicinin korunması”, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği Raporu, Ankara, 2002, s. 8.

Avrupa Birliği’nin Tüketici Politikası, 15 Soruda 15 AB Politikası, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayını, No:7, İkinci Baskı, İstanbul, Şubat 2004, s. 4-29.

http://europa.eu.int/comm/food/fs/afs/afs_index_en.html

http://europa.eu.int/comm/consumers/redress/compl/euroguichet/specific ations_ecc_en.pdf

http://europa.eu.int/comm/consumers/missions_en.htm http://www.abgs.gov.tr

“Tüketiciye İmalathaneyi Denetleme Hakkı”. (29 Mayıs 2004) Sabah Gazetesi Ekonomi Eki, s. 8.

White Paper on Food Safety. (12 January 2000) Commission of the European Communities, Brussels, s. 31-32.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şiddete yönelik tutum açısından parçalanmış aileye sahip çocukların/ ergenlerin şiddete yönelik tutumlarının ortalamaları tam aile- ye sahip çocuklara/ergenlere göre

Bu çalışmada müdahale analizi kullanılarak Türkiye ekonomisi özelin- de 1994, 2000 ve 2001 krizlerinin istihdam üzerindeki etkileri incelenmeye çalı- şılmıştır..

Yapilan çalişma, çalişanlarin bilgi teknolojileri- nin kullaniminda algiladiklari faydaya, bilgi teknolojilerinde algiladiklari kullanim kolayliğina ve bunlarin verimlilik

acı\ kuvved FALSE TRUE FALSE FALSE FALSE FALSE FALSE FALSE FALSE FALSE TRUE FALSE TRUE FALSE FALSE kuvvet-> kuvved açacağ FALSE TRUE FALSE FALSE FALSE FALSE

The conversations between the characters are generally indicated by the concise, simple language used in Le Guin’s works.. Rarely do the characters speak at length;

Ayrıca psikolojik sermaye alt boyutlarından “Güven (GU)” ile, duygusal emek alt boyutlarından “Yüzeysel Rol Yapma(YR)” arasında p <0.05 anlamlılık

Öğrencilerin Bilimsel Süreç Becerilerini Geliştirmedeki Yeterliliğinin Tespiti Üzerine Bir Araştırma.. 7E Modeli Merkezli Laboratuar Yaklaşımı İle Doğrulama

Günümüzde üretim işletmeleri, üretimlerinin kalitesi ve hızının yanında hedef tüketicilerine ulaşmak için oluşturdukları yada oluşturmayı planladıkları