• Sonuç bulunamadı

MADDİ MANEVİ TEMİZLİK VE ÇEVRE TEMİZLİĞİ BİLİNCİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MADDİ MANEVİ TEMİZLİK VE ÇEVRE TEMİZLİĞİ BİLİNCİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MADDİ MANEVİ TEMİZLİK VE ÇEVRE TEMİZLİĞİ BİLİNCİ

Temizlik kişinin maddi ve manevi kirlerden arınması, iç ve dış dünyasının temiz olması demektir. Dinimiz genel olarak temizliği emretmekle birlikte bazı ibadetlerin de şartı kılmış, aynı zamanda temizlik sağlıklı yaşamın da bir gereğidir. Allahın rızasını kazanmaya vesiledir.

Kur’an-ı Kerim’de konumuzla ilgili olarak َني ِرِّهَطَتُمْلا ُّبِحُي َو َنيِبا َّوَّتلا ُّبِحُي َ هاللّ َّنِإ

“Şüphesiz Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever” (Bakara, 2/222) buyurulmuş;

Hadisi Şerifte de temizliğin imanın yarısı (Müslim, Tahâret 1) olduğu ifade edilerek İslam dininin temizliğe verdiği önem belirtilmiştir. Temizlik maddi ve manevi temizlik şeklinde iki kısımda ele alınabilir.

İlk inen surelerden olan Müddesir suresinde elbiseni, temizle-temiz tut” emrinin verilmesi İslam’ın daha işin başında maddî ve manevî anlamda temizliğe verdiği önemi ifade ediyor.

MADDÎ TEMİZLİK

Maddî temizlik; eşyanın, mekânın, giysilerin, bedenin, ev, işyerinin, mabet ve yaşadığımız çevrenin temizliğidir.

Maddi temizliğin en önemli unsurlarından biri beden temizliğidir. Sağlıklı yaşayabilmemiz ve toplumda saygın bir insan olarak yerimizi alabilmemiz için beden temizliğine özen göstermemiz gerekmektedir. Müslümanın gerektiği zaman günlük ve haftalık beden temizliği yapması gerekir. Yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz bu temizliğe çok önem vermiştir.

َني ۪رِّهَّطُمْلا ُّبِحُي ُ ههاللّ َو ۜاوُرَّهَطَتَي ْنَا َنوُّبِحُي ٌلاَجِر ِهي۪ف

“Orada (Kuba’da) temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.” (Tevbe, 9/108). Bu ayet inince Peygamberimiz,

َلَّصلِل ُأَّض َوَتَن اوُلاَق ؟ْمُكُروُهُط اَمَف ِروُهُطلا ْيِف ْمُكْيَلَع ىَنْثَأ ْدَق َّاللّ َّنَأ ! ِراَصْنَ ْلْا َرَشْعَم اَي ِب يِجْنَتْسَن َو ِةَباَنَجْلا ْنِم ُلٍسَتْغَن َو ِة

ِءاْمَلا

“Ey Ensar topluluğu! Allah sizi temizlik konusunda övüyor. Övgüye layık olan bu temizliğiniz nedir diye sordu. Onlar da “Biz namaz için abdest alırız, cünüplükten guslederiz, su ile istinca ederiz yani büyük ve küçük abdesti bozduğumuzda o mahalli güzelce temizleriz” (İbni Mace, Taharet, 28). cevabını vermişlerdir

ْل ِسَت ْغَيْلَف َةَعُمُجْلا َيِتْأَي ْنَأ ْمُكُد َحَأ َداَرَأ اَذِإ

Peygamberimiz (a.s.), “Sizden biriniz Cuma namazına geldiğiniz zaman, yıkansın, boy abdesti alsın. (Müslim, Cuma, 2.)

ِهْيَلَع َرَدَق اَم ِبيِّطلا َنِم هسَمَي َو .ٌكا َو ِس َو ٍمِلَتْحُم ِّلُك ىَلَع ِةَعًمُجْلا ِم ْوَي ُلْسُغ

“Cuma günü, boy abdesti almak, dişleri fırçalayıp temizlemek ve güzel koku sürünmek ergenlik çağına gelmiş her kişiye gereklidir.” (Müslim, Cuma, 7.)

(2)

ُهَدَس َج َو ُهَسْأ َر ُل ِس ْغَي ٍماَّيَأ ِةَعْبَس ِّلُك يِف َلِسَتْغَي ْنَأ ٍمِلْسُم ِّلُك ىَلَع ِ ههِلِل ٌّق َح

“Her Müslümana en az haftada bir gusul abdesti almak, başı ve vucudu yıkamak Allah’ın hakkıdır.” (Müslim, Cuma, 9.)

Bu itibarla her gün kirlenen uzuvlarımızı temizlemek dinî görevmizdir. Aynı zamanda kirlenen elbiselirimiz ve çamaşırlarımızı da muhakkak temizlemeliyiz.

Her insan kendi temizliğinden kendisi sorumludur. Ancak çocuklarımızın da temiz olmasından ve temizlik alışkanlığı kazanmalarından başta anne baba olmak zere bütün toplum sorumludur.

Cilt, ağız ve diş temizliği

Cildimizin temizlenmesi önemli bir görevdir. Pek çok bulaşabilecek hastalıkları cilt temizliği ile önleyebiliriz. Günde beş vakit kılınan namaz için alınan abdestler el, yüz, ayak ve cildin temizliğinde önemli bir görevi yerine getirmektedir.

Temizliği gerektiren bir husus da vücuttta kötü kokuların giderilmesidir. Özellikle camiye gelirken diğer insanlara eza verecek şeklde kötü kokuyla dışarıya çıkmak hem yasaklanmış hem de kul hakkını ihlal eden bir husustur. Efendimiz bu konuda biz müminleri şöyle uyarmaktadır:

"Kim sarmısak veya soğan yemişse, bizden ve mescidimizden ayrılsın! (Buhari Ezan, 160)

Bir adam saçı sakalı dağınık bir vaziyette Hz. Peygamber’in yanına gelir, Hz. Peygamber eliyle, adama işaret ederek sanki saç bakımını yapmasını emreder. Adam saçını sakalını düzelterek geri gelir ve Peygamber (asm);

“Şu hâl, sizden birinizin şeytan gibi saçı dağınık bir vaziyette gelmesinden daha hayırlı değil mi?” (Muvatta, Şaar, 7) buyurur.

Ağız ve diş temizliği de dinimiz ve sağlığımız açısından çok önemlidir.

ِّبَّرلِل ٌةاَض ْرَم ِمَفْلِل ٌةَرِّهَطُم َكا َوِّسلا َّنِإَف اوُكوُسَت

“Dişlerinizi fırçalayın. Çünkü dişleri fırçalamak, ağzı temizler, Rabbi razı eder.” (Nesâî, Taharet7)

ٍةَلَص ِّلُك َدْنِع ِكا َوِّسلاِب ْمُهُت ْرَمَلْ يِتَّمُأ ىَلَع ُّقُشَأ ْنَأ َلا ْوَل

“Ümmetime zor gelmeyecek olsaydı her namaz öncesinde dişlerin fırçalanması ve temizlenmesini emrederdim” (Tirmizi, Taharet, 23.) buyrumuştur.

Dişleri düzenli olarak fırçalar ve bakımına özen gösterirsek, islami ve insani davranmış olur aynı zamnada sünnete ittiba ederiz.

Avret mahallinin temizliği

Küçük ve büyük abdest bozduktan sonra bu mahaller güzelce temizlenmeli ve kurulanmalıdır. Aksi takdirde hem sağlık sorunları ortaya çıkar hem de namazın geçerliliğine

(3)

engel olur. Çünkü namazın geçerli olabilmesi necasetten taharet şarttır. İdrarın da elbise ve vucuda bulaştırılmamasına özen gösterilmelidir. Peygamberimiz

ِل ْوَبْلا َنِم ِرْبَقْلا ِباَذَع ُرَثْكَأ

“Kabir azabının çoğu idrar yüzünden” İbni Mace, Taharet, 26.) olduğunu bildirmiştir. Bir gün iki kabir görmüş ve şöyle buyurmuştur.

اَّمَأ ٍريِبَك يف ِناَبَّذَعُي اَم َو ِناَبَّذَعُي اَمُهَّنِإ ِةَميِمَّنلاِب يِشْمَي َناَكَف اَذَه اَّمَأ َو ِهِل ْوَب ْنِم ُرِتَتْسَي َلا َناَكَف اَذَه

“Bu iki kabirde yatan insanlar azap görmektedir ve azap görmeleri de çok büyük günah sebebiyle değildir. Bunlardan biri, üzerine idrar sıçramasından korunmazdı, diğeri de koğuculuk, gıybet yapardı.” (Tirmizi, Taharet, 51.)

El, ayak ve tırnak temizliği

Günlük yaşamda en fazla kirlenen organların başında ellerimiz gelmektedir. Kirli yüzeylere sürülen ve dokunan eller yıkanmazsa birer mikrop barınağı haline gelir. Bu nedenle ellerin, içi, dışı ve parmak araları düzenli olarak sabun ile yıkanmalı, durulanmalı, başkası tarafından kullanılmamış havlu, kâğıt havlu ya da kâğıt mendille kurulanmalıdır.

Ellerimizi özellikle yemeklerden önce ve sonra, yemek hazırlamadan önce ve sonra, diş, ağız, yüz, göz temizliği yapmadan önce, tuvalet gereksiniminin giderilmesinden önce ve sonra, kirli ve tozlu bir işi tamamladıktan sonra, dışarıdan eve ve işe geldikten sonra, hasta olan bir yakınımızı ziyaretten sonra yıkamaya özen gösterilmelidir. Efendimiz bir hadiste

Evinin hayrını, bereketini çoğaltmak isteyen, yemekten önce ve sonra, elini ve ağzını yıkasın (Ebu Dâvud, Et'ime, 12.) buyurmuştur.

El ve ayak tırnakları periyodik olarak kesilmelidir. Bu konuda da

Tırnaklarınızı kesip gömün! Ağzınızdaki yemek kırıntılarını temizleyin ve misvak kullanın! Yanıma, dişleri sarı, ağzı kokar vaziyette gelmeyin! Hadisi bizi yönlendirmktedir.

Genel olarak beden uzuvlarımızın temizliği ile ilgili olarak peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

ِة َر ْطِفْلا َنِم اَد ْحِت ْسِ ْلاا َو ِطْبِ ْلْا ُفْتَن َو ِرِفاَظَ ْلْا ُميِلْقَت َو ِب ِراَّشلا ُّصَق َو ُكا َوِّسلا َو ُقاَشْنِتْسِ ْلاا َو ُةَضَمْضَمْلا

ُحاَضِتْنِ ْلاا َو ِمِجاَرَبْلا ُلْسَغ َو ِد ُناَتِت ْخِ ْلْا َو

“Mazmaza ve istinşak yani ağzı ve burnu bol su ile yıkamak, dişleri temizlemek, bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altlarını temizlemek (ve etek tıraşı olmak), saç tıraşı olmak, parmak aralarını yıkamlak, kirlenen giysileri yıkamak ve çocukları sünnet ettirmek fıtratın geriğidir.” (İbni Mace, Taharet, 8.)

(4)

GİYSİLERİN TEMİZLİĞİ

Güzel ve temiz elbise kişiye toplumda saygınlık kazandırır. Müslümanın elbisesi eski olabilir ama kirli olamaz, olmamalıdır. Müslüman yakası, paçası, kolu vesair yerleri kirlenmış elbise giyip toplum içine çıkamaz. Bu, yüce dinimizin bizden istediği bir görevdir. Bu görevin terk edilmesi bir kusurdur, kendimize, Rabbimize ve topluma karşı saygısızlıktır. Efendimizin bu konudaki bir hadisi şöyledir:

Elbiselerinizi yıkayın, fazla kıllarınızı temizleyin, dişlerinizi misvaklayın, temiz, güzel giyinin! Nezafet sahibi olun! (İbni Asakir, Tarih)

EV, MABET, HASTANE VE OKUL GİBİ ORTAK KULLANILAN MEKÂNLARIN TEMİZLİĞİ Müslüman bedenini, uzuvlarını ve giysilerini temiz tuttuğu gibi ev ve iş yerini, mabet, hastane ve okul gibi ortak kullanılan yerleri de temiz tutar ve temizler. Yüce Allah mabetlerin temizlenmesi ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

ِا ٓى هلِا ٓاَنْدِهَع َو دوُجُّسلا ِعَّكُّرلا َو َني۪فِكاَعْلا َو َني۪فِئٓاَّطلِل َيِتْيَب اَرِّهَط ْنَا َلي ۪ع همْسِا َو َمي ۪ه هرْب

“İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.” (Bakara, 2/125.)

Özellikle camilere kirli çorap ve çıplak ayaklarla gedilmemelidir. Çünkü kirli çoraplar ve çıplak ayaklarla halılar kirletilir veya bazı hastalalıkların bulaşmasına sebeb olur.

MANEVİ TEMİZLİK

Manevî temizlik kişinin kalbini kötü duygu ve düşüncelerden, bedenindeki organlarını günahlardan arındırmasıdır. Kalp (gönül) temizliği diğer temizliklerden önce gelir.

Peygamberimiz (SAV): “Şüphesiz ki Allah, sizin bedenlerinize ve suretlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize bakar.” (Müslim, Birr, 33) buyurdu ve parmakları ile göğsüne işaret etti.

İşte imanın mahalli nazargahi ilahi kalptir. Bu kadar önemli olan kalbin kötü duygu ve düşüncelerden temiz tutulması gerekir. Kalbin temiz olması, insan vücudunda bulunan bütün organları olumlu şekilde etkiler. Çünkü insan bedeninde bulunan bütün organlar kalbe bağlıdır, onun emrindedir. Peygamberimiz (SAV) bu hususu şöyle ifade buyuruyor:

“İyi biliniz ki, insan vücudunda bir çiğnem et parçası vardır. Bu et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur, bozuk olursa bütün vücut bozulur. Bu et parçası kalptir.”(Buhari, İman 39)

İslâm’ın beş esasından biri olan zekât da bir çeşit manevî temizliktir. Zekât, Kur’an-ı Kerim’in ifadesi ile servetin içinde yoksulun hakkıdır ve aynı zamanda servet için bir kir ve lekedir. Diğer taraftan servet sahibinin gönlü de cimrilik gibi hasis huyla kirlidir. Maldaki bu lekeyi, gönüldeki bu kiri yalnız zekât temizleyebilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim şöyle buyurur:

اَهِب مِهيِّكَزُت َو ْمُهُرِّهَطُت ًةَقَدَص ْمِهِلا َوْمَأ ْنِم ْذُخ ٌميِلَع ٌعيِمَس ُ هاللّ َو ْمُهَّل ٌنَكَس َكَتَلَص َّنِإ ْمِهْيَلَع ِّلَص َو :

(5)

“Servet sahiplerinin mallarından zekât al. Zekât onların mallarını temizler ve vicdanlarını arıtır.” (Tevbe,103)

Kalbi temiz olan kimsenin elinden ve dilinden insanlar rahatsız olmazlar, olmamalıdırlar. Diliyle elleri ve gözleri ile başkalarını inciten, zarar veren bir kimsenin, “kalbim temizdir.” demesi bir anlam taşımaz ve gerçeği yansıtmaz.

Kulun işlediği günah kalbinin kirlenmesine ve kararmasına sebeptir. Nitekim Peygamberimiz (SAV): “Kul bir günah işlediği vakit kalbinde siyah bir nokta, bir leke yapar. Eğer tövbe edip vazgeçer, mağfiret dilerse kalbi temizlenir ve parlar. Döner tekrar yaparsa o leke artar, nihayet kalbini ele geçirir. İşte Kur’an’da Allah’ın zikrettiği: “Hayır hayır, onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.” ayetindeki ran budur.” (İbn Mace Zühd 19)

buyurmuştur.

Kalbi bu günah kirinden ancak tövbe temizler. İşlenen günaha pişmanlık duyarak tövbe eden ve Allah’tan bağış dileyen kimsenin kararan kalbi tekrar aydınlığa kavuşur. Kıyamet gününde insana fayda verecek olan böyle günahlardan arınmış bir kalp ile Allah’ın huzuruna gelmek. Nitekim Allah’ın dostu olma şerefi ile şereflenmiş bir Peygamber olan İbrahim (AS)’ın duasını Kur’an-ı Kerim şöyle anlatıyor:

ٍميِلَس ٍبْلَقِب َ َّاللّ ىَتَأ ْنَم َّلاِإ: وُنَب َلا َو ٌلاَم ُعَفنَي َلا َم ْوَي : َنوُثَعْبُي َم ْوَي يِن ِز ْخُت َلا َو:

“İbrahim (AS): ‘(Allah’ım) İnsanların dirilip huzuruna gelecekleri gün beni utandırma.

O gün ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a temiz bir kalp ile gelenler (o günde fayda bulur).” (Şuara 87,89)

ÇEVRE TEMİZLİĞİ BİLİNCİ

Çevre temizliği; cadde, sokak ve parkların, orman ve piknik alanlarının, deniz, göl, baraj ve ırmakların temizliği, her türlü pislik, atık ve çöplerden korunması, hava kirliliğinin önlenmesidir. Çevre Allah’ın bize bir lütfu, ihsanı ve emanetidir. Çevreyi kirletmek nimete nankörlük ve emanete kötülük etmektir. Çevreyi maalesef en çok biz insanlar kirletiyoruz;

piknik alanlarını atıklar, cadde, sokak ve parklar sigara izmariti, çekirdek kabuğu, atık kâğıt ve çöplerle, deniz, göl ve ırmaklar atık ve kirli sularla, bacalardan ve motorlu taşıtların egzozlarından çıkan duman ve gazlarla havayı biz kirletiyoruz.

ْلا يِف ُداَسَفْلا َرَهَظ ِساَّنلا يِدْيَا ْتَبَسَك اَمِب ِر ْحَبْلا َو ِّرَب

"İnsanların kendi işledikleri (hatalar ve kötülükler) sebebiyle karada ve denizde fesat ortaya çıkmıştır." Ayeti kerimesiyle bu konuya atıf yapılmaktadır. (Rum, 30/41.)

Dinimiz, çevrenin temiz tutulmasını, insanlara zarar verecek şekilde bırakılmamasını ve kirletilmemesini istemektedir. Bu konuda şu hadisi şerife kulak verelim.

ِنَع ىَذَ ْلْا ُةَطاَمِإ اَهاَنْدَأ َو ُ ههاللّ َّلاِإ َههلِإ َلا ُل ْوَق اَهُلَضْفَأَف ٌةَبْعُش َنوُّتِس َو ٌعْضِب ٌناَميِ ْلَْا ِقي ِرَّطلا

“İman altmış küsur bölümdür. Bunların en fazıletlisi ‘lâ ilahe illallah’ (Allahtan başka ilah yoktur) demektir. En alt mertebesi ise yollardan insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmaktır.”

(Müslim, iman, 58.)

(6)

Yine Peygamberimiz bir gün ashabına her sağlıklı gün için her uzuv için sadaka verilmesi gerektiğini belirtir. Ebu Zer, her gün için sadaka verecek imkânlarının olmadığını söyler. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.) Ebu Zere’e

َحْلا َو َمْظَعْلا َو ِساَّنلا ِقي ِرَط ْنَع َةَك ْوَّشلا ُل ِزْعَت َو َرَج

“İnsanların yolundan diken, taş ve kemik (gibi zarar veren şeyleri) kaldırman sadakadır”

buyurur. (Ahmed, V. 168–169, 154.)

Peygamberimiz (a.s.) çevre ve onun korunması ile yakından ilgilenmiş, bu kunuda ashabını çevrenin temiz tutulması ve korunmasına teşvik etmiştir.

ِرَّطلا ِنَع ُطاَمُي ىَذَلْا اَهِلاَمْعَأ ِنِساَحَم ىِف ُتْدَج َوَف اَهُئِّيَس َو اَهُنَسَح ىِتَّمُأ ُلاَمْعَأ َّىَلَع ْتَض ِرُع اَهِلاَمْعَأ ىِواَسَم ىِف ُتْدَج َو َو ِقي

َلا ِدِجْسَمْلا ىِف ُنوُكَت َةَعاَخُّنلا

ُنَف ْدُت .

“Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arz edilip gösterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan “eza”yı gördüm. Kötü amelleri arasında ise yere gömülmemiş tükürük de vardı” (Müslim, Mesâcid, 57, I, 390; Müslim, Zekât, 56, I, 699) anlamınadaki hadisinde Peygamberimiz, çevre temizliği ya da çevrenin kirletilmesi konusunda en ufak bir ayrıntının bile iyilik ya da kötülük olarak hesap gününde karşımıza çıkacağına vurgu yapmıştır.

Bu şuurla sokakta ufak bir çöp atığı gördüğü zaman üzülen, gücü nispetinde onları temizlemeye çalışan, insanlara eziyet verici şeyleri gidermeye çalışan insanlar, inananlar İslam’a uygun ve imanın gereği bir davranış ortaya koymuş olur.

Denizler ve göller akarsular nehirler yeşil alanlar da özenle korumamız gereken tabiat güzellikleridir.

Peygamberimiz (a.s.) ِمِئاَّدلا ِءاَمْلا يف ْمُكُدَحَأ َّنَلوَبُي َلا

“Bizzat suya idrar yapmayın.” (Tirmizi, Taharet, 51.)

ِنْيَناَّعَّللا اوُقَّتِا َلاَق ِ ههاللّ َلوُس َر اَي ِناَناَّعَّللا اَم َو اوُلاَق

ِساَّنلا ِقي ِرَط ىِف ىَّلَخَتَي ى ۪ذَّلا ْمِهِّل ِظ ىِف ْوَأ

“Lânet edilen iki şeyden sakının!" buyurdular. Ashap, “Lanet edilen iki şey nedir?” diye sordular. Hz. Peygamber de, “İnsanların yolu ve gölgelendikleri yeri helâ olarak kullanmaktır”

(Müslim, Tahare, 68, I, 226.) anlamındaki hadis-i şeriflerinde çevre temizliğinin gerekliliğine işaret etmektedir.

Günümüzde, insanların dinlenme ve piknik yeri olarak kullandıkları yeşil alan, ormanlık, ağaçlık veya park yerlerine, yiyecek ve piknik atıklarını bıraktıklarını ve bazı yerleri de tuvalet gibi kullanarak kirlettiklerini görünce; Hz. Peygamber’in asırlar önce yaptığı bu uyarının ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz.

Yüce Allah, varlıkalrı biz insanmarın hizmetine vermiştir. Öyle ise bize hizmet eden caddelerin, sokakların, parkların, ormanların, akarsuların, göllerin, denizlerin, doğal çevrenin temiz tutulması ve korunması temel görevmizidir. Saydığımız bu varlıklar olmadan insanın hayatını sürdürmesi mümkün değildir. Bu itibarla bizim için birer nimet olan bu varlıkalrın kıymetini bilmeli ve onları temiz tutmalı ve korumlayız.

(7)

Yeryüzü ve çevre insanlar için bir adeta yttığı kullandığı dinlendiği bir hanedir. İnsan toplumsal bir varlık olduğuna göre, kendi evini koruduğu gibi, yani çevreyi de kirletmemesi ve koruması gerekir.

Peygamber Efendimiz doğal hayatın korunmasını, bu çerçevede kuşların yuvalarının bozulmamasını, yumurta veya yavrularının alınmamasını istemiştir. Anneleri gördüğü halde, yuvalarından kuş yavrularını alarak yanına gelen bir kişiye;

، َّنُهْتَعَض َوَف َكْنَع َّنُهْعَض َّنُهَموُزُل َّلاِإ َّنُهُّمُأ ْتَبَأ َو

“Onları aldığın yere götürerek annelerinin bıraktığı şekilde (yuvalarına) koy” (Ebu

Davud, Cenaiz, 1, III, 469.) buyurmuştur. Çünkü yavruları yuvasından alırken anneleri bunu görüyor ve yuvanın üzerinde dönüyordu. Hz. Peygamberin bu emri üzerine yavruları alan kişi, onları geri götürüp yuvalarına koymuştur.

Dünya hayatının vazgeçilmez nimetlerinden biri de ağaç ve yeşilliktir. Ağaç, kapımıza eşik, soframıza kaşık, bebeğimize beşiktir. Ciğerlerimize oksijen taşıyan, erozyonu önleyerek sel sularıyla sürüklenen topraklarımızı koruyan, kökünden, yaprağından, kerestesinden, çiçeğinden, meyvesinden gölgesinden, kokusundan, güzelliğinden yararlandığımız ilahi bir lütuftur.

Peygamberimiz hicretten sonra Medine ve çevresini ağaçlandırmaya ve yeşillendirmeye çalışmış, Medine ve Mekke çevresini haram bölge ilen ederek korumaya almıştır.

َذَك ىَلِإ اَذَك ْنِم ، ٌمَرَح ُةَنيِدَمْلَا ِةَكِئَلَمْلا َو ِ ههاللّ ُةَن ْعَل ِهْيَلَعَف اًثَد َح َثَد ْحَأ ْنَم ، ٌثَد َح اَهيِف ُثَد ْحُي َلا َو ،اَهُر َجَش ُعَطْقُي َلا ،ا

ِساَّنلا َو َنيِعَم ْجَأ

“Medine, haremdir. Bu sahanın ağacı kesilmez, burada bidat çıkarılmaz. Kim bu Medine haremi içinde bida’t ortaya koyarsa, Allahın meleklerin ve bütün insanların laneti o kimse üzerine olsun.” (Buhârî, Fedâilu’l- Medine, 1, II, 220.)

اَهَل َخ ىَلَت ْخُي َلا َو ،ٍد ِشْنُمِل َّلاِإ اَهُتَطَقُل ُّلِحَت َلا َو ،اَهُدْيَص ُرَّفَنُي َلا َو ،اَهُهاَضِع ُدَضْعُي َلا

“(Mekke’nin) dikenli ağacı kesilmez, av hayvanı ürkütülmez, yitik ilan ediciden başkası tarafından alınıp kaldırılamaz, yeşil otu koparılamaz.” (Buhârî, Lukata, 7, II, 94.)

Haram bölgelerinde, bir bitkiyi yolmak, bir karıncayı öldürmek dinen yasaktır. Yapılan her bir yasak için ceza olarak verilecek belirli sadakalar vardır. Burada, dini bir anlayışla doğanın korunması sağlanmaktadırhemde bu şuur ibadet anlamındadır.

Peygamberimiz Medine yakınlarında “Zureybu’t-Tavil” denilen mevkiye “Kim buradan bir ağaç kesecek olursa, onun yerine bir ağaç diksin” (Belazuri, Futûhu’l-Buldan, I, 17.) talimatını verdi. Bunun üzerine herkes buraya ağaç dikti. Kısa süre sonunda brası el-Gabe diye şöhret bulan bir ormanlık oldu.

Görülüyor ki Peygamberimiz, yeşil alanları korumayı, ağaç dikimini yaygınlaştırmayı İslâmi ve insanî bir görev olarak göstermiş ve bu konuyla ilgili olarak:

ْلَعْفَيْلَف اَهَس ِرْغَي ىَّتَح َموُقَي َلا ْنَأ َعاَطَتْسا ِنِإَف ٌةَليِسَف ْمُكِدَحَأ ِدَيِب َو ُةَعاَّسلا ِتَماَق ْنِإ

(8)

“Kıyamet kopmaya başladığında, birinizin elinde bir ağaç fidanı bulunsa, kıyamet kopmadan onu dikmeye gücü yeterse, hemen diksin” (Ahmed, III, 191, 184.)

َب ْوَأ ٌناَسْنِإ ْوَأ ٌرْيَط ُهْنِم ُلُكْأَيَف ،اًع ْرَز ُعَر ْزَي ْوَأ ،اًس ْرَغ ُس ِرْغَي ٍمِلْسُم ْنِم اَم ٌةَقَدَص ِهِب ُهَل َناَك َّلاِإ ،ٌةَميِه

“Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir bitki ekerse, ondan kuş, insan veya hayvan yerse, bu onun için sadaka olur” (Müslim, Musakat, 2, II, 1188.) sözleriyle de peygamberimzi oürmanların, yeşil alanların ve çevrenin korunmasını teşvik etmiştir.

Sonuç olarak dinimiz temizliğe büyük önem vermiştir. Dinin direği olan namazın geçerli olabilmesi için de temizliğin ve abdestin şart koşulması, cünüp olan kimsenin boy abdesti alınmasının farz olması, asgari haftada bir defa yıkanmanın, giysilerin ve mabetlerin temizlenmesinin emredilmesi temizliğe verilen önemin göstegesidir.

َني ۪رِّهَطَتُمْلا ُّبِحُي َو َني۪با َّوَّتلا ُّبِحُي َ ههاللّ َّنِا

“Şüphesiz Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever” anlamınadki ayet temizliğe önem verenlerin değerini ifade etmektedir. (Bakara, 2/222.)

Referanslar

Benzer Belgeler

Miyokar- dın oksijen gereksinimi; kalp hızı, kontraktilite, önceki yük, sonraki yük ve miyokardın kas kütlesi ile ilişkili olup tüm bu faktörlerde birbirleri ile

Köpekleri Peggy’yi gezdirdikten sonra eve döndüklerinde pati temizliğinde zorluk yaşayan kardeşlerin, bu probleme hijyenik ve kolay bir çözüm olarak geliştirdiği

Kalbin içrek kardi- yak sinir sistemi oldu¤u, afferent, internöron ve efferent sempatik ve parasempatik nöronlar› ile karmafl›k içsel kardiyak gangliyonlar›n› içeren

Ülkemiz için en büyük tesis durumundaki elektrik enerjisi üretimi yapılan termik santrallarımızın çevreye olan olumsuz etkisi de mevcut santralda gerekli tedbiri alarak,

Kalbin venöz damar yapılanması incelendiğinde apex cordis’den başlayan ve sulcus interventricularis anterior’da ilerleyen venin, sulcus coronarius’a kadar olan

Türkeli, Ordu HES’lerine ait olduğunu açılan dava sonucunda da Ulubey ilçesi, Sarpdere üzerinde Mor Enerji Ü;retim A Ş tarafından yapılması planlanan Ağkolu Regülatörleri

 Triküspit kapak sağ atriyum diyastolünde kanın sağ ventriküle geçmesi için açılırken, sağ ventrikül sistolünde kapanır ve kanın sağ atriyuma dönmesini

• Sağ atrium ve sağ ventrikül birlikte sağ pompa yapısını, sol atrium ve sol ventrikül birlikte sol pompa yapısını oluşturur.. • Sağ ve sol pompa birbirlerinden